Ana Sayfa Blog Sayfa 414

Bir yıldız söndü: Aldo Coppola

0

 

Gitmek bazen geride iz bırakmaktır…

 

Kimileri hayatlarına sığdırdığı başarılar ile aynı duyguyu ve inancı paylaşan gelecek nesile ilham olur!

İşte onlardan biri bir bütün olarak yaklaştığı kuaförlük mesleğini layığıyla yerine getirmiş bir isim olan Aldo Coppola…

 

Milano’nun saç tasarımı ve modayı bütünleştiren efsane kuaförü Aldo Coppola 73 yaşında hayata veda etti. 

12 yaşında babasının yanında kuaförlük mesleğine adım atan Coppalo, 16 yaşında Floransa’da şovlarda boy göstermeye başlamıştı.

 

Modanın kalbinin attığı Milano’da Armani, Valentino, Ferre, Versace gibi markalarla işbirliği yapan Coppola 1980’li yılların İtalya saç trendlerine öncü oldu.   

Naomi Campbell, Sophia Loren, Monica Bellucci ve Linda Evangelista’dan ilham aldı. Stili ile birebir örtüşen en sevdiği yüz Charlize Theron’a aitti. Farklı bir çizgisi vardı, onu büyük yapan da buydu

 

L'Oreal Professionnel ile işbirliği yaparak, salon zincirlerinde başarıyı yakaladı. Onlarca başarı, şov ve ismini taşıyan bir şirket… Seni unutmayacağız Aldo Coppola…  

 

O'nu anmak için son koleksiyonunun kamera arkası görüntülerini sizinle paylaşmak istedik.

 

Kerastase Özel

0

 

Kuaförlüğün ışıltılı markası Kérastase, özel ürünlerinin yanı sıra özel projeleriyle de ışık saçıyor.

“Couture Styling” lansmanı hakkında Kérastase Türkiye Direktörü Neslihan Üner ve Kérastase İş Geliştirme-Eğitim Müdürü Ayşen Ensel ile konuştuk.

Estetica: Kérastase markasını güçlü ve tercih edilir kılan özelliklerini paylaşır mısınız?

Neslihan Üner: Kérastase bildiğiniz gibi dünyanın en lüks salonlarında en prestijli kuaförler tarafından kullanılıyor. Bu marka başarısının kaynağında herşeyden önce saç tasarımcılarının ihtiyaçlarına uygun yüksek kaliteli, yenilikçi, ilham veren ürünleri geliştiriyor olması yatıyor.

 

 

Estetica: Kérastase yüzü olarak Kate Moss ile bir işbirliği ve yeni ürünler var. Güçlü ve ses getiren bir işbirliği. Kuaförlüğe de katkı sağlayan bir proje. Neler anlatacaksınız? Couture Styling derken?

Neslihan Üner: 2013’te Kérastase olarak yepyeni bir çağ başlatıyoruz. “Saç Modası Çağı”. Kişiye özel şekillenen stiller, uzun süreli tutuş gücüyle özgürce hareket eden saçlar… Dünyaca ünlü saç gurusu Luigi Murenu ile birlikte kuaförlerin ihtiyaçları göz önüne alınarak tasarlanan bu ikonik styling ürünler tasarım dünyasında gerçek bir devrim niteliğinde. Ve bu devrimi yaratırken tüm dünyanın stil ikonu olarak kabul ettiği ünlü bir top model ile işbirliği yapıldı. Kérastase dokunuşu ile Kate Moss!

Estetica: Kérastase Couture Styling ürünlerinin özelliklerinden bahseder misiniz?

Ayşen Ensel: Kérastase Couture Styling, kişiselleştirilmiş yapılandırma ve son dokunuş olarak Prado mavisi ve Menekşe moru 2 renk kategorisinde 6 üründen oluşan bir koleksiyon.

Prado mavisi olan seride 4 adet şekillendirici ürün var ve nemli saçlarda kullanılıyor, saçta hafızaya aldığı dokunuşlarıyla natürel plaj dalgaları, romantik S’ler, ve saçta yükselen ve hacmin öne çıktığı saçlar için muhteşem bir etki oluşturuyor.

Menekşe moru olan seri kişiselleştirilmiş son dokunuş ürünleri 2 adet ürün var, Laque Couture esnek sabitleyen sprey ve hacmin ve tazeleme etkisinin yeni ilahı Power Bluff kuru şampuan.

 Kérastase Couture Styling hakkında detaylı bilgiyi Estetica Dergisi  Ekim Kasım sayısında bulabilirsiniz. 

 

Beyaz Kelebek Sertifikalı Salonlardan Görüşler

0

 

Bekir Kuaför – Bekir Teke

Beyaz Kelebek Projesi’nin sunumları çok güzeldi; anlatımları, animasyonları süperdi. Çok etkili bir proje olduğunu düşünüyorum. Proje sektörde olması gerekenlerin fikir beyanını yapıyor, denetliyor. Ben çok beğeniyorum, güzel buluyorum. Kuaförlüğe katkısı gerçekten çok olumlu.

Elemanlarımız da Beyaz Kelebek projesine katıldı. Bizim işletme sahibi olarak düşündüklerimizi orada dinlediler, bizim anlattıklamız dışında da bir fikir sahibi oldular. Kendilerine daha çok dikkat ettiler diye düşünüyorum. Vizyon kazandırma bakımından kuaförlüğe sağladığı fayda için bu projeyi meslektaşlarıma öneriyorum.

