Ana Sayfa Blog Sayfa 394

Günü Siz Belirleyin

0

Günü Siz Belirleyin

Sektörümüz, artık çoğunlukla çalışan insanlara hizmet verdiğimiz bir sektör. Buna ayak uydurmak için neler yapmak gerekir, gelin okuyalım…

Kuaför ve güzellik salonları her ne kadar ev hanımlarının uğrak yerleri olarak gözükse de, çalışan insanları da unutmamak gerekir. Çalışan insanların saçlarına ve her türlü bakıma daha az zaman ayırır olmaları, hem kendilerinin bazı imkanlardan yoksun kalmalarına hem de bizlerin yeterince gelir elde edememesine neden olmaktadır. Bu durum randevu ile çalışma sistemini gerektirmektedir.

Ülkemizde çalışan insan sayısının git gide artmasına rağmen, çoğu meslektaşın bu duruma hala bir çözüm bulamadıklarını, gereksiz sayıda elemanla çalıştıklarını ve boş zamanlarının çalışma saatleri içersinde fazlaca olduğunu gözlemlemekteyim.

Örnek vermek gerekirse; salonunuzu ziyaret eden çalışan müşteri kapasitesi yüksek olduğu için, bu müşteriler ya sabah çok erken saatlerde ya da akşam geç saatlerde gelmektedirler.  Randevusuz çalışıyorsanız gün ortasındaki saatlerde katıldıkları gün ve gittikleri gezmelerden dolayı ev hanımlarının baskınına uğrarsınız ya da bu saatlerinizin büyük kısmını boş geçirirsiniz. Bu durum işletmenize birkaç sıkıntıyı bir arada getirmektedir:

1 – Gereksiz yere boş oturan eleman

2 – Gelirinizin bu saatlerde dengesizliği

Oysa randevu ile çalışarak hem gereksiz sayıda elemanla çalışmayı önlemiş hem de gelir gider çizelgenizi dengelemiş olursunuz.

Müşterileriniz belki bu duruma alışmakta zorlanabilirler. Çalışmayan bir müşteriniz zaten gün ortası gelmeye daha meyillidir ama geç saatlerde gelmek istediğinde yer olmadığı için hüsrana uğrayabilir ya da çalışan müşterileriniz akşam geç saatlerde gelmeyi tercih ediyorlarsa saat 17:00 veya 18:00 de gelmek istemeyebilirler. Siz bunu, müşterinize gayet güzel bir şekilde kabul ettirecek yolları bulabilirsiniz. İnanmak güç belki ama bu sayede müşterileriniz hem kendilerine yeterince zaman ayırabilecekler hem de zamansızlıktan yaptıramadıkları işlemleri yaptırabilecekler. Sizde bu sayede boş zamanınızı ve boş oturan elemanlarınızı daha iyi değerlendirmiş olacaksınız.

Mutlaka denemenizde faydalı olacak bir diğer davranış ise, müşteriniz ödemeyi yaptıktan sonra müşterinizin bir diğer randevusunu yapmaktır.

Bu sizin gelecek günlerdeki kar marjınızı desteklediği gibi, zamanınızı ve elemanlarınızı gün içersinde en doğru ve verimli şekilde planlamanızı sağlayacaktır.

Bu sayede haftalık ve aylık geliriniz garanti altına alınmış olacaktır. Yine bu sayede personeliniz daha aktif bir çalışma ile gününü geçirecek ve daha verimli olmanın keyfini yaşayacaktır.

Yazan: Gülgün Biçerel Uysal

Çözüm odaklı mısınız?

0

Çözüm odaklı mısınız?

Salonlarda her gün yeni bir telaş, beklenmedik durumlar, nasıl davranmanız gerektiğini bilemediğiniz durumlarla karşılaşıyorsunuz. Kriz yönetimi yapmanızı gerektirecek müşteriniz ve çalışanınız arasında kaldığınız zorlu dakikalar geçiyor. Peki siz ne kadar çözüm odaklısınız? Karşınıza çıkan engelleri aşmak konusunda ne kadar sabırlısınız ya da ipleri elinize alabiliyorsunuz? Aklınızla duygularınızı yönlendirebiliyor musunuz? İş hayatında ikili ilişkilerinizde sorunlar hemen hemen benzer nitelikler taşır. Üstesinden gelmek için size bazı çözüm önerilerimiz var.

  • Öncelikle karşınızdakini dinleyin ve onu suçlayacak bir yaklaşım yerine yapıcı olmaya çalışın. Karşınızdaki kişinin yaptığı hareket karşısında nasıl hissettiğinizi ifade edebilirsiniz. Kendinizi net bir şekilde anlatın.
  • İş hayatında yaşadığınız olumsuz bir deneyim, içinde bulunduğunuz durumu çağrıştırabilir. Fakat duygularınızın sizi etkilemesine izin vermeyin. Çıkmaz bir yol asla yoktur.
  • Eğer karşınızdaki ile bir iletişim kopukluğu yaşıyorsanız, başka birini konuşmaya dahil edip, çözüm üretmek için ne yapılması gerektiğini danışabilirsiniz. 

Sektöre bakış

0

L'Oréal Profesyonel Ürünler Bölümü Genel Müdürü Emine Akad Gürpınar ile sektöre bakış

Emine Akad Gürpınar ile sektördeki bir yıllık deneyimini, izlenimlerini, çalışmalarını ve planlarını konuştuk.

