Ana Sayfa Blog Sayfa 393

Kuaför salonunda çalışan hamile kadınlar nelere dikkat etmeli?

0

 



Kuaför salonlarında kadınlar hamilelik dönemlerinde zor çalışma şartları altında çalışarak, sağlıklarını tehlikeye atıyorlar.  Günlük çalışma saatleri ve kimyasallara maruz kalmak kadınları zor durumda bırakabiliyor.  

 

Mekanın havalandırmasının iyi olmasına dikkat ederek, koruyucu kıyafet ve eldiven giyerek, çalışılan yerde bir şey yiyip, içmeyerek kimyasallara daha az maruz kalmak mümkün olabilir. 

 

 

HAIRiST 2014 Jüri Semineri

0

 

AKD’de gerçekleşen HAIRiST 2014 Jüri Semineri’nde yarışmada doğru değerlendirmenin yapılması için Antalya, İzmit, Edirne gibi Türkiye’nin pek çok ilinden jüriler bir araya geldiler. 

 

Seminerde yarışmanın çıtasını biraz daha artırmak ve geçtiğimiz senelerdeki deneyimleri göz önünde bulundurarak, hangi çerçeveden bakılırsa, daha iyi sonuçlar elde edilebileceği tartışıldı.

 

Jüri üyeleri dördüncüsü düzenlenecek HAIRiST’te yarışmacılara modellerine karar verme aşamasında 2014 İlkbahar Yaz Koleksiyonlarını, trendleri takip etmelerini tavsiye ettiler.

 

Tüm jürilerin aynı bakış açısıyla bakması için yapılan beyin fırtınasında saçların tekrarlanır hale gelmesi gerektiği, yarışmacıların geçmişteki yarışmaları baz almayarak, tüm saçların ticari, salonda kullanabilir şık saçlar olmasının önemi vurgulandı ve hiçbir şekilde fantezi ve avangard saçların değerlendirmeye alınmayacağı kararına varıldı.

 

Ayrıca, model, kıyafet, saç ve makyaj bir bütün halinde olduğu zaman daha etkileyici sonuçların ortaya çıktığı, satışın önemi, dünyanın her yerinde total görünüme bakılarak değerlendirme yapıldığı konuşuldu. 

Jüri üyeleri AKD (Artistik Kuaförler Derneği) Yönetim Kurulu kararıyla davet usuluyle AKD üyeleri arasından seçilirken bu yıl ilk kez  fakrlı üniversitlerin bünyesindeki kuaförlük bölümlerinin öğretim üyeleri de jüri üyesi olarak görev alacak.
 

2014 HAIRiST Yılın Kuaförü Yarışması'nın kuralları, saçların nasıl olacağı, jürinin nasıl değerlendireceği hakkında detaylı bilgiyi http://2014.hairist.com.tr/index.php?sayfa=yarismalar linkini tıklayarak alabilirsiniz. 

 

Müşteri Memnuniyeti Sağlayacak Sıcak Bir Karşılama

0

 

Eyüp'te bulunan Buket Kuaför ve Güzellik Salonu'ndan içeri girdiğinizde müşterileri sıcacık, samimi bir yazı karşılıyor. Müşterinin çerçevenin içerisinde yazan yazıyı son kelimesine kadar okumaması kaçınılmaz!  

 

Saygıdeğer konuklarımız;

 

Salonumuza girdiğiniz anda, uzun ve sağlam olmasını dilediğimiz dostluğumuzun ilk adımını atmış oldunuz. Sadece bakımınızı yapmakla kalmayıp, sizinle birlikte bu dostluğu, heyecanı ve mutluluğu paylaşmak hepimizi çok keyiflendirdi ve gururlandırdı. 

 

Sizinle birlikte ailemize katılan her yeni müşteri salonumuzun dostu olarak bu gururumuzu perçinlemeye devam ediyor. Modern, hijyen, güven ve kaliteyi bir arada sunan salonumuzu tercih ettiğiniz için tüm ekinim adına teşekkür ediyorum. 

 

Ailemize hoş geldiniz. Birlikteliğimizi zamanın ötesine taşımak dileğiyle….

 

Saygılarımla

 

Buket Erışık

 

Sıcak bir karşılama, bir gülüş müşteri memnuniyetinde en önde geliyor. Her şeyden önce güven ve sıcak bir ortamda hissetmek müşteriye çok iyi geliyor.

 

Müşterinin salon ile arasında sadakat ve bağlılık işte böyle  kuruluyor. Her kuaför saç kesiyor, renklendirme yapıyor, fakat salonların arasından sıyrılmak için detaylara önem vermek gerekiyor. 

 

Trikolojinin Kuaförlük İçin Önemi

0

 

Trikoloji: Saç, baş derisi ve saç köklerini araştıran bilim dalı

 

1995 yılında Londra'da Herb'de Trikoloji eğitimi aldıktan sonra 2003 yılında Almanya Darmstadt- Goldwell Akademi'de Trikoloji ve Ürün Portföyü eğitimi gören Zafer Bayram ile trikolojinin kuaförlük ile ilişkisini konuştuk.

 

Trikoloji nedir?

 

Trikoji saç ve saç derisiyle ilgili oluşan sorunları ortadan kaldırmak için oluşan kuaförlerin de büyük ölçüde destek alması gereken çok önemli bir birimdir. Trikoloji ve dermatoloji birbirinden destek alır.

 

Kuaförün trikoloji ile içiçe olması gerekir. Saçın oluşumunu sağlayan biyolojik değerleri, kullanılan kimyasal malzemeyi, verdikleri servislerin olumlu geri dönüşümünü sağlamak için kuaförler trikolojiyi bilmek zorundadır. 

 

Ben kuaförlükten geliyorum. İngiltere’de ve Almanya’da kimya ve biyoloji konusunda eğitim aldım. Bu dalda ilerlemek isteniyorsa, çok büyük kaynaklar var.

 

Kuaförler saçın pH değerleri ile ilgili çok fazla sorun yaşıyor. Trikolojiyi bilmek, kuaförlere daha bilinçli ve iyi bir servis sunabilme şansı sunuyor. Hangi servisi verirseniz verin, eğer saç sağlıklı değilse hiçbir zaman iyi bir sonuç alamazsınız.

 

1860 yıllarında İngiltere’de oluşan trikolojinin temelinde daha çok deri altındaki sorunlar vardır. Saç dökülmesi, deri altında oluşan hastalıkları anlatan bir bilim dalıdır.

 

Kuaför, derinin altıyla ilgilenmesine gerek yok, ama deri ile de çalışıyor. Kuaförler hem trikoloji, hem de dermatoloji ile beraber çalışmak zorundadır. 

 

Kuaförler kullandıkları boyayı deriye de bulaştırıyorlarsa, trikoloji konusuyla ilgilenmeleri gerekiyor. Aksi taktirde yaptığı işlerde itibar göremez.

 

Ben her zaman eğitimlerde  verdiğim üründen önce saçı anlatmayı ilke edindim. Ürün anlatmanız bir şey ifade etmiyor. Çünkü kuaför ürünü kullanacağı zemini tanımıyor.

