Gece yatmadan önce uygulayacağınız basit bir güzellik ritüeli, parlak bir ciltle uyanmanızı sağlayabilir. Sabahları ışıl ışıl parlayan bir cilt ile uyanmanızı garantileyen beş adımlı basit bir rutini takip etmeniz yeterli.
1. Telefonunuzu Kapatıp Uyuyun
Gece yatmadan önce telefonunuzu son kez kontrol edin. Telefonla işinizin kalmadığına emin olan, çünkü cihazınızı ertesi sabaha kadar tekrar açamayacaksınız. İşiniz bittiğinde, kapatın. Ekran ışığı cildinize zarar verir, bu yüzden mümkünse uyumak üzere yatağa gitmeden bir- iki saat önceden kapatmak en iyisi.
2. Cildinizi temizleyin, bakıp yapıp nemlendirin
Bu, en önemli adımlardan biri. Uyku, cildimiz için mucizevi bir eylemdir; uyku süresince hücrelerimiz, çevre kirliliği ve güneş ışınlarının neden olduğu serbest radikal hasarını onarır ve gençleşir. Prlayan bir cilt için bedeninizin doğal iyileşme sürecini destekleyen, hücrelerinizi besleyen iyi bakım ürünlerine yatırım yapmak önemlidir.
İlk önce cildinizi temizleyin. Temizleme losyonunu pamuktan cildinize aktarmak için hafifçe basınç uygulayarak yüzünüze uygulayın. Cildinizi yıkayarak temizlediğiniz sıvı bir ürünü tercih ediyorsanız, ürünü durulamadan önce yüzünüzde iyice köpürtün. Yüzünüzü duruladıktan sonra tercih ettiğiniz cilt serumunu göz altlarınıza ve gülümsemenize odaklanarak parmak uçlarınızla kırışıklıkların belirdiği noktalara hafifçe vurarak uygulayın. Ardından, köprücük kemiğinden başlayıp yukarı doğru masaj hareketleriyle dekolte ve boynunuza uygulayın.
Üçüncü aşama olarak cildinizi iyice nemlendirin. Nemlendirici bir yüz yağı ya da kremini tüm yüzünüze, dekolte bölgenize ve boynunuza uygulayın. Bir dudak nemlendiricisi ile dudaklarınızı da nemlendirmeyi unutmayın. Sabah parlayan bir ciltle uyanmayı neredeyse garantilediniz.
Gece elektronik aletleri kullanmaktan ve aydınlatmadan kaçının
Cildinize temizleyip güzelce nemlendirdikten sonra, sıra günün stresini vücudunuzdan atmaya geldi. Tıpkı telefonunuz gibi, televizyon ya da bilgisayar ekranından mümkün olduğunca uzak kalın. Sabahları gözlerinizin altında beliren şişkinliği ve koyu halkaları azaltmak için ışıkları kısın veya bir mum yakın. İster meditasyon yapın, ister birkaç dakikanızı olumlu şeylere odaklanarak şükretmeye ayırın.
Yatmadan ÖnceSu için
Uyuduğunuz sırada toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olmak için yatmadan önce hızlıca bir büyük bardak su için. Dilerseniz bu suya faydalı bakteriler içeren probiyotik toz da ekleyebilirsiniz.
Güzellik uykunuzu alın
İyi bir gece uykusu, dünyada yaşlanmaya karşı varolan en iyi ilaçtır! Araştırmalar, yetersiz uykunun donuk cilde, ciltte ince çizgilere ve kırışıklıklara, düşük göz kapaklarına, göz alttında şişkinliğe ve göz halkalarına neden olabileceğini gösteriyor. Bu yüzden her gece aynı saatte ve erken yatmaya dikkat edin. Yaklaşık 8 saat kesintisiz bir uykuyu hedefleyin ve ne olursa olsun telefonunuza son bir kez bakma dürtüsüne karşı koyun.
Bu beş adımlık rutini her gün düzenli uyguladığınızda kısa süre içinde cildinizdeki olumlu değişikliği fark edeceksiniz.
Instagram, güzellik markanızı istediğiniz seviyeye getirme gücüne sahip! Sosyal medya pazarlamasının yükselişi ile birlikte birçok marka dijital arenaya çoktan uyum sağladı. Instagram’daki birçok araç ve strateji, güzellik markanızın profilini güçlendirebilir. Markanızın profilini tanıtmak, hesabınızın daha fazla popülerliğe; daha fazla trafik, ziyaretçi ve takipçiye ulaşma, daha fazla beğeni, yorum ve satış elde etme şansına sahip olduğu anlamına geliyor. Peki, Instagram profilinize ihtiyaç duyduğu desteği vermek için olmazsa olmazlar neler?
Canlı Yayın Instagram Profilinize İlgiyi Artırabilir
İşletmenizin, takipçiler ve potansiyel müşterilerle etkileşimi güçlendireceği için canlı yayın özelliğinden yararlanması önemli. Güzellik müşterileri, ürünleri ve hizmetleri uygulanış esnasında canlı olarak görmekten hoşlanırlar. Instagram Live, bu açıdan vazgeçilmez araçlarınızdan biri olmalı.
Instagram’da canlı yayına geçmek, ürünlerinizi ve hizmetlerinizi tanıtırken eğitimler de verebileceğiniz, sorulara yanıt verebileceğiniz, izleyicilerden geri bildirim alabileceğiniz yollar sunar. Müşteriler, favori markalarıyla sanal olarak bağlantı kurmayı severler. Bir işletme, takipçileriyle etkileşim kurmak için ne kadar çaba harcarsa, Instagram profili o kadar çok ilgi görüyor.
Instagram Güzellik Pazarlamasında Neden Öncü Durumda?
Instagram, görsel reklamcılığı bütünüyle kapsadığı ve desteklediği için güzellik markalarının öncü pazarlama aracı olmayı sürdürüyor.
İster görsel ister video olsun, paylaştığınız içerik izleyicileri ve ziyaretçileri görüntüler aracılığıyla meşgul ediyor. Diğer sosyal platformların çoğu çoğunlukla yazılı metinlere, gönderilere veya başlıklara güvenirken Instagram, işletmelerin sadece göstermek yerine gösterdikleri şeyin aşamalarını aktarmalarına olanak tanıyor.
