Ana Sayfa Blog Sayfa 418

Her kuaför bir hikaye:Kadir Sarıhan, Rize’de 30. Yıl

0

Kadir Sarıhan ve Rize'de 30. Yıl…

Çalışma isteği, dürüstlüğü, vizyonunu, kendini sürekli yenilemesi, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle Rize’nin sevilen kuaförlerinden Kadir Sarıhan, hairist.com.tr’de konuğumuz oldu.   

Kadir Sarıhan’a dünden bugüne meslek hayatında neler yaşadığını, hangi aşamalardan geçtiğini, yaşadıklarından neler öğrendiğini sorduk, kısa bir zaman içerisinde sohbetimize koskoca 30 seneyi sığdırdık. 

Kuaförlüğe nasıl başladınız?

Rize’nin bir köyünde okuyordum. O zamanlar aslında yatılı okulda okumak isttedim. Şanssızlık nedeniyle olmadı. Çocukken hep çalışmak istedim. Simit satmakla başladım çalışmaya. Bir gün bir handa bir iş ilanı gördüm, ailemle orada çalışmak istediğimi söyledim. Babam Ataç Kuaför’ün sahibi Nurettin Ataç ile görüştü ve böylece orada işe başladım. Yanlız ilk gün erkek berberi diye işe başladığım yerin aslında bir kadın kuaförü olduğunu anlamam da biraz ironik oldu. 11 yaşımda 1983 yılında başladığım bu kuaför salonunda 20 yıl çalıştım. İlk altı sene benim için zor geçti, çünkü köyden işe ıssız yollardan tek başıma gidiyordum. 1989 yılında babamın işi nedeniyle şehire taşındık ve sorun çözüldü.

15 ay kuaför olarak askerliğimi yaptım. Dükkan açmak istiyordum ama dükkan açmak için param yoktu. Ustam Nurettin Ataç ortaklık teklif etti. Üstelik para yatırmama gerek olmadığını söyledi. Kazandıkça borcumu ödemek üzere bir ortaklık anlaşması yaptık.

Rize’de toplam kaç kuaför salonu var?

Benim ilk mesleğe başladığımda 1983 yılında 5 kuaför vardı. Şu anda 45 tane var. İlçelerde bulunan kuaförler ile birlikte 100’ü buluyor.

Kendi yerinizi ne zaman açtınız?

1999 yılında eşimle  çalışırken evlendik.  2003 yılında Ataç Kuaför’den ayrılıp, 55 metrekarelik 6 koltuklu bir yer açtık. Salonu açtığımızda bir açılış bile yapmadık, çünkü herkes zaten bizi tanıyordu.

Peki ustanız ayrı bir salon açtığınızda tepki gösterdi mi?

Hayır. Biz karşılıklı anlaşarak yollarımızı ayırdık. O yüzden hiç sorun olmadı. Hala görüşüyoruz.

Sizin salonunuzdan ayrılanlar olduğunda sizin tepkiniz ne oluyor?

Benim yanımdan ayrılmak isteyenler olunca kızmıyorum. Ama bunun etik olmasını istiyorum. Böyle bir niyetleri varsa söylesinler, ama dükkanı tutup elemanlarını her şeyi ayarlayıp ben ayrılıyorum dedikleri zaman hoş olmuyor. Önceden söylerse dürüstlüğü bende bir iz bırakır, ben de kendimi ona göre ayarlarım. Ben kinci değilim, kızgınlığımı çabuk unuturum. Ama bazı değerlerim var.  Benim yanımda çalışanlardan 7 tanesi kendi salonlarını açtılar. 

Bunun size zararı oldu mu ?

Tabiki zararı oldu.  Ama bizim en büyük gücümüz 30 senedir Rize’de olmak. Kuaförlük alanında eşim ve ben oldukça yetkin olduğuğumuz için  işleri yönetebildik.

Benim 11 yaşındaki halimi bilen müşterilerim var. Eşimle olmamın getirdiği büyük bir avantaj da var. Kuaför Kadir sadece 30 yıllık bir marka değil, bu markayı destekleyecek eğitimleri alan da bir marka,işletme haline geldik. Bizim meslekte her şey değişiyor, sürekli yenilikleri takip etmek gerekiyor. Seminerlere, eğitimlere gitmeden kendini geliştiremezsin.

Ben markalarla çalıştıktan sonra eğitimlere katılmaya başladım. 2007 yılından beri eğitimlere gitmeye devam ediyorum. Meslek hayatımın 24. yılında katılmaya başladığım eğitimler bana doğru bildiklerimi aslında yanlış yaptığımı gösterdi. Böylece hatalarımı düzelttim. Çünkü hatalar düzelmezse, gelişimin de olamayacağını düşünüyorum.

Ne tür eğitimlere katılıyorsunuz?

Tüm eğitimlere katılırız. Bu meslek sürekli kendinizi yenilemeyi gerektiriyor. Eğitimlerden aldıklarımı  hemen uygulamaya geçiriyorum. Müşterilerim de bunu farkediyorlar. Eğitimlere katılmam müşterinin gözünde beni yüceltiyor.

