Yatmadan önce saçınıza ne tür bir müdahalede bulunmanız gerektiği saç tipinize ve hedeflediğiniz şekillendirmeye bağlıdır. Göz kamaştıran doğal kıvırcık saçlara sahip olan Nicole Kidman, sabah yataktan kalktığında biçimli bukleler ile uyanmanın sırrını paylaştı. Kidman, uyumadan önce buklelerine eliyle bir miktar saç yağı uyguladıktan sonra saçlarını üç kesitli normal bir örgüyle tek bir kuyruk halinde topladığını, bu şekilde saçlarının dolaşmadan şekilli kıvrımlar halinde kalmayı başardığını açıkladı.
Spor yapıyorsanız ya da yatakta sık sık dönen biriyseniz saçınıza çok fazla stres uyguluyorsunuz demektir. Bu durumda uzmanlar örgüyü öneriyor. Çok fazla germeden yaptığınız gevşek örgüler saçlarınızın güvende kalmasını sağlıyor. Saç çizgisindeki kırılmayı en aza indirmek için şekillendirme yaparken de saçınızı çok sıkı çekmemeye gayret edin.
Hafif dalgalı bir görünüme kavuşmak isteyen düz saçlılar da saçlarının dokusunu karıştırmak için örgüye yönelebilir. Sabah örgüyü açtığınızda saçınız doğal ve dalgalı bir doku kazanır.
Uyurken saçları sağlıklı tutmanın diğer yolları
Her ne kadar bu saç tipinize göre değişiklik gösterse de aşağıdaki ipuçlarından faydalanabilirsiniz:
Durulanmayan bir saç kremi veya maske uygulamak
Kidman bukleleri için saç yağını tercih edse de saç tellerini hasardan korumak için durulanmayan bir saç kremide uygulayabilirsiniz. Formüllerindeki yumuşatıcılar ve yağlar buklelerinizi daha kaygan hale getirdiğinden, gece boyunca saçlarınızın dolaşmasına engel olur. Özellikle kuru saçlarınız varsa, ekstra nem yüklemek için bir nem maskesi uygulayıp yatmadan önce saçınızı bir duş başlığı veya bone içinde toplamanız yeterli.
İpek veya saten yastık kullanmak
Pamuktan farklı olarak ipek ve saten sürtünmeyi önleyip saçın doğal yağlarını korumasına yardımcı olur, bu da saçınızın çekilmesini, gerilmesini, dolaşmasını ya da kırılmasını engeller. Bu çözüm özellikle daha kırılgan, hasara ve kabarmaya meyilli bukleler için çok önemlidir.
Estetica Dergisi-Hairist projesi olarak gerçekleştirdiğimiz “Güzelliğin Peşinde” belgesel serisinde Kırklareli’den Kuaför Emine Küçük, kuaförlüğe başlama serüvenini, deneyimlerini, mesleki gelişimini ve duygularını bizlerle paylaştı.
İşte Emine Küçük röportajından öne çıkan alıntılar:
“Kuaförlük hikayem 1995 yılında başladı. Liseyi bitirdim ve kendimi bir kuaför salonunda buldum. İlk başlarda hiç istemiyordum, hatta çok ağladım. Kız kardeşim yaz döneminde kuaför salonunda çalışmak istedi. Bizim de bir tanıdığımız vardı, ona, ‘Gel çalış’ dedi. Onunla birlikte ben de gittim. Sonra Bahar Abla, ona ‘Ben böyle çalışamam, sen yaz döneminde çalışıp okul başlayınca gideceksin. yetiştirebileceğim bir eleman arıyorum,’ dedi. Sonra dayımın kızı, bana “Sen kalsana, sonuçta liseyi bitirdin, senin için iyi de olur” dedi. Ben de onu kırmamak için başladım. Ağlayarak işe gittiğimi biliyorum ama babam iflas etti, annem, babam çok yaşlıydı, çalışmak zorunda hissettim ki en başta yetiştirildiğim için çok cüzi paraya çalışıyorum. Ancak hep başka bir iş arayışındayım ama bir yandan da ilerleme kaydediyorum, ustam benden çok memnundu, hatta soğukta dışarıda kalmayayım diye bana bir süre sonra anahtar verdi, salonu ben açmaya başladım. İlk üç-dört yılım hep ‘Acaba bir devlet dairesinde çalışabilir miyim?’ diye düşünerek geçti. Üniversite okumak isterken kendimi birden kesilen saçları süpürürken buldum. O da bana çok dokunuyordu, biliyor musunuz? ‘Ben bunu niye yapıyorum?’ diyordum. Herhalde küçümsüyordum. Ama şimdi kuaför olmaktan dolayı çok mutluyum. İyi ki olmuşum. Bunda ustamın da payı çok büyük.“
“Bahar Abla’ya işten ayrılacağımı söyleyince bir süre küs kaldık. Tabii, çok uzun süre bir yerde çalışınca abla-kardeş gibi oluyorsunuz. Şimdi o küskün kaldığımız döneme üzülüyorum çünkü benim hayatımda çok önemli bir rolü var ama o dönem biraz küskün geçti. Tabii küs kalmadık, sonra barıştık.”