Güzellik markanızın profilini güçlendirmek için bir diğer olmazsa olmaz, doğru etiketleri (hashtag) kullanmaktır. Etiketler, işletmenizin hedef kitlenizle daha fazla buluşmasını ve bağlantı kurmasını sağlar.
Güzellik müşterileri hikayeleri izlemeye daha meyilli olabilirler, bu yüzden Instagram etiketlerini yayınlanan hikayelerinize de dahil edebilirsiniz. Etiketler, takipçilerinizi markanızla etkileşime geçmeye teşvik ettiği için önemlidir. Soru sorabilir, anketler düzenleyebilir ve trend olan etiketleri takip edebilirsiniz. Instagram etiketleri profilinizin trafiğini, bağlantıları ve yeni takipçileri artıracağı için profilinizi güçlendirir.
Instagram’da Çok Takipçi Kazanmak Nasıl Mümkün?
Birçokları, paylaştıkları içeriklerdeki tutarlılık ve yaratıcılık nedeniyle ciddi sayıda Instagram takipçisi ediniyor. Takipçilerin ilgisini canlı tutabilmek için de ilgi çekici, farklı içerikler yaratmanız gerekir.
Her gün içerik yayınlamak, hesabınıza çekeceğiniz trafik ya da takipçi miktarını en üst düzeye çıkarır. Birçok kullanıcı, markanızın kişiliğini yaratıcı bir şekilde gösteren, sürekli olarak aktif bir profil görmek ister. Sayfanızda tekrar eden veya benzer şekilde görünen içerik ziyaretçiler için heyecan verici olmayacaktır. Yeni fikirleri ve renkli içerikleri bir araya getirmek, daha fazla takipçi kazanmanızı sağlar.
Saçınız ister düz, ister kıvırcık ya da dalgalı, ister kalın telli ister ince telli olsun, havadaki nemle yüklendiğinde ağırlaşabilir, düz saçların kıvrılmasına, yağlı ve hacimsiz görünmesine ya da kıvırcık ve düz saçlarda kabarma ve elektriklenmeye neden olabilir. Hem güneşin yakıcı olduğu aylarda hem de soğuk ve yağmurlu kış günlerinde kelimenin tam anlamıyla “başa” bela olan aşırı nemi bertaraf etmenin yollarını bilmek istemez misiniz?
İnce Telli Hacimsiz Saçlar İçin Nemle Mücadele
İnce telli saçlara sahip olanlar için, havadaki nemle yüklendiğinde saç tellerinin hacim kaybederek başlarına yapışmış bir görünüme kavuşması can sıkıcı bir durumdur. İlk adım olarak olarak, ince telli saçlarınıza ekstra ağırlık kazandırmayacak bir şampuan kullanın. İnce telli saçlar için özel geliştirilmiş olanları tercih edin.
Gün ortasında bir miktar kuru şampuanla saçınıza biraz canlılık katabilirsiniz. Kuru şampuan, saçınızda ısıdan ve terden kaynaklanan yağı hemen emerek saç tellerinize biraz hayat verir. Sadece saç diplerinize püskürtün, başınızı çevirin ve ürünü salladıktan sonra uygulayın. Ardından saçınızı güzelce tarayın. Yeni yıkanmış gibi görünecek.
Nem saçınızı kabartıyorsa…
Şampuanladıktan sonra saçınızdaki fazla suyu bölümler halinde sıkın. Bir havluyla kuvvetlice ovalayarak kurutmaktan kaçının. Bu, saçta sürtünmeye, dolayısıyla da istenmeyen kabarmaya neden olur. Nem kaynaklı kabarmayı kontrol altında tutmak için saçınız henüz ıslakken pürüzsüzleştirici ya da düzleştirici bir serum uygulayın.
Saçınız nemden dolayı kıvrılıyorsa, düzleştirici bir serumu avuçlarınız arasında ovaladıktan sonra saçınıza iyice yedirerek uygulayın.
Saçınız ister düz, ister kıvırcık ya da dalgalı, ister kalın telli ister ince telli olsun, havadaki nemle yüklendiğinde ağırlaşıp hacimsiz görünmesine, düz saçların kıvrılıp yağlı görünmesine ya da kıvırcık ve düz saçlarda kabarma ve elektriklenmeye neden olabilir. Hem güneşin yakıcı olduğu aylarda hem de soğuk ve yağmurlu kış günlerinde kelimenin tam anlamıyla “başa” bela olan aşırı nemi bertaraf etmenin yollarını bilmek istemez misiniz? İlk adım olarak olarak, ince telli saçlarınıza ekstra ağırlık kazandırmayacak bir şampuan kullanın. İnce telli saçlar için özel geliştirilmiş olanları tercih edin.
Bu sonbahar boyunca zirveye yerleşen kısa saç modellerini genel olarak şöyle tanımlayabiliriz: kısa ama çok kısa değil. Bu sonbaharda trend, minimalist kesimlerden kaçınarak saçları omuzların hemen üzerinde tutmak.
Uyum ve denge. 2022 Sonbaharı için kısa saç boyları makul, ortalama olarak tanımlayabileceğimiz bir uzunlukta, çenenin hemen altında veya omuzların hemen üstünde.
Şık ve Temiz Bob & Çok Dokulu Fransız Bob
Yakın gelecekte kısa bob çoğunlukla şık, büyük oranda sarı ve ortadan ayrılmış stillerle kendini gösterecek. Hafif, neredeyse hissedilmeyen bir iç kıvrımla, zar zor algılanabilen bir eğri ile yüzün çizgilerini takip ediyor, ancak yüzün özelliklerini kusursuz bir şekilde öne çıkarıyor. Doku zarif ama abartısız: minimum hareket doğal bir dokunuş katıyor.
Öte yandan özellikle bol dokulu, hareketli Fransız boblarını bolca göreceğiz.
Bob ve pixie kesimlerinin tam ortasında bir yerde duran Bixie, bu iki stilin bir birleşimidir. Bixie saç kesimini eşsiz bir joker olarak tanımlayabiliriz çünkü kısa bobun yumuşak çizgileri ile Pixie kesiminin geometrileri ve uçuşan saçlarının ustaca bir karışımı.
Yumuşak ve Kısa Bukleler
2023 kışı rüya gibi romantik bukleleri kucaklıyor. Bu yumuşak yaklaşım, saça daha doğal bir hava verip yüzü güzelleştiriyor.
