Ana Sayfa Blog Sayfa 417

Beyaz Kelebek Projesi: Değişime Kanat Açın

0

           

 

Salonlar L’Oréal Profesyonel'ın kanatları altında

"Beyaz Kelebek Projesi"

 

LOréal, Türkiye’de 2 senede bir, 2500 kadın üzerinde yaptırdığı kapsamlı bir araştırma ve bölgesel olarak kuaför müşterilerinin beklentilerinin incelendiği araştırmalar sonucunda, hayata geçirdiği ‘Beyaz Kelebek’ projesinde ikinci aşamaya geçiyor.

Tüketici ihtiyaçlarını daha iyi anlayarak kuaförlerin müşterilerine verdikleri servis standartlarını yukarı çekmeyi amaçlayan proje sektörde bir ilk ve öncü proje olarak anlam taşıyor.

İzmir’in pilot bölge olarak belirlendiği ‘Beyaz Kelebek’ projesi kapsamında İzmir’de yaşayan 844 kadının katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya göre, kadınlar tercih ettikleri kuaför salonlarından çeşitli nedenlerden dolayı vazgeçebiliyor. Temizlik ve hijyen %85 ile kuaförden beklentilerin başında gelirken sıcak yaklaşım ve güvenilir olma %62 ile iletişimin önemini vurguluyor. Araştırmaya göre, kadınların kuaför tercihlerinde salon sahiplerinin çalışanlarına davranış biçimi de etkili oluyor. Kuaförlerin çalışanlarına kaba davranması ve müşterilerine ısrarcı davranışları salon sahiplerine uzun vadede müşteri kaybettiriyor.

 

 

BEYAZ KELEBEK PROJESİ EĞİTİM İÇERİĞİ

İletişim: Bu bölümde kuaförlere doğru iletişim ve teşhis ile ciroları nasıl artırabilecekleri, kaliteli ekip iletişimi ile neler kazanabilecekleri anlatılıyor. Mutlu müşterinin 4 müşteri getirirken, mutsuz müşterinin 13 müşteriyi nasıl götürdüğü, müşterilerin ne düşündüğü, düşündüklerini kimlerle ve ne şekilde paylaştıkları, müşteri odaklılığın ne demek olduğu ve müşterilerin kuaförlere ne kadar sadık olabilecekleri aktarılıyor.

Salon Ortamı: Salon ortamının kuaför salonu sahiplerini ve onların hayallerini nasıl yansıttığı, hedef kitleye uygun olup olmadığı, ideal bir salon dekorasyonunun ve tasarımının, doğru salon ambiyansının, müşteri mutluluğunu en üst düzeye taşıyabileceği, salonun bir huzur bulma yeri olmasının müşteri sadakatine etkisi, farklı servisleri doğru ambiyansta doğru ritüel ile müşterilere sunmanın önemi anlatılıyor.

Hijyen: Müşterinin kuaför salonlarını tekrar tercih etmemelerindeki en önemli sebeplerden birinin hijyen şartları olduğu, hijyenik olduğu düşünülen salonun aslında öyle algılanamayabileceği, hijyen sağlamanın farklı yöntemleri, çalışanların kişisel bakımının önemi aktarılıyor.

Beyaz Kelebek Projesi hakkında L’Oréal Profesyonel Ürünler Bölümü Pazar Geliştirme Müdürü Gülşah Camcı Yılmaz’dan aldığımız detaylı bilgiyi Estetica Dergisi  Ekim Kasım sayısında bulabilirsiniz. 

 

Paylaştıkça Büyüyen: Ali Gür

0

Kuaförlük sektörü denilince akla gelen ilk isimlerden Ali Gür ile kariyeri boyunca kazandığı deneyimleri, denemelerini, yanılmalarını, mesleğe bakışını, dünden bugüne geçirdiği devreleri konuştuk.

Kuaförlüğe ne zaman başladınız?

Kuaför olmak istediğime 12 yaşında annemin saçını kestikten sonra karar verdim. Onunla birlikte kuaföre gitmiştik, kendimi annemin saçını kesen kuaförün yerinde gördüm. İlkokulu bitirdikten sonra Beyoğlu’nda Rumelihan’da kuaförlüğe başladım. Mustafa Abuha ustamdı. Ondan çok şey öğrendim.

Kalfalık yaptığım sırada, Kadıköy Kızıltoprak’ta Miss Kuaför’de çalışmaya başladım. Askere gidip geldiğimde salon iflas etmek üzereydi. Orada çalıştığım süreç içerisinde müşterilerin beğenisini kazanandığım için dükkanı bana devretmeye karar verdiler.  Salonun penceresine “ALİ GÜR GELDİ” diye yazı yazıldı.

Bana verilen bu sorumluluk ile birlikte kendimi daha çok geliştirmeye başladım. Kızıltoprak’ta çok iyi bir işim vardı. İyi bir noktaya gelmiştim. Fakat gelişimin değişim ile mümkün olacağı inancıyla, salonun yerini değiştirdim.  Müşteriler her geçen gün biraz daha artıyordu. Bu şekilde devam eden bir çizgiden sonra L’Oréal Professionnel’in Genel Müdürü bana İçerenköy Carrefour’da salon açmamı tavsiye etti. Önce müşteri profilinin değişeceği için alışveriş merkezinde salon işletmek fikri beni kaygılandırdı. Başarının düşeceğini düşündüm. Fakat bir kaç ay sonra yanıldığımı anladım. Alışveriş merkezlerinin bambaşka bir dünya olduğuna inandım. Daha sonra Profilo Alışveriş Merkezi’nde salon açtım. 150 metrekare salona 7.500 kişi geliyordu. Daha sonra o hızla salon sayısı 24’lere kadar çıktı. Fakat her çıkışın bir inişi oluyor. Alışveriş merkezinde kira ödemek kolay değil.  Şu an 17 salondayız. Ama alışveriş merkezlerinde kuaförlük eskisi gibi değil. Şu an cadde kuaförü olma yolunda ilerliyoruz.

Alışveriş merkezlerindeki kuaför salonlarında eskiye göre nasıl değişiklikler oldu?

Tepe Nautilus için çok fazla kira ödüyorduk. Kuaförler alışveriş merkezlerinin altında büyümeyi bekleyerek salon açıyor. Fakat bu yükün altından herkes gelemiyor. Ben kendime özgü bir tarzla her dönem olduğu gibi yeni bir yöntem buldum: Cadde kuaförlüğüne geçmeye ve bu lokasyonlarda franchise vermeye  karar verdim. Artık bu noktalarda ilerlemeyi düşünüyorum. Her semtin bir caddesi var, bütün caddelere talip olacağım.

