Ana Sayfa Blog Sayfa 413

Doğal ve iddalı: Zorlu Center Alışveriş Merkezi HH Kuaför

0

Her köşesi iddalı, doğal çizgisiyle farklı bir salon

Zorlu Center Alışveriş Merkezi HH Kuaför

Zorlu Center Alışveriş Merkezi’nde ikinci katta yer alan, HH Kuaför açıldı. Projenin ve Aveda markasının prestijini yansıtan konseptini ve salona ilişkin detayları Proje Mimarı Yasin Altıpat ve Haluk Feyzioğlu bizimle paylaştı:

Yasin Altıpat:

Giriş cephesinde içeriyi daha fazla göstermek adına alçak teşhir üniteleri kullanmayı tercih ettik. Giriş kısmında sağda ve solda iki alçak ünite ve ofis alanının cepheye yansıyan kısmında bitki duvarı kullanmayı tercih ettik. İç bahçeye bakan cephede ise üç farklı bölümleme yaparak iç mekanda üç farklı kesiti cepheye aktardık. Cephe boyunca tavanda gizli ışık uygulaması ile dışarıdan cephenin daha fark edilir olmasını sağladık. Dolayısıyla birinci kısımda ürün teşhir raflarından oluşan bölüm bulunurken, ikinci kısımda ise marka konseptine uygun biçimde el masajı olarak belirlediğimiz iki adet masadan oluşan bu mekanı göstermeyi tercih ettik. Ayrıca burada iç mekanı da derinlemesine cepheye yansıtmış olduk.

                                               

Son kısımda ise üzerinde markanın ve salonun logoları bulunan bir kadife perde uygulamamız oldu. Ek olarak bu üç kesiti birbirinden ayıran cüsseli kolonlar üzerinde hem fark edilmeye katkıda bulunmak hem de bu kolonların mekana vermiş olduğu hacimsel etkiyi azaltmak adına gizli ışık uygulamalı perde üzeri ferforje giydirme uygulaması yaptık.

HH Kuaför ve Aveda müşterilerini en ince ayrıntısına kadar irdeleyerek yaratmış olduğumuz bu mekanda etkileyici izlenimler bırakmayı diliyoruz.”

Yeni salonun heyecanı gözlerinden okunan Haluk Feyzioğlu ise şöyle konuştu:

Salonda fark yaratacak arayışlara girdik. Türkiye’deki salonlarda hiçbir yerde olmayan bir strateji ile yola çıktık. Birçok konuda fark yarattığımızı düşüyorum. Örneğin boya bölümünde ayna bulunmuyor. Müşteri boya işlemi yapılırken, dergisini okuyor, kendisini güvendiği kuaförüne bırakıyor ve boya işlemi yapılırken kendisini görmüyor.

Aveda kimliğini çıkış noktası olarak ele alarak salonda doğal bir atmosfer yarattık. Giriş parke, diğer yerler ise mermer. Aveda’nın global prensiplerinde Aveda ürünleri ışıklandırmalı olmalı, tabelada yeşil olmalı gibi farklılıklar meydana geldi. Bunlar Türkiye’de ilk defa bizim salonumuzda kullanılıyor.”

Şıklığı ve lüksü yansıtan HH Salon hakkında detaylı bilgiyi Estetica Dergisi  Aralık – Ocak sayısında bulabilirsiniz. 

Ali Kırıktarak HAIRiST 2014 Finalinde

0

 

1956 yılından bugüne aşkla, tutkuyla, sevgiyle çıktığı yolculukta tasarladığı her saç, deneyimlediği tüm yenilikler ile Türkiye’nin önde gelen kuaförlerinden Ali Kırıktarak HAIRiST 2014’te büyüleyici bir kapanış yapacak.

 

Ali Kırıktarak HAIRiST hakkındaki görüşlerini ve duygularını paylaştı: "HAIRiST benim için çok önemli. Çünkü bütün meslektaşlarımı büyüledi.

Şovda herkesin kendi dağarcığına alabileceği bir şekil, bir hareket, bir fırça darbesi olacağına inanıyorum.

 

Bana HAIRiST 2014'te olmam için teklif geldiği zaman çok heyecanlandım. Çünkü heyecanımı ve yapacağım saçları meslektaşlarımla yaşamak istiyorum.

