Ana Sayfa Blog Sayfa 141

Schwarzkopf Professional, 2020 İlkbahar Yaz Saç Trendlerini Belirledi!

0

Belirlediği trendlerle dünya saç modasının yaratıcısı konumundaki ünlü marka Schwarzkopf Professional, yeni Essential Looks koleksiyonu ile 2020’li yıllara sıra dışı ve yaratıcı bir ruh katıyor.

Essential Looks’un bu seneki THE SPIRIT koleksiyonu, saç şekillendirmekten çok daha fazlasını yaparak herkesin kendisini daha iyi ifade edebilmesi için yeni dünyalar yaratıyor ve her görünümü kişiye özel hale getiriyor.

THE SPIRIT ilkbahar yaz koleksiyonu, saç modasına 3 trend ve 7 yeni görünüm kazandırıyor. Bu yılın trendleri; Punk Spirit, Refined Traditions ve Let It Bloom…

Trend 1 – Punk Spirit

Essential Looks ilkbahar yaz koleksiyonunun özgür ruhlara sunduğu trend Punk Spirit; isyankar, farklı ve bir o kadar da etkileyici. Karamsar bir çekicilik yaratan trend, uyum sağlamak isteyenlerden çok, kendini ifade etmek isteyenlere sesleniyor.

Schwarzkopf Professional’ın yeni ürünü %100 kişiselleştirilebilir, geçici renklendirme sistemi olan Chroma ID kullanılarak yaratılan pastel tonlar, seksi ve havalı uzun bir örgü ile birleşip muhteşem bir 3D efekti yaratıyor.

Trend 2 – Refined Traditions

Teknik uzmanlığın klasik siluetlerle birleşerek evrilmesinden ortaya çıkan Refined Traditions trendi, bize “Eski moda diye bir şey yoktur, yorumlanmamış olan moda vardır.” sözünü hatırlatıyor. Bu trendde geleneksel olan modeller, tekrar yorumlanarak yepyeni stillere dönüşüyor. Zarif ve soğuk bej tonlarının omuz uzunluğundaki saçlardan aktığı trend 70’leri yansıtıyor.

Trend 3 – Let It Bloom

Essential Looks’un Let It Bloom trendi, modern romantizmle çiçeksi güzelliğin harmanlanmasıyla oluşan vintage bir görünüm ortaya koyuyor. Bu trendde hafifçe katmanlanan saydamlık, pırıl pırıl bir doku ile birleşerek vintage bir görünüm yaratıyor ve sonsuz yaz günlerini yansıtıyor. Saçlar, serin bir romantizm havasını kucaklamak için hayalperest 70’ler tonlarına geri dönüyor.

www.schwarzkopf-professional.com.tr

www.essentiallooks.com

Schwarzkopf Professional Pazarlama Müdürü Şehla Heper ile keyifli bir sohbet

0
Şehla Heper

Kadın Yöneticiler dizimizde, Sonbahar sayımıza renk katan Schwarzkopf Professional’ın Pazarlama Yöneticisi Şehla Heper ile birlikteyiz. Bu ay Schwarzkopf Professional’da 10. yılını kutlayan Şehla Heper ile sektörden, deneyimden ve sektörde kadın olmaktan bahsettik. 