Tabii ki elemanlara da yatırım yapıyoruz. Metin Bahçecik bir konuşmasında '3 ay sonra ayrılacak bir elemanınız varsa bile ona yatırım yapın' demişti. Bizim işler elemansız olmuyor. Bizim 5 kişilik ekip şu an 25 kişi.

Birlikte çalışğınız elemanları nasıl buluyorsun?

Eleman bulmak çok zor. Kendi elemanını kendin yetiştir fikrinden yola çıkarak, belediye destekli kuaförlük okulu açmak istiyoruz. Okumayan çocuk çok var.

Rize’de kuaföre giden kadın sayısında artış var mı?

Yüzde 100 artış var. Rize’de 5 olan kuaför sayısı 45’e çıktı. 2003’de 5 elemanım varken şimdi 25’ye çıktı. Müşteri sayısında da ciddi bir artış var.

Kuaföre gitmek artık bir lüks değil ihtiyaç. Şu an bulunduğumuz salonda en büyük avantajımız 2 kat olması.

Kuaförlük sizin için neyi ifade eder? Çocuğunuzun kuaför olmasını ister misin?

Ben belki o yatılı okula gitseydim, başka bir mesleğim olacaktı ama belki bu şansı elde edemeyecektim. Kendi işim var. Mesleğimi seviyorum.

Ben çocuklarımın okumalarından yanayım ama eğer okuyup da iyi bir meslek sahibi olacaklarsa okusunlar, yoksa kuaför olmalarını tercih ederim.

Sizce mesleğe yaptığınız yatırımın geridönüşümü nasıl?

Biz Rize’ye göre iyi bir salon yaptık. Gelen müşteri çok mutlu. Kuaförlük yapılan yatırımı geri veriyor. Bana müşterim mükemmel bir salon yaptınız size çok yakıştı diyor. Ben de onlara hayır diyorum bize değil size yakıştı. Bunu sizin için yaptım. Diğer salonda kalsaydım bana yine gelmeye devam edecektiniz. İyi bir şey yaptığınız zaman karşılığını da alıyorsunuz. Planlı çalışmak lazım.

En çok hangi işlemi yapmayı seversiniz?

Kesim, röfle paketleme benim için çok keyifli.

En sevdiğiniz saç rengi hangisi?

Sarıyı seviyorum.

Salonda en çok hangi işlem yapılıyor?

Kesim, boya, röfle. En çok nişan ve gelin saçları için geliyorlar.

Neyi farklı yapıyorsunuz?

Bizim salonda gelin saçı çok farklıdır. Nişan ve gelin saçlarının yüzde 98’ini eşim yapıyor. Topuzda, gelin saçında eşim tam anlamıyla bir profesyoneldir.

Giresun’dan, Of’tan, Trabzon’dan gelen var. O anlamda salonun en büyük gücü eşim. İkimiz birleşince bu duruma gelebiliyoruz.

Hairist hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu tür organizasyonların etkili olduğunu düşünüyorum. İçeriği çok güzel. Çok farklı bir ortam var.

Sizin olmazsa olmaz dediğiniz ürün hangisi?

Birçok ürün var ama L’Oréal Professionnel INOA diyebilirim. Biz amonyaksız boyada silahımız olan L’Oréal Professionnel INOA’yı farklı lanse ettik. Bir müşteri özellikle L’Oréal Professionnel INOA’yı isterse onun bilinçli olduğunu anlıyorum. Çünkü araştırıyorlar ve saçlarına, tenine zarar vermeyecek bir boya olduğunu biliyorlar. Bu da boyayı farklılaştıyor.

Peki ya Estetica Dergisi?

Estetica farklı bir dergi. Salona farklı bir hava katıyor. Kuaförlüğe değer katan, sektöre önem veren, salonumda olması gereken bir dergi.

Sosyal medya ile aranız?

Çok iyi. Müşterilerim benimle sosyal medya üzerinden iletişime geçiyorlar.

Salonunuza ne gibi yenilikler getiriyorsunuz?

Salonda küçük bir eşyanın yeri değişse bile salonda fark yaratıyor. Telefonuma salondaki kamerayı yükledim. Herzaman izliyorum. Ufak değişiklikler yapmayı seviyorum. Çiçeklerin yerini değiştirmek bile yenilik.

Sadece salonda değil, yenilikleri yakalamak herzaman benim için çok önemli oldu. Sektörde sürekli yeni bir şeyler oluyor, bu kadar hareketli ve değişken bir işimiz varken, bizim olduğumuz yerde durmamız yanlış olur diye düşünüyorum. Bu yüzden gençlere de hep hayattan beslenmelerini, yeni şeyler öğrenmelerini ve bunları işlerine yansıtmalarını öneriyorum. Ben işime tutkuyla bağlı olmasam ve sıkı sıkı sarılmasam 30 sene bu istikrarı sağlamam belki de mümkün olmazdı. 

Örnek aldığınız bir kuaförlük markası var mı?

Takdir ettiğim Metin Bahçecik var. Bahçecik markası son derece başarılı. Yanından birok elemanı ayrılmasına rağmen dimdik ayakta.

Tek cümleyle kuaförlüğü tanımlar mısınız?