 

Herkesin bu heyecanı benimle yaşamasını istiyorum. HAIRiST kuaförlerin gelişimini sağlayan kapıları mutlaka açmıştır. Bu sahnede yer alacağım için çok mutluyum. " 

 

Biz de Ali Kırıktarak’a binlerce teşekkür ediyoruz. Sabırsızlıkta büyük ustanın büyük şovunu bekliyoruz. 

 

Yılın Kuaförü 2014

0

İlki 2012 yılında düzenlenen ve bu yıl 6 Nisan 2014'te üçüncüsü gerçekleşecek olan HAIRiST Yılın Kuaförü Yarışması için heyecan başladı. Katılabilmek için katılımcının kuaför olduğunu belgemesi zorunlu olan yarışma Topuz ve Renk-kesim kategorilerinde düzenleniyor. Yarışma kuralları her yıl Kasım ayında açıklanıyor ve başvurular Aralık ayından başlıyor. Son başvuru 30 mart 2014'te.

 

 

Yarışma hakkında detaylı bilgiye ve yarışma başvuru formlarına buradaki linkten ulaşma imkanı bulunuyor:  http://2014.hairist.com.tr/index.php?sayfa=yarismalar

 

Üçüncü yarışma diğerlerinden farklı olarak Salon Ödülü'nü de barındırıyor. Dereceye giren yarışmacıların salonları da bu sene ödüllendiriliyor olacak. 

 

 

Siz de mesleğinizde iddialıysanız;

fark yaratan çalışmalarınız olduğuna inanıyorsanız;

heyecanınız varsa;

İZ BIRAKMAK istiyorsanız katılın!

 

 

Yarışma hakkında detaylı bilgiyi internetten edinebileceğiniz gibi ücretsiz HAIRiST Gazetesi de edinerek bilgi alabilirsiniz.

HAIRiST Gazetesi için salon kaydınızı yapın:
http://www.hairist.com.tr/KayitOl.aspx

 

 

Damla Arı HAIRiST 2014’te

0

 

HAIRiST 2014'te Theo Dekan'ın ardından mesleğine tutkuyla ve büyük bir sevgiyle bağlı Damla Arı sahne alacak. 

Yaratıcılığı, artistik becerileri, çözümlemeleri, bakış açısı, yaklaşımı ve güler yüzlü yaklaşımı ile Damla Arı tüm heyecanıyla uzun bir süredir hazırlandığı şovuyla izleyicilerle buluşacak.

Topuz denildiğinde akla gelen ilk isimlerden Damla Arı, 20 yılı aşkın meslek hayatına sığdırdığı deneyimlerini, kilit noktalarını sürpiz şovunda paylaşacak.

Damla Arı'ya HAIRiST 2014'te müthiş bir atmosfere zemin hazırladığı, şova renk getireceği ve bizlerle bu müthiş heyecana ortak olacağı için teşekkür ederiz.

 

Büyük Usta: Ahmet Erkan

0

 

Ahmet Erkan 1936 yılında Kırşehir’in Mucur ilçesinde doğdu. İlkokul’dan sonra erkek berberi olarak mesleğine başladı. Bayan berberliğine ise 1953 yılında geçti.   

  

1969 yılında Ankara Kuaförler Derneği ile Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Öğretim İnsan Gücü Eğitimi Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği “Öğreticilik Formasyonu Kazandırma” seminerini bitirdi. 

 

1971 yılında meslektaşı İlhan AKINCILAR’la birlikte Türkiye’de ilk defa kuaförlük eğitimiyle ilgili “Modern Kuaförlük Sanatı” adı ile kitap yazdı. Uzun yıllar kurs öğretmenliği ve müdürlük görevinde bulundu. Yarışmalarda jüri üyeliği ve başkanlığı da yapan Ahmet ERKAN, Türkiye,  Almanya ve İtalya’da çeşitli kurs ve seminerlere katıldı. 