 

İbrahim Kuaför-Serkan Söylemez

Beyaz Kelebek Projesi güzeldi, eğiticiydi. Aslında çoğu kuaförün bildiği, ancak uygulamadığı bilgiler verildi. Bu proje bizim bilgiklerimizi hayata geçirebilmemize yardım etti.

Elemanların müşterilere karşı davranışları olması gerektiği yönde değişti, salonda temizliğe daha çok dikkat edilmeye başlandı. Bizim salonumuz için çok iyi oldu. Daha fazla katılım olması için meslektaşlarıma da öneriyorum.

Kemal Mustafa – Çağatay Gümüş

Beyaz Kelebek kuaförlük sektöründe belli bir standardı oturtmak açısından çok iyi bir uygulama. Meslektaşlarımızın aynı seviyeye gelmesi bizi gururlandırır. Hem müşteriler hem de kuaförler için güzel bir proje. İnsanlar eğitimden sonra aradaki farkı çok net görüyorlar.

Eğitim uzun ve oldukça kapsamlıydı. Zor bir eğitim değildi. Bizim salonumuzda bütün kriterler neredeyse uygundu. Sadece bir iki eksiğimiz vardı. Onları gördük ve tamamladık. Bu anlamda bize çok büyük bir fayda sağladı. Sertifikamızı aldık. Mutluyuz.

Meslektaşlarıma bu projeyi öneririm. Eminim ki herkes kendi çapında yaptığı uygulamaların bazen yanlış olduğunu görebiliyor. İnsanın bazen gelişmek için kabuğunu kırması, önyargılarını kaldırması gerekiyor.

Key Kuaför ve Güzellik Salonu Atakent-Cem Benteşe

Beyaz Kelebek Projesi uygulanmasıgereken ancak geç kalmış bir projedir. Bu uygulama için L’Oréal Professionnel firmasına çok teşekkür ediyoruz. Çünkü bu sayede bilinçli, düzgün işletmelerin önü açıldı.

Bu projenin kuaförlük sektöründe yapılan işlere değer verilmesi, salonların daha sistematik çalışması gibi katkıları oldu. Katılımcılar eksikliklerini ve ne yapılması gerektiğini gördüler.

Eğitimler her seviyede kuaförün alabileceği eğitimlerdi. Anlaşılır bir dildeydi, sunumlarda açıklayıcı bilgiler verildi. Çok etkili olduğunu ve fayda elde ettiğimizi söyleyebilirim.

Meslektaşlarıma ben Beyaz Kelebek projesini anlatıyorum. Sektörün gelişmesi adına daha iyi rekabet yapılabilsin isterim.

Beyaz Kelebek projesi Mavi Bayrak projesine benziyor. Biraz daha farkındalık kazanması gerektiğini düşünüyorum.

Ozan Kuaför – Ozan Kahya

Beyaz Kelebek Projesi’nden sektör için yararlı bilgiler öğrendik. Güzel doneler aldık. Sunumlar çok güzeldi, özellikle gerçekçi olması beni çok etkiledi.

Kuaförlük camiasının bilinçlenmasi açısından sektöre fayda sağlıyor. Kuaför salonunun temiz olması, elemanlarınızın o heyecanı yaşaması ayrı bir güzellik.

Eğitim benim için zor bir eğitim değildi; fakat elemanlar için biraz zorlayıcı olabilir. Eğitimde işletmeye karşı bakışım değişti. Daha fazla katılım olması için meslektaşlarıma kesinlikle öneririm.

Beyaz Kelebek Projesi hakkında L’Oréal Profesyonel Ürünler Bölümü Pazar Geliştirme Müdürü Gülşah Camcı Yılmaz’dan aldığımız detaylı bilgiyi Estetica Dergisi  Ekim Kasım sayısında bulabilirsiniz. 

 

Beyaz Kelebek Projesi: Değişime Kanat Açın

0

           

 

Salonlar L’Oréal Profesyonel'ın kanatları altında

"Beyaz Kelebek Projesi"

 

LOréal, Türkiye’de 2 senede bir, 2500 kadın üzerinde yaptırdığı kapsamlı bir araştırma ve bölgesel olarak kuaför müşterilerinin beklentilerinin incelendiği araştırmalar sonucunda, hayata geçirdiği ‘Beyaz Kelebek’ projesinde ikinci aşamaya geçiyor.

Tüketici ihtiyaçlarını daha iyi anlayarak kuaförlerin müşterilerine verdikleri servis standartlarını yukarı çekmeyi amaçlayan proje sektörde bir ilk ve öncü proje olarak anlam taşıyor.

İzmir’in pilot bölge olarak belirlendiği ‘Beyaz Kelebek’ projesi kapsamında İzmir’de yaşayan 844 kadının katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya göre, kadınlar tercih ettikleri kuaför salonlarından çeşitli nedenlerden dolayı vazgeçebiliyor. Temizlik ve hijyen %85 ile kuaförden beklentilerin başında gelirken sıcak yaklaşım ve güvenilir olma %62 ile iletişimin önemini vurguluyor. Araştırmaya göre, kadınların kuaför tercihlerinde salon sahiplerinin çalışanlarına davranış biçimi de etkili oluyor. Kuaförlerin çalışanlarına kaba davranması ve müşterilerine ısrarcı davranışları salon sahiplerine uzun vadede müşteri kaybettiriyor.