Estetica: Öncelikle bir yılın ardından sektöre ilişkin izlenimlerinizi öğrenmek isteriz.

Emine Akad Gürpınar: Son derece dinamik, renkli kişiliklerin ve uzun yıllara dayalı ilişkilerin değerinin yüksek olduğu, önünde çok büyük fırsatlar bulunan ve tutku ile çalışmayı gerektiren bir sektör. Tüketicilerimize sunulan hizmette katedilecek çok yol var.

Estetica: 2014 yılını markalarınız açısından değerlendirir misiniz?

Emine Akad Gürpınar: Markalarımız 2014 yılında çok önemli gelişmeler, çift haneli büyümeler kaydettiler. L’Oréal Professionnel, Kérastase ve Matrix markalarımızın her biri kendi kulvarlarında önemli derecede büyüdü ve gelişti.

Estetica: Organizasyonda bir takım değişiklikler oldu. Paylaşır mısınız?

Emine Akad Gürpınar: Organizasyonumuz geçen sene pek çok seviyede yenilendi. Sektöre yaptığımız yatırımın bir göstergesi olarak, satış ve eğitim ekiplerimiz lider markalara yakışır güç ve büyüklükte her geçen gün daha da gelişiyor. Bana bağlı bölümlerin yönetimindeki pek çok arkadaşımızın sorumluluk alanları büyüdü. Bu sene başında, L’Oréal Profesyonel Ürünler Bölümü Pazar Geliştirme Müdürü Gülşah Camcı Yılmaz, Paris Genel Merkez’imizde Orta Avrupa Bölgesi Profesyonel Ürünler Bölümü Selektif Markalar Marka Direktörü olarak atandı. Organizasyonumuzda en dikkat ettiğimiz konuların başında çalışanlarımıza belirli kariyer yolları sağlayarak gelişimlerine katkıda bulunmak ve onları daha ileriye taşımak geliyor. Hareket halinde ve büyüyen yapımızda başarılı arkadaşlarımızın önünde her zaman daha büyük sorumluluk alma şansı tanıyan fırsatlar olacak.

Estetica: Sektörde 2015 yılında nasıl farklılık yaratacaksınız?

Emine Akad Gürpınar: Bizim amacımız kuaför salonlarına giden trafiği arttırmak ve kadınların memnuniyetle salondan ayrılmalarını sağlamak. Lüks saç bakımının tartışmasız lideri Kérastase, büyüyen eğitim ekibi ile yepyeni uygulamalarla tüm pazara örnek olmaya devam edecek. Matrix markamızda marka yapısına geçerek odaklanmayı arttıracağız ve Matrix’in “herkese ulaş, herkesi eğit” felsefesine paralel olarak yüksek kalitede ürün ve servisi ulaşılabilir fiyatlara sunmak isteyen tüm salonların markayı daha yakından tanımasına ve denemesine olanak sağlayacağız. Bir kere denediler mi onlar da markanın gücünü anlayacaklar.

Estetica: Paylaştığınız bilgiler için çok teşekkür ederiz. Sektöre mesajınızı öğrenebilir miyiz?

Emine Akad Gürpınar: 2014 yılında olduğu gibi 2015 yılında da sürdürülebilir büyüme anlayışı ile vizyonumuzu paylaşan her salonla yüksek kalitede ve güvenilirlikte ürün ve servisleri kadınlara sunmaya devam edeceğiz. Anlık kazanımlar için değil, hep beraber kuaförlük mesleğini ileri noktalara taşıma konusunda çalışmalarımız devam edecek.

Bu röportaj Estetica Dergisi Şubat-Mart 2015 sayısından derlenmiştir….

Mehmet Tatlı ve markalaşma

0

Mehmet Tatlı ve markalaşma

Mehmet Tatlı’nın markalaşma sürecinde kurumsal altyapının arkasındaki isimlerden Nilgün Tatlı ile sektör hakkında konuştuk.

Biraz kendinizden bahseder misiniz?

1975 yılında İstanbul’da doğdum. İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümü’nü bitirdim. İngiliz bir firmada 5 sene Yönetim Danışmanlığı yaptıktan sonra ticaret hayatına atıldım ve kendi işimi kurdum. 2000 yılında evlendim. Babam, Mehmet Tatlı o dönem sektörde bir atılım yapma aşamasındaydı. Biz bu işin içine girmezsek,  profesyonel yönetici arayışına gireceğini söyleyerek manevi bir baskı yaptı. Bir yol ayrımına girdik. Kendi işimizi kapattık ve 2000 yılında Mehmet Tatlı’nın salon yönetimi bölümünden sorumlu olduk. Yaklaşık 15 senedir bu sektörün içindeyim. Kendi muhasebemizi, akademimizi, kurduk. Ürünlerin tüm şubelere dağıtımını gerçekleştirmek için depolama sistemine geçtik. Kurumsallaşmaya gittik. Şubelerin sayısı arttı. 5 sene Maltepe şubesinde çalıştım. 10 senedir de Cevahir Alışveriş Merkezi’ndeki şubedeyim. Abim Nihat Tatlı, İstanbul Üniversitesi Turizm Otelcilik mezunu ama o da Beylikdüzü şubesinde, kardeşim Nilay Tatlı Özdilek Park AVM’de salon yönetimi ile uğraşıyor. Diğer iki kardeşim Nurten Tatlı Bal makyöz olarak Nişantaşı şubesinde, Nevruz Tatlı ise kesim uzmanı olarak Orjin Maslak’ta çalışıyor.