Benim gözümde kuaförlük tek bir cümleye sığacak bir meslek değil. Olmazsa olmaz. Artık onsuz bir şey olmuyor.

2 yıl garantiniz var mı?

0

Sıradan bir fön makinesinin gizli maliyeti.

Siz de kontrol edin, değerlendirin. Her profesyonelin başına gelen birbirine benzer… Fön makineleri konusunda bilinmeyen hesap burada. Yorumlarınızı bekliyoruz.

Bu şekilde 2 ay daha kullanıp atarsınız… 6 ay kullanım için bu tutarı ödemiş olursunuz. Hem de 2 yıllık yasal garantisini sorgulamadan…

Ayrıca:

  • %18 Kdv ilave edilmelidir.
  • Tamirler için fatura almıyorsanız gidere işleyemez, kdv’yi düşemezsiniz. Hem kendiniz hem ülkemiz vergi kaybına uğrar.
  • Kalitesiz rezistans ve kablo nedeniyle elektrik sarfiyatınız artar.
  • Cihazda kondansatör olmadığından kaçak elektrik riski bulunur.
  • Zaman kaybı ve para kaybı.

Ucuza aldığınızı mı sanıyorsunuz?

Kaynak: Mustafa Necati Bavtar, Profesyonel Fön Makinesi Uzmanı

Papatya- 8-55: Schwarzkopf Igora Royal

0

 

SchwarzkoIp IGORA Royal’in yüksek çözünürlüklü gerçek renkler ve parlaklığından ilham alan Papatya- 8-55 filminde, kusursuz oyunculuk, parlak yeteneklerle birleşti ve ortaya muhteşem bir film çıktı. 

SchwarzkoIp IGORA Royal’ın lansmanında tüm izleyicilere keyifli anlar yaşatan filmde Ali Gür, Ali Kırıktarak, Mahmut Ebil,  Oktay Kaymakoğlu, Özkan Çolak ve Yıldırım Özdemir rol aldılar. Filmde Eczacıbaşı Schwarzkopf Genel Müdürü Viki Motro’nun kızı rolünü canlandıran Papatya tarz olarak kendinden çok farklı biriyle akşam yemeğine çıkacaktır. Bu yüzden ona uyum sağlamak ister ve annesinden değişime uğramak için yardım ister.

Viki Motro onu hemen Türkiye’nin kuaförlük sektöründe duayen ellerine emanet eder. Neler yapılabileceğine bakılır, dergiler karıştırılır. Tam o sırada Estetica Türkiye dergisinin sahibi Erkan Güzel gelir ve kuaförlerimize eskileri bırakın, onlar geride kaldı diyerek, Estetica Türkiye dergisini verir. Igora Royal 8-55 ile mükemmel bir sarışına dönüşen Papatya, akşam yemeğine çıkacağı arkadaşınında tarzını onun için değiştirdiğini görür.

 

Kendimizi beğendirme çabası karşımızdakini ne kadar önemsediğimizi gösterir. Schwarzkopf  Igora Royal de müşterilerin beklentileri doğrultusunda ürün geliştirme politikasını filme yansıtmış.

Sürekli her şey yenilenip başka formlarda karşımıza çıkıyor. Igora Royal, dinamik yapısıyla eskiye göre çok daha parlak sonuçlar veriyor. Optimum renk skalası, düşük amonyak oranı, bakım içeriği ve kişiye özel serileri ile IGORA Royal, kuaförlerin daima istedikleri sonuçlara ulaşmalarını sağlıyor.

Kuaförlere Sosyal Medya Kılavuzu

0

 

İyi olmak hiçbir zaman yeterli olmaz, önemli olan bilinmektir

 

Yaşam şeklimiz değişti, alışkanlıklarımız farklı bir yöne çevrildi. Artık dijital çağda yaşıyoruz. Eskiden müşteriler tavsiye üzerine ya da tesadüfen sizi keşfediyordu. Fakat daha büyük kitlelere ulaşmak için artık kuaförlerin kendi reklamını yapmak için sosyal mecra en doğru ve etkili mecra haline geldi.

 

Peki kuaför sektörü yeniliklere ayak uydurabiliyor mu ya da dijital ortamın yarattığı fırsatları en iyi şekilde değerlendirebiliyor mü

 

Pekçoğumuz kuaför kimliğimiz ile bir hesap açıyoruz ve teknolojinin sağladığı faydadan yararlanmak için ilk adımı atıyoruz:

1-Facebook, Twitter, Youtube ve Instagram hesabınızı işletmenizin bir yansıması olarak görmelisiniz.

2-Asla kendi kişisel hesabınız ile karıştırmamalısınız. Kendi arkadaşlarınızla kuaför kimliğiniz ile açtığınız hesap üzerinden konuşmamalısınız.

3-Orası sizin için ciddi bir reklam alanı, bunu sakın unutmayın!

 

Sosyal medyayı nasıl etkili kullanırım?