Şehla Heper

Estetica: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Orta Doğu Teknik Üniversitesi ekonomi bölümünden 1999 yılında mezun oldum. Sonrasında kariyerime bankacılık alanında başladım. Çok bilinçli bir seçim miydi bilemiyorum ama o dönemlerde bankalarda çok güzel fırsatlar vardı. 5 sene Akbank’ta bireysel pazarlama bölümünde çalıştım. Gençlik bankacılığı gibi çok farklı projeler üzerinde çalıştık. O dönem de şansım yaver gitti, FMCG’den gelen yöneticilerle birlikte çalıştım. Böyle olunca, pazarlamayı çok sevdim. Müşteriye dokunma, tüketiciyi anlama neler yapıyorlar merak ediyordum, böylece çok fazla pazar araştırması yaptım. Benim için bankacılık finans dünyasından çok daha farklı bir dünyaydı. O dönem karar verdim; ben kariyerime pazarlama alanında devam edeceğim. O yüzden biraz daha tüketiciye dokunan pazarlama odaklı işlere yönelmeye başladım. Sonrasında bankadan ayrıldım. Çok kısa bir dönem Turkcell’in global bilgi şirketinde çalıştım. Orada self service hizmetlerin müşteri tarafındaki deneyimi üzerine çalıştım. Oradan sonra da Honda Türkiye’nin pazarlama departmanına geçtim. Benim için çok farklıydı. Bu sefer ilk defa bir firmanın ürettiği ürünleri sokakta görüyorum onların lansmanlarını yapıyorum. Çok keyifli projelerde çalıştım orada da. Daha sonra ülkenin ekonomik durumu dolayısıyla şirket küçülmeye gitti. O dönem kızımın da yaşı küçüktü. Aslında benim için de ayrılmak, kızımla ilgilenebilmek için bir fırsat oldu. Bir süre sonra da tekrar iş bakmaya karar verdim. Yollarımız bu şekilde Eczacıbaşı-Schwarzkopf ile kesişti. Bu ay tam 10 senemi doldurmuşum. Benim için şimdiye kadar çalıştığım işlerin içinde en hareketlisi, en dinamiği ve gerçekten tutkuyla yaptığım bir iş. 10 sene oldu ama 1 senemiz 1 senemizle aynı geçmedi. Bir taraftan bu dinamiğe uyum sağlamak için gerçekten enerjik olmak gerekiyor. Ama ben çalışmayı da çok sevdiğim için bu heyecanı ve enerjiyi hep içimde tutuyorum. 

B2B farklı bir alan kuaförlük bambaşka bir alan. Kuaförlük dünyası bana çok şey kattı. Kendi adıma çok şey öğrendim. Her geçen gün de aslında öğrenmeye devam ediyorum. Çok fazla insanla çalışıyoruz. Çok katmanlı bir iletişim ağımız var. Bu nedenle çok keyifli. 

Şehla Heper

Röportajın tamamını Estetica Dergisi Sonbahar Sayısı’nda bulabilirsiniz…

Kapatma kararı çıktı!

2

İçişleri Bakanlığı yayınladığı genelde ile Kuaför, Berber ve Güzellik salonlarının 21.03.2020 saat:18:00 itibarıyle geçiçi süreyle kapatılmasına karar verdi.

Vatandaşların bir arada bulunmaları ve  yapılan işlem sırasında birçok kez fiziksel temasın olması nedeniyle  berber, kuaför, güzellik merkezlerinin faaliyetleri bugün saat 18.00 itibariyle geçici süreliğine  durdurulacak.

Bakanlık söz konusu bu tedbirlere ilişkin vali/kaymakamlar tarafından il/ilçe belediyeleri ile işbirliği içinde ilgi Kanun hükümleri çerçevesinde gerekli gerekli tedbirlerin ivedilikle planlanması/uygulanması ve kolluk birimleri tarafından konunun takip edilerek uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini istedi.

İSTANBUL BERBERLER ODASI BAŞKANI DA ÇAĞRIDA BULUNMUŞTU!

İstanbul Erkek Berberleri Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şükrü Akyüz bir önceki gün İstanbul’daki berberlere çağrıda bulunup tavsiye kararı alarak medya aracılığıyla dükkanlarını bir süre kapatmalarını istedi.

MESLEK ÖRGÜTLERİ YOĞUN ÇABA GÖSTERDİ!

Kuaförler Derneği ve Ankara, Antalya, Bursa, İstanbul, İzmir Ticaret Odaları’ndaki kuaförlük sektörü temsilcileri de koordinasyon içerisinde başvurularda bulunmuş Korona virüsünün yarattığı tehlikeyi dile getirmişlerdi.Ayrıca Kuaförler ve Berberler Federasyonu’nun da bu konuda başvuruları söz konusuydu.

SEKTÖRÜN KAYGILARI FAZLA!

Kapatma kararı alınmadan önce işletmelerinin faaliyetlerine sağlık endişeleri nedeniyle kendi istekleri ile ara veren ve kapatma kararı beklentisi içinde olan işletmeler bir taraftan sağlık endişesi yaşarken diğer taraftan da ticari kaygı içerisindeydi.

