Kendi kullanıcı geri bildirimi anketinizi oluşturun

İş hayatında psikolojik risk dendiğinde ilk akla gelen “Mobbing” (psikolojik yıldırma), çok sık karşılaşılan ancak farklı nedenlerle gündeme getirilemeyen bir sorun.
Öncelikle mobbing nedir? Sosyal Güvenlik ve İş Mevzuatı Hizmetleri Direktörü Dr. Hakkı Demirci bu soruyu şöyle yanıtlamış: : ‘İş hayatında psikolojik risklerin en başında gelen “Mobbing” (psikolojik yıldırma), son zamanlarda çok sık karşılaşılan ancak çeşitli nedenlerle gündeme getirilemeyen bir sorundur. Mobbing, psikolojik tacizi ifade etmekte ise de TDK ve Yargıtay’ın bazı kararlarında mobbing yerine “bezdiri” ifadesi kullanılmaktadır. Mobbing, çalışan bireyi pasifleştirmek, yıpratmak ve yıldırmak gibi amaçlar için huzursuz etme, aşağılama, dışlama, önemsememe gibi bilerek ve belirli bir şekilde yapılan baskıcı yönetim ve psikolojik şiddet olarak tanımlanabilir.’
Çalışan hakkında dedikodu yapılması ve çalışanın bunu hissetmesi, çalışanın özgüvenini sarsan davranışlar, dış görünüşü, dili ve dini ile ilgili olarak alay edilmesi, bu sebeplerden biri nedeniyle dışlanması, susturulması ve aşağılanması, iş ile ilgili konularda haberdar edilmemesi, işin niteliğine uygun olmayan işler verilmesi, yaptığı işe ilişkin sürekli olarak eksilik bulunmaya çalışılması ve mobbing dozu arttırılarak kişiye küfür, hakaret edilmesi, sarkıntılık, sözlü ve fiziksel cinsel imalar örnek olarak sıralanabilir.
Uzmanlara göre bu durum çalışanın kendisini başarısız hissetmesine yol açacak ve motivasyonun düşmesine neden olabilen mobbing, kendine güvenmeme, psikolojik rahatsızlıklar gibi etkileri doğurabilmektedir.
Mobbing türleri üç kategoriye ayrılmaktadır.
1- Yatay mobbing: Aynı kıdemde bulunan kişiler arasında gerçekleştirilen davranışlar, bu kapsamda değerlendirilmektedir. Bu tür davranışlar, eşit şartlarda bulunan ve rekabet halindeki kişiler arasında olmaktadır.
2- Dikey mobbing: Mobbing uygulayan kişi bireyin yöneticisi veya üst konumdaysa dikey mobbing söz konusudur. En sık rastlanan mobbing türü olarak bilinmektedir.
3- Dolaylı mobbing: Astın üstüne yapmış olduğu mobbing türüdür. Bu türde çalışan konumunda olan kimseler yöneticilerinin verdikleri görevlere uymayarak veya verilen işleri kötü daha yetkili bir yöneticiye şikâyet ederek onu zor durumda bırakmaya çalışırlar. Çok sık rastlanılan bir mobbing türü değildir.
Yargıtay’ın yeni tarihli kararlarına göre gerçekçi biçimde ortaya konan mobbing iddiası yeterli olup, işveren işçiye mobbing uygulanmadığını ispat etmelidir.
Yargıtay mobbingin ispatı hususunda Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2013/693 E, 2013/30811 K ve 27.12.2013 tarihli kararına göre; mobbingin varlığı için kişilik haklarının ağır şekilde ihlaline gerek olmadığı, kişilik haklarına yönelik haksızlığın yeterli olduğu, ayrıca mobbing iddialarında şüpheden uzak kesin deliller aranmayacağı; davacı işçinin, kendisine işyerinde mobbing uygulandığına dair kuşku uyandıracak olguların ileri sürmesinin yeterli olduğu, işyerinde mobbing gerçekleşmediğini ispat külfetinin davalıya düştüğü; tanık beyanları, sağlık raporları, bilirkişi raporu, kamera kayıtları ve diğer tüm deliller değerlendirildiğinde mobbing iddiasının yeterli delillerle ispat edildiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” denilmiştir.
