Salih Pehlivan konuğumuz oldu

Kategori

Kuaförler Odası Seçimlerinde Salih Pehlivan

Sektöre heyecan katan, farklı kimlikleri ile renkli bir isim:Salih Pehlivan. Meslek sevgisi ile katıldığı yarışmalar, meslek örgütlerindeki aktif rolleri ve eğitimci kimliği onun hemen ayırt edilmesine neden oluyor. Kısa bir süre önce aldığı önemli bir kararla zaten yönetiminde olduğu İstanbul Kuaförler Odası Başkanlığına aday oldu. Heyecan ve ilgiyle dinliyoruz:

Salih Pehlivan kimdir?

Ağabeyim kuaför olduğu için kuaförlük mesleğine adım attım.

Ne zaman başladınız?

72 yılında ortaokuldaydım. Abim askerden döndükten sonra Şaşkınbakkal’da salon açtı ve ona yardım etmemi istedi. O süreçte çok cazip geldi. Uzun saçlarımla, sevimli halimle kadınların ilgisi, bahşiş alabilmek ve para ile tanışabilmek cazipti.

Kuaför olarak bitirdim askerliğimi. Abimin bana çok büyük desteği oldu. Salon Şaşkınbakkal’dan Bostancı’ya geçmişti. İyi para kazanıyordu. %50 ortaklık teklif etti. Hayır dedim. Ben kuaförlük yapacaksam kendi anlayışımda yapacağım dedim. Çünkü onun kuaförlük anlayışı benimle örtüşmüyordu. İlk girişimime Çiftehavuzlar’da bir kuaför salonunu devralarak başladım.

Kızdı mı peki?

Çok engeller çıkardı. Babamı koydu araya, ben evi terk ettim. Babam rest çekti. Hiçbir yardımda bulunmadı. Ama ben böyleyim; bir şeye inandıysam onun için her şeyi yaparım.

Abi-kardeş bile olunca iş yapış şekli ayrı olunca olmuyor. Benim anlayışımla örtüşmüyorsa bir şey, o işi yapmam mümkün değil. İnanmam gerekiyor. Ben doğruyu bilirim, adaleti bilirim. Adalet terazim çok güçlü. Benim bir büyük abim, hukuk okudu. Onunla birlikte ben de hukuk okudum sayılır. Çünkü çok içiçe yetiştik.

Ekibime hep söylediğim şey şu: Eğer adalet terazisi şaşarsa, eğer çalışanınıza adil olduğunuzu kanıtlayamazsanız, adil olduğunuzdan şüphe duydukları zaman siz onları kaybedersiniz. Yani çalışanların yöneticilerinin adaletine çok güveniyor olması gerekiyor. Benim hiçbir çalışanım benim adaletimden hiçbir zaman şüphe duymamıştır. Bu yüzden de uzun vadeli çalışanlarım oluyor.

Kendi salonunuzu açtıktan sonra ne oldu?

Hemen 1 yıl içinde bölgede bir dükkan satın aldım. Selamiçeşme’de 100 metrekarelik bir salona geçtim.

Peki bu başarının sırrı neydi?

Aslında bunu ben de sorguladım. Çok özel biri miydim? İşimi çok mu özel yapıyordum? Eğitim anlamında çok eksiğim vardı. Çünkü usta çırak ilişkisi vardı ve ben abimin yanında yetişmiştim. Hiç yurtdışında ya da bir yerlerde eğitim almamıştım. Ancak doğuştan gelen bir yeteneğin başarışını yaşıyordum o yıllarda.

Ben yetenekli biriyim, ben zanaatkar değilim, ben sanatçıyım. Ancak o yıllarda bugünkü bilgilerimden yoksun ben nasıl yapabildim işimi diye hep kendimi sorguladım. Tabii ardından aldığım eğitimler geldi.

Sonra neler oldu?

Ortada yetenekli biri vardı. Türkiye’nin önde gelen firmalarının sağladıkları imkanlarla yurtdışına çıktım. Orada gördüğüm şovlar beni etkiledi ve Türkiye’ye  döndüğümde tabii ki başarılar geldi. Milli takımda yer aldım ve yarışmalarda 3 yıl arka arkaya Türkiye birinciliği kazandım

Eğitim sizi kuaför olarak nasıl motive ediyor?