Bu kararın ardından hükümetten kira, SGK primleri, maaş ve kapatmadan kaynaklanan gelir kaybı konusunda özel bir paket açıklaması bekleniyor.

KUAFÖRLER DERNEĞİ BAŞKANI MAHMUT EBİL

‘Kuaförler Derneği olarak ilk günden beri kapatma ile ilgili insiyatif alarak üyelerimize ve meslektaşlarımıza tavsiyede bulunduk. Dernek başkanı olarak da ilk kapatan salonlardan biri de ben oldum..

Hükümetimizin doğru yönde bir karar aldığını düşünüyorum. Sektörümüzde çalışırken maksimum 30 cm mesafe koyabiliyoruz. Bu da tabii ki risk demek. Olması gereken bir karardı. Tabii ki bunun ardından çıkacak ekonomik tedbirlerin de takipçisi olacağız. Hepimize hem hayılı olsun hem de geçmiş olsun diyorum. Özellikle insanlarla yoğun bir şekilde bir arada olmaya alışkın kişiler olarak evde olmak tabii ki sıkıntılı süreç. Umarım en az kayıpla bu kötü günleri atlatırız. Güzel günler yine bizi bekliyor.’

ANKARA TİCARET ODASI 43.MESLEK KOMİTESİ ÖZEL ÇABA GÖSTERDİ

Antalya, Bursa, İstanbul ve İzmir Ticaret Odaları kuaförlük temsilcilerinin yanı sıra Kuaförler Derneği ile de yakın çalışma içinde bulunan ve kapatma kararı alınması konusunda çaba gösteren Ankara Ticaret Odası 43.Meslek Komitesi Başkanı Ömer Sarıoğlu’da kapatma kararı ile ilgili olarak şu görüşleri paylaştı: ”Yerinde bir karar olarak değerlendiriyorum. Çabalarımızın sonuç vermesi önemliydi. Tabii ki bundan sonraki süreçte meslektaşlarımızın ticari olarak etkilenmemesi için alınacak tedbirler önem taşıyor. Hükümetimizin bu konuda önlemler alacağına inancımız tamdır.”

KUAFÖRLERİN BİREYSEL ÇABALARI BÜYÜK KATKI SAĞLADI

Durumun hassasiyeti ve meslek grubuna etkisi konusunda harekete geçen kuaförler de sosyal medyada #kuaförünesahipçık etiketiyle Toprak Şeker öncülüğünde meslek örgütlerinin adım atması için çaba gösterdi.

Korona Günlerinde Ruh Sağlığımızı Nasıl Koruyacağız?

2

‘’ Her şey akıl dışı ‘’ dediğinizi duyar gibiyiz. Gelecek kaygısı, korku, endişe, yerine getirilmesi gereken sorumluluklar, kapanan dükkanlar, süresi öngörülemeyen bir çevreden izolasyon hali ve haliyle de kaçınılmaz kaygı bozukluğu…

Peki, bu günlerde ruh sağlığımızı nasıl koruyacağız? Endişelerimizi, aklımızdan geçen sonsuz ihtimalli soruları nasıl kontrol edeceğiz?

Pozitif olarak!

İlk okuyunca kulağa boş konuşma gibi geliyor kabul… Sanki, bu biraz afiyeti yerinde olanların safsatası gibi dursa da; araştırmalar, zihni pozitif  düşünceye zorlamanın gerçekten de etkili olduğunu ortaya koyuyor.

Yaşanılan can sıkıcı deneyimler, farkında olsanız da olmasınız da  karar verme sürecinizi etkiliyor. Beyniniz zor deneyimlerden, acılardan dersler çıkarıyor ve bunu kaydediyor. Çünkü, bir sonraki olumsuz deneyime kendini hazırlıyor ve doğal olarak sizi korumak için elinden geleni yapmaya çalışıyor.

Negatif düşüncelerinizle yüzleşin..

Gidişat ne olursa olsun, olumsuzluklar üzerine çok fazla odaklanırsanız, kaygı sizin yerinize hayatınızı kontrol etmeye başlar ve kararlarınızı etkiler. Bu sebeple ilk adım olarak içinizdeki olumsuz düşüncelerle yüzleşin. Kaygı halini hissettiğiniz ilk anda düşüncelerinizin akmasına izin verin. Yapmanız gereken tek şey; düşüncelerinizi yavaşlatmak….