Kurumsallaşma sürecini biraz anlatabilir misiniz?

Mehmet Tatlı Akademi’nin kurulması ile bu süreç daha hızlı ilerlemeye başladı. Babam eğitime çok önem verirdi. Akademi’yi yokluklar içinde açmıştık. Yurtdışından eğitmenler getirdik, üniversiteler ile bilgi alışverişi yaptık. Bütün ekip eğitimler aldı. Siz biraz büyümeye başlayınca şartlar sizi kurumsallaşmaya doğru götürüyor. Özellikle Cevahir Alışveriş Merkezi’ndeki şube açıldıktan sonra marka bilinirliğimiz daha da arttı. Zincirleme olarak hepsi arka arkaya geldi. Şu an 24 şubemiz var. Hepsinin başında kendi bünyemizde yetiştirdiğimiz elemanlar var. Bağlılığına, iyi niyetine sadakatine inandığımız çalışanlarımızı belli bir süre bize o güveni aşıladıktan sonra onları ödüllendirmek adına şirketimize hissedar yapıyoruz. Şu ana kadar 50’ye yakın hissedarımız var. Hissedar olanlar salonu kendi yeri gibi görüyor ve riskini azaltmış oluyor, hem de kurumsal bir çatının altına girmiş oluyor. Tek başına salon açmak istediklerinde önlerinde daha uzun bir süreç olacağı için, elemanlar bizimle büyümeyi tercih ediyorlar. Mehmet Tatlı ismiyle kendi çatımızın altındaki insanları ön plana çıkarıyoruz. O anlamda bir tatmin sağlayabildiğimiz için bu maddiyatın da üzerine geçiyor. Onlara yönetme, sanatını ortaya koyabilme şansı veriyoruz ve koruma altına alıyoruz. Salonun vergisi, muhasebe, personel giderleri gibi işlerle uğraşmıyor. Biz bu sayede bu kadar büyüyebildik. Sadece bir isim üzerine kurulu bir şirket olsaydı, bunu başarmak mümkün değildi. Bu kadar insanı bir arada tutmak önemli. İki çok iyi arkadaş salon açıp, 6 ay sonra anlaşamıyor ve salon kapanıyor. Bir süre sonra bir çatışma içine giriyorlar. Egolar devreye giriyor, biz de öyle bir şey yok.

Bunu nasıl sağlıyorsunuz?

Mütevazilikle. Markanın sahibi babam çok mütevazi bir insandı. Biz burada yanımızda çalışan insanlardan daha çok işçiyiz. Dengeleri doğru ayarladığımız, hiçbir zaman öne çıkmadığımız için gayet güzel yürüyor.

Kaç çalışanınız var? Eleman bulmakta zorluk çekiyor musunuz?

400 civarında elemanımız var. Bizde çok fazla sirkülasyon olmuyor. Cevahir Alışveriş Merkezi’ndeki şubede 10 senedir çalışıyorum. Bu süreçte burada 30 personel değişmiştir. Onların ayrılma nedenleri de salon ile ilgili değildir. Kalfa, usta ya da manikür bölümlerinde elemanların sayısı kolay kolay değişmiyor. Eleman alacağımız zaman kendi içimizde salonlar birbirlerine haber veriyorlar, genelde akademimizde kendi yetiştirdiğimiz elemanı alıyoruz. Elemanları akademimizde 1 ay eğitiyoruz. Şubelerin hangisinde ihtiyaç varsa oraya alıyoruz.

Eleman alımında Meslek Liseleri ya da Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Bölümü mezunlarını tercih ediyor musunuz?

Nişantaşı Üniversitesi bizim bu konuda çözüm ortağımız. Mezun olmadan bir sene önce salonlarımıza öğrenci yönlendiriyorlar. Gelen öğrencilerden çok memnunuz. Çünkü bir hedefleri var. Mehmet Tatlı Salonları, üniversitelerde iyi sunuluyor ki öğrencilere burada çalışmak ödül gibi geliyor. Daha bilinçli bir kesim var. Üniversite’de teori kısmını alabiliyorlar, kendilerini uygulamada geliştirmek için daha çok çaba gösteriyorlar. Kuaför olabilmek için özel üniversiteye para ödüyorlar ve verdiğinin karşılığını almak istiyorlar.

Çalışanların ihtiyaçlarını tespit edip, ona göre eğitim veriyor musunuz? Nasıl gözlemliyorsunuz?

Akademi Direktörümüz Necdet Yazıcı ve Alp Kavasoğlu gözlemliyor. Akademi’de her pazartesi topuz, haftada bir gün de renklendirme eğitimlerimiz oluyor. Katılımcı sayısının az olması eğitimin verimli geçmesi açısından önem sağlıyor. Bu yüzden bir eleman üç haftada bir eğitimlere katılıyor. Salonda çalışanlarınızı mutlaka beslemeniz gerekiyor; eğer bir şeyler verirseniz, size daha sadık oluyorlar. Bu yüzden daima yeniliklerden, trendlerden onları haberdar ediyoruz. Benim bildiğim bana yeter diyen insanlarla çalışmıyoruz. Her yaşta, herkesten öğrenilebilecek mutlaka bir şeyler vardır.

Mehmet Tatlı Akademi’nin dışında çalışanlara eğitim sağlıyor musunuz?