Bugün bulunduğum konumda firmaların-markaların katkılarıyla verilen eğitim ve seminerlerin çok payı var.  Bu eğitimlerin benim meslek hayatımı 25 yıl uzattığını düşünüyorum. Bu her kuaför için  önemli bir şey. Tabii ki topuz seminerlerini izlemek bir kuaför için çok faydalı.  Fakat müşterinizi baştan aşağıya görebilme yetisi kuaförler için çok önemli. Özellikle özel eğitimlerin hayatımda beni bambaşka bir noktaya taşıdığını düşünüyorum.

Bugün karşımızda sadece İstanbul’da değil tüm Türkiye’de herkesin tanıdığı, eğitmen kimliğinin de bulunduğu 6 salon ve toplam 100’e  yakın çalışanıyla bir  Salih Pehlivan var. Aynı zamanda mesleki örgütlenme anlamında da bir konumunuz var.

İstanbul Kadın Kuaförleri ve Manikürcüleri Esnaf Odası’nda da yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyorsunuz. Şimdi ise başkan adayısınız. Nasıl oldı?

Çok net bir şekilde 8 yıl önce çevremdeki insanların yardım istemesiyle adım attım. “Sektörün ihtiyacı var, mutlaka bu konuyla ilgilenmen gerekiyor.” şeklindeki telkinlerle adım attım. Ama zaten öncesinde bir örgütçülük, bir dernekçilik deneyimim var. Artistik Kuaförler Derneği’nde başkanlık yaptım, görev aldım.

Başkanlığa aday olma düşüncesi nasıl oluştu?

Başkanlığa aday olma düşüncem etrafımdaki birçok insanın talebiyle doğdu. Fakat çok yoğun olduğum için düşünmüyordum.

Salih Pehlivan’ın aday olmasının altında ona verilen sözlerin yerine getirilmediğinin yattığı söyleniyor. Bu doğru mu?

“4 yıl sonra ben çekileceğim sen başkan ol” sözünü kimse vermedi. Sadece “bir daha aday olmayacağım sözü” verildi. Böyle bir kararım yoktu. Frekanslarımız aynı olsaydı, aynı takımla ilerleyebilirdik. Ama istediğim sonucu alamadım.

Benim kızım 3-4 yıldır benimle çalışıyor. Aldığı eğitimin kuaförlük ile hiçbir ilgisi yok. Aldığı eğitim çok farklı, güzel sanatlar okudu. Çok enteresan ki oğlum spor akademisi okuyor ve çok yakın bir zaman önce “Ben de okulumu bitiriyorum. Sizinle çalışmak istiyorum” dedi.  Çevreme baktığımda pek çok değerli kuaförün çocuklarının sektörün içinde olduğunu gördüm. Çocuklarımız için bir şey yapmalıyız diye düşündüm ve harekete geçmem gerektiğine inandım.

Hayalinizdeki kuaförler odası nasıl?

Hayalimdeki kuaförler odası için tabii ki söyleyebileceğim çok şey var. Öncelikle aslında hiç ileriye gitmemem lazım. Geçmişte benim başkanlığını yaptığım Türkiye’ye mal olmuş bir dernek var. Bizim oda olarak yaptıklarımız ise ortada. Çıkardığım tek sonuç birçok meslek odasında aktif çalışma hayatlarını bitirmiş insanlar görev yaptıkları için, yasaları ve yapmaları gerekenleri unutuyorlar. Orada oturabilmek için yatırım yapıyorlar şeklinde.

Görev aldığım süreç içerisinde meslek örgütlerinin işleyiş şeklini, yapılarını, oradaki bakış açılarını ve iş yapış tarzlarını tanımam, anlamam açısından çok faydalı oldu… Zaman bunu değiştirme zamanı…

Peki neleri değiştireceksiniz?