Kısa Mullet
Uzun mullet kesimleri dengesiz ve tuhaf oranları nedeniyle sıkça eleştiri alan bir kesim ama iş kısa mullet kesime gelince işler değişiyor. Kısa mullet, özellikle iki renk tonunu içeren versiyonlarında dikkat çekici bir görünüm ortaya koyabiliyor.
Mullet kesimi, daima bir oran meselesi. Bu tür bir kesimin şeklini daha çekici hale getirmek için, üst kısım ile omuzlara ulaşan boyundaki uzunluklar arasında bir denge hissi yaratmalı. Aksi takdirde bu iki sınır aşıldığında, görünüm büyüsünün bir kısmını kaybediyor.
Kase Kesim
Kase kesimi, özellikle kendini bob’dan ayırdığında, çok fazla varyasyon olmadan az hareketle göz alıcı olabilir. Kesim, fotoğraftaki gibi dinamik olduğunda, üst kısımdaki birkaç kısa saç tutamı biraz hareket sağlar. Aksi takdirde fazla yapılandırılmış olabilecek şekilleri yumuşatabilirler.
Makeover imzalı “Seventy” saç koleksiyonu, Madrid’in en popüler sokak pazarı El Rastro’da bulunan 70’lerin kıyafetlerinden esinlendi.
Farklı desenleri ve parlak renkleri ile moda mağazalarını dolduran 70’ler trendi, vintage ve ikinci el kıyafetlere olan rağbeti arttırdı. Seventy saç koleksiyonu da popüler sokak pazarı El Rastro’da bulunan 70’lerin kıyafetlerinden ilham alıyor. 70’lerin farklı saç stillerini bir araya getirip modernize eden koleksiyonda hacimli saçlar, asimetrik kesimler, mullet saç stili ve doğal olmayan tonlar, bu enerji dolu görünümlerin etkisini doruğa çıkarıyor.
Authentic Beauty Concept Global Kreatif ElçisiHester Wernert-Rijn ile sürdürülebilir ürünler, salonlar ve sektör üzerine söyleştik.
Authentic Beauty Concept Global Kreatif Elçisi Hester Wernert-Rijn ile Türk kuaförlere ilişkin izlenimleri, eğitmenlik serüveni, Authentic Beauty Concept deneyimi ve sürdürülebilirlik, favori ürünleri ve gelecek projeleri üzerine söyleştik.
Türkiye’ye ilk kez mi geliyorsunuz?
Hester Wernert-Rijn: Hayır ancak Dalaman’a, Türkiye’ye bir etkinlik için ilk kez gelişim.
Türkiye’yi nasıl buldunuz?k
Her şey çok güzel, çok iyi hazırlanmış, ayrıca hava ve insanlar sıcak, herkes belli bir güzellik konsepti için çalışıyor, herkes yeni şeyler öğrenmeye istekli. Özellikle yeni orijinal teknikleri, saç kesim tekniklerini… Bugün çok şey öğrendiğimi umuyorum ama aynı zamanda herkesle paylaşmak da çok güzel.
Türk kuaförlerini nasıl buldunuz? Yaptığınız işe ilgililer miydi?
Hester Wernert-Rijn: Çok ilgililerdi. Ben de onlarla işin içindeydim. Onlarla birlikte eğlenmeyi seviyorum. Mesela bir şey yaptığımda, “Denemek ister misin?”, diye soruyorum, böylece hissedebiliyor, saça dokunabiliyorlar. Kuaförler izledikleri şeyi hemen denemek istiyorlar. Bu biraz da ego meselesi, seni izliyorlar ve “Bunu ben de yaparım” deyip sahneye çıkıyorlar ama bakıyorlar, olmuyor, bir süre sonra işi kapıyorlar ve o zaman gülümsediklerini görüyorsunuz. Onlara soruyorum, “Bunları kullanacak mısınız ?“diye. Onlarla hem şovlar ve çekimlerde kullandığım hem de salonlara entegre edebildiğim küçük teknikleri de paylaştım.
2019’dan beri Autentic Beauty Concept’in Global Kreatif Elçisisiniz. Salonunuzda para kazanıyorken neden ve nasıl eğitim işine girdiniz?
Hester Wernert-Rijn: Dört yaşından beri hep kuaför olmak istedim. Bu, hayatımda değiştirmek istediğim bir şey değildi. Okul benden daha fazla okulda kalmak ister miyim diye sorduğunda, “Hayır, ben gerçekten kuaförlük yapmak istiyorum” dedim. 16-17 yaşlarındayken eğitim vermek istediğimi ve kendi salonumu açmak istediğimi fark ettim. 20 yaşındayken daha bağımsız olmak istedim. Bu yüzden Güney Afrika’ya seyahat edip orada kuaför olarak çalıştım. Hayatımda attığım pek çok adım oldu. Kuaförlüğün her yönünü bilmek istiyordum. Hedefim daima bu oldu. Daima saç etkinliklerine katılmak, örneğin farklı örgü tekniklerini, farklı kültürleri tanımak istedim, çünkü biri koltuğuma oturduğunda ona , “Hayır, senin istediğin saçı ben yapamam, çünkü nasıl yapacağımı bilmiyorum” cevabını vermek istemedim. Şu an 43 yaşındayım. 20 yaşımdayken freelance işler de yapmaya başladım. Yıllarca Eugene Souleiman’ın ilk asistanı olarak çalıştım. Yamomato, Aleqander McQueen ve diğer başka moda şovlarında görev aldım.Sonradan Tom Ford gibi tasarımcıların moda şovlarını kendi başıma üstlendim.
25 yaşında Amsterdam’da kendi salonum Mogeen’i açtım. Aslında her şeyden biraz… Son 15 yıldır dünya çapında kuaför eğitimlerine katılıyorum. Authentic Beauty Concept bana geldiğinde, hayatımda çok doğru bir zamandı. Authentic Beauty Concept ile çalıştığım dönem hayatımda daha huzurlu hissettiğim bir dönem. Ve hala öğrenmeyi seviyorum. Bunun sonu yok. 80 yaşıma gelsem ve karşıma farklı bir saç dokusu çıktığında, bu harika, keşfedecek yeni bir doku diye heyecanlanırım. Hala öğrenmeye istekli olurum. Kalbimi daima açık tutuyorum.Kuaförlere de daima sessiz olmalarını tavsiye ediyorum. Asla her şeyi bildiğinizi zannetmeyin.