Çalışanın mobbing uygulanmaya başlandığı tarihten itibaren yapması gerekenler aşağıdaki şekilde sıralanabilir.
– Çalışan iş yerinde; itibarını, saygınlığını, kurumdaki pozisyonunu zedeleyici nitelikte olan tüm yazışmaları kaydetmeli ve mümkünse kopyalarını almalıdır.
-Mobbing uygulandığı düşünülen andan itibaren bir mobbing günlüğü tutularak, kendisine karşı yapılan tüm davranışların tarihini, yapılan mobbinge yönelik hareketi ve olaylara şahit olanları not ederek ileride oluşabilecek bir mahkeme sürecinde bu bilgileri kullanabilecektir.
– Şirket yöneticileri tarafından atılan e-mail, sms, whatsapp konuşmaları mobbing ispatında kullanılabilir. Mesai saatleri dışında geç saatlerde bu yollar ile iletişime geçilmesi de işin psikolojik taciz boyutunu oluşturmaktadır.
– Yapılan telefon görüşmeleri, mesai saatleri dışında uygunsuz zamanlar içerisinde gerçekleşmekteyse operatörlerden alınacak görüşme kayıtlarının dökümleri ispat niteliği taşımaktadır.
– Sosyal medyada (facebook, twitter, instagram vs.) çalışanın aleyhine yapılan yorumlar mobbing kapsamına girer. Burada dikkat edilmesi gereken konu kişinin bu sitelerde yapacağı paylaşımların şirketin itibarını zedeleyecek nitelikte olmamasıdır.
– İş hayatında karşılaşılan mobbinge tanık olan kişiler varsa bunların mahkemede çalışan lehine tanıklık yapması mobbing ispatı için oldukça önemlidir.
– Mobbinge maruz kalan kişinin, küçük düşürücü davranış ve kötü muamele nedeniyle sağlığı bozulmuş, psikolojik tedavi görmüş olabilir. Bu doğrultuda mobbing davasında hastane raporu, kullanılan ilaçlar, reçetelerin delil unsuru vardır.
– İşyerinde yapılan psikolojik baskı, sözlü sataşmalar, görev kapsamı dışındaki emirler mobbing niteliği olan görüşmeler ses kaydına alınabilir. Başka yolla ispatı mümkün olmayan bir konuşmanın, ses kaydı altına alınması hukuka aykırı olarak görülmemektedir.
TCK 132 maddesinde: ‘’Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’ demektedir. Burada genel kurala bakıldığında usulsüz olarak elde edilen bilgi ve belgeler mahkeme nezdinde delil olarak kullanılamaz.
Yargıtay’ın mobbing özelinde istisnai bir kararı bulunmaktadır. İşçinin işvereni tarafından sözlü hakarete uğradığı, hakkında haksız yere soruşturma başlatıldığı, küçük düşürücü davranışlara maruz kaldığı bir durumda başka bir toplantı sırasında cep telefonu ile gizlice kayıt yapmış ve burada da çeşitli hakaretlere maruz kalmıştır. Yargıtay, verdiği kararda eğer kişi bu yoldan başka şekilde kendisine yapılan mobbingi ispat edemiyorsa yapılan gizli kayıtların geçerli delil olarak kabul edebileceğini ele almış ve bu yönde karar vermiştir.
Mobbing’e maruz kalanlar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, Anayasa Mahkemesi, CİMER, Alo 170, Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları Kurumu ve İl, İlçe İnsan Hakları Kurulları’na başvuru yapabilirler.
Mobbing-Psikolojik Yıldırma kapsamında işveren işçiye sürekli ve sistematik şekilde farklı ve olumsuz davranışlarda bulunduğunda işçiye eşit davranma borcunu ihlal etmiş sayılır. Bu durumda mağdur dört aylık ücreti tutarında ayrımcılık tazminatı ve yoksun bırakıldığı haklarını talep etmek üzere dava açabilir. Ayrıca işçi kötü niyet tazminatı da talep edebilir. Bu davalarda zamanaşımı süresi on yıldır.
