Ana Sayfa Blog Sayfa 415

Salih Pehlivan konuğumuz oldu

0

Kuaförler Odası Seçimlerinde Salih Pehlivan

Sektöre heyecan katan, farklı kimlikleri ile renkli bir isim:Salih Pehlivan. Meslek sevgisi ile katıldığı yarışmalar, meslek örgütlerindeki aktif rolleri ve eğitimci kimliği onun hemen ayırt edilmesine neden oluyor. Kısa bir süre önce aldığı önemli bir kararla zaten yönetiminde olduğu İstanbul Kuaförler Odası Başkanlığına aday oldu. Heyecan ve ilgiyle dinliyoruz:

Salih Pehlivan kimdir?

Ağabeyim kuaför olduğu için kuaförlük mesleğine adım attım.

Ne zaman başladınız?

72 yılında ortaokuldaydım. Abim askerden döndükten sonra Şaşkınbakkal’da salon açtı ve ona yardım etmemi istedi. O süreçte çok cazip geldi. Uzun saçlarımla, sevimli halimle kadınların ilgisi, bahşiş alabilmek ve para ile tanışabilmek cazipti.

Kuaför olarak bitirdim askerliğimi. Abimin bana çok büyük desteği oldu. Salon Şaşkınbakkal’dan Bostancı’ya geçmişti. İyi para kazanıyordu. %50 ortaklık teklif etti. Hayır dedim. Ben kuaförlük yapacaksam kendi anlayışımda yapacağım dedim. Çünkü onun kuaförlük anlayışı benimle örtüşmüyordu. İlk girişimime Çiftehavuzlar’da bir kuaför salonunu devralarak başladım.

Kızdı mı peki?

Çok engeller çıkardı. Babamı koydu araya, ben evi terk ettim. Babam rest çekti. Hiçbir yardımda bulunmadı. Ama ben böyleyim; bir şeye inandıysam onun için her şeyi yaparım.

Abi-kardeş bile olunca iş yapış şekli ayrı olunca olmuyor. Benim anlayışımla örtüşmüyorsa bir şey, o işi yapmam mümkün değil. İnanmam gerekiyor. Ben doğruyu bilirim, adaleti bilirim. Adalet terazim çok güçlü. Benim bir büyük abim, hukuk okudu. Onunla birlikte ben de hukuk okudum sayılır. Çünkü çok içiçe yetiştik.

Ekibime hep söylediğim şey şu: Eğer adalet terazisi şaşarsa, eğer çalışanınıza adil olduğunuzu kanıtlayamazsanız, adil olduğunuzdan şüphe duydukları zaman siz onları kaybedersiniz. Yani çalışanların yöneticilerinin adaletine çok güveniyor olması gerekiyor. Benim hiçbir çalışanım benim adaletimden hiçbir zaman şüphe duymamıştır. Bu yüzden de uzun vadeli çalışanlarım oluyor.

Kendi salonunuzu açtıktan sonra ne oldu?

Hemen 1 yıl içinde bölgede bir dükkan satın aldım. Selamiçeşme’de 100 metrekarelik bir salona geçtim.

Peki bu başarının sırrı neydi?

Aslında bunu ben de sorguladım. Çok özel biri miydim? İşimi çok mu özel yapıyordum? Eğitim anlamında çok eksiğim vardı. Çünkü usta çırak ilişkisi vardı ve ben abimin yanında yetişmiştim. Hiç yurtdışında ya da bir yerlerde eğitim almamıştım. Ancak doğuştan gelen bir yeteneğin başarışını yaşıyordum o yıllarda.

Ben yetenekli biriyim, ben zanaatkar değilim, ben sanatçıyım. Ancak o yıllarda bugünkü bilgilerimden yoksun ben nasıl yapabildim işimi diye hep kendimi sorguladım. Tabii ardından aldığım eğitimler geldi.

Sonra neler oldu?

Ortada yetenekli biri vardı. Türkiye’nin önde gelen firmalarının sağladıkları imkanlarla yurtdışına çıktım. Orada gördüğüm şovlar beni etkiledi ve Türkiye’ye  döndüğümde tabii ki başarılar geldi. Milli takımda yer aldım ve yarışmalarda 3 yıl arka arkaya Türkiye birinciliği kazandım

Eğitim sizi kuaför olarak nasıl motive ediyor?

Bugün bulunduğum konumda firmaların-markaların katkılarıyla verilen eğitim ve seminerlerin çok payı var.  Bu eğitimlerin benim meslek hayatımı 25 yıl uzattığını düşünüyorum. Bu her kuaför için  önemli bir şey. Tabii ki topuz seminerlerini izlemek bir kuaför için çok faydalı.  Fakat müşterinizi baştan aşağıya görebilme yetisi kuaförler için çok önemli. Özellikle özel eğitimlerin hayatımda beni bambaşka bir noktaya taşıdığını düşünüyorum.

Bugün karşımızda sadece İstanbul’da değil tüm Türkiye’de herkesin tanıdığı, eğitmen kimliğinin de bulunduğu 6 salon ve toplam 100’e  yakın çalışanıyla bir  Salih Pehlivan var. Aynı zamanda mesleki örgütlenme anlamında da bir konumunuz var.

İstanbul Kadın Kuaförleri ve Manikürcüleri Esnaf Odası’nda da yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyorsunuz. Şimdi ise başkan adayısınız. Nasıl oldı?

Çok net bir şekilde 8 yıl önce çevremdeki insanların yardım istemesiyle adım attım. “Sektörün ihtiyacı var, mutlaka bu konuyla ilgilenmen gerekiyor.” şeklindeki telkinlerle adım attım. Ama zaten öncesinde bir örgütçülük, bir dernekçilik deneyimim var. Artistik Kuaförler Derneği’nde başkanlık yaptım, görev aldım.

Başkanlığa aday olma düşüncesi nasıl oluştu?

Başkanlığa aday olma düşüncem etrafımdaki birçok insanın talebiyle doğdu. Fakat çok yoğun olduğum için düşünmüyordum.

Salih Pehlivan’ın aday olmasının altında ona verilen sözlerin yerine getirilmediğinin yattığı söyleniyor. Bu doğru mu?