Artık çekimlerde çalışmıyorum, üç çocuk annesiyim. Kendi markamı baştan yarattım ve eğer kuaför olarak dünyaya bir katkımız olacaksa bunun ürün geliştirmeye katkı ile olacağını düşünüyorum. Authentic Beauty Concept ile de boya ve renk geliştirme üzerine çalışıyoruz. Daima öğrenmeyi çok sevdim, öğrenmenin asla sonu yok. Her zaman kuaförlere de asla “her şeyi biliyorum, tamamım”, demeyin diyorum.
Başarının gerçek sırrı bu olabilir mi? Her gün yeni bir şey öğrenmeye istekli olmak?..
Hester Wernert-Rijn: Bir sonraki adımım beni yüz metre ileriye götürecekse bir adım geri gitmeyi dert etmem. Çok çalışıyorum. Bazen 6-7 gün boyunca saatlerce çalışıyorum. Hollanda’da saç ödüllerine hazırlanırken bazen gece dörde kadar çalışırdık. Eşim, elinde içki ve yemeklerle gelirdi. Ben de onun kafasına bir peruk yerleştirir, “Bir yürüyebilir misin, denge doğru mu göreyim” derdim. Daima farklı saç modelleri çalışabildiğimi göstermek istedim. İşte doğaldan yapılıya, günlük kullanılabilir saçlardan avangarda kadar… Günlük kullanıma uygun doğal stillerden avangard saçlara kadar…
Hollanda’da kuaför yarışmalarına katılırdım artık katılamıyorum ama katıldığım zamanlardan toplam 21 ödülüm var.
İnsanlara da eğer şunu yaparsanız saçı biraz kusurlu, doğal gösterir, gibi tavsiyeler veriyorum. Rüzgar varsa daha başka bir şekilde çalışıyorsunuz. Başka renklerle çalıştığınızda saç bambaşka oluyor. Saçı çok seviyorum. Tıpkı kumaş gibi, her elinizi sürdüğünüzde farklı bir şey ortaya çıkmıyor.
Hester Wernert-Rijn:Hollanda’da neden artık yarışmalara katılamıyorsunuz?
Hester Wernert-Rijn: Yılın Kuaförü ödülünü üç kez kazandığınızda Hall of Fame’e (Şöhretler Salonu) çıkıyorsunuz. Ve orada bitiyor. Bence birçok kuaför artık katılamadığım için mutlu, çünkü her seferinde “Of, Hester yine katılıyor” diyorlardı. Onların çaba sarf etmediği anlamına gelmiyor ama ben daima çıtayı bir adım ileriye götürdüm.
Authentic Beauty Concept ile hayatımın daha sakinleştiği dönemimde çalışmaya başladım. Artık çekimler yapmıyordum Ayrıca, üç çocuk annesiyim. Yani, Authentic Beauty Concept bana çok doğru bir zamanda geldi. Markayla işin ta en başından çalışmaya başladım. Bu da laboratuvara girip markanın nasıl inşa edildiğini anlayabiliyorum. Kuaförlerin ilgisini nasıl çekebileceğimizi ve dünyaya nasıl bir katkı yapabileceğimizi düşünmek… Bir katkım olabilecekse bunun ürün geliştirme tarafında olacağını düşünüyorum.
Daha önce de farklı markalarla çalıştığınız. Authentic Beauty Concept’I sizin için farklı kılan ne?
Hester Wernert-Rijn: Daha önce başka markalarla çalıştım. Ve daima daima mutluydum, çünkü sürekli bir öğrenme süreci söz konusuydu. Authentic Beauty Concept benden marka sözcüsü olmamı istediğinde, açıkçası biraz korktum, çünkü henüz pek bilinmeyen bir markayla çalışmanın zorluğunu biliyorum. Hiçbir kuaför ne olduğunu bilmiyordu. İşte, vegan falan… “Fazla mı organik acaba?” Bir sürü soru vardı kafamda. Ürünün gerçekten organik olması ve tamamen kusurlu saçlarla başlamak güzeldi… Sonra biraz daha şekillendirmeyle saçı güncelleme, ürünleri saçla nasıl buluşturacağımızı, nasıl harmanlayacağımızı keşfetme ve onu daha modaya uygun hale getirme macerası çok güzeldi. Ama daha cool ve şık bir şekilde…
Kullandığımız ürünler ve kimyasal içerikler nedeniyle kuaförlük endüstrisi çok kirli bir endüstri. Authentic Beauty Concept’le çalışmaya başladıktan sonra salonunuzda neler değişti?
Hester Wernert-Rijn: Evet salonda bir şeyleri değiştirdim. Ama çevre dostu anlayışı salonumda zaten benimsemiştim. Salonumda tasarım aynalarım ve masalar doğal ahşaptır ve ahşabı tren raylarından gelme. Yani zaten daha önce kullanılmış, yeni değil. Ayrıca çeliği kullanırız, çünkü çelik uzun süre dayanan sürdürülebilir bir malzemedir. Salonumda ayrıca daha uzun süre dayanan, daha sürdürülebilir olan kurutulmuş çiçekler kullanıyoruz. Beni yanlış anlamayın, çiçekleri severim ama kuru çiçekler de aynı hissi veriyor. Çünkü zaten giysiden gıdaya her şeyi aşırı tüketiyoruz. Bu yüzden bazı şeylerde azalmaya gidiyoruz. Bu aynı zamanda dünya için de daha iyi. Salonda alışıldık olarak kurabiye değil, kuruyemiş ikram ediyoruz, çünkü aynı zamanda daha sağlıklı. Müşterilerimiz de çok seviyor. Aynı zamanda kuru üzümlü saf çikolata ikramımız var, çünkü çikolata insanı mutlu eder. Yani biraz dengeliyoruz. Aydınlatma için farklı ışıklar ve ayrıca klimayı kullanıyoruz. Böylece kullandığımız elektriği kontrol edebiliyoruz. Küçük adımlar belki ama en azından kendi küçük katkımı yapıyorum. Pek çok insan sizi bu yüzden seçiyor. İster Türkiye’de, ister Paris’te yaşayın, Authentic Beauty Concept’i tercih ediyorsanız, belirli bir yaşam tarzınız var ve belli bir biçimine inanıyorsunuz demektir. Markanın topluluğunun da çok hoş olduğunu fark ettim. Tüm kuaförler çok nazik, çok rahat. Birbirimizle rekabet etmiyoruz. Birbirimizle bilgi paylaşmak da çok güzel.