 Kafanızdaki soruları dinleyin, onlara cevap verin ve sakince diğer soruya odaklanın.  Birden fazla şeyi aynı anda düşünmemeye çalışın.

Unutmayın; bu zamana kadar bütün zorlukların üstesinden geldiniz, başarılar elde ettiniz, kazanımlar sağladınız. Bu zaten bir kere yaptınız ve yapmaya devam edebilirsiniz. Mesleğiniz ve yeteneğiniz baki. Sağlığınız iyi olduğu sürece en kötü durum senaryosundan bile sağ salim çıkabilecek, sizi koruyan bir beyniniz var.

Kaygıların mesai saati…

Evet, kaygılarımızla yüzleşeceğiz dedik. Ama bunu her gün, her saat yapmayacağız. Kaygıların da bir mesaisi olmalı. Ne zaman kaygılanmak istediğinize siz karar verin. Nerede özgürce kaygılanırsınız? Tüm bunları gerçekten düşünün. Çünkü insan bazen kaygılanmaktan bile kaygı duyabilir. Ailenizin, sevdiklerinizin  sizi endişeli görmesi, sizi korkutabilir. Bunları da dert etmeyeceğiniz alanlar bulun kendinize.

 Artık sırada kaygılarınıza zaman sınırı koymak var; başlangıcı belli olan ancak bitiş zamanı planlanmayan durumlar kolaylıkla çığırından çıkabilir ve siz kaygılarınızı kontrol altına almaya çalışırken rahatlıkla tüm gününüzü aynı karanlık dehlizlerde geçirmeye başlayabilirsiniz. Bu nedenle 15-30 dakikayı geçmeyen kaygı seansları yeterli olacaktır.

 Bir sonraki mesaiye kadar negatif düşüncelere mola verin.

Kaygı mesaimizi tamamladık. Şimdi önünüzde uzunca bir mola zamanı var. Çünkü kontrollü kaygı sisteminde molalar, mesai süresinden fazladır. Artık çözüm odaklı, pozitif düşüncelere doğru yol alma zamanı.

Kendinize cevabı olumlu olan sorular sorun ‘’ Her şey yoluna girdiğinde ne yapmayı planlıyorum?’’ Şu an birçok insan evlerinde kapalı bir şekilde gelecek iyi bir haber bekliyor. Dışarı çıkamıyor ve bunalıyor. Şimdi şöyle düşünmeye çalışın; her şey yoluna girdiğinde, önlemler kalktığında haliyle müşterilerinizin ilk işi kendini sokağa atmak, yenilenmek ve bir süredir gerçekleştiremediği rutin bakımlarını yaptırmak olacak. Kim bilir; iş yoğunluğu sebebiyle bir süredir sizi ziyaret edemeyen o hanımefendi de soluğu siz de alabilir. Yani her şey yoluna girdiğinde işleriniz patlayabilir!

 Düşüncelerinizi kontrol altına alın ve onu pozitif noktalara yöneltin. Bunu kasti olarak ve yoğunlukla sizi mutlu eden şeyler hakkında düşünerek ve bu düşünceleri merkezileştirerek yapmaya başlayabilirsiniz. Negatif şeylerin potansiyelinizi sınırlamasına ve sizi peşinden sürüklemesine izin vermeyin.

Kontrol edemediğinizi düşündüğünüzde, yavaşlayın. Yavaş ve derin nefes alarak zihninizi olumsuz düşüncelerden arındırın.. Yalnızca akciğerlerinizi hava ile doldurmaya odaklanın. Nefes aldığınızı düşünün. Şimdi olumlu bir şekilde yeniden başlayabilirsiniz.

Zihninizi eğitin…

Uzun yıllar boyunca yalnızca olumsuzluklara odaklanmış bir bilinçaltıyla bile pozitif yönleri algılamak için beyni eğitmek mümkün. Beyin, umut veren güvenli düşünceleri tanır ve merkezileştirebilir.

