Ana Sayfa Blog Sayfa 76

Ivan Rodriguez ile Renk Parıltıları ve Sıra Dışı Şekiller

0
heaven - ivan rodriguez

Son Ivan Rodriguez saç koleksiyonu Heaven , rüyaların, arzuların ve umutların diyarı olan cenneti görselleştiriyor. Gençlik ateşinde kaynayan ve devamlı yükselen canlı enerjiyi temsilen mavi… Kontrastların, dokuların ve nüansların cesurca sergilendiği bu koleksiyonun esin kaynakları… Düzensizlik, renk parıltıları ve sıra dışı şekillerle yaratıcılığın, güzelliğin ve yaşamın alternatif ifadesi…

Saç: Ivan Rodriguez, El Salón Hairdressing Club, Meksika

Fotoğraf: Jesús Herrera

Makyaj: Thessa Peralta ve Greg del Toro

Stilist: Ivan Rodriguez

heaven - ivan rodriguez
heaven - ivan rodriguez

Woven Koleksiyonu: Ham Güzellik

0
Woven - Fatty Arbuckles


‘Woven’, modern toplumumuzda yaygın olan etnik kültürlerin çeşitli karışımından ilham alan çağdaş bir saç koleksiyonu.

Altı görünüm sunan koleksiyon, hem zarif bir şekilde modern hem de hiçbir zamana ait olmayan olan ham, saf doğal güzelliği estetik bir şekilde tasvir etmek için değişen doku ve ton kullanımına odaklanıyor.

Görünümlerde hayaletimsi bir his yaratmak için doğal bir toprak renk paleti kullanan Annette, ayrıntılı moda ve makyaj stiliyle tamamlanan karmaşık saç tasarımları yaratmaya odaklandı. Her görüntü çok farklı bir bireysel estetikle yaratılırken, her biri yumuşak doku ve ton kullanımıyla birbirine bağlandı.

Kreatif Direktör Annette Scaffidi; “Bu yeni koleksiyonla (Woven), gündelik toplumumuzdaki etnik kültürlerin geniş karışımını ve bu kültürlerin güzelliği görme ve ifade etme biçimlerini yaratıcı bir şekilde göstermek istedim. Çeşitlilik ve kendini ifade etme gerçekten el ele gider. Güzelliğin çok çeşitli ve eşit derecede güzel stillerde olduğunu göstermek istedim. Ne de olsa güzellik bakanın gözündedir,” diyor ve ekliyor:

“Koleksiyon için elde etmek istediğim genel his, ham dokulu bir güzellikti. Doğa, toprak, şekil, doku ve doğal tonlar, saçtan moda stiline kadar renk paletini yönlendirdi.”

Woven - Fatty Arbuckles
Woven - Fatty Arbuckles
Woven - Fatty Arbuckles
Woven - Fatty Arbuckles
Woven - Fatty Arbuckles

Koleksiyon: Woven

Kreatif Direktör: Annette Scaffidi @annilee72

Renklendirme: Justin Zeiser @justinatfattys

Saç Stilistleri: Fatty Arbuckles Ekibi

Salon: Fatty Arbuckles @fattyarbuckles

Fotoğraf: Travis Lepri

Makyaj Sanatçısı: Lindsey Youngman

Stil: Luke Meakins @lukemeakins_stylist

Altı görünüm sunan koleksiyon, hem zarif bir şekilde modern hem de hiçbir zamana ait olmayan  olan ham, saf doğal güzelliği estetik bir şekilde tasvir etmek için değişen doku ve ton kullanımına odaklanıyor.

Görünümlerde hayaletimsi bir his yaratmak için doğal bir toprak renk paleti kullanan Annette, ayrıntılı moda ve makyaj stiliyle tamamlanan karmaşık saç tasarımları yaratmaya odaklandı. Her görüntü çok farklı bir bireysel estetikle yaratılırken, her biri yumuşak doku ve ton kullanımıyla birbirine bağlandı.

Kreatif Direktör Annette Scaffidi; “Bu yeni koleksiyonla, gündelik toplumumuzdaki etnik kültürlerin geniş karışımını ve bu kültürlerin güzelliği görme ve ifade etme biçimlerini yaratıcı bir şekilde göstermek istedim. Çeşitlilik ve kendini ifade etme gerçekten el ele gider. Güzelliğin çok çeşitli ve eşit derecede güzel stillerde olduğunu göstermek istedim. Ne de olsa güzellik bakanın gözündedir,” diyor ve ekliyor:

Laurent Matheo & LM Artistik Ekibi: Bukleler ve Sert Kesim

0

Laurent Matheo ve LM Artistique Ekibi’nin 2021 koleksiyonu yaşadığımız dünyanın estetik algısına ve aynı zamanda günümüzde kadın ve erkeklerin aradığı modern ihtiyaçlara dayanıyor.

Laurent Matheo; “Birkaç yıldır salonlarımızda mümkün olduğunca bio-renklendirme üzerinde çalışıyoruz.  Talep patlaması oldu, daha sorumlu ve daha doğal tüketim arayan birçok kadın projeye katıldı. Bu koleksiyon, refahın ve çevreye saygıyı merkez alan daha saf bir düşünce biçiminin parçası,” diyor.
 
30 yılı aşkın süredir kuaförlük yapan Laurent Mathéo, 4 salonunda bulunan güçlü yönlerden yararlandı ve böylece LM Artistik Ekibi’ni yarattı.  Kendi imzasını ve ticari markasını zarafet, modernite ve çok yönlülük kapsamında geliştirdi. Uzun yıllar eğitmenlik yapan Laurent Matheo, birikimlerini aktarmak için “La Bulle” adlı eğitim merkezini açtı.

Pürüzsüz, keskin hatlı kesimler

Laurent Matheo


Saçın doğal olarak dökülmesinin yanı sıra bitkisel renklendirme ile parlaklığının da yansıtıldığı düz, pürüzsüz, katı çizgilere sahip iki kesim. Koyu siyah bob, sertlik, duygusallık, gizem ve zarafet arasında salınan bir ifade getiriyor. 

Bukleler ve bitkisel renklendirme
Farklı tekniklere uyarlanmış bitkisel renklendirme kullanımını yansıtan koleksiyonda kentsel stile uygun olarak, ince aydınlatmalar için bitkisel renklendirmeye kısmi röfleler eşlik ediyor.  Zamana uygun, trendy, şehvetli, doğal kesimler ve saç modelleri…

Laurent Matheo
Laurent Matheo

Erkeklerde buklelerin dönüşü
Erkeklerde buklelerin, uzun saçın dönüşü… Dağınık, sıradan ama kontrollü bir sonuç…

Laurent Matheo

Saç: Laurent Mathéo

Fotoğraf: Dorah
Makyaj: Charlie
Stil: Micka

ve LM Artistique Ekibi’nin 2021 koleksiyonu yaşadığımız dünyanın estetik algısına ve aynı zamanda günümüzde kadın ve erkeklerin aradığı modern ihtiyaçlara dayanıyor.