 

 

BEYAZ KELEBEK PROJESİ EĞİTİM İÇERİĞİ

İletişim: Bu bölümde kuaförlere doğru iletişim ve teşhis ile ciroları nasıl artırabilecekleri, kaliteli ekip iletişimi ile neler kazanabilecekleri anlatılıyor. Mutlu müşterinin 4 müşteri getirirken, mutsuz müşterinin 13 müşteriyi nasıl götürdüğü, müşterilerin ne düşündüğü, düşündüklerini kimlerle ve ne şekilde paylaştıkları, müşteri odaklılığın ne demek olduğu ve müşterilerin kuaförlere ne kadar sadık olabilecekleri aktarılıyor.

Salon Ortamı: Salon ortamının kuaför salonu sahiplerini ve onların hayallerini nasıl yansıttığı, hedef kitleye uygun olup olmadığı, ideal bir salon dekorasyonunun ve tasarımının, doğru salon ambiyansının, müşteri mutluluğunu en üst düzeye taşıyabileceği, salonun bir huzur bulma yeri olmasının müşteri sadakatine etkisi, farklı servisleri doğru ambiyansta doğru ritüel ile müşterilere sunmanın önemi anlatılıyor.

Hijyen: Müşterinin kuaför salonlarını tekrar tercih etmemelerindeki en önemli sebeplerden birinin hijyen şartları olduğu, hijyenik olduğu düşünülen salonun aslında öyle algılanamayabileceği, hijyen sağlamanın farklı yöntemleri, çalışanların kişisel bakımının önemi aktarılıyor.

Beyaz Kelebek Projesi hakkında L’Oréal Profesyonel Ürünler Bölümü Pazar Geliştirme Müdürü Gülşah Camcı Yılmaz’dan aldığımız detaylı bilgiyi Estetica Dergisi  Ekim Kasım sayısında bulabilirsiniz. 

 

Paylaştıkça Büyüyen: Ali Gür

0

Kuaförlük sektörü denilince akla gelen ilk isimlerden Ali Gür ile kariyeri boyunca kazandığı deneyimleri, denemelerini, yanılmalarını, mesleğe bakışını, dünden bugüne geçirdiği devreleri konuştuk.

Kuaförlüğe ne zaman başladınız?

Kuaför olmak istediğime 12 yaşında annemin saçını kestikten sonra karar verdim. Onunla birlikte kuaföre gitmiştik, kendimi annemin saçını kesen kuaförün yerinde gördüm. İlkokulu bitirdikten sonra Beyoğlu’nda Rumelihan’da kuaförlüğe başladım. Mustafa Abuha ustamdı. Ondan çok şey öğrendim.

Kalfalık yaptığım sırada, Kadıköy Kızıltoprak’ta Miss Kuaför’de çalışmaya başladım. Askere gidip geldiğimde salon iflas etmek üzereydi. Orada çalıştığım süreç içerisinde müşterilerin beğenisini kazanandığım için dükkanı bana devretmeye karar verdiler.  Salonun penceresine “ALİ GÜR GELDİ” diye yazı yazıldı.

Bana verilen bu sorumluluk ile birlikte kendimi daha çok geliştirmeye başladım. Kızıltoprak’ta çok iyi bir işim vardı. İyi bir noktaya gelmiştim. Fakat gelişimin değişim ile mümkün olacağı inancıyla, salonun yerini değiştirdim.  Müşteriler her geçen gün biraz daha artıyordu. Bu şekilde devam eden bir çizgiden sonra L’Oréal Professionnel’in Genel Müdürü bana İçerenköy Carrefour’da salon açmamı tavsiye etti. Önce müşteri profilinin değişeceği için alışveriş merkezinde salon işletmek fikri beni kaygılandırdı. Başarının düşeceğini düşündüm. Fakat bir kaç ay sonra yanıldığımı anladım. Alışveriş merkezlerinin bambaşka bir dünya olduğuna inandım. Daha sonra Profilo Alışveriş Merkezi’nde salon açtım. 150 metrekare salona 7.500 kişi geliyordu. Daha sonra o hızla salon sayısı 24’lere kadar çıktı. Fakat her çıkışın bir inişi oluyor. Alışveriş merkezinde kira ödemek kolay değil.  Şu an 17 salondayız. Ama alışveriş merkezlerinde kuaförlük eskisi gibi değil. Şu an cadde kuaförü olma yolunda ilerliyoruz.

Alışveriş merkezlerindeki kuaför salonlarında eskiye göre nasıl değişiklikler oldu?

Tepe Nautilus için çok fazla kira ödüyorduk. Kuaförler alışveriş merkezlerinin altında büyümeyi bekleyerek salon açıyor. Fakat bu yükün altından herkes gelemiyor. Ben kendime özgü bir tarzla her dönem olduğu gibi yeni bir yöntem buldum: Cadde kuaförlüğüne geçmeye ve bu lokasyonlarda franchise vermeye  karar verdim. Artık bu noktalarda ilerlemeyi düşünüyorum. Her semtin bir caddesi var, bütün caddelere talip olacağım.

Franchise sisteminizden bahseder misiniz?

