Ana Sayfa Blog Sayfa 97

Pandemi, Kuaförlük & Sektör Temsilcileri 6 – Mahmut Ebil

0

“Pandemi, Kuaförlük & Sektör Temsilcileri” başlıklı haber dosyamızın altıncı konuğu KD (Kuaförler Derneği) Başkanı Mahmut Ebil.

Hairist: 2020, pandemi, salonların kapatılmasının etkileri, büyüme-küçülme ve genel olarak bu döneme ilişkin düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?

Mahmut Ebil: Pandemi döneminde salonlarımızın kapanması biz kuaförlerin hiç alışık olmadığı bir süreçti. Yıllarca randevu sistemini hayata geçirmeyi istedik ama çeşitli bahaneler üreterek bunun için gereken planlamayı bir türlü yapamazdık. Karantina süreci bize her konuda düşünüp planlama yapma, işletmelerimizi değerlendirme imkanı verdi. Aynı zamanda hayatımızı, yaşam şeklimizi ve aile ilişkilerimizi gözden geçirme imkanı tanıdı.

İş hayatımızla ilgili olarak ekibimizin salonlara katkısını, çeşitli değerlendirmelere bakarak fayda analizini daha dikkatli yapma olanağı tanıdı. Bununla birlikte bazı işletmelerimiz küçülerek bu süreci pozitif yönde değerlendirdi.

Mahmut Ebil

Hairist: Kuaför salonları ve sektör özelinde 2021’e bakışınız ve beklentileriniz nedir?

Mahmut Ebil: 2021 ve sonrası için kişisel beklentim, tabii ki normalleşme sürecine dönebilmek, fakat şunu da çok iyi tahmin ediyorum ki bu yeni döneme ait bir normalleşme olacak. Çünkü dünya genelinde insanların yaşama dair algılarında büyük değişimler oldu. Sağlığın birinci planda olduğu bir yaşam şeklinin gereksinimlerine cevap verecek anlayışta olanların kıymet kazanacağı bir döneme girdik. Bu doğrultuda hareket eden işletmeler ön plana çıkacak. Doğaya, yaşama, insana saygı gösterenler diğerlerinden ayrışacak.

Hairist: Kuaför salonu sahiplerine ve çalışanlarına önerileriniz nedir?

Mahmut Ebil: Farkındalığı yüksek, empati yeteneğini geliştiren, çevresiyle barışık kişilerin içinde bulunduğu takımlar her zaman kazanacaktır.

Haute Coiffure Française’den 2021 Saç Modelleri

0

2021 yılı saç modelleri yine Fransız etkisinden nasibini alıyor. Bu sezon Haute Coiffure Française, zarafet ve Fransız cazibesini birleştiren “Neo-modern” etkiler, yapılandırılmamış hatlar ve yumuşak şekiller içeren bir koleksiyon yaratarak karakterini ortaya koyuyor.

Sanat Direktörü: Christophe Gaillet Fotoğraf: Pawel Wylag 𝗠akyaj: Izabela Szelagowska Styling: JOANNA WOLFF Renklendirme ve Şekillendirme Ürünleri: L’oréal Professionnel Prodüksiyon: MK Production

 Haute Coiffure Française 2021 saç modelleri
 Haute Coiffure Française 2021 erkek saç modelleri
 Haute Coiffure Française 2021 saç modelleri
 Haute Coiffure Française 2021 saç modelleri
 Haute Coiffure Française 2021 saç modelleri

Bu da ilginizi çekebilir:

The Influencer

Cüretkar Bir Kesim ve Renk Füzyonu: Onyx

Tuba Ergin 20-21 Sonbahar/Kış Koleksiyonu

0
Tuba Ergin 20-21 Sonbahar Kış Koleksiyonu TERRAFORM

TERRAFORM

Gizemli dünyalar

Tuba Ergin 20-21 Sonbahar Kış Koleksiyonu

Birbirinden farklı materyalleri birbirine kombinleyerek kendi çizgisini ortaya koyan Tuba Ergin, bu yıl ilk defa dijital olarak gerçekleşen MBFWI 15’inci sezonuna TERRAFORM ismini verdiği koleksiyonla katıldı. Tuba Ergin 20-21 Sonbahar Kış Koleksiyonu konsepti bu yıl yine çok farklı.