 

 Ankara Kuaförler Derneğinin yayını olan “KUAFÖR HABER BÜLTENİ”ni ilk kez 1977 de yayın hayatına başlattı. 13 yıl bu bültenin yazarı ve sorumlusu olarak görev yaptı. 1990 da “ANKARA KUAFÖRLER REHBERİ”ni çıkartarak, derneğin üyelerinin ve meslektaşların, kendi aralarında rahatça haberleşip, iletişim kurmalarını sağladı.  Çeşitli dergilerde mesleki eğitimle ilgili yazıları yayınlandı.

 

Erkan, 1992 yılında meslektaşı İbrahim GÜNGÖR ile birlikte “MODERN KUAFÖRLÜK SANATINDA EĞİTİM” kitabını yazdı.

Gazi Üniversitesi Mesleki Yaygın Eğitim Fakültesi’nde, 1989 yılında ilk defa açılan “Kuaförlük ve Güzellik Bölümü" sınıflarında 7 eğitim döneminde öğretim görevlisi , Kız Meslek Liselerinde de 3 yıl öğretmenlik yaptı.

Ahmet ERKAN, Türkiye’de ilk defa “BERBERLİK SANATINDA EĞİTİM” isimli erkek berberi kitabını 1995 yılında yazdı.  

  

Kitapların üçü de Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından incelenip eğitim kitabı olarak onaylanıp Tebliğler Dergisi'nde yayımlanmıştır.

40 yılı aşkın meslek yaşamında, 20 yıla yakın Dernek çalışmalarında, Yönetim Kurulu üyeliği, 2. Başkanlık ve 1988-1990 döneminde Dernek Başkanlığı yapan Ahmet ERKAN evli, üç çocuk babası ve Cem, Ahmet, Umut isimli üç torun sahibidir.

 

Ahmet ERKAN, halen ALANYA' da yaşamakta olup, ilerlemiş yaşına rağmen yıllardır hiç eksilmeyen meslek aşkı ve heyecanı ile mesleği yeni öğrenen gençlere kuaförlük sanatının önemi, meslek sevgisi ve meslek ahlakı konularında bilgiler vererek onlara rehberlik yapmaktadır. 

 

Salih Pehlivan konuğumuz oldu

0

Kuaförler Odası Seçimlerinde Salih Pehlivan

Sektöre heyecan katan, farklı kimlikleri ile renkli bir isim:Salih Pehlivan. Meslek sevgisi ile katıldığı yarışmalar, meslek örgütlerindeki aktif rolleri ve eğitimci kimliği onun hemen ayırt edilmesine neden oluyor. Kısa bir süre önce aldığı önemli bir kararla zaten yönetiminde olduğu İstanbul Kuaförler Odası Başkanlığına aday oldu. Heyecan ve ilgiyle dinliyoruz:

Salih Pehlivan kimdir?

Ağabeyim kuaför olduğu için kuaförlük mesleğine adım attım.

Ne zaman başladınız?

72 yılında ortaokuldaydım. Abim askerden döndükten sonra Şaşkınbakkal’da salon açtı ve ona yardım etmemi istedi. O süreçte çok cazip geldi. Uzun saçlarımla, sevimli halimle kadınların ilgisi, bahşiş alabilmek ve para ile tanışabilmek cazipti.

Kuaför olarak bitirdim askerliğimi. Abimin bana çok büyük desteği oldu. Salon Şaşkınbakkal’dan Bostancı’ya geçmişti. İyi para kazanıyordu. %50 ortaklık teklif etti. Hayır dedim. Ben kuaförlük yapacaksam kendi anlayışımda yapacağım dedim. Çünkü onun kuaförlük anlayışı benimle örtüşmüyordu. İlk girişimime Çiftehavuzlar’da bir kuaför salonunu devralarak başladım.

Kızdı mı peki?

Çok engeller çıkardı. Babamı koydu araya, ben evi terk ettim. Babam rest çekti. Hiçbir yardımda bulunmadı. Ama ben böyleyim; bir şeye inandıysam onun için her şeyi yaparım.

Abi-kardeş bile olunca iş yapış şekli ayrı olunca olmuyor. Benim anlayışımla örtüşmüyorsa bir şey, o işi yapmam mümkün değil. İnanmam gerekiyor. Ben doğruyu bilirim, adaleti bilirim. Adalet terazim çok güçlü. Benim bir büyük abim, hukuk okudu. Onunla birlikte ben de hukuk okudum sayılır. Çünkü çok içiçe yetiştik.