 

 

1-Facebook sayfanızda deneyimlerinizden bahsedebilirsiniz. Her kuaförün deneme yanılma yoluyla kendine özgü geliştirdiği teknikler vardır. Diğer kuaförlerden sıyrılmak ve kendinizi çok farklı bir yere konumlamak için kendinize “benim yaptığım ve diğer kuaförlerin yapamadığı ne var”, “Ben neyi doğru yapıyorum” sorularını sorun ve bunların cevaplarını en etkili şekilde yazmanın yollarını arayın.

 

2-Herkese sektörde farklı bir kuaför olduğunuzu hissettirin. Öncelikle ne kadar bilgili olduğunuzu göstermek için sayfanızda eğitici bilgiler verebilirsiniz. Sayfanızda bilgi verirken dozu fazla kaçırıp sıkıcı bir hale getirmekten kaçının. Biraz da duygusal yaklaşın.

 

3-Müşterilerinizin saç modellerinin fotoğraflarını çekererek, o saçı yaparken ne hissettiniz, neden o modeli uyguladınız, müşteriniz o saçı nerede nasıl bir elbiseyle kullandı, saçını beğendi mi, nasıl bir reaksiyon verdi gibi soruların cevaplarını verin.

 

 

Twitter’da daha çok bilgilendirici mesajlarınızı verebilirsiniz. Pek çok kuaförün Twitter’da hesabı yok. Siz önde gelenlerden olabilirsiniz. Profilinizi şekillendirirken, salonunuzun en sevdiğiniz foroğraflarını ve kısaca salonunuzu nasıl tanımladığınızı anlatarak, kurumsal kimliğinize ruh kazandırın. Arka plan fotoğrafına da yaptığınız saç modellerini yerleştirebilirsiniz. Prestijli bir sayfa ile kalitenizi artırın. Kampanyalarınızı duyurarak müşterilerinizle paylaşın.

Salonda bir promosyon uygulayabilirsiniz. Örneğin Foursquare’de salonumuzda olduğunu check-in yapan müşterilerimize %5’lik bir indirim yapıyoruz diyebilirsiniz. Böylece daha çok müşteri kazanacaksınız.

Sosyal medya ile dünya çok küçük. Sesinizi Youtube üzerinden de duyurun. Fark yaratan saçlar yaptığınızda salonda bir çalışandan sizi  videoya almasını isteyin, siz de muhteşem saçı nasıl yaptığınızı anlatın ve videoyu Youtube’a ekleyin.
Cümle alem ne kadar iyi bir kuaför olduğunuzu görsün. Eğer isterseniz Youtube linkini Facebook’ta ya da Twitter’da da paylaşabilirsiniz.

 

 

İstatistiklere göre daha çok kadınların takip ettikleri Instagram’da kuaförlük sektörü için uygun bir mecra. Eğer kullanmıyorsanız, hemen Android ya da iPhone’larınıza Instagram yükleyin ve salonunuzun isminde bir hesap açın. Sizin farkınızla ortaya çıkan en güzel saçları İnstagram’a yükleyin ve fotografların altına yorum yaparken telefonunuzun kare tuşuna basarak salonunuzun adını ve o saçın size ne ifade ettiğini kelimeler ile anlatın. Böylece  hashtag’ler oluşmuş olacak. O kelimelerin arasına saç ya da hair yazarsanız çok daha geniş kitlelere ulaşacaksınız. Belki Japonya’dan biri bile sizi bu sayede farkedebilecek.

 

Tabii ki bu arada HAIRiST Facebook sayfasını https://www.facebook.com/HAIREVENT ve Twitter hesabını https://twitter.com/HAIRiSTTR takip etmeyi de unutmayın…

 

İyi Bir Kuaför İyi Bir Dinleyicidir

0

 

 

 

Kuaförlük mesleği müşterilerin beklentilerini en iyi şekilde anlayıp, elde edilen gözlemler doğrultusunda öneriler getirebilme sanatıdır.

 

Müşteriyi anlamak için öncelikle sadece onun ne istediğini dinlemeye odaklanıp, kendi düşüncelerinizi bir kenera bırakarak son kelimesi bitene kadar onu dikkatle dinlemeniz gerekir. Böylece müşteriniz sizin yanınızda kendini güvende ve değerli hissedecek.

 

Müşterinizle  sosyal ve duygusal zekanızı en iyi şekilde kullanarak sade, kolay anlaşılır ve etkili bir iletişim kurun. İçten bir diyalog kurarak ve samimi bir atmosfer yakalayarak müşterinin gönlünü fethedebilir ve onu kazanabilirsiniz.

 

Ne söylediğiniz değil nasıl söylediğiniz önemlidir. Müşteri ile kurulan iletişimde nasıl bir ton kullanıldığı her şeyden önemlidir.  Müşteriye karşı son derece saygılı olmalısınız. Müşteriyi dinlerken çok fazla eleştiri yapmak yerine ilk önce gözlem yapmak ve değerlendirmek gerekir. Müşterinizin bakış açısıyla uyuşmayan bazı fikirlerin üzerine giderseniz bu durum müşterinizde olumsuz etki yaratabilir.