 

Salonlarda müşterilere kimyasal işlem yapan tüm kuaförlerin trikoloji bilgisi olması gerekiyor. Fakat, sektörde usta çırak sistemiyle öğrenilen bir düzen var. Ama artık yeni iş yasasında şartnameler geliyor. Kuaför salonunda çalışanların sertifika ve ya diplomaya sahip olmaları gerekiyor.

 

 

Tercih edilmek istiyorsanız bütünüyle işinizi çok iyi yapıyor olmanız lazım. Kuaför müşterinin beklentileri doğrultusunda bir sonuca gitmek istiyor. Bir an önce sonuca gidip, alkış almak istiyor. Deride oluşmuş bir yara ve ya bunu engelleyecek alerjik bir reaksiyonlar oluşuyor. Çok bilgiye sahip olmadığı için bunu analiz edemeyen kuaförler var. Müşteri canı yandığı için bir daha o kuaförü tercih etmiyor. Bu yüzden güvenlik çok önemli.

 

Avrupa’da böyle bir hata yatığınız taktirde lisansınız iptale kadar gidiyor. Türkiye’de bunu sorgulayan yasa yeni oluşuyor. Müşterinin salondan mutlu çıkmasını sağlayacak esas kural sağlık, güzellik ve fiziksel anlamda güvenliktir.  

 

Saç kaybı ne zaman başlar?

 

Saç her zaman dökülür. Trikoloji eğitimlerinde birçok döngü gördük. Dermatoloji bu konuda yönlendiriyor. Dönemsel olarak dökülmelerin hızlandığı ya da yavaşladığı görülüyor. Gençlik evrelerinde günde 60-100 tel döküldüğü devrelerdir. Bu yaşlarda vücut gelişim evrelerini devam ettirdiği için kellik göremezsiniz. Erkeklerin oluşturduğu testosteron hormonu kıl kökünde farklı konumlarla karşımıza çıkıyor. Vücutta diğer bölgelerde tüylenme artarken, saçta azalır. Hamilelik sürecinde de kadınlık hormunu azalır ve saç dökülmeleri başlar.

 

Bir hücre kıl yapısı 25 kere kendini yenileme özelliğine sahiptir ve bunu 3-8 yıl arasında tekrarlar. Bu evreler belli bir süre içerisinde 25 kere kendini tamamladıktan sonra o hücre artık kıl dokusunu çıkarmaz ve kellik karşımıza çıkar. Genelde 20’li yaşlardan sonra erkeklerde çok yoğundur. Kadınlarda hamilelik, menopoz, kanser gibi hastalıklar saç dökülmesini tetikler.

 

Dökülmeler sadece bir nedene bağlı değildir. Sekiz çeşit dökülme şekli vardır. Bu dökülmelerin mevsimsel dönemleri içerisinde insanın kendini gelecek mevsime hazırladığı dönem vardır. Bunlar da etkilidir. Hastalık, menopoz, testosteron hormonunun artması, diyetsel değerlerin değişmesi, mevsim geçişleri, psikolojik hastalıklar, endorfin, salgılamış olduğunuz hormon değişiklikleri nedeniyle korku saç dökülmesini çok büyük etkiler.

 

 

Saç ekimi hangi aşamada yapılmalı?

 

Saçlar tamamen dökülmeden önce saç ekimi yapılmalıdır. Çünkü bu sayede saç ekimi doğal bir şekilde mümkün olur.  

 

Saçlarda aşırı yağlanma, pullanma ve kaşınmanın nedenleri nedir?

 

Vücudumuz asidik ama sıvılarımız alkalindir. İnsan dünyaya geldiği zaman pH değeri nötrdür, yaşam döngüsü içerisinde ilerledikçe vücut dokusu sıkılaşır. Havadaki birçok partikül deride kaşıntıya neden olur. Bu yüzden alerjik reaksiyonların büyük bir kısmı pH değerine bağlıdır. Kuaförlerin kullandıkları malzemeler alkalindir, deri ise asidik olduğu için kaşıntı, pullanma gibi birçok tepki ile karşılaşılabilir. Bu yüzden çok dikkatli olmak ve ürünler hakkında detaylı bilgiye sahip olmak gerekiyor.

 

Biyoloji ve kimya bilgisinin çok iyi olması, hangi ürünün nasıl reaksiyon vereceğini öngörmek gerekiyor. Saçın doktoru biziz. Fakat bu konuda sektör olarak çok eğitimli değiliz.

 

Saçta cansız ve donuk görünüm neden kaynaklanır? Parlak ve sağlıklı saçlar için neler yapmak gerekir?

 

Bir saç kendi çapı içerisinde şişer ve sıkışır. Bunun sebebi pH’dır. Eğer saçı kullandığınız ürünlerle çok fazla şişirirseniz, saçın üzerindeki pul tabakası açılır ve gelen ışığı yansıtacak yüzeyde bir pürüz oluştuğundan yansıma göremezsiniz. Saçın şişmesi genelde kimyasal ürün değerleri ve sıcak soğuk değerlerine bağlıdır. Sıcak saçı şişirir, soğuk ise saçı sıkıştırır.

 

Kimyasal ürünlerin içerisinde asitli bir doku varsa ve pH değeri 3-7 arasında artı elektrik yüklü bir ürünse pul tabakası sıkışır ve yansır. Ama pH yüksekse saç şişer ve yansıma olmaz. Bir saçın pH değeri 5.5 ise siz saça açıcı gibi 10.5 pH değerinde bir yüksek alkalinli bir ürün verdiğinizde saç şişer.

 

Kuaförlükte saçın dip kısımları kuaför ve müşteriyi ilgilendirir, saçın diplerinin kapanmaması müşteri ve kuaför arasındaki diyalogdur.   Ama saçın boyları kuaförün vitrinidir. Bu yüzden her zaman müşterinin sağlığı ön planda tutulmalıdır, böylece müşteriyi de kazanır.

 

Sağlıklı olmayacağını düşündüğünüz bir işlemi yapmak yerine her zaman müşteriyi düşünmelisiniz. Müşterinin saçlarının bakımı için en uygun ürünleri kullanmak, trikolojiyi çok iyi bilmek gerekir.  

 

Saç yapısını güçlendirmek için neler yapmak gerekir?

 

Derinin üst ve alt kısmını güçlendirmek gerekiyor. Müşteri beslenme türevlerine, yaşam döngülerine çok dikkat edecek. Spor yapmak, sigaradan uzak durmak.  Çok yüksek yağ oranları tüketmek kan devir daimini azaltır ve saçın uzayan kısmında kırılmalar yaratır.

 

Saça yapılan uygulamada kullanılacak ürünün pH değerinin, içerisinde kullanılan kimyasal bileşenlerin ve uygulama tekniklerini çok iyi bilmesi gerekiyor.

 

Tüketicilerin dikkat etmesi gereken, klorlu suyun pH değeri 9.5’dir, saçı yıkadıktan sonra bir bardak su ile durulamak çok faydalıdır.  Kullanacakları şampuan ve kreme, yıkama tekniğine, uygulamaya çok dikkat etmek zorundalar. Kuaförden çıktıktan sonra saçın sağlığını korumak gerekiyor.