Laurent Matheo; “Birkaç yıldır salonlarımızda mümkün olduğunca bio-renklendirme üzerinde çalışıyoruz.  Talep patlaması oldu, daha sorumlu ve daha doğal tüketim arayan birçok kadın projeye katıldı. Bu koleksiyon, refahın ve çevreye saygıyı merkez alan daha saf bir düşünce biçiminin parçası,” diyor.
 
30 yılı aşkın süredir kuaförlük yapan , 4 salonunda bulunan güçlü yönlerden yararlandı ve böylece LM Artistik Ekibini yarattı.  Kendi imzasını ve ticari markasını zarafet, modernite ve çok yönlülük kapsamında geliştirdi. Uzun yıllar eğitmenlik yapan Laurent Matheo, birikimlerini aktarmak için “La Bulle” adlı eğitim merkezini açtı.


Figaro Awards Bu Yıl Uluslararası Yeteneklere de Açık

0
Figaro Awards


Kuaförlüğü mükemmelliğe ulaştırmayı hedefleyen Club Figaro tarafından Revlon Professional ana sponsorluğunda düzenlenen Figaro Awards (Figaro Ödülleri), İspanyol kuaförlüğünün sınırlarını aşarak dünyanın her yerinden kuaförlerin katılımı için yeni bir uluslararası kategori açıyor.

Bu yeni kategori ile İspanya sınırları dışındaki en iyi yetenekleri çekerek tanıtmayı amaçlayan Figaro Awards, yarışmayı yurtdışındaki kuaförlere de açarak halihazırda dünyada tanınan ve ödüllendirilen İspanyol kuaförlüğüne daha çok dikkat çekmeyi amaçlıyor.


Kuaförlüğün sanatsal dili tüm sınırları aşıyor ve bu durum dünyanın dört bir yanından profesyonellerle gerçekleştirilen uluslararası işbirliklerini daha da cazip hale getiriyor. Ek olarak İspanya, dünyada yaratıcı kuaförlüğün coşkuyla karşılandığı ve yansıtıldığı önde gelen yer olmak
istiyor. Bugüne kadar İspanyol kuaförlerin daima kazandıklarına vurgu yapan Figaro Awards, bugüne dek dışa yansıtılan bu uluslararası bakışı içe döndürmenin zamanının geldiğine inanıyor.

Bundan böyle uluslararası platformda daha fazla insana ulaşacak ve hem İspanyol kuaförlerine hem de yurtdışındaki profesyonellere ilham verecek olan Figaro Awards, tüm dünyadan kuaförleri uluslararası kategoride yarışmaya katılmaya çağırıyor.

Yarışma başvuraları 1 Nisan 2022 tarihi itibarıyla kabul edilmeye başlayacak.



Uluslararası kategoriye nasıl katılabilirsiniz?

Figaro Awards
  • Bu kategori, İspanya’da ikamet etmeyen tüm kuaförlere açıktır. (Andorra ve Cebelitarık hariç)
  • Katılmak için sadece 4 görsel içeren bir koleksiyon sunmanız yeterli.
  • Bu kategori podyuma katılmaz.
  • Serbest stil ile katılın.
  • Katılmak için, en fazla 3 koleksiyon için 100 Euro kayıt ücreti ödeminiz gerekiyor.
  • Kuaförler yarışmaya katılmak ve koleksiyon fotoğraflarını yüklemek için Club Fígaro websitesine online olarak kayıt olurlar. Sonrasında, ulusal ve uluslararası kuaförlüğün önde gelen isimlerden oluşan ve her yıl değişen profesyonel jüri, koleksiyonları bireysel ve bağımsız olarak oylayarak sonuçları anonim olarak sunar. Bu nedenle tarafsızlık garanti edilir.

Kayıt için: https://www.clubfigaro.com/participar

a yaratıcı kuaförlüğün coşkuyla karşılandığı ve yansıtıldığı önde gelen yer olmak
istiyor. Bugüne kadar İspanyol kuaförlerin daima kazandıklarına vurgu yapan Figaro Awards, bugüne dek dışa yansıtılan bu uluslararası bakışı içe döndürmenin zamanının geldiğine inanıyor.


Bundan böyle uluslararası platformda daha fazla insana ulaşacak ve hem İspanyol kuaförlerine hem de yurtdışındaki profesyonellere ilham verecek olan Figaro Awards, tüm dünyadan kuaförleri uluslararası kategoride yarışmaya katılmaya çağırıyor.

YKY 2021 Temmuz-Ağustos Finalistleri Belli Oldu!

0
YKY 2021 Temmuz Ağustos Finalistleri

Bu yıl Hush Professional ana sponsorluğunda onuncusu düzenlenecek olan Hairist Yılın Kuaförü Yarışması‘nın (YKY) 2021 Temmuz – Ağustos finalistleri belli oldu.

Her ay Instagram’da belirlenen etiketlerle (hashtag) Renk-Kesim, Gelin Saçı ve Avantgarde kategorileri için yapılan başvurular sonucunda üç kategoride ayın kazananı belirlenirken yıl sonunda gerçekleşecek olan finalde ay birincileri olan tasarımcıların çalışmaları değerlendirmeye tabi tutulacak.

YKY 2021 Temmuz – Ağustos Finalistleri

İşte bu ay uluslararası jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda belirlenen finalistler:

YKY 2021 Temmuz – Ağustos Renk ve Kesim Kategorisi

AYHAN ÖNLÜEL – Ünlü Eller Kuaför / İstanbul

KADİR DÖNMEZ – Antalya

YKY 2021 Temmuz Ağustos Finalistleri

MUHAMMET ÇİMEN – 3M Hair Saloon & Beauty / Mersin

YKY 2021 Temmuz Ağustos Finalistleri

YKY 2021 Temmuz – Ağustos Gelin Saçı Kategorisi

GÖKHAN LUDAĞ – Engin Uysal Kuaför / Mersin

MERT ACAR – Talat Kuaför / İstanbul

YKY 2021 Temmuz Ağustos Finalistleri

SEMA YAZICI – Tuanna Hair Studio / Samsun

YKY 2021 Temmuz Ağustos Finalistleri

YKY 2021 Temmuz -Ağustos Avangarde Kategorisi

CAN ÖZCAN – Backstage Kuaför / Ankara

YKY 2021 Temmuz Ağustos Finalistleri

MUSTAFA ALİ NİŞANCI – Plato Hair Studio / İstanbul

NİLGÜN AYVAZ – Nesis Hair Kuaför – Bursa

YKY 2021 Temmuz Ağustos Finalistleri

Hairist YKY Ayın Finalistleri Ödülleri

1-Ayın Finalistlerine Özel Finalist Sertifikası

Her ayın kategori finalistlerine (toplam 9 finalist) özel sertifikaları gönderilir.