Ali Gür markası altında hizmet vermek isteyen kuaförlere Ali Gür Akademi’de eğitim veriliyor. Boyanın nasıl yapılacağından, kesim modellerine kadar her şey anlatılıyor. Ali Gür Akademi altında tüm personele sertifika veriliyor. Düzgün konuşma, vücut dili gibi eğitimler de oluyor. İsteyenler bu eğitimlere misafir olarak da katılabiliyorlar. Aynı dönemde aynı eğitimleri alıyorlar. Elemanın ihtiyacı olduğu sürece bu eğitimler verilmeye devam ediyor. Örneğin boya eğitimleri 6 hafta sürüyor. Fakat yeterli olmadığı taktirde elemanlar eğitimlere katılmaya devam ediyor.

Ali Gür salonlarının unisex aile salonları olması gerekiyor. Kadınlar saçlarını yaptırırken, eşlerinin sakallarını traş ettirmesini, salonlarda tüm ailenin gelip işlem yaptırmasını istiyorum.

Franchise sistemi ile marka bütünlüğünü sağlanmış oluyor. Aynı zamanda güven oluşuyor. Bu sayede bütünlük çerçevesinde kararlı adımlarla, doğru insanlarla ilerlebiliyoruz.

Biz mesleğimizden olmayan yatırımcılara da francise veriyoruz. Onlara işletmeci olarak salonun başında durmalarını söylüyoruz. Sektörün dışında olanlar kişilerin yatırım yapması çok daha hoşuma gidiyor. Ali Gür Hair Club’ları işleterek gelirlerini yükseltebiliyorlar.

Ali Gür Salonları ve Ali Gür Hair Club’lar arasında farklılık var mı?

Ali Gür salonlarında müşteriler standart hizmet alıyor. Ali Gür ve Ali Gür Hair Club arasında lokasyondan kaynaklanan fiyat farkı dışında her şey aynı.

Meslek dışında yatırımcıların salon başarısını nasıl buluyorsunuz?

İyi yönetebiliyorsa, başarılı olmaması için bir neden yok.  Salonun kontrol gözü olsun istiyorum. Kuaförlük ile işletmecilik ayrı kulvarda. Franchise almak isteyen yatırımcılar ile birlikte salon yapısına karar veriyoruz, onlara ustanızı bulalım, arkanızda biz varız diyoruz.  Bir gün bir yatırımcı ‘bir gün ben de Ali Gür olacağım’ demişti. Bugün salonu kuaförlerden daha iyi işletiyor. Sözler yerine geliyor.

İlk ne zaman franchise verildi?

01.01.2011 yılında İzmit, Adapazarı, Olivium olmak üzere 3 noktaya francise verildi.

Franchise vererek büyümek isteyen yeni nesil kuaförlere ne tavsiye edersiniz?

Ben çok tehlikeli bir yoldan geçtim ve bugün bu noktaya geldim. Herkesin aynı maceranın altına girmesini istemem. Caddelerde kuaför salonları açmak maliyet açısından daha uygun. Müşterilere iyi bir hizmet vermek bir markanın altına toplanıp, markanın verdiği eğitimlerden yararlanarak mümkün oluyor. Bir koleksiyon hazırlıyorsunuz. O koleksiyonu bütün müşterilere uyguluyorsunuz. Kendi gelişimini hazırlamayan kuaförlerin mesleklerinde ileriye gideceklerini sanmıyorum. Müşteriye verilecek hizmeti franchise verilecek salon çalışanlarına en ince ayrıntısına kadar anlatmak gerekiyor.

Dünden bugüne kuaförlük sektöründe ne değişti?

Son dönemde çok fazla kuaför salonu açıldı. Mesleğimizin en kötü tarafı, bir eleman  bir yerde çalışmaya başlıyor, iki sene sonra aynı yerde salon açıyor. Bunun bir an önce düzelmesi lazım. Bir kuaförün buna ihtiyacı olmamalı. Müşteri dönüp dolaşıp yine alıştığı kuaför salonuna geri dönüyor. Çünkü orada bir yaşanmışlık, tecrübe var.

Salona baktığınız zaman hep genç çocukları görüyorsunuz, ben genç yıldız yetiştirmek onların da aynı yoldan gitmesini sağlamak, önlerini açmak istiyorum. Ben de seve seve franchise veriyorum. Paylaşmayı seviyorum. Müşteri kaybını kendime kayıp olarak değil, onlara ciro olarak görüyorum. Onların da bir yere gelmesine yardımcı olmak istiyorum. Çünkü ben nasıl ustam sayesinde olduğum yere geldiysem, onlarında bir yere gelmesini istiyorum.

Bugün kuaförlüğe baktığımızda dünden bugüne çok şey değişti. Daha önce dikkat etmediğimiz kilit noktalara odaklanmaya başladık. Örneğin belli aralıklarla dekarasyonu değiştiriyoruz, daha çok eğitim alıyoruz.  Temizlik, hijyene önem veriyoruz. Günün modasını takip ederek, salona uyarlıyoruz. Herkes birikimleri doğrultusunda baktığından farklı şey görüyor. Çünkü kendini geliştiren ve vizyon sahibi olan biri bambaşka bir şey görüyorken, yerinde duran biri aynı şeyleri göremiyor. Dolayısıyla da yansıtamıyor.  

İyi bir kuaför sizce nasıl olmalı?