 

Kuaförleri trikoloji eğitimlerine katılmaları konusunda nasıl yönlendirirsiniz?

 

Ben 1999 yılından beri DOĞATEK’in teknik bölümündeyim. Şu an  ürünlerin eğitimlerini veriyoruz. İlk önce biz firma olarak bağlı olduğumuz kurumların verdiği trikoloji eğitimlerinden başlıyoruz. Bir kuaför belli bir firmadan ürün aldığı zaman belli eğitimleri almaya hak kazanır. Organic Color ve Goldwell markaları olarak her salonda öncelikle trikoloji eğitimi veririz.

 

Kuaförlük ve tıp değerleri içinde iki farklı trikoloji eğitimi vardır. Kuaförlerin alacağı eğitim saçın dokusu yapısı öğretiliyor. 

Birçok firma trikoloji hakkında kuaförleri bilgilendiriyor. Nişantaşı’nda Hair Academy var. İngiltere’de akademik anlamda College of Pure Trichological’de trikoloji eğitimi alıp, sertifika almak mümkün. Türkiye’de kuaförlerin trikolojist olmasını çok isterim. Salonda bir kuaförün trikoloji belgesinin olması da ona değer kazandırır. 

 

Paylaştığınız bilgiler için teşekkür ediyoruz.

 

 

 

Aveda’nın kurucusuna veda…

0

Aveda şirketinin efsanevi kurucusu ve organik Intelligent Nutrients ürünlerinin sahibi Horst Rechelbacher bugün aramızdan ayrıldı.

Gerçek bir dahi ve kuaförlük efsanesi olan Horst'un hikayesi tam anlamıyla bir sefaletten-zenginliğe hikayesi oldu.

Avusturya'nın Klagenfurt şehrinde 1941 yılında doğan Horst annesi sayesinde bitkiler hakkında bilgiliydi. Horst&Firends adıyla raslantı sonucu kalmak zorunda kaldığı ve seminerler vermek için gittiği Amerika'nın Minneapolis şehrinde ilk salonunu 1965 yılında açtı. 1978 yılında ise 2 kişilik bir ekiple bugün çevre dostu olarak bilinen ve kır kokulu ürünlere sahip Aveda şirketini kurdu.


1997'de Aveda'yı güzellik endüstrisinin devlerinden Estee Lauder'a bildirildiğine göre 300 milyon dolara sattı ve 1995 yılında organik, toksik olmayan güzellik ürünleri üreten Intelligent Nutrients şirketini kurdu.

Geçen Ekim ayında Minneapolis şehrinde Horst Galeri isimli bir sanat galerisi açarak dikkatleri çekti. Resimlerden, antikalara, mücevherden modern mobilya tasarımlarına uzanan bu galeriyle son imzasını attı.

 

Horst Rechelbacher. Rahat uyu. Dünyaya ve sektörümüze kattığın değerler ve verdiğin ilham için teşekkürler. Hep hatırlanacaksın.

 

Patrick Cameron İstanbul’da!

0

 

Yeni trendleri araştırıp, tüm dünyadaki kuaförlere ışık olan Wella Global Kreatif Direktörü Patrick Cameron’ın 6 Mart  2014'te  Taksim The Marmara Otel'de gerçekleştireceği eğitim için nabızlar tutuluyor.  

 

Müthiş tiyatro ve iletişim yeteneği ile dünyanın dört bir tarafında eğitimler veren Patrick Cameron Wella için Türkiye'ye geliyor. Ülkemizde de oldukça ilgi gören Patrick Cameron farklı topuz çalışmalarıyla tanınan özel bir isim.

 

 

Güçlü altyapısıyla feminen ve doğal görünümlü topuzları kusursuz bir şekilde  tasarlayıp, sıradışı olduğunu her fırsatta kanıtlayan Cameron için vintage saç tasarımı da ayrı bir yerde duruyor.

 

Uzun saçın ustası Patrick Cameron 1987 yılından beri Wella’da eğitimler veriyor. En karmaşık görünen saç modellerinin bile kolay uygulanabildiğini kuaför meslektaşlarına öğretmeyi görev edinen Patrick Cameron kendisini sahne performansını izleyenlere hayran bırakıyor.

 

 
 

Patrick Cameron’un verdiği eğitimlere her seviyede öğrenciler katılıyor. Dersler hem başlangıç hem de ileri seviyede öğrenciler için inanılmaz keyifli geçiyor. Katılımcılar eğitimlerdeki atmosferi çok seviyorlar.
 

Uzun saç topuzu Türkiye’de çok daha fazla talep gördüğünü söyleyen Cameron, katılımcıların her zaman çok ilgili ve öğrenmeye hevesli olduğunu söylüyor.

 

Muhteşem buluşma için hazır mısınız?

6 Mart 2014’ü bekleyin!

Katılmak için Wella Satış Danışmanları ile görüşmeniz gerekmektedir.

 

 

Meslek aşkının temsilcisi: Ahmet Erkan

0

Sadece bulunduğu sektörden kazanç sağlayan değil, aynı zamanda sektörüne katkı sağlayan bir isim olmak onur vericidir. Yapmış olduğu girişimlerle ülkemizde okullar bünyesinde kuaförlük bölümlerinin açılmasına katkı sağlayan isimlerden biri olan Ahmet Erkan “Türkiye’de mesleğimizin pek çok problemleri vardır. Çözümü için tek çare eğitimdir. Eğitimsiz sanat olmaz.” diyerek vizyonunu öne koyuyor.

Mesleğine aşık, gelişime açık, eğitimin önceliğine inanan özel bir isim: Ahmet Erkan ile mesleğin inceliklerini, farklı pencerelerden bakıldığında nasıl her şeyin değişebileceğini konuştuk.

Kuaförlüğe ne zaman başladınız? Kendinizi biraz tanıtır mısınız?

Ben iki yaşındayken babam vefat etmiş. Annem ve kardeşim ile beraber Ankara’da gecekondu mahallesinde fakir bir aile çocuğu olarak yoksulluk içinde büyüdüm. İlkokul çağlarında erkek berberliği çıraklığı yaptım. 1953 yılında bayan berberliğine başladım. O zor günlere rağmen hayatımı kazanmak için önce iyi bir insan, sonra da her yönüyle yetişmiş bir sanatkar olmak için gayet gösterdim. Çok sevdiğim mesleğimin kurallarına dikkat etmeye ve öğrenmeye çalıştım. 53 yıllık evliyim. Bir kızım iki oğlum üç tane de torunum var. Eşim ile beraber Alanya’da yaşıyoruz. 

1953 yılında hangi salonda çalışıyordunuz? Ustanız kimdi? 1960 yılında kendi salonunuzu açtığınız zaman ustanız nasıl tepki verdi?

1953 yılında Ankara’da Kızılay semtinde Atatürk bulvarında Bahar Kuaför Salonu’nda mesleğe başladım. Ustam Fikri Erbaş, 1960 yılında kendi salonumu açıncaya kadar hep bu salonda çalıştım. Ayrılma kararımı ustama söylediğim zaman ustam bana çok ısrar etti, ayrılmamı istemedi. Ayrıldığım zaman bana kızdı. Yıllar sonra ben yanına gittim ve barıştık.