Dünyanın gizeminin sorgularsınız, cevaplar ararsınız, kendi içinize dönersiniz… İnsanoğlunun yüzyıllardır süregelen yeni bir dünya arayışından ilham aldığı 2020 Sonbahar-Kış Koleksiyonu TERRAFORM, dünya dışı yaşamlar mümkün mü, insanoğlu yeni bir gezegende yaşamına devam edebilecek mi gibi sorulardan yola çıkıyor.  Renk ve dokular tasarımcının hayal dünyası ile doğrudan bağlantılı. Yeni dünya ‘’TERRAFORM’’, dönüşümü, yeni bir yaşam başlangıcını; fütürizm ve sürdürülebilirlik kavramlarını da içine alarak geleceğin modern, güçlü, sofistike ve feminen kahramanını betimliyor.

Sağlıklı Yaşam Trendi
Doğal Kumaşlar

Hiç olmadığı kadar cesur, benzersiz stili yansıtan 25 Look’dan oluşan koleksiyonda gündüzden geceye taşınabilen elbiseler, hacimli kapitone kabanlar, işçi tulumları gibi gücü temsil eden elegan silüetler fonksiyonel detaylarla harmanlanıyor. Güçlü omuzlara organik drapeler eşlik ederek feminen ve maskülen dokular arasında denge sağlanıyor. İpek kadife ve şifonlar endüstriyel zincirlerle, mat yüzeyler ise parlak ruganlarla birleşirken kontrast dünyalar adeta bir araya geliyor.

DOĞAL LİFLERDEN ESTETİK, SADE VE ŞIK, İNOVATİF TASARIMLAR. ORGANİK PAMUK, İPEK, KETEN, MODAL, VİSKON

Safran, tarçın, mürdüm, bordo gibi baharat renkleri, gri, haki, lacivert, soluk mavi ve siyahın ağırlıklı olarak kullanıldığı koleksiyonda ipek, yakma kadife, organik el dokumaları, metalik deriler, parlak ziberlin, rugan ve vegan deriler yer alıyor.

Modern ve klasik çizgilerin bir araya gelmesi ile harmoni içeren uyum yakalayan görünümler… Geçtiğimiz sezondaki koleksiyonları ile aynı çizgiye sahip istikrarlı bir koleksiyon… Özgün, sade ve şık! Kendini özgürce ifade eden kadının yansımasının izlerini taşıyan koleksiyonuyla, Tuba Ergin Mercedes Benz Fashion Week’e damga vurdu.

Backstage ve kampanya çekimlerinde modellerin fütürist görünümüne VOGUE Eyewear’ın gözlükleri eşlik ederken, makyajda NARS, saçta Sabit Akkaya, takıda JUJU ve ayakkabılarda I Love Shoes ile mükemmel uyum yakalandı.

Yağlı Cildi Daha Da Yağlandıran Hatalar

0

Yağlı cilde sahip olanlar bazen ciltlerindeki fazla yağı almak için yanlış uygulamalara başvurabiliyorlar. İşte o hatalar:

Aşırı Peeling

Yüz peelingi, fırçalar, yüz temizlik pedleri, her cilt tipi için kötüdür. Özellikle de günlük peeling yapan yağlı ciltler için… Kaybedilen nemi telafi etmek için daha fazla yağ üretimini teşvik edecektir. Haftada bir kezden fazla kullanmayın. 

Ürün Satın Alırken Cilt Tipinizi Dikkate Almamak

Yağlı ciltler için cilt bakım ürünleri, cildi kurutmadan fazla yağı emen bileşenler içerir. İster yüz maskesi, ister temizleyici, ister nemlendirici olsun, mutlaka yağlı ciltler için formüle edilmiş olanları seçmelisiniz. Gözenekleri tıkayabilen bileşenler içermeden özel olarak formüle edildiğinden “komedojenik olmayan” etiketli ürünleri arayın. 

yağlı cildi

Alkol Bazlı Toner ve Tonik Kullanmak

Yağlı cilt tipine sahip olanlar, ciltlerini anında tazelenmiş hissettirdiği için cilt bakımı rutinlerine alkol bazlı tonerler ve tonikleri dahil edebiliyor. Ancak bu, cildinizin cilt bariyerine, pH dengesine ve mikrobiyomuna zarar verebilir. Ayrıca cildin doğal yağlarını soyarak yağ bezlerinin aşırı yağ üretmesine neden olur. Bundan kaçınmak için alkolsüz olanlara başvurun. 