Nevruz Tatlı yurtdışında çalıştığımız Stephan Akademi’den eğitim alıyor ve kendi ekibimize orada öğrendiklerini aktarıyor. Aynı zamanda firmalar destek sağlıyorlar.

Çalışanların motivasyonunu arttırmak için neler yapıyorsunuz?

Müşterimize ne yapıyorsak, önce çalışanımıza yapıyoruz. Özel günlerde jestler yapıyoruz. Sevgililer gününde müşterilerimize ve çalışanlarımıza üzerinde kalp deseni olan kazaklar hediye ettik. 14 Şubat’ta tüm elemanlarımız kalpli kazakları giydiler. Onları motive etmek için küçük hediyeler veriyoruz, düzenli yemekler organize ediyoruz. Mümkün olduğu kadar iş dışında da bir araya gelmeye çalışıyoruz. Salonun atmosferi bir süre sonra insanı gergin yapabiliyor. Dışarı çıktığımız zaman herkes daha neşeli oluyor. Bambaşka karakterler ortaya çıkıyor. Bizim ekip birbirini çok sever, çok dostane bir ortam vardır. Kimse kimsenin ayağını kaydırmaya çalışmaz. Birbirlerini rakip olarak görmezler.  

Müşteri memnuniyetini yakalamak için ne yapıyorsunuz?

Öncelikle işimizi iyi yapmaya çalışıyoruz. Bir marka olduğumuz için müşteriler hata kabul etmiyor. Herkes saç yapıyor, ama bir şeyleri farklı yapmak, müşteri ile duygusal bağ kurabilmek, güven vermek gerekiyor. Müşteri salona geldiği zaman kafasında hiçbir şekilde hiçbir şüphe kalmaması, maddi olarak verdiğinin hakkını alması lazım. Biz öncelikle sıcak bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Sonra ne istediğini iyi dinleyip, müşteri memnuniyeti yakalamayı hedefliyoruz. Müşteri şikayetlerinin her zaman arkasında duruyoruz. Bir şey yaptırıp, beğenmediği zaman mutlaka yine bize gelsin ve düzeltme şansımız olsun istiyoruz. Bizim için şikayet eden müşteri aslında bizi kazanmak isteyen müşteridir. Bize şikayetini ilettiğine göre, demek ki bizden çözüm üretmemizi bekliyor demektir. O yüzden sorunu burada çözüp, tekrar onu kazanmak için kafasında bir soru işareti kalmamasını istiyoruz.

Müşteri bağlılığını yakalamak için neler yapıyorsunuz?

Güven ortamını yakaladıktan sonra müşteri farklı bir salon arayışına girmiyor. Fiyatlandırma politikamız neredeyse aynı, hizmet kalitemiz tatmin edici bir düzeyde. Müşteri bize gelmese bile öğreniyoruz ki başka bir Mehmet Tatlı Salonu’na gitmiş. Aidiyet duygusunu arttırmaya yönelik, Tatlı Kart hizmetimizi geliştirdik. Müşterilerimiz salonda yaptırdığı her işlem için puan kazanıyor. Boyasının rengini, en son ne yaptırdığını oradan takip edebiliyoruz. Belirli bir ödeme üzerinden puan veriyoruz. O puanları herhangi bir Mehmet Tatlı şubesinde harcayabiliyor. Belirli dönemlerde promosyonlar gerçekleştiriyoruz. Gelin saçı kampanyalarımız oluyor.

Sektöre girmeden önce kaygılarınız var mıydı? Kariyeriniz için iyi bir seçim olacağını düşünüyor muydunuz?

Benim sektör hakkında pek bilgim yoktu. Kuaföre giden biri bile değildim. Burayı hep bir şirket mantığı ile yönetmeye çalıştık ve herkesin fikri değerliydi. Burada çırağından, salon yöneticisine kadar herkesi karşıma alıp onlarla sohbet ediyorum. Ne yapması gerektiğini, nasıl daha iyi olabileceğini konuştuğumuz için hiç kafam boş kalmıyor. Ben doğru yerde miyim diye düşünecek zamanımız olmuyor. Babamın marka olmak gibi bir hayali vardı. Biz bu noktalara getirdik. Umarım bizden sonraki nesil de her zaman daha ileriye götürür. 

Sektörde 15 sene salon işletmeciliği yapan biri olarak kuaförlüğün geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Günümüzde çok fazla vur kaç salon var. Açıldıktan kısa bir süre sonra  sabun köpüğü gibi kapanıyorlar. Salon açmak bu kadar basit olmamalı. Bu işin mali yönü var, büyük markalar ağır vergilerin altında eziliyor. Ama küçük işletmelerde vergi ödemiyor, merdiven altı ürünler kullanıyorlar. Müşterilerin bu salonları tercih etmemesi gerekiyor. Kurum kültürü ile yönetilen işletmelerin, sektörde daha kalıcı olacağını düşünüyorum.

Sizin sektöre başladığınızdan bugüne kadar değişen neler var?

Kuaförler eskiye göre eğitimlere daha çok önem vermeye başladılar. Sektörde eğitim seviyesi biraz daha arttı. Kuaförler daha çok araştırmaya başladılar. İnternet çok iyi bir bilgi kaynağı oldu. Eskiden bir şov izlemek için yurtdışına gidiyorlardı. Şimdi istedikleri eğitimi ya da performans şovunu internet üzerinden seyredebiliyorlar. Teknoloji ile birlikte müşteriler işletme hakkında istedikleri gibi yorum yapabiliyorlar. Müşteri beklentileri, trendler her şey değişiyor. Biz değişen şartlara ayak uydurmaya çalışıyoruz.   