Dünden bugüne kuaförlük sektöründe ne değişti?

30 yıldan bu yana Türkiye’de pek çok değişiklikler oldu. Bununla beraber kuaförlük sektöründe de önemli değişim ve yenilikler oldu. Saç boyaları, saç kozmetik ürünleri ve kullanılan makina alet gibi meteryeller ile şık ve modern salonların çoğalması gibi önemli değişikler oldu.

Bizim zamanımızda klasik olarak birkaç saç kesme makası, tarak, fırça ve basit el aletlerinden başka malzememiz yoktu. Saçları paslı bigudi ve tokalarla sarardık. Mizanpli dayanıklı olsun diye saçı bira ile ıslatırdık. Reçineyi toz hale getirip ispirto ile karıştırıp sprey yapardık. Imedia, Koleston ve Igora Royal markalarında saç boyası ile iki tane de yerli üretim permanant losyonu vardı.  

Bununla beraber meslek öğrenecek gençlerin mesleğe bakışı değişti. Öğrenme isteği, çalışma hevesi ve hırsı azaldı. Bu gençler arkadaşlarına ve tuttukları futbol takımına verdikleri değeri mesleklerine vermiyorlar. Bu sebeple çalıştırılacak yetişkin eleman bulmak zorlaşıyor.

Sizce iyi bir kuaför nasıl olmalıdır?

İyi meziyetlere sahip, mesleki teknik bilgileri bilen ve uygulama yeteneği olan iyi bir kuaför olabilmek için;

·      Meslek ve ticaret ahlakına uymak, toplum önünde kuaförlük mesleğinin değerini ve prestijini korumak.

·      Meslektaşlarına, beraber çalıştığı insanlara ve müşterilerine karşı güvenli ve saygılı olmak.

·      Mesleğini ve yaptığı her işi severek, keyif alarak ve  coşkuyla yapmak.

·      Bencil olmayıp, paylaşmayı bilmek

·      Mesleğinin ve çalışma hayatının gerektirdiği bütün incelikleri teknik bilgi ve becerileri geliştirmek.

·      Kuaförlük mesleğinin öncelikli ve temel kuralı temiz olmaktır.

·      Kuaför kendi temizliği, kılık kıyafeti düzgün olması gibi işleri temiz ve titizlikle yapmalı

·      Disiplin hayatın her alanında önemlidir. Ailede, okulda ve bütün işyerlerinde olduğu gibi      kuaförlükte de önemli etkendir. Disiplin olmayan yerde huzur ve başarı olmaz.

·      Yabancı dil bilmek kuaförlerin ufkunu geliştirmeleri açısından önemlidir.

Özetle iyi bir kuaför bildikleri ile yetinmeyip, daima doğruyu, güzeli ve yeniliği arayan, paylaşmayı seven, çevresini, toplumu iyi tanıyan ciddi, güvenilir, temiz olmalıdır.

Kendinizi nasıl bir kuaför olarak değerlendirirsiniz? Sizi farklı kılan nedir?

Beni tanıyanlar benim için “ Mesleğine aşık, işini iyi yapar, dürüst, disiplinli, mesleğini başkalarına öğretmeyi, bilgi paylaşımını seven, özellikle gençlerin iyi sanatkar olmaları için onlara örnek olur. Elinden gelen yardımı esirgemez” derler. Kuaförlük mesleğini korumak yüceltmek arzumdur.

Bugünkü yaşamımı mesleğime borçluyum. Uzun yıllar dernek yöneticiliği başkanlığı, yarışmalarda jüri üyeliği, kız meslek liseleri ve Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Kuaförlük bölümlerinde öğretmenlik yapmış olmam ile yazdığım kitaplarım mesleğime olan aşkımın ürünleridir.

Yazdığınız kitapların hikayesini, oluşum sürecini anlatır mısınız?

1963 yılında Ankara Kuaförler derneğinin akşam kuaför kursunda öğretmenlik yaparken, öğrencilerime mesleki teknik bilgiler öğretirken, onların sosyal bilgiler bakımından eksik olduklarını gördüm. Kuaförlük mesleğinde sosyal bilgilerin ne kadar önemli olduğunu bildiğim için mesleki bilgiler ile beraber sosyal bilgiler de öğretebilmek için meslek sevgisi, sorumluluk duygusu, iş ahlakı gibi konu başlıkları altında özetleyip yazdım. Küçük bir not defteri şeklinde öğrencilere verdim. İşte bu noktadan sonra kitap yazma fikri doğdu.

İlk kitabı 1970 yılında yazmaya başlarken Milli Kütüphane ‘de araştırma yaptık, mesleğimizle hiçbir bilgiye ulaşamadık. Eski kitap sanat dükkanlardan da bilgi bulamadık. Kitabımızın yazımında çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemlerinde edindiğimiz bilgi ve tecrübelerimizle yurtiçi ve yurtdışında katıldığımız seminerleri iyi takip ederek tuttuğumuz notlar, bilmediklerimizi bilenlere sorarak, yabancı kitaplara bakarak, gelişme ve değişimleri takip ederek hazırladığımız bilgileri 1971 yılında meslektaşım İlhan Akıncılar ile beraber Türkiye’de ilk defa Kuaförlük Eğitimi kitabını yazdık. Aradan 21 yıl geçtikten sonra 1992 yılında meslektaşım İbrahim Güngör ile Modern Kuaförlük Sanatında Eğitim kitabını yazdık.

1996 yılında 2. Baskı ve 2001 yılında da 3. Baskısını meslektaşlarımızın hizmetine sunduk. Ayrıca ben 1995 yılında Berberlik Sanatında Eğitim isimli erkek berberi kitabını yazdım. Türkiye’de ilk defa yazılan bu kitaplar M.E.B Talim ve Terbiye kararı ile eğitim kitabı olarak öğretmen ve öğrencilere tavsiye edildi. 

Dünyaya bir daha gelseniz yine kuaför olur muydunuz?

77  yaşımdayım, köşeme çekilip, mesleğimden uzaklaşmadım. Türk kuaförlük sanatına hizmet ettiğimi, kitabımı okuyan binlerce insanın benden bilgi edindiği duygusu ve onuruyla mesleğimi çok seven biri olarak yaşıyorum. Dünyaya bir daha gelmek mümkün olsa yine kuaför olurdum.

Sizce doğru eleman nasıl bulunur?

Kuaförlük sanatı öğrenilmesi zor, uygulaması daha da zor, dikkat ve titizlik isteyen bir meslek. Bununla beraber müşterilere hizmet verirken çalışanların dürüst, temiz, saygılı ve çalışkan olmaları gerekir. Bu niteliklere sahip eleman bulmak kolay değil.

Salonunuzdan ayrılan elemanlara karşı yaklaşımınız nasıl oluyor?

Kendisine meslek öğrettiğimiz bir eleman salonumuzdan ayrılacağı zaman kurallara uygun hareket ederse dostluğumuz devam ediyor.