Emine Küçük, Kırklareli
“2003’te kendi iş yerimi açtığımda müşterilerim hep Metin Bahçecik salonuna ya da Akmerkez’deki MOS’a gidip saçlarını yaptırırlardı. Derdim ki, “Ne var? Niye gidiyorlar bu kadar”… Ben de ara sıra gider, oralarda saçlarımı kestirirdim ama kuaför olduğumu hiç söylemezdim. Onların neyi nasıl yaptıklarını hep gözlemlerdim. Fönü nasıl çekiyorlar, saçı nasıl kesiyorlar?.. Biz tabii ustamızdan gördüğümüz şekilde yetiştik. Sonrasında birçok eğitim alarak kendimi geliştirdim.”
“7. yılımda kuaför salonu yapmak üzere kendime bir apartman dairesi satın aldım. O süreç biraz uzadı ama sonunda oraya geçtim ve geçişim muhteşem oldu. Hairist Kuaförler Kongresi’ne katılmıştım. Orada Altıpatlar Mimarlık ile tanışma fırsatı buldum. Çalışmalarına baktım. Bahçecik, Mehmet Tatlı, Erdem Kuaför gibi salonlarla çalıştıklarını gördüm. Tarzları bana çok uygundu.‘Bir salon açtığımda Altıpatlar Mimarlık ile çalışmalıyım’ dedim. Kırklareli bilmedikleri bir şehir, başta pek gelmek istemediler, hiç umutları yokmuş, hatta , ‘En kötü Kırklareli’de bir yemek yer, döneriz’ demişler ama tanıştıktan sonra birbirimizi anladık. Hatta onlarla çalıştıktan sonra, salonumuz tasarımıyla çok önemli bir dergide, Estetica Dergisi’nde haber oldu.”
Dünyanın en çok konuşulan kadınlarının başında gelen Kardashian ve Jenner kardeşlerin kuaförü olan Jen Atkin, saç bakımı ve şekillendirme ipuçları ile 2021 sonbahar saç trendlerini paylaştı.
Kuaför, girişimci ve influencer Jen Atkin, Instagram’da 4 milyonu aşkın kişi tarafından takip ediliyor. Müşterileri arasında Gigi, Bella Hadid ve Hailey Bieber gibi birçok ünlü yer alıyor. Kendi saç bakım markası Ouai ‘yi kurdu.
Müşteriler kışın bakım rutinlerini nasıl değiştirmeli?
Jen Atkin: Kışın hava büyük bir rol oynuyor. Doğru fön makinesi aparatını kullanmak saçınıza yardımcı olacaktır. Kütikül soğuk bir fön makinesi ile yumuşatılır, böylece saç güzelce, pürüzsüz bir şekilde uzanır. Ancak şampuandan maskeye, doğru ürünler kullanmak önemli. Müşterilerin uygun bir şampuan, saç kremi ve saç bakımına, şekillendirme araçlarına, bitiş kremlerine, saç yağına yatırım yapmalarını öneriyorum. Ancak daima kendi saç tiplerine göre geliştirilmiş bir ürün tercih etmeliler.
En iyi saç bakımı ipuçlarınız nelerdir?
Jen Atkin: İki farklı şampuan kullanın. Yağlı bir saçınız ve kuru uçlarınız varsa, bu şimdiye kadarki en iyi ipucu. Saç kremi ve maskeler saç derisine ait değildir. Uçan saçları yatıştırmak için bir diş fırçasına saç spreyi sıkarım. Saç çizgisinde hacim yaratmak için doğrudan saç diplerinize kuru bir şampuan püskürtün. Ya da ellerinize püskürtüp saç diplerinize sürün. Ayrıca bir fırçanın üzerine hafif bir saç spreyi sıkabilir ve saçınızı baş aşağı alttan üste doğru tarayabilirsiniz.
En büyük stil hataları nelerdir?
Jen Atkin: Fön çekerken hava akımının gücünü veya ısıyı kullanmak zorunda değilsiniz.
Şu anda hangi trendlerden söz edebiliriz?
Bella Hadid (Onstagram @jenatkin)- Sonbahar boyunca doğal dokulu sağlıklı saçlar trend olmayı sürdürecek.
Linda Evangelistanınki (Instagram @lindaevangelista) gibi kısa saç modelleri daha da rağbet görebilir.
Jen Atkin: Doğal Dokular ve Sağlıklı Saçlar. Tepeden tırnağa saça ve cilde özen göstermek ve her ikisini de bolca nemlendirmek. Sonbaharda parlak, ışıltılı saçlar göreceğiz. Saç aksesuarları Amerika Birleşik Devletleri’nde çok popüler. Klipsli ve küçük atkuyruklu, şakaklarda sevimli küçük boho örgüler. Pandemi bittiğinde 1920’lerde veya ABD’deki Büyük Buhran sonrasında yaşananlara benzer eğlenceli renkler, kesimler ve saç modelleri göreceğimize eminiz. İnsanlar kendilerini yeniden ifade etmek isteyeceklerdir. At kuyruğu ve üst örgülerden bıkacaksınız. Christy Turlington ve Linda Evangelistanınki gibi daha kısa saç modelleri bekliyorum. Ancak balyaj da sık sık tazelenmesi gerekmediği için popülerliğini korumayı sürdürecek.
