Ana Sayfa Blog Sayfa 75

Salon Çalışanlarını Memnun Etme Sanatı

0
salon çalışanlarını memnun etme sanatı

Salon profesyonelleri  daima uzun saatler boyunca ve çok sıkı çalışırlar. İyi ve çok çalışan tüm kuaförler iyi yönetilen bir salonu hak ediyor. Bir salon çalışanının başka bir salona geçmesinin birinci sebebi, genellikle kötü yönetilen bir salonda müşteriye hizmet sunma stresinden kaynaklanır. Bir salon ekibi farklı kişiliklerden oluşur, bu da çoğu zaman fikir ayrılıklarına ve çatışmaya yol açabilir. Bir salon sahibi / yöneticisi için çalışan kaybetmenin bedeli ağırdır.

Rekabetin sert, kârın ise kusursuz müşteri hizmetlerine dayalı olduğu bir işte, salon sahiplerinin ekibin genel ruh durumunu ve  tutumunu iyileştirme, daha mutlu çalışanlar yaratma sorumluluğu vardır.

Bununla birlikte çalışanlar arasında mutlaka asla mutlu olmayan, devamlı şikayet eden, diğer ekip üyeleri ve müşterilerle sorunlara neden olan biri vardır. Negatif kişilikler salonunuza, ekibinize ve müşterilerinize onarılamayacak zararlar verebilir. Ne kadar geniş bir müşteri kitlesine sahip olursa olsun, salonunuzun düzenini bozdukları için gözden çıkarmakta tereddüt etmemeniz gereken tek kişilik tipidir.

İşte salon sahipleri/yöneticileri için salonlarının memnuniyetini ölçebilecekleri bir liste:

1.Etik davranan, örnek bir profesyonel olun.

Kendi davranışlarınızda problem varsa, ekibinizden daha iyi davranmalarını bekleyemezsiniz. Kuralları ihlal eden salon sahipleri ve yöneticileri, tüm salonun performans çıtasını bariz bir şekilde düşürür. Salonda her an gerçek bir profesyonel olun.

salon

2. Adam kayırmayın.

Salon çalışanlarını asla birbirinden ayırmayın. Salonda gözde çalışanlarınız, diğerlerinden daha çok takdir ettikleriniz olabilir, ancak bunu bariz bir şekilde ortaya koymak ve diğer çalışanlara karşı onları yüceltmek kayırmacı bir yaklaşımdır. Dikkatiniz, zamanınız, fırsatlarınız ve iş paslama konusunda adil olun.

3. Salonunuzu tertemiz tutun ve herkesten aynı tutumu bekleyin.

Salona giren herhangi bir müşteri için temizlik ve hijyen, profesyonelliğin ilk işaretidir.

salon

4. Salon toplantılarına iyi hazırlanın.

Kimse toplantıları sevmez, siz de hazırlıksız olursanız ekibin memnuniyetsizliği artar. Toplantıyı güzel haberlerle ve personele yönelik avantajlarla açmaya gayret edin. Bu salon çalışanlarını motive edecektir.

5. Toplantılarda ekip üyelerine yönelik kişisel ve olumsuz yorumlar yapmayın.

Toplantılarda, çalışanlarınıza salonunuzun nasıl daha iyi olabileceğini hatırlatmaya ve onları motive etmeye odaklanın. Ekibinize teşekkür edin ve emeklerini takdir edin.

salon çalışanlarını memnun etme sanatı

6. Salonu geliştirmek ve marka haline getirmek için çaba gösterin.

Çalışanlar, salon sahibinin/yöneticisinin daha fazla müşteri çekmek, sosyal medyada tanıtım yapmak, ürün teşhir alanını iyileştirmek, trend ürünler kullanmak için çaba sarfettiğini, çalışanların konforuna yönelik girişimlerde bulunduğunu, tatiller ve izinler konusunda hassasiyet gösterdiğini görmekten memnun olurlar.

7. Daima doğruyu söyleyin

Çalışanlarınıza karşı her zaman dürüst davranın ve vaatlerinizi yerine getirdiğinizden emin olun.


Kuaförler için Etkili Pazarlama Fikirleri

Veda ve Merhaba: Gülşah Camcı Yılmaz ve Volkan Yıldız

0
Gülşah Camcı Yılmaz

Gülşah Camcı Yılmaz Singapuar’a doğru yola çıkarken Volkan Yıldız ise bayrağı teslim alıyor. 

L’Oréal Profesyonel Ürünler Bölümü Genel Müdürü olarak görev yaptığı süreçte kuaförlük sektörüne çok büyük hizmetler veren, kuaförlüğün dijital dünyaya ve geleceğe taşınmasında büyük payı olan Gülşah Camcı Yılmaz, Türkiye’de elde ettiği bu başarıyı şimdi terfi ettiği Sub Mena (Güney Asya, Pasifik, Orta Doğu, Afrika) Bölgesi Gelişen Pazarlar Genel Müdürü pozisyonuyla taçlandırıyor. 

L'Oréal Professionel Türkiye’nin yeni Genel Müdürü ise özellikle e-ticaretteki deneyimiyle öne çıkan Volkan Yıldız oldu. 

Gerçekleştirdiğimiz röportajda Gülşah Camcı Yılmaz, L’Oréal Türkiye Profesyonel Ürünler Bölümü’ndeki macerasını değerlendirirken L’Oréal’in dünyadaki yeni vizyonu hakkında da bilgiler verdi. Yılmaz, ülkeye veda etmeden önce Türk kuaförlerine ve sektöre de önerilerde bulunurken, Volkan Yıldız, L’Oréal’in gelecekte her zaman olduğu gibi heyecan verici projelere hazırlandığının müjdesini verdi. 

Yıldız, Türkiye’deki kuaförlük sektörünün e-ticaretteki potansiyelinden kişisel meraklarına kadar pek çok şeyi okuyucularımızla paylaştı.

L’Oréal’e Mayıs 2012’de gelmiştiniz. Profesyonel Ürünler Bölümü Genel Müdürü olarak çalıştığınız dört yıla ilişkin bir değerlendirme yapar mısınız?

Gülşah Camcı Yılmaz: Bu sektör, çok küçük olmasına rağmen kuaför salonu çalışanları, mesleğin içinden yetişmiş zanaatkarları ve girişimcileriyle arkasında büyük bir ordu olan bir sektör. Başka ülkelerde de çalışmıştım ve geldiğimde, örneğin 2017 senesinde, çok değişmiş ve geçiş sürecinde olan bir sektör bulmuştum. 

Kuaförleri ve salonlarda çalışan ekipleri dinledik. O zaman sanatının, kârının farkında olan ama yeniyle nasıl baş edeceğini bilemeyen bir sektör ile karşılaşmıştım. Yıllardır bu sektöre hizmet veren bir firma olarak önemli bir misyonumuz vardı. “Eğer sektör böyle bir geçiş içindeyse bizim de sorumluluğumuz var,” dedik ve kendimize döndük. Bir değişim ihtiyacı varsa, ilk önce kendimizden başlamamız gerekiyordu. Çok ciddi bir iç hesaplaşmanın içine girdik. 