Organik ve vegan olmanın ötesinde çok “cool”,çok organik ve kendisini konumlandırma açısından çok akıllı bir marka. Mesela yeniden doldurulabilir şampuanlar. Bu çok cool. Her şeyin çözümü değil ama en azından bir başlangıç
Özellikle ebeveyn … Kızım Lily 9 buçuk yaşında. İkiz oğullarım var, onlar da neredeyse beş yaşında. Özellikle ebeveyn olduğunuzda hayat perspektifiniz değişiyor. Çocuklarımın benimle gurur duymalarını istiyorum. Ben gittiğimde onlara daha iyi bir dünya bırakabileceğim adımları kişisel olarak atıyor olmak istiyorum. Dolayısıyla Authentic Beauty Conceptile çalışmamın temel gerekçesi buydu. Bir sürü marka gördüm ama arkasında bir güç olan bir markayla çalışmak da benim için önemli. Bir şeyleri iyileştirmek üzere çalışan markaları seviyorum ve bence Henkel bu açıdan örnek bir şirket. Kuaförlük endüstrisinde çok deneyimliler, Authentic Beauty Concept de bu sektörde bir şeyleri daha iyi hale getirmek için çok önemli bir adım.
En favori Authentic Beauty Concept ürününüzün ne olduğunu merak ediyoruz.
Hester Wernert-Rijn: Her zaman bana bunu soruyorlar. Bir tane seç! Sadece bir tane seçemem.
Erkan Güzel: Benim bir favorim var açıkçası. Şampuan. Tek kullandığım ürün bu.
Hester Wernert-Rijn: Benim seyahat çantamdaki ürünlere bakarsak, başlangıç olarak saçımı nemlendirmek ve beslemek içine Cleanser and Hydrate Conditioner… Mesela benim saçım böyle ama saçımın daha aslan gibi görünmesini seviyorum. Daha katmanlı bir görünüm için Flowless Primer’ı daima kullanıyorum. Saç diplerimde daha fazla doku için Nymph Salt Spray,
Eğer saçımı fönleyecek zamanım varsa o zaman Amplifier Mouse köpük de uygulamam gerekiyor, biraz doku için sprey ve pudralarını kullanıyorum.
Galiba bütün seriyi kullanıyorum. Bu iş biraz makyaj yapmak gibi…
Covid süreci ve sonrasında endüstride pek çok şey değişti. Etkinlikler, fiziksel eğitimler, şovlar azaldı. Yeni yeni normale dönüş başladı. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hester Wernert-Rijn: İnsanların artık palavraya ve sahte şeylere karnı tok. Belki bunu böyle söylemek biraz sert ama…Gerçek şeyler görmek istiyorlar. Modeller için de aynı…
Eskiden sıfır beden modeller sahnedeydi, şimdi ise her bedenden modelleri görüyoruz. Tek bir insan tipinden çıkarak her tip insanı kucaklamaya başladık ve bence bunu görmek çok güzel. Covid süresince insanlar hayatlarını nasıl yaşayacakları, kullandıkları ürünler konusunda daha akıllandılar. Beslenmeleri mesela, belki daha az et, daha az balık yemeye ya da tamamen vegan beslenmeye başladılar Diğer yandan salonumda çalışan kızlar ve erkekler biraz depresif oldular, çünkü devamlı evdeydiler. Başlangıçta güzel geldi ama…Sonra salona dönmek istediler ve dönebildiklerinde sürekli yorgunlardı. “Neden yorgunsunuz?” diyordum. Çocuklarınız ya da ev ödemeniz yok,” diye düşünüyordum ama yaşanan süreç onları zihinsel ve duygusal olarak çok yordu. Bununla birlikte paralarını harcama şekilleri değişti. Öte yandan, kuaförlük sektöründe insanlar bir şey gerçekten iyiyse ona para harcamaktan çekinmiyor. Her şeye para harcamaktansa iyi olan tek bir şeye yönelmeyi tercih ediyorlar. Bu yüzden etkinliklerin azalması kötü bir şey değil, çevrimiçi (online) platformlarda da eğitimler yapılabiliyor. şimdi daha geniş bir erişim alanı var. insanlar başta şeş diye düşünüyordu. Yani, birbirimizi bu değişimlerde görmek güzel bütün o duyguları yaşamak…ama böyle zamanlarda, yani farklı ve zor dönemlerde daha yaratıcı şeyler ortaya çıkar. Bu benim için de geçerli, önümüzdeki yıl göreceksiniz.
Biraz ipucu verebilir misiniz?
Hester Wernert-Rijn: Covid döneminde saç için cool bir araç tasarladım. Çok cool bir araç. Bu fikir bana yıllar önce Güney Afrika’da yaşadığım dönemde aklıma gelmişti. Orada ayrı zamanlarda iki kere yaşadım. 20-21 yaşlarımda. Daima prodüksiyon sonrasında atılan dünya kadar yemek olurdu ve o zaman aklıma geldi. Bir sürü çocuk vardı. Nerede yaşadıklarını sordum.Pek çoğunun evi bile yoktu. Bir çoğu gecenin yarısı istismara, tecavüze uğruyordu. Bunu duyunca, ileride bir şekilde bir gün onlara dokunabilecek bir şey yapmaya o zaman karar verdim. Henüz bunu yapamıyorum ama küçük adımlar atmaya başladım. Başlangıç olarak büyük oranda geri dönüştürülebilir plastikten üretilen bir şey tasarladım. Hem saçlarda kullanabilecek hem de onlara da iş kaynağı olabilecek özel sürüm bir başka projem var.
Ve bir gün bir okul açabilmeyi çok istiyorum. Gündüzleri eğitim verilecek ve geceleri çocuklara ev olacak bir yer. Çünkü artık yapabilirim, çocuklarım ve kocamla iyiyim. Çok fazla müşterim var ve söz konusu şey çelik ya da ahşap bile olsa buna rahatlıkla para yatırabilecek müşterilerim var.