Eklemek istediğiniz?

Kuaförlüğün yurtdışındaki gibi saygın bir meslek olmasını diliyorum ve mesleği üst seviyeye taşınmasını istiyorum.

Nilgün Tatlı’ya bu keyifli sohbet için çok teşekkür ediyoruz.

Artistik Kuaförler Derneği

0

Varlığı, ismi, üyeleri ve faaliyetleri zaman zaman çok konuşulan, zaman zaman ulaşılmaz olduğu düşünülen bir dernek

Artistik Kuaförler Derneği

Soldan Sağa.Ayaktakiler: Mahmut Ebil, Gülay Tiran, Yıldırım Özdemir, Bora Özdoğan, Müşerref Pala- Oturanlar: Hüseyin Sivrikaya, Hakan Köse, Adnan Serter.

 

Sektörde pek çok kişinin merak ettiği, kimi zaman elitler suçlamasıyla karşılaşan, kimi zaman da elit olmanın önemine vurgu yaparak sektöre kaliteyi sunan örnek bir yapı.

Geçmişe de bugüne de baktığımızda tek bir gerçek var: Meslek aşkı. Sobayla ısınan bir odada alınan dernekleşme kararıyla kurulan, kimi zaman Artistik Kulüp olarak adlandırılan ve son tüzük değişikliğine kadar ismi İstanbul Artistik Kuaförler Derneği olarak sadece İstanbul’dan üye kabul eden dernek son yıllarda farklılaştı, değişti, şekillendi ve Avrupa’ya örnek gösterilen bir kurum haline geldi.

Sadece İstanbul’dan değil tüm Türkiye’den kuaförlük belgesine sahip meslektaşlarını kucaklayan derneğin, Edirne’den Ankara’ya, Giresun’dan Alanya ve Antalya’ya kadar üyeleri bulunuyor. Üye yapısındaki değişikliğe paralel olarak yine son genel kurulda ismindeki İstanbul kaldırılarak tüm Türkiye’ye açık hale geldi. 

Derneğin asıl sırrı ise Üyelik Bildirgesi’nde gizli. Bunun için kısa bir süre sonra yenilenecek olan web sitesine (www.iakd.net) göz atmanızda fayda var.

Estetica Dergisi Şubat Mart sayısında, AKD Yönetim Kurulu ile yaptığımız sohbeti bulabilirsiniz.

SALONUNUZDA ÇÜRÜK ELMA VAR MI?

0

Çürük Elma

Sepetinizde çürük bir elmanın olduğunu düşünün. Bu elmayı sepetten çıkartıp atmadığınız sürece diğer elmalar da zarar görecektir. Bu sepetin iş yeriniz olduğunu ve çürük elmanın da elemanlarınızdan birisi olduğunu düşünün. Elemanınızı da bir çürük elma gibi rahatça iş yerinizden uzaklaştırabilir misiniz? Ya da uzaklaştırmadığınız zaman size ve iş yerine vereceği zararları önleyebilir misiniz? Bu konuda bir fikriniz var mı?

Birlikte çalışacağınız elemanları işe alırken art niyetli düşünmezsiniz. Bu mesleğe gönül verdiklerini ve iyi birer usta kuaför olabileceklerini düşünerek birlikte çalışırsınız. Fakat bazen farkında olmadan yanlış seçim yapabilirsiniz veya yanlış meslek seçimi yapmış bir elemanı işe almış olabilirsiniz. Elemanınız kalifiye olabilir ya da çıraklıktan bu yana salonunuzda çalışan birisi olabilir. Elemanlarınızı istediğiniz gibi yetiştirseniz de bir süre sonra fikir ayrılıkları veya farklı nedenler yüzünden aralarındaki ilişkilerin gitgide içinden çıkılmaz bir hal aldığını görebilirsiniz. Size karşı olan sorumluluklarını, sizin istediğiniz gibi yerine getirmekte güçlük çıkartıyor olabilirler.

Çoğu durumda bütün sorunların kaynağını araştırıp, bu sorunları su yüzüne çıkartmak zordur. Ancak çürük elmayı arayıp bulmak gerekir. Sorunlar uzun vadeli değilse işiniz çok kolaydır. Fakat uzun zamandır devam eden bir sorunsa işiniz daha zor olacaktır.

Eğer iş yeri kuralları protokolü ile çalışıyorsanız, bu kurallara uyulup uyulmadığını sıkça kontrol edebilirsiniz. Uyulmadığı taktirde yazılı olarak uyarabilirsiniz. Bunlara rağmen istediğiniz şartlar yerine getirilmiyorsa bu kişiyi ya da kişileri işten çıkarmakta fayda vardır. Çünkü bu tür kişiler diğer elemanları da etkileyerek, onları kendi çıkarları doğrultusunda size karşı örgütleyebilirler ya da daha kötüsü müşterilerinizi haksız ve hukuksuz yollarla etkileyip, onların salondan uzaklaşmalarına neden olabilirler. Böyle durumları yazılı olarak sürekli denetlediğiniz taktirde yasal haklarınızı rahatlıkla kullanabilir, yaşanılan zararı en aza indirgeyebilirsiniz.