2-Katıldığınız Salona Özel Ödül

Her ayın finalisti, çalıştığı salona özel 1 adet Hush Tangle Free ürün ödülünü kazanır ve ödülü salon adresine gönderilir.

Yılın Kuaförü’nün Seçimi

Ayın finalistleri her ay belirlenen jüri tarafından; Yılın Kuaförü derecesi ve kategori dereceleri ayın finalistleri arasından en az 10 kişinin yer aldığı Büyük Jüri tarafından seçilmektedir. 

Toplam 3 kategori birincisi arasında sadece 1 kişiye YILIN KUAFÖRÜ unvanı verilir. Yılın Kuaförü Ödülü’nü alabilmek için bu 3 kategoriden birinde birinci olmak ve 3 kişi arasında en yüksek puanı almış olmak gereklidir. Yarışmanın iki kategorisinde aynı kişinin birincilik alması durumunda yarışmacı otomatik olarak YILIN KUAFÖRÜ ilan edilir.

Toplam 3 kategori birincisi arasında sadece 1 kişiye YILIN KUAFÖRÜ unvanı verilir. Yılın Kuaförü Ödülü’nü alabilmek için bu 3 kategoriden Renk-Kesim, Gelin Saçı ve Avantgarde kategorileri için yapılan başvurular sonucunda üç kategoride ayın kazananı belirlenirken yıl sonunda gerçekleşecek olan finalde ay birincileri olan tasarımcılarınbirinde birinci olmak ve 3 kişi arasında en yüksek puanı almış olmak gereklidir. Yarışmanın iki kategorisinde aynı kişinin birincilik alması durumunda yarışmacı otomatik olarak YILIN KUAFÖRÜ ilan edilir.

Yellow: Özgür Zihnin Sembolü Özgürleşen Saçlar

0
yellow - STURMAYR

STURMAYR Coiffeure, yaz sonu “Yellow” (Sarı) koleksiyonuyla, yaşamı parlak renklerle değiştirme ve boyama cesaretini göstermeyi amaçlıyor. Renk kullanma cesareti ile hayatın ve otoritenin getirdiği baskılara direnir ve zihninizi özgürleştirmenin bir sembolik olarak başınızı özgürleştirirsiniz.

Saç: STURMAYR Coiffeure

Fotoğraf: Friedrich Hauswirth / Instagram: @friedrichhauswirth

Stilist: Tatendrang / Instagram: @ sammy_zayed

Makyaj: Eva Hauswirth / Instagram: @evedragonfl y /

Renk şeritleri: Great Lengths

Igora Royal ile Boyanan Saçlarla Doğaya Destek

0
Igora Royal - Schwarzkopf Professional

Igora Royal, daha güzel bir gelecek ve sürdürülebilir yarınlar için harekete geçti. Schwarzkopf Professional’ın renklerle özdeşleşen ve yeni sürdürülebilir ambalajlara sahip markası Igora Royal, E-cording işbirliği ile gerçekleştirdiği projesi ile doğaya daha yeşil yarınların tohumları atatcak.

E-cording işbirliği ile daha yeşil Türkiye…

E-cording işbirliği ile gerçekleştirilen proje kapsamında, Schwarzkopf Professional iş ortağı salonlarında saçlarını IGORA ROYAL marka saç boyaları ile renklendirenler, yine aynı salonlarda konumlandırılan QR kodlarını telefonlarına okutuyor. Telefonlarında açılan ekrandaki sayfadan ise bir fidan tohumu seçiyor. Seçilen tohum, @ecordingmapp aracılığında bir ecodrone ile doğaya filizlenmesi için bırakılıyor. Böylece saçlarını renklendiren kadınlar, ülkemizde doğanın daha yeşil bir renge bürünmesine yardımcı oluyor. Schwarzkopf Professional salonlarında saçlarınızı renklendirerek, siz de bu girişimin bir parçası olabilir, ülkemizin yeşil bir geleceğe sahip olmasına katkı sağlayabilirsiniz.

IGORA ROYAL, sürdürülebilirlik için ambalajlarını da yeniledi

Schwarzkopf Professional, küresel ayak izleri söz konusu olduğunda “daha azıyla daha fazlasını yapmak için” çalışırken, Igora Royal serilerinin yeniden tasarımı için de her detayı düşündü. Markanın ambalajlarının tüp ve kapakları şimdi %100 geri dönüştürülebilir malzemeden üretiliyor. Ürünlerin kutusunda ise %92 geri dönüştürülebilen karton kullanılıyor.

Schwarzkopf Professional web sitesinde yeni ürün bilgilerini, ürünlerin yeni görünümlerini ve daha fazlasını keşfedebilirsiniz: schwarzkopfpro.com.tr – Instagram üzerinden @schwarzkopfprotr ve #BeIGORA / #IGORAROYAL hashtag’leri ile en son haberleri, trendleri ve rekabet ayrıntılarını takip edebilirsiniz.

E-cording işbirliği ile gerçekleştirilen proje kapsamında, Schwarzkopf Professional iş ortağı salonlarında saçlarını IGORA ROYAL marka saç boyaları ile renklendirenler, yine aynı salonlarda konumlandırılan QR kodlarını telefonlarına okutuyor. Telefonlarında açılan ekrandaki sayfadan ise bir fidan tohumu seçiyor. Seçilen tohum, @ecordingmapp aracılığında bir ecodrone ile doğaya filizlenmesi için bırakılıyor. Böylece saçlarını renklendiren kadınlar, ülkemizde doğanın daha yeşil bir renge bürünmesine yardımcı oluyor.

Schwarzkopf Professional salonlarında saçlarınızı renklendirerek, siz de bu girişimin bir parçası olabilir, ülkemizin yeşil bir geleceğe sahip olmasına katkı sağlayabilirsiniz.

Igora Royal Çevre Dostu Görünümü ile Sahnede!

Schwarzkopf Professional, küresel ayak izleri söz konusu olduğunda “daha azıyla daha fazlasını yapmak için” çalışırken, serilerin yeniden tasarımı için de her detayı düşündü. Markanın ambalajlarının tüp ve kapakları şimdi %100 geri dönüştürülebilir malzemeden üretiliyor. Ürünlerin kutusunda ise %92 geri dönüştürülebilen karton kullanılıyor.