“4 yıl sonra ben çekileceğim sen başkan ol” sözünü kimse vermedi. Sadece “bir daha aday olmayacağım sözü” verildi. Böyle bir kararım yoktu. Frekanslarımız aynı olsaydı, aynı takımla ilerleyebilirdik. Ama istediğim sonucu alamadım.

Benim kızım 3-4 yıldır benimle çalışıyor. Aldığı eğitimin kuaförlük ile hiçbir ilgisi yok. Aldığı eğitim çok farklı, güzel sanatlar okudu. Çok enteresan ki oğlum spor akademisi okuyor ve çok yakın bir zaman önce “Ben de okulumu bitiriyorum. Sizinle çalışmak istiyorum” dedi.  Çevreme baktığımda pek çok değerli kuaförün çocuklarının sektörün içinde olduğunu gördüm. Çocuklarımız için bir şey yapmalıyız diye düşündüm ve harekete geçmem gerektiğine inandım.

Hayalinizdeki kuaförler odası nasıl?

Hayalimdeki kuaförler odası için tabii ki söyleyebileceğim çok şey var. Öncelikle aslında hiç ileriye gitmemem lazım. Geçmişte benim başkanlığını yaptığım Türkiye’ye mal olmuş bir dernek var. Bizim oda olarak yaptıklarımız ise ortada. Çıkardığım tek sonuç birçok meslek odasında aktif çalışma hayatlarını bitirmiş insanlar görev yaptıkları için, yasaları ve yapmaları gerekenleri unutuyorlar. Orada oturabilmek için yatırım yapıyorlar şeklinde.

Görev aldığım süreç içerisinde meslek örgütlerinin işleyiş şeklini, yapılarını, oradaki bakış açılarını ve iş yapış tarzlarını tanımam, anlamam açısından çok faydalı oldu… Zaman bunu değiştirme zamanı…

Peki neleri değiştireceksiniz?

Benim hedefim ülkemizdeki kuaförlüğü dünya standartlarına taşıyabilmek için profesyonellerle büyük bir çalışma içerisine girmek. Bütün amacım sektörümüzün çağ atlaması. Yurtdışında bir kuaförün “siz bizim 25-30 sene önceki halimizsiniz” demelerine tahammül edemiyorum.

Ancak yasanın bana izin vermediği hiçbir şeyi hiç kimseye vaat edemem.  Bunlar yalan olur.  Çünkü geçmiş olduğumuz yıllar içerisinde de bunların çoğunun yalan olduğunu gördük. Fakat mesleğimizin gelişim ve değişimi için ilgili yasaların değişmesi için de inatla çaba göstereceğimden emin olabilirsiniz.

Nasıl bir ekip ile hizmet vereceksiniz?

3.5 yıldır yönetimdeyim. Daha önce görev almış tecrübeli insanlarla çalıştım. Mevcut anlayışa siyah ve beyaz kadar karşıyım. Bu tür yerlerde insanlar fedakarlık yaparak yer almalılar. Birlikte olacağım insanların benim gibi hiç bir beklentisi olmaması gerekiyor.

Seçim kampanyanızda “temiz insanlar aranıyor” ifadesinde kastedilen bu olsa gerek?

Hiçbir menfaati olmayan tertemiz insanlar. Hedef Türk kuaförlüğünü belli bir hedefe, belli bir saygınlığa taşımak için hizmet edecek temiz meslektaşlar.  Kendi işlerinde belli bir yere gelmiş insanlarla işbirliği yapabilirim. Eksikliğini gördüğüm salon sahipleriyle yönetim konusunda işbirliği yapamam.

Salih Pehlivan ile beraber ‘kaliteli ve saygın bir odayı hayal etmeliyiz.‘ Haksız rekabete son vereceğim; pazar tatili sorununu çözeceğim gibi ifadelerin hepsi aldatmaca. Çünkü mevcut yasaların tüm esnafa bağlı olarak değişmesi gerekiyor. Fakat bizim müdahale edeceğimiz konular da var. Mesela bir KDV sorunumuz var. El ayak bakımı gibi hizmetlerimizden KDV’yi düşürüp, maliyeti indirebilirsek, o anlamda ekonomik rahatlama yaşayacağız.

Kuaförlük hizmetlerinden bir kısmının lüks yerine ihtiyaç kategorisine alınması gerekiyor. Hukukçularla bu konuda konuştum. Ciddi araştırmalar sonucunda dosyalar hazırlayıp, müracaat etmeniz gerekiyor, her yerden örnekler almamız gerekiyor.

Bunları gidip ayaküstü konuşarak değil, iyi çalışılmış bir dosya haline getirilip sunmanız gerekiyor ki sonuç alabilesiniz.

Kuaförün ulaşamayacağı hiçbir yetkili yoktur. Yeter ki akılcı, mantıklı ve profesyonel yönetimler görev alsın. Sorunlar ve çözüm önerileri belirlendikten sonra değişmesi için yasal tüm girişimleri yapma olanağımız bulunuyor. Bunun için de genç, dinamik ve vizyon sahibi temiz insanlara ihtiyacımız var.

Kuaför odasında nasıl bir manzara göreceğiz?

Önce iç müşteri mutluluğunu sağlayacaksın yani salonlardaki gibi önce çalışanların mutluluğunu yakalayacaksın: İnanan, güvenen ve mutlu olmak isteyen insanlar ile beraber çalışacaksın, daha sonra müşteri mutluluğunu sağlayabilirsin. Mutlu  çalışan ile başarı kaçınılmazdır.

Oda açısından baktığımızda ise üyelerin gitmek istediği bir meslek odamız yok maalesef. Aslında tam tersi olmalı. Zaman zaman insanlar meslek odasına gitmek istemeli, oradan bir şey öğrenmek istemeli.

Yalnızca davet edildikleri zaman eğitimlere  gelen değil de gerçekten her anlamda bilgilendirilebileceği, çok doğru bir kadronun çalıştığı bir kadronun hizmet verdiği bir odadan bahsediyorum. Orada öyle bilgili, donanımlı insanlar olmalı ki, bundan tüm üyeler herkes faydalanabilmeli.

Şeffaflık bu çağın en önemli kavramı. Sizce?