Franchise sisteminizden bahseder misiniz?

Ali Gür markası altında hizmet vermek isteyen kuaförlere Ali Gür Akademi’de eğitim veriliyor. Boyanın nasıl yapılacağından, kesim modellerine kadar her şey anlatılıyor. Ali Gür Akademi altında tüm personele sertifika veriliyor. Düzgün konuşma, vücut dili gibi eğitimler de oluyor. İsteyenler bu eğitimlere misafir olarak da katılabiliyorlar. Aynı dönemde aynı eğitimleri alıyorlar. Elemanın ihtiyacı olduğu sürece bu eğitimler verilmeye devam ediyor. Örneğin boya eğitimleri 6 hafta sürüyor. Fakat yeterli olmadığı taktirde elemanlar eğitimlere katılmaya devam ediyor.

Ali Gür salonlarının unisex aile salonları olması gerekiyor. Kadınlar saçlarını yaptırırken, eşlerinin sakallarını traş ettirmesini, salonlarda tüm ailenin gelip işlem yaptırmasını istiyorum.

Franchise sistemi ile marka bütünlüğünü sağlanmış oluyor. Aynı zamanda güven oluşuyor. Bu sayede bütünlük çerçevesinde kararlı adımlarla, doğru insanlarla ilerlebiliyoruz.

Biz mesleğimizden olmayan yatırımcılara da francise veriyoruz. Onlara işletmeci olarak salonun başında durmalarını söylüyoruz. Sektörün dışında olanlar kişilerin yatırım yapması çok daha hoşuma gidiyor. Ali Gür Hair Club’ları işleterek gelirlerini yükseltebiliyorlar.

Ali Gür Salonları ve Ali Gür Hair Club’lar arasında farklılık var mı?

Ali Gür salonlarında müşteriler standart hizmet alıyor. Ali Gür ve Ali Gür Hair Club arasında lokasyondan kaynaklanan fiyat farkı dışında her şey aynı.

Meslek dışında yatırımcıların salon başarısını nasıl buluyorsunuz?

İyi yönetebiliyorsa, başarılı olmaması için bir neden yok.  Salonun kontrol gözü olsun istiyorum. Kuaförlük ile işletmecilik ayrı kulvarda. Franchise almak isteyen yatırımcılar ile birlikte salon yapısına karar veriyoruz, onlara ustanızı bulalım, arkanızda biz varız diyoruz.  Bir gün bir yatırımcı ‘bir gün ben de Ali Gür olacağım’ demişti. Bugün salonu kuaförlerden daha iyi işletiyor. Sözler yerine geliyor.

İlk ne zaman franchise verildi?

01.01.2011 yılında İzmit, Adapazarı, Olivium olmak üzere 3 noktaya francise verildi.

Franchise vererek büyümek isteyen yeni nesil kuaförlere ne tavsiye edersiniz?

Ben çok tehlikeli bir yoldan geçtim ve bugün bu noktaya geldim. Herkesin aynı maceranın altına girmesini istemem. Caddelerde kuaför salonları açmak maliyet açısından daha uygun. Müşterilere iyi bir hizmet vermek bir markanın altına toplanıp, markanın verdiği eğitimlerden yararlanarak mümkün oluyor. Bir koleksiyon hazırlıyorsunuz. O koleksiyonu bütün müşterilere uyguluyorsunuz. Kendi gelişimini hazırlamayan kuaförlerin mesleklerinde ileriye gideceklerini sanmıyorum. Müşteriye verilecek hizmeti franchise verilecek salon çalışanlarına en ince ayrıntısına kadar anlatmak gerekiyor.

Dünden bugüne kuaförlük sektöründe ne değişti?

Son dönemde çok fazla kuaför salonu açıldı. Mesleğimizin en kötü tarafı, bir eleman  bir yerde çalışmaya başlıyor, iki sene sonra aynı yerde salon açıyor. Bunun bir an önce düzelmesi lazım. Bir kuaförün buna ihtiyacı olmamalı. Müşteri dönüp dolaşıp yine alıştığı kuaför salonuna geri dönüyor. Çünkü orada bir yaşanmışlık, tecrübe var.

Salona baktığınız zaman hep genç çocukları görüyorsunuz, ben genç yıldız yetiştirmek onların da aynı yoldan gitmesini sağlamak, önlerini açmak istiyorum. Ben de seve seve franchise veriyorum. Paylaşmayı seviyorum. Müşteri kaybını kendime kayıp olarak değil, onlara ciro olarak görüyorum. Onların da bir yere gelmesine yardımcı olmak istiyorum. Çünkü ben nasıl ustam sayesinde olduğum yere geldiysem, onlarında bir yere gelmesini istiyorum.

Bugün kuaförlüğe baktığımızda dünden bugüne çok şey değişti. Daha önce dikkat etmediğimiz kilit noktalara odaklanmaya başladık. Örneğin belli aralıklarla dekarasyonu değiştiriyoruz, daha çok eğitim alıyoruz.  Temizlik, hijyene önem veriyoruz. Günün modasını takip ederek, salona uyarlıyoruz. Herkes birikimleri doğrultusunda baktığından farklı şey görüyor. Çünkü kendini geliştiren ve vizyon sahibi olan biri bambaşka bir şey görüyorken, yerinde duran biri aynı şeyleri göremiyor. Dolayısıyla da yansıtamıyor.  

İyi bir kuaför sizce nasıl olmalı?

İyi bir kuaförün vizyonunun daha geniş olmalı, kendini geliştirmeli, misyon yüklenmeli. Herkesin önü çok açık. Bu mesleğin çok maliyeti var. Birçok insan zarar ediyor, çünkü ekonomi çok değişti. Kazandığınız para ile giderleri ayarlamak çok zor. Gelir ve gider tablosunu yanyana koyulduğu zaman zarar edilmemesi gerekiyor. İşte bu yüzden kuaförlüğün yanında işletmeciliğin de çok iyi bilinmesi şart. Bunun için de herkesin eğitimlere katılmalarını tavsiye ediyorum.

Eleman bulurken sıkıntı çekiyor musunuz?

İstediğimiz gibi eleman bulamıyoruz, biz kendi çizgimizde eleman istiyoruz. Onu yetiştirmemiz gerekiyor. Bu yüzden eleman alırken gençleri tercih ediyorum.  Onlar benim yıldızım. Onları hiçbir zaman karartmıyorum. Hep parlatmaya çalışıyorum.