 

Müşterinin beklentilerini karşılamak için çarpıcı ve ilgi uyandırıcı noktalar bulup ortaya çıkarmak gerekir. Bunun için düz anlatımlara biraz hareket katmak iyi olabilir. Müşterinin saçlarına tutkuyla yaklaştığınızı, işinizi önemsediğinizi gösterirseniz işte o zaman vazgeçilmez bir kuaför olursunuz.  

 

Bülent Ecevit Üniversitesi Saç ve Güzellik Bakımı Hizmetleri

0

 

 

 

Kuaförlük sektörü gün geçtikçe farklılaşıyor, eski sistemler ortadan kalkıyor. Alıştığımız atmosfer artık yerini başka bir dinamik yapıya bırakıyor. Eskiden çocuk yaşta bir kuaför salonunda işe başlar mesleği ustalarımızdan öğrenirdik. Fakat şimdi işler biraz yön değiştirmeye başladı. Türkiye’de Saç Bakımı ve Güzellik Merkezi eğitimi veren 12 Meslek Yüksekokulu’ndan biri eski adıyla Zonguldak Karaelmas, şimdiki adıyla Bülent Ecevit Üniversitesi.

 

Bülent Ecevit Üniversitesi Ahmet Erdoğan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Saç ve Güzellik Bakımı Hizmetleri Bölümü sektörün ihtiyaçları, bilimsel ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda gerekli olan mesleki yeterlikleri kazanmış nitelikli meslek elemanlarını yetiştirmeyi amaçlıyor.

 

 Daha önce  bölümde 4 yıllık eğitime geçiş yapılabiliyordu. Ancak şimdi yapılamıyor. Bölümün 25 kişilik kontenjanı bu sene 40’a yükseliyor. Böylece sektör eskiye göre daha çok eğitimli eleman kazanacak. 

 

Öğrenciler hijyen, meslek etiği,  insan anatomisi, saç ve deri bilgisi, mikrobiyoloji, psikoloji,  temel makyaj,  masaj teknikleri ve uygulamaları, bilgisayarda saç ve makyaj tasarımı, yabancı dil, iletişim becerileri, işletme yönetimi, temel sağlık, etkili ve güzel konuşma, cilt ve saç bakımı uygulamaları, el ayak ve tırnak bakımı, epilasyon derslerini aldıktan sonra gördükleri uygulamalar doğrultusunda staj yapıyorlar.

 

Cilt saç bakımı kozmetik bilgisi, temel kimya, saç yapımı ve kesimi, farklı yüz şekillerine uygun renkli makyaj; yüz kusurlarını kapatıcı makyaj ve portre çalışmalarını kapsayan mesleki resim, estetik, beslenme, bilgi ve iletişim teknolojisi, sağlık sosyolojisi gibi sektörde mutlaka bilinmesi gereken tüm dersleri alan öğrenciler, mezun olduktan sonra sektörde iyi yetişmiş elemanlar olarak çalışmaya başlıyorlar.

 

Bülent Ecevit Üniversitesi Ahmet Erdoğan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Saç ve Güzellik Bakımı Hizmetleri Öğretim Görevlisi Gizem Doğanel, mezunların yüzde 40’ının Meslek Eğitim Merkezleri’nde öğretmenlik, yüzde 60’ının ise özel şirketlerde ürün danışmanlığı yaptığını; televizyon sektöründe, opera ve balelerde, otellerde güzellik merkezlerinde çalıştıklarını ya da kendi salonlarını açtıklarını söylüyor.   

 

Saç ve Güzellik Bakımı Hizmetleri bölümü mezunlarının çok geniş bir çerçevede, farklı alanlarda çalışma şansları var. Opera ve balelerde perukacı ve makyöz olarak çalışabiliyorlar. Otellerde ise masör olarak başlayıp, Spa Manager pozisyonuna yükselebiliyorlar.

 

Oktay Kaymakoğlu ’38 senedir çizgimi hiç bozmadım.’

0

Bir kuaför bir hikaye…

“Mantık ve kabiliyet bir araya gelirse bu meslekte başarı kaçınılmazdır.”

Sürekli kendini yenileme isteği, öğrendiklerinden neleri alması gerektiğinin farkında olup, kendi tarzı ile hayata geçirebilme yeteneği, hırs, azim ve istikrar…

Oktay Kaymakoğlu’nun meslekte aranan kişi olması için geçerli sebeplerden birkaçı… Oktay Kaymakoğlu yeni yetişen kuaförlere ilham verecek hikayesini, meslek hayatı boyunca yaşadığı serüvenleri hairist.com.tr’ye anlattı.

Oktay Kaymakoğlu kimdir? Kuaförlüğe ne zaman başlamıştır? Kendinizi biraz tanıtır mısınız?

Babam subaydı. Çocukluğumdan beri çalışıyorum. İlkokuldayken okul tatillerinde evimizin yanındaki terzide çalıştım. Ancak terzilik hiç bana göre değildi. Bir arkadaşımın ablası kuafördü. Mesleğe ilk Fatma Hanım’ın yanında başladım. Kalfam Yücel çok yetenekliydi. Ondan çok şey öğrendim. Ancak meslekte ilk işimde patronun benden saç yıkamak için sıcak su istemesi ve benim şofbeni kırmam ile hüsranla son buldu ve işten çıkarıldım.