Ekibime hep söylediğim şey şu: Eğer adalet terazisi şaşarsa, eğer çalışanınıza adil olduğunuzu kanıtlayamazsanız, adil olduğunuzdan şüphe duydukları zaman siz onları kaybedersiniz. Yani çalışanların yöneticilerinin adaletine çok güveniyor olması gerekiyor. Benim hiçbir çalışanım benim adaletimden hiçbir zaman şüphe duymamıştır. Bu yüzden de uzun vadeli çalışanlarım oluyor.

Kendi salonunuzu açtıktan sonra ne oldu?

Hemen 1 yıl içinde bölgede bir dükkan satın aldım. Selamiçeşme’de 100 metrekarelik bir salona geçtim.

Peki bu başarının sırrı neydi?

Aslında bunu ben de sorguladım. Çok özel biri miydim? İşimi çok mu özel yapıyordum? Eğitim anlamında çok eksiğim vardı. Çünkü usta çırak ilişkisi vardı ve ben abimin yanında yetişmiştim. Hiç yurtdışında ya da bir yerlerde eğitim almamıştım. Ancak doğuştan gelen bir yeteneğin başarışını yaşıyordum o yıllarda.

Ben yetenekli biriyim, ben zanaatkar değilim, ben sanatçıyım. Ancak o yıllarda bugünkü bilgilerimden yoksun ben nasıl yapabildim işimi diye hep kendimi sorguladım. Tabii ardından aldığım eğitimler geldi.

Sonra neler oldu?

Ortada yetenekli biri vardı. Türkiye’nin önde gelen firmalarının sağladıkları imkanlarla yurtdışına çıktım. Orada gördüğüm şovlar beni etkiledi ve Türkiye’ye  döndüğümde tabii ki başarılar geldi. Milli takımda yer aldım ve yarışmalarda 3 yıl arka arkaya Türkiye birinciliği kazandım

Eğitim sizi kuaför olarak nasıl motive ediyor?

Bugün bulunduğum konumda firmaların-markaların katkılarıyla verilen eğitim ve seminerlerin çok payı var.  Bu eğitimlerin benim meslek hayatımı 25 yıl uzattığını düşünüyorum. Bu her kuaför için  önemli bir şey. Tabii ki topuz seminerlerini izlemek bir kuaför için çok faydalı.  Fakat müşterinizi baştan aşağıya görebilme yetisi kuaförler için çok önemli. Özellikle özel eğitimlerin hayatımda beni bambaşka bir noktaya taşıdığını düşünüyorum.

Bugün karşımızda sadece İstanbul’da değil tüm Türkiye’de herkesin tanıdığı, eğitmen kimliğinin de bulunduğu 6 salon ve toplam 100’e  yakın çalışanıyla bir  Salih Pehlivan var. Aynı zamanda mesleki örgütlenme anlamında da bir konumunuz var.

İstanbul Kadın Kuaförleri ve Manikürcüleri Esnaf Odası’nda da yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyorsunuz. Şimdi ise başkan adayısınız. Nasıl oldı?

Çok net bir şekilde 8 yıl önce çevremdeki insanların yardım istemesiyle adım attım. “Sektörün ihtiyacı var, mutlaka bu konuyla ilgilenmen gerekiyor.” şeklindeki telkinlerle adım attım. Ama zaten öncesinde bir örgütçülük, bir dernekçilik deneyimim var. Artistik Kuaförler Derneği’nde başkanlık yaptım, görev aldım.

Başkanlığa aday olma düşüncesi nasıl oluştu?

Başkanlığa aday olma düşüncem etrafımdaki birçok insanın talebiyle doğdu. Fakat çok yoğun olduğum için düşünmüyordum.

Salih Pehlivan’ın aday olmasının altında ona verilen sözlerin yerine getirilmediğinin yattığı söyleniyor. Bu doğru mu?

“4 yıl sonra ben çekileceğim sen başkan ol” sözünü kimse vermedi. Sadece “bir daha aday olmayacağım sözü” verildi. Böyle bir kararım yoktu. Frekanslarımız aynı olsaydı, aynı takımla ilerleyebilirdik. Ama istediğim sonucu alamadım.