Bir işletmeci olarak elemanlarınızı hor kullanmamanız gerektiği gibi, onların da işverenlerine ve protokollere uygun davranmaları en doğru olanıdır. Siz siz olun, her ne durum olursa olsun en baştan tespitlerinizi doğru yapın.

Her personeliniz için birer dosya açarak, hem performanslarını kontrol edebilir hem de artı ve eksilerini yazılı olarak tutanaklar halinde saklayabilirsiniz. Yaptığınız haftalık veya aylık durum değerlendirmelerinde bunları yazılı olarak kendilerine sunabilirsiniz. Bu yapacaklarınız size kılavuz olacak, doğru kararlar almanızı sağlayacaktır. Aksi taktirde bir veya birden fazla elemanınızı belki de haksız yere işten çıkarmış olursunuz. Bunu sonradan fark etmek; hem size üzüntü verecek, hem de yanlış kişi ve kişileri hedef almış olmanız belki de size en iyi elemanlarınızı kaybettirecek.

Yazan: Gülgün Biçerel Uysal  Fotoğraf: Fotolia_76392130_XS

 

 

Sabit Akkaya Koleksiyonu

0

Şık ve Sade

Lüks ve zarafetin yansımaları.

Sabit Akkaya imzalı özel bir çalışma.

Özel anları unutulmaz kılacak derece şık ve rahat hissedecek düzeyde sade. Lüksün içinden bir yansıma ve deneyimin büyüleyici gücü bir arada. Seçkinlere özel. Lüks bir otelin parlak merdivenlerinden inen bir yıldız adeta. Her zaman farklı her zaman özel… Lüksün içinde sadeliğin ve şıklığın buluşması. Aykırılığa rağmen özel anlara doğru yolculukta ortak noktada buluşma! 

Saç: Sabit Akkaya

Stil: Ayşe Sönmez

Makyaj: Alp Kavasoğlu

Fotoğraf: Özgür Topkan

Ürünler: Sebastian Professional, Wella Professionals

İzmir Kuaförler Odası Başkanı Sezai Apaydın ile açık açık

0

İzmir Kuaförler Odası Başkanı Sezai Apaydın ile açık açık

Kendisi özel, meslek odası özel bir şehir. Kuaförler Odası Başkanı Sezai Apaydın ile açık açık…

Mesleğine olan tutkusu, yapıcı ve pozitif bakış açısıyla İzmir Kuaförler Odası Başkanı Sezai Apaydın’dan bilgi aldık. İşte satır başları.

Estetica: Kaç yıldır Oda’da görev yapıyorsunuz? Sizce kuaförler neden meslek örgütlerinde görev almalılar?

Sezai Apaydın: 12 senedir oda deneyimim var. 6 sene yönetici olarak hizmet ettim. 6 senedir de başkanlık yapıyorum. Oda’da çalışmadan önce Artistik Kuaförler Derneği’nde 10 sene yönetici olarak görev yaptım. O dönemde Kemal Bey, Adem Bey ve İsmail Sarıca vardı. Dolayısıyla mesleğimizi bir yere getirmek adına sosyal gruplarda hep yer aldım.

Sezai Apaydın: Benden önce başkanlık yapanları saygı ile anıyorum. İmkânlarını, cesaretlerini ve vizyonlarını tartışmıyorum. O zamanın koşulları farklıydı. Sezai Apaydın ile beraber İzmir Kuaförler Manikürcüler ve Güzellik Uzmanları İşletmecileri Esnaf ve Sanatkârlar Odası çağ atladı. Bu kurumu yetkili kılma çabası adına amacımız yerine ulaşırsa, en son meslek şurası ile ilgili çalışmadan doğru isteklerde bulunurlarsa, Oda yetkili bir kurum haline geldiğinde, kuaförlerin beklentilerine cevap verdiğimizde burası iyi işleyebilecek.