Türkiye’deki Saç Tasarımı ve Güzellik Hizmetleri bölümü hakkında ne düşünüyorsunuz? Yanınızda çalışan elemanın okul mezunu olmasını tercih eder misiniz?

Bence okul mezunu olması gerekiyor. Okulda sadece boyayı sıkmayı değil, boyayı nasıl hazırlayacağını, içine neler koyacağını, sıktığı boyanın içinde neler olduğunu, hangi rengi nasıl elde edeceğinin bilincinde olması gerekiyor.

Kuaförlük kolay bir meslek değil. İnsanın saçıyla, teniyle oynuyorsunuz, bu yüzden bunun sorumluluğunun altına girmek gerekiyor. Bir yerde kimya, hijyen bilmeniz, insan ilişkilerinizin iyi olması lazım.

Siz müşterilerinizle diyalog kurarken nelere dikkat ediyorsunuz?

Eskiden müşterilerle iletişimim daha farklıydı. Ne istediklerini kafalarında netleştirmediklerinde bir öneri getirdiğimde çok mutlu oluyorlardı. Başka bir kuaför arkadaşım bir öneri getirdiğinde bunu yakalayamıyor. O an kuaförün o saç ile ilgili doğru şeyi hissettiğine göre şekillenen bir iletişim bu. Biraz duygusallık, işine olan aşk ile doğrudan ilgisi var.

Ben hissettiğimi yansıtıyorum. Müşteri kapıdan girdiği zaman saçı nasıl bir model keseceğimi, hangi renge boyayacağımı gözümde canlandırıyorum.

Müşteriye hayal ettiğiniz modeli anlatırken, önerinizi destekleyecek bilgi verdiğiniz zaman güvenle yaklaşıyorlar. Örneğin saçı yukarıdan toplandığınız zaman yüz daha ince görünüyor. Topuklu ayakkabı giydiğiniz zaman saçın nerede durması gerektiğini, nasıl duracağını ona göre belirlemeniz gerekiyor. Topuk yüksekse, saçın da yüksekten toplanması gerekiyor. Bu tecrübeleri zaman içerisinde kazanıyorsunuz. Önemli olan konsantre olabilmeniz.

HAIRiST hakkında ne düşünüyorsunuz?  

Daha önce yurtdışında şovlara katılıyorduk. Bizim yaratıcı güçlerimizin de çıkıp kendilerini sahnede göstermesi gerekiyor. Kendi yarışmamız da var ama HAIRiST’e katılmak isteyeceğiz. Bu yarışmalardan çok şey öğreniyoruz. Yarışmaya katılan kuaförlerin hem gözü hem de beyni doyuyor; onların bir adım ileri gittiklerini düşünüyorum.  HAIRiST gibi bir organizasyona katılmak kuaförlerin meslekte sağlam bir adım daha attıklarını gösterir. Adım atan insan da hakettiği yeri bulur.

Peki,Estetica Dergisi için ne söyleyeceksiniz?

Estetica Dergisi Türkiye’de çıktığı ilk günden beri kuaförlere destek oldu, sektörde eksik noktaları giderdi. Bence Türkiye’nin en iyi dergilerinden biri.

Favori saç renginiz nedir?

Bakır kızıl

En çok hangi işlemi yapmayı seviyorsunuz?

Her şeyi, kesim, boya, röfle… Yenilemeyi, tekrar baştan şekillendirmeyi seviyorum. 

Kuaförlüğü tek bir cümle ile tanımlar mısınız?

İyi ki kuaför olmuşum. Bir daha dünyaya gelecek olsam yine kuaför olurdum. Bu yolda çok zorluk çektim ama geldiğim nokta çok güzel. Bu mesleğe ve ustama binlerce teşekkür ediyorum.

İşte Şükrü Akyüz…

0

İstanbul Erkek Berberleri için seferber olan, her soruna en uygun çözüm yolunu bulmak için araştıran ve amaçları uğruna yorulmaktan hiçbir zaman kaçınmayan İstanbul Erkek Berberleri Odası Başkanı Şükrü Akyüz ile görüştük.

Şükrü Akyüz kimdir?

Merzifon doğumluyum.  2 erkek çocuğum var.  Kalfalık dönemini Maçka Otel’de yaptım. Ustam Niyaz Samsunlu idi. Oradan Nişantaşı’nda Kuğu Güzellik Salonu’na geçtim. 1982’de Beşiktaş’ta iş yeri açtım. Tam 31 yıldır aynı yerde faaliyet gösteriyoruz. 45 yıldan bu yana meslekteyim.

                                    

Örnek bir Oda Başkanısınız. Girmeye nasıl karar verdiniz?

Herkes gibi benim de ideallerim vardı. Bu nedenle 1987’de bana odada yönetim kurulu üyeliği teklif edildiğinde o dönemde destek olamayacağımı, ailemle ilgili planlarım olduğunu ancak ilerde katılacağımı söyledim. Ama bizi orada görmek istediklerini ve destek olmamız gerektiğini söylediler.  Böylece listeye girmiş olduk ve yenilikçi çağdaş görüşlerimizle İstanbul Erkek Berberler Odası’na bir şeyler katmak istedik.

Sonuçta fikirlerimle örtüşmeyen projeler oldu; çok kez görevimden istifa aşamasına geldim. Yönetim toplantılarına girdik. Yeni fikirler üretmeye başladık. Ama karşılık bulamadık. İçerideki arkadaşlarımızın desteği ve verdikleri enerjiyle mücadele etmeye karar verdim.

Ne zaman oda başkanı oldunuz?

1998 yılında mevcut oda başkanınından yönetimi devretmesini istedik. Kendisi bir dönem daha kalmak istediğini belirtti ve bir 4 yıl daha zaman kaybettik. 2002 yılında yapılan seçimin sonucunda yönetimi devir aldık. 16 yıllık bir deneyimin ardından Oda Başkanı olarak göreve başladım. Daha önce 96 yılında  Başkan Vekili olarak çalıştım. Daha önce de yönetim kurulu üyesi olarak Ömer Aydıner’in başkanlığı döneminde federasyonda da görev aldım.

Neleri başardınız?