Gandhi’nin ünlü sözünde olduğu gibi, ‘dünyayı değiştirmek istiyorsan önce kendinden başla’.

Kuaföre geleceği göstermek için önce kendi içimizde değişimi başlatmamız, sektörde bir değer yaratabilmek için önce kendi içimizde bir değer yaratmamız gerekiyordu. Çok ciddi organizasyonel, yapısal bir değişimden geçtik. Bütün organizasyon  yapımızı, ekiplerimizi değiştirdik, bazı çalışanlarımızı koçluk programlarından geçirdik. Kuaförlükte bir değişim süreci başlattık. O günden bu yana en büyük gücümüz bu değişime çok inanmış, canla başla çalışan bir ekibe sahip olmamız. 

Dünya değişiyor, peki bizim buradaki rolümüz ne? Herkese vizyonumuzu gösterip, “Bizimle misiniz, bu zorlu yolda bizimle yürümeye hazır mısınız?” diye sorduk. “Korkmayın, bu yolda birlikte yürüyeceğiz ve ne yapılması gerekiyorsa birlikte yapacağız” dedik. 

Çok mutluyum ki sektörün önde gelen kuaförleri, genç kuaförler ve duayenler kendilerine düşen rolü çok iyi oynadılar. Bizimle çalışan ya da çalışmayan kuaförlere ciddi bir vizyon gösterdik. Hep birbirimizi destekleyerek gittik. Estetica dergisinin rolü de bu anlamda çok büyüktü. 

Dijital denince kuaförün aklına gelen şey sosyal medyadır. Önceleri buna çok direnen kuaförler oldu. Dijital Danışmanlık diye özel bir bölüm kurduk. Ve o gün sosyal medyaya direnen kuaförler, bugün parmak ısırtacak kadar iyi sosyal medya hesaplarına sahip oldular. Sonra kuaförlerle bambaşka işler yapmaya başladık. Satış ekiplerimiz iş ortağı ekipleri gibi çalışmaya başladılar. Hedefimiz her zaman ortak çalışma prensibiyle hareket etmekti. Eğitim ekibi olarak, gerek ilham verme gerek kuaförlerimize sanatsal ve teknik destek anlamında benzersiz, kıyas kabul etmeyecek bir ekibiz. Geleceği birlikte inşa edeceksek, bunu gerçekleştirebileceğimiz yeni bir alana ihtiyaç vardı. “Artık akademi yok, atölye var”, dedik. Atölye nedir? Birlikte çalışılan, yaratılan, birlikte geliştirilen, tartışılan bir ortamdır. Herkesin kullanımına böyle bir alan açtığımız için çok mutluyuz. Pandemi buna biraz ket vurdu ama şimdi tekrardan hızla yeniden burada bir araya geleceğiz.

Ekip sayısında bir değişiklik oldu mu? 

Gülşah Camcı Yılmaz: Ekip sayımızı azalttık. Bizim distribütörler ve kendi ekiplerimiz tarafında çok büyük ortaklarımız var. Ekip sayısında pazarın ihtiyaçlarına uygun bir ekip oluşturmak içine ekibin dinamiğini değiştirdik. Bizim arka planda, sahada çalışan ekibimiz çok fazlaydı. Biz, daha çok müşterilere hizmet veren ve müşterilerimizi daha çok dijital alanda eğitebilecek ekipler yarattık. Çok daha kalifiye, kuaförlere farklı alanlarda danışmanlık ve destek verebileceğimiz, çok daha verimli bir ekip oluşturduk. 

Sektör bizim hangi aşamalardan geçtiğimizi biliyor. Biz, uzun yıllardır sektöre hizmet veren insanlardan oluşan bir ekibiz. Bu, emeğin ve deneyimin devam edeceği, ek olarak gelecekten, dijitalden bahsedebilecek, kuaförün ve yeni tüketicinin ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmeyi sağlayacak bir ekip yarattık. Yeniliğin ve deneyimin harmanı bugünkü L’Oréal’i oluşturdu. Kuaförlüğün deneyimli isimleri de kendi içlerinde bu yeniliği gerçekleştirebildikleri sürece başarılı oluyorlar. Bugün gördüğümüz bütün başarılı örnekler bu şekilde gelişiyor. 

Bütün bu değişimlere imza atarken pandemide  sektörün en önemli STK’sı Kuaförler Derneği’ni de işe dahil edip, el ele verip yasa koyucular nezdinde bunun çalışmasını beraber yapan sektörün ilk yöneticisisiniz. Bu da çok değerliydi. Bunun bazı neydi ve bunun nasıl sonuçları oldu?

Gülşah Camcı Yılmaz: Ben Özlem Şen ve Sertaç Önen gibi sektördeki farklı ekollerden yetişmeyim, onlardan çok fazla şey öğrendim. Sektörü dinlemek çok önemli. Sektördeki kuruluşlar ne kadar güçlüyse L’Oréal de o kuruluşlarla o kadar güzel şeyler yapabiliyor, çünkü bir fikir ve amaç birliği oluyor.

Çok mutluyum ve şanslıyım ki benim olduğum zamanlarda Kuaförler Derneği ve Hairist gibi platformlar gittikçe güçlenmeye başladılar ve el ele verip pandemi öncesinde ve sonrasında sektöre nasıl ışık tutabileceğimize kafa yorduk. Okullara gittik, vizyon toplantıları yaptık, vizyonumuzu okullara da anlattık, çocukları atölyeye getirdik. 

Covid zamanı geldiğinde herkes bir panik ortamında kaldı. Biliyorsunuz, bizim uluslararası ağımız çok güçlü, herkes bir şeyler paylaşıyor, birbirinden öğreniyor. Covid döneminde ise bu yoktu, herkes bir anda bir boşluğun içine düştü. O sırada silkindik ve L’Oréal Atölye Instagram hesabından, bu işin üstesinden birlikte gelebileceğimiz mesajını vermeye çalıştım. Hemen ekibimizle “Dönüşüm Muhteşem Olacak” projesini başlattık. Biz zaten “dönüşüm”, “birlikte dönüşme” kavramlarından çok bahsederiz. Hem bu hem de salonlara dönüşümüzü ifade eden bu projemize kuaförler de ekibimiz de çok güzel bir bağ kurdular. Evet salonlarımız kapalı, nasıl açılacağı belli değil, hijyen önemli bir sorun… Bu işin içinden çıkmak için konseyler kurduk. Kuaförler Derneği ile güçlerimizi birleştirip birlikte çalışmalar yaptık. Hem sektörümüzün duayenleri hem yeni yetenekleriyle kafa kafaya verdik. Sanayi ve Sağlık Bakanlıkları’ndan da gerekli bilgileri alıp salona nasıl döneceğimizi birlikte kurduk. Bir hijyen dokümanı hazırladık. Salonların nasıl açılacağıyla ilgili ön koşulları belirledik. Sektör açısından çok güzel bir çalışmaydı. Kuaförler de bu koşullara çok güzel riayet ettiler. Daha da güzeli, önde gelen kuaförlerin sosyal medyadaki gücü ve mesajlarıyla sektörde bir standart kurduk. Salonlarımızda bulaşın neredeyse hiç konuşulmadığı bir dönem geçirdik. Yurtdışında salonlar çok daha uzun süre kapalı kaldı. Bizim bu sürecimiz ise çok daha kısaydı. Bu büyük bir başarıdır. Gerek kuaförlerimizin kendi aralarındaki iletişim gerek müşterimize, ekiplerimize verdiğimiz değerin bir sonucuydu. 