HAIRiST etkinliği hakkında ne düşünüyorsunuz?

HAIRiST etkinliği Türk Kuaförlük Sanatı için çok önemli bir organizasyon. Bu şovu herkes izlemeli. Ben 3 senedir izliyorum.

Estetica Dergisi hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?

Kuaförlük tarihinde meslek öğretim usta-çırak ilişkisi ile oluyordu. Meslek öğretimi için yazılı belge, kitap bulunmazdı. 1960 yıllarında Türkiye’ye yabancı kuaförlük dergileri gelmeye başladı. Yabancı dil bilmediğimiz için resimlerine bakıp, bilgi edinmeye çalışırdık. 10 yıl önce yayın hayatına başlayan, başarı ile devam eden ve daha uzun yıllar kuaförlüğe hizmet etmesini temenni ettiğim uluslararası kuaför dergisi Estetica’nın Türk kuaförlük sanatına ışık tutuyor. Ayrıca mesleki eğitim konularında çok faydalı bilgiler veriyor. 

Türk kuaförlüğünün gelişimi için neler yapılmalıdır?

Türk kuaförlüğünün gelişmesi için bu mesleği yapan herkesin mesleğinin bugününe ve geleceğine ciddi bir şekilde sahip çıkması gerekir. Öncelikle mesleğin önde gelen isimlerinin kuaförlük mesleğinin gelişimi için düşünmesi, birlikte projeler üretmeleri gerekiyor.

En sevdiğiniz saç rengi ve stili nedir?

Ben natüralist bir sanatkarım. Renklerin ve saç stilinin sade, doğal ve mankene yakışmış olanını, göze hoş gelenini severim. 

İş dışında hayatınızda ne var?

Emekliyim, boş zamanlarımda meslektaşlarımı ziyaret ederim. Genç kuaförlerle sohbet eder, sorularına cevap verir, kuaförlüğün ne kadar önemli bir meslek olduğunu anlatır, başarılı olmaları için önerilerde bulunurum.

Genç meslektaşlarınıza önerileriniz nedir

Ben 17 yaşımda çalıştığım kuaför salonuna sabah erkenden giderken, sanki sevgilimle buluşacakmışım gibi sevinç ve heyecanla giderdim. Verilen her işi en iyi şekilde yapar, devamlı çalışır öğrenmeye gayret ederdim. Akşam salondan ayrılırken sevgilimin güler yüzünü ve sıcak ellerini bırakıp gidiyormuş gibi içimi hüzün kaplardı.   

Bugün kuaför olmak isteyen gençlerin pek çoğu kuaförlüğün ne kadar önemli, ince, zarif ve güzel bir meslek olduğunun farkında değiller. Sabahları işe isteksiz gidip ellerinde cep telefonu mesaj yazmak, gazetenin magazin sayfalarını karıştırmak, tuttuğu takımın oyuncu kadrosunu konuşmak gibi şeylerle zaman harcamayı bırakıp ustanın yanında yapılan işlerin ne olduğunu, nasıl yapıldığını izleyip, öğrenmeye çalıştıklarında daha başarılı olacaklardır.

Bir cümleyle kuaförlüğü tanımlar mısınız?

Kuaförlüğü güzel sanatların bir dalı olarak düşünürüm. Hanımefendilerin güzelliklerine güzellik katmak gibi çok özel ve güzel bir iş yapmanın mutluluğunu yaşadım. Kuaförlüğü tanımak için benim penceremden bakmak gerek.

Mesleğe yeni giren ve ileride ünlü bir kuaför olmayı hayal eden gençler; ustanızın iyi meziyetlerinden ve teknik bilgi ve becerilerinden faydalanıyor musunuz? Unutmayın ki, ustalar mesleğimizin büyüğü ve kendi alanının en deneyimli kişileridir. Sizi istikbale hazırlayan ustanıza her an sevgi ve saygı gösteriyor musunuz?

Ustalar; her alanda kendinizi yüceltirken, başkalarını önemsemeyip küçük mü görüyorsunuz? Hep ben… ben… ben mi diyorsunuz? Kıskanç mısınız? Yardımlaşmayı ve paylaşmayı seviyor ve uyguluyor musunuz? Sevgiyle yaşamanın insan hayatında ne kadar önemli, onurlu ve değerli olduğunu unutmayalım.

Ahmet Erkan hakkında görüş aldık:

Metin Bahçecik

Ahmet Erkan sektörde birçok başarıya imza atmıştır. Emekli olduğu halde hala mesleğe destek vermeyi bırakmıyor. Kendisi tam anlamıyla bir eğitim gönüllüsüdür. Türkiye’de ilk defa Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesinde Kuaförlük ve Güzellik Bölümü’nün açılmasına ön ayak olmuştur. 7 yıl hocalık yapıp, 200-300 öğrenciyi mezun etmiştir.

Mesleğine aşık, paylaşımcı bir kuaför olmuştur. Kitapları meslektaşlarına ışık olmuştur. Kuaförlük eğitimi ile çok yazan-çizen ve not alan Ahmet Erkan ağabeyim Mehmet Bahçecik’in de ustasıdır. Alanya’ya yerleştiğinde ona oralar sana dar gelir demiştim. Çünkü yerinde duramayan, sürekli bir şeyler yapmak isteyen bir yapısı var. Tahmin ettiğim gibi orada da yapacak birçok şey buldu. Dağ başında bile olsa yine de bu meslek için bir şeyler yapan bir ustadır. Mesleği konuşurken keyif aldığım, mesleğin hafızası olarak nitelendirdiğim çok değerli bir insandır.   

İsmet Şahin

Değerli usta Ahmet Erkan’ı Ankara’da Kuaförler Derneği’nin kurslarından tanıyorum. Ankara Kuaför Odası Başkanlığı Yönetim Kurulu Üyesidir, Meslek Okullarında ve Üniversitelerde ders vermiştir.

Teorik ve pratik bilgiyi birleşerek yarının kuaförlerini ve kuaförlük alanında yetişen öğretmen adaylarını yetiştirmiştir.

Hala Çıraklık Eğitim Merkezleri’nde Meslek Liseleri’nde ve Üniversitelerde öğrencilere ders kitabı olarak gösterilen Modern Kuaförlük Sanatı eserine imza atmıştır. Ahmet Erkan’a sektöre kattığı fayda ve bu kadar paylaşımcı olduğu için çok teşekkür ediyorum. Başarıları saymakla bitmez.

Biz de Sayın Ahmet Erkan’a Türk kuaförlüğüne kattığı değerler için teşekkür ediyor, saygılarımızı sunuyoruz.

  

 

Eşit Katlı Kesim Tekniği

0

 

Eşit katlı kesim tekniğinde önce çevre ayrılır. Baş düz tutularak doğal düşüş yönünde tarayıp ve saç tek parmak genişliğinde kaldırılır. Kılavuz çevre uzunluğu oluşturmak için saç dibi ayrımına paralel olarak kesilir. Başın ön kısmında boydan boya dikey ayrımlar oluşturulur.