Pandemi nedeniyle dijital olarak gerçekleşen Yılın Kuaförü Yarışması 2020 ödül töreninde Kesim & Renklendirme Kategorisi Birincisi ve “Yılın Kuaförü” unvanını alan Volkan Hazırcı ile söyleştik.
Volkan Hazırcı, İstanbul
Hairist Yılın Kuaförü Yarışması
2020 Kesim & Renklendirme Kategorisi Birincisi ve Yılın Kuaförü
Hairist Yarışması’na neden katılmak istediniz? Beklentileriniz neydi?
Mesleğimle ilgili sürekli takip halindeydim. Özellikle sektörümüzün önde gelenleri Yıldırım Özdemir, Mahmut Ebil, Sabit Akkaya, Metin Bahçecik ve Erdem Kıramer’i sürekli izliyordum. Tüm organizasyonlarda ortak bir dildi Hairist. Katılımcılara baktım ve “Neden ben de olmayayım?” dedim ve katıldım.
Yarışmaya nasıl hazırlandınız?
İzledim, sadece izledim. Uzun süre seyirci koltuğundaydım. Kendimce net bir çizgim ve düşüncem vardı. Hoşuma giden bir şeyden ilham almalıydım ve bu rakiplerimden farklı olmalıydı. Öyle de oldu. Misafirliğe gittiğim bir akraba evinde, tv üzerindeki dantelden esinlendim. Yani el emeğim başka bir el emeğinden esinlenerek çıktı.
Beklentileriniz gerçekleşti mi?
Açıkçası beklemiyordum. Kendi kendime, “Ya Volkan, şu yapılan saçlara bak, bir de senin yaptığına bak. Farklı olayım derken batırdık mı acaba?” dedim ama 2020 “Yılın Kuaförü” unvanını almak çok güzel bir duygu.
Yarışmanın kazananları bu yıl ilk defa sanal ortamda açıklandı. Ekran karşısında olmak sahneye çıkmak kadar heyecanlı mıydı? Kazandığınızda neler hissettiniz?
Hairist’in tüm yarışmalarında bulundum. Tabi ki o kadar yıl izledikten sonra, siz de bir gün onurlandırılmayı hayal ediyorsunuz. 7-8 kez alkışladıktan sonra, artık alkışlanmak istiyorsunuz. Şans bu ya, bize denk geldi pandemi. Sahne heyecanı kadar olmasa da sanaldaki hazırlık, yarışmacıların ve jürinin özeni harikaydı. İlk deneyimimdi zaten, konuşmakta güçlük çekmiştim.
“Yılın Kuaförü” unvanına sahip olmak nasıl bir duygu? Bu ünvanın size daha fazla sorumluluk yüklediğini düşünüyor musunuz?
Evet, bir yıla damga vurmak harika bir duygu. Ben böyle zamanlarda, meslektaşlarımla beraber olacağım için hep heyecanlanmışımdır. Onlarca “dünyanın en güzel mesleğini” yapanlarla bir aradasın, bu müthiş bir şey. Bu ünvan ile beraber tabii ki gözler üzerinde oluyor, bu da insanı bir sorumluluğa itiyor. Bir proje üzerinde çalışıyorum, eğer gerçekleştirirsem dünyada bir ilk olacak. Heyecanlıyım. Meslektaşlarıma da ilham verebilirsem ne mutlu bana!
Kesim ve renklendirme konusunda bugüne kadar ne tür eğitimler aldınız? Kendinizi nasıl geliştirdiniz?
Kesimde ustam Çetin Karakoç’tur; bende çok emeği var, sağ olsun. Halen Beşiktaş’ta faaliyette olan 3 salonu var. Temelimi ustam ile atıp ülkemdeki değerli kesim uzmanlarından farklı yerlerde eğitimler aldım. Renklendirmeyi ise çok seviyorum. 5 ülkeye gittim; ikisi boya fabrikası olmak üzere boyaların formülasyonunu hazırlayanlarla görüşme fırsatı buldum. Yıllardır elimize alıp sıktığımız boyaların hazırlandığı yerde olmak beni çok heyecanlandırmıştı. Çünkü saç renklendirmeyi çok seviyorum.
Türkiye ve dünyada örnek aldığınız isimler var mı?
Olmaz mı? Var tabi ki. Bunu müsaadenizle ticari ve kreatif olarak ikiye ayırmak istiyorum. Türkiye’de ticari çalışmalarda örnek aldığım başarılı bulduğum meslektaşlarım Özden Kürtür, Cem Salbaz, Yıldırım Özdemir. Cem Gümüş, genç yaşına rağmen harikadır; bence 5 seneye kadar Türkiye’nin adını dünya çapında andıracak bir değer. Keza, Mustafa Akkuş ve Emrah Demirci de öyle. Kreatifte ise aynı sektörü paylaşmaktan mutlu olduğum ve kanaatimce dünya çapında ilk beşte yer alacak olan ismi en başa yazmak istiyorum: İzzet Tabak. Ayrıca Taner Yıldız, Serap Aykut ve yine genç yaşına rağmen çok beğendiğim Çağlar Çiçek… Ülkemdeki kuaförler gerçekten çok başarılı.