Odamız çok geri kalmıştı. Daha önce çok köhneydi. Mesleğimizin çıtasını yükseltmek için, öncelikle meslektaşlarımızın çıtasını yükseltmemiz gerekiyordu. Mesleki etkinlikler yapmamız gerektiğine inanan bir kişiyim. Yurtdışında gördüklerimi neden ülkemizde yapamadığımızı hep düşünmüşümdür. Sosyal etkinlikler ve eğitimler önemliydi. Bunun için de var gücümüzle çalıştık.  Ekonomisi, sosyal yönü ve eğitim kısmı olan bir oda gerekiyordu. İstanbul Erkek Berberleri Odası’nın üye sayısı 650’den 6000’e kadar çıktı. Tüm üyelerimizin tüm detaylarına varıncaya kadar sistememizde bilgisini tutuyoruz.

Üyelerinizin tamamından aidat topluyor musunuz?

Biz kapı kapı dolaşarak aidat toplamıyoruz. Üyelerimizin 4000’e yakını odaya ve şubelerimize bizzat gelerek aidatlarını öderler. Gelemeyenler veya gelmeyenler herhangi bir ücret ödemeksizin anlaşmalı kurumlar üzerinden banka hesaplarımıza aidatlarını ödeyebiliyor.

3 çalışandan şu anda 17 çalışana ulaştık. Gayrimenkulleri odamıza ait olan iki ayrı şubeyle 10 yıldan bu yana hizmet veriyoruz. Mevcut merkez binamız da yine odamıza aittir. Sokak arasındaki küçük bir odadan bu binaya geçtik. Amacımız üyelerimize ulaşmak, bize ulaşan üyelerimizin de girdiklerinde gururlanmasını sağlamak.

Çalışanlarımıza ilave olarak üç hukuk müşaviri, bir mali müşavir ve eğitim müdürü ile profesyonel bir yapımız var.

Haksız rekabetin önüne geçebildiniz mi?

Haksız rekabet sadece pankartlar değildir. Sadece kayıt dışı salonlar değildir. Burada gerçekleştirdiğimiz en önemli katkı yasalardaki eksikliklerin değişmesi ile ilgili başvurularımızdır.

Odaların müdahale etme yetkisi bulunuyor mu?

Asılan bir pankartı indiremezsiniz. Sadece ilgili makamlara (belediyeye ve birliğe) bildirmekle yükümlüyüz. Bir pankartı indirme, salon mühürleme, pazar günü açan salonu kapatma yetkimiz bulunmuyor. Bu yetki hiç bir meslek odasında bulunmamaktadır.

Bunun aksini söyleyen ve haskız rekabetin önüne geçeceğini, pazar taili uygulaması başlatacağını belirtenler var. Ne söyleyeceksiniz?

Bunların hepsi vesvese, aldatmaca ve yalan. Bu konu kuaför ve berberlerin en hassas noktası. Hepimizin müzdarip olduğu bir durum. Bu nedenle bu sorun oldukça farklı bir şekilde kullanılabiliyor. İnananlar olabilir ama kesinlikle inanmasınlar. Odaların görev ve yetkileri belirlenmiş durumda.

Aidatları kaldıracağını belirten adaylar dahi olabiliyor?

Bu sadece bir palavra ve yalan. Odaların alması gereken aidatlar kamu alacağıdır.  Nasıl almayacağım dersiniz?  Affetmesi, hatta faizini dahi almaması suçtur. Bunun için kanun değişikliği gerekir.

Okuyucularımıza bunu iyi açıklamamız gerekiyor.

Tabii ki. Bu tür yalanlara kanmamaları gerekir. Biz bir kamu kuruluşuyoruz. Bir belediye, bir maliye alacağımı almıyorum diyebilir mi?  Onlar dediği zaman biz de söyleriz.

Peki, odanızı diğer odalarla karşılaştırdığınız zaman 10 üzerinden kaç puan verirsiniz?

Bizim bir puan vermemiz söz konusu olamaz. Önemli olan bizi seçenlerin, tanıyanların puan vermesini isteriz. Meslektaşını ileriye götürmüş öncü odalardan biri olduğumuzu biliyoruz.

Sizin için başarı kriteri nedir?

Bizim için başarı kriteri daima mesleği ve odayı daha üst bir seviyeye çıkarmak. İnsanların güleryüzü bana yetiyor. Bizim için önemli olan burada bulunduğumuz süre değil, bu süre içinde ne kadar iyi şeyler yaptığımız.

Peki başaramadığınız ne var?

Üyelerimiz salonlarını ziyaret etmemi bekliyorlar. Onu pek yapamıyorum. Teşkilatta en iyisi olmak,  mesleğin saygınlığını artırmak istiyorum. Hizmet gezmeyle-öpmeyle olmaz. Hizmet çalışmayla olur. Biz esnafın yaşadığı her türlü sıkıntıyı biliyoruz ve üstesinden gelmek için  çalışıyoruz.

Son iki yılda yaptığınız en önemli çalışmaları söyler misiniz?

Birincisi haksız rekabete yönelik hukuk savaşımız.  İkincisi her yere açılan dükkanların önlenmesi konusundaki çalışmalarımız.  Fiyat tarifeleri konusunda azami hadlere getirilmesi hususu ve pazar tatili uygulaması konusundaki tedbirlerimiz en önemlileri. Şu anda yazar kasadan basit usule dönüşe yönelik bir çalışmamız var.  Bunların tamamını 3 başlıkta toplayabiliriz. Yasal hizmetler, eğitsel hizmetler ve sosyal hizmetler olarak adlandırabiliriz.

Son olarak üyelerinize ve meslektaşlarınıza tavsiyeleriniz?

Yalan söyleyenlere asla inanmayın. Esnafın her türlü sorununu bilen bir başkanınız olarak, şunu söyleyebilirim ki yalan söyleyenleri noter tutanaklarıyla ortaya çıkarıyoruz. Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor, siz de değişin. Her türlü konuda üyelerimize meslek odaları olarak desteğe hazırız.

Paylaştığınız bilgiler için teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyoruz.

Saç Boyasının İcadı ve Tarihi

0

 

Neredeyse her gün boya ile işlem yapıyorsunuz. Peki hiç  saç boyasını kim bulmuş diye kendinize sorduğunuz oldu mu?

Saç boyasını 1907’ de L’oréal firmasının kurucusu  Eugene Schueller  geliştirdi. Schueller, sentetik saç boyasını bulduğu için mucitler arasındaki yerini aldı. 

 

O zamana kadar kadınlar, bitkisel kök boyaları sürerek saçlarının renklerini değiştirebiliyorlardı. Eugene Schueller bir devrim gerçekleştirdi ve kadınlar istedikleri saç rengini kullanabilme özgürlüğüne sahip oldular. 