Düşünme kalıplarının ne olduğu fark edin. Beyniniz sürekli olumsuz sonuçlara mı odaklanıyor? Kuşkucu bir düşünce akışına mı kapıldınız?  Bu zamana kadar başardığınız şeyleri düşünün, kendinizi motive edin. Sizi mutlu eden şeyleri düşünün. Bu bazen sevdiğiniz bir film, sevdiğiniz insan, sevdiğiniz bir meyve bile olabilir.

Olumsuz düşünceleriniz tam tersine dönse, kendinizi nerede bulursunuz?

İyilik yapmak sizi de iyileştirir!

İyi niyet göstermek, başkalarını iyileştirmeye çalışmak ya da iyi davranmak sizin de mutluluğunuzu artırır. Başkalarını gülümsetecek küçük şeyler bize mutluluk getirebilir. Olumsuz olayların içinde iyiliğe yönelmek, sizi ve etrafınızı olumsuz düşünceler sarmalından korur. Örneğin; salgın hakkında tedirgin olan sevdiklerinize, meslektaşlarınıza olumlu gelişmelerden bahsedin. Tüm olumsuz argümanlara karşı, olumlu bir yaklaşım sergileyin. Onları telkin edin ve rahatlatın. Bu size de iyi gelecektir.

Son olarak kendinize daima şu soruları sorun:

·         Şu an neye şükrediyorum?

·         Şu an beni mutlu edecek veya keyiflendirecek ne yapabilirim?

·         Şu an nasıl sevgi veya minnet gösterebilirim?

·         Şu an birisini rahatlatacak veya mutlu edecek ne yapabilirim?

Zor zamanlar bizi aşağı çekiyor olabilir, ama sonsuza kadar sürmeyecekler.

Joel Osteen

Çevreci bir koleksiyon: EARTH

0

Doğal, eterik ve zarif – Bu Dünya’nın uzaydan sahip olduğumuz görüntüsü. Ancak bu güzellik yakında geçmişte kalacak. Canlı mavi ve yeşil gezegenimiz milyonlarca türe ev sahipliği yapıyor ve sürekli olarak tek bir tür tarafından yok ediliyor: insanlar.

Bu saç koleksiyonu, plastik kullanımımızı ve dünyamızdaki yıkıcı etkilerini vurguluyor. Plastik elbiseler, okyanuslarımızda bulunan tonlarca plastik atığı temsil ediyor ve mavi saçlardaki çatlak boyasının bir ustura ile kesilmiş örgülerle olan kombinasyonu, sadece doğal dünyanın mutlak bozulmasını göstermekle kalmıyor, aynı zamanda insanlığın mutlak çöküşünü de bir metafor olarak da gösteriyor.

Saç: Charo García @ Salón Ilitia
Saç Instagram @Charog_salonilitia
Fotoğrafçı: Esteban Roca
Fotoğrafçı Instagram (@esteban_roca_photo)
MUA: Salón Ilitia
Stilist: Salón Ilitia

Güçlü ve vahşi saç modelleri: AIDA

0

Bu saç koleksiyonu iki çok dokulu kesim ve iki hassas kesimden oluşuyor. Koleksiyonun yaratıcısı Oliver Estilismo ¨İngiliz¨ bir görüntü oluşturmak istedimiş. Bu yüzden siyah beyaz görüntüler seçilmiş. AIDA, kendine güvenen ve çok kişiliğe sahip, güçlendirilmiş bir kadını temsil ediyor; Kısacası, vahşi bir kadın.

Saç: Imanol Oliver
Instagram @oliver_estilismo
Kuaför Yardımcısı: Genesis Bastidas
Yardımcı Kuaför Instagram: genesisbastidasperez_
Fotoğrafçı: David Arnal
Instagram Fotoğrafçı: @davidarnalteam
MUA: Wilder Rodriguez
MUA Instagram: @wildvandijk
Stilist: Eunnis Mesa
Stilist @eunnismesa

VİRÜSLER NERELERDEN NASIL BULAŞIR?

0
VİRÜSLER NERELERDEN NASIL BULAŞIR?

Bana bir şey olmaz deme! Önlemini al! Başkasına bulaştırma!

Pek çok yorum ve bilgi kirliliği arasında tüm dünya karşılaşılan felaketin şokunu yaşıyor. Pek çok felaket teorisi, pek çok umursamazlık ve sayıları gittikçe artan vakalar ve can kayıpları.