Schwarzkopf Professional web sitesinde yeni ürün bilgilerini, ürünlerin yeni görünümlerini ve daha fazlasını keşfedebilirsiniz

öylece saçlarını renklendiren kadınlar, ülkemizde doğanın daha yeşil bir renge bürünmesine yardımcı oluyor. Schwarzkopf Professional salonlarında saçlarınızı renklendirerek, siz de bu girişimin bir parçası olabilir, ülkemizin yeşil bir geleceğe sahip olmasına katkı sağlayabilirsiniz.

Global Creative Awards Sanal Deneyimini Kaçırmayın!

0
goldwell-creative-awards-2021-

Goldwell Global Creative Awards 2021’de Altın Ödülü kim alacak? 3 Ekim 2021’de düzenlenecek olan Global Creative Awards ödüllerine siz de sanal olarak katılın!

Kao Salon Sanal Deneyimi’nde

Goldwell Creative Awards, dünyanın dört bir yanından kuaförlere yaratıcılıklarını sınırsız bir şekilde sergileyerek kendilerini gösterme şansı sunuyor. Global Creative Awards, kuaförler için yenilikçi becerilerini ve yaratıcı vizyonlarını sergileyerek kendi eşsiz saç görünümlerini yaratabilecekleri bir fırsat.

Global Kreatif Direktör John Moroney; “Dünyaya özellikle gerçek yaratıcıların neler başarabileceğini ve hiçbir eyin onların yaratıcılığını durduramayacağını göstermenin zamanının geldiğine inanıyoruz,” diyor.

Global Creative Awards, 3 Ekim Pazar günü Türkiye saatiyle 19.30-20.00 arasında gerçekleşecek. Bu, 3-4 Ekim’de 48 saat sürecek olan Kao Salon Sanal Deneyimi’nin bir parçası olacak. Angelo Seminara’nın özel bir couture koleksiyonu dahil olmak üzere 30’u aşkın sanatçı renk, kesim ve şekillendirmede teknik ve sanatsal eğitimini paylaşacak.

2021’de sanal etkinlik herkese açık! Yaratıcılığın ve Goldwell, KMS, Oribe ve Varis markalarına ev sahipliği yapan Kao Salon topluluğunun bir parçası olmayı kaçırmayın.

Hemen kaydolmak için tıklayın.

#creativityneverstops

KAO Salon SANAL DENEYİM

HEYECAN VERİCİ, YARATICI VE İLHAM VERİCİ: İŞTE GLOBAL CREATIVE AWARDS FİNALİSTLERİ!

dünyanın dört bir yanından kuaförlere yaratıcılıklarını sınırsız bir şekilde sergileyerek kendilerini gösterme şansı sunuyor. kuaförler için yenilikçi becerilerini ve yaratıcı vizyonlarını sergileyerek kendi eşsiz saç görünümlerini yaratabilecekleri bir fırsat.

Global Kreatif Direktör John Moroney; “Dünyaya özellikle gerçek yaratıcıların neler başarabileceğini ve hiçbir eyin onların yaratıcılığını durduramayacağını göstermenin zamanının geldiğine inanıyoruz,” diyor.

Global Creative Awards, 3 Ekim Pazar günü Türkiye saatiyle 19.30-20.00 arasında gerçekleşecek. Bu, 3-4 Ekim’de 48 saat sürecek olan Kao Salon Sanal Deneyimi’nin bir parçası olacak. Angelo Seminara’nın özel bir couture koleksiyonu dahil olmak üzere 30’u aşkın sanatçı renk, kesim ve şekillendirmede teknik ve sanatsal eğitimini paylaşacak.

2021’de sanal etkinlik herkese açık! Yaratıcılığın ve Goldwell, KMS, Oribe ve Varis markalarına ev sahipliği yapan Kao Salon topluluğunun bir parçası olmayı kaçırmayın.

Salon Çalışanlarını Memnun Etme Sanatı

0
salon çalışanlarını memnun etme sanatı

Salon profesyonelleri  daima uzun saatler boyunca ve çok sıkı çalışırlar. İyi ve çok çalışan tüm kuaförler iyi yönetilen bir salonu hak ediyor. Bir salon çalışanının başka bir salona geçmesinin birinci sebebi, genellikle kötü yönetilen bir salonda müşteriye hizmet sunma stresinden kaynaklanır. Bir salon ekibi farklı kişiliklerden oluşur, bu da çoğu zaman fikir ayrılıklarına ve çatışmaya yol açabilir. Bir salon sahibi / yöneticisi için çalışan kaybetmenin bedeli ağırdır.

Rekabetin sert, kârın ise kusursuz müşteri hizmetlerine dayalı olduğu bir işte, salon sahiplerinin ekibin genel ruh durumunu ve  tutumunu iyileştirme, daha mutlu çalışanlar yaratma sorumluluğu vardır.

Bununla birlikte çalışanlar arasında mutlaka asla mutlu olmayan, devamlı şikayet eden, diğer ekip üyeleri ve müşterilerle sorunlara neden olan biri vardır. Negatif kişilikler salonunuza, ekibinize ve müşterilerinize onarılamayacak zararlar verebilir. Ne kadar geniş bir müşteri kitlesine sahip olursa olsun, salonunuzun düzenini bozdukları için gözden çıkarmakta tereddüt etmemeniz gereken tek kişilik tipidir.

İşte salon sahipleri/yöneticileri için salonlarının memnuniyetini ölçebilecekleri bir liste:

1.Etik davranan, örnek bir profesyonel olun.

Kendi davranışlarınızda problem varsa, ekibinizden daha iyi davranmalarını bekleyemezsiniz. Kuralları ihlal eden salon sahipleri ve yöneticileri, tüm salonun performans çıtasını bariz bir şekilde düşürür. Salonda her an gerçek bir profesyonel olun.

salon

2. Adam kayırmayın.

Salon çalışanlarını asla birbirinden ayırmayın. Salonda gözde çalışanlarınız, diğerlerinden daha çok takdir ettikleriniz olabilir, ancak bunu bariz bir şekilde ortaya koymak ve diğer çalışanlara karşı onları yüceltmek kayırmacı bir yaklaşımdır. Dikkatiniz, zamanınız, fırsatlarınız ve iş paslama konusunda adil olun.

3. Salonunuzu tertemiz tutun ve herkesten aynı tutumu bekleyin.

Salona giren herhangi bir müşteri için temizlik ve hijyen, profesyonelliğin ilk işaretidir.

salon

4. Salon toplantılarına iyi hazırlanın.

Kimse toplantıları sevmez, siz de hazırlıksız olursanız ekibin memnuniyetsizliği artar. Toplantıyı güzel haberlerle ve personele yönelik avantajlarla açmaya gayret edin. Bu salon çalışanlarını motive edecektir.