Yeni göreviniz Sub Mena Bölge Yöneticiliği konusunda bilgi verir misiniz?

Gülşah Camcı Yılmaz: L’Oréal’de çok büyük değişiklikler oluyor. Dünya CEO’muz değişti. L’Oréal zaten dünyanın en büyük kozmetik şirketi. Şimdi bir amaç için uğraşmayı kendine daha da büyük bir hedef haline getirdi. Covid dönemini süper güçlü geçirdi ve dedi ki, “Ben dünyaya bir güzellik vaat ediyorum.” Dünyayı Harekete Geçiren Güzellik (Create the Beauty That Moves the World) mottosuyla dünyayı harekete geçiren güzelliği yaratma hedefine odaklandı. 

Saygı, birliktelik, çeşitlilik kapsamında coğrafi bölgelerini geliştiriyor. Daha az güçlü olduğu bölgelerde çok büyük yatırımlar yapma, gelişmemiş pazarlarda pazara destek olmayı ve pazarı harekete geçirmeyi ve güzelliğe yatırım yapmayı taahhüt ediyor. Bu amaçla da yatırım bölgeleri belirledi. Sub Mena, yani Güney Asya, Pasifik, Orta Doğu, Afrika bölgesi… Hindistan’dan Avustralya’ya, Dubai’den Singapur, Endonezya ve Malezya’yı, “Müslüman Güzellik” diye adlandırılan kavramı da işin içine alan bambaşka bir yatırım alanı belirledi. Çin, Japonya ve Güney Afrika haricinde tüm orta bölgeyi bir yatırım alanı olarak belirledi. Benim de rolüm bu bölgede gelişen pazarların genel müdürlüğü. Şu anda profesyonel ürünler bölümünde 8 ana ülkeden sorumluyum. Farklı güzellik anlayışlarımız olacak, yepyeni pazarlar ve ürünler lanse edeceğiz. Kuaförlerin çok büyük bir desteğe ihtiyacı var. Potansiyel çok büyük, o yüzden benim için inanılmaz heyecanlı, farklı bir yolculuk olacak.

L’Oréal’de rakamsal başarılardan bahsedecek olursak, ne söylemek istersiniz?

Gülşah Camcı Yılmaz: L’Oréal Professionel bölümünü,  bu ekiple birlikte neredeyse iki katına çıkardık. Bölümün ciro büyüklüğü iki katına çıktı. Aynı zamanda bizim bulunduğumuz bölgede, yaptığımız dönüşüm, dünyada “en iyi uygulama” olarak değerlendirildi. Biz bununla ilgili dünya toplantılarında pek çok sunum yaptık. Bu dönüşümü gerçekleştiren üç ülkeydik: Almanya, Fransa ve biz… Türkiye olarak bu değişimi gerçekleştirebilen, parmakla gösterilen bir ülke olduk. Rusya ekipleri bile gelip bizi dinlediler, takip ettiler. Dijital Danışmanlık ile dünyada başka bir “en iyiyi” yarattık. Tüm dünyaya bu anlamda örnek olduk.  Son dört yılda L’Oréal içinde en çok eğitim alan ekip olduk. Bu da benim en gurur duyduğum şeylerden bir tanesi. Pazar paylarımız sürekli gelişti. Son dört yılda her yıl pazar payı kazandık. 

Kuaförlere ve kuaför sektörüne ne tür öneriler sunmak istersiniz?

Gülşah Camcı Yılmaz:  Özellikle şu an dünya çok kaygan, önümüzdeki beş-altı senede çok daha hızlı bir değişim yaşayacağız. Bununla baş etmek ve bu değişimde bayrağı önde götürmek için iki önemli şey görüyorum. Birincisi şu: Kiminle çalışıyorsanız, kime hizmet veriyorsanız onu dinlemek zorundasınız. Onların beklentilerini dinlerseniz, ne yapmanız gerektiğini de çok iyi anlarsınız, çünkü onlar size doğru yolu gösteriyorlar. Müşterilerinizi lütfen dinleyin. Çalıştığınız firmaları da tabii ki dinleyin, ama sizin müşteri kitleniz size aslında ne yapmanız gerektiğini çok yakından gösteriyor ve söylüyor olacak. En önemli şey bu. Bu, L’Oréal olarak bizim de en iyi yaptığımız şeydir. 

İkinci önerim de şu: Dün konuştuğumuz şey bugün geçerli olmayabilir, o yüzden esnek olmayı öğrenmek zorundayız.

Deneyimli ve çok iyi bir kuaför olabilirim, çok şey bilebilirim ama dünya sürekli ve hızlı bir şekilde değişiyor.

Çok yeni, bambaşka teknolojilerle karşılaşacağız. Takip etmeyi ve kendinizi sorgulamaktan asla vazgeçmeyin. Başarılı, her zaman saygı duyduğum kuaför dostlarımın çoğu, genelde eğitimlerimizde en önde oturup not alan ve dikkatle dinleyenler. 

Sizden bir veda mesajı alabilir miyiz?

Gülşah Camcı Yılmaz: Çok uzun zamandır bu sektör içindeyim. Çok fazla dostum ve hocam var. Bu sektör girişimciliğin, sanatın, duygunun ve aynı zamanda akıl ve kalbi, emeği bir araya getirmeyi bilen bir sektör. 

Bu sektörde çalışmayı çok seviyorum, o yüzden bu yolda ilerlemeye devam ediyorum.

Birlikte çalıştığım, kafa kafaya verip bir şeyler yarattığım tüm dostlarıma çok teşekkür ediyorum. 

L’Oréal olarak ne başardıysak birlikte çalıştığımız insanlarla yaptık. Yolumuzun kesiştiği, canla başla çalışan tüm kuaförlere ve kuruluşlara çok teşekkür ediyorum. Yolunuz açık olsun. L’Oréal Türkiye’de büyük işler yapmaya, güzel işlere imza atmaya devam edecek. Birlikte çalışın, çalışmayın, L’Oréal’i izlemeye devam edin.