En medeni ve hijyenik olduğunu düşündüğümüz ülkelerde de gördüğümüz yaşanan gerçekler…

Sağlık Bakanlığı’nın duyuruları bu anlamda büyük önem arz ediyor. Bu önlemleri sizin için derledik:

  • Ellerinizi sık sık su ve sabun ile en az 20 saniye boyunca ovalayarak yıkayın.
  • Soğuk algınlığı belirtileri gösteren kişilerle aranıza en az 3-4 adım mesafe koyun.
  • Öksürme veya hapşırma sırasında ağız ve burunu tek kullanımlık mendille kapatın. Mendil yoksa dirseğin iç kısmını kullanın.
  • Tokalaşma, sarılma gibi yakın temaslardan kaçının.
  • Ellerinizle gözlerinize, ağzınıza ve burnunuza dokunmayın.
  • Yurt dışı seyahatlerinizi iptal edin ya da erteleyin.
  • Yurt dışından dönüşte ilk 14 günü evinizde geçirin.
  • Bulunduğunuz ortamları sık sık havalandırın.
  • Kıyafetlerinizi 60-90°C’de normal deterjanla yıkayın.
  • Kapı kolları, armatürler, lavabolar gibi sık kullandığınız yüzeyleri su ve deterjanla her gün temizleyin.
  • Soğuk algınlığı belirtileriniz varsa yaşlılar ve kronik hastalığı olanlarla temas etmeyin, maske takmadan dışarı çıkmayın.
  • Havlu gibi kişisel eşyalarınızı ortak kullanmayın.
  • Bol sıvı tüketin, dengeli beslenin, uyku düzeninize dikkat edin.
  • Düşmeyen ateş, öksürük ve nefes darlığınız varsa, maske takarak bir sağlık kuruluşuna başvurun.

Eşyalardan bulaşır mı?

Virüs, enfekte olmuş bir kişinin temas ettiği bir yere veya eşyaya dokunmanız, ağzınıza, burnunuza veya gözlerinize temas ettirmeniz halinde size de bulaşabilir.

Eşyaların üzerinde ne kadar süreyle yaşadığına dair diğer virüslerde olduğu gibi kesin bir bilgi bulunmazken birkaç saatten başlayan günlerce kalma riskine uzanan bir durum söz konusu. Özellikle bulunduğu yerin ısısı ve nem oranına bağlı olarak eşyalar üzerinde kalma süresinin değişkenlik gösterebileceği Dünya Sağlık Örgütü web sitesi vb kaynaklarda belirtiliyor.

Evcil hayvanlardan bulaşır mı?

Dünya Sağlık Örgütü’nün web sitesinde belirtildiğine göre her ne kadar Hong Kong’da bir köpekte Covid-19 görülmüş olsa da enfekte olan köpekten bulaştığına dair herhangi bir bulgu yok.

Ancak yine de uyarı var: Hayvanlara dokunduktan sonra eller mutlaka sabunla 20 sn yıkanmalı. Enfekte olan kişinin hapşırması, öksürmesi sonucu yayılan damlacıklardan bulaştığı unutulmamalı.

En riskli alanlar:

Kapı kolları

Asansör düğmeleri

Kağıt ve madeni paralar

Kredi kartları

Su bidonları

Alışveriş arabaları tutma yerleri

Toplu taşıma araçları tutamaçları

Ortak kullanılan malzemeler

Dikkat!

Özellikle yaşlılar ve rahatsızlıkları bulunan zayıf bünyeler risk altında olduğundan ana sorun virüsün bulaşmasından daha çok başkasına bulaştırılma riski.

Yeni nesil saç koleksiyonu: MYTREASURE #2

0

MYTREASURE koleksiyonu, sosyal ağlardaki profilleri aracılığıyla ilettikleri görüntüye öncelik vererek farklı kültürel geçmişlerden kentsel karakterleri yeniden yaratan Z kuşağından esinlenmiş.

MYTREASURE EDITORIAL, etnik kökenleri ilham kaynağı olarak kullanan dört görünümden oluşur. Bu stilleri oluşturmak için farklı dokusal teknikleri birleştirilmiş – afro saç, kordon örgüler, düz dalgalar ve sepet şeklinde iç içe geçmiş saçlar. Her birinde görsel bir uyum var.