5. Toplantılarda ekip üyelerine yönelik kişisel ve olumsuz yorumlar yapmayın.

Toplantılarda, çalışanlarınıza salonunuzun nasıl daha iyi olabileceğini hatırlatmaya ve onları motive etmeye odaklanın. Ekibinize teşekkür edin ve emeklerini takdir edin.

salon çalışanlarını memnun etme sanatı

6. Salonu geliştirmek ve marka haline getirmek için çaba gösterin.

Çalışanlar, salon sahibinin/yöneticisinin daha fazla müşteri çekmek, sosyal medyada tanıtım yapmak, ürün teşhir alanını iyileştirmek, trend ürünler kullanmak için çaba sarfettiğini, çalışanların konforuna yönelik girişimlerde bulunduğunu, tatiller ve izinler konusunda hassasiyet gösterdiğini görmekten memnun olurlar.

7. Daima doğruyu söyleyin

Çalışanlarınıza karşı her zaman dürüst davranın ve vaatlerinizi yerine getirdiğinizden emin olun.


Kuaförler için Etkili Pazarlama Fikirleri

Veda ve Merhaba: Gülşah Camcı Yılmaz ve Volkan Yıldız

0
Gülşah Camcı Yılmaz

Gülşah Camcı Yılmaz Singapuar’a doğru yola çıkarken Volkan Yıldız ise bayrağı teslim alıyor. 

L’Oréal Profesyonel Ürünler Bölümü Genel Müdürü olarak görev yaptığı süreçte kuaförlük sektörüne çok büyük hizmetler veren, kuaförlüğün dijital dünyaya ve geleceğe taşınmasında büyük payı olan Gülşah Camcı Yılmaz, Türkiye’de elde ettiği bu başarıyı şimdi terfi ettiği Sub Mena (Güney Asya, Pasifik, Orta Doğu, Afrika) Bölgesi Gelişen Pazarlar Genel Müdürü pozisyonuyla taçlandırıyor. 

L'Oréal Professionel Türkiye’nin yeni Genel Müdürü ise özellikle e-ticaretteki deneyimiyle öne çıkan Volkan Yıldız oldu. 

Gerçekleştirdiğimiz röportajda Gülşah Camcı Yılmaz, L’Oréal Türkiye Profesyonel Ürünler Bölümü’ndeki macerasını değerlendirirken L’Oréal’in dünyadaki yeni vizyonu hakkında da bilgiler verdi. Yılmaz, ülkeye veda etmeden önce Türk kuaförlerine ve sektöre de önerilerde bulunurken, Volkan Yıldız, L’Oréal’in gelecekte her zaman olduğu gibi heyecan verici projelere hazırlandığının müjdesini verdi. 

Yıldız, Türkiye’deki kuaförlük sektörünün e-ticaretteki potansiyelinden kişisel meraklarına kadar pek çok şeyi okuyucularımızla paylaştı.

L’Oréal’e Mayıs 2012’de gelmiştiniz. Profesyonel Ürünler Bölümü Genel Müdürü olarak çalıştığınız dört yıla ilişkin bir değerlendirme yapar mısınız?

Gülşah Camcı Yılmaz: Bu sektör, çok küçük olmasına rağmen kuaför salonu çalışanları, mesleğin içinden yetişmiş zanaatkarları ve girişimcileriyle arkasında büyük bir ordu olan bir sektör. Başka ülkelerde de çalışmıştım ve geldiğimde, örneğin 2017 senesinde, çok değişmiş ve geçiş sürecinde olan bir sektör bulmuştum. 

Kuaförleri ve salonlarda çalışan ekipleri dinledik. O zaman sanatının, kârının farkında olan ama yeniyle nasıl baş edeceğini bilemeyen bir sektör ile karşılaşmıştım. Yıllardır bu sektöre hizmet veren bir firma olarak önemli bir misyonumuz vardı. “Eğer sektör böyle bir geçiş içindeyse bizim de sorumluluğumuz var,” dedik ve kendimize döndük. Bir değişim ihtiyacı varsa, ilk önce kendimizden başlamamız gerekiyordu. Çok ciddi bir iç hesaplaşmanın içine girdik. 

Gandhi’nin ünlü sözünde olduğu gibi, ‘dünyayı değiştirmek istiyorsan önce kendinden başla’.

Kuaföre geleceği göstermek için önce kendi içimizde değişimi başlatmamız, sektörde bir değer yaratabilmek için önce kendi içimizde bir değer yaratmamız gerekiyordu. Çok ciddi organizasyonel, yapısal bir değişimden geçtik. Bütün organizasyon  yapımızı, ekiplerimizi değiştirdik, bazı çalışanlarımızı koçluk programlarından geçirdik. Kuaförlükte bir değişim süreci başlattık. O günden bu yana en büyük gücümüz bu değişime çok inanmış, canla başla çalışan bir ekibe sahip olmamız. 

Dünya değişiyor, peki bizim buradaki rolümüz ne? Herkese vizyonumuzu gösterip, “Bizimle misiniz, bu zorlu yolda bizimle yürümeye hazır mısınız?” diye sorduk. “Korkmayın, bu yolda birlikte yürüyeceğiz ve ne yapılması gerekiyorsa birlikte yapacağız” dedik. 

Çok mutluyum ki sektörün önde gelen kuaförleri, genç kuaförler ve duayenler kendilerine düşen rolü çok iyi oynadılar. Bizimle çalışan ya da çalışmayan kuaförlere ciddi bir vizyon gösterdik. Hep birbirimizi destekleyerek gittik. Estetica dergisinin rolü de bu anlamda çok büyüktü. 

Dijital denince kuaförün aklına gelen şey sosyal medyadır. Önceleri buna çok direnen kuaförler oldu. Dijital Danışmanlık diye özel bir bölüm kurduk. Ve o gün sosyal medyaya direnen kuaförler, bugün parmak ısırtacak kadar iyi sosyal medya hesaplarına sahip oldular. Sonra kuaförlerle bambaşka işler yapmaya başladık. Satış ekiplerimiz iş ortağı ekipleri gibi çalışmaya başladılar. Hedefimiz her zaman ortak çalışma prensibiyle hareket etmekti. Eğitim ekibi olarak, gerek ilham verme gerek kuaförlerimize sanatsal ve teknik destek anlamında benzersiz, kıyas kabul etmeyecek bir ekibiz. Geleceği birlikte inşa edeceksek, bunu gerçekleştirebileceğimiz yeni bir alana ihtiyaç vardı. “Artık akademi yok, atölye var”, dedik. Atölye nedir? Birlikte çalışılan, yaratılan, birlikte geliştirilen, tartışılan bir ortamdır. Herkesin kullanımına böyle bir alan açtığımız için çok mutluyuz. Pandemi buna biraz ket vurdu ama şimdi tekrardan hızla yeniden burada bir araya geleceğiz.

Ekip sayısında bir değişiklik oldu mu? 