İşverenin işçiye mobbing uygulaması veya mobbinge göz yumması işçiyi gözetme borcuna aykırı düşer. Mobbing karşısında işçi maddi ve manevi tazminat isteme hakkına sahiptir. Bu davaların zamanaşımı süresi on yıldır.
İş Kanununun 83. Maddesi ise işçiye sağlığını bozacak bir durumla karşılaştığında gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmama hakkı vermiştir. Mobbing mağduru işçi sağlığı ve güvenliği kurumuna başvurarak durumunun tespitini isteme ve gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmama hakkına sahip olmaktadır.
Mobbing-psikolojik yıldırma konusu eylem işçinin kendisinin veya aile bireylerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler ya da davranışlar şeklinde ise mağdur İş Kanununun 24/II hükmüne göre ihbar süresini beklemeden iş akdini haklı sebeple derhal feshedebilir. İşçi bu hakkının mobbing eyleminin sona ermesinden itibaren 6 gün içinde kullanmalıdır. Bu fesih aynı zamanda işçiye kıdem tazminatı isteme hakkını da verir.
Borçlar Kanunu çerçevesinde değerlendirildiğinde, Kanunun 417. Maddesi “İşçinin Kişiliğinin Korunması” başlığı ile “İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.
İşverenin yukarıdaki hükümler dahil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir” denmektedir. Bu madde nezdinde işverenin işçiyi koruma ve gözetme borcu işçinin vücut bütünlüğünün, onurunun, kişilik haklarının korunması olarak anlaşılmalıdır.
Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirildiğinde ise, kanunun amaçları arasında yer alan “kişi hak ve özgürlüklerinin korunması” kapsamında, psikolojik tacize konu eylemlerin işleniş biçimleri ve sonuçlarına göre her biri ayrı ayrı değerlendirilmek üzere, CK 84. Md. İntihara Yönlendirme Suçu,TCK 86–87 Md. Kasten Yaralama Suçu,TCK 96. Md. Eziyet Suçu ,TCK 105. Md. Cinsel Taciz Suçu,TCK 106. Md. Tehdit Suçu,TCK 107. Md. Şantaj Suçu,TCK 108. Md. Cebir Kullanma SuçuTCK 117. Md. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali Suçu,TCK 122. Md. Ayırımcılık Suçu,TCK 125. Md. Hakaret Suçu,TCK 123. Md. Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçu,TCK 124. Md. Haberleşmenin Engellenmesi Suçu,TCK 132. Md. Haberleşmenin Gizliliğini ihlali Suçu,TCK 133. Md. Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu,TCK 134. Md. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu,TCK 135. Md. Maddesindeki Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu maddeleri mobbing kapsamında değerlendirilebilir.
Yukarıda yer alan bilgiler paralelinde mobbing’e maruz kaldığını düşünen çalışan; iş sözleşmesini haklı nedene dayanarak feshedebilme, Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanunu’na göre tazminat isteme, şartları sağladığı takdirde ayrımcılık tazminatı isteyebilme ve mobbing yapan yöneticiyi dava edebilme ve manevi tazminat talebinde bulunmak gibi hukuksal haklara sahip olmaktadır.
Çalışanın manevi tazminat talep edebilmek için öncelikle psikolojik tacizi teşkil eden davranışların kişilik haklarının ihlali boyutunda olması gerekmekte ve kişilik haklarının ihlal edilmiş olması gerekmektedir. Manevi tazminat talep edebilmek için psikolojik tacizi teşkil eden davranışların bireyin kişilik haklarına zarar vermesi şartı aranır. Psikolojik taciz olarak belirtilen her davranış manevi tazminat sonucunu doğurmayabilmektedir.
Ayrıca, mobbinge uğrayan çalışanın, istifa ederek işten ayrılmak zorunda kalması gibi sebeplerle maddi bir zarara uğraması halinde, çalışan maddi zararını da talep edebilmektedir. Ancak burada belirtilmesi gereken en önemli nokta, mobbing davası ile tazminat talep eden kimse işyerinde psikolojik baskı veya tacize uğradığını ispat etmek ile yükümlü olmasıdır. Bu nedenle olayın ispatlanması için somut deliller bulundurulması davacı açısından oldukça önemlidir. Yargıtay’a göre, mobbingin varlığını göstren olgulaırn mahkemeye sunulması halinde, işyerinde mobbingin gerçekleşmediğini ispat külfeti davalıya düşer.