Çok dertliyim bu konuda. Biz kendi işletmelerimizde  son derece şeffafız. Salonlarda panolarımız var. Kim ne kadar ciro yapmış, kendi durumunu görebiliyor.

Oda ile ilgili her konuda sadece yöneticilerin değil bütün üyelerin bilgilendirilmesi gerekiyor.. Yasal şartlar altında bütün bilgileri internet sitesi üzerinden öğrenme imkanı sunmak istiyorum. Odamızın internet sitesi üzerinden nasıl harcamalar yapıyoruzu, ne tür faaliyetlerimiz olduğunu şeffaflıkla paylaşmak isteriz. Böylece gereksiz sorgulamalar da yapılamaz. Bazı işletmeler bizi kameralarla bizi seyredebilirsiniz diyorlar. Güven ortamı için bu ölçüde bir şeffaflık önemli.

Nasıl bir yönetim olacak, dediğim dedik mi?

Geçmiş dönemde AKD’de başkanlık yaptım. Başkanlık makam koltuğuna hiç oturduğumu hiç hatırlamıyorum. Yönetim kurulunda çalıştığım sure içinde bir daire satın aldık. Yönetim kurulunda hiçbir zaman “BEN” demedim. Hep “BİZ” vardı.

Odalardaki mevcut yapılar ise oldukça farklı. Burada asil üyeler ve yedekler var. Ben her yönetim kurulu toplantısına onların da gelmesini istedim ancak kabul görmedi.

Ben meslek odasında yedek üyelerimizle de birlikte olmak istiyorum. Bu 28 kişinin  kendi bölgelerindeki üyelikler ile fikir alışverişi yapılsın, sorunlar çözülmek için odaya gelsin istiyorum.

Kimleri göreceğiz? Gençleri görecek miyiz?

Bu olmazsa olmaz bir konu. Çünkü bir aile anlayışı ile işleyecek. Nasıl ki aile içinde dedelerimiz, çocuklarımız var. Bu meslekte de deneyimli insanlardan yararlanmak gerekiyor. Ama gençlerin enerjisinden de mutlaka yararlanmamız gerekiyor. Geleceğimiz olan alt kuşaktan yararlanmamız gerekiyor. Benim çok önem verdiğim bir şeydir.

Herkese kendi şirket toplantılarımda herkese konuşma zorunluluğu koşarım. Benim anlayışımda sadece yönetim kurulu ve başkan vekilleri değil, bütün üyelerin aynı haklara sahip olması gerektiğine inanıyorum.

Tüketiciden kimse bahsetmiyor?

Salonların en büyük sorunlarından bir tanesi bu. Saç modasını kim yansıtıyor. Tabii ki kuaförler. Bunu müşterilerimize iyi anlatmamız gerekiyor. Yılda iki kez sezonun trendlerini geniş çaplı duyurularla bayanlara anlatmamız gerekiyor. Müşterilerin salonlara ziyaret sıklıklarını arttırmak için çalışma yapmak önem verdiğimiz konulardan bir tanesi.

Tüketici kuaförü farklı konumluyor ve bir saç modasının farkında değil. Bunu onlara markalar dışında anlatan maalesef bir tek kurum veya kuruluş yok. İstanbul gibi modanın merkezinde olan bir meslek odamızda İngilizce bilen kimsenin olmaması dahi bana dokunuyor açıkçası.

Kuaförlere yönelik mesajınız nedir?

Ben her şeyime bu iş sayesinde sahip oldum. Dünyanın en güzel, en geçerliliği olan mesleklerinden birini yapıyorum. Bu güzel mesleğin daha da iyi bir konumda olması  için elimizden geleni yapmak mesleğimize karşı olan borcumuzdur.Bu konuya ilişkin detaylara www.birliktedahagucluyuz.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Paylaştığınız bilgiler için teşekkür ediyor, çıktığınız yolda başarılar diliyoruz.

Editörün Notu: Oda Yönetimlerine aday olan diğer adayları da dinlemekten mutluluk duyacağız.

Gotik Dönemde Kuaförlüğün Tarihçesi

0

 

Gotik Dönem (1230–1500)

Meslek ve saç tarihi için Yüksek Orta Çağda Hıristiyanlığın yayılmasından sonra, kilise yüzünden baş örtme eğiliminin başladığının bilinmesi gerekir. Yalnızca genç kızlar, örülmüş ve toplanmış saçlarını açık bırakabiliyorlardı. Alın bantları ve çemberleri süs olarak kullanılıyordu. Evli kadınlar, saçlarını örtüyorlardı. Bu kilise yasağı, kadının erkeğe olan bağımlılığının sembolüydü. Yalnızca kocası, kadının saçını görebilirdi.

Asıl saç, süs olarak sergilenemediği için çeşitli baş örtüleri ile süslenilmeye başlandı. Örtülerin ve ince peçelerin üstleri altınla işlenirdi. Ayrıca ipek örtüler de kullanılırdı. Alın ve yanaklara bukleler düşürülürdü. Alın ve yanak çevresine sarılan bağlar üzerine şapka oturtulurdu. Sonra barete benzer alacalı baş süsü olan çeşitli başlıklar kullanıldı. Evli kadının tipik örtüsü başlıktır.

Genç Orta Çağda boynuzlu başlıklar ve külah biçimli, tel üzerine kumaş geçirilmiş şapkalar moda oldu. Ucunda uzun bir peçe sarkardı.

Yüksek ve düz alına çok değer verilirdi. Öndeki saçlar örülerek gergin olarak arkaya yatırılırdı ve görülen saçlar tıraş edilirdi.

Asilleri örnek alan erkekler, saçlarını kısa kestirdiler ancak sonraları yeniden uzattılar ve bukle yaptılar. 12. yüzyılda örgü modası vardı.

Kadın

Gevşek örgüler vardı ve 13. yüzyılın sonunda çeşitli örgülü peçesiz saçlar kullanıldı. Şeker kellesi biçimli sivri tepeler yapıldı. Devasa ölçülere ulaşan boynuz hotozlar moda oldu. Metal çemberler ile alın ve şakak derisini ortaya doğru çekerlerdi. Siyah ya da sarı saç sevilirdi; metal boyaları ya da soldurma ile elde edilirdi. Gür saç kesilirdi.