Gülşah Camcı Yılmaz: Ekip sayımızı azalttık. Bizim distribütörler ve kendi ekiplerimiz tarafında çok büyük ortaklarımız var. Ekip sayısında pazarın ihtiyaçlarına uygun bir ekip oluşturmak içine ekibin dinamiğini değiştirdik. Bizim arka planda, sahada çalışan ekibimiz çok fazlaydı. Biz, daha çok müşterilere hizmet veren ve müşterilerimizi daha çok dijital alanda eğitebilecek ekipler yarattık. Çok daha kalifiye, kuaförlere farklı alanlarda danışmanlık ve destek verebileceğimiz, çok daha verimli bir ekip oluşturduk. 

Sektör bizim hangi aşamalardan geçtiğimizi biliyor. Biz, uzun yıllardır sektöre hizmet veren insanlardan oluşan bir ekibiz. Bu, emeğin ve deneyimin devam edeceği, ek olarak gelecekten, dijitalden bahsedebilecek, kuaförün ve yeni tüketicinin ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmeyi sağlayacak bir ekip yarattık. Yeniliğin ve deneyimin harmanı bugünkü L’Oréal’i oluşturdu. Kuaförlüğün deneyimli isimleri de kendi içlerinde bu yeniliği gerçekleştirebildikleri sürece başarılı oluyorlar. Bugün gördüğümüz bütün başarılı örnekler bu şekilde gelişiyor. 

Bütün bu değişimlere imza atarken pandemide  sektörün en önemli STK’sı Kuaförler Derneği’ni de işe dahil edip, el ele verip yasa koyucular nezdinde bunun çalışmasını beraber yapan sektörün ilk yöneticisisiniz. Bu da çok değerliydi. Bunun bazı neydi ve bunun nasıl sonuçları oldu?

Gülşah Camcı Yılmaz: Ben Özlem Şen ve Sertaç Önen gibi sektördeki farklı ekollerden yetişmeyim, onlardan çok fazla şey öğrendim. Sektörü dinlemek çok önemli. Sektördeki kuruluşlar ne kadar güçlüyse L’Oréal de o kuruluşlarla o kadar güzel şeyler yapabiliyor, çünkü bir fikir ve amaç birliği oluyor.

Çok mutluyum ve şanslıyım ki benim olduğum zamanlarda Kuaförler Derneği ve Hairist gibi platformlar gittikçe güçlenmeye başladılar ve el ele verip pandemi öncesinde ve sonrasında sektöre nasıl ışık tutabileceğimize kafa yorduk. Okullara gittik, vizyon toplantıları yaptık, vizyonumuzu okullara da anlattık, çocukları atölyeye getirdik. 

Covid zamanı geldiğinde herkes bir panik ortamında kaldı. Biliyorsunuz, bizim uluslararası ağımız çok güçlü, herkes bir şeyler paylaşıyor, birbirinden öğreniyor. Covid döneminde ise bu yoktu, herkes bir anda bir boşluğun içine düştü. O sırada silkindik ve L’Oréal Atölye Instagram hesabından, bu işin üstesinden birlikte gelebileceğimiz mesajını vermeye çalıştım. Hemen ekibimizle “Dönüşüm Muhteşem Olacak” projesini başlattık. Biz zaten “dönüşüm”, “birlikte dönüşme” kavramlarından çok bahsederiz. Hem bu hem de salonlara dönüşümüzü ifade eden bu projemize kuaförler de ekibimiz de çok güzel bir bağ kurdular. Evet salonlarımız kapalı, nasıl açılacağı belli değil, hijyen önemli bir sorun… Bu işin içinden çıkmak için konseyler kurduk. Kuaförler Derneği ile güçlerimizi birleştirip birlikte çalışmalar yaptık. Hem sektörümüzün duayenleri hem yeni yetenekleriyle kafa kafaya verdik. Sanayi ve Sağlık Bakanlıkları’ndan da gerekli bilgileri alıp salona nasıl döneceğimizi birlikte kurduk. Bir hijyen dokümanı hazırladık. Salonların nasıl açılacağıyla ilgili ön koşulları belirledik. Sektör açısından çok güzel bir çalışmaydı. Kuaförler de bu koşullara çok güzel riayet ettiler. Daha da güzeli, önde gelen kuaförlerin sosyal medyadaki gücü ve mesajlarıyla sektörde bir standart kurduk. Salonlarımızda bulaşın neredeyse hiç konuşulmadığı bir dönem geçirdik. Yurtdışında salonlar çok daha uzun süre kapalı kaldı. Bizim bu sürecimiz ise çok daha kısaydı. Bu büyük bir başarıdır. Gerek kuaförlerimizin kendi aralarındaki iletişim gerek müşterimize, ekiplerimize verdiğimiz değerin bir sonucuydu. 

Yeni göreviniz Sub Mena Bölge Yöneticiliği konusunda bilgi verir misiniz?

Gülşah Camcı Yılmaz: L’Oréal’de çok büyük değişiklikler oluyor. Dünya CEO’muz değişti. L’Oréal zaten dünyanın en büyük kozmetik şirketi. Şimdi bir amaç için uğraşmayı kendine daha da büyük bir hedef haline getirdi. Covid dönemini süper güçlü geçirdi ve dedi ki, “Ben dünyaya bir güzellik vaat ediyorum.” Dünyayı Harekete Geçiren Güzellik (Create the Beauty That Moves the World) mottosuyla dünyayı harekete geçiren güzelliği yaratma hedefine odaklandı. 

Saygı, birliktelik, çeşitlilik kapsamında coğrafi bölgelerini geliştiriyor. Daha az güçlü olduğu bölgelerde çok büyük yatırımlar yapma, gelişmemiş pazarlarda pazara destek olmayı ve pazarı harekete geçirmeyi ve güzelliğe yatırım yapmayı taahhüt ediyor. Bu amaçla da yatırım bölgeleri belirledi. Sub Mena, yani Güney Asya, Pasifik, Orta Doğu, Afrika bölgesi… Hindistan’dan Avustralya’ya, Dubai’den Singapur, Endonezya ve Malezya’yı, “Müslüman Güzellik” diye adlandırılan kavramı da işin içine alan bambaşka bir yatırım alanı belirledi. Çin, Japonya ve Güney Afrika haricinde tüm orta bölgeyi bir yatırım alanı olarak belirledi. Benim de rolüm bu bölgede gelişen pazarların genel müdürlüğü. Şu anda profesyonel ürünler bölümünde 8 ana ülkeden sorumluyum. Farklı güzellik anlayışlarımız olacak, yepyeni pazarlar ve ürünler lanse edeceğiz. Kuaförlerin çok büyük bir desteğe ihtiyacı var. Potansiyel çok büyük, o yüzden benim için inanılmaz heyecanlı, farklı bir yolculuk olacak.