Bana para vermeyin, birlikte okulu inşa edelim, çünkü para vermekle iş bitmiyor,
İşimi seviyorum ama aynı zamanda yaratıcılığı paylaşmak ve saç sektöründe küçük bir hareket yaratabilmeyi istiyorum. Bana katılın, bu aracı seveceksiniz ve minnettar olacaksınız. Sadece bana değil… Herkesin yüzüne ekstra bir gülümseme katabilmek için… Daha işin çok başındayız ama en azından başlattık, ama bunu yapan tek kişi ben değilim. Bence Covid gerçekten insanları farklı sınırları aşmaya itti. Dünyaya yardım etmek, çocuklara yardım etmek… Artık hiçbir şey sadece benim ya da sizinle ilgili değil…
Sanırım, bu projelerle birlikte çocuklarınız sizinle çok gurur duyacaklar
Hester Wernert-Rijn: Evet, umarım. Bunu yapmamın tek nedeni benimle ilgili hatırlayacakları tek şeyin çalıştığım büyük kampanyalar ya da turlar olmasını istemiyorum. Bu, hayatlarının yüzde 10’u bile olsa o yüzde onu yardımseverliğe adarlarsa o zaman mutlu olacağım.
Türkiye’de kuaförlük sektörü kalifiye ve yetişmiş eleman konusunda büyük bir sıkıntı yaşıyor.
Hester Wernert-Rijn: Hollanda’da da durum aynı. Ben çok şanslıyım, tahtaya vurayım, henüz bu anlamda bir problem yaşamadım, çünkü aslında insanlar bana geliyor. Öte yandan, insanlar uzun süre bir yere gidiyor ve sonunda, “Ben bu kuaförden memnun değilim”, diyorlar. “Son 10 yıldır buraya geliyorum ve artık değiştirmek istiyorum”, diyorlar. Bence bu, kuaförler için de bu geçerli.
Burada çalışıyorum ama çalışmak istediğim yer gerçekten burası mı?
Geleceği düşünmek için çok zamanları var ve güçlü olan ayakta kalacak. Daha fazla çalışmaları gerekiyor. Bir hayli zor. Sadece kuaförlük sektöründe değil, başka sektörlerde de aynı şey söz konusu. Restoranlar mesela… Benim eşim restoran sahibi. O da kalifiye eleman bulmakta zorlanıyor. Nerede bu insanlar, merak ediyoruz. Her yerde durum bu. Mesela Hollanda’daki havaalanları. İnsan yok! Restoranlar, saç sektörü, hatta bankalar bile… İnsanlar bugünlerde paralarını neye harcıyorlar bilmiyorum ama aynı zamanda şunu fark ettim . Yeni nesil daha az çalışmak istiyor. Daha az çalışıp aynı miktarda para kazanmak istiyorlar.
Büyümek isteyen kuaförlere ne tavsiye edersiniz?
Hester Wernert-Rijn: Ben Covid döneminde İnstagramı çok kullandım. kuaförlere de sosyal medyayı etkili ve akıllı kullanmalarını tavsiye ediyorum. Salonunuzun videolarını çekmeyi ihmal etmeyin; çok katı ve belirgin bir şekilde yapmayın ki salonun doğal atmosferi bozulmasın. İyi videolar çekin ki kuaförler gelip sizin yanınızda çalışmaya can atsın. Sosyal medyayı her zamankinden çok kullanırdım.
Türk kuaförlerine bir mesajınız var mı?
Hester Wernert-Rijn: Evet, tabii. Türk kuaförlerine şöyle bir mesaj vermek istiyorum. Hepinizin saçı çok sevdiğini biliyorum. Yaptığınız şeyi yapmaya devam edin ve daima öğrenmeye açık olun. Daima başka insanlara yardım etmek için %10-%12’lik bir alan bırakın. Başka başka yollarla… Benim Instagram hesabımı takip edin, çünkü gelecek aylarda her zaman sizi göremesem de sizin beni görebileceğiniz zamanlar olacak! Ve yeniden gelmeyi umut ediyorum. Görüşürüz.
2023 kapıda… Yeni yılın taze fikirlerle geldiğini ve yeni trendlerle deneyebileceğimiz farklı stiller sunarak bizi rutinden kurtardığını biliyoruz. Bu yüzden 2023’te en çok hangi saç stillerinin öne çıkacağını merak ediyor musunuz? Bu konuda birkaç fikrimiz var. İşte 2023 yılında öne çıkacak ve deneyebileceğimiz üç saç stili:
Bol Dokulu Bob
Çoğu zaman kısa ve net hatlarla görmeye alıştığımız bob, 2023’te daha fazla kalınlık ve hacim hacim yanılsaması veren doku ve dalgalı katlarla geliyor. Bu görünüm, daha az bakım gerektiren, daha kaygısız bir yaklaşım için aşırı yapılandırılmış bob stiline eğlenceli bir alternatif sunuyor.
Bardot Kakülleri
Çaba harcanmamış, doğal ama seksi bir görünüm için 2023’te daha da popülerleşecek olan kendini Fransız esintili dağınık görünümle gösteren Bardot kakülleri şimdiden benimsenmeye başladı bile . Merkezden başlayıp şakaklara doğru uzayan daha kısa uzunluklarla yüzünüzün etrafında bir kontur oluşturmak, yüzünüze dikkat çekmenin eğlenceli bir yolu.
Bardot kakülleri, son rötuşlarla perde kaküllerden ayrılıyor. Bardot kakülünde saçlar ortadan ayrılıyor ve ortadaki saçlar, gözlerin köşesine çarpıyor; yana doğru yüzden uzaklaştıkça uzunluğu artıyor. Çok benzer görünseler de, perde kakülde orta kısım Bardot kaküllerinde olduğundan daha belirgin.
Bronz Balyaj
Balyaj hiçbir zaman demode olmayacak ama farklı tonlamalar ve renk seçimleriyle her yıl başka bir versiyonunu görmeye alıştık. Saçı aydınlatıp yüze sıcaklık katan balyaj, az bakım gerektiren bir yol arayan esmerler için ideal bir renklendirme. Doğal ve canlı görünümüyle bilinen bronz balyaj 2023’te popülerliğini korumaya devam edecek.