Volkan Hazırcı, Hairist Yılın Kuaförü Yarışması 2020 Kesim & Renklendirme Kategorisi Birincisi ve Yılın Kuaförü
Kesim ve renklendirmede başarının sizce yüzde kaçını yetenek, yüzde kaçını eğitim oluşturuyor?
Buna işi sevmek desem çok mu duygusal bir cevap olur? Eğitim bu işin olmazsa olmazı. Ama başarının başlangıcı sevmek… Yaptığım işi sevdiğim için eğitimlere gittim. Yüzdeye vuracaksak yüzde 70 eğitim, yüzde 30 yetenek derim.
Yarışmanın sonucunu ekran karşısında beklerken neler hissettiniz? Bu sonucu bekliyor muydunuz?
Yani yıllarca canlı canlı gördüğüm, görüştüğüm insanlarla aynı ortamda olamamanın yarattığı bir hüzün vardı ama heyecanlıydı. Erkan Bey (Erkan Güzel) o kadar profesyonelce sundu ki, sanki yıllardır online canlı yayın yapıyor gibiydi. Sonuca gelince, inanın hiç beklemiyordum, çok şaşırdım.
Sizce iyi bir kesim ve renklendirmenin olmazsa olmazları neler?
Benim en önem verdiğim nokta yapılacak işlemi planlamak. Gözümü kapattığımda o modeli misafirimle uyumlu görüyor muyum, saç yapısı ve mevsim ile uyumlu mu, bunlara önem veriyorum.
Genel olarak çalışmalarınızda nelerden esin alıyorsunuz?
Ödül aldığım saçta, en başta da belirttiğim gibi, esin kaynağım misafirliğe gittiğim bir evde, tv üstünde duran danteldi. Kreatif çalışmaları sadece kafamda yaparım, uygulamaya gelince hep bir bahane… Sanırım o konuda tembelim. Kafamdaki modeli genelde hiç olmadık objeden çıkarıyorum.
Yarışmanın size ne tür katkıları ve getirileri oldu?
Mevcut saygınlığınız daha da artıyor, tabi bu da insanı onurlandırıyor.
Geleceğe ilişkin hayalleriniz ve planlarınız nedir?
Sektörümüzün ön planda olduğu yarışmaların heyecanla takip edildiği zamanları daha çok görmek istiyorum. Hiç durmadan sürekli kendimi geliştirmek istiyorum, çünkü sektör koşuyor ve durduğum an geride kalacağımın farkındayım. Sürekli yeni şeyler denemek, denemek, bazen yanılmalar da olsa ısrarla denemek…
Her iki birinciye de meslek hayatlarında başarılarının devamını diler, tebriklerimizi sunarız.
Pandemi nedeniyle dijital olarak gerçekleşen Yılın Kuaförü Yarışması 2020 ödül töreninde Şekillendirme-Topuz Kategorisinde birinciliği alan Mersin’den Pınar Eyinç ile söyleştik.
Pınar Eyinç, Mersin
Hairist 2020 Yılın Kuaförü Yarışması
Şekillendirme & Topuz KategorisiBirincisi
‘Yarışmaya kendi yeteneklerimin derecesini ölçmek için katıldım. Özel bir hazırlık yapmadım. Sosyal medya için hazırladığım bir çalışmayı sundum.
Açıkçası beklentilerimin çok daha fazlası oldu, çünkü daha önceki finalistlere bakınca benim çalışmamın ya birinci olacağını ya da hiç finale kalmayacağını düşündüm, çünkü şimdiye kadar benim baktığım açıdan hiç bakılmamıştı.
Daha önce sahne deneyimim oldu. Sahne daha heyecanlı ama bulunduğumuz dönemi düşününce mümkün olabilecek en iyi ortam ayarlanmıştı. Ben şaşkınlık ve heyecan içindeydim.
Benim için kuaförlük sanatının her alanı ayrı kıymetli. 2020 itibarıyla bir markanın kesim eğitmenliğine başladım; kesim ve boya konusunda da oldukça iddialıyım.
Sizce iyi bir topuzun olmazsa olmazı nedir? Meslekte yeni olanlara ve bu konuda uzmanlaşmak isteyenlere neler önerirsiniz?
Bence topuzun olmasa olmazı şu: Kişi ile bütünleşmeli. Uzmanlaşmak isteyenlere tavsiyem tekniklere detay ve sevgi katmaları.
Yarışmadaki rakiplerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hepsinin ayrı ayrı çok yetenekli sanatkarlar olduklarını düşünüyorum.
Topuz alanında daha önce ne tür eğitimlere katıldınız? Eğitim konusunda neler söylemek istersiniz?
Yurtiçi, yurtdışı ve sosyal mecralardan birçok eğitime katıldım. Eğitim benim için sanat felsefesi.
Topuz konusunda Türkiye ve dünyadan kimleri takip ediyorsunuz? Örnek aldığınız isimler var mı?
Evet, Eğitmen Sharon Blain, Reem Shavrit ve Angelo Seminara.
Kendinizi nasıl geliştiriyorsunuz?