İyi bir kuaförün vizyonunun daha geniş olmalı, kendini geliştirmeli, misyon yüklenmeli. Herkesin önü çok açık. Bu mesleğin çok maliyeti var. Birçok insan zarar ediyor, çünkü ekonomi çok değişti. Kazandığınız para ile giderleri ayarlamak çok zor. Gelir ve gider tablosunu yanyana koyulduğu zaman zarar edilmemesi gerekiyor. İşte bu yüzden kuaförlüğün yanında işletmeciliğin de çok iyi bilinmesi şart. Bunun için de herkesin eğitimlere katılmalarını tavsiye ediyorum.

Eleman bulurken sıkıntı çekiyor musunuz?

İstediğimiz gibi eleman bulamıyoruz, biz kendi çizgimizde eleman istiyoruz. Onu yetiştirmemiz gerekiyor. Bu yüzden eleman alırken gençleri tercih ediyorum.  Onlar benim yıldızım. Onları hiçbir zaman karartmıyorum. Hep parlatmaya çalışıyorum.

Türkiye’deki Saç Tasarımı ve Güzellik Hizmetleri bölümü hakkında ne düşünüyorsunuz? Yanınızda çalışan elemanın okul mezunu olmasını tercih eder misiniz?

Bence okul mezunu olması gerekiyor. Okulda sadece boyayı sıkmayı değil, boyayı nasıl hazırlayacağını, içine neler koyacağını, sıktığı boyanın içinde neler olduğunu, hangi rengi nasıl elde edeceğinin bilincinde olması gerekiyor.

Kuaförlük kolay bir meslek değil. İnsanın saçıyla, teniyle oynuyorsunuz, bu yüzden bunun sorumluluğunun altına girmek gerekiyor. Bir yerde kimya, hijyen bilmeniz, insan ilişkilerinizin iyi olması lazım.

Siz müşterilerinizle diyalog kurarken nelere dikkat ediyorsunuz?

Eskiden müşterilerle iletişimim daha farklıydı. Ne istediklerini kafalarında netleştirmediklerinde bir öneri getirdiğimde çok mutlu oluyorlardı. Başka bir kuaför arkadaşım bir öneri getirdiğinde bunu yakalayamıyor. O an kuaförün o saç ile ilgili doğru şeyi hissettiğine göre şekillenen bir iletişim bu. Biraz duygusallık, işine olan aşk ile doğrudan ilgisi var.

Ben hissettiğimi yansıtıyorum. Müşteri kapıdan girdiği zaman saçı nasıl bir model keseceğimi, hangi renge boyayacağımı gözümde canlandırıyorum.

Müşteriye hayal ettiğiniz modeli anlatırken, önerinizi destekleyecek bilgi verdiğiniz zaman güvenle yaklaşıyorlar. Örneğin saçı yukarıdan toplandığınız zaman yüz daha ince görünüyor. Topuklu ayakkabı giydiğiniz zaman saçın nerede durması gerektiğini, nasıl duracağını ona göre belirlemeniz gerekiyor. Topuk yüksekse, saçın da yüksekten toplanması gerekiyor. Bu tecrübeleri zaman içerisinde kazanıyorsunuz. Önemli olan konsantre olabilmeniz.

HAIRiST hakkında ne düşünüyorsunuz?  

Daha önce yurtdışında şovlara katılıyorduk. Bizim yaratıcı güçlerimizin de çıkıp kendilerini sahnede göstermesi gerekiyor. Kendi yarışmamız da var ama HAIRiST’e katılmak isteyeceğiz. Bu yarışmalardan çok şey öğreniyoruz. Yarışmaya katılan kuaförlerin hem gözü hem de beyni doyuyor; onların bir adım ileri gittiklerini düşünüyorum.  HAIRiST gibi bir organizasyona katılmak kuaförlerin meslekte sağlam bir adım daha attıklarını gösterir. Adım atan insan da hakettiği yeri bulur.

Peki,Estetica Dergisi için ne söyleyeceksiniz?

Estetica Dergisi Türkiye’de çıktığı ilk günden beri kuaförlere destek oldu, sektörde eksik noktaları giderdi. Bence Türkiye’nin en iyi dergilerinden biri.

Favori saç renginiz nedir?

Bakır kızıl

En çok hangi işlemi yapmayı seviyorsunuz?

Her şeyi, kesim, boya, röfle… Yenilemeyi, tekrar baştan şekillendirmeyi seviyorum. 

Kuaförlüğü tek bir cümle ile tanımlar mısınız?

İyi ki kuaför olmuşum. Bir daha dünyaya gelecek olsam yine kuaför olurdum. Bu yolda çok zorluk çektim ama geldiğim nokta çok güzel. Bu mesleğe ve ustama binlerce teşekkür ediyorum.

İşte Şükrü Akyüz…

0

İstanbul Erkek Berberleri için seferber olan, her soruna en uygun çözüm yolunu bulmak için araştıran ve amaçları uğruna yorulmaktan hiçbir zaman kaçınmayan İstanbul Erkek Berberleri Odası Başkanı Şükrü Akyüz ile görüştük.

Şükrü Akyüz kimdir?

Merzifon doğumluyum.  2 erkek çocuğum var.  Kalfalık dönemini Maçka Otel’de yaptım. Ustam Niyaz Samsunlu idi. Oradan Nişantaşı’nda Kuğu Güzellik Salonu’na geçtim. 1982’de Beşiktaş’ta iş yeri açtım. Tam 31 yıldır aynı yerde faaliyet gösteriyoruz. 45 yıldan bu yana meslekteyim.