 

90 derecelik tarama açısıyla ,dik açılı tarama yönünde taranır. Parmaklar başın kavisine paralel olarak tutulup ve parmaklara paralel olarak kesilir.Hareketli tasarım çizgisi önden arkaya doğru kesilir. Başın tepesindeki döner noktaya gelindiğinde başın yuvarlaklığını ortaya çıkarmak için yıldız şeklinde ayırımlar oluşturulur. 90 derecelik tarama açısıyla, dik açılı tarama yönünde taramaya devam edilir ve başın kavislerine paralel olarak kesilir.

 

Başın çevresini işlemeye devam edilir. Enseyi keserken,elin şeklinin değişir. Bu sayede el tutuşu başın iç bükey şekline uyumlu hale getirilir. Son bölümünü 90 derecelik tarama açısı ve dik açılı tarama yönünde tarayarak kesim tamamlanır. Saç dikey ayrımlarla kesildiği için kontrol yatay ayrımlarla yapılır. Kontrol sırasında saç 90 derecelik tarama açısıyla taranir. Kesim sonrasında saçın her yeri eşit uzunlukta olur. 

Kaynak: www.erkandos.com

Renklerin Dünyası ve Gülay Tiran…

0

Hayatın her anından ilham alan, heyecanlı, dinamik, enerji dolu Gülay Tiran ile renklerin büyüsünü, saç sağlığının her şeyin üstünde tutulması gerektiğini, mesleki vizyonunu, yaşam tarzını ve yaklaşımlarını konuştuk…İşte renklerin dünyasında Gülay Tiran…

Gülay Tiran Hairstylist   Kuaförlüğe nasıl başladınız?

1986 senesinde Kuaförlük Meslek Lisesi okudum, kuaförlüğe 17 yaşında stajyer olarak Erdem Kıramer salonunda başladım. Daha sonra Diva’ya transfer oldum. Orada tanıştığım iki arkadaşım ile beraber yepyeni bir salon açtık. Yaklaşık on yıl beraber çalıştık ve Cozy adıyla çok da güzel bir marka yarattık. Daha sonra hepimiz yollarımızı ayırarak kendi şirketlerimizi kurduk. Şimdi 5 yıldır aktif olarak kendi salonumda çalışıyorum.

Rengin hayatınızdaki yeri nedir?

Hayat renk demek bence. Doğaya bakarsak, her şeyin bir rengi var. Mevsimlerin, günün, sabahın erken saatlerinin, gündüzün, akşamın farklı renkleri var. Hayatı algılamamızı sağlayan yegane şey renk. Güneşin doğuşuyla yeni bir güne başlıyoruz. Ayın çıkışıyla yeni bir geceye başlıyoruz. Her mevsimin kendine göre bir rengi var. Yazın masmavi bir deniz bize büyük bir enerji veriyor. Güneş bize çok güzel bir enerji veriyor. Ama sonbaharda turuncuya kaçan neşesini kaybeden yapraklar daha içe dönük, sıcağı arzulayan duygular yaratıyor. Renkler duygularımızı ortaya koyuyor. Bizi yönlendiriyor ve duygularımıza hitap ediyor. Karakteristik ve duygusal olarak bizi etkiliyor. Dolayısıyla ben de saç yaparken müşterilerin renklerinden ilham alıyorum.

Herkesin bir pigmenti var. Saçının, cildinin, gözünün, erkekse sakalının bütün müşterilerin farklı renk tonları var. Bu tonların içerisinde oyun oynamak benim çok hoşuma gidiyor. Bazen bir şeyleri değiştirmek aslında tamamıyla renk ile oluyor. Çok güzel bir saç kesiyorsun, çok koyu renkse bazen gördüğün hareketleri netleştirmek istiyorsun. Bu noktada en güzel şey arasına renk koymak oluyor.

İnsanların hayata karşı tabuları var. Fakat ben onların hiçbirini tanımıyorum. Bazı insanlar “Ben çok ciddi bir iş yapıyorum saçımda renk olmaz” diyor. Birçok insanda renge karşı bir tutuculuk var. Sanki o bir renk değilmiş gibi sarışın olmayı herkes kabul ediyor.  Aslında o da bir renk. Hatta Türkiye’de yaşayan kadınların çoğunun doğasında olmayan bir renk.  Hayata farklı renkler de katmak gerekiyor. Bazen aynı saçın bir iki ton açığı ya da koyusu bazı insanlarda güzel duyuyor. Kimilerinde de mavi, yeşil, beyaz, mor, pembe güzel olabilir; bu o kadar da korkulacak bir şey değil aslında.

Ben çok klasik tarzı olan kadınların saçına bir tutam mor yapabiliyorum. Bu onları cesaret edip yapamadığı şeye ulaştırarak, çok mutlu ediyor; hayatlarında neşe ve enerji kazandıklarını söylüyorlar.

Gülay Tiran Hairstylist

Renklerle oyun?

Benim en sevdiğim şey renklerle oynamak. Resim yaparken de fotoğraf çekerken de öyle. Boş zamanlarımda, kendimi dinlendirdiğim zamanlarda fotoğraf çekiyorum ya da resim yapıyorum. Renklerle çok uğraşıyorum ve renklerdeki skalam çok geniş. Kendimi sadece kahverengiler, kızıllar ya da sarılar diye sınırlamıyorum. Bu müşterime de yansıyor. Çünkü benim saçlarım da çok renkli, salonumda çalışanların saçlarında da renk hakim. Dolayısıyla insanın gözü görünce aklı yatıyor ve müşterilerimize de renk tavsiye ederken hiç zorlanmıyoruz. Kesimin bir yerinden çıkan çok farklı renkler olabiliyor.

Ancak malzeme konusunda büyük bir açlığım var. Bu nedenle yeni çıkan ürünleri takip ediyorum ve onları kullanmayı, renk denemeyi seviyorum. Birçok insan kırmızı oje sürüyor ama mavi renk çok marjinal geliyor. Kadınlar kırmızı ojeyi yadırgamıyor. Kırmızı da doğal tırnak rengimiz değil. Ama alışılagelmiş. Mesela Marilyn Monroe sarışın bir kadın. Herkes onu naif, seksi ve masum olarak görüyor. Fakat Andy Warhol fotoğraflarını renklendirince kült oldu. İşin içine renk girince o seksi kadın form değiştirdi. Neyi nasıl gördüğünüz çok önemli.

Sağlıkla ilgili terapilerde de renk çok kullanılıyor. Şimdi organik ve doğal beslenme furyası var. Orada da ne yersen o’sun felsefesi var. Yeşillik yersen sen de onlar gibi daha fresh canlı ama ölü donmuş şeyler yersen sen de ölü olursun. Yediğimiz, içtiğimiz, baktığımız, dokunduğumuz, hissettiğimiz her şeyin bir rengi var. Ve o renkler bizim hem psikolojimizi etkiliyor, hem sağlığımızı etkiliyor, hem de hayatımızı etkiliyor. Renk terapistleri birçok hastalığı renklerle tedavi ediyorlar. İnsanların enerjileri renklerle dengelenebiliyor.