Öncelikle eğitimlerle… Ayrıca salonumun sakin olduğu vakitlerde videolarla sosyal mecralarda denemeler yapıyorum.
Ustanız, öğretmeniniz kimdi? Size yol gösteren biri oldu mu?
Vizyonumu geliştiren Demet Türkad, sanatıyla bende iz bırakan
Estetica Dergisi-Hairist projesi olarak gerçekleştirdiğimiz “Güzelliğin Peşinde” belgesel serisinde Adana’dan Doğan ve Gökay Demirkıran kardeşler, yokluktan gelen serüvenlerini ve mesleki gelişimlerini adım adım bizlerle paylaştı.
İşte Doğan ve Gökay Demirkıranröportajından öne çıkan alıntılar:
Doğan Demirkıran
“2001 yıldan bu yana bu meslekle uğraşıyorum, kardeşim Gökay Demirkıran ile uzun yıllardır beraberiz. Ortaokula giderken hem okuyup hem çalışıyordum. Abim ve dayım kuaför. 11 yaşında salona gitmeye başladım. Açıkçası okumakta gözümüz yoktu, kendimizi bu mesleğe verdik.”
“Yaptığım mesleği gerçekten çok seviyorum. Kadınlarla muhatap oluyorsunuz ve farklı meslek gruplarından pek çok insan tanıyorsunuz, çevre ediniyorsunuz. Örneğin, bir devlet dairesinde bir işiniz olduğunda, orada bir müşteriniz olabilir ve size hemen yardım eder”
“Bu meslekte çekirdekten yetişme diye bir şey var. Abim ve dayım kuafördü ama inanın bir yabancıyla çalışmaktan daha zordu ama yine de bize mesleği sevdirdiler.”
“O zamanlar bizim salon açabilecek bir gücümüz yoktu. Annemin altınlarını bozdurup salon açmıştık. Yokluktan geldik. Kuzenimin salonundan ayrıldığımızda önce pek anlayamadı ama sonradan kendisi de aynı yoldan geçtiği için hak verdi. İlk salonumuz kırsal bir bölge olarak tabir edebileceğimiz bir yerde, beş koltuklu bir salondu. Sadece Gökay Bey, ben ve tek bir manikürcümüz vardı.”
Gökay Demirkıran
“Okul zaten sallantılı gidiyordu, abim sürekli çalışıyordu, ben geziyordum, kendimi boşlukta hissettim, onlarla çalışmaya başladım. Bu işe kül tablalarını boşaltmakla, yerleri süpürmekle başladık.. Lisedeyken okulu bıraktım. Askerlikten sonra kendi işimizi kurduk. İlk salonumuzu açtığımızda, “Yapamazlar” dediler ama çok şükür altından kalktık.”
“Önce o muhitin insanını kazandık. Çok azimli çalışırdık. İnsanlar izin günlerinde gezerler, tatil yaparlar, değil mi? Biz izin günlerimizde salonda topuz çalışırdık. Kaynak saçlarda renkler denerdik. Hırslıydık. Sonra bir şeyler olmaya başladığını hissettik ve arkamıza bir firmayı almak istedik. Beş koltuklu salon bize yetmemeye başladı. İkinci tuttuğumuz salonda tavan epey yüksekti, “Buraya ikinci bir asma kat yapabiliriz,” dedim ve salonu komple tadilata soktuk. O muhite göre bayağı iyi bir salon olduk. Dijitalde ön planda olan ürünlere baktığımızda hep karşımıza Schwarzkopf çıktı. Salon tadilattayken ilk firmamızla, Schwarzkopf ile anlaştık. Hiç unutmuyorum, sözleşmemiz 40 bin TL idi. Korka korka imzalamıştık. Bazı şeylerin değiştiğini hissedince hamle yapmak gerekiyordu, doğru adımları attığımızı düşünüyorum. Salonu yenileyip Schwarzkopf’la anlaştıktan sonra, dijitali de hiç bırakmadık ve insanlar başka kuaförlere bizim yaptığımız saçları gösteriyorlardı. Çünkü biz mahalle arasındaydık. Sonraları bu sorunu da aştık. Sürekli gelmeye başladılar ama salon da yetmiyordu. Ondan sonra Türkmenbaşı’nda 220 küsur metrekarelik ikinci şubemizi açtık.”
Bölgesel yağlanmalar için geliştirilen ve cerrahi olmayan liposuction olarak adlandırılan yeni Aqualyx enjeksiyon yönteminin etkinliği pratisyen cerrahlar tarafından bile kabul görüyor.
Kilo vermenin vücuttaki yağ birimini kalıcı olarak giderdiğine ilişkin yaygın inanışın aksine, Vücut hatlarının uyumunu bozan bölgesel yağlanmalar aşırı kilonun varlığına bağlı değildir, zayıf kişilerde bile bulunur.
Gıdıdan kurtulmanın, uyluktaki yağları anında almanın ve bedeninizdeki diğer dengesizliklerden kurtulmanın neredeyse tek etkili yolu liposuction’dır.