                                    

Örnek bir Oda Başkanısınız. Girmeye nasıl karar verdiniz?

Herkes gibi benim de ideallerim vardı. Bu nedenle 1987’de bana odada yönetim kurulu üyeliği teklif edildiğinde o dönemde destek olamayacağımı, ailemle ilgili planlarım olduğunu ancak ilerde katılacağımı söyledim. Ama bizi orada görmek istediklerini ve destek olmamız gerektiğini söylediler.  Böylece listeye girmiş olduk ve yenilikçi çağdaş görüşlerimizle İstanbul Erkek Berberler Odası’na bir şeyler katmak istedik.

Sonuçta fikirlerimle örtüşmeyen projeler oldu; çok kez görevimden istifa aşamasına geldim. Yönetim toplantılarına girdik. Yeni fikirler üretmeye başladık. Ama karşılık bulamadık. İçerideki arkadaşlarımızın desteği ve verdikleri enerjiyle mücadele etmeye karar verdim.

Ne zaman oda başkanı oldunuz?

1998 yılında mevcut oda başkanınından yönetimi devretmesini istedik. Kendisi bir dönem daha kalmak istediğini belirtti ve bir 4 yıl daha zaman kaybettik. 2002 yılında yapılan seçimin sonucunda yönetimi devir aldık. 16 yıllık bir deneyimin ardından Oda Başkanı olarak göreve başladım. Daha önce 96 yılında  Başkan Vekili olarak çalıştım. Daha önce de yönetim kurulu üyesi olarak Ömer Aydıner’in başkanlığı döneminde federasyonda da görev aldım.

Neleri başardınız?

Odamız çok geri kalmıştı. Daha önce çok köhneydi. Mesleğimizin çıtasını yükseltmek için, öncelikle meslektaşlarımızın çıtasını yükseltmemiz gerekiyordu. Mesleki etkinlikler yapmamız gerektiğine inanan bir kişiyim. Yurtdışında gördüklerimi neden ülkemizde yapamadığımızı hep düşünmüşümdür. Sosyal etkinlikler ve eğitimler önemliydi. Bunun için de var gücümüzle çalıştık.  Ekonomisi, sosyal yönü ve eğitim kısmı olan bir oda gerekiyordu. İstanbul Erkek Berberleri Odası’nın üye sayısı 650’den 6000’e kadar çıktı. Tüm üyelerimizin tüm detaylarına varıncaya kadar sistememizde bilgisini tutuyoruz.

Üyelerinizin tamamından aidat topluyor musunuz?

Biz kapı kapı dolaşarak aidat toplamıyoruz. Üyelerimizin 4000’e yakını odaya ve şubelerimize bizzat gelerek aidatlarını öderler. Gelemeyenler veya gelmeyenler herhangi bir ücret ödemeksizin anlaşmalı kurumlar üzerinden banka hesaplarımıza aidatlarını ödeyebiliyor.

3 çalışandan şu anda 17 çalışana ulaştık. Gayrimenkulleri odamıza ait olan iki ayrı şubeyle 10 yıldan bu yana hizmet veriyoruz. Mevcut merkez binamız da yine odamıza aittir. Sokak arasındaki küçük bir odadan bu binaya geçtik. Amacımız üyelerimize ulaşmak, bize ulaşan üyelerimizin de girdiklerinde gururlanmasını sağlamak.

Çalışanlarımıza ilave olarak üç hukuk müşaviri, bir mali müşavir ve eğitim müdürü ile profesyonel bir yapımız var.

Haksız rekabetin önüne geçebildiniz mi?

Haksız rekabet sadece pankartlar değildir. Sadece kayıt dışı salonlar değildir. Burada gerçekleştirdiğimiz en önemli katkı yasalardaki eksikliklerin değişmesi ile ilgili başvurularımızdır.

Odaların müdahale etme yetkisi bulunuyor mu?

Asılan bir pankartı indiremezsiniz. Sadece ilgili makamlara (belediyeye ve birliğe) bildirmekle yükümlüyüz. Bir pankartı indirme, salon mühürleme, pazar günü açan salonu kapatma yetkimiz bulunmuyor. Bu yetki hiç bir meslek odasında bulunmamaktadır.

Bunun aksini söyleyen ve haskız rekabetin önüne geçeceğini, pazar taili uygulaması başlatacağını belirtenler var. Ne söyleyeceksiniz?

Bunların hepsi vesvese, aldatmaca ve yalan. Bu konu kuaför ve berberlerin en hassas noktası. Hepimizin müzdarip olduğu bir durum. Bu nedenle bu sorun oldukça farklı bir şekilde kullanılabiliyor. İnananlar olabilir ama kesinlikle inanmasınlar. Odaların görev ve yetkileri belirlenmiş durumda.

Aidatları kaldıracağını belirten adaylar dahi olabiliyor?

Bu sadece bir palavra ve yalan. Odaların alması gereken aidatlar kamu alacağıdır.  Nasıl almayacağım dersiniz?  Affetmesi, hatta faizini dahi almaması suçtur. Bunun için kanun değişikliği gerekir.

Okuyucularımıza bunu iyi açıklamamız gerekiyor.