İşten çıkarılınca, bir başka kuaför olan Emine Hanım’ın yanında işe başladım. Fakat orada işi öğrenemiyordum ve ayrılmaya karar verdim. Bir taraftan da hiçbir şey öğrenmeden ayrılmak istemiyordum. Bu yüzden orada çalışan birine ben ayrılacağım, ama gidene kadar senin yaptığın işleri yapayım dedim. Orada biraz deneyim kazandıktan sonra Atilla Kuaför’de işe başladım. Orada 2-3 sene çalıştım. O zamanlar saç sarmalara baslamıştım. Kabiliyetli olduğumu ilk orada farkettiğimi söyleyebilirim. Kendi kabıma sığmıyordum. İlk çıraklığımı yaptığım Yücel abi ile iletişime geçtim. O zamanlar çok iyi kalfa konumundayım. Daha önceki deneyimlerimde çok fırsat yakaladım ve bu fırsatları değerlendirdim. Kalfalar askere gittiler, ben dükkanı idare ettim. Yücel abi benim Yenimahalle’nin en meşhur kuaförlerinden İbrahim Kuaför’ün (Tara İbrahim) yanında çalışmam için aracı oldu.

Askere gidene kadar 07.00-23.00 saatleri arasında çalışıyordum.  İbrahim Kuaför’ün yaptığı iş gerçekten güzeldir. Yarışmalarda saç birincisi olurdu, saç tasarımlarıyla dünya şampiyonasına katılırdı.  Ona gelen müşteriler herzaman mutlu ayrılırdı. Ben hayatta hırsı ve çok çalışmayı ondan öğrendim.

Meslekte en önemli şey müşterini kaptırmaktır. İşte bu yüzden İbrahim Bey, iş sözleşmesine Ankara çevresinde dükkan açamaz diye bir madde ekledi. Bana iş öğretecekti, daha sonra işimi kurup müşterisini alırım diye  bu sözleşmeyi imzalattı. Her saç kesimimde, her yaptığım boyada mutlaka en son noktayı o koyardı. Salona 10 dk geç gelsem bana iş vermezdi. Benim için en büyük ceza buydu. Müşterin yoksa maneviyatın yok demektir. Benim için para hep ikinci plandadır. Salonumda hala müşteri yoksa çok kötü hissederim.

Dört sene İbrahim Kuaför’de çalıştım. Ankara beni boğmaya başlamıştı. Almanya’ya gidip, City Kuaför zincirinde çalıştım, patronlarım Almandı. Orada kendimi çok geliştirdim, gerçekten çok şey öğrendim. Annem orada yaşıyordu. Orada kalabilirdim ama özel nedenlerden dolayı vazgeçtim.

Bu işi İstanbul’da yapmak istedim. Mesleki özgürlüğüm İstanbul’daydı. Divan otelinde Demir adında çok ünlü bir kuaför vardı. Orada Muammer Yaprakgül ile görüştüm. Bir ay sonra başlayabilirsin ben şimdilik seni Moda’da bir salona yönlendireyim dedi. İstanbul’da ilk zamanlarda biraz korktum. Moda’daki salonda Orhan Bey ile iş anlaşmasını yaptık  ama gitmedim. Çünkü Atilla abinin yanında kalırken, başka bir yerde çalışmak istemedim.

Caddebostan’da Atilla abinin yanında işe başladım.  Bir gün bir ilan gördüm. İngiltere Raymond Kuaför Zinciri Hilton’da bir organizasyon gerçekleşecekti. Kuaförler arasında en iyi saçı yapan kişiyi İngiltere’ye çalışmak için göndereceklerdi.  Muammer Yaprakgül ile Hilton Oteli’ndeki kuaför Mehmet Bey de oradaydı. Çok güzel bir saç kestim. Beni baş listeye koydular. Sonra Mehmet Bey’in benimle çalışmak istediği için İngiltere’ye gitmemi engellediğini öğrendim.  Ama ben onunla çalışmak yerine kendi salonumu açmak istedim. O yaşta çok güzel kararlar vermişim.

İstanbul’a gelmem, bana farklı ufuklar açtı. Semiha Yankı’nın ilk kez  TV’ye çıktığı saçları ben yapmıştım.

Kendi salonunuzu nasıl açtınız?

Hilton Oteli’nin düzenlediği yarışmada İngiltere’den haber gelmeyince, iyice ümidi kesince  annemden borç alıp Şaşkınbakkal’da kendi salonumu açtım. 38 yıldır kiradayım ve aynı yerdeyim. O zamanlar Şaskınbakkal’da hiçbir şey yoktu. Orasının adının Şaşkınbakkal olması kimsenin oturmadığı bir yerde bakkal açan birinden geliyor. Ben de onun gibi oranın şaşkın kuaförüydüm diyebilirim. Çünkü salonumu Atilla Abi’ye rakip olmamak için Caddebostan’da açmak istememiştim.

Atilla Bey sizin bir salon açmanıza nasıl bir tepki verdi?

İlk önce bir tepki vermedi. Ama oradan bir müşteri benim salonuma geldi. O zaman ufak tefek sorunlar yaşadık.