Benim kızım 3-4 yıldır benimle çalışıyor. Aldığı eğitimin kuaförlük ile hiçbir ilgisi yok. Aldığı eğitim çok farklı, güzel sanatlar okudu. Çok enteresan ki oğlum spor akademisi okuyor ve çok yakın bir zaman önce “Ben de okulumu bitiriyorum. Sizinle çalışmak istiyorum” dedi.  Çevreme baktığımda pek çok değerli kuaförün çocuklarının sektörün içinde olduğunu gördüm. Çocuklarımız için bir şey yapmalıyız diye düşündüm ve harekete geçmem gerektiğine inandım.

Hayalinizdeki kuaförler odası nasıl?

Hayalimdeki kuaförler odası için tabii ki söyleyebileceğim çok şey var. Öncelikle aslında hiç ileriye gitmemem lazım. Geçmişte benim başkanlığını yaptığım Türkiye’ye mal olmuş bir dernek var. Bizim oda olarak yaptıklarımız ise ortada. Çıkardığım tek sonuç birçok meslek odasında aktif çalışma hayatlarını bitirmiş insanlar görev yaptıkları için, yasaları ve yapmaları gerekenleri unutuyorlar. Orada oturabilmek için yatırım yapıyorlar şeklinde.

Görev aldığım süreç içerisinde meslek örgütlerinin işleyiş şeklini, yapılarını, oradaki bakış açılarını ve iş yapış tarzlarını tanımam, anlamam açısından çok faydalı oldu… Zaman bunu değiştirme zamanı…

Peki neleri değiştireceksiniz?

Benim hedefim ülkemizdeki kuaförlüğü dünya standartlarına taşıyabilmek için profesyonellerle büyük bir çalışma içerisine girmek. Bütün amacım sektörümüzün çağ atlaması. Yurtdışında bir kuaförün “siz bizim 25-30 sene önceki halimizsiniz” demelerine tahammül edemiyorum.

Ancak yasanın bana izin vermediği hiçbir şeyi hiç kimseye vaat edemem.  Bunlar yalan olur.  Çünkü geçmiş olduğumuz yıllar içerisinde de bunların çoğunun yalan olduğunu gördük. Fakat mesleğimizin gelişim ve değişimi için ilgili yasaların değişmesi için de inatla çaba göstereceğimden emin olabilirsiniz.

Nasıl bir ekip ile hizmet vereceksiniz?

3.5 yıldır yönetimdeyim. Daha önce görev almış tecrübeli insanlarla çalıştım. Mevcut anlayışa siyah ve beyaz kadar karşıyım. Bu tür yerlerde insanlar fedakarlık yaparak yer almalılar. Birlikte olacağım insanların benim gibi hiç bir beklentisi olmaması gerekiyor.

Seçim kampanyanızda “temiz insanlar aranıyor” ifadesinde kastedilen bu olsa gerek?

Hiçbir menfaati olmayan tertemiz insanlar. Hedef Türk kuaförlüğünü belli bir hedefe, belli bir saygınlığa taşımak için hizmet edecek temiz meslektaşlar.  Kendi işlerinde belli bir yere gelmiş insanlarla işbirliği yapabilirim. Eksikliğini gördüğüm salon sahipleriyle yönetim konusunda işbirliği yapamam.

Salih Pehlivan ile beraber ‘kaliteli ve saygın bir odayı hayal etmeliyiz.‘ Haksız rekabete son vereceğim; pazar tatili sorununu çözeceğim gibi ifadelerin hepsi aldatmaca. Çünkü mevcut yasaların tüm esnafa bağlı olarak değişmesi gerekiyor. Fakat bizim müdahale edeceğimiz konular da var. Mesela bir KDV sorunumuz var. El ayak bakımı gibi hizmetlerimizden KDV’yi düşürüp, maliyeti indirebilirsek, o anlamda ekonomik rahatlama yaşayacağız.

Kuaförlük hizmetlerinden bir kısmının lüks yerine ihtiyaç kategorisine alınması gerekiyor. Hukukçularla bu konuda konuştum. Ciddi araştırmalar sonucunda dosyalar hazırlayıp, müracaat etmeniz gerekiyor, her yerden örnekler almamız gerekiyor.