Nemlendiriciye Yüz Vermemek

Şaşırtıcı olsa da nemlendirici aslında cildinizin aşırı yağ üretmesini önlemek için cildin iyi beslenmesini sağlar. Cildiniz kuru hissetmediği için nemlendiriciyi atlamayın. Bunun yerine, hafif nemlendiriceleri, komedojenik olmayan ve hızlı emilen bir formül kullanın. Uzman ipucu: Yağlı cilde sahip olan kadınlar genelde yüzlerini aşırı yıkama eğilimindedir. Temizleyiciniz ne kadar yumuşak olursa olsun günde iki kez sınırını aşmayın. Cildinizi bazen ekstra yağlı hissediyorsanız, yüzünüze biraz soğuk su püskürtün veya fazla yağı bir yumuşak bir kağıt ile silin!

Bu da ilginizi çekebilir: Cildin Yaşlanmasını Hızlandıran 6 Faktör

Cildin Yaşlanmasını Hızlandıran 6 Faktör

Ruh Eşi Mi? Bu Kavramı Unutun!

0

Hollywood filmleri, aşk romanları ve sosyal medyada ilişkilerini mükemmel olarak lanse eden çiftler “ruh eşi” kavramını popülerleştirip inanılır kılıyor. Ancak, uzmanlara göre bu tabir biraz tehlikeli. “Ruhunuza eş olmak”, mükemmeliyet anlamına gelebilir ve hepimizin bildiği üzere ilişkilerde mükemmelliğe ulaşmak neredeyse imkansızdır.

“Ruh eşlerine inandığınız sürece sorunlarla yüzleşip bu problemleri ortadan kaldırmak için çaba gösterme olasılığınız azalır. Karşınızdakini “mükemmel” olarak tanımladığınızda, kişinin kusursuz olmasını bekler ve ilişkide her şeyin kolay olması gerektiğine kendinizi inandırırsınız. Ancak, ilişkiler böyle yürümez. 

Bir çift olarak çatışmalarla yüzleşebilmek, sağlıklı bir ilişki geliştirmek için zorunludur. “Ruh eşi” fikrine inandığınızda, sizi tamamlaması için başka birine ihtiyacınız olduğunu düşünmek gibi bir hataya düşebilirsiniz. Bu düşünce de onsuz eksik kalacağınıza dair inancı besler. 

İnsan zaten olduğu haliyle tamdır. Sadece, hayat yolculuğunda ona en iyi eşlik edebilen, sevildiğini ve yalnız olmadığını hissettiren bir partner bulabildiğinde çok daha huzurludur, çünkü artık o büyük arayış bitmiştir. 

ruh eşi

Yakınlarınızın ilişkilerini gözlemleyin

İlişki bir zorunluluktan ziyade daima bir zenginleşme olmalıdır. En yakın olduğunuz insanların ilişkilerine bakmak gerçekçi ve dürüst ilişki hedefleri belirlemenin en iyi yoludur. İyi tanıdığınız çiftleri (arkadaşlarınız veya aileniz), bu ilişkilerde hangi niteliklere hayran olduğunuzu düşünün. 

Bir partnerin diğerini daima küçümsemesinden ya da örneğin onun fikirlerini önemsemeyip alaya almasından hoşlanmıyorsanız, bunu aklınızda tutun. İlişkisinin iyi gittiğine emin olduğunuz bir yakınınıza bunu sağlayan şeylerin ne olduğunu sorun. Ya da tanıdığınız biri boşandıysa ilişkinin bitmesine neyin sebep olduğunu… Fakat, tüm bunları kendi süzgecinizden geçirmeyi, herkesin ihtiyaçları ve beklentilerinin farklı olduğunu da unutmayın.

Ruh eşinizi bulmaya değil, kendinize öncelik verin 

Sağlıklı bir ilişki içinde olmak, kendinize odaklanmakla başlar. Bazen biri bir ruh eşi ararken içindeki boşluğu doldurmaya çalışıyor olabilir. Kendiniz üzerinde çalışmak için zaman harcamaksa sizi bir ilişkiye en iyi şekilde hazırlayan şeydir.

Şunu da unutmayın: Birini bulmak için en iyi zaman kendinizden yüzde 100 memnun olduğunuz zamandır. Kendinizden memnun değilseniz ve içinizdeki boşluğu birinin varlığıyla doldurma peşindeyseniz başka biriyle birlikte olmak, o kişi ne kadar harika olursa olsun, o boşluğu doldurmayacaktır. 

ruh eşi

Zaten bir ilişkiniz var mı? 