 

Kuru ve Islak Saç Kesimleri

0

 

Saç kesiminden önce saçlar kuru mu yoksa ıslak mı olmalıdır? Kuaförlük sektöründe en çok sorulan sorulardan biri budur! İşte saçları kuru ve ıslak kesmenin avantajları… Tercih sizin…

Saçı Kuru Olarak Kesmenin Avantajları
 
Saç ıslakken esnek ve uzayabilen yapıdadır. Saç kuru iken gerçek saç uzunluğu görülür.
Kesilmesi gereken kırık saç uçları kolaylıkla görülür.
Kuru saç üzerinde elektrikli tıraş makinası kullanımı daha kolaydır.
İnceltme yapılması gerektiğinde kuru saçta daha iyi inceltme yapılır.
 
Saçı Islak Olarak Kesmenin Avantajları
 
Saç temizdir ve saç telleri birbirine karışmadığı için taranması daha kolaydır.
Saçın doğal düşüşü ıslak saçta daha iyi görülür.
Hassas saç kesimleri yalnızca ıslak saç üzerinde yapılır.
Kesimde uygulanacak prensipler açıkça uygulanır.
Saç üzerinde daha çeşitli kesim teknikleri kullanılabilir. Örneğin: usturayla kesim, kaydırmalı kesim gibi..
 
Kaynak: www.erkandos.com 
 
 

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Sağlıklı Saçlar

0

 

Yüzyıllardır hemen hemen herkesin başında ortak bir dert var ki o da  saç dökülmeleri… Kimileri başa gelen çekilir der ve sonuçlarına katlanır, kimileri için saçının tek bir teli çok önemlidir ve soluğu hemen doktorda alır. Sağlıklı saçların sırrını bilmek, iyi saç taramak, iyi kesim yapmak ya da usta bir renklendirmeden önce geliyor. 

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermotoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlham Sabuncu'dan saç dökülmelerinin nedeni ve sağlıklı saçlar için neler yapılması gerektiği hakkında bilgi aldık.   

hairist.com.tr: Saç dökülmesi sorununun kaynağı nelerdir?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Birçok faktör saç dökülmesine neden olur. Hipo ve ya hiper tiroid, menopoz öncesinde ve son dönemlerinde ve doğum sonrasında yoğun saç dökülmeleri görülür.   

Bunlar dışında sağlıksız diyet yapan kişilerde ortalama 1-6 ay arasında saç kaybı olur. Bunun nedeni vücudun protein kaybıdır. Çinko, biotin ve demir eksikliği saç dökülmelerinin diğer nedendir. Bu maddeler kişiye verildiğinde saç dökülmesi azalmakta ve yaklaşık 2 ay sonra tamamen saç dökülmesi durmaktadır.

Stres de saç dökülmesine neden olur. Ayrıca bazı sistamik hastalıklarda ve kanserde, ateşli hastalıklardan sonra 2-5 ay sonra saç kaybı olmaktadır. Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar saç kaybına neden olmakta, tedavi kesildikten sonra saçlar tekrar geri gelmektedir. Çok nadir olarak kalıcı saç dökülmesi görülmektedir. Bunun yanında tedavi amaçlı kullanılan kalp, tansiyon, diyebetik ve mide ilaçları, A vitamin asitler, antiseptikler androjenik ilaçlar saç dökülmesine neden olabilir.

hairist.com.tr: Erkeklerde ve kadınlarda saç dökülmesi sorunu aynı süreçlerde mi ilerliyor?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Androjenik saç dökülmesi, erkeklerde 50 yaşından önce yüzde 50, kadınlarda ise 50 yaş öncesi görülme oranı yüzde 6 iken, 70 yaştan itibaren bu oran yüzde 30-40’a yükselir. 

hairist.com.tr: Saç kestirmenin saç dökülmesine faydası var mı?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Saçlar kısa kesildikten sonra tarama ve yıkama esnasında uzun saçlar tarağa takılır ve saç dökülmesi artar. Saçlar kesildikten sonra tarama azaldığı için saç kaybı azalır. Uzun saçları sıkı bağlamakta saç dökülmelerine neden olabilir.

hairist.com.tr: Saç ne kadar zamanda uzar? Kadın ve erkekte saç sayısı aynı mıdır?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: İnsanlarda yaklaşık 5 milyon kıl folikirü mevcut olup, bunlar 80 – 150 bini kafa derisinde bulunmaktadır. Erkekte de, kadında da kafa saçları günde 0,3 – 0,5 mm kadar uzar.  

hairist.com.tr: Saçlar neden beyazlar? Saçın özellikleri nelerdir?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Yaşlanma ile birlikte saçın rengini veren melenositler azalır ve saçlar beyazlaşmaya başlar.

hairist.com.tr: Saçlarımız için nelere dikkat etmeliyiz?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Saçları temiz tutmamız gerekir. Çok sık ve sert sabun ile yıkamak da yanlıştır.  Saçlar için kaliteli şampuanlar kullanılmalıdır.

Ayrıca bazı ilaçlar saç dökülmelerine yol açabileceği için gereksiz yere ilaç almamak ve beslenmeye de dikkat etmek gerekir.

hairist.com.tr: Saçlar nelerden etkilenir?

Prof. Dr. İlham Sabuncu: Şiddetli güneş ışığı, tuzlu deniz suyu, uygunsuz tarak kullanımı saçların kırılmasına ve dökülmesine neden olur. Ayrıca uygunsuz beslenme ve tek çeşit gıda rejimlerinde saçlarda dökülme meydana gelir. 

L’Oréal Professionnel’ın Tarihi

0

1907

 L'Oréal Professionnel saç renklendirme ürünlerini sunmaya başladı. 

 

1909

Doktor, kimyager ve editörlerin birlikte yazdıkları ilk yayın La Coiffure de Paris

Eugène Schueller da 1912 yılında derginin editör takımına dahil oldu. 

 

1910

 

Eugène Schueller tüm tutku ve azmiyle şirket için yeni fikirler geliştirken, ürünler saç stilistlerine tanıtıyordu. 

 

1925 

L’OREAL D’OR İLE AYDINLANMA

 

 

1929 

L’ORÉAL BLANC:  Platin sarışınlığın cazibesinin kaynağının buluşu!

 

 

1940

 L'Oréal Professionnel kuaförlere eğitimler düzenlemeye başladı. 

 

 

1945

 L'Oréal Professionnel boyalı, işlem görmüş saçlar için ilk kalıcı permayı sundu. 