Şimdi Volkan Yıldız’a dönelim. Siz B2C olarak adlandırılan tüketici kısmından müşteri olarak adlandırılan B2B kısmına geçtiniz. Önceden kuaförlerle bir bağlantınız yoktu. Sektörü nasıl buldunuz? 

Volkan Yıldız: Profesyonel tarafta L’Oréal’de ilk kez kuaförlerle çalışacağım. Çeşitli illerde sektörün önde gelenleriyle tanışma fırsatım oldu ve açıkçası hayalimden öte bir vizyon gördüm. L’Oréal’in Dünyayı Harekete Geçiren Güzelliği yaratma gibi bir misyonu var ve biz Türkiye’de son birkaç yılda bunu fazlasıyla yerine getirmiş bir organizasyona sahibiz, o beni çok mutlu etti. 

Sadece satış noktası olarak bakmıyoruz, L’Oréal’in bu mesleğin gelişmesinde büyük bir misyonu var. Çıkış noktası da 1909’da kuaförler olduğu için, L’Oréal’in kuaförü bir satış noktası olarak görmenin ötesinde kuaförler aracılığıyla güzelliği yayma misyonu var. Kuaförlerin vizyonunu gördüğümde de çok etkilendim. Pandemide uzun süre devam eden bir durağanlıktan sonra hem salon sahiplerinin hem çalışanların gözleri ışıl ışıldı. O enerjiden çok olumlu etkilendiğimi söylemeliyim.

Kuşaklar arasında çok ciddi bir değişim var. Daha önce on yılda-onbeş yılda bir değişen kuşak isimleri işimdi beş yılda bir değişiyor. Bu hızlı değişimden dolayı yeni alışkanlıklar, yeni ihtiyaçlar ve istekler doğuyor. L’Oréal’in de bu kuşak değişiklikleriyle birlikte değişen hızlı dünyada iş ortaklıklarını geliştirme gibi bir misyonu var. Onunla ilgili de bir sürü güzel fikir, plan ve hazırlık var. L’Oréal Professionel tarafında da önümüzdeki yıllarda bizi müthiş bir heyecan bekliyor. 

Daha önce B2B’de Nestle Profesyonel tarafında görev alıyordunuz, değil mi?

Volkan Yıldız: Nestle Professionals tarafında perakende dışı bütün servislerinin yönetiminden sorumluydum. Orada müşterilerimiz şeflerdi. Kuaförlerin de  şeflerle benzer tarafları var, ikisi de sanat icra ediyor. Kendi profesyonelliklerini ve imzalarını katarak bir ürünü başka bir ürün haline getiriyorlar. Bir kuaförün yaptığı saç diğerinin yaptığına benzemiyor. Ama elbette, güzellik dünyası çok daha renkli, daha heyecan verici ve yeniliklere çok daha açık. 

Kuaförlükte gördüğüm müşteriyle bu kadar yoğun ve uzun süren alışverişi ve etkileşimi, başka hiçbir sektörde görmedim. Duygusal bağın büyük bir rolü var.

Yıllarca aynı kuaföre giden, kuaförüne gitmek için şehir değiştiren insanlar var. Kıbrıs’ta yaşayan, düzenli olarak İstanbul’a saç kestirmeye gelen tanıdıklarım var. O bağ başka hiçbir sektörde yok, dolayısıyla o bağı yeni ve özel servislerle geliştirmek gibi bir misyona sahibiz. L’Oréal’in bu misyona uygun müthiş bir ekibi de var. Biz de bu misyonu devam ettirmek için elimizden geleni yapacağız. 

L’Oréal’in teknolojiye ilişkin bir “Tekno Güzellik” söylemi var. Sizin e-ticaret tarafında güçlü bir kimliğiniz de var. Kuaförlüğün dijitalleşmesi konusunda neler söylemek istersiniz?

Volkan Yıldız: L’Oréal trendi çok önceden görüp buna yönelik erkenden yatırım yapan bir şirket. Türkiye’de daha güzellik özellikle e-ticarette hızlanmamışken L’Oréal tüketici tarafında çok büyük bir ekip kurduk. O  gün atılan adımlarımız L’Oréal’i bugün tüketici tarafında e-ticarette dünyanın 10 ülkesinden biri haline getirdi.  L’Oréal’in o gün gördüğü değişim, aynı şekilde bugün profesyonel tarafta da var.  Bunu zaten globaldeki pek çok inisiyatifte te görüyoruz. L’Oréal’in gelecek birkaç sene içinde hızlanacak birkaç projesi var. Pilot ülkelerden biri de Türkiye. Dolayısıyla yakın zamanda onları duyurmak için bir araya gelebiliriz. Benim de misyonum ekibimle birlikte bunları olabildiğince hızlı bir şekilde kuaförlerin hizmetine sunmak. 

Kuaförler şimdi salonlardaki ürün satışlarını e-ticarete de taşıma noktasında bazı adımlar atıyorlar.  Pazaryerlerinde yer alan kuaförler var. Bir de “Pure-player” denen kavramla kendi siteleri üzerinden satış yapanlar var. Bu anlamda söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Volkan Yıldız: Kendi tecrübemden yola çıkıp şunu söyleyebilirim: Türkiye, e-ticarette dünyada  kendine has bir noktada bulunuyor. Dünyayı ikiye bölersek tam ortasına Türkiye’yi koyabiliriz. Türkiye’nin batısı daha çok Pureplayer kısmında hızlandı, Avrupa’da özellikle güzellik tarafında örnekleri var. Türkiye’nin doğusunda ise Pazar yerleri bu işi daha hızlı bir şekilde götürüyor. Bir de Amazon’un, Türkiye’deki ilk yıllarında Trendyol’un, Hepsiburada’nın yaptığı karma operasyonlar var. Biz, türkiye olarak bu konuda da tam Doğu ile Batı’nın sentezi olduk. Hem Alibaba’nın hem Amazon’un aynı anda birlikte bulunduğu tek ülkeyiz. Hepsiburada, N11 gibi yatırımlar var. Ticaretin günden güne sürekli şekil değiştirdiği bir hal var. Ortada “süper app” denen yeni bir kavram var. Türkiye’nin bir tarafı, bu süper app’ler aracılığıyla e-ticaretin dokunduğu bütün noktaları yönetme gibi bir tarafa gidiyor. Bir taraftan da yeni fırsatlar doğuyor. O fırsatlar da şu: Süper app’ler üzerinden genel bir hizmet almak yerine, bazı tüketicilerin özelleştirilmiş hizmetler alma gibi ihtiyaçları var. Bu konuda da Pureplayer’ların daha hızlı büyüdüğü ülkeler var. Türkiye, bütün bunların ortasında. Hem pazaryerleri, hem süper app’ler hem de pureplayer’lar büyümeye devam edecek.