O halde, hem bireysel hem de çift olarak gelişmeye odaklanın. Yapmaktan hoşlandığınız şeylerden partneriniz yüzünden vazgeçmeyin. Onları da bu aktivitelere dahil etmeye çabalayın ya da onu kendi ilgi duyduğu şeyleri takip etmeye, kendi tutkularının peşinden gitmeye teşvik edin. Birlikte yapmaktan zevk aldığınız aktivitelere katılmaya çalışın. 

Pandemi, Kuaförlük & Sektör Temsilcileri 5 – Hüseyin Alkan

0

“Pandemi, Kuaförlük & Sektör Temsilcileri” başlıklı haber dosyamızın beşinci konuğu KD (Kuaförler Derneği) Samsun Temsilcisi Hüseyin Alkan.

Hairist: 2020, pandemi, salonların kapatılmasının etkileri, büyüme-küçülme ve genel olarak bu döneme ilişkin düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?

Hüseyin Alkan: Tüm dünyayı etkisi altına alan pandeminin en başında en çok çok daralmanın gerçekleşeceği sektörlerin başında gösterilen kuaför ve güzellik sektörü, öngörülerin aksine yasaklardan sonra eskiye göre daraldı. Kök salmış markalar süreçten daha az etkilendi. Pandemi, başta hizmet sektörü olmak üzere birçok sektör için oldukça zorlayıcı oldu.Elbette kötü günlerin kazananı olamaz, fakat birçok sektör kendini deneyimleyerek ölçtü, hedef büyüttü ve hacmini görmüş oldu. Kendi camiamız adına daralmaların olduğunu gözlemlemek çok acı ama ayakta kalabilmek  adına markanızın bulunduğunuz lokasyonda önemli bir aktör olması önemliydi. 

kuaför
Fotoğraf: Instagram @tuncay_haircity (Samsun)


Hairist: Kuaför salonları ve sektör özelinde 2021’e bakışınız ve beklentileriniz nedir? Temsil ettiğiniz kurum (dernek/ticaret odası/meslek odası) nezdinde ne tür faaliyetler yapıldı?

Hüseyin Alkan: 2020’de hedeflerimizi büyütürken pandemi ile birlikte hayal edilemeyecek ilkleri yaşadık ve rotayı değiştirdik.

Bu yılın 2020 kadar zorlu geçeceği düşüncesiyle, işin hizmet faklılığından sunumuna, salon içi fiziki değişikliklerden kullanılan ürün tedariğine kadar uzanan ciddi bir hizmet algoritması var. Dolayısıyla pandemi süresince müşterilerimiz ve kendi sağlığımız için yenilenen salon içi havalandırma sistemi, tek kullanımlık setler, işlem hızlarının optimize edilmesi, yeme içme alanlarının kontrol altına alınması, self-servis sistemi gibi pek çok yeni düzenlemeyle beraber müşterilerimizin sağlığını esas alarak hizmet verilmesi çok önemliydi, hala da önemini korumayı sürdürüyor. 

Hairist: Kuaför salonu sahiplerine ve çalışanlarına önerileriniz nedir?

Hüseyin Alkan: Bundan sonraki süreçte salonların salgın döneminde yönetilme şeklinin, gelecekte karşılaşılabilecek benzer krizlerde sektörde söz sahibi imkanı vereceğini düşünüyorum, çünkü “yeni normal” dediğimiz süreç asla eskisi gibi olmayacak.

Paniğe kapılıp, bir daha eskisi gibi hizmet verememe korkusu yaşayan meslektaşlarım oldu ama bu süreç bize en çok ne yapmamamız gerektiğini öğretti. 

Güzellik Ürünlerinde Kimyasal Yasağı İçin İlk Büyük Adım

0
Fotoğraf: https://unsplash.com/photos/Pm0K9Y3EPUc

Toksik kimyasal yasağı Kaliforniya’da (ABD) da Avrupa Birliği’nin ardından yasalaştı.