Bugüne kadar cerrahi olmayan hiçbir liposuction, cerrahi yöntem kadar etkili değildi. Lenfatik drenaj ve ultrasonik kavitasyon gibi cerrahi olmayan yağ düzeltme yöntemleri ya hafif bir etkiye sahiptir ya da birkaç ay düzenli kullanım gerektirir. Cerrahi olmayan liposuction olarak adlandırılan yeni Aqualyx enjeksiyon yönteminin etkinliği ise pratisyen cerrahlar tarafından bile kabul görüyor.
Aqualyx Lipolitik nedir?
Görsel: Shijiazhuang Tiantian Technology
Aqualyx, deoksikolik asidin modifiye edilmiş sodyum tuzunu içeren bir formülasyondur. Deoksikolik asit karaciğer tarafından sentezlenir, yani vücutta sürekli bulunur. Bu nedenle enjeksiyonu vücut tarafından olumlu algılanır ve toksik bir etkiye yol açmaz.
Lipolitik “Aqualyx” yağ hücrelerinin zarını çözüyor. Lokal yağ birikintileri yavaş yavaş yok edilerek lenfatik sistem tarafından vücuttan atılıyor. Uzun süreli etki için tasarlanan Aqualyx’in özel jel formülü, birkaç gün süresince depolanmış olan yağı yok etmeye devam ediyor.
Bu ameliyatsız liposuction yöntemi, lokal yağ birikimlerinin olduğu bölgelerde, genellikle karın, bacak, iç uyluklar, selülit biriminin olduğu alanlar, erkeklerde büyümüş göğüsler, dizlerin iç tarafı, yağ bezeleri ve ensedeki yağ birikimlerinde kullanılıyor. Aqualyx prosedürünün etkisi, işlemden 20-30 dakika sonra fark edilir hale geliyor. Sonuç: daha güzel ve uyumlu vücut hatları!
Prosedürün ne sıklıkla tekrarlanması gerektiği duruma bağlı olarak farklılık gösteriyor. Biri için bir seferlik Aqualyx enjeksiyonu yeterli olurken bir diğeri için daha fazlası gerekebiliyor. Ancak, genellikle her biri üç haftada bir olmak üzere 3-4 işlem gerektiriyor.
Aqualyx enjeksiyonu nasıl yapılır?
Aqualyx’in sahip olduğu teknolojiye intralipoterapi adı veriliyor. Yağ dokusuna enjeksiyonu mümkün kılan 7 ila 10 cm uzunluğunda küt uçlu iğneler kullanılıyor. Can acıtmayan ve kolay bir işlemdir. ancak ağrı eşiği çok düşük ya da aşırı duyarlılığı olanlarda lokal anestezi tavsiye edilebiliyor. İşlemin süresi genellikle 10 dakikayı geçmiyor.
Kao Salon’un ev sahipliği yaptığı olağanüstü dijital etkinlik Kao Salon Sanal Deneyimi, dünyanın dört bir yanından çok sayıda yaratıcı kuaförü bir araya getirdi.
3-4 Ekim 2021 tarihlerinde gerçekleşen Kao Salon Sanal Deneyimi’ne katılan sanatçılar renk, kesim ve şekillendirmedeki teknik ve sanatsal birikimlerinin en iyi örneklerini ortaya koydu. Kazananların canlı olarak açıklandığı Global Creative Awards açılış gecesi ise etkinliğin en dikkat çekici bölümüydü.
Global Creative Awards Ödül Gecesi
Dünyanın her yerinden kuaför ve salon sahiplerinin yeni Angelo Seminara koleksiyonunu keşfetme imkanı bulduğu etkinlikte, Goldwell Global Elçisi Angelo Seminara, doğaya ilişkin bitmek bilmeyen merakından, vahşi doğanın romantizminden ve bunların uyandırdığı duygudan ilham alan eşsiz yaratıcılığını bir kez daha HAIR EVERY WEAR koleksiyonunu tanıtmak için kullandı.
Global Creative Awards kazananlarının duyurulduğu bu muhteşem gece, aynı zamanda sanal stüdyodan canlı olarak yayınlandı.
Yılın Yeni Yetenek Renk Uzmanı
ALTIN: HARLEY LIU, Tayvan – EROS Hair Styling
GÜMÜŞ: BRITT STURING, Hollanda – Twins Hair & Beauty
BRONZ: CHLOE NG, Çin – Mainstage Hairdressing
Yılın Editoryal Renk Uzmanı
ALTIN: SVETLANA ZAYTSEVA, Rusya – Laimalux Academy
GÜMÜŞ: CARLOS ALVARES, ABD – Trademark Salon
BRONZ: CASEY COLEMAN, İngiltere – CHAIR Studio
Yılın Avangart Stilisti
ALTIN: SEAN CHIU, Hong Kong – M PlusSalon
GÜMÜŞ: SHI-HAN ZHOU, Tayvan – EROS Hair Styling
BRONZ: MARCELA BLECHOVÁ, Çek Cumhuriyeti – Salon TOP
Yılın Salon Takımı
ALTIN: Hollanda – HAIRSTUDIO INFINITY
GÜMÜŞ: Tayvan – K-HANS
BRONZ: İngiltere – NEW WAVE HAIR
Yılın Erkek Kuaförü
ALTIN: RENAT MURZAHALEIEV, Ukrayna – HDRM Salon
GÜMÜŞ: LYDIA WOLFE & JACK MEAD, İngiltere – Jack & the Wolfe
Kuzey Amerika’yı temsilen “SALON SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK LİDERLİĞİ” Ödülü:
CHRISTIE BAZEMORE, Dandelion Salon, ABD
SANATÇI OTURUMLARI
İlham veren Sanatçı Oturumları, konuklara işçiliklerinde mükemmel bir ustalık deneyimi yaşama fırsatı verdi:
Goldwell Global Marka Elçisi Mario Krankl, her biri sanatının derinliğini ve boyutunu sergileyen bir başyapıt olan bu muhteşem couture koleksiyonunu tasarladı.