Mobbing’in adli bir suç olduğu gerçektir.
Bu sebeple mobbing-psikolojik-yildirma uygulayanlar için; Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinde “Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına hükmolunur. Bu fiiller; hiyerarşi, hizmet veya eğitim/öğretim ilişkisinden kaynaklanan nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.” denmektedir.
Yine aynı kanunun 109. maddesinde “Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Kişi; fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu suçun kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.” denmektedir.
Gerek işverene gerekse de diğer bir işçinin mobbingine maruz kalan işçinin talep etmesine rağmen gerekli önlemleri almayan işverene karşı mobbing davalari iş mahkemelerinde görülür.
Mobbing hakkında detaylı bilgi almak, mağdursanız destek için, işverenseniz işyerinizde mobbing olmadığına dair akreditasyon için Mobbing ile Mücadele Derneği ile görüşebilirsiniz.
https://mobbing.org.tr/wp-content/uploads/biz-kimiz.pdf
Kaynak:
Bilindiği üzere P&G, 2001 yılında Clariol markasını 4,9 milyar dolara, 2003’te de Wella markasını 6,9 milyar dolara satın almış ve tamamını 2016’da Coty’e satmıştı.
2021 yılında ise Coty ve KKR arasında KKR’nin Professional Beauty and Retail Hair (Profesyonel Güzellik ve Perakende Saç) şirketlerinin, değeri 4,3 milyon dolar olarak öngörülen çoğunluk hissesine sahip olması için bir ön sözleşme imzalandı. Ön sözleşme şartları gereğince Coty,“Wella” ve onun profesyonel markalardan oluşan portföyü ile KKR’nin yüzde 60 hissesine, Coty’ninde kalan %40 hisseye sahip olacağı bağımsız bir şirket (Wella Company) kurarak devam etti.
Markanın P&G’ye satılmasının ardından markanın hem tüketici hem de profesyonel ürünlerinin Türkiye’deki tüm satış-dağıtım ve pazarlama faaliyetleri Engin Grup bünyesindeki Yöntem Profesyonel Kozmetik tarafından yürütülmeye başlandı.
Kısa bir süre önce, önce market ürünlerinin Türkiye’de Yöntem Profesyonel’den alınarak farklı bir firmaya verildiği, şimdi de profesyonel ürünlerin Yöntem Profesyonel Kozmetik tarafından satışının durdurulduğu bilgisi konuşulmaya başlandı ve kuaförlerin Wella Professional ürünlerine erişiminin bulunmadığı bilgisi geldi.
Ticari konularda Wella Company’nin Yöntem Profesyonel Kozmetik ile anlaşmazlık yaşadığı sektörde konuşulanlar arasındaydı. Her ne kadar ticari anlaşmazlık yaşansa da ürünlerin taraflar tarafından herhangi bir resmi açıklama yapılmadan durdurulması berberinde soru işaretleri barındırıyor.
Üstelik Wella Company’nin müşterilerinin ihtiyaçlarını tedarik etmek üzere alternatif bir distribütörü işaret etmeden satışın durdurulmasını talep etmiş olması daha da ilginç.
Böyle bir durdurma kararının ardında sadece ticari anlaşmazlığın değil bunu tetikleyen unsur olarak bir kadın çalışanın kişilik haklarına ilişkin bir durum da gelen bilgiler arasında.
İlgili çalışanın hukuki süreç başlattığı ve bu konuda yaşadığı sorunu Wella Company’e aktarmasının ardından kararın alındığı da konuşulanlar arasında.
Daha detaylı ve sadece konuşmalardan ibaret olmayan gerçek bilgiler için ilgili taraflardan gelecek bilgiler hem durumu netleştirecek hem de bundan sonraki süreçte Wella Professionals ürünlerinin kuaförler tarafından nasıl tedarik edileceğini dair bilgi verecektir. Bu amaçla hem Yöntem Profesyonel Kozmetik hem de Wella Company’den talep ettiğimiz detaylı bilgileri okuyucularımızla paylaşıyor olacağız.