Özellikle son 10 yılda giderek yükselen sağlıklı yaşam trendi doğrultusunda sağlık ve çevre dostu ürünlere ilgi yoğunlaştı ve tüketicilerin toksik maddelere ilişkin farkındalığında önemli bir artış oldu. Bu trendin ve artan bilincin bir sonucu olarak Kaliforniya’da (ABD) da Avrupa Birliği’nin ardından toksik kimyasal yasağı yasalaştı.

Kaliforniya’da yasalaşan toksik kimyasal yasağının kozmetik, şampuan, saç düzleştirici ve ülke çapında tüketiciler tarafından kullanılan diğer kişisel bakım ürünlerinin bileşimini de değiştirmesi bekleniyor. 

Vali Gavin Newsom tarafından Eylül sonunda imzalanan yasa, civa, formaldehit ve PFAS olarak bilinen maddeler dahil olmak üzere 24 kimyasal maddeyi kapsıyor. 

Aktivistler, tüm kimyasalların kanserojen veya toksik olduğu gerekçesiyle bu kimyasalların güzellik ürünlerinde yeri olmadığını savunuyor. 

Yasa 2025’te yürürlüğe girdiğinde, güzellik ürünlerinin toksik maddelerden arındırılması için ilk büyük adım atılmış olacak. 

kimyasal yasağı

Kişisel bakım ürünlerinde bulunan yalnızca 11 içerik Gıda ve İlaç İdaresi tarafından düzenleniyor. Buna karşılık, Avrupa Birliği, 1.600’den fazla kozmetik maddeyi ve kozmetik bileşenlerini yasaklıyor. Yasama meclisinin her iki meclisinde de geniş bir farkla kabul edilen Kaliforniya yasasının kozmetik güvenlik için bir kilometre taşı olduğu görüşünde birleşiliyor.

Bu yasanın öngördüğü kimyasal yasağının ve dünyada giderek artan tüketici farkındalığının güzellik sektöründeki üreticileri nasıl yönlendireceği ve bu hareketin yansımalarının ne olacağı merakla bekleniyor. 

Pandemi, Kuaförlük & Sektör Temsilcileri 4 – Mustafa Demirbağ

0

“Pandemi, Kuaförlük & Sektör Temsilcileri” başlıklı haber dosyamızın dördüncü konuğu KD (Kuaförler Derneği) Antalya Şubesi Temsilcisi Mustafa Demirbağ.

Hairist: 2020, pandemi, salonların kapatılmasının etkileri, büyüme-küçülme ve genel olarak bu döneme ilişkin düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?

Mustafa Demirbağ: Açık konuşmak gerekirse, 2020 yılında iki aylık bir kapanmanın da sonucunda kuaför sektörü olarak ilk 6 ay zorlu bir süreç yaşadık, fakat yaz döneminin gelmesiyle birlikte hizmetlerimizde bir artış söz konusu oldu. Aralık ayında başlayan kısıtlamalarla beraber yıl toplamına baktığımızda yüzde 40’a yakın bir daralma söz konusu oldu.

2021’e yaklaşımım çok karamsar değil. Öncelikle geride bıraktığımız 2020 senesini doğru analiz edip dersler çıkararak 2021 yılına doğru bir planlama ile daha umutlu girdiğimizi düşünüyorum ve 2020 yılında alınan KDV kararının 2021 yılında da devam etmesini umuyorum.

kuaför sektörü

Hairist: Kuaför salonu sahiplerine ve çalışanlarına önerileriniz nedir?

Mustafa Demirbağ: Sevgili meslektaşlarıma ve onların ekip arkadaşlarına önerim, motivasyonlarını yüksek tutmaları ve mümkün oldukça iletişim halinde kalmaları. 2021 yılının devamında her şeyin güzel olacağına inanıyorum.

“Pandemi, Kuaförlük & Sektör Temsilcileri” haber dosyasındaki diğer röportajlar:

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meslek Komitesi Temsilcisi Yusuf Koçyiğit

Ankara Ticaret Odası Kuaför, Berber ve Güzellik Uzmanları Meclis Üyesi Ömer Sarıoğlu

İzmir Ticaret Odası 21. Meslek Komite Başkanı ve Meclis Üyesi Osman Çapa

Doğum Sonrası Estetiği Nedir?