Bunları gidip ayaküstü konuşarak değil, iyi çalışılmış bir dosya haline getirilip sunmanız gerekiyor ki sonuç alabilesiniz.

Kuaförün ulaşamayacağı hiçbir yetkili yoktur. Yeter ki akılcı, mantıklı ve profesyonel yönetimler görev alsın. Sorunlar ve çözüm önerileri belirlendikten sonra değişmesi için yasal tüm girişimleri yapma olanağımız bulunuyor. Bunun için de genç, dinamik ve vizyon sahibi temiz insanlara ihtiyacımız var.

Kuaför odasında nasıl bir manzara göreceğiz?

Önce iç müşteri mutluluğunu sağlayacaksın yani salonlardaki gibi önce çalışanların mutluluğunu yakalayacaksın: İnanan, güvenen ve mutlu olmak isteyen insanlar ile beraber çalışacaksın, daha sonra müşteri mutluluğunu sağlayabilirsin. Mutlu  çalışan ile başarı kaçınılmazdır.

Oda açısından baktığımızda ise üyelerin gitmek istediği bir meslek odamız yok maalesef. Aslında tam tersi olmalı. Zaman zaman insanlar meslek odasına gitmek istemeli, oradan bir şey öğrenmek istemeli.

Yalnızca davet edildikleri zaman eğitimlere  gelen değil de gerçekten her anlamda bilgilendirilebileceği, çok doğru bir kadronun çalıştığı bir kadronun hizmet verdiği bir odadan bahsediyorum. Orada öyle bilgili, donanımlı insanlar olmalı ki, bundan tüm üyeler herkes faydalanabilmeli.

Şeffaflık bu çağın en önemli kavramı. Sizce?

Çok dertliyim bu konuda. Biz kendi işletmelerimizde  son derece şeffafız. Salonlarda panolarımız var. Kim ne kadar ciro yapmış, kendi durumunu görebiliyor.

Oda ile ilgili her konuda sadece yöneticilerin değil bütün üyelerin bilgilendirilmesi gerekiyor.. Yasal şartlar altında bütün bilgileri internet sitesi üzerinden öğrenme imkanı sunmak istiyorum. Odamızın internet sitesi üzerinden nasıl harcamalar yapıyoruzu, ne tür faaliyetlerimiz olduğunu şeffaflıkla paylaşmak isteriz. Böylece gereksiz sorgulamalar da yapılamaz. Bazı işletmeler bizi kameralarla bizi seyredebilirsiniz diyorlar. Güven ortamı için bu ölçüde bir şeffaflık önemli.

Nasıl bir yönetim olacak, dediğim dedik mi?

Geçmiş dönemde AKD’de başkanlık yaptım. Başkanlık makam koltuğuna hiç oturduğumu hiç hatırlamıyorum. Yönetim kurulunda çalıştığım sure içinde bir daire satın aldık. Yönetim kurulunda hiçbir zaman “BEN” demedim. Hep “BİZ” vardı.

Odalardaki mevcut yapılar ise oldukça farklı. Burada asil üyeler ve yedekler var. Ben her yönetim kurulu toplantısına onların da gelmesini istedim ancak kabul görmedi.

Ben meslek odasında yedek üyelerimizle de birlikte olmak istiyorum. Bu 28 kişinin  kendi bölgelerindeki üyelikler ile fikir alışverişi yapılsın, sorunlar çözülmek için odaya gelsin istiyorum.

Kimleri göreceğiz? Gençleri görecek miyiz?

Bu olmazsa olmaz bir konu. Çünkü bir aile anlayışı ile işleyecek. Nasıl ki aile içinde dedelerimiz, çocuklarımız var. Bu meslekte de deneyimli insanlardan yararlanmak gerekiyor. Ama gençlerin enerjisinden de mutlaka yararlanmamız gerekiyor. Geleceğimiz olan alt kuşaktan yararlanmamız gerekiyor. Benim çok önem verdiğim bir şeydir.

Herkese kendi şirket toplantılarımda herkese konuşma zorunluluğu koşarım. Benim anlayışımda sadece yönetim kurulu ve başkan vekilleri değil, bütün üyelerin aynı haklara sahip olması gerektiğine inanıyorum.