 

 

1951

IMÉDIA CRÈME: %100 kapatma özelliği

 

 

1952

RÉGÉ COLOR

 

1954

L'Oréal Professionnel İngiltere ilk L'Oréal Professionnel Colour Trophy etkinliğini gerçekleştirdi.  

 

 

1978

 L'Oréal Professionnel klasik saç boyalarından marjinel kalıcı boyaya hızlı bir geçiş yaptı.  

 

 

1990

Yeni renk teknolojisi: "Tone on tone" 

 

 

2000

 L'Oréal  Professionnel SÉRIE EXPERT lansmanını gerçekleştirdi.

 

 

2006

 L’ORÉAL Kuaförlük Eğitim Akademisi açıldı.

 

                                                                                     

2010

L'Oréal Professionnel geleceğin boyası INOA'yı  kuaförlerle buluşturdu. 

 

 

2011

Güzel bir saçın iyi bir bakım ile yaratılabileceğini savunan L'Oréal Professionnel, doğanın gücünden ilham alarak, Serie Nature'yi sundu. 

 

Meslek AŞKIYLA, 14 Sene ASK

0

 

Uzun yıllardır ASK (Akademi Schwarzkopf) bünyesinde görev yapıyorsunuz. İnci Yeldan'ı tanıyabilir miyiz?

4 yaşında babamın görevi nedeniyle taşındığım İsviçre’de 22 sene  yaşadım. Kuaförlük mesleğini de İsviçre’de öğrendim. Meslek okuluna 16 yaşında başladım. Kuaförlük mesleğini babamın yönlendirmesiyle tercih ettim. Okula başladığım ilk gün mesleki derse gelen hocamdan o kadar etkilendim ki, istemeyerek başladığım mesleği bana dersi farklı bakış açıları ile anlatarak sevdirdi. Aynı zamanda “daha sonra ne yapabilirim” ile ilgili bana bir mesaj verdi. Onu izlerken, kendimi biraz orada görmeye başladım. Dersin sonunda  kendisine ben de sizin gibi eğitmen olmak istiyorum dedim. O da bana evet olabilirsin ama bunun için çok çalışman gerekiyor dedi. Burada olmak için çok tecrübe gerektiriyor. Bunun için uzun yıllar çalışman lazım; kazandığın tecrübeleri yeni nesil kuaförlerle paylaşabilirsin dedi ve ben o günden beri hep bunun için çalıştım.

Okul zamanında çalıştığım salonda çok değerli bir ustam vardı. Salon sosyo-ekonomik açıdan üst konumda müşterilere sesleniyordu. Ustam çok mesafeli, seviyeli örnek bir kuafördü. Orada müşteriye nasıl yaklaşılması, kuaför ve müşteri arasındaki diyaloğun nasıl olması gerektiği konusunda sağlam bir temel aldığımı düşünüyorum.  Çok keyifli bir ortamda orada çalıştım. Salonda çalışanlar arasında tek Türk bendim. İlk önce biraz yabancı hissettim, ama üçüncü senenin sonunda patronum beni bırakmak istemedi; ama ben daha farklı arayışlar içindeydim.  Oradan ayrılıp, genç kesime seslenen bir salona geçtim.

Türkiye’ye ailem ile birlikte döndüm ve bir süre sonra Eczacıbaşı Schwarzkopf’un verdiği Teknik Eğitim Uzmanı  ilanı ile karşılaştım. Gazete ilanını görünce 16 yaşında hedeflediğim kariyere ulaşacağımı hissettim.  Hemen başvuru yaptım. 1999 yılında görüşmeye geldim ve işe başladım.

Hayalimi 20 yıl sonra gerçekleştirebildiğim için doya doya eğitim vermek istedim. Bilgilerimi meslektaşlarımla paylaşmak arzusuyla çok mutlu bir şekilde çalıştım. Görevime 1999’da Teknik Eğitim Uzmanı olarak başladım, 5 yıl sonra Teknik Eğitim Sorumlu Uzmanı olarak devam ettim. Şu an Akademi Müdürü olarak çalışmaya devam ediyorum.   

Salon hayatını özlüyor musunuz?

Özlüyorum. Eğitim Uzmanı olarak ilk işe başladığım zaman salon çalışmalarım çok daha fazla oluyordu.  Büyük şovlarda hep beraber çalışıyoruz. Yardıma ihtiyaç olduğu zaman hemen eldivenleri giyiyorum. İşimi severek yapıyorum. Fakat benim için eğitim daha ağır basıyor. Şimdiye kadar hep işe gideceğim için mutlu uyandım. Hiçbir zaman aynı şeyleri anlatacağım diye düşünmedim. Çünkü sürekli karşımdaki öğrenciler değişiyor. Farklı sorular yöneltiyorlar. İlgi farklı oluyor. Eğer öğrenciler çok ilgiliyse ona göre derslerin dinamiği de değişiyor.

İsviçre’deki salonlar ve eğitimler nasıldı?

İsviçre’de bütün eğitimler ücretliydi. Salon ve okulda çok şey öğreniyorduk. Şovlara ve eğitimlere tüm salon çalışanları gidiyordu. Salonda kimin hangi eğitime ihtiyacı varsa belirlenip, ihtiyaç doğrultusunda kişiye göre eğitimler veriliyordu. İlk iki yıl salonun eğitimlerine katılıyor, üçüncü yılda da ihtiyacımız olan eğitimlere gidiyorduk.

İsviçre’de salonlarda randevu sistemi işliyor. Herkesin neler yapacağı önceden planlanıyor. Salon çalışanları hangi müşteriye ne kadar zaman ayıracağını belirleyebiliyor. Çalışma saatleri 08.00- 18.30 arası. Bu düzen insanın içine işliyor. Türkiye’ye gelince en çok bu konuda zorlanmıştım. Fakat şimdi İsviçre’ye gidince her şeyin otomatik olarak ilerlemesi beni boğuyor.

Derslerde öğrencilerle yaşadığınız ilginç bir anı var mı?

Unutamadığım bir şey var: Essential Looks eğitimi için bir salondan bir arkadaş katıldı. Salondakilerle paylaşmaları için  katılımcılara kitapçıklar, bannerlar, görseller verdik. Daha sonra katılımcıların salonuna gittik. Salondakiler salon sahibi eğitime gitti, fakat hiçbir şey vermemişsiniz. Trend nedir? Hiçbir şeyden haberimiz yok dediler. Salon sahibine banner sorduğumuz zaman, ben onu evde duvarıma astım dedi. Verilen teknik tablomuz gibi bazı materyalleri odasına asan kuaförler var.