L’Oréal’de rakamsal başarılardan bahsedecek olursak, ne söylemek istersiniz?

Gülşah Camcı Yılmaz: L’Oréal Professionel bölümünü,  bu ekiple birlikte neredeyse iki katına çıkardık. Bölümün ciro büyüklüğü iki katına çıktı. Aynı zamanda bizim bulunduğumuz bölgede, yaptığımız dönüşüm, dünyada “en iyi uygulama” olarak değerlendirildi. Biz bununla ilgili dünya toplantılarında pek çok sunum yaptık. Bu dönüşümü gerçekleştiren üç ülkeydik: Almanya, Fransa ve biz… Türkiye olarak bu değişimi gerçekleştirebilen, parmakla gösterilen bir ülke olduk. Rusya ekipleri bile gelip bizi dinlediler, takip ettiler. Dijital Danışmanlık ile dünyada başka bir “en iyiyi” yarattık. Tüm dünyaya bu anlamda örnek olduk.  Son dört yılda L’Oréal içinde en çok eğitim alan ekip olduk. Bu da benim en gurur duyduğum şeylerden bir tanesi. Pazar paylarımız sürekli gelişti. Son dört yılda her yıl pazar payı kazandık. 

Kuaförlere ve kuaför sektörüne ne tür öneriler sunmak istersiniz?

Gülşah Camcı Yılmaz:  Özellikle şu an dünya çok kaygan, önümüzdeki beş-altı senede çok daha hızlı bir değişim yaşayacağız. Bununla baş etmek ve bu değişimde bayrağı önde götürmek için iki önemli şey görüyorum. Birincisi şu: Kiminle çalışıyorsanız, kime hizmet veriyorsanız onu dinlemek zorundasınız. Onların beklentilerini dinlerseniz, ne yapmanız gerektiğini de çok iyi anlarsınız, çünkü onlar size doğru yolu gösteriyorlar. Müşterilerinizi lütfen dinleyin. Çalıştığınız firmaları da tabii ki dinleyin, ama sizin müşteri kitleniz size aslında ne yapmanız gerektiğini çok yakından gösteriyor ve söylüyor olacak. En önemli şey bu. Bu, L’Oréal olarak bizim de en iyi yaptığımız şeydir. 

İkinci önerim de şu: Dün konuştuğumuz şey bugün geçerli olmayabilir, o yüzden esnek olmayı öğrenmek zorundayız.

Deneyimli ve çok iyi bir kuaför olabilirim, çok şey bilebilirim ama dünya sürekli ve hızlı bir şekilde değişiyor.

Çok yeni, bambaşka teknolojilerle karşılaşacağız. Takip etmeyi ve kendinizi sorgulamaktan asla vazgeçmeyin. Başarılı, her zaman saygı duyduğum kuaför dostlarımın çoğu, genelde eğitimlerimizde en önde oturup not alan ve dikkatle dinleyenler. 

Sizden bir veda mesajı alabilir miyiz?

Gülşah Camcı Yılmaz: Çok uzun zamandır bu sektör içindeyim. Çok fazla dostum ve hocam var. Bu sektör girişimciliğin, sanatın, duygunun ve aynı zamanda akıl ve kalbi, emeği bir araya getirmeyi bilen bir sektör. 

Bu sektörde çalışmayı çok seviyorum, o yüzden bu yolda ilerlemeye devam ediyorum.

Birlikte çalıştığım, kafa kafaya verip bir şeyler yarattığım tüm dostlarıma çok teşekkür ediyorum. 

L’Oréal olarak ne başardıysak birlikte çalıştığımız insanlarla yaptık. Yolumuzun kesiştiği, canla başla çalışan tüm kuaförlere ve kuruluşlara çok teşekkür ediyorum. Yolunuz açık olsun. L’Oréal Türkiye’de büyük işler yapmaya, güzel işlere imza atmaya devam edecek. Birlikte çalışın, çalışmayın, L’Oréal’i izlemeye devam edin.

Şimdi Volkan Yıldız’a dönelim. Siz B2C olarak adlandırılan tüketici kısmından müşteri olarak adlandırılan B2B kısmına geçtiniz. Önceden kuaförlerle bir bağlantınız yoktu. Sektörü nasıl buldunuz? 

Volkan Yıldız: Profesyonel tarafta L’Oréal’de ilk kez kuaförlerle çalışacağım. Çeşitli illerde sektörün önde gelenleriyle tanışma fırsatım oldu ve açıkçası hayalimden öte bir vizyon gördüm. L’Oréal’in Dünyayı Harekete Geçiren Güzelliği yaratma gibi bir misyonu var ve biz Türkiye’de son birkaç yılda bunu fazlasıyla yerine getirmiş bir organizasyona sahibiz, o beni çok mutlu etti. 

Sadece satış noktası olarak bakmıyoruz, L’Oréal’in bu mesleğin gelişmesinde büyük bir misyonu var. Çıkış noktası da 1909’da kuaförler olduğu için, L’Oréal’in kuaförü bir satış noktası olarak görmenin ötesinde kuaförler aracılığıyla güzelliği yayma misyonu var. Kuaförlerin vizyonunu gördüğümde de çok etkilendim. Pandemide uzun süre devam eden bir durağanlıktan sonra hem salon sahiplerinin hem çalışanların gözleri ışıl ışıldı. O enerjiden çok olumlu etkilendiğimi söylemeliyim.

Kuşaklar arasında çok ciddi bir değişim var. Daha önce on yılda-onbeş yılda bir değişen kuşak isimleri işimdi beş yılda bir değişiyor. Bu hızlı değişimden dolayı yeni alışkanlıklar, yeni ihtiyaçlar ve istekler doğuyor. L’Oréal’in de bu kuşak değişiklikleriyle birlikte değişen hızlı dünyada iş ortaklıklarını geliştirme gibi bir misyonu var. Onunla ilgili de bir sürü güzel fikir, plan ve hazırlık var. L’Oréal Professionel tarafında da önümüzdeki yıllarda bizi müthiş bir heyecan bekliyor. 

Daha önce B2B’de Nestle Profesyonel tarafında görev alıyordunuz, değil mi?

Volkan Yıldız: Nestle Professionals tarafında perakende dışı bütün servislerinin yönetiminden sorumluydum. Orada müşterilerimiz şeflerdi. Kuaförlerin de  şeflerle benzer tarafları var, ikisi de sanat icra ediyor. Kendi profesyonelliklerini ve imzalarını katarak bir ürünü başka bir ürün haline getiriyorlar. Bir kuaförün yaptığı saç diğerinin yaptığına benzemiyor. Ama elbette, güzellik dünyası çok daha renkli, daha heyecan verici ve yeniliklere çok daha açık. 