Peki siz salonunuzdan ayrılmak istediğini söyleyenlere kızgınlık duyuyor musunuz?

Hayır ama kimse dürüst olamıyor. Bu kuaförlük sektöründe kanayan bir yaradır. İlk dükkanı açtığımdan beri Yusuf, Mete vardı. Ayrıldılar. Her kuaförün kendi salonunu açmak gibi bir hayali vardır. Ne kadar ortaklık teklif etsen de, ne kadar prim versen de vazgeçmezler. Ama tek başına ne kadar ne olabiliyorsun bir de o var. Ayrılmak isteyenler kendi kanatlarıyla uçmak istedikleri, kendi başına mesleğini icra  etmek istedikleri için ayrılıyorlar.

Ayrılan çalışanları düşününce, ben herzaman iyi olmazsam dükkan bitmişti diyebilirim. Şu anda da hala çok fazla çalışıyorum. İşimi çok önemsiyorum. Çok çalışacaksın, yaptığın işi çok iyi yapacaksın. O zaman bütün kapılar aralanıyor.

Kendinizi nasıl bir kuaför olarak değerlendirirsiniz? Sizi farklı kılan nedir?

Çok iyi eğitimler aldım, mesleğimdeki yenilikleri yurtiçinde ve yurtdışında yakından takip ederim. Eğitimlerden neyi alıp nasıl kullandığın da çok önemlidir. Kendini yenilemeye çok katkısı oluyor. Sektördeki yenilikleri kaçırmak istemiyorum. Farklı bir şey yapıldı mı, eksiğim var mı diye sürekli sorguluyorum. Meslek aşkı, meslek alışverişi çok önemli.  Senin düşünemediğini başkası yapıyor. Sen de onu kendine çevirip, nasıl yansıtmak istiyorsan öyle yansıtıyorsun.

Dünyaya bir daha gelseniz kuaför olur muydunuz?

Çocukluğumda modacı olmayı düşünmüştüm ama dünyaya bir daha gelsem yine kuaför olurdum.

Çalışanlarınızla iş kontratı yapıyor musunuz?

Şu anda çalışanlarla kontrat yapmıyorum. İşlerinde ne kadar ne yapabilirler onu ölçüyorum. Performanslarına göre yüzde veriyorum.

Zincir salon olmayı hiç düşündünüz mü?

Zincir salon olmayı düşündüm ama yapamadım. Bizim işimiz dikkat istiyor. Çalışanların her saniye radar gibi olması lazım. Standartları sağlayabileceğimi düşünmediğim için yapmadım.

38 senedir salonunuza gelen müşterileriniz var mı?

38 yıldır sürekli gelen müşteriler var. Müşterilerim “Kaç kişi kaldık Oktay” diyorlar. Oktay kuaför çizgisini hiç bozmadı. Sürekli kendini yenileyen, salonda ilk gün nasılsa o istikrar devam ediyor. Ben eskiden her gün buradaydım. Bir gün daha sonra iki gün tatilim vardı. Şu an üç gün çalışmıyorum.

Dün ve bugün… Kuaförlüğü zaman dilimi içinde değerlendirir misiniz?

Hayat şimdi daha hızlı.  Kendini en iyi şekilde yetiştirince bir yere gelebiliyorsun.

Türkiye’deki meslekokulları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Biz hep alaylı yetiştik. Bizim zamanımızda kuaförlük için özel bir eğitim yoktu. İletişim becerisinin, muhasebe, steril olmak gibi öğrenilmesi gerekenlenlerin okulda verilmesi önemli.

Hairist ve Estetica hakkında ne düşünüyorsunuz?

Geçmişle karşılaştırdığımızda  sektörde bu yayınların, etkinliklerin olması büyük bir fırsat. Yenilikleri Türk kuaförlerine getiriyor, bu işi ciddiye alıyor, Türk kuaförlüğüne yeni bakış açıları kazandırıyor. Çok muazzam bir şekilde sektöre fayda sağlıyor.

Sosyal medya kullanıyor musunuz?

Sosyal medya ile çok aram yok. Yeni teknoloji bana biraz zor geliyor. Şimdi teknoloji ile müşterinin  kaydı yapılıyor, çırak bile küçücük parmaklarıyla tuşlara basıyor.

Kuaförlük size neyi ifade ediyor?

Güzel, hoş bir duruşu yansıtmak ve müşteriyi mutlu etmek..

Mersin Üniversitesi- Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Bölümü

0

 

 

 

Profesyoneller salonlarında işinde iyi olan ve alanında en iyi eğitimi almış elemanlarla çalışmak ister. Türkiye’de toplam 12 yüksekokul salonlarda en iyi hizmetin verilmesi için öğrenci yetiştiriyorlar. Bu okullardan mezun olanlar sadece salonlar gibi özel sektörde değil, kamu sektöründe opera, bale gibi devlet kurumlarında makyöz olarak çalışıyorlar ya da kendi işlerini kuruyorlar.

 

Mersin Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Rıfat Aytar, hairist.com.tr’ye Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Bölümü’nde verilen eğitimin içeriği, öğrenci profili, mezunların hangi alanlarda çalıştıkları hakkında bize bilgi verdi.