Erkek

Asiller ve personel uzun ya da yarı uzun, dalgalı ya da bukleli hanım saçları taşırdı. Hatta 12–14. yüzyıllarda örgüler kullanıldı, erkekler tıraş olurlardı ve çok ender çene sakalı görülürdü.

Bir loncada toplanan berberler saça şekil verir, sakal tıraşı yapar, peruk imal eder, yara tedavi eder ve hamamlarda daha onurlu davranırlardı. Kırışık yüzü tıraş etmek için müşterinin ağzına kaşık sokarlar.

 

Kaynak: Kuaförlüğün Tarihsel Gelişimi

 

Bir ışık söndü, bir ışık yandı: Alternative Hair Show

0

 

Dünyanın en çok ses getiren saç etkinliği Alternative Hair Show 1983 yılında kuaför Tony Rizzo ve eşi Maggie’nin 2,7 yaşındaki kızları Valentino’yu kan kanserinden kaybettikten sonra düzenlenmeye başlıyor.

 

Tony Rizzo ve eşi dünyanın her yerinden ünlü kuaförleri Alternative Hair Show’da buluşturuyor ve şov ilk düzenlendiği sene büyük bir başarı yakalıyor ve kazanılan 7.500 pound Leukaemia & Lymphoma kan kanseri araştırma merkezine bağışlanıyor.   

 

Uluslararası saç etkinlikleri arasında bütün dünyada son derece büyük bir ilgi gören Alternative Hair Show, Londa’dan sonra Şikago, Bolonya, Viyana, Moskova ve Tokyo gibi ülkelerde de gerçekleşiyor.   

 

Şovların geliri 1983 yılından bugüne kadar 8.5 milyon pound’a ulaşıyor ve Leukaemia & Lymphoma araştırma merkezine bağışlanmaya, lösemi hastalarına ışık olmaya devam ediyor. 

 

 

 “ Bizim misyonumuz kan kanseri ile mücadele etmek. Çocukları lösemiden kurtarmak için her şeyi yapacağız.”

Alternative Hair Show Kurucuları Tony & Maggie Rizzo Trustees

 

 

Küçük Valentino’nun anısına her geçen yıl güçlenen, unutulmaz şovları ile daha fazla çocuk için umut olan Alternative Hair Show ve bu yüce duygu ile beslenen Tony & Maggie Rizzo’ya alkışlanacak misyonları için minnet duyuyoruz. 

 

Ferhat Kara ve Mevlüt Bayındır HAIRiST 2014’te

0
Mevlüt Bayındır-Ferhat Kara

HAIRiST 2014 Hair Baykan&Gürkan açılış şovunun hemen ardından özel bir ikili sahne alıyor:

Muğla Datça ilçesinde kuaförlük yapan ve 23 yıldır sektörde olan Ferhat Kara ve Marmaris’te BACK 2 HAIR salonda kuaförlük yapan ve  30 senedir mesleğini en iyi şekilde yapmaya devam eden Mevlüt Bayındır, açılış şovunundan sonra  HAIRiST 2014’te izleyicilerle buluşuyor.

İkili şovda yer almanın mutluluğunu ve heyecanını şu şekilde anlatıyor.

Mevlüt Bayındır:

HAIRiST bizim için ilham veren bir atmosfer. Bu atmosferde kuaför arkadaşlarımızla birlikte olmak bizi şimdiden   onurlandırıyor. 2014’te sahnede biz de varız. Bizim bu tutkumuzu görmeniz için heyecanlanıyoruz ve bekliyoruz.

Ferhat Kara:

HAIRiST benim için bir tutku. 2014’te bu tutkunun mutluluğunu bizimle paylaşmak için sizleri bekliyoruz.

Hair Baykan &Gürkan Açılış Şovuyla HAIRiST 2014’te

0

 

Yeşilköy’ün vazgeçilmez yıldızı, AKD’nin en parlak dönemini geçirmesini sağlayan yılların kuaförü Baykan Savaş ve Gürkan Savaş, Açılış Şovuyla HAIRiST 2014'te…

 

Baykan Savaş 1966 yılından beri çıktığı yolculukta, 1980’de Gürkan Savaş’ın da yola katılması ile sektörde önemli değerlere imza attı!

 

2014’te bizimle birlikte olacakları ve HAIRiST 2014’e açılış şovu ile hareket, dinamizm ve deneyimleri ile bambaşka bir atmosfer yaratacakları için ikiliye binlerce teşekkür ediyoruz.

   

 

Yıldırım Özdemir ile İstanbul Modern’de

0

Yıldırım Özdemir

Mesleğinde en iyisini başarmaya odaklı, sürekli kendini yenileyen, bir adım ileri gitmek için çaba gösteren ve işine tutkuyla bağlı.

Yıldırım Özdemir ile İstanbul Modern’de buluştuk ve sohbet ettik.

Kuaförlük?

Çocukluğum zor şartlar geçti, evin geçimini sağlamanız gerekiyordu. Ayakkabı boyacılığı da yaptım, teknelere poşet de taşıdım. Daha sonra kuaförlüğe yönlendirildim. Benim kuaför olma sebebim tamamen kader. Ancak kendimi şanslı gördüğüm üç nokta var. İşim, evliliğim ve arkadaş çevrem. Çok sevdiğim bir mesleği yapıyorum.

Meslektaşların?

Meslektaşlarımla aramızda çok iyi bir iletişimiz var. Her yerde faal durumdayız. . Mesela Mahmut Ebil bana “bir müşterin bana geldi az ilgilenmişsin lütfen daha çok ilgilen” diyor. Bu yüzden çok şanslı hissediyorum kendimi.

Mesleki anlamda çok kıskanç biriyim. Hakan Köse’nin duygusal zekasını, Metin Bahçecik’in yöntemini, Mahmut Ebil’in kurduğu düzeni kıskanırım. Sayısal olarak belki hiçbiri benim kestiğim saç kadar kesmiyor ama örnek alacağım yönleri var.

Usta?

Benim ustam aynı zamanda babam olmayı hakeden biri diyebileceğim Yaşar Coka. Mesleğine olan aşkına hayranım. Hala aynı aşkla çalıştığına inanıyorum. Onun konuşmasına gerek yok, enerjisinden işine olan tutkusunu anlayabiliyorsunuz.