Tüketiciden kimse bahsetmiyor?

Salonların en büyük sorunlarından bir tanesi bu. Saç modasını kim yansıtıyor. Tabii ki kuaförler. Bunu müşterilerimize iyi anlatmamız gerekiyor. Yılda iki kez sezonun trendlerini geniş çaplı duyurularla bayanlara anlatmamız gerekiyor. Müşterilerin salonlara ziyaret sıklıklarını arttırmak için çalışma yapmak önem verdiğimiz konulardan bir tanesi.

Tüketici kuaförü farklı konumluyor ve bir saç modasının farkında değil. Bunu onlara markalar dışında anlatan maalesef bir tek kurum veya kuruluş yok. İstanbul gibi modanın merkezinde olan bir meslek odamızda İngilizce bilen kimsenin olmaması dahi bana dokunuyor açıkçası.

Kuaförlere yönelik mesajınız nedir?

Ben her şeyime bu iş sayesinde sahip oldum. Dünyanın en güzel, en geçerliliği olan mesleklerinden birini yapıyorum. Bu güzel mesleğin daha da iyi bir konumda olması  için elimizden geleni yapmak mesleğimize karşı olan borcumuzdur.Bu konuya ilişkin detaylara www.birliktedahagucluyuz.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Paylaştığınız bilgiler için teşekkür ediyor, çıktığınız yolda başarılar diliyoruz.

Editörün Notu: Oda Yönetimlerine aday olan diğer adayları da dinlemekten mutluluk duyacağız.

Gotik Dönemde Kuaförlüğün Tarihçesi

0

 

Gotik Dönem (1230–1500)

Meslek ve saç tarihi için Yüksek Orta Çağda Hıristiyanlığın yayılmasından sonra, kilise yüzünden baş örtme eğiliminin başladığının bilinmesi gerekir. Yalnızca genç kızlar, örülmüş ve toplanmış saçlarını açık bırakabiliyorlardı. Alın bantları ve çemberleri süs olarak kullanılıyordu. Evli kadınlar, saçlarını örtüyorlardı. Bu kilise yasağı, kadının erkeğe olan bağımlılığının sembolüydü. Yalnızca kocası, kadının saçını görebilirdi.

Asıl saç, süs olarak sergilenemediği için çeşitli baş örtüleri ile süslenilmeye başlandı. Örtülerin ve ince peçelerin üstleri altınla işlenirdi. Ayrıca ipek örtüler de kullanılırdı. Alın ve yanaklara bukleler düşürülürdü. Alın ve yanak çevresine sarılan bağlar üzerine şapka oturtulurdu. Sonra barete benzer alacalı baş süsü olan çeşitli başlıklar kullanıldı. Evli kadının tipik örtüsü başlıktır.

Genç Orta Çağda boynuzlu başlıklar ve külah biçimli, tel üzerine kumaş geçirilmiş şapkalar moda oldu. Ucunda uzun bir peçe sarkardı.

Yüksek ve düz alına çok değer verilirdi. Öndeki saçlar örülerek gergin olarak arkaya yatırılırdı ve görülen saçlar tıraş edilirdi.

Asilleri örnek alan erkekler, saçlarını kısa kestirdiler ancak sonraları yeniden uzattılar ve bukle yaptılar. 12. yüzyılda örgü modası vardı.

Kadın

Gevşek örgüler vardı ve 13. yüzyılın sonunda çeşitli örgülü peçesiz saçlar kullanıldı. Şeker kellesi biçimli sivri tepeler yapıldı. Devasa ölçülere ulaşan boynuz hotozlar moda oldu. Metal çemberler ile alın ve şakak derisini ortaya doğru çekerlerdi. Siyah ya da sarı saç sevilirdi; metal boyaları ya da soldurma ile elde edilirdi. Gür saç kesilirdi.

Erkek

Asiller ve personel uzun ya da yarı uzun, dalgalı ya da bukleli hanım saçları taşırdı. Hatta 12–14. yüzyıllarda örgüler kullanıldı, erkekler tıraş olurlardı ve çok ender çene sakalı görülürdü.