Schwarzkopf Professional, zanaat ortakları PROTEAM üyeleri ile birlikte çok özel 2 güne imza attı. Daha fazla ilham, daha fazla renk ve daha fazla yaratıcılık için bir araya gelen zanaat ortakları yaratıcılıklarını özgürce sergileme imkanı buldular.
Henkel Professional adına Jamilia Paul liderliği ve Schwarzkopf Professional Türkiye Akademi ekiplerinin katkılarıyla ‘Saç Sanatla Buluşuyor’ başlığıyla Proteam üyesi kuaförlerle ilham verecek içerikler paylaşıldı.
Türkiye’nin özel müzelerinden Elgiz Müzesi’ne yapılan ziyaretle resim ve heykel sanatının sergilenen özel parçaları hakkında detayı bilgi paylaşılarak Proteam üyelerinin resim, fotoğraf ve heykel sanatlarından ilham alarak saç tasarımlarına aktarmalarına olanak sağlandı.
Programın ikinci gününde bugün bir çekim stüdyosu ve etkinlik mekanı olarak kullanılan ve Osmanlı döneminde kurulmuş olan kibrit ve kav fabrikasındaydık.
Schwarzkopf Professional Proteam üyesi kuaförler için hazırlanan ColorCrafters çekim alanlarında kuaförlerin yaratıcılıklarını canlı mankenler üzerinde yansıtmalarına ve içerik yaratarak paylaşmalarına olanak sağlandı.
Profesyonel video-fotoğraf çekimleri ve özel çekim alanları ile desteklenen mekanda kuaförler, yaptıkları çalışmaları paylaşma imkanı buldular.
Tüm Schwarzkopf Professional Türkiye ailesinin yer aldığı etkinliği Henkel Türkiye CEO’su Güray Yıldız’da ziyaret ederek yapılan çalışmaların önemine ve değerine vurgu yaptı.
Schwarzkopf Professional Genel Müdürü Viki Motro, Akademi ve Eğitim Müdürü Müge Meydan, Schwarzkopf Professional Türkiye Satış Müdürü Demet Buyunduruk, Pazarlama bölümünden Devrim Kılcer, Hüseyin Yavuz, akademi ekibinden Gurur Egeli, Hakan Sarı, Serkan Kahraman, satış bölümünden Emre Bilgin ve Enver Özden’in aktif olarak yer alarak kuaförleri destekleri etkinlik hazırlanan modellerin alkışlar arasında yürüyüşü ile sona erdi.
Ahmet Albayrak, Çağrı Saçlı, Cahit İpek, Caner İlgün, Cevdet Şengül, Emrah Çabkur, Emre Ayaksız, Erhan Avcı, Gökay Demirkıran, Göksel Karaoğlu, Hasan Sarsa, Hüseyin Başar, Hüseyin Çavdar, Mesut Yalçınkaya, Pınar Eyinç, Serdar Yıldız, Uğur Uzun ve Velat Özdamar.
Türkiye’nin kuaförlük yarışması 2012 yılından bu yana kesintisiz olarak devam etmektedir. Nisan 2024 finalistlerinin ardından 20 Mayıs 2024 tarihinde BÜYÜK JÜRİ toplanarak dereceye girenler belirlenecek ve yarışma sonuçları aynı gün açıklanacaktır.
Ayrıca koleksiyon, gür dalgalardan yapılandırılmış görünümlere kadar saçın zengin dokusunu vurguluyor.
Contrastique ile sadece güzelliği değil, aynı zamanda ifadenin ve bireyselliğin gücünü de kutluyoruz.
Saç: Mark van Westerop – Pro Solo, Alkmaar, Hollanda @markvanwesterop
Makyaj: Angelique Stapelbroek @angeliquestapelbroekcom
Styling: Ed Noijons @ednoijons
Ürünler: Keune Hair Cosmetics @keunecosmetics
Fotoğraf: Studio IvodeKok @studio_ivodekok
Gerçeklik ile yapaylık arasındaki çizginin giderek bulanıklaştığı bu çağda, kesin olan bir şey var; özgün benliğimizi ortaya çıkarmak ve yaşamda gelişmek için aralıksız arayışımız.