0

Doğum ve sonrasındaki süreçler, vücutta birtakım değişikliklere sebep olur. Doğum Sonrası Estetik işlemleri ise bu değişikliklerden memnun olmayanlar için geliştirilen özel bir uygulama. İlk olarak ünlü kişilerde ve yurt dışında görülen bu estetik işlemler, günümüzde oldukça yaygınlaştı. Özellikle magazin programlarında sıkça yer alması ve oldukça hızlı sonuç vermesi sebebiyle, doğum yapan kişiler arasında sıklıkla tercih ediliyor. Peki doğum sonrası estetiği nedir? Hangi işlemler yapılır? İyileşme süreci nedir? Bu işleme başvurmak isteyen okurlarımız için tüm bu detayları yazımızda sizlere sunacağız. İsterseniz gelin hemen yazımıza geçelim.

Doğum Sonrası Estetiği Nedir?

Genelde doğumla alakalı olarak şekil değiştiren bölgelere uygulanmaktadır. Yani genel olarak meme bölgesi ve karın bölgesi ile alakalı işlemler doğum sonrası estetiği müdahaleler arasında yer alıyor. Doğumdan sonra aldığınız fazla kilolar, hareketsizlik sebebiyle vücudunuzda oluşan yağlanmalar ve karnınızda oluşabilecek sarkık deriler, liposuction ve karın germe gibi işlemlerle istediğiniz şekle dönüştürülebiliyor.

Kişiden kişiye farklılık gösteren doğum sonrası değişikliklerine göre farklı tür ameliyatlar olmak da mümkün. Kişisel olarak doktorlar sizi muayene edecek ve isteklerinizi dinleyeceklerdir. Karın bölgesinin dışında kişilerde meme büyümesi, meme sarkması gibi durumlar ortaya çıkabilir. Doğum sonrası estetiği içerisinde, meme büyütme, meme küçültme ve meme dikleştirme gibi operasyonlar da yer alıyor. Estetik doktorunuzla, yaptırmak istediğiniz bölgeler hakkında bir konuşma gerçekleştirebilir, ardından kişiye özel ameliyatlarla istediğiniz vücuda kavuşabilirsiniz.

İyileşme Süreci

Aslında doğum sonrası estetiğinden sonra direkt olarak evinize gidebilir ve normal hayatınıza dönebilirsiniz. Fakat ilk birkaç gün size yardım edecek bir arkadaşınızın, eşinizin veya akrabanızın yanınızda bulunması şart. Çünkü birkaç gün için oldukça bitkin ve hassas olacaksınız. Rutinlerinizi bile gerçekleştirmekte zorlanacaksınız.

Ayrıca tamamen iyileşene kadar vücudunuzdaki doğum sonrası etkiler devam edecek. Merak etmeyin hemen sonuç gösteren değişiklikler de olacak tabii ki. Fakat minimum bir ay boyunca bazı bölgelerinizde ağrı ve kızarıklık gibi şikayetleriniz olabilir. İşlemin sonuçlarını daha iyi alabilmek istiyorsanız, kesinlikle düzenli spor alışkanlığı kazanmalı, ameliyattan sonra ağır kaldırmamaya dikkat etmeli ve kötü alışkanlıklardan kesinlikle uzak durmalısınız.

Yumurta Tüketimine Dikkat!

0
yumurta

PLoS Medicine adlı tıp dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, yumurta tüketimi kaynaklı kolesterol kalp hastalığına bağlı ölüm riskini artırabiliyor. 

Araştırmacılar, 500 binden fazla katılımcının diyet kolesterolünü ve yumurta tüketimini takip ederek kalp hastalığına bağlı ölümleri izledi. 

yumurta tüketimi
PLoS Medicine tıp dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, yumurta tüketimi kaynaklı kolesterol kalp hastalığına bağlı ölüm riskini artırabiliyor.

Günlük diyete eklenen yarım yumurtanın kalp hastalığı kaynaklı ölümle ilişkilendirildiği araştırmada, günlük tüketilen her 300 miligram diyet kolesterolü için ölüm riski %24’e kadar arttı. 

Araştırmacılar, artan riski yumurta tüketiminden kaynaklanan yüksek kolesterol seviyelerine bağlıyor ve kalp sağlığını iyileştirmek için yumurtanın fındık ya da baklagiller gibi diğer protein kaynakları ile değiştirilmesini tavsiye ediyor. 

Kaynak: Zhuang P, Wu F, Mao L, vd. ABD’deki yumurta ve kolesterol tüketimi ve kardiyovasküler ve farklı nedenlerden ölüm oranı: Nüfus temelli bir grup çalışması. / PLoS Medicine.