Bir loncada toplanan berberler saça şekil verir, sakal tıraşı yapar, peruk imal eder, yara tedavi eder ve hamamlarda daha onurlu davranırlardı. Kırışık yüzü tıraş etmek için müşterinin ağzına kaşık sokarlar.

 

Kaynak: Kuaförlüğün Tarihsel Gelişimi

 

Bir ışık söndü, bir ışık yandı: Alternative Hair Show

0

 

Dünyanın en çok ses getiren saç etkinliği Alternative Hair Show 1983 yılında kuaför Tony Rizzo ve eşi Maggie’nin 2,7 yaşındaki kızları Valentino’yu kan kanserinden kaybettikten sonra düzenlenmeye başlıyor.

 

Tony Rizzo ve eşi dünyanın her yerinden ünlü kuaförleri Alternative Hair Show’da buluşturuyor ve şov ilk düzenlendiği sene büyük bir başarı yakalıyor ve kazanılan 7.500 pound Leukaemia & Lymphoma kan kanseri araştırma merkezine bağışlanıyor.   

 

Uluslararası saç etkinlikleri arasında bütün dünyada son derece büyük bir ilgi gören Alternative Hair Show, Londa’dan sonra Şikago, Bolonya, Viyana, Moskova ve Tokyo gibi ülkelerde de gerçekleşiyor.   

 

Şovların geliri 1983 yılından bugüne kadar 8.5 milyon pound’a ulaşıyor ve Leukaemia & Lymphoma araştırma merkezine bağışlanmaya, lösemi hastalarına ışık olmaya devam ediyor. 

 

 

 “ Bizim misyonumuz kan kanseri ile mücadele etmek. Çocukları lösemiden kurtarmak için her şeyi yapacağız.”

Alternative Hair Show Kurucuları Tony & Maggie Rizzo Trustees

 

 

Küçük Valentino’nun anısına her geçen yıl güçlenen, unutulmaz şovları ile daha fazla çocuk için umut olan Alternative Hair Show ve bu yüce duygu ile beslenen Tony & Maggie Rizzo’ya alkışlanacak misyonları için minnet duyuyoruz. 

 

Ferhat Kara ve Mevlüt Bayındır HAIRiST 2014’te

0
Mevlüt Bayındır-Ferhat Kara

HAIRiST 2014 Hair Baykan&Gürkan açılış şovunun hemen ardından özel bir ikili sahne alıyor:

Muğla Datça ilçesinde kuaförlük yapan ve 23 yıldır sektörde olan Ferhat Kara ve Marmaris’te BACK 2 HAIR salonda kuaförlük yapan ve  30 senedir mesleğini en iyi şekilde yapmaya devam eden Mevlüt Bayındır, açılış şovunundan sonra  HAIRiST 2014’te izleyicilerle buluşuyor.

İkili şovda yer almanın mutluluğunu ve heyecanını şu şekilde anlatıyor.

Mevlüt Bayındır:

HAIRiST bizim için ilham veren bir atmosfer. Bu atmosferde kuaför arkadaşlarımızla birlikte olmak bizi şimdiden   onurlandırıyor. 2014’te sahnede biz de varız. Bizim bu tutkumuzu görmeniz için heyecanlanıyoruz ve bekliyoruz.

Ferhat Kara:

HAIRiST benim için bir tutku. 2014’te bu tutkunun mutluluğunu bizimle paylaşmak için sizleri bekliyoruz.

Hair Baykan &Gürkan Açılış Şovuyla HAIRiST 2014’te

0

 

Yeşilköy’ün vazgeçilmez yıldızı, AKD’nin en parlak dönemini geçirmesini sağlayan yılların kuaförü Baykan Savaş ve Gürkan Savaş, Açılış Şovuyla HAIRiST 2014'te…

 

Baykan Savaş 1966 yılından beri çıktığı yolculukta, 1980’de Gürkan Savaş’ın da yola katılması ile sektörde önemli değerlere imza attı!

 

2014’te bizimle birlikte olacakları ve HAIRiST 2014’e açılış şovu ile hareket, dinamizm ve deneyimleri ile bambaşka bir atmosfer yaratacakları için ikiliye binlerce teşekkür ediyoruz.