Saç: HAIRKRONE Instagram: @hairkrone
Fotoğrafçı: David Arnal Instagram @davidarnalteam
MUA: HAIRKRONE
Stylist: FashionArt Instagram:@visorifashionartstudio

Tuzu kuru olmak mı? Duyarlılık mı?

0

Virüs nedeniyle insiyatif alarak kapatan salonlar kapatmayanlarla karşı karşıya…

Başımızdaki sorun: Corona… Azrail gibi dolaşıyor. Türkiye’de henüz diğer ülkelerin örnekleri yaşanmıyor. Yaşanmaması için Sağlık Bakanlığı’nın aldığı önlemler gurur verici.

Ancak bu beladan uzak durma konusunda sorumluluk sadece Sağlık Bakanlığı’na ait değil. Nitekim Sağlık Bakanlığı duyurularında çok güzel belirtmiş: Sorun küresel, mücadele ulusal!

Sürekli altını çizdikleri konu: Virüsle temas ihtimalini SIFIRLAYALIM! Sosyal mesafeyi koruyalım, mümkün olduğunca kalabalıklar arasına karışmayalım.

Nitekim bu amaçla pek çok önlem alınmış durumda ve salgının yayılımına göre diğer ülkelerde olduğu gibi daha radikal kararlar alınabilir.

Kuaför salonları açısından baktığımızda ise karşımızda net bir manzara var. Yakın temas!

Virüsün yayılmasındaki en önemli unsur tam anlamıyla burada ve salonlar ne kadar dezenfekte edilirse edilsin bu temas sürdüğü sürece virüsün yayılmasına engel olunamıyor. El yıkamak ve kişisel hijyen bu nedenle daha da büyük önem taşıyor ancak bu da yakın temasta bir işe yaramıyor.

Toplu taşıma aracı kullananlar bir şekilde salona taşıyor. Koltuğa oturan misafir virüsü koltuğa aktarıyor, koltuğa dokunan çalışan evine taşıyor şeklinde adeta kısır bir döngü. Maske kullanılmadan oluşan yakın teması bahsetmeye ise zaten hiç gerek yok.

Bu anlattıklarıma ilişkin olarak medyada, internette pek çok video, haber ve bilgi görmüşsünüzdür ki devlet başkanlarına uzanan adeta bir virüs terörü ile karşı karşıyayız.

İtalya’da yaşananlara hepimiz şahit oluyoruz. Nitekim şu anda tüm İtalya karantina altında ve sokağa çıkma yasağı uygulanıyor.

Bu noktada hem kendileri, hem çalışanları hem de misafirleri için önlem alan kimi salonların olduğunu ve ‘sizin tuzunuz kuru’ gibi ithamlarla karşı karşıya olduklarını biliyoruz.

Mesele tuzu kuru olmak mı duyarlı olmak mı? Kendine, çalışanlarına ve topluma karşı… Kuaför bir dostumun söylemi çok güzeldi:

 ‘Sağlıklı bir şekilde atlatırsak daha fazla çalışıp kaybettiklerimizi kazanırız. Ama sağlığı kaybettikten sonra neyin ne değeri var ki?’

Özellikle hijyene önem vermeyen, meslek odalarının denetim konusunda yetersiz ve duyarsız kaldıkları irili ufaklı salonları düşündüğümüzde topluma karşı sorumluluklarımızı bir kez daha düşünmemiz gerektiği açıktır.

Hele güneşte kurutulan havlu serili salonları düşündükçe…

Tabii ki bir de zorunluluk nedeniyle kapatmak isteyip kapatamayan, AVM’de olmanın getirdiği zorluklarını yaşayanlar, ödeme, kredi vb sorunlarla da boğuşanları unutmamak lazım.

Bir diğer yaklaşım ise çalışan sayısını, hizmet sayısını minimuma indirmek, koltuk aralıklarını boş bırakarak maske takıp maksimum hijyenle hizmet vermek…


Elbet bu beladan kurtulacağız! Görünen o ki bunun yolu da sağlık risklerine karşı en yüksek hassasiyetle hareket etmekten geçiyor.