We-R: Amsterdam merkezli kuaför Glenn van Dijke ve renk uzmanı Fatoş Sezgin, abartısız güzellik ve minimalizmin bir bileşimini en zarif şekilde sundu.
Geoganic The Belgian ekibi, yumuşak değerli taş renkleriyle göz dolduran cesur geometrik kesimlerden oluşan bir koleksiyonla ayrıntılara olan inanılmaz dikkatini sergiledi.
Madrid’in yaratıcı saç stüdyosu X-Presion, ultramodern şekilleri grafik renk desenleriyle harmanlayan ve ağızları açık bırakan bir koleksiyon sundu.
Polonya, Varşova’dan Visioners Sanat Ekibi, doğanın dört unsurundan – toprak, rüzgar, ateş ve su – ilham alarak saçları olağanüstü birer sanat serine dönüştürdü.
Ünlü eğitim akademisi M&P, zarif şekillendirilmiş stiller ile ince nüansların buluştuğu bu çarpıcı koleksiyonu ortaya koydu.
Oribe markası, göz alıcı, şehvetli ve geçmişten gelen referansları tamamen orijinal, modayı merkeze alan yeni yöntemlerle yeniden canlandıran saçlarla göz doldurdu. Ekip, markanın estetiğini de onurlandıran nefes kesici bir koleksiyon ortaya çıkardı. Şeklin, oranların ve dokunun uyumunu keşfeden her muhteşem görünüm, kullanılabilir olduğu kadar yaratıcı, ilham verici bir niteliğe sahip.
Estetica Dergisi-Hairist projesi olarak gerçekleştirdiğimiz “Güzelliğin Peşinde” belgesel serisinde Ebil Kuaför kurucusu ve Kuaförler Derneği Başkanı Mahmut Ebil, kuaförlüğe başlama serüvenini, deneyimlerini, mesleki gelişimini ve duygularını bizlerle paylaştı.
İşte Mahmut Ebil röportajından öne çıkan alıntılar:
“Kendimi bildim bileli kuaförüm. Meslek hayatım “gel buraya, biraz bize yardım et” denerek, pens tutarak, yerleri süpürerek, su kabı vererek başladı. Belki de bizi sokak hayatından biraz uzak tutmak amacıyla… Yılbaşında, bayramlarda, hafta sonları çalışırdık. Hafta sonu kavramı genellikle yoktu. Koltuklar yıkanır, yerler silinir, havlular yıkanır. Bizim bütün pazarımız hemen hemen bu işlerle geçerdi.”
“Kardeşler birbirimizin saçını keserdik tabii ama ilk makasla tanışma hikayemi anlatmak istiyorum, çünkü bu benim için çok özel bir hikaye. O koltuğun başından ayrılamadım. Genç güzel bir müşterinin saçına devamlı ben fön çekiyordum ve bir gün “Bana perçem” keser misin?” dedi, o güne kadar da nasıl kesim yapılacağını bilmiyordum. Herhalde hem babama ve Ergun Ağabey’e hem de beni bir yere koyup bunu talep eden müşteriye mahçup olmamak için “Tamam, keserim” dedim.
“Saçın önünü ayırdım, ne kadar kestirmek istediğini sordum ve parmağımı arasına koyup saçı kestim, parmağı araya koyunca saç yukarı çıktı, o an başımdan kaynar sular döküldü. Saçın önünü kesiyorum, aynayı kapatıyorum, kız görmesin diye aynanın önünden de çekilemiyorum. Orada benim için bir asır geçti. Ondan sonra alelacele içeri gittim, tam hatırlamıyorum, babama ya da Ergun Ağabey’e koşup ne yapılması gerektiğini sordum. ‘Üstten biraz daha alacaksın,’ dedi. O olay bana bir travma yaşattı. Uzun süre elime makası alamadım. Çünkü perçem kesmek bizim meslekte en zor işlerden biridir. Bunu tabii sonraları öğrendim.”
“Ben de kaval kemiğine tekme yiyenlerdenim. Babam da olsa hiç affetmezdi. Müşterimizin yanında en ufak bir laubalilik, hata yapmak, kulaklarımızın çekilmesi gibi pek çok şey oldu. O zaman usul öyleydi.”
“Diba’da gerçekten çok zor günlerim geçti. Belli bir yaşta ve tecrübede olduğum için orada yeniden çıraklığa döndüm. Herkes bir müşteri grubuyla gelmişti ve doğal olarak kimse benimle müşterisini paylaşmak istemedi. Babamın yanından ayrılıp Diba’ya geçişim de babama söylemeden oldu. Bu yüzden de babam yaklaşık 6 ay benimle konuşmadı.”