İzmir Merkez’de 2500 kaydımız var. 2500’ün içerisinde güzellik uzmanları ve ağdacılar da var. 1800’ü ise kuafördür. 300 Ticaret Odası’nda kayıtlı üye var. Bir de ilçelere bağlı olan karma odalarda 2500 tane var. İzmir il ve ilçelerinde toplam 5000 kuaför var. Odamızda kurumsallaşma konusunda çalışmalar yapıldı. Oda’nın yerini değiştirdik ve büyüttük. Eğitim Merkezi yapıldı. Hijyen eğitimi konusunda bir proje gerçekleştirdik. Kuaförlere yasal zorunluluktan kaynaklanan bir hijyen eğitimi veriyoruz. Yöneticilerimizden dört kişiyi Almanya’ya dört kişiyi de Fransa’ya gönderiyoruz. 6-10 Temmuz 2015 tarihinde Fransa’da bir okulla işbirliği yaptık. 3-7 Ağustos 2015 tarihinde de “Kuaförlükte İş Güvenliği ve Hijyen” hakkında bir eğitim gerçekleşecek. 1 haftalık bir eğitim alacaklar. Mesleki belgelendirme hayata geçiyor. Ulusal mesleki yeterlilik kurumunda 5 yıldır çalışma yaptık. Güzellik uzmanlığı, manikürcülük ve berberliğin müfredatta nasıl olması gerektiğini organize ediyorlar. Müfredat hazırlanıyor. İzmir Kuaförler Manikürcüler ve Güzellik Uzmanları İşletmecileri Esnaf ve Sanatkârlar Odası’nın yapmış olduğu çalışmalar sonucunda deneme sınavları ve yeterlilik sınavları yapıldı. İzmir pilot bölge olarak seçildi. Yapılan sınavlar kameralara çekildi ve Ulusal Yeterlilik Kurumu,na gitti. Mesleki Yeterlilik Belgesi verebilmek için kuaförlerin, manikürcülerin ve güzellik uzmanlarının akredite olma konusunda bir çalışması var. Bu çalışma sonrası akredite olursa, bundan sonra ustalık ve çıraklık sınavları olmayacak, kuaför olmak isteyen insanlar odaya gelecekler ve oda tarafından düzenlenen sınava katılarak, kuaförlük yapma belgesini alabiliyor olacaklar. Europass alacaklar ve bu belge yurtdışında da geçerli olabilecek. 5 yıl sonra ise vize yaptırması için izlenmeleri gerekiyor. Kuaförlere verilen belgelerin belirli bir sisteme oturması açısından çok önemli bir belge. İzmir Oda olarak Mesleki Belge veriyor olacağız… Bunu başarabilirsek, işimize biraz daha ciddiyet katmış olacağız. Bunun amacı farklı yollarla belge alınmasını önlemek. Eğer bu çok ciddi bir şekilde yapılır, bütün sistem kameraya alınırsa ve iyi denetlenirse, kayırmaların önüne geçilmiş olunur. Bu da mesleğin kalitesine yansır diye düşünüyorum. Bir kadın kuaförden sağlıklı bir hizmet alırsa verimlilik artar. Ben mesleğe çok isteyerek başladım. Çok sevdim ve başarımı üstüne koyarak geldim. Bazen bir mimar olsaydım diyorum, hiç kalıcı bir eserimiz yok. Yapıyoruz ve gidiyor diyorum ama düşününce mutlu bir kadın yaratıyorsunuz. Mutlu kadın güzel yemek yapıyor, eşini mutlu ediyor, eşini işe mutlu uğurluyor, eşi işe mutlu gidiyor ve dışarıda pozitif enerji yayıyor etrafına.

Estetica: Kuaförler Odası’nın sektörel projelere sıcak bakan bir yapısı var. Bir de geçen yıllarda yaptığınız bir yarışma var.

Sezai Apaydın: Kuaförler Odası’nda ben başkan olarak, kuaförlüğü üst seviyelere taşımak istiyorum. Bunun da eğitimden geçtiğine inanıyorum. L'Oréal Professionnel, eğitim konusunda sadece oda ile değil genel anlamda Türkiye’de kuaförlerin eğitilmesine ön ayak olmuş önde gelen bir firma. Eskiden rakipsiz firmalar vardı. Siz onlara mecburdunuz ve size hiçbir eğitim vermiyorlardı. Ancak ustanızdan öğrenirseniz yapabiliyordunuz. Bu çark tamamen değişti. Renklendirmeyi ya da permayı sarmayı, gençlere L'Oréal Professionnel öğretti. L'Oréal Professionnel ile bizim vizyonumuz birleşiyor. Ege Üniversitesi ile bir anket çalışması yaptım. Fakat benim için yeterli olmadı, daha sonra L'Oréal Professionnel ile kuaförlerin işe bakışları, hijyen eğitimi konusunda bir anket yaptım ve “Bununla ilgili bir data toplayıp, doküman hazırlar mısınız?” dedim. Bunun üzerine onlar daha farklı yaklaştılar ve Beyaz Kelebek projesi doğdu. Bu projede önemli olan kuaförlere katkıda bulunabilmekti. Bu projeye katılan kuaförler ciddi fayda elde ettiler ama yine de bu başarının daha üst seviyelerde olmasını isterdim.

Estetica: İzmir’de kuaförlük bölümüne sahip olan Meslek Liseleri ile çalışmalarınız var mı?

Sezai Apaydın: Göztepe Kız Teknik Lisesi, Cumhuriyet Nevvar Salih İşgören Meslek Lisesi, Bornova Atatürk Meslek Lisesi ve Nene Hatun Kız Meslek Lisesi öğrencilerinin katılımları ile okul sektör işbirliği çerçevesinde salonlarda çalışmalar yaptık ve öğrenciler ustalar ile birlikte topuz taradılar. Son sınıf öğrencilerine salonlarda staj imkânı sağlanıyor.

 

İzmir Kuaförler Odası Başkanı Sezai Apaydın ile röportajımızın tamamını Estetica Dergisi Şubat Mart sayısında bulabilirsiniz. 

22 yıldır Doğatek

0

22 yıldır Doğatek

Doğatek Kozmetik Genel Müdürü Cengiz Kaya ile 22 yıldan bu yana sundukları ürünleri konuştuk.

Estetica: Doğatek olarak faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Cengiz Kaya: Doğatek Türkiye’de 1993 yılından beri faaliyetlerini sürdürüyor. 38 kişilik bir ekibimiz var. Bünyemizde Organic Color Systems, Organic Care, Goldwell, Keratheraphy ve Palladium markalarını bulunduruyoruz. Eğitime önem veren bir firma olarak, eğitim kısmında birçok firmayla çalıştık ve şu anda Icona Akademi ile çalışıyoruz. Goldwell müşterilerine hizmet veren Icona Akademi’nin Türkiye temsilcisiyiz.