Kuaförlükte gördüğüm müşteriyle bu kadar yoğun ve uzun süren alışverişi ve etkileşimi, başka hiçbir sektörde görmedim. Duygusal bağın büyük bir rolü var.

Yıllarca aynı kuaföre giden, kuaförüne gitmek için şehir değiştiren insanlar var. Kıbrıs’ta yaşayan, düzenli olarak İstanbul’a saç kestirmeye gelen tanıdıklarım var. O bağ başka hiçbir sektörde yok, dolayısıyla o bağı yeni ve özel servislerle geliştirmek gibi bir misyona sahibiz. L’Oréal’in bu misyona uygun müthiş bir ekibi de var. Biz de bu misyonu devam ettirmek için elimizden geleni yapacağız. 

L’Oréal’in teknolojiye ilişkin bir “Tekno Güzellik” söylemi var. Sizin e-ticaret tarafında güçlü bir kimliğiniz de var. Kuaförlüğün dijitalleşmesi konusunda neler söylemek istersiniz?

Volkan Yıldız: L’Oréal trendi çok önceden görüp buna yönelik erkenden yatırım yapan bir şirket. Türkiye’de daha güzellik özellikle e-ticarette hızlanmamışken L’Oréal tüketici tarafında çok büyük bir ekip kurduk. O  gün atılan adımlarımız L’Oréal’i bugün tüketici tarafında e-ticarette dünyanın 10 ülkesinden biri haline getirdi.  L’Oréal’in o gün gördüğü değişim, aynı şekilde bugün profesyonel tarafta da var.  Bunu zaten globaldeki pek çok inisiyatifte te görüyoruz. L’Oréal’in gelecek birkaç sene içinde hızlanacak birkaç projesi var. Pilot ülkelerden biri de Türkiye. Dolayısıyla yakın zamanda onları duyurmak için bir araya gelebiliriz. Benim de misyonum ekibimle birlikte bunları olabildiğince hızlı bir şekilde kuaförlerin hizmetine sunmak. 

Kuaförler şimdi salonlardaki ürün satışlarını e-ticarete de taşıma noktasında bazı adımlar atıyorlar.  Pazaryerlerinde yer alan kuaförler var. Bir de “Pure-player” denen kavramla kendi siteleri üzerinden satış yapanlar var. Bu anlamda söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Volkan Yıldız: Kendi tecrübemden yola çıkıp şunu söyleyebilirim: Türkiye, e-ticarette dünyada  kendine has bir noktada bulunuyor. Dünyayı ikiye bölersek tam ortasına Türkiye’yi koyabiliriz. Türkiye’nin batısı daha çok Pureplayer kısmında hızlandı, Avrupa’da özellikle güzellik tarafında örnekleri var. Türkiye’nin doğusunda ise Pazar yerleri bu işi daha hızlı bir şekilde götürüyor. Bir de Amazon’un, Türkiye’deki ilk yıllarında Trendyol’un, Hepsiburada’nın yaptığı karma operasyonlar var. Biz, türkiye olarak bu konuda da tam Doğu ile Batı’nın sentezi olduk. Hem Alibaba’nın hem Amazon’un aynı anda birlikte bulunduğu tek ülkeyiz. Hepsiburada, N11 gibi yatırımlar var. Ticaretin günden güne sürekli şekil değiştirdiği bir hal var. Ortada “süper app” denen yeni bir kavram var. Türkiye’nin bir tarafı, bu süper app’ler aracılığıyla e-ticaretin dokunduğu bütün noktaları yönetme gibi bir tarafa gidiyor. Bir taraftan da yeni fırsatlar doğuyor. O fırsatlar da şu: Süper app’ler üzerinden genel bir hizmet almak yerine, bazı tüketicilerin özelleştirilmiş hizmetler alma gibi ihtiyaçları var. Bu konuda da Pureplayer’ların daha hızlı büyüdüğü ülkeler var. Türkiye, bütün bunların ortasında. Hem pazaryerleri, hem süper app’ler hem de pureplayer’lar büyümeye devam edecek.

Dolayısıyla e-ticaret tarafında gelecek heyecan verici.  Ama bizim ana odağımız salonlar. Salonları hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor, çünkü orası güzelliğin yaratıldığı ana nokta. Bir güzellik markasının salon dışında, sadece e-ticarette güçlenmesi mümkün değil. Bu yüzden ana odağımız daima salonlar olmaya devam edecek. E-ticaret’te ürünlerimizin tüketiciye ulaştığı destekleyici yan bir kanal olmayı sürdürecek. 

Birazda kendinizden söz eder misiniz?

Volkan Yıldız: Geçmişte atletizm yaptım. Üniversite’ye kadar lisanslı futbol oynadım. Fenerbahçeliyim. Bir grup eski atletle birlikte Boğaziçi Üniversitesi Atletizim Gönüllüleri Derneği’ni kurduk. Atletizm Türkiye’de pek destek görmeyen bir spor olduğu için spor yapmak isteyen, atletizmle ilgilenen gençleri desteklemeye, onlara yol açmaya çalışıyoruz. Bu bir gönüllülük projesi. Bazı atletleri Türkiye’den uluslararası yarışmalara gönderdik. 

Gitar çalıyorum. Elektro ve akustik gitarlarım var. Müziği seviyorum. Çocuklardan sonra tabii eskisi kadar vakit ayıramıyorum. İki kız çocuğum var. L’Oréal’den sonra evin saç işleri bakanıyım. İkisi de çok uzun saçlılar, şimdi onlara karşı ayrı bir sorumluluğum da var. L’Oréal’de saça dair inanılmaz detaylar öğrenince, şimdi onların saçlarına farklı bakmaya başladım. 

Yemek yapmayı seviyorum. O da eski işimden kalma bir şey. Eğitim aldıkça hem kahve hem yemek üzerine bir merak geliştirdim. Mutfak sanatları ve home baristalık ile epey ilgileniyorum. Hem evde hem ofiste her türlü kahve makinem var. Bir kahve bağımlısıyım. 

Son dönemde daha çok liderlik üzerine kitaplar okuyorum. Simon Sinek kitaplarını özellikle seviyorum.

Son olarak kuaförlere bir mesajınız var mı?

Volkan Yıldız: Kuaförlük ve güzellik sektörü, kullanılan hizmetlerin müthiş bir hızla değiştiği, çeşitlendiği bir sektör. Heyecan verici bir gelecek var. Onlara en derin sevgilerimi iletiyorum. 

İnşallah, en kısa zamanda birçoğuyla da tanışma fırsatı bulacağım. L’Oréal’in misyonunu sürdürme tarafında da çok heyecanlıyım. 

Gülşah Camcı Yılmaz’a ve Volkan Yıldız’a yeni görevlerinde başarılar diliyor bu samimi röportaj için teşekkür ediyoruz..