Ayrıldığında kızmadı mı?

İlk zamanlar vardı. Ama bu doğanın kanununda var. Herkes herkesten ayrılabiliyor. Ben salonumdan ayrılan kimseyle kötü olmadım. Bir salon açtıklarında başarısız olsunlar istemiyorum. Onlara destek olmaya çalışıyorum. Sonuçta beni temsil ediyorlar. Ben de Yaşar Coka’yı temsil ediyorum. Başarılı olmak mecburiyetindeyiz.

Yaşar Coka’nın mektubu

Evet, 2012 yılındaki Hairist şovundan önce yazıp göndermişti. Şu anda odamda dolabımın üzerinde asılı. Okuduğumda duygulanıp ağladığım bir mektup. Onu ne duygularla yazdığını anlayabiliyorum. Oğlu olarak bahsedip, kalbinin benimle olduğunu, çok başarılı olduğumu ve daha da başarılı olacağımı hatırlattı.

İnsanlar yaptığı işlerden hangi konumda olduğunu fark edemiyor. Bunu sana ustanın hatırlatması bambaşka bir şey. Benim hayatta istediğim şeylerden biri yaptığım işin taktir edilmesidir.

Sektör?

Bizim şansımız sektör olarak Erkan Güzel’in bizim içimizde olması. Öyle bir şey ki, hep bir firma benden nasıl faydalanacak diye bakarsın ama Hairist ve Estetica’dan biz fayda sağlıyoruz. Bu sektörün değerlerine sahip çıkmamız gerekiyor. Herkes bir kenarından tutmalı.

Hepsiyle çalışmasam bile sektöre yatırım yapan lider markaları desteklerim, yaptıklarını izler ve alkışlarım.

Bugün büyük bir kuaförün batması benim için kötü bir şey. Meslektaşlarımın yaptığı her güzel şey beni heyecanlandırıyor. Benim daha çok büyüyebilmem için rakibim çok güçlü olmalı. Kuaförlerin fiyatlarını yükseltmeleri tüm sektörü yukarı çekecektir. Zincir bir salonun batması beni kötü etkiler. Büyük kuaförler olmasaydı biz büyük kuaför olmayı hayal etmeyecektik.

Neden Yıldırım Özdemir?

Ben bu soruyu kendi kendime sordum, ‘ben olsam Yıldırım’a gider miydim’ diye. Beni nasıl araştırıp buluyorlar, nasıl duyup geliyorlar, zaman zaman müşterilere de soruyorum bunu. Kimi zaman kuaförler de geliyorlar bana. Ben işime namusum olarak bakıyorum. İşime saygı göstermek zorundayım. Bir cansız model üzerine bile çalışırken, saygı gösteriyorum. Kendi saçımı kendim kesmiyorum. İnsanların beni tercih etmesinin de nedenini böylece anlıyorum. Yıldırım’ı çok seviyorum onun için geliyorum diyenler de oluyor. Ama öncelikle yaptığım işi iyi yaptığım için geldiklerini düşünüyorum.

yıldırım özdemir

Genç kuaförler?

Salonda elimizden geldiği kadar cuma akşamları toplantı yapmaya çalışıyoruz. Her hafta da farklı bir amaç üzerine toplantı yapıyoruz. Bu toplantıların başında ‘lütfen işinizi seviyorsanız yapın, sevmiyorsanız yapmayın’ diyorum. Benim bu hayatta öğrendiğim bir şey ‘insan işini severse daha verimli olabiliyor.’

Benim salonumda kesim ekibi, boya ekibi ayrı olsun istiyorum. Ben kesimi seviyorum. Hem kaleci olup, gol atamazsın. ‘Uzmanlaşmanın ve konsantre olmanın önemine inanıyorum.’

Hairist 2012’de Final şovunu sen yapmıştın. Nasıldı?

Çok enteresan bir şey. O şovdan sonra ufkumun daha çok genişlediğini fark ettim. Birini izlemeye gittiğimde emeğe, gösterdiği özgüvene, aşkına bakıyorum.  Ne iş yaptığı çok önemli değil.

Ben oradan çıkınca nasıl bir konsept üzerine gideceğimi kafamda kurdum.  Hairist bize öyle bir kapı açtı ki, her sene şovda kimler olacak diye merakla bekliyorum.

Sanatçı?

Bir bardağı alıp işleyen barmen de sanatçıdır. Ressam kalıcı oluyor, yaptığı tablo değeri artarak yaşıyor. Ben ise işi yapıyorum parasını o an alıyorum. Suya yazı yazmak gibi, saç uzuyor, yine kesiyorum. Defalarca bir saçın üzerinde oyunlar oynayabiliyorum. İşimi yaptığımda çok eğleniyorum. Bizim işimiz çok kıymetli bir iş. Müşteriyi güzelleştirirken, psikolojisini de iyi yönde etkiliyoruz.

Türkiye’nin en iyi psikoglarından Serdar Serdaroğlu kuaförlüğü bir terapi olarak nitelendiriliyor. Müşteriler kuaför koltuğunda kendilerine ayırdıkları güzel bir an yaşıyorlar.

AKD?

Artistik Kuaförler Derneği  kuaförlerin yüzünü iyi bir şekilde temsil ediyor. AKD’nin misyonlarından biri kuaförlerin kendilerini geliştirmeleri yönünde. Derneğe üye olanların mesleklerinde sıradan olmalarını istemiyoruz. Çıtayı yukarıda tut, derneğe katıl mesajı veriyoruz. Bugün bir şeyin peşinde gitmek, sahip çıkmak çok önemli.

Hairist?

Her sene bir bomba bekliyorum. Bu sene de çok heyecanlıyım. Bana liste geldiğinde Baykan&Gürkan, finalde de Ali Kırıktarak yer alıyor yazıyordu. Benim tanıdığım Baykan abi ‘finalde olmalıyım’ diye düşünürdü. Buna çok şaşırmıştım. Demek ki Hairist dengeleri sağlamış, egoları düşürmüş bir kuruluş. Demek ki başarmış diyebilirim.