Renkte hareket olması gerektiğini düşünüyorum. Hiçbir zaman tek renk kullanmayı sevmiyorum, tavsiye de etmiyorum. Çünkü bir peruk alırsanız dibinden ucuna kadar aynı renk olduğunu görürsünüz. Hiçbir naturel renkte tek ton yoktur, en az 3 ton vardır. Ensemizdeki saçlarımızın rengi farklı, dibi farklı, ucu farklıdır. Bunu küçük bir çocuğun saçına bakarak çok iyi anlayabilirsiniz. Çünkü hiçbir çocuğun saç rengi dibinden ucuna kadar aynı değildir. Hep degradeler vardır. Zaten doğal olan da budur. Saç tek renk olunca yaşadığını gösteremez. Oyuncak bebeklerin saçları gibi sentetik görüntüsünde olur. Ben de tavsiyede bulunurken müşterilerime, her zaman tonsilton tavsiye ediyorum. Mevsimlere göre kahverengi, kumral saçlar da yapıyorum ama onların da içinde her zaman tonsilton oluyor. Çünkü gölge varsa ışığı görürüz ya da ışık varsa gölgeyi görürüz.

Farklı tonlarla yüz mimiklerimize, karşı tarafa verdiğimiz mesajlara yön veririz.  Yaptığımız renk ve rengin konumlanmasıyla, çok sert, çok yumuşak ifadeler elde ederiz ya da müşterilerin hiç ifadesi kalmayabilir. İfadeyi öne çıkaran şeyler yapmayı seviyorum. Bazen bir saç rengi yapıyorum, gözünün rengi ortaya çıkıyor. İnsanlar benim gözlerim bu renk miydi diyor. O tonsilton her şeyi ortaya çıkarabilir. Önemli olan ifadeyi vurgulayabilmek. Bunun için de her zaman bir renk kesinlikle yetmiyor. Ben bazen de rengin zıt tonlarını bir arada kullanmayı çok seviyorum.

Yaptığım iş tamamen geometriyle alakalı. Bir şeyin ortaya çıkmasını istiyorsam, onu renkle vurguluyorum. Yine bir şeyi kapatmak istiyorsam, renkle geriye çekiyorum. Mutlaka bir şeyi geriye çekerken, bir şeyi öne almalıyım. Yoksa hepsi bir arada olursa saç, kaş, göz, kirpik, saç, ten derken düz bir çizgi olur. İfadede bir belirginlik olmaz. Bunun için de kullandığın renkler ve renklerin saç kesiminde yerleştiği yerler her şeyi vurguluyor.

Fotoğraf ve resim ile uğraşmanız vizyonuzu geliştirip mesleğinize fayda sağlıyor olmalı.

Gülay Tiran Hairstylist10 sene önce bir fotoğraf kursuna gittim. Ben hep çok detaycı olduğumu düşünürdüm. Vizörden bakmayı öğrenince gözümün önünden gri bir tabaka kalkmış gibi, farklı bir netlik geldi. Proporsiyonu, açıları daha farklı görmeye başladım. Aslında insanın kendine kattığı değerler aynı şeyleri başka bakış açılarından görebilmelerini sağlıyor. Fotoğrafın bana çok büyük faydası oldu.

Müşterilerin “Boya saça zarar verir mi”, “Mor, pembe gibi saç boyaları hemen akar mı” gibi çekinceleri olduğunda onlara nasıl yaklaşıyorsunuz?

Müşterime bütün gerçekleri, teknik olarak yapılabilecekleri ve yapılamayacakları anlatıyorum. Dolayısıyla bir güven ortamı oluşuyor.  Yapılamayacaklar konusunda çok kararlı davranıyorum. Saç boyamak saça zarar vermez fakat boyama işleminde yanlış teknik, yanlış ürün kullanırsanız en güzel ürün de olsa, en güzel teknik de olsa iyi sonuç vermez.

Güzel bir saç taramak, güzel bir saç kesmek istiyorsanız; saçın sağlıklı olması lazım. Eğer saçın sağlığı yerinde değilse, dünyanın en güzel boyasıyla, dünyanın en güzel rengini yaratın, muhteşem bir saç kesin, maalesef olmaz. Kumaş bir elbise dikeceğinizi düşünün, çok güzel bir kalıp, çok güzel bir renk, ama kumaş yanıksa ne dikseniz olmaz. Fakat iyi bir kumaş iyi bir terziyi ortaya çıkartır ve sonuçta ortaya güzel bir sonuç çıkar. Saç da aynı şekilde.

Ben öncelikle saçı hiçbir kimyasal madde ile buluşturmadan bakım yapıyorum. Saç sağlığına kavuşana kadar belki 1 ay belki 3 ay sadece bakım yapıyorum ve bu konuda ısrarlı davranıyorum. Benim teknik bilgimden kaynaklı bir güven ortamı olduğu için insanlar dinliyor. Saçın sağlığı yerine geldikten sonra saçın kalitesi de artıyor. Genelde dalgalı saçlar sağlığı yerinde olmayınca o havasını kaybediyor ya da düz ipeksi saçlar o görünümü kaybediyor. Sağlığı yerinde değilse elektrikleniyor.

Saç sağlığına kavuşunca boya uyguluyorum. Her rengin mutlaka iki üç alternatifi vardır. O renge ulaşmak adına yapılması gereken adımlara doğru bir sıralamayla yapıyorum ve söylüyorum.  Eğer acele edersek olur ama sonrasında yaşayacaklarını, sabredersek doğru sıralamayla gidersek, zaman alacağını ama uzun vadede daha kullanışlı olacağı anlatıyorum. Zaman zaman bazı müşteriler rengin saçta nasıl görüneceğini denemek istiyor. Bu durumda yarı kalıcı, mat boyalar hatta günübirlik boyalar kullanabiliyoruz. Memnuniyetine, alışkınlıklarına göre, insanlar beğendikleri modelleri kendilerinde beğenmeyebiliyorlar. Zaman zaman görmek istiyor, peruk var mı taksam da baksam diyorlar. Ama ben o renkleri kısmen de olsa deneyip görmelerini tavsiye ediyorum.

Müşterilere boya işleminden önce saçta kalmayan boyalarla hafif renkler geçerek, pigmentler kullanarak onlara ön gösteriyorum.  Bu müşterinin daha doğru karar vermesinde yardımcı oluyor. Sağlıklı saçlarda bunu yaşamıyoruz. Daha önceden yapılmış kimyasal işlemler hakkında bilgi alıyorum. Kullandıkları malzemeleri araştırıyorum. Çünkü bir takım teknik malzemelerde onun etkisi gitmiş olabilir. Ama teknik olarak saçta kalır. Açık renk olan bir saçı koyu renge boyadıysan onu görmezsin ama saçı açtığında hepsi ortaya çıkar. Aradaki geçişte bir önceki işlemlerin ne olduğu benim içim çok önemli. Bazen müşteri bir işlem yaptırmış olabiliyor ve onun etkisi kesmeden 6 ay boyunca geçmiyor. Onu bilmezsem yanlış analiz olabilir. Bunun için de iyi analiz yapılması gerekir.