Dolayısıyla e-ticaret tarafında gelecek heyecan verici.  Ama bizim ana odağımız salonlar. Salonları hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor, çünkü orası güzelliğin yaratıldığı ana nokta. Bir güzellik markasının salon dışında, sadece e-ticarette güçlenmesi mümkün değil. Bu yüzden ana odağımız daima salonlar olmaya devam edecek. E-ticaret’te ürünlerimizin tüketiciye ulaştığı destekleyici yan bir kanal olmayı sürdürecek. 

Birazda kendinizden söz eder misiniz?

Volkan Yıldız: Geçmişte atletizm yaptım. Üniversite’ye kadar lisanslı futbol oynadım. Fenerbahçeliyim. Bir grup eski atletle birlikte Boğaziçi Üniversitesi Atletizim Gönüllüleri Derneği’ni kurduk. Atletizm Türkiye’de pek destek görmeyen bir spor olduğu için spor yapmak isteyen, atletizmle ilgilenen gençleri desteklemeye, onlara yol açmaya çalışıyoruz. Bu bir gönüllülük projesi. Bazı atletleri Türkiye’den uluslararası yarışmalara gönderdik. 

Gitar çalıyorum. Elektro ve akustik gitarlarım var. Müziği seviyorum. Çocuklardan sonra tabii eskisi kadar vakit ayıramıyorum. İki kız çocuğum var. L’Oréal’den sonra evin saç işleri bakanıyım. İkisi de çok uzun saçlılar, şimdi onlara karşı ayrı bir sorumluluğum da var. L’Oréal’de saça dair inanılmaz detaylar öğrenince, şimdi onların saçlarına farklı bakmaya başladım. 

Yemek yapmayı seviyorum. O da eski işimden kalma bir şey. Eğitim aldıkça hem kahve hem yemek üzerine bir merak geliştirdim. Mutfak sanatları ve home baristalık ile epey ilgileniyorum. Hem evde hem ofiste her türlü kahve makinem var. Bir kahve bağımlısıyım. 

Son dönemde daha çok liderlik üzerine kitaplar okuyorum. Simon Sinek kitaplarını özellikle seviyorum.

Son olarak kuaförlere bir mesajınız var mı?

Volkan Yıldız: Kuaförlük ve güzellik sektörü, kullanılan hizmetlerin müthiş bir hızla değiştiği, çeşitlendiği bir sektör. Heyecan verici bir gelecek var. Onlara en derin sevgilerimi iletiyorum. 

İnşallah, en kısa zamanda birçoğuyla da tanışma fırsatı bulacağım. L’Oréal’in misyonunu sürdürme tarafında da çok heyecanlıyım. 

Gülşah Camcı Yılmaz’a ve Volkan Yıldız’a yeni görevlerinde başarılar diliyor bu samimi röportaj için teşekkür ediyoruz.. 

Stine Goya: Kopenhag’dan 2022 İlkbahar/Yaz Vizyonu

0

Danimarka’da bir tür moda kahramanı olan Stine Goya, 2006’da kendi adını taşıyan markasını kurduğundan bu yana Kopenhag modasının bayrağını dalgalandırıyor. Moda tasarımcısı, Kopenhag podyumlarında İlkbahar-Yaz 2022 modasına ilişkin kreasyonlarını “Ne Kadar Büyüyebiliriz?” (How Much Can We Grow?) adlı koleksiyonunu ile sundu.

Stine, geçen yıl karantinayla birlikte hayatımıza damga vuran tecrit ve izolasyon temalarından uzaklaşarak, sanatçılar, yazarlar ve entelektüellerin sık sık buluştuğu Sussex kır evi Charleston’dan özel bir ilham aldı. Bina siluetleri, duvar kağıdı detayları ve tavan pervazları gibi detayları desenli pamuklulara ve oya işlemeli örgü işlerine dönüştürdü. İncelik ve zarafetle ilkbahar ve yazı kutlayan koleksiyon, bahar coşkusunu hissettiren parçalarla dolu.

Danimarka’da bir tür moda kahramanı olan Stine Goya, 2006’da kendi adını taşıyan markasını kurduğundan bu yana Kopenhag modasının bayrağını dalgalandırıyor. Moda tasarımcısı, Kopenhag podyumlarında İlkbahar-Yaz 2022 modasına ilişkin kreasyonlarını “Ne Kadar Büyüyebiliriz?” (How Much Can We Grow?) adlı koleksiyonunu ile sundu.

Stine, geçen yıl karantinayla birlikte hayatımıza damga vuran tecrit ve izolasyon temalarından uzaklaşarak, sanatçılar, yazarlar ve entelektüellerin sık sık buluştuğu Sussex kır evi Charleston’dan özel bir ilham aldı. Bina siluetleri, duvar kağıdı detayları ve tavan pervazları gibi detayları desenli pamuklulara ve oya işlemeli örgü işlerine dönüştürdü. İncelik ve zarafetle ilkbahar ve yazı kutlayan koleksiyon, bahar coşkusunu hissettiren parçalarla dolu.

Danimarka’da bir tür moda kahramanı olan Stine Goya, 2006’da kendi adını taşıyan markasını kurduğundan bu yana Kopenhag modasının bayrağını dalgalandırıyor. Moda tasarımcısı, Kopenhag podyumlarında İlkbahar-Yaz 2022 modasına ilişkin kreasyonlarını “Ne Kadar Büyüyebiliriz?” (How Much Can We Grow?) adlı koleksiyonunu ile sundu.

Stine, geçen yıl karantinayla birlikte hayatımıza damga vuran tecrit ve izolasyon temalarından uzaklaşarak, sanatçılar, yazarlar ve entelektüellerin sık sık buluştuğu Sussex kır evi Charleston’dan özel bir ilham aldı. Bina siluetleri, duvar kağıdı detayları ve tavan pervazları gibi detayları desenli pamuklulara ve oya işlemeli örgü işlerine dönüştürdü. İncelik ve zarafetle ilkbahar ve yazı kutlayan koleksiyon, bahar coşkusunu hissettiren parçalarla dolu.