Hairist’e giderken ne giyeceğimi şimdiden düşünüyorum. O heyecanı oraya çıkanlar daha iyi anlayabiliyorlar.

Bir röportaj için fotoğraf gerektiği zaman, ünlü birinin saçını keserken olan fotoğrafı yerine HAIRiST’te çekilen fotoğraflarım çıksın istiyorum.

10 yıl sonra kuaförlük?

Bizim bu konumda olmamızın nedeni bizden eskilerin mesleği bu günlere taşımasındandır. Ben 30 yıldır bu işin içindeyim. Bizden sonraki nesile ışık göstermemiz gerekiyor. Kuaförlüğe iyi bir okul kazandırabilirsek, zincir mağazalar oluşabilirse, kuaförlüğün saygınlığını artacak, farklı bir boyuta geçecek. Benim 10 yıllık projem benim markamla yeni salonlar açılması. Yıldırım Özdemir markasına güvenip gelebilecekleri bir sistem oluşturmak, bu markayı, kurumsal bir firma ile büyütmek istiyorum.

Bir daha kuaför olsan?

Tekrar kuaför olsam kendi yerimden ziyade çok büyük bir zincirin Artistik Direktörü olarak çalışmayı tercih ederdim. Hayalim de vardı aslında. 3-5 gün Metin Bahçecik ya da Hakan Köse’nin salonlarına kamera koyup izlemeyi çok isterdim. Keşke bu salonu açmadan hepsinin yanında bir hafta vakit geçirseydim. Eminim onlardan çok şey öğrenirdim. Öyle bir şansım olsun isterdim.

Teşekkürler.

Enerjisi, samimiyeti, mesleğine olan saygısı ve aşkıyla Yıldırım Özdemir’e kattığı kalite ve heyecan için teşekkürlerimizle…

YILDIRIM ÖZDEMİR SALONU HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇİN TIKLAYIN.

 

Kuaför Salonu Açma Maliyeti

0

 

Kuaför salonu açmanın maliyeti açacağınız işletmenin türüne bağlı olarak değişecektir. Daha önceden var olan bir kuaför salonunu kiralayarak daha küçük bir girişimde bulunmak iyi bilinen büyük ölçekli bir markanın bayiğilini almaktan daha ucuzdur. Belki başlangıç maliyetleri birbirine benzeyebilir ancak toplam meblağlar birbirinden oldukça farklı olacaktır. Kuaför salonu açarak kendi işinizi kurmayı düşünenler maliyet hesaplamasında aşağıdaki değişkenleri göz önünde bulundurmalı.

 

Gerekli ekipmalar

Kiracı durumundayken koltuk, saç yıkama üniteleri ve saç kurutma makineleri gibi salon gereçlerine ihtiyacınız olacaktır. Eğer var olan bir kuaför salonunu satın alıyorsanız ekipmanların bir kısmını oluşturan saç yıkama üniteleri, karşılama masaları ve malzemeleri, koyacağınız dolaplar gibi yan ürünler de satışın bir parçası olacaktır. Bu nedenle bu ekipmanlarla ilgili de pazarlık yapmanız gerekecektir. Bayiilik veren firmaların bir kısmı ekipmanları verirken bir kısmı sizin almanızı ister. Ekipmanlar için masraflar salonun türüne, sandalyelerin sayısına ve sunulan hizmetlere göre değişecektir.

 

Malzemeler

Kuaför salonu malzemeleri oldukça pahalıya mal olur. Sadece müşteriler için kullanılanlar değil aynı zamanda müşterilere satacağınız ürünlerde masraflı olacaktır. Bu fiyatlar markalara göre farklılık gösterecektir. Dezenfektanlar, perma çubukları, önlükler, havlular, temizlik malzemeleri, yıkama ve kurulama malzemelerini de unutmayın.

 

Başlangıç Maliyeti

Bir dükkan kiralayacaksınız dükkanınızın yerine ve büyüklüğüne göre kira bedeliniz değişecektir. Ayrıca ilgili kurumlardan işletme ruhsatı ve gerekli izinleri almak için de masraf yapmanız gerekecektir. Sigortayı ve diğer masrafları unutmayın. Eğer bayilik alacaksanız kira, sigorta ve depozito ücretlerini ödemeniz gerekecektir. Bu rakamlar farklılık gösterecektir. Örneğin bayilik veren firmalar  giriş bedeli olarak ortalama 10 bin dolar gibi bayilik ödemesi talep ediyorlar. Pazarlık veya bayilik veya kira sözleşmesinin gözden geçirilmesi için bir avukata ihtiyacınız olacaktır ki avukat ücreti de ödemeniz gerekecektir.

 

Tanıtım

Önemsemeniz gereken bir diğer konu da yeni açılacak olan salonunuzun tanıtımıdır. Tanıtımlar, e-mailler aracılığıyla gönderilen veya arabaların üzerlerine bırakılan ilanları kapsamaktadır. Her yeni iş kurma sürecinde tanıtıma ihtiyaç olduğunu unutmayın. Onun için belli bir bütçe ayırmanız gerekir. Bu bütçe 5 bin TL’ye kadar çıkabilmektedir.

 

Toplam Maliyet

Yukarıda anlattıklarımız maliyet ne kadar değişken olabileceğini göstermektedir. Maliyet 15 bin TL’den başlayarak 50 bin TL’ye kadar çıkabilmektedir. Sağlıklı bir maliyet için açmak istediğiniz kuaför hakkında yazımıza detaylı olarak yorum yapabilirsiniz. Uzmalarımız sizin için hesaplama yapacaklardır.

 

Kaynak: http://www.yeniisfikirleri.net

DESSANGE Markasının Başarı Öyküsü

0

 

1954 yılında kurulan DESSANGE, 40 ülkede 400 salonu ile global bir kuaförlük markası. Saç, spa masaj, makyajdan, saç aksesuarlarına, saç bakım ürünlerine kadar geniş bir yelpazede, geniş kitlelere ulaşmayı başaran DESSANGE markasının tarihi…

 

 

1954 : İlk Jacques DESSANGE salonunun açıldı.

1962 : Fransa dışında ilk salonun açıldı.

1975 : İlk franchise salonun lanse edildi.

1979 : İlk eğitim merkezi açıldı.