Erkan Güzel - Estetica Dergisi Genel Yayın Yönetmeni

_______________________________

Açık Alanlı Kuaför Salonları İçin Mobilya Çözümleri

0

Tüm kuaför dükkanlarının açık alan imkanı yoktur, ancak kullanılabilir bir açık alan ve bu alanları iyi değerlendirmek hem müşteri hem de çalışanlar bakımından oldukça avantajlıdır.

Kuaför salonları genellikle şehir merkezlerinde yer alır ve bu nedenle iç mekanlar olarak tasarlanmıştır. Bununla birlikte, bazı şanslı durumlarda – yüzey alanı ve konum mümkün olduğunda – kuaför salonları bir dinlenme alanı ve hatta bir bar kurmak için çevredeki açık alandan yararlanabilir. İşte salonunuzdaki açık alanları değerlendirmek için ilham alabileceğiniz birkaç fikir

Barselona’daki İç Avlu

Héctor Carvajal salonu , iç avlu da dahil olmak üzere her alanı maksimuma çıkardı. Gerçekten de, küçük bir masanın yanına oturmak için çimenli bir halı ve sandalyelerle “gizli bir bahçe” yaratarak, mini bir rahatlama vahasına dönüştürüldü. Doğal ışık yukarıdan geliyor ve sınırlı ölçülerde mahremiyet hissi veriyor.

Ön Cephe Değerlendirmesi

 Avi Ohana salonu tamamen şehrin içinde. Müşterileri beklerken mola vermeye davet eden masa ve sandalyeler kurmak için bina etrafında inşa edilen geniş meydanı değerlendirmeyi başarmış. Alan havadar hissetmek için yeterince büyük ve sokak seviyesi metropol havasını yoğun bir şekilde hissettiriyor.

Kaldırımlar
Mevcut alan biraz sınırlı olsa bile , Polonya’daki Białystok’taki Piotr Mordas‘ın, küçük, açık hava bir kafe oluşturma fikri oldukça hoş. Gerçekten de, salonun çevreci tarzı sadece sandalyelerle, ahşap masalarla ve çiçek saksıları ile süslenmiş. Büyüleyici bir yeşil tüm sıcaklığıyla müşterilerini davet ediyor.

Hoş ve Niş

Salon Sirius  , İstanbul Maslak’ta yer alıyor ve sadece büyük saksılar arasında, salon pencerelerinin önünde küçük bir alan var. Büyükşehir çevresinin ortasında olmasına rağmen iyi bakımlı ve rahat bir köşe bahçesi oluşturulmuş. Burada masaya oturmak ve randevunuzu beklemek veya bittikten sonra sohbet etmek sizce de çok keyifli değil midir?


Zarif Bahçe 

İzmir’deki Özdemir Saç Salonu’nda, oldukça iyi donanımlı bir rahat bahçe konsepti tasarlanmış. Geniş alan sayesinde salonun bir tarafı zarif sandalye ve masalara ayrılmış ve kapalı barın açık alanı olarak işlev gören bir bahçeye dönüştürülmüş. Açıkça tanımlanmış bir işleve sahip daha yapısal bir çözüm.

Manzaralı ve Havadar
Scıssorys Friseure Almanya’da bulunuyor. Şehir merkezinin kalbindeki bir binanın en üst katında yer alan tesis, nefes kesen silüet manzaraları sunan 360 derece terası sayesinde oldukça kullanışlı bir açık hava alanına sahip. Sandalyeler ve masa, müşterileri gün boyunca ara vermeye ve özel günlerde düzenlenen etkinlikler için konuklarını ağırlıyor.

Tıpkı Bar Gibi

Ahşap güverte, şemsiye, sandalye ve bitkiler. Bükreş, Romanya’daki berber dükkanı Gett’in Men Exclusive, salonun hemen dışında gerçek bir bar oluşturdu ve müşterilere sunulan hizmetlerden sadece birine dönüşerek, tüm işi sosyal bir merkeze ve gece noktasına dönüştürdü. Her ayrıntıya gösterilen özen hem eski hem de çağdaşı anımsatan bir tarzda yorumlanmış ve pek de alışık olunmayan bir deneyim sunuluyor.