Benim hedefim ülkemizdeki kuaförlüğü dünya standartlarına taşıyabilmek için profesyonellerle büyük bir çalışma içerisine girmek. Bütün amacım sektörümüzün çağ atlaması. Yurtdışında bir kuaförün “siz bizim 25-30 sene önceki halimizsiniz” demelerine tahammül edemiyorum.

Ancak yasanın bana izin vermediği hiçbir şeyi hiç kimseye vaat edemem.  Bunlar yalan olur.  Çünkü geçmiş olduğumuz yıllar içerisinde de bunların çoğunun yalan olduğunu gördük. Fakat mesleğimizin gelişim ve değişimi için ilgili yasaların değişmesi için de inatla çaba göstereceğimden emin olabilirsiniz.

Nasıl bir ekip ile hizmet vereceksiniz?

3.5 yıldır yönetimdeyim. Daha önce görev almış tecrübeli insanlarla çalıştım. Mevcut anlayışa siyah ve beyaz kadar karşıyım. Bu tür yerlerde insanlar fedakarlık yaparak yer almalılar. Birlikte olacağım insanların benim gibi hiç bir beklentisi olmaması gerekiyor.

Seçim kampanyanızda “temiz insanlar aranıyor” ifadesinde kastedilen bu olsa gerek?

Hiçbir menfaati olmayan tertemiz insanlar. Hedef Türk kuaförlüğünü belli bir hedefe, belli bir saygınlığa taşımak için hizmet edecek temiz meslektaşlar.  Kendi işlerinde belli bir yere gelmiş insanlarla işbirliği yapabilirim. Eksikliğini gördüğüm salon sahipleriyle yönetim konusunda işbirliği yapamam.

Salih Pehlivan ile beraber ‘kaliteli ve saygın bir odayı hayal etmeliyiz.‘ Haksız rekabete son vereceğim; pazar tatili sorununu çözeceğim gibi ifadelerin hepsi aldatmaca. Çünkü mevcut yasaların tüm esnafa bağlı olarak değişmesi gerekiyor. Fakat bizim müdahale edeceğimiz konular da var. Mesela bir KDV sorunumuz var. El ayak bakımı gibi hizmetlerimizden KDV’yi düşürüp, maliyeti indirebilirsek, o anlamda ekonomik rahatlama yaşayacağız.

Kuaförlük hizmetlerinden bir kısmının lüks yerine ihtiyaç kategorisine alınması gerekiyor. Hukukçularla bu konuda konuştum. Ciddi araştırmalar sonucunda dosyalar hazırlayıp, müracaat etmeniz gerekiyor, her yerden örnekler almamız gerekiyor.

Bunları gidip ayaküstü konuşarak değil, iyi çalışılmış bir dosya haline getirilip sunmanız gerekiyor ki sonuç alabilesiniz.

Kuaförün ulaşamayacağı hiçbir yetkili yoktur. Yeter ki akılcı, mantıklı ve profesyonel yönetimler görev alsın. Sorunlar ve çözüm önerileri belirlendikten sonra değişmesi için yasal tüm girişimleri yapma olanağımız bulunuyor. Bunun için de genç, dinamik ve vizyon sahibi temiz insanlara ihtiyacımız var.

Kuaför odasında nasıl bir manzara göreceğiz?

Önce iç müşteri mutluluğunu sağlayacaksın yani salonlardaki gibi önce çalışanların mutluluğunu yakalayacaksın: İnanan, güvenen ve mutlu olmak isteyen insanlar ile beraber çalışacaksın, daha sonra müşteri mutluluğunu sağlayabilirsin. Mutlu  çalışan ile başarı kaçınılmazdır.

Oda açısından baktığımızda ise üyelerin gitmek istediği bir meslek odamız yok maalesef. Aslında tam tersi olmalı. Zaman zaman insanlar meslek odasına gitmek istemeli, oradan bir şey öğrenmek istemeli.

Yalnızca davet edildikleri zaman eğitimlere  gelen değil de gerçekten her anlamda bilgilendirilebileceği, çok doğru bir kadronun çalıştığı bir kadronun hizmet verdiği bir odadan bahsediyorum. Orada öyle bilgili, donanımlı insanlar olmalı ki, bundan tüm üyeler herkes faydalanabilmeli.