Intercoiffure Australya 2020’den Kısa Saç Derlemesi

0
Intercoiffure Avustralya- Highlights

Intercoiffure Australya 2020’den öne çıkan kısa saçların bir derlemesi…

Saç: Intercoiffure Avustralya için Dale Brierty, Karis Rideout, James Calabria, Hemisphere Art Team, & Sarah Jones
Fotoğraf: Aaron McPolin, Chris Huzzard, & Steven Clarke
Makyaj: Sarah Brierty, Nadia Duca, & Mandy Jokich
Kuaför: Sarah Brierty, Jannah Davis, Terrina Brown, & Pure Pod by Kelly

Intercoiffure Avustralya- Highlights

Intercoiffure Avustralya- Highlights
Intercoiffure Avustralya- Highlights
Intercoiffure Avustralya- Highlights

Saçlarınızı Kuaföre Gitmiş Gibi Fönlemek İçin…

0
fön
instagram@jbeverlyhills

Evde muhteşem bir fön elde etmek için doğru ürünleri kullanmak, saçınızı sağlıklı tutmak ve biraz pratik yapmak gerekir. İşte saçlarınızı kuaföre gitmiş gibi fönlemek için dikkat etmeniz gereken unsurlar:

İyi bir fön makinesine yatırım yapın

Bütçeniz varsa, saç hasarını en aza indirecek ve kuruma sürenizi kısaltmaya yardımcı olacak işlevler sunan bir fön makinesine yatırım yapın. Birden fazla ısı ayarı, saç foliküllerini kapatmak için soğuk hava seçeneği ve iyonik hava teknolojisi gibi özellikler saçın fön kalitesini doğrudan etkiler. En iyi kuaförleri tarafından tercih edilen Ventoso kurutma/fön makinelerinden bütçenize uygun olanı deneyip saçınızdaki farkı bizzat deneyimleyebilirsiniz.

ventoso - fönlemek

Saçınızı havluyla kurutarak başlayın

Saçınızı sağlıklı tutmak saçlarınızın uçlarının kurumasını engelleyerek daha parlak saçlara sahip olmanızı sağlar. Bunu yapmanın en iyi yollarından biri de saçınıza uyguladığınız ısı miktarını en aza indirmektir.  Saçtaki suyu almak için saçınızı havluyla kurutmayı deneyin veya doğal olarak kurumaya  bırakın..

Saçınızı kuruturken doğru havluyu seçin

Ağır bir banyo havlusu kullanmak saçlarımızda çok fazla ağırlık ve gerginlik yaratır ve bu da kırılma veya dökülme olasılığını artırır. Sadece gerginliği değil, aynı zamanda sürtünmeyi de azaltan küçük bir mikrofiber havlu kullanmaya gayret edin. Bu şekilde saçlarınız daha az kabarıp daha az elektriklenir.

Saç tipinize uygun fırçayı kullanın

Kuaförler, fönlemek istedikleri saçta hacimli ve hareketli bir model oluşturmak için yuvarlak bir fırça kullanırlar. Düz saçlı olanlar, daha fazla hacim sağladığı ve ısıyı koruduğu için seramik fırça kullanmalı, sert ve kontrolü zor saçlara sahip olanlar kalın kıllı bir fırça yardımıyla,  saç tellerini yumuşatmak için gereken doğru miktarda gerilimi sağlar.

Islak saçta fırça kullanmaktan kaçının

Islak saçı fırça ile çekmek saça zarar verir. Saçlar ıslakken kolayca çözmek için geniş dişli bir tarak ya da dolaşmayı önleyerek saçların kolayca açılmasını sağlayan tanglefree bir fırça kullanın. Aksi halde saçınız kopar ve kırılır. Uzun saçlılar, saçlarını ellerinde tutarak diplere doğru ilerlemeden önce uçları hafifçe taramalı. Bu şekilde dipleri de korumuşr ve saç kırılmasını önlemiş olursunuz.

Saçlarınızın diplerine özellikle dikkat edin

fönlemek
instagram@skincarewithneelam

Saçlarınızda hatırı sayılır bir hacim istiyorsanız saçınızı diplerden kaldırmanız şarttır. Bunu yapmanın en kolay yolu, saçınızı ters çevirerek yere doğru fırçalamaktır. Bunu bir fırça, geniş dişli bir tarak veya ellerinizle yapabilirsiniz.

Şekillendirme ürünlerini saçınıza eşit şekilde uygulamayı unutmayın.

Bazıları şekillendirme  ürünü kullanırken, ürünü saçlarının her yerine uygulamak yerine  sadece üst kısmına püskürtür ve saçın arka kısmını göz ardı ederler.

Şekillendirme ürünü kullanmadan önce saçınızı bölümlere ayırın ve ürünü tüm bölümlere ayrı ayrı yukarıdan aşağıya yedirin. Parmaklarınız veya tarak yardımıyla uygulayabilirsiniz.

Fön makinenizin ilave ekipmanlarını kullanın

Saç kurutma makinenizin ucuna takılan şu düz ekipmanın ne işe yaradığını biliyor musunuz? Saçlarınızı Difüzör takılıyken fönlemek, saçınızın göreceği hasarı en aza indirir. Saçta pürüzsüz bir yüzey elde etmek için difüzör kullanmak şarttır. Difüzör kullanılmadığında sıcak hava dağılarak saçta kabarmaya neden olur.

Saçınızı önden arkaya doğru kurutun

Birçok kişinin saçlarını kuruturken yaptığı yanlışlardan biri işe önce başın arkasını kurutmaktan başlamaktır. İlk önce en görünür kısımlardan (kaküller, şakaklar, saç çizgisi ve üst) başlamak, ondan sonra arkaya ilerlemek daha doğrudur. Saçın ön kısmı, düzleştirmenin en zor olduğu ve saçınızın en görünür kısmıdır.

Saçlarınıza hacim kazandırmanın diğer bir yolu da onları büyük bigudilere sarmaktır. Bunları, saçlarınızı kurutmayı bitirdikten hemen sonra saçlar hala sıcakken sararsanız, saçınız çok daha kolay şekil alır. Saçınız tamamen soğuyunca bigudileri çıkarabilirsiniz.

Kıvırcık Saçta Kakül: Güzelliğinizi İkiye Katlayın!

0
kıvırcık
Fotoğraf: Jean Luis David

Kıvırcık, bukleli saçlara sahip olanlar genellikle kakülü denemekten çekinirler. Ancak, iyi bir profesyonelin elinden çıkmış bir kakül buklelerinizi daha da belirginleştirerek yüzünüzü ve ifadenizi iyileştirir. Kıvırcık saçlarda kakülün pek çok avantajı ve güzelliğinize olumlu katkısı vardır.

Kakül yüzünüzü olumlu yönde değiştirir

Doğası gereği, kakülün yüz özellikleriniz ve oranlarınız üzerinde çarpıcı bir etkisi vardır. Yüzünüzü ve ifadenizi yumuşattığını, kalın, koyu kaşlarınızın sertliğini hafifçe dağıttığını, elmacık kemiklerinizi daha belirgin hale getirerek vurguladığını fark edersiniz. Fark edebilirsiniz. Nerede kestirdiğinize bağlı olarak, yüzünüzde istediğiniz özellikleri vurgulamak ya da görünümünüzü daha güçlü ya da daha yumuşak yapmak için kakülleri kullanabilirsiniz.