 

Kuaförlük sizin için neyi ifade ediyor?

Kuaförlük sürekli insanların kendilerini yenilediği bir sektör. Her şeyden ilham alıyoruz. Sadece dergilerden değil doğadan, bizi harekete geçirecek her şeyden etkileniyoruz ve işimize yansıtıyoruz.

Kuaförlük mesleğinde müşteri memnuniyeti ön planda geliyor. Biz insanları mutlu ediyoruz, yüzlerini güldürüyoruz. Bence bu çok önemli.

 

Ülkemizde kuaförlüğün daha üst düzeyde olması için neler yapılmalı?

Salonlarda sistemlerin oluşması çok önemli. Bütünü ele almak önemli, salonda nasıl bir eğitimle destek verilmesi gerekiyor bunların belirlenmesi gerekiyor.

Kuaförlerin eğitimleri alıp, salonla paylaşılması çok önemli. Yenilikleri salona dahil etmek gerekiyor.

Ben derslerime doğru kişilerin katılmasını istiyorum. Eğitimi aldıktan sonra sadece o kişide kalması yanlış, salonun gelişimi için öğrendiklerini ekibine de aktarmasını istiyorum. Bazen salonda eğitime gelen kuaförlerin ekibinin o eğitime katıldığından haberleri bile olmuyor. O bilgiler salona indiği zaman değerli olmaya başlıyor. Bu zihniyet değişirse Türkiye’de sektör olarak daha çok ilerleyebileceğimizi düşünüyorum.

Salonlarda bir sistem olması gerekiyor. Görev dağılımı, iş planı yapılıp, takibinin gerçekleştirilmesi gerekiyor.

Çalışanlarla iyi diyaloglar kurulması gerekiyor. Her çalışanın %100 performans sağlanması çok önemli. Müşteri kapıdan içeri girdiği andan, çıkana kadar herkesin görevi belirlenmeli. Yurtdışında hep bu şekilde çalışılıyor. 6 aydan 1 seneye kadar bir çalışanın hangi aşamalardan geçeceği iyi belirlenirse, 3 senede bir usta olarak işe başlayabiliyorsunuz.

Bence bayanlar daha çok bu işin içinde olmalı. Özellikle renk uzmanları kadın olmalı. Çünkü çok titizler.

 

 

 

 

İşiniz dışında nelerle ilgilenirsiniz?

İşimin dışında çok değer verdiğim bir ailem var. Çekirdek bir aileyiz biz ve hayatımızı mutlu bir şekilde sürdürüyoruz.  

En son izlediğiniz film? En son okuduğumuz kitap?

Son zamanlarda Leyla adında bir kitap okuyorum. Lady Diana’nın hayatını izlemek istiyorum.

Hangi dergileri takip edersiniz?

Bütün magazin dergilerini takip etmeye çalışıyorum. Estetica, Cosmopolitan, Vogue gibi dergileri takip ediyorum. Çünkü oralardan besleniyoruz. Yurtdışında da Top Hair dergisi ile ilgileniyorum.

Estetica bizim için tüm dünyada olan sektörümüzdeki yenilikleri Türkiye’ye getiriyor. Estetica dergisinden özellikle kuaförlerin çok yararlandıklarını düşünüyorum.

Peki, Hairist hakkında neler düşünüyorsunuz? Yarışma ve şovları değerlendirir misiniz?

HAIRiST tüm kuaförleri bir araya getiren çok güzel bir etkinlik.  Kuaförler birbirlerini görüyorlar,  rakipler bile orada sohbet etme şansı yakalıyorlar. HAIRiST’teki şovlardan ilham aldıklarını düşünüyorum. Beğeni ile seyrediyoruz.

Kuaförler şovdan aldıkları ilhamla kendilerine ve salonlarına bambaşka bir motivasyonla yenilikler katabiliyorlar.

Dünden bugüne kuaförlük nasıl değişti?

İlk eğitime başladığımız zaman öğrenciler çok ilgiliydi. Dersler dolup taşıyordu. Artık o kadar fazla talep olmuyor. Sektörde çok fazla sirkülasyon söz konusu.

Salonlarda en küçük bir şey söylendiği zaman çalışanlar çekip gidebiliyorlar, aynısı eğitimler için de geçerli. Öğrenci eğitime geliyor, ertesi gün çok önemli bir işim var gelemeyeceğim diyor. O gün Facebook’ta maçta çekilmiş bir fotoğrafını görüyorum. Çok enteresan. Hayatı belki biraz daha ciddiye almaları gerekiyor. Çünkü çok güzel bir meslek icra ediyorlar. İnsanları güzelleştiriyorlar, mutlu ediyorlar. Daha çok tutunsalar belki daha güzel şeyler çıkar. Yeni nesil biraz daha hoş tutulmak istiyor.

Hedef kitle doğrultusunda eğitimlerin formatı da şekillenmeye başladı. Artık daha çok interaktif sunumlar yapmaya başladık. Eskiden öğrenciler oturup, dinliyordu ve mutluydu, bundan tatmin oluyordu. Fakat şimdi böyle değil.

 

Daha iyi olması için neler yapılmalı?

İnsanların hayal gücü ile hazırladıkları çalışmaları izlemek çok güzel. Ama ben şovlara  biraz da eğitici bir şeyler bekliyorum. HAIRiST’de bütün şovlar bir tema üzerinden çalışılmış olması çok güzeldi. Ama ben biraz da kuaförlerin şovdan fikir alıp çıkmasını isterim.

Eğitmen sahneye çıkıyorsa, şov yerine eğitici ve salonda kullanılır olması da gerekiyor. Hem hayal gücü katılmış, hem de sınırlı kalmış öğeler işlenebilir. Örneğin biz Essential Looks Şov’ da kısa, orta ve uzun saçlar için salonlarda rahatça uygulanabilir konseptler belirledik.

Şovlarda doyurucu, ilham verici bir hava oluyor, fakat izle ve öğren bölümünden kuaförler daha çok ilham alıyorlar.  

Kesim ve renk bir bütündür. Eğitimlerde daha çok kesime ağırlık veriliyor, fakat renk eğitimleri çok fazla verilmiyor.

 

Kuaförlük için bir cümle kurmanızı istiyoruz:

Her zaman Schwarzkopf’ta söylediğimiz gibi “ Saça tutkuyla bağlıyız”.