1990 : Jacques DESSANGE, Sanofi ile ortaklık kurup, salonlara güzellik ve makyaj bölümü eklendi. 

1992 : "Jacques DESSANGE L'Oréal Professionals ile çalışmaya başladı.

1994 : Camille Albane, ikinci franchise ağını kurdu.

1996 : İlk güzellik kuruluşu PHYTODESS açıldı.

1999 : The DESSANGE güzellik ürünleri Fransa’da Lorient  fabrikasında üretilmeye başladı.

2000 : Camille Albane makyaj lanse edildi.

2004 : Paris’te 1,000m² alanında en büyük DESSANGE salonu açıldı.

2006 : Remington ve DESSANGE birlikte çalışmaya başladı, ürünler parakende outletlerde satılmaya başladı.

2007 :  DESSANGE Grubu’nun sürdürülebilir gelişim yaklaşımıyla Compétence Professionnelle ürün yelpazesi uluslarasarı pazara girdi. 

2008 : OFI Private Equity Capital, DESSANGE Uluslararası Grubun yüzde 65’ini satın aldı.

2009 : Şirketin başına Jacques Dessange yerine Benjamin Dessange geçti.

2009 : DESSANGE Paris ürünleri, DESSANGE salonlarında satılmaya başladı.

2010 : Camille Albane, Redken ile Fransız ortaklığı kurdu.  

2010 : DESSANGE lisanslı olarak saç aksesuarları Brosse et Dupont ürünleri lanse edildi.

2011 : Belçika’da Franchise kuruldu.

2011 : Amerika’da Franchise kuruldu.

2012 : Uzaktan eğitimin başlaması: Camille Albane Eğitim.

 

Saç Biçimlendirmenin Esasları

0

 

Biçimleme, biçimsiz bir maddeyi uyumlu yapı vererek hoş bir şekle sokmaktır. Bunun kesin bir şemaya ihtiyacı yoktur. Kendi düşüncelerinizi de geliştirebilirsiniz. Biçimleme alıştırmalarını (grafik araçlar ile) çizme, kesme ve yapıştırma ile yapınız. Biçim yuvarlak, köşeli, yumurta biçimli ya da spiral olabilir. Alıştırmalarımızın asıl biçimi dairedir. Nokta, en küçük biçim öğesidir. Hareketsizdir ve bir saçsüsünü ifade eder, çizgi noktanın uzatılması ile oluşur. Serbest çizgilerin, konstrukte edilmiş çizgilerin aksine şablonsuz, bağımsız bir hareket akışı vardır. Saçdüşmesinde görüldüğü gibi canlı ve doğal akışları vardır.

Saç biçimlerinde düz kubbeli, dalgalı spiral ya da vida biçimli çizgiler bulunuz. Daire ya da düz hareketlerle bukle alıştırmaları yapınız.(tarak çizgisinin yönüne eş olan tarak çizgileri)

Hafif kıvrık, tarak çizgisine açı yapan dalga kenarları yapınız. Çizgileri kesmek ve vurgulamak için saç süsü çizgileri taşıyan saç biçimleri arayınız.

Yüzey, genleşimi bir çizgi ya da kenar tarafından onun biçiminde sınırlanan bir alandır. Yüzeyin renk tonu ve yapısı yani içögeleri, fon için bir sınır olabilir. Yüzeysel saç şekilleri, tüysüz baş derisi tarafından kenar saçlarla sınırlanır. Yüzeyin kare, üçgen ve daire şeklinde üçana biçimi vardır. Bunlar kaydırmalarla şekillendirilir. Ama daire, her zaman aynı olan bir temel biçim, bir sonsuzluk sembolüdür. Elips daireden türetilmiş ovaldir. Oval yüz, ideal biçimdir.

Vücut ve uzay

Üst yüzeyler, kıvrılmış ka^ğıttaki gibi yükseltilip çukurlaştırılabilir. Böylece yüzey, rölyefsi bir görünüm alır ve bir uzaysal (meka^nsal) genleşme gibi görülür. Ana biçimler küp, dikdörtgen prizma, piramit, silindir, koni, küre, elips ve yumurtadır. Basık, küp biçimli, uzun dar dikdörtgen, yuvarlak ve konimsi baş biçimleri vardır. En ideali yumurta biçimdir.

Bu biçimleri vurgulamak ya da dengelemek için uygun saçbiçimleri ile ön alıştırmalar yapılır.

Biçim düzenleme

Saçı ayırma, bilimsel açıdan aynı kısımları aynı aralıklarla ayırmaktır. Süs biçimleri, resimdeki dalga şeridi gibi motiflerin süs olarak geri dönüşünü gösterir. Saçın ayrılması ile vurgulanmış biçimler, kesin ayrımlı hatları ile sert bir etki yapar. Ritmik uyulmama da aynı orandadır ama ilginçbir hareket gösterir. Aynı biçimler, dalga hareketlerinde canlı olarak bulunur.

Şekillerin yükselmesi

Yükselerek daha da büyüyen ya da yükselerek küçülen ölçülerdeki yineleme anlamına gelir. Böylece şekil çok dikkat çeker. Yükselme kademeleri bir bütün oluşturarak birbirini temel almalıdır (örneğin Louis XIV’in fontange saçı).

Bir saç tuvaletinin iki tarafı aynı ise simetri gösterir. Biçim sakin, sabit bir etki yapar. Erken Barok Dönemindeki gibi simetri, küçük değişikliklerle daha canlı hale getirilebilir.

Asimetri

Saç biçimlerini alışılmışın dışında, iddialı ve ilginç yapar. Aşırı abartmalar, çok keskin uyumsuzluğa neden olur.

Kontrast (karşıtlık)

Zıtlıkların yan yana olmasıdır. Örneğin açık ve koyu renk yüzeyleri, bukleler ve düz kısımlar, tüm kontrast biçimler birbirini karşılıklı olarak etkiler.

Sakinlik hareket kontrastlarını, dinamik olarak şekillendirilmiş saçlarda görürüz. Statik saç tuvaletleri ögeleri olmasına rağmen sakin duran yüzeyler ve çıkış yapan bukleler arasındaki zıtlık saça bilinçsiz olarak hareket verir. Saça aşırı sprey sıkılırsa saçyapışmış gibi görünür, bu da görünümü bozar.