Tabii ki. Bu tür yalanlara kanmamaları gerekir. Biz bir kamu kuruluşuyoruz. Bir belediye, bir maliye alacağımı almıyorum diyebilir mi?  Onlar dediği zaman biz de söyleriz.

Peki, odanızı diğer odalarla karşılaştırdığınız zaman 10 üzerinden kaç puan verirsiniz?

Bizim bir puan vermemiz söz konusu olamaz. Önemli olan bizi seçenlerin, tanıyanların puan vermesini isteriz. Meslektaşını ileriye götürmüş öncü odalardan biri olduğumuzu biliyoruz.

Sizin için başarı kriteri nedir?

Bizim için başarı kriteri daima mesleği ve odayı daha üst bir seviyeye çıkarmak. İnsanların güleryüzü bana yetiyor. Bizim için önemli olan burada bulunduğumuz süre değil, bu süre içinde ne kadar iyi şeyler yaptığımız.

Peki başaramadığınız ne var?

Üyelerimiz salonlarını ziyaret etmemi bekliyorlar. Onu pek yapamıyorum. Teşkilatta en iyisi olmak,  mesleğin saygınlığını artırmak istiyorum. Hizmet gezmeyle-öpmeyle olmaz. Hizmet çalışmayla olur. Biz esnafın yaşadığı her türlü sıkıntıyı biliyoruz ve üstesinden gelmek için  çalışıyoruz.

Son iki yılda yaptığınız en önemli çalışmaları söyler misiniz?

Birincisi haksız rekabete yönelik hukuk savaşımız.  İkincisi her yere açılan dükkanların önlenmesi konusundaki çalışmalarımız.  Fiyat tarifeleri konusunda azami hadlere getirilmesi hususu ve pazar tatili uygulaması konusundaki tedbirlerimiz en önemlileri. Şu anda yazar kasadan basit usule dönüşe yönelik bir çalışmamız var.  Bunların tamamını 3 başlıkta toplayabiliriz. Yasal hizmetler, eğitsel hizmetler ve sosyal hizmetler olarak adlandırabiliriz.

Son olarak üyelerinize ve meslektaşlarınıza tavsiyeleriniz?

Yalan söyleyenlere asla inanmayın. Esnafın her türlü sorununu bilen bir başkanınız olarak, şunu söyleyebilirim ki yalan söyleyenleri noter tutanaklarıyla ortaya çıkarıyoruz. Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor, siz de değişin. Her türlü konuda üyelerimize meslek odaları olarak desteğe hazırız.

Paylaştığınız bilgiler için teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyoruz.

Saç Boyasının İcadı ve Tarihi

0

 

Neredeyse her gün boya ile işlem yapıyorsunuz. Peki hiç  saç boyasını kim bulmuş diye kendinize sorduğunuz oldu mu?

Saç boyasını 1907’ de L’oréal firmasının kurucusu  Eugene Schueller  geliştirdi. Schueller, sentetik saç boyasını bulduğu için mucitler arasındaki yerini aldı. 

 

O zamana kadar kadınlar, bitkisel kök boyaları sürerek saçlarının renklerini değiştirebiliyorlardı. Eugene Schueller bir devrim gerçekleştirdi ve kadınlar istedikleri saç rengini kullanabilme özgürlüğüne sahip oldular. 

 

Kuru ve Islak Saç Kesimleri

0

 

Saç kesiminden önce saçlar kuru mu yoksa ıslak mı olmalıdır? Kuaförlük sektöründe en çok sorulan sorulardan biri budur! İşte saçları kuru ve ıslak kesmenin avantajları… Tercih sizin…

Saçı Kuru Olarak Kesmenin Avantajları
 
Saç ıslakken esnek ve uzayabilen yapıdadır. Saç kuru iken gerçek saç uzunluğu görülür.
Kesilmesi gereken kırık saç uçları kolaylıkla görülür.
Kuru saç üzerinde elektrikli tıraş makinası kullanımı daha kolaydır.
İnceltme yapılması gerektiğinde kuru saçta daha iyi inceltme yapılır.
 
Saçı Islak Olarak Kesmenin Avantajları
 
Saç temizdir ve saç telleri birbirine karışmadığı için taranması daha kolaydır.
Saçın doğal düşüşü ıslak saçta daha iyi görülür.
Hassas saç kesimleri yalnızca ıslak saç üzerinde yapılır.
Kesimde uygulanacak prensipler açıkça uygulanır.
Saç üzerinde daha çeşitli kesim teknikleri kullanılabilir. Örneğin: usturayla kesim, kaydırmalı kesim gibi..
 
Kaynak: www.erkandos.com 
 
 

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Sağlıklı Saçlar

0

 

Yüzyıllardır hemen hemen herkesin başında ortak bir dert var ki o da  saç dökülmeleri… Kimileri başa gelen çekilir der ve sonuçlarına katlanır, kimileri için saçının tek bir teli çok önemlidir ve soluğu hemen doktorda alır. Sağlıklı saçların sırrını bilmek, iyi saç taramak, iyi kesim yapmak ya da usta bir renklendirmeden önce geliyor. 

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermotoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlham Sabuncu'dan saç dökülmelerinin nedeni ve sağlıklı saçlar için neler yapılması gerektiği hakkında bilgi aldık.   

hairist.com.tr: Saç dökülmesi sorununun kaynağı nelerdir?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Birçok faktör saç dökülmesine neden olur. Hipo ve ya hiper tiroid, menopoz öncesinde ve son dönemlerinde ve doğum sonrasında yoğun saç dökülmeleri görülür.   