Şeffaflık bu çağın en önemli kavramı. Sizce?

Çok dertliyim bu konuda. Biz kendi işletmelerimizde  son derece şeffafız. Salonlarda panolarımız var. Kim ne kadar ciro yapmış, kendi durumunu görebiliyor.

Oda ile ilgili her konuda sadece yöneticilerin değil bütün üyelerin bilgilendirilmesi gerekiyor.. Yasal şartlar altında bütün bilgileri internet sitesi üzerinden öğrenme imkanı sunmak istiyorum. Odamızın internet sitesi üzerinden nasıl harcamalar yapıyoruzu, ne tür faaliyetlerimiz olduğunu şeffaflıkla paylaşmak isteriz. Böylece gereksiz sorgulamalar da yapılamaz. Bazı işletmeler bizi kameralarla bizi seyredebilirsiniz diyorlar. Güven ortamı için bu ölçüde bir şeffaflık önemli.

Nasıl bir yönetim olacak, dediğim dedik mi?

Geçmiş dönemde AKD’de başkanlık yaptım. Başkanlık makam koltuğuna hiç oturduğumu hiç hatırlamıyorum. Yönetim kurulunda çalıştığım sure içinde bir daire satın aldık. Yönetim kurulunda hiçbir zaman “BEN” demedim. Hep “BİZ” vardı.

Odalardaki mevcut yapılar ise oldukça farklı. Burada asil üyeler ve yedekler var. Ben her yönetim kurulu toplantısına onların da gelmesini istedim ancak kabul görmedi.

Ben meslek odasında yedek üyelerimizle de birlikte olmak istiyorum. Bu 28 kişinin  kendi bölgelerindeki üyelikler ile fikir alışverişi yapılsın, sorunlar çözülmek için odaya gelsin istiyorum.

Kimleri göreceğiz? Gençleri görecek miyiz?

Bu olmazsa olmaz bir konu. Çünkü bir aile anlayışı ile işleyecek. Nasıl ki aile içinde dedelerimiz, çocuklarımız var. Bu meslekte de deneyimli insanlardan yararlanmak gerekiyor. Ama gençlerin enerjisinden de mutlaka yararlanmamız gerekiyor. Geleceğimiz olan alt kuşaktan yararlanmamız gerekiyor. Benim çok önem verdiğim bir şeydir.

Herkese kendi şirket toplantılarımda herkese konuşma zorunluluğu koşarım. Benim anlayışımda sadece yönetim kurulu ve başkan vekilleri değil, bütün üyelerin aynı haklara sahip olması gerektiğine inanıyorum.

Tüketiciden kimse bahsetmiyor?

Salonların en büyük sorunlarından bir tanesi bu. Saç modasını kim yansıtıyor. Tabii ki kuaförler. Bunu müşterilerimize iyi anlatmamız gerekiyor. Yılda iki kez sezonun trendlerini geniş çaplı duyurularla bayanlara anlatmamız gerekiyor. Müşterilerin salonlara ziyaret sıklıklarını arttırmak için çalışma yapmak önem verdiğimiz konulardan bir tanesi.

Tüketici kuaförü farklı konumluyor ve bir saç modasının farkında değil. Bunu onlara markalar dışında anlatan maalesef bir tek kurum veya kuruluş yok. İstanbul gibi modanın merkezinde olan bir meslek odamızda İngilizce bilen kimsenin olmaması dahi bana dokunuyor açıkçası.

Kuaförlere yönelik mesajınız nedir?

Ben her şeyime bu iş sayesinde sahip oldum. Dünyanın en güzel, en geçerliliği olan mesleklerinden birini yapıyorum. Bu güzel mesleğin daha da iyi bir konumda olması  için elimizden geleni yapmak mesleğimize karşı olan borcumuzdur.Bu konuya ilişkin detaylara www.birliktedahagucluyuz.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Paylaştığınız bilgiler için teşekkür ediyor, çıktığınız yolda başarılar diliyoruz.

Editörün Notu: Oda Yönetimlerine aday olan diğer adayları da dinlemekten mutluluk duyacağız.

Önerilenler

Benzer İçerikler