2023 kapıda… Yeni yılın taze fikirlerle geldiğini ve yeni trendlerle deneyebileceğimiz farklı stiller sunarak bizi rutinden kurtardığını biliyoruz. Bu yüzden 2023’te en çok hangi saç stillerinin öne çıkacağını merak ediyor musunuz? Bu konuda birkaç fikrimiz var. İşte 2023 yılında öne çıkacak ve deneyebileceğimiz üç saç stili…
Şirketlerin müşterilerinin gerçek ihtiyaçlarını karşılayacak yenilikçi ürünler tasarlamaları için gereken inovasyon kültürünün kurulması, güçlendirilmesi ve kurum içi girişimcilik konusunda çözümler sunan GOOINN, Wellness 2022 Raporu ile 11 farklı sektörde büyüyen Wellness ekonomisinin tüm detaylarını masaya yatırdı. Raporda, wellness pazarı ve büyüyen wellness ekonomisine ilişkin detaylar, yeni fikirler, yeni trendler gibi detaylar yer alıyor.
GOOINN tarafından hazırlanan ve Wellness alanındaki girişimcilere rehberlik eden raporda; “Wellness tanıtımı ve kullanım alanları, dünyada ve Türkiye’de Wellness sektörü, sektörün avantajları, çeşitleri, bilinmesi gereken kavramlar, kullanılan teknolojiler, Wellness alanında önemli teknolojiler ve geleceğin trendleri” gibi konu başlıklarının ele alındı. GOOINN Wellness 2022 raporuna göre, kişilerin günlük yaşamlarına sağlıklı yaşam aktivitelerini ve yaşam tarzlarını dahil etmesine olanak sağlayan Wellness ekonomisinin bir endüstri olarak 2020 yılında 4,4 trilyon dolar değerinde bir pazara sahip iken, 2025 yılında yaklaşık 7 trilyon dolar değere ulaşması bekleniyor.
Wellness pazarı 11 farklı sektörde büyüyor
Wellness ekonomisi “mental wellness, fiziksel aktivite, wellness gayrimenkulü, kurumsal wellness, wellness turizmi, spa ekonomisi, termal/mineral/maden kaynakları, sağlıklı beslenme ve kilo kontrolü, kişisel bakım ve güzellik, önleyici ve kişiselleştirilmiş tıp, halk sağlığı, alternatif ve tamamlayıcı tıp” isimleri altında 11 farklı sektörde her geçen gün ihtiyacın daha da artması ile hızla büyüyor. Rapora göre, bu büyük ekonomi içinde 2020 yılında 34,6 milyar dolar ile Avrupa’nın en büyük 9. Wellness pazarına sahip olan Türkiye, bugün Dünya genelinde ilk 20’ye girmiş durumda. Termal kaynak zenginliği açısından dünyada 7. sırada yer alan Türkiye’nin bu alanda Wellness turizminden yüksek pay almaya devam edeceği öngörülüyor.
Diğer yandan, GOOINN Wellness raporuna göre, 2019 yılında 874 milyar dolar değerinde bir pazara sahip olan fiziksel aktivite ekonomisinin 2025 yılında 1,7 trilyon dolar olacağı; Wellness turizminin ise pazarının genişleyerek 1,1 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Yine aynı yıl içinde yapılan tahminlere göre Spa ekonomisinin 2025 yılında pandemi öncesi değerlerine geri dönerek 151 milyar dolar değerine ulaşacağı; termal/mineral/maden kaynakları ekonomisinin ise 90 milyar dolara ulaşacağı düşünülüyor. Çoğu ülkede wellness pazarının büyük bölümünü sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite ve kişisel bakım ve güzellik oluşturuyor.
Dijital Wellness, güçlü çalışan bağlılığı ve yüksek üretkenlik sağlıyor
Teknolojilerin ve dijital hizmetlerin fiziksel, mental ve duygusal sağlığın üzerindeki etkisini tanımlamak için kullanılan dijital wellness, hem işyerinde hem de kişisel yaşamda sağlıklı teknoloji kullanım alışkanlıklarını teşvik etmek ve kişilerin daha sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmesine yardımcı olmaktadır. Son yıllarda iş yerlerinde artan teknoloji kullanımından dolayı dikkat ve davranış sorunlarının yanı sıra tükenmişlik sendromlarının da arttığı ortaya koyan GOOINN raporu, işverenlerin daha sağlıklı yaşam ve çalışmayı teşvik etmek için teknoloji kullanımını kolaylaştıran araç ve uygulamaları benimsediğini gösteriyor.
Bu nedenle işyerinde dijital wellness konusuna odaklanmanın hem işletmeler hem de çalışanlar için karşılıklı olarak faydalar sunduğunu ifade eden Wellness raporu ayrıca, bu faydalardan en önemlisinin güçlü çalışan bağlılığı ve yüksek üretkenlik sağladığını ortaya koydu. Bu noktada işverenler, odaklanmayı teşvik eden ve dikkat dağınıklığını azaltan dijital çalışma alanı teknolojileri sayesinde dijital wellness’i teşvik ederek çalışanların katılımını ve üretkenliğini iyileştirebiliyor. Diğer bir faydası ise, çalışan memnuniyetinin artması. Birçok çalışan, iş tatmini için daha iyi bir iş-yaşam dengesinin gerekli olduğunu belirtiyor. Özellikle uzaktan çalışma ile birlikte dijital wellness, bahsedilen dengenin önemli bir unsuru haline gelmiş durumda. Bu noktada işverenler esnek çalışma düzenlemeleri gibi uygulamaları benimseyerek iş gücündeki memnuniyeti artırabiliyor.
Dijital sağlığı geliştirmenin yolları
GOOINN’in Wellness 2022 raporu, teknolojinin sağlıklı kullanımını teşvik etmek, fiziksel, mental ve duygusal sağlığın korunmasına yardımcı olmak için dijital alışkanlıklara göz atma, dijital aktiviteyi izleme, sınırları belirleme, uyku sürecinde teknoloji ile bağlantıyı kesme, odak modunu kullanma, gerçek zamanlı ilişkilere öncelik verme ve sosyal medyada geçirilen zamanı azaltma konularında kullanılıyor.