 

Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Bölümü 50 kişilik kontejyandan oluşuyor. Öğrencilerin çoğu kız meslek liselerinden geliyor. Avrupa Birliği ile uyum çerçevesinde eğitim veriyor.

 

Rıfat Aytar, altyapı bizim için çok önemli, teknik donanım açısından sürekli kendimizi geliştiriyoruz diyerek yenilikleri yakından takip ettiklerini, öğrencileri en iyi şekilde yetiştirdiklerini belirtti.

 

Mersin Üniversitesi Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Bölümü Öğretim Görevlileri, öğrencilerin bilim, teknoloji ve sanat alanındaki çağdaş gelişmelere bağlı kalarak topluma faydalı hizmetler sunabilmeleri için mesleki bilgi ve becerilerini en yüksek noktaya çekmek için çalışıyor.

 

Bölümde, saç bakımı, saç yapımı, saç kesimi, kozmetik bilgisi, makyaj, el, ayak ve tırnak bakımı, mesleki bilgisayar ve mesleki ingilizce eğitimi veriliyor.

 

Öğrencilerin yüzde 70’i mezun olduktan sonra kendi işlerini kuruyor ya da diğer salonlarda, yüzde 30’u ise kamu kuruluşlarında çalışıyor. Özellikle Antalya, Bodrum’da bulunan güzellik salonları ve kuaförler eleman aradıklarında Mersin Üniversitesi Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Bölümü mezunu öğrenci soruyorlar. Mezun olduktan sonra öğrencilerin işleri hazır oluyor. Birçok öğrenci de mezun oldukları alanlarda usta öğretici olarak devlet kamu kuruluşlarında ishistam ediliyorlar.

 

Kuaförlerde Risk Değerlendirilmesi

0

 

 

 

 

Salonda çalışırken birçok konuda risk altındasınız. Saatlerce ayakta durarak fön tutmak, elektrikli aletlerle çalışmak, sürekli kesilen saçların silindiği kaygan zemin üzerinde iş yapmak çalışanların sağlığını tehlikeye atıyor.

 

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kuaförlük sektöründe çalışanlar için yeni yasalar getirdi. Bunlardan en önemlilerin arasında, uzun süre ayakta çalışılmaması, yere dökülen saçlar nedeniyle ya da ıslak zeminde kaymayı önlemek amacıyla kesilen saçların ıslak paspas yerine kağıt havlu bezler ile süpürülmesi geliyor. Yine düşmeyi engellemek için salonda merdiven varsa tırabzanların olması ve basamak yüksekliklerinin uygun olmasına dikkat edilecek.

 

Salonlarda aynalar dahil cam yüzeylerin uygun şekilde monte edilmiş olması, yüzeyler üzerinde kırık ve çatlak gibi hatalar bulunmaması, aydınlatmanın yeterli olması, depo dahil tüm alanların havalandırılması zorunlu hale getirildi. 

 

Çalışmalar sırasında kullanılan kablolu aletler takılma ve ya düşmeyi önleyecek şekilde kullanılmak, çalışma sırasında kullanılan makas, tarak, manikür araçları vb.aletlerin kullanım sonunda sterilizasyonunun yapılması,  tüm çalışanlara enfeksiyon riskini azaltmak için genel hijyen bilgisi verilmiş, eldiven, ayak koruyucu ve diğer koruyucu giysiler temin edilmesi gibi kurallar geldi.

 

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre, kuaförün sahibinin tek başına çalıştığı kuaförler için bu kural geçerli olmayacak. 1 çalışanı bulunan kuaförler, bakanlık tarafından hazırlanacak risk değerlendirmesi formlarını dolduracak. Bu formun doldurulmamasının cezası 3 bin TL olacak.

 

Risk değerlendirme formunu aşağıda yer alan linkten indirebilirsiniz:

http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/csgb.portal?page=duyuru&id=duyuru44

 

MM Bahçecik’ten “Sımsıcak Bir Yaz” Koleksiyonu

0

 

 

 

MM BAHÇECİK / 2013 İlkbahar-Yaz "Sımsıcak Bir Yaz" Koleksiyonu

 

Işıltılı balyajlar, natürel karamel tonlar ve sıcak yaz günlerinde rahatlık sağlayacak hareketli kesimler

 

 

Saç tasarımında dünya trendlerini ülkemize getiren, yenilikçi ve sürekli kendini geliştiren Bahçecik, yaz ile bütünleşen bir konsept çerçevesinde rengarenk kostümler ile göz alıcı bir kolleksiyona daha imza attı. 

 

Doğal, salaş ve dinamik MM Bahçecik 2013 İlkbahar / Yaz sezonu koleksiyonu sımsıcak, heyecan dolu 2013 yazına damgasını vuruyor. Tüm doğallığı ve güzelliği ile ünlü model ve oyuncu Gamze Özçelik, MM Bahçecik kolleksiyonuna güzel saçlarıyla tatlı bir esinti katmış. Metin Bahçecik'in sihirli dokunuşlarıyla Gamze Özçelik'ın büyüleyici güzelliği tüm dikkatleri üzerine çekecek.