Futura, en yeni saç stillerini derin bir merak ve merak duygusuyla kusursuz bir şekilde birleştirerek keşfedilmemiş bölgeleri kutluyor. Geleceğin sınırsız potansiyelinden ilham alan her stil, dönüşümün, yeniliğin ve kendini keşfetmenin özünü bünyesinde barındırıyor.
Bu koleksiyon, yaratıcılığın ve kendini ifade etmenin sınırlarını cesurca zorlayarak geleneksel normları aşıyor. Futura’nın tasarımları, organik dokuları fütüristik unsurlarla zahmetsizce harmanlayarak varoluşun akışkanlığını yansıtıyor.
Titiz bir işçilikle tüm modeller gerçektir ve saçlar, gerçeklik ve yapaylık algınıza meydan okuyan uyumlu bir birleşimin kopyalanması amacıyla el emeği ile yaratılmıştır.
Yarının vaatleri gibi parıldayan metalik vurguların, sizi henüz keşfedilmemiş diyarlara taşıyan holografik desenlerin büyüsüne kapılmaya hazırlanın.
Futura, sizi güzellik kavramının evrildiği bir yolculuğa davet ediyor ve tanık olduğunuz şeyin gerçek mi, yoksa nefis bir sanat eseri mi olduğu sorusunu size bırakıyor. Tek sınırın hayal gücünüz olduğu geleceği kucaklayın.
Daniele De Angelis hakkında:TONI&GUY Academy’nin Londra Akademi Yöneticisidir. Ödüllü TONI&GUY sanat ekibinin ayrılmaz bir üyesidir ve iki kez Londra Yılın Kuaförü ödülüne layık görülmüştür.
Saç: Daniele de Angelis at TONI&GUY, London
Renklendirme: Stuart Matuska
Makyaj: Kelly Mendiola
Styling: Borna Prikaski
Fotoğraf: Kevin Luchmun
Kuaför sektörüne samimiyet ve güvene dayalı çözüm ortağı olmak; sağlık ve doğa dostu ürünler ile hizmet sunmak; kalite ve konforu ulaşılır kılmak, sadece ürünler ile değil aynı zamanda sektörü 360 derece kişisel ve salon eğitimleri ile geliştirmek, uzun vadede sektöre yön veren ve yenilikler sunan şirketler arasında yer almak misyonuyla hizmet veren Girişim Profesyonel‘e ait KEO markası altında şu ürünler bulunuyor:
Renk patlaması, şekil ve doku, Luminescent koleksiyonumun kalbinde yer alıyor; bireysellik ruhunu somutlaştıran saç stillerini şekillendirmek için alter egoyu kucaklayarak deneysellikten çekinmiyor.
TONI&GUY ve LABEL.M’nin Küresel Yaratıcı Direktörü olan Cos Sakkas, bu ödüllü sanat ekibinin uzun süredir üyesidir.
Kendisi, daha önce 2018, 2019, 2020 ve 2021’de aday gösterilerek şu anda Yılın İngiliz Kuaförü unvanını taşıyor. Aynı zamanda Yılın Uluslararası Kuaförü unvanını da taşımaktadır.
Üç kez Londra Yılın Kuaförü ödülünü kazandı ve Hall of Fame üyesidir.
En iyi moda tasarımcıları tarafından talep gördüğü Londra Moda Haftası da dahil olmak üzere dünya çapındaki etkinliklere, gösterilere ve seminerlere düzenli olarak katılmaktadır. Trendler, eğitim ve en son tekniklerle ilgili büyük talep görmektedir.
Saç: Yılın İngiliz Kuaförü Cos Sakkas, TONI&GUY
Renklendirme: Francesco Fontana
Makyaj: Lans Nguyen-Grealis
Styling: Borna Prikaski
Fotoğraf: Jack Eames
Instagram: @cossakkasofficial