Estetica: En önemli Goldwell ürünü Topchic hakkında neler söyleyeceksiniz?

Cengiz Kaya: Topchic, amonyak oranı diğer boyalara oranla en düşük olan boyadır. Akıcı, beyaz kapamada çok başarılı ve kalıcılığı çok uzundur. Koenzim teknolojisi ile üstün kalitede üretilen bir boyadır. Saçta tutuculuğu yüksek seviyededir. Alüminyum ambalaj, içerisinde gaz basınçlı piston sistemi çok özel bir ambalaj olup, havayla teması yoktur. 250 ml büyüklüğündeki ambalajı Goldwell patentli. Oksitlenmeyi engellediği için son miktarına kadar istenildiği kadar kullanılabiliyor. Ölçüyle çalışmayı tercih eden ve müşteri memnuniyetine önem veren kuaförler için Topchic vazgeçilmez bir ürün haline geldi. En önemlisi de 5 tane 50 ml’lik tüp taşıyarak diğerboyalara göre ciddi bir maliyet avantajı sunuyor. Bir de saçlara geçici dalga etkisi veren Texturizer ürünümüz var. Dalga zamanla kendiliğinden açılabiliyor. Muadili olmayan bir ürün. Herhangi bir zararı olmayan ve permada yaşanan riskleri ortadan kaldıran benzersiz bir ürün.

Fark yaratan bir diğer Goldwell ürünümüz ise Elumen adında amonyak ve oksijensiz çalışan direkt pigment içeren kalıcı boya serimiz. Elumen’ın beyaz kapatma özelliği yoktur ama marjinal renkleri uygulamaya imkân sağlayan özel bir seridir. Parlaklığı yüksek seviyededir. 

Estetica: Bir diğer markanız ise Keratherapy.

Cengiz Kaya: Evet, piyasada Brezilya fönü olarak bilinen keratinli düzleştirme işlemini sağlayan ürün grubumuz. Ürünün kalıcılığı 1 ay sürüyor. Sprey olarak kullanım ve işlem süresi avantajı var. 

Estetica: Sıradaki ürün?

Cengiz Kaya: Kısa bir süre önce Organic Colour Systems’ın yeni bakım ürünü Organik Care’i yeni formülüyle piyasaya sunduk. Saçın dış yüzeyinden çok iç yüzeyinde onarım sağlıyor. Ürünlerden özellikle Silver şampuan çok ilgi gördü. Erkeklerde beyazları kırıyor, bayanlarda doreliği alıyor. Pigment yapısı ve aktifliği nedeniyle pazardaki benzer ürünlere göre şampuanımız çok özel. 

 

Röportajın tamamını Estetica Dergisi Şubat Mart sayısında bulabilirsiniz.

Sektörde dijital platformda stratejiler

0

Sektörde dijital platformda stratejiler

Sosyal medya kanalları sektörde müşterilere ulaşabilmeyi, salonunuzdan çıkan işleri sergileyebilmeye olanak sağlıyor. Peki siz sosyal medyayı ve müşterilerinize yönelik belli aralıklarda gönderdiğiniz e-bülten’lerin gönderiminde vereceğiniz mesajı, hangi tonda konuşacağınızı, hangi içeriklerin kaç kere görüntülendiğini, müşterilerinizin içeriklerinizi ne zaman görüntülediğini analiz ediyor musunuz?

 Dijital dünyanın gücünü kullanın… Veriminizi artırın!

  • Dijital dünyanın sunduğu fırsatlardan daha iyi faydalanmak, verimli olabilmek için müşterilerinizin hangi saatlerde en fazla intenette olduklarını ölçmek için, şirket sayfanızın üst kısmında bulunan istatistikler bölümünü tıklayın, gönderiler bölümünde hangi saatler arasında Facebook sayfanızda paylaştığınız içeriklerin müşterilerinize ulaştığını görebilirsiniz. Mesajlarınızı en çok erişim görüldüğü zaman göndermelisiniz ki içerikleriniz daha fazla kişiye ulaşabilsin.
  • İstatistikler bölümünde erişim kısmını tıkladığınız zaman size hangi günlerde en çok beğenme olduğunun sonuçlarını verecektir. Grafiğin en yüksek olduğu günlerdeki içerikleriniz demek ki en ilgi çekenlermiş. Buna göre içeriklerinize yön verebilirsiniz.
  • Genel bakış kısmında, toplam erişim, sayfa beğenmeleri, etkileşim hakkında bilgi alabilirsiniz. Paylaştığınız tüm mesajların kaç kere görüntülendiği hakkında bilgi almanız nasıl bir strateji ile ilerleyeceğinizi size gösterecektir. 
  • E-bülten’lerinizi de sosyal medyada ölçümlediğiniz en çok erişim olduğu saatlerde gönderirseniz, müşterilerinizin mesajlarınıza ulaşmasını sağlayacaktır.
  • Broşür baskıyorum, masraf çıkmıyor sosyal medyada ne kadar sık içerik paylaşsam o kadar iyi diye düşünüyorsanız kesinlikle yanlış yoldasınız, yeteri kadar gönderi yapmalısınız, müşterileriniz mesaj bombardımanı sonucunda sizi takip etmeyi bırakabilirler.
  • E-bülten gönderimlerinde de maillerinizin spama gitmesini istemiyorsanız çok sık gönderim yapmanızı önermiyoruz.