 

Pivot Point Hakkında Her Şey

0

 

 

 

Saç ve güzellik alanında dünyanın 1 numarası olan Pivot Point, 52 yıllık bir kuruluştur. Amerika’da 40 eyalette ve dünyada 82 ülkede faaliyet göstermektedir.
Toplam 200 üye okulda yılda 50,000 mezun ve 1 milyon öğrenci eğitim almaktadır ve sadece Fransa‘da 120 okulun 90’ı Pivot Point sistemi ile eğitim vermektedir. 

 
Pivot Point'in hem kuaför okullarına hem de usta kuaförlere yönelik programları bulunmaktadır. Geometrik ve bilimsel yöntemlerle kesim,boya, şekillendirme ve topuz konusunda eğitimler gerçekleşmektedir.

Türkiye'de Pivot Point
 
Daha önceki yıllarda özel firmaların eğitmen desteğiyle Türk kuaförleriyle tanıştırdığı bu sistemin Türkiye’deki ilk akademisini 2012 yılının başında Pivot Point eğitmeni sayın Yusuf Koçyiğit açtı. Yusuf Koçyiğit önderliğinde Türkiye’deki çoğu kuaförü eğitimin temeliyle tanıştıran Pivot Point Türkiye ekibi, Chicago / Amerika’daki merkez akademiden aldığı destek ile bu sektörde Türkiye’de fark yaratmaktadır. Yakın zamanda bunun en güzel örnekleri Türkiye’de ; HAIRiST 2013 saç şovunda Yolly Ten Koopel ( Uluslararası Artistik Direktör) Joakim Ross ( Uluslararası Artistik Ekip Üyesi) ve Sinan Ergün ( Pivot Point Türkiye Saç Kesim Eğitmeni) geleceğin modellerini başarıyla sunmuş.  Ayrıca bu yıl ikincisi Hollanda’nın Amsterdam şehrinde düzenlenen dünyadan seçkin kuaförlerin katıldığı, Pivot Point / Creative Jam Session 2 etkinliğinde uluslar arası artistik ekip Yolly Ten Koopel önderliğinde yeni koleksiyon saç modellerini tanıtarak katılımcıların hayal gücünün sınırlarını zorlayabilecekleri tasarım örnekleri sunmuştur.
 

 

Türkiye’deki kuaförlük mesleğine bağlı okullardaki mesleki eğitimin yeterliliği dünyadaki örneklerinin çok uzağında olduğu bilinen bir gerçek. Pivot Point Türkiye şuanda üzerinde çalıştığı ve  gelecek projelerinin en üstünde bulunan A’dan Z’ye kuaförlük okulu projesini lise ve üniversite düzeyindeki meslek okullarıyla yaptığı çalışmalarla yakın gelecekte hayata geçirecektir.
 
Kuaförlükde çıraklıktan yetişme dönemi çok hızlı bir şekilde kapanıyor ve bu gelecekte istihdam açısından büyük problem yaratacak. Bu problemi ortadan kaldırmanın tek yolu nedeni ? nasılı ? niçini? soran ne yaptığını bilen eğitimli kuaförler yetiştirmek. Pivot Point Türkiye’nin en önemli amacı da budur.

Pivot Point eğitimlerinin içerikleri ; 

*Temel kesim ve İleri düzey kesim  olarak ikiye ayrılıyor.  
*Temel sac kesimi ( salon sclupture) Sure 2 gün / öğleden önce teorik , öğleden sonra pratik.   
*İleri düzey sac kesimi ( Meta ve Meta Men ) Sure 1 veya 2 gün.  
 *Topuz eğitimi : 1 gün temel / 2 gün ileri düzey. 

 

 

 

Farklılıklar

Bütün koleksiyonlar doğadan alınan ilhamla formu / dokusu / rengi, göz önüne alınarak gör – planla – yarat – kişiselleştir formülüne bağlı kalınarak oluşturulmaktadır. Bütün sistem kendi içinde senkronize olarak hayal gücüyle sınırlandırılamayacak kadar modeli öğrencilere sunulmaktadır.

Her eğitimde mutlaka eğitim kitabi ve DVD katılımcıya veriliyor. Yapılan eğitimler bu kitap ve DVD'lerle aynı içeriktedir.  Çünkü eğitimi alan kişi gerektiği zamanlarda bütün almış olduğu bilgileri bu kaynaklarla güncelleyerek taze tutabilir.   

-Mesleki gelişim fırsatı modayı takip etme ve uygulama imkanı 
-Salon içerisinde ayni dilin konuşulması 
-Tekrar edebilme imkanı
-Sistemli çalışma ile hata riskinin ortadan kaldırma 
-Ekibin gelişiminde katkıda bulunma
-Farklılaşma imkanı 
– İş büyütme olanakları
 

 

Peruka’nın İncelikleri

0

 

– Peruk yapılacak saç, rengi açılacak veya başka bir renge boyanacak ise; bu işlemlerin. Saç tres tezgahında işlenmeden önce demet halindeyken yapılması uygundur.

– Peruğa meş veya röfle yapılması isteniyorsa , bu işlemlerin de saç demet halindeyken yapılması gerekir. Meş ya da röfle için rengi açılıp hazırlanmış saçlar, tres tezgahında örülürken natürel renk arasına katılarak işlenir.

– Peruk ve takma saçalara permanat yapılması gerektiğinde, kesik ham saça permanat yapılamayacağı için, peruk veya takma saç işlenip dikildikten sonra yapılmalıdır.

 

 

– Peruk veya herhangi bir takma saça şekil verirken sarıp kurutularak tarayıp biçimlendirmek, mizampli yapmak daha sağlıklıdır. Fön ve sert fırçalarla bu saçlar üzerinde şekil vermeye çalışmak saçların dolaşıp kırılmasına sebep olur.

– Peruk ve takma saçların yıkanmasında iyi cins şampuan krem kullanılmalı, soğuk su saçı sertleştireceği için daima çok sıcak olmayan su ile yıkanıp durulanmalı. Bu saçlar yıkanırken çitilenmez, sadece el hareketleriyle okşar gibi ve suya batırılıp çıkartılarak yıkanmalıdır.

– Peruk ve takma saçlar kullanılmadığı zamanlar bir kutu içerisinde muhafaza edilmelidir. Açıkta kaldığı zaman tozlanıp kirlenir. Çok kirlenen ve sık sık yıkanan bu saçlar yıpranır, bozulur ve saçın dikili olduğu düzen deforme olur.

 

Kaynak: Ahmet Erkan & İbrahim Güngör –  Modern Kuaförlük Sanatında Eğitim