“Daha önce kuaförlük daha fazla meziyete, bilek gücüne ve bilgiye dayalıydı ve sanat daha ön plandaydı. O dönemlerde, o malzeme yokluğunda önceki ustaların taradığı saçlar var ki gerçekten hayranlık verici. Biz şimdi bir malzeme cennetindeyiz. Elimizde her tür imkan var. Evvelden pres denen bir şey yoktu ama geçmişin kuaförleri saçı jilet gibi, dümdüz yapardı. Bu da ciddi bir bilek gücü ve zaman istiyor. Şimdi eskiye göre zahmet ve zaman azaldı.”
30 yaşın üzerindeki tüm kadınların en büyük dertlerinden biri ciltlerinin zamanla esnekliğini, diriliğini ve sıkılığını kaybetmesidir. Daha iyi bir cilde kavuşmak, ciltlerinin genç görünümünü korumak için hiçbir masraftan kaçınmaz, pek çok ürün denerler. Bu deneme sürecinde kimi ürünler işe yararken kimileri de hiçbir sonuç vermez. Sizi bu deneme-yanılma zahmetinden kurtarmak için, yaşlanma karşıtı bakımda gerçekten fark yaratan ve etkili sonuçlar veren Nuxe ürünleri ile tanıştırmak istiyoruz.
İşte cildinizin çok daha genç ve diri görünmesini sağlayacak 5 etkili Nuxe ürünü:
30 yaş üstü kadınlar için geliştirilen bakım kremi Nuxellance Eclat, cilde gençliğin ışıltısını kazandıran pürüzsüzleştirici etkisiyle yaşlanma karşıtı bakım rutininizin vazgeçilmezlerinden Tüm cilt tipleri için pürüzsüzleştirici, dolgunlaştırıcı, aydınlatıcı sonuçlar yaratan, cilde enerji ve ışıltı veren bu yaşlanma karşıtı bakımı, sabahları günlük bakım kreminizden önce uygulamalısınız. İçeriğinde çarkıfelek çiçeği (Pasiflora), sığırdili, gelincik, doğal kökenli Hyalüronik Asit, Galanga yaprakları, zeytin yaprakları ve düzeltici pigmentler bulunuyor.
5 aksiyonlu yaşlanma karşıtı vücut kremi, cildinizi derinlemesine besleyerek pürüzsüz bir görünüme kavuşturur. Cildinizin sıkılaşmaya ihtiyacı varsa, bu vücut kremini başucunuzda tutun. Cildinizin elastikiyetini, yoğunluğunu ve sıkılığını artırmaya yardımcı olan krem, tüm cilt tipleri için uygun. Kremi her sabah ve akşam göğüs, mide, kollar, uyluk ve kalça bölgelerine uygulayın. İçeriğinde safran ve Begonvil Bi-Çiçek Hücreleri, Mikro Hyaluronik Asit, Çavdar özü ve Shea Yağı bulunuyor.
Besleyici ve yumuşatıcı özelliğiyle öne çıkan %95 doğal türevli, yaşlanma karşıtı bu süper serum, düzenli kullandığınız takdirde cildinizin gençlik mekanizmasını onararak, 10 yaş daha genç görünmenizi sağlayacak. Yarım pipet serumu parmak uçlarınıza sıkın, parmaklarınız arasında eritin. Sonrasında temizlenmiş cildinize bakım kreminizden önce yüz, boyun ve dekolte bölgesine uygulayın.Doğal kökenli Hyalüronik Asit, Alp Yıldızı Çiçeği Botanik Kompleksi, B3 Vitamini ve parçalara ayrılmış botanik yağlar içeriyor.
Makyajsız görünüm için cildinizde düzeltici etki yaratan 5’1 Bir Arada Kremi, yüzünüzde pürüzsüz görünmesini istediğiniz alanlara (T bölgesi, mimik çizgileri, nazolabial kıvrımlar, vb.) sabahları günlük bakım kreminizden sonra uygulayın. Cildinizin mükemmel görünümünü sürdürmek için gün boyunca yenileyin. İçeriğinde Yasemin Çiçeği, Kalendula Çiçeği, Hücresel şeker, Doğal Silika ve Biomimetik Botanik Skualen bulunuyor.
Normal ve kuru ciltler için önerilen bu organik yüz yağı, içeriğindeki pirinç yağı ekstresi sayesinde cildinizi gece boyunca onararak organik bitkisel yağlarıyla rahatlatıyor. İpeksi dokusu ve aromatik bitki özlü parfümü ile tüm duyularınıza hitap eden bu gece bakım kremi, uyandığınızda yenilenmiş, pürüzsüz ve ışıltılı bir cilde kavuşmanızı sağlıyor. Akşamları temizledikten sonra kuru cildinizde kullanın. Avucunuza birkaç damla sıktıktan sonra yüzünüze, boynunuza ve dekoltenize hafif masaj hareketleriyle eşit bir şekilde uygulayın. İçeriğinde ayrıca Avokado, Susam, Jojoba,ve Makademya yağı bulunuyor.