Kakül, bir stil ifadesidir

Saçınızı platin sarısı yapmak ya da daha parlak, dikkat çekici bir renge boyamak gibi, kakül de, ister küt ister biraz daha yumuşak olsun, başlı başına bir stil ifadesidir. Kaküllerinize gereken özeni gösterdiğiniz sürece genel görünümünüzü geliştirmesi kaçınılmazdır. İster kısa ister uzun, kıvrık, yuvarlak veya katlı olsun, işin özü sizde hangi tür kakülün işe yaradığını bulmaktan ve sizi bu konuda doğru yönlendirecek bir kuaföre teslim olmaktan geçiyor.

Levent Akan ile Kıvırcık Saçlar İçin En İyi Çözümler

Kakül buklelere ekstra hacim ve doku katar

Ekstra hacim ve doku, özellikle bukleler için çok önemlidir. Yüzünüzün ve ifadenizin çok daha  daha ilginç görünmesini sağlar.

Kıvırcık saçta kakül yepyeni bir olasılıklara kapı açar. Kaküller mükemmel bir şekilde uzar; uzayan saçlar ve katlarla birlikte evrilerek gelişir. Saçınız uzadıkça kuaförünüze yaptığınız her ziyaret, kakülünüze her seferinde ufak değişiklikler katarak farklı görünmenizi sağlayabilir. Kıvırcık saçta kakül, daima ince ayarlara ve ufak nüanslara imkan verir.

Bakım kaküllerin cazibesini katlayabilir

Yaz için en iyi 25 kıvırcık model

Kıvırcık saçta kakül, bakım rutininizi ayna anda hem daha kolay hem de daha zor hale getirebilir. Yüzdeki fazla yağı ve teri emdiği için kaküller daha hızlı yağlanır. Bu durumda özellikle saçlarınız çok kıvırcık ise daha sık şampuanlamanızı gerektirebilir. Yıkamalar arasındaki süreyi uzatmak için Kérastase Fresh Affair gibi etkili ve güzel kokulu bir kuru şampuandan faydalanabilirsiniz. Her iki- üç haftada bir kaküllerinize yeniden şekil verdirmeniz, başta elde ettiğiniz güzel ve cazip görünümü korumanızı sağlar.

Kıvırcık saçlara sahipseniz, sıradanlığı kırmak için kaküllere bir şans verin! Bunu yaparken de kendinizi profesyonel ve güvenilir bir kuaförün ellerine bıraktığınızdan emin olun.

Cobelle 2021: Sarışının Her Tonu

0
Elle Schoemaker - kristie kesic - cobelle

Cobelle 2021 koleksiyonu, çaba harcanmamış gibi duran saçları ve herhangi bir zamana ait olmayan daimi cazibeyi yakalıyor. Her model, bir ilham perisi olarak kişiselleştirilmiş güzelliği ve karakteri ortaya çıkarmak için özenle hazırlanmış görünümlere ilham verdi. Kremalı vanilyalardan buzlu beyazlara, sarı ton paletinin teknik mükemmellikle buluşması…

Cobelle 2021

Kuaför: Elle Schoemaker @elleroseschoe.hair
Renk Uzmanı: Kristie Kesic @kristiekesic
Salon: Cobelle Creative @cobellecreative
Fotoğraf: Georgia Wallace @georgiawallacepictorial
Makyaj: Gemma Elaine @gemmaelaine
Stylist: Tamzen Holland @tamzenholland

Elle Schoemaker  - kristie kesic - cobelle
Elle Schoemaker - kristie kesic - cobelle
Elle Schoemaker - kristie kesic - cobelle
Elle Schoemaker - kristie kesic - cobelle
Elle Schoemaker - kristie kesic - cobelle
Elle Schoemaker - kristie kesic - cobelle
Elle Schoemaker - kristie kesic - cobelle

Salonlar için Sosyal Medya Yönetimi Tüyoları

0
sosyal medya

Bir yandan salonunuzu idare ederken diğer yandan online varlığınızı yönetmek zor olabilir. Bir sosyal medya planı oluşturmak için nasıl bir strateji oluşturmalısınız?

Başarılı bir işletmeyi yönetmek ve aktif bir sosyal medya iletişimi sürdürmek, aynı anda iki tam zamanlı işi üstlenmek gibidir. Ancak, bu iki rol giderek birbirinden ayrılamaz hale geliyor. Çarpıcı bir Instagram gönderisi size sayısız yeni müşteri kazandırabilir ve müşterilerinizle sosyal hesaplarınız üzerinden iletişim kurup onların sorularını yanıtlamak sizi farklı kılan etkenlerden biridir. Ancak, işin anahtarı ileriye dönük planlamadadır. Salonunuzun içeriğini kişiye özel ve güncel tutarken nasıl ilerlemeniz gerekiyor?

Strateji

İşinizin sosyal medyada nereye gittiğine dair bir taslağa ihtiyacınız var. Bu yüzden her yıl sonunda bir sosyal medya strateisi oluşturmanız işinizi kolaylaştırır. Her ayın önemli olaylarını ve o zamanlarda işe yarayacak sosyal içerik türlerini not edin.

Elbette bu, kaba bir taslaktır, bir ay önceden bir sonraki ay içerik olarak neler paylaşacağınızı aşağı yukarı tasarlayın.

sosyal medya

Nerede olmalısınız?

Tüm sosyal platformlarda paylaşım yapmak zaman alıcı ve gereksiz olabilir. Kitleniz ve marka imajınız için hangi sitelerin en iyi sonucu verdiğini öğrenin.

Ne zaman paylaşım yapmalısınız?

Zamanlama açısından hedef kitlenize ulaşmanın basit ama etkili yolları var. Örneğin, popüler TV dizilerinin reklam araları sırasında yapılan paylaşımlar etkileşimde büyük bir artışa yol açar. 

Ne paylaşmalısınız?

Paylaşımlarda müşterilerinizle direkt bir iletişim kurun. Farklı, çözünürlüğü yüksek, ışığı iyi, kaliteli görseller daima yüksek etkileşim alır.

Sosyal medyada satışa odaklanmayın

Sosyal medyada satışa ya da doğrudan reklama yönelik ifadelerden ziyade, izleyiciyle etkileşime giren ya da hikaye anlatan daha hafif içeriklere yönelin. Salon paylaşımlarında sadece saça odaklanmayın. Özellikle tırnak sanatı uygulayan bir salonsanız farklı ve göz alıcı tırnak ve makyaj uygulamalarını da paylaşın. İşletmenizin belkemiği saç olsa da manikür ve makyaj da belirli bir müşteri kitlesine sahip önemli servislerdir.

tırnak

İşinizi nasıl kolaylaştırabilirsiniz?

Manuel olarak paylaşım yapabileceğniz gibi,  Hootsuite ya da Plannerly gibi bir zamanlama sistemi de kullanabilirsiniz. Bu uygulamalar, gün içinde salonda yoğun olduğunuz saatlerde sosyal medya ile uğraşmamanız için paylaşımlarınızı yayınlanacağı saate otomatik olarak programlamanıza imkan verir. Ancak, bunlar gibi önceden zamanlama araçlarının doğal erişiminizi ve etkileşiminizi engelleyebileceğini de unutmayın.