Tarak yönü çizgileri yukarı çıkan, düşen, düz ya da karışık dökülen hareket yönleri verir. Bir saçın tarak yönü, çizgileri gerçekte ya da düşünülen uzaklıkta yeniden birleşiyorsa hareket bir noktada sona erer ve görünüme sakinlik getirir. Çizgiler ayrılıyorsa saç, göze çarpıcı ve kontrast hale gelir.

 

 

Türkiye’de Kuaförlüğün Tarihsel Gelişimi

0

 

Ülkemizde kadın saçı, yüzyıllar boyunca makas yüzü görmeden uzatılmış, saçın kuvvetine göre bele, hatta topuklara kadar inmiştir. Öyle ki kadın güzelliği ve özellikle de görücüye satılık verilen kızlar, “kirpiği yanağında, saçı topuğunda” diye övülürdü.

18. yüzyılda II. Sultan Mahmut ve Lale Devrinde Türk kadını, saç tuvaletinde Avrupa modellerini örnek almıştır. Alın üstünde, başın arkasında ve tepesinde topuz yapılmış ve bu topuzlar güzel hatlı elmas taraklarla süslenmiştir. O tarihlerde dekolte giymek ve çalgı çalmak gibi kadının özgürlüğünü gösteren hareketler de başlamıştır.

1888 yılında İstanbul’da Mukadderat adında bir dergi yayımlandı. Bu dergi, Osmanlı saray kadınına yeni bir çehre getirdi. Peçe atılmaya, baş açılıp saçlar biçimlenmeye başlandı. İkinci Meşrutiyet’in ilanıyla açılıp saçılan kadınlar, zaman zaman geleneksel çevrenin tepkisiyle karşılaştı. İstanbul gibi büyükşehirlerdeki durum karşısında, köydeki kadınlar (başları bağlı) tütün, üzüm, pamuk vb.ni yetiştirmekle uğraşırlardı.

1923 yılında Cumhuriyetin kuruluşundan sonra, Türkiye’nin savaş sonrası sıkıntılarından bir an önce kurtulup modern bir devlet, çağdaş bir toplum düzeyine gelebilmesi için Büyük Önder Atatürk tarafından birçok inkılâp yapılmıştır. Bunlar arasında 1926 yılında Türk Medeni Kanunu’nun kabulü ile 1930 yılında Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesi de vardı. Böylece çarşaf içinde, peçe altında, kafes arkasındaki Türk kadını tarihe karışmış ve uygar ülkelerde olduğu gibi sosyal, siyasal ve ekonomik özgürlükleri ile gerçek anlamda Türk milletinin özüne yaraşır şekilde kadına değer verilmeye başlamıştır.

Kadının özgürlüğünü kazanmasının bir simgesi olarak Cumhuriyet Gazetesi’nin 1929 yılında “Türkiye’de güzellik yarışması yapılmalıdır.” diye ortaya atmış olduğu öneri benimsenmiştir. İlk defa o yıl yapılan güzellik yarışmasında Feriha Tevfik Hanım, 1930 yılında Mübeccel Namık Hanım, 1931 yılında Naşide Saffet Hanım ve 1932 yılında yapılan yarışmada da Neriman Halis Hanım Türkiye Güzellik Kraliçesi seçildi. Aynı yıl, Neriman Halis Hanım’ın Avrupa Güzellik Kraliçesi ve ertesi sene de Dünya Güzeli seçilmesi Türk kadının toplumdaki eşit yerini almasına ve Türkiye’nin Avrupa ülkelerinde tanınmasına vesile olmuştur.

İşte o yıllarda Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirlerde gece hayatı, yavaş yavaş canlanıp renklenmeye başlamıştır. Yabancı ülke sefirlerine ve Türkiye’yi ziyaret eden konuklara verilen yemek davetlerinde, diğer resmî ve özel kokteyl toplantılarında, düğünlerde ve Cumhuriyetin kuruluşunun her yıl coşkuyla kutlanmasına vesile olarak düzenlenen Büyük Cumhuriyet Balosu ile her yıl yapılan gazeteciler ve tıp balosu gibi sosyal yaşamda önemli yeri olan eğlence ve toplantılarda Türk kadını, giyim ve kuşamında olduğu gibi saç tuvaletinde de yenileşmeye ve modaya uyum sağlamaya başlamıştır.

Türkiye’deki bu yenileşmenin heyecanıyla o yıllarda kadınlar, saç tuvaletine çok önem vermişlerdir. Buna rağmen kadın berberliği teknik yönden ve kullanılan makine, ilaç ve araç gereç bakımından bugünkü kadar gelişmediği için sanatkârlar, zor şartlarda çalışarak ve alet olarak da maşa, makas ve tarak kullanarak sanatlarını o günün şartları içinde başarıyla yapmışlardır.

Kadın berberliğinin İstanbul’dan başlayarak Türkiye’de yayılması şöyle olmuştur: 1917 yılında Rusya’da ihtilalle başlayan savaşın bitmesinden sonra İstanbul’a kaçıp gelen dört kadın berberinden ikisi beyaz Rus Maks ve Jorj, diğer ikisinden biri Alman Sezar ve diğeri de Fransız Blazi idi. O yıllarda İstanbul’da kadın berberinin sayısı 10’u geçmiyordu. İstanbul’un meşhur kadın berberi Blazin’in çırağı olan Marsel, o yıllarda büyük başarı gösterip üne kavuştu. Ekmeğin okkasının on kuruş olduğu o zaman Marsel’in günlük kazancının 450 lira olduğu tahmin ediliyordu. Marsel’in İstiklal Caddesindeki dükkânında 30 kişilik personel çalışırdı.

1930 ile 1950 yılları arasında İstanbul’da kadın berberi olarak çalışan gayrimüslim sanatkârlardan bazıları; Onnik, Edmon, Ferdinant, Marsel, Mina, Jorji ve Nino kardeşler İspiro, Viktor, Jül Halama, Hanri Kasar, Vili ve diğerleridir. Vili daha sonra Müslüman olup Veli Acar ismini almıştır.

 

Kaynak: Kuaförlüğün Tarihsel Gelişimi