Wellness alanında en çok kullanılan 10 teknoloji
Raporda ayrıca, gelişen teknolojilerden faydalanarak gelişen Wellness pazarında en çok kullanılan 10 teknoloji şu şekilde sıralanıyor; Yapay Zeka (AI), Giyilebilir Teknolojiler, Nesnelerin İnterneti (IoT), Internet of Care Things (IoCT), Sanal Gerçeklik (VR), Artırılmış Gerçeklik (AR), Robot Teknolojileri, Otomasyon Teknolojileri, Veri Analitiği ve Wellness Uygulamaları.
Wellness ile ilgili geleceği şekillendirecek trendler
Tüm dünyada insanlar sağlık hizmetlerine yılda 8,3 trilyon dolar ve sağlık için 4,4 trilyon dolar harcarken, daha iyi yaşamak için davranış değişikliği geliştirmek konusunda zorlanıyor. GOOINN Wellness 2022 raporuna göre; “toprağa geri dönüş, toksik kaslılık sorunun temizlenmesi, yeni yaşam modelleri, seyahat, tıbbi araştırmalarda açık kapatan yenilikçi teknolojiler, sağlıklı şehirler, yeni nesil natüralizm, sağlık ve wellness koçluğu, metaverse’te wellness, ses şifası ve travmalar konusunda bilinçlenme” gibi trendler Wellness teknolojilerinin ve sektörlerinin geleceğini şekillendirecek.
Yaşam kalitesini iyileştirmek için ipuçları
Wellness 2022 raporu ayrıca, yaşam kalitesini iyileştirmek için düzenli uyku, sağlıklı ve dengeli beslenme, güneş ışığı alma, stres ile başa çıkma, günlük egzersiz, sigara ve alkolden uzak durma, sosyalleşme, hobiler ile uğraşma, anda kalma, yeni beceriler kazanma, gülmeye ve eğlenmeye zaman ayırmak gibi ipuçları konusunda önerilerde bulunuyor.
Kış aylarında sıcaklıkların düşmesi ve rüzgarın şiddetini arttırmasıyla birlikte saçlarda kuruluk, dolayısıyla da belli bir hasar yaratır. Kışın kuruyup zayıflayan saçlar hasara daha meyilli hale gelir. Peki kış saç bakımı için nelere odaklanmalısınız?
Saçların kurumasını engellemek için kış boyunca saçı derinlemesine nemlendiren bakım ürünlerine yönelin. Bununla birlikte, eşarplar ve şapkalarda nemi saça hapseden ipek ve sateni tercih edin. Saten ve ipek, sadece saçınızı korumakla kalmaz, aynı zamanda sürtünmeyi azaltarak saçın kabarmasını önler. Özellikle kışın özellikle yağmurlu havalarda saçları hemen elektriklenip kabaran kıvırcık ve dalgalı saçlılar ne demek istediğimizi anlayacaktır.
Saçınızı Sık Yıkamaktan Kaçının
Saçınızı sık sık şampuanla yıkamak, doğal yağlarını yok ederek daha fazla kuruluğa ve tahrişe neden olur. Yıkamalarınız arasındaki süreyi uzatmaya çalışın. Saçınızı haftada iki defadan fazla şampuanlamayın. Doğal nem dengesini korumak için her zaman sülfatsız ve hafif bir şampuan kullanın.
Sıcak Şekillendirme Aletlerine Yüz Vermeyin
Saçlarınız kış aylarında zaten hassastır. Saçlarınızı ısıyla şekillendiren aletler saçınızı kırılgan hale getirerek kırılmaya neden olabilir. Kış aylarında saçınızı kurutmadan dışarı çıkın demiyoruz, ama saçınızı düşük ve orta arası bir ısıda kurutmaya çalışın. Aksi takdirde yüksek ısı saçınızdaki bütün nemi çekip alır. Şekillendirici maşalardan da mümkün olduğunca uzak durmaya çalışın.
Kış Aylarında Saç Bakımı İçin En İyi Saç Ürünleri
Saçınıza ihtiyacı olan nemi geri kazandırmak ve saçı güçlendirmek üzere formüle edilmiş ürünleri kullanmanızı öneririz. Ayrıca elektriklenmeyi azaltmak için saçınıza durulanmayan bir saç kremi uygulayabilirsiniz.
Kışın saç derisine yönelik bakım ürünlerine daha fazla yatırım yapmak isteyebilirsiniz. Saç derisini temiz tutun. Kış boyunca onarıcı, güçlendirici, besleyici ve nemlendirici bakımlardan faydalandığınızdan emin olun.
Sigara içiyorsanız ve saçlarınızın gittikçe seyreldiğini düşünüyorsanız, ikisi arasında bir bağlantılı olabilir. Sigara dumanındaki kimyasalların vücudunuz için ne kadar zararlı olduğunu tahmin etmek güç değil, ancak bunların saç dökülmesine ve erken beyazlamaya da katkıda bulunabileceğini biliyor muydunuz?
Saç köklerinin sağlıklı saçlar üretmek için oksijene, besinlere ve minerallere ihtiyacı vardır. Sigara dumanındaki toksik kimyasallar dolaşımınızı olumsuz etkileyip kan damarlarını küçültebilir ve kan akışını engelleyebilir. Folikülleriniz beslenmek için ihtiyaç duydukları kanı almadığında, saç büyüme döngüsü kesintiye uğrar.
Zayıf Bağışıklık Sistemi
Sigara içmek bağışıklık sisteminize zarar verebilir ve bu da saç dökülmesine neden olan hastalıklara yol açabilir. Zayıf bir bağışıklık sistemi, saç derisinde saç çıkmasını engelleyebilecek bir bakteri veya mantar enfeksiyonu riskini artırabilir.
Çevre kirliliği
Saç köklerinize zarar verebilecek olan sadece dumanı teneffüs etmek değildir. Sigarayı düzenli olarak evde veya camları kapalı bir arabada içiyorsanız, çevre kirliliği yaratıyor olabilirsiniz. Çoğu saç dökülmesi genetik olsa da, araştırmalar saç dökülmesini çevresel faktörlere bağlıyor. Kirli hava, genetik saç dökülmesini şiddetlendirebiliyor. Dumanla dolu havadaki kanserojenler, saçın yapıldığı proteini üreten mekanizmaları engelleyebiliyor.
Sigaranın neden olduğu saç dökülmesini tersine çevirmenin en iyi yolu sigarayı bırakmaktır. Saçınızı ve cildinizi sigaradaki toksinlere maruz bırakmayı bıraktığınızda, saçlarınız tekrar uzamaya başlar.