Hashtag vb. bilgileri bir kenarda tutun

Hashtag’ler dahil olmak üzere gönderileriniz için gerekli tüm bilgileri ve imajları tek bir yerde toplayın. Sosyal medya platformlarındaki algoritmalar kopyaları sevmediği için her gönderi için içeriği biraz değiştirmeyi ihmal etmeyin. Bir şablon kullanacaksanız, her seferinde yenilemek için ifadenin en az %20-25’ini değiştirin.

Facebook’ta “tekrar” paylaşımlara gidebilirsiniz

Sson istatistikler, Facebook’taki takipçilerinizin paylaştığınız içeriğin %20’sinden daha azını gördüğünü gösteriyor, Bu nedenle her üç-dört ayda bir içeriklerinizi tekrarlamanızda bir sakınca yok.

Salonunuzun Ürün Satış Alanı Nasıl Daha Cazip Hale Gelir?

0
salon perakende satış

Müşterilerinizi alışveriş yapmaya teşvik etmek için salonunuzdaki perakende satış alanı nasıl daha lüks ve cazip hale getirilebilir?

İşletmenizin hayati bir parçası olan perakende satış alanını sergileme ve pazarlama konusunda son yirmi yılda sektörde uzun bir yolk at edildi. Artık müşterilerin salona geldiklerinde dikkatlerinin önce o alana çekilmesi için dev adımlar atılması gerekiyor.

Bunu yapabilmek için sector dışındaki başarılı perakendecilerin en iyi uygulamalarını taklit etmeniz yeterli. İşte herhangi bir salonun perakende alanını daha cazip hale getirecek temel unsurlar:

salon perakende satış
  • Perakende mobilyalarını nötr tutun. Beyaz veya siyah renkler çok renkli olan ürünlerin sergilenmesinde daha çok tercih edilir. Böylece karmaşık ve göz yoran bir görünümden uzak durmuş olursunuz.
  • LED raf altı aydınlatma, ürünlerin öne çıkmasını sağlar.
  • Marka adı veya ürün kategorisi ile aydınlatılmış bir satış alanı başlığı, tüketiciyi istenen alana yönlendirmeye yardımcı olacaktır.
  • Ürünlerin ilgili satış fırsatları için tasarlandığından emin olun. Örneğin şampuan rafı, şekillendirici ürünlerin yanındaki saç kremi rafının yanında olmalıdır.
salon perakende satüış
  • Satış alanı içerisinde duvarları nötr renklerde tutun. Fildişi, beyaz veya ekru, ürünlere odaklanmayı kolaylaştırır.
  • Perakende satış alanı salonun geri kalanıyla kontrast oluşturmalıdır, bunun için danışma masasının arkasında farklı renkte bir duvar oluşturun.
  • Dokunmatik ekranlı cihazlarla sağlanan dijital içerik, tüketiciyi eglendirir ve eğitir. Ürün satın almaları için onları yönlendirir.
  • Bir lansman promosyon masası veya alanı, yeni ürünlerin ve ayın ürünlerinin tanıtılmasına olanak tanır.

Dijital veya LED vitrinler, tüketiciyi salona çeker.

Yukarıdakilerin kombinasyonu, müşteriye üst düzey bir perakende deneyimi sunarken salonunuzun da daha profesyonel ve kurumsal görünmesini sağlar.

Müşterilerinizi alışveriş yapmaya teşvik ederek salonunuzdaki perakende satış alanını nasıl daha lüks ve cazip hale getirebilirsiniz?

İşletmenizin hayati bir parçası olan perakende satış alanını sergileme ve pazarlama konusunda son yirmi yılda sektörde uzun bir yolk at edildi. Artık müşterilerin salona geldiklerinde dikkatlerinin önce o Alana çekilmesi için dev adımlar atılması gerekiyor.

Bunu yapabilmek için sector dışındaki başarılı perakendecilerin en iyi uygulamalarını taklit etmeniz yeterli. İşte herhangi bir salonun perakende alanını daha cazip hale getirecek temel unsurlar:

Sonbahar/Kış 2021 Saç Trendleri – Popüler Saçlar

0
kalın kakül
Fotoğraf: Leonardo Bigagli

Sonbahar/Kış 2021 saç trendleri ne? Hangi stiller ve kesimler popüler olacak?

Choppy saç kesimleri


Yön değiştiren, değişken kısa choppy kesimler yaz boyunca çok popüler hale geldi. Bu trend 2021 sonbahar / kış aylarında da devam edeceğe benziyor. Bu kesimler, daha az bakım gerektiren saç kesimleri arayan müşteriler için ideal.

choppy
Fotoğraf: Irina Liss Costanzo
choppy
Instagram@peterpennys

Dolgun Kaküller


Kaküllerin modası hiç geçmiyor ama bu sonbahar-kış sezonunda özellikle kalın, dolgun kaküller popüler olacak. Bu kaküller kısa bobda, orta uzunlukta bir kesimde veya uzun buklelerde, kısacası farklı saç boylarıyla eşleştirildiğinde çok şık görünüyor. Yeni sezon için normal saçlarınızı anında güncellemek ve dönüştürmek için ideal bir yol. Biraz daha kısa kullanıldığında, kalın bir kakül elmacık kemiklerinizi ve gözlerinizi vurgulayarak yüz hatlarınızın öne çıkmasını sağlıyor.

kalın kakül
Instagram@beauty-heaven

Islak Görünen Dalgalar


Gece saçlarına gelince, önümüzdeki sezon ıslak görünümlü dalgalı saçları çok göreceğiz. Bu tarzın sırrı kullandığınız ürünlerde! Bu görünümü yaratmak için bir saç jölesi ile parlatıcı kremi karıştırabilirsiniz. Daha lüks bir görünüm yaratmak için ürünleri saçları geriye kaydırmak için kullanın. Ardından, ıslak dalgalar oluşturmak için taramadan önce ürünleri bir tarakla saçın geri kalanına dağıtın. Saçın tüm gün /gece bozulmadan kalması için bir parlatıcı sprey veya saç spreyi kullanabilirsiniz.

wet look
Instagram@madisoncliffordhair

Dokulu Saçlar


Doğal bukleleri veya dalgaları olanlar önümüzdeki sonbahar / kış, saçlarını daha da sevebilir. Çünkü dokulu saçlar yine tahta çıkıyor. Bir köpük veya bukle şekillendirici ürün kullanın ve doğal bir görünüm için ürünü nemli saça ovarak uygulayın. Ardından doğal hava ile kurutun. Mümkün olduğunca fön/kurutma makinesi kullanmayın.

Dünyanın en popüler saç modeli belirlendi. Görmek için tıklayın.

saç trendleri, saç trendleri, saç trendleri, saç trendleri