Görsellerle ve renk skalasıyla da anlaşıyoruz. Bunu yaptıktan sonra o renge ulaşmak için alternatifi gösterebiliyorum. Kalıcı, tam kalıcı, akıcı oksidasyonlu, oksidasyonsuz, pigment gibi bir sürü alternatif var. Genelde tavsiyelerde bulunurken saçın sağlığı, saçın analizi, doğru ürün kullanımı bir bütünün parçaları gibi doğru sonuca ulaştırıyor.

Nasıl beyaz bir kağıdın üzerine resim yaparken rengi çok net görebiliyoruz, doğru renge ulaşmak için ne ile neyi karıştırmamız gerektiğini ancak bulabiliyoruz. Saçın kendine ait bir rengi var, istediğimiz renge getirebilmek için teknik bilgi çok önemli. Saçın kimyasını tanımak, ürünü tanımak, ürünün kimyasını tanımak, reaksiyonu çok iyi hesaplamak çok önemli. Hem işin duygusu, görselliği, şıklığı bir yana işin mutfak tarafı da çok önemli.

Renklendirme öncesi çizim için iPad uygulaması kullanıyor musunuz?

Yok kullanmıyorum. Çünkü orada tam olarak gerçek sonucu göremiyorsunuz. Suni olduğu için kullanmıyorum. Ben birebir iletişimle görsellerle olmasını tercih ediyorum. Hem de birine vakit ayırmak ona gerçekten özel hissettiriyor.

Hepimizin amacı fark yaratabilmek, herkes işini yapıyor fakat farklı algılar bizim dikkatimizi çekiyor. Aynı malzemeyi kullanarak, farklı sonuçlar elde edebiliyoruz. Farklar ve farklılıklar bizi etkileyen şeyler. Görüntüyü farklı kılmak da benim elimde.

Renklendirme ve kesim için ayrı uzmanlık Türkiye’de yerleşir mi?

Türkiye’de henüz oturmuş değil. Biz salonda bazı projelerde birlikte çalışıyoruz. Bazı saçların renginde, kesiminde ekip çalışması yapıyoruz.  Bazen birebir yapıyoruz. Ekip çalışması yeni bir fikrin üremesine de faydalı oluyor. Çalışma ortamımızı da geliştiriyoruz.

Kuaförlük sizin için bir cümleyle nedir?

Kuaförlük benim için yaşam biçimi. İşim benim için hayatımın her parçasıyla entegre ve son derece keyif alıyorum. Bazen bir galeri gezerken, parkta yürürken, pazarda, herhangi bir yerde bir renk, bir geometri bana bir şekilde ilham veriyor. Çünkü aklım hep işime yansıtabileceğim ilham kaynaklarında. Saç düşünmeyi seviyorum. Çocukluğumda bile öyleydi hep rüyamda saç görürdüm, sabah olsa da gitsem de ekipteki bir arkadaşımda denesem derdim.

Gülay Tiran Hairstylist

Dünya çapında en çok beğendiğiniz idolüm dediğiniz bir saç tasarımcısı var mı?

Bazı tasarımcıların renklendirmelerini çok beğeniyorum. İdolüm olarak bir şey diyemiyorum. Ama çok takip ediyorum. Bazen o böyle yapmış, ben de öyle yapayım diye düşünüyorum. Farklı yerlerden ilham alıyorum. Sadece saç tasarımcılarını değil, mimariyi çok seviyorum. İnsanların moda anlayışı birbirleriyle çok bağlantılı.

İnsan başındaki kıl kütlesine yoğunlaşmak değil, bütüne bakmak istiyorum. Pastanın içine bir tane fıstığa tutkulu değilim, ben pastayı seviyorum ve bütüne bakmak istiyorum. Detaylar çok önemli. Uzak doğudaki moda da çok hoşuma gidiyor. Alternative Hair Show’u da seviyorum.

Hangi tarz kesime renklendirme yapmayı en çok seviyorsunuz?

Ben daha çok asimetrik ve geometrik kesimleri seviyorum. Bazen düz bir saçı asimetrik boyarsanız, farklı boylarda gözüküyor. Farklı boyalarda bir saçı bir yerinden dümdüz boyarsınız da farklı bir şey ortaya çıkıyor. Gözde yarattığı efekt daha canlı, genelde asimetrik saçları seviyorum. Çünkü ellerimiz, parmaklarımız, doğaya baktığınızda her şey asimetrik. Asimetri ile algıda seçicilik daha çok ön planda oluyor.

Gülay Tiran’a paylaştığı deneyimler ve bilgiler için çok teşekkür ederiz.

Gülay Tiran Hairstylist Kuaför Salonu hakkında bilgi edinmek için:

https://randevu.hairist.com.tr/randevu/gulay-tiran-hairstylist-istanbul

____________________________________________

Uzayan Katlı Saç Kesim Tekniği

0

 

 

Uzayan katlı kesimde en sık kullanılan teknik, ters katlı kesim tekniğidir. Bu teknikte sabit tasarım çizgisi kullanılır.Tasarım çizgisi oluşturulduktan sonra tutamlar bu çizgiye doğru taranır.Bu sayede tasarım çizgisinin ters yönünde uzunluklar elde edilir.Yüzün etrafındaki katlı doku arkaya doğru azalır.Başın üst kısmında daha kısa olan uzunluklar başın alt kısmında gittikçe artan uzunluklar oluşur.

 

Önce saç ortadan enseye kadar ayrılır.İlk tutam yüz çizgisine paralel olarak ayrılır.Saç olabildiğince doğal düşüşüne en yakın şekilde tutulur. Dudak hizası uzunluk belirleyicisi olarak kullanarak ortadan kesmeye başlanır. Saç  yüze değmemesi için başın hafif öne eğilmesi gerekir. Saç öne doğru taranır. Uzunluğun artması için parmaklar yüze doğru açılanır.Parmak tutuşu paralellikten ne kadar uzaksa, o kadar uzunluk artışı sağlanır.Paralel olmayan formda tutup yüzden uzak açı oluşturulur. Bütün saç,paralel olmayan sabit tasarım çizgisine taranır.

 

İkinci ayırımı öne doğru düz tarayıp birinci tutam ile birleştirilir.Ortadan kesmeye başlayıp geri kalan çizgiyi paralel olmayan parmak tutuşuyla kesilir. Çizginin diğer tarafı da aynı teknikle kesilir. İstenirse diğer tarafa geçmeden önce kesimin bir yanı tamamen de bitirilebilir.Bütün saç kesimi boyunca paralel olmayan parmak tutuşu kullanılır. Başın arkasındaki orta ayırıma kadar çalışılır.

 

Saçlar başın etrafından sabit tasarım çizgisine doğru taranır ve paralel olmayan tutuşla kesime devam edilir. Diğer yanda aynı teknikle tamamlanır. Başı hafif öne eğerek saçı doğal düşüşüne tarayıp arkadaki şekil çizgisi oluşturulur.Dış çevre hafif dışbükey kesilip öndeki şekil çizgisiyle birleştirilir. Ve kesim tamamlanır, aşağıya doğru aşırı uzayan bir saç¸ modeli oluşur. 

 

Kaynak: www.erkandos.com