Bunlar dışında sağlıksız diyet yapan kişilerde ortalama 1-6 ay arasında saç kaybı olur. Bunun nedeni vücudun protein kaybıdır. Çinko, biotin ve demir eksikliği saç dökülmelerinin diğer nedendir. Bu maddeler kişiye verildiğinde saç dökülmesi azalmakta ve yaklaşık 2 ay sonra tamamen saç dökülmesi durmaktadır.

Stres de saç dökülmesine neden olur. Ayrıca bazı sistamik hastalıklarda ve kanserde, ateşli hastalıklardan sonra 2-5 ay sonra saç kaybı olmaktadır. Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar saç kaybına neden olmakta, tedavi kesildikten sonra saçlar tekrar geri gelmektedir. Çok nadir olarak kalıcı saç dökülmesi görülmektedir. Bunun yanında tedavi amaçlı kullanılan kalp, tansiyon, diyebetik ve mide ilaçları, A vitamin asitler, antiseptikler androjenik ilaçlar saç dökülmesine neden olabilir.

hairist.com.tr: Erkeklerde ve kadınlarda saç dökülmesi sorunu aynı süreçlerde mi ilerliyor?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Androjenik saç dökülmesi, erkeklerde 50 yaşından önce yüzde 50, kadınlarda ise 50 yaş öncesi görülme oranı yüzde 6 iken, 70 yaştan itibaren bu oran yüzde 30-40’a yükselir. 

hairist.com.tr: Saç kestirmenin saç dökülmesine faydası var mı?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Saçlar kısa kesildikten sonra tarama ve yıkama esnasında uzun saçlar tarağa takılır ve saç dökülmesi artar. Saçlar kesildikten sonra tarama azaldığı için saç kaybı azalır. Uzun saçları sıkı bağlamakta saç dökülmelerine neden olabilir.

hairist.com.tr: Saç ne kadar zamanda uzar? Kadın ve erkekte saç sayısı aynı mıdır?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: İnsanlarda yaklaşık 5 milyon kıl folikirü mevcut olup, bunlar 80 – 150 bini kafa derisinde bulunmaktadır. Erkekte de, kadında da kafa saçları günde 0,3 – 0,5 mm kadar uzar.  

hairist.com.tr: Saçlar neden beyazlar? Saçın özellikleri nelerdir?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Yaşlanma ile birlikte saçın rengini veren melenositler azalır ve saçlar beyazlaşmaya başlar.

hairist.com.tr: Saçlarımız için nelere dikkat etmeliyiz?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Saçları temiz tutmamız gerekir. Çok sık ve sert sabun ile yıkamak da yanlıştır.  Saçlar için kaliteli şampuanlar kullanılmalıdır.

Ayrıca bazı ilaçlar saç dökülmelerine yol açabileceği için gereksiz yere ilaç almamak ve beslenmeye de dikkat etmek gerekir.

hairist.com.tr: Saçlar nelerden etkilenir?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Şiddetli güneş ışığı, tuzlu deniz suyu, uygunsuz tarak kullanımı saçların kırılmasına ve dökülmesine neden olur. Ayrıca uygunsuz beslenme ve tek çeşit gıda rejimlerinde saçlarda dökülme meydana gelir. 

L’Oréal Professionnel’ın Tarihi

0

1907

 L'Oréal Professionnel saç renklendirme ürünlerini sunmaya başladı. 

 

1909

Doktor, kimyager ve editörlerin birlikte yazdıkları ilk yayın La Coiffure de Paris

Eugène Schueller da 1912 yılında derginin editör takımına dahil oldu. 

 

1910

 

Eugène Schueller tüm tutku ve azmiyle şirket için yeni fikirler geliştirken, ürünler saç stilistlerine tanıtıyordu. 

 

1925 

L’OREAL D’OR İLE AYDINLANMA

 

 

1929 

L’ORÉAL BLANC:  Platin sarışınlığın cazibesinin kaynağının buluşu!

 

 

1940

 L'Oréal Professionnel kuaförlere eğitimler düzenlemeye başladı. 

 

 

1945

 L'Oréal Professionnel boyalı, işlem görmüş saçlar için ilk kalıcı permayı sundu. 

 

 

1951

IMÉDIA CRÈME: %100 kapatma özelliği

 

 

1952

RÉGÉ COLOR

 

1954

L'Oréal Professionnel İngiltere ilk L'Oréal Professionnel Colour Trophy etkinliğini gerçekleştirdi.  

 

 

1978

 L'Oréal Professionnel klasik saç boyalarından marjinel kalıcı boyaya hızlı bir geçiş yaptı.  

 

 

1990

Yeni renk teknolojisi: "Tone on tone" 

 

 

2000

 L'Oréal  Professionnel SÉRIE EXPERT lansmanını gerçekleştirdi.

 

 

2006

 L’ORÉAL Kuaförlük Eğitim Akademisi açıldı.

 

                                                                                     

2010

L'Oréal Professionnel geleceğin boyası INOA'yı  kuaförlerle buluşturdu. 

 

 

2011

Güzel bir saçın iyi bir bakım ile yaratılabileceğini savunan L'Oréal Professionnel, doğanın gücünden ilham alarak, Serie Nature'yi sundu.