4000 kişilik oturma kapasitesi olan mekan tiyatro salonuna dönüşecek. Etkinliğe katılacak ünlü markalardan bazıları:

• Igor Rago, ghd Artistik Direktörü
• Franco Curletto ve Carlo Bay, L’Oréal Professionnel
• Mimmo Laserra ve Mod Salons, Alfaparf Milano
• Mauro Galzignato, Rockandrollhair
• Toni&Guy
• Balmain
• Vitality's
• Hair Company

Etkinlikte podyum performanslarının yanısıra,  yeni ürünlerini tanıtacak olan firmaların farklı teknikler ve konular üzerine vereceği workshop ve seminerler de olacak. Katılımcılar müşteriler ve kuaförler için sunumlar ve eğitim seansları düzenleyebilecek.

Yılın en iyi profesyonel saç ürününe ödül

BeautyBit tarafından, Estetica.it ve parrucchierando.com yardımıyla organize edilen, Cosmetica Italia ve Camera Italiana dell’Acconciatura destekli ödül töreni, kuaförlerden en çok oyu alan  ‘teknik-profesyonel’ saç ürünleri ve müşterilerden en çok oyu alan 'salon ürünleri' olmak üzere 2 kategoride verilecek.

Kuaförler, kategorilerin herbiri için favori ürünlerini seçebilecek. Değerlendirme yapılırken sadece ürüne getirilen yenilik  değil, salon kullanımındaki geri bildirimler de göz önüne alınacak. Müşterilerse, perakende ürünler arasındaki favorilerini oylayacak.

23 Ekim Pazar günü yapılacak ödül töreninde açıklanacak olan ödüllü ürünler, 12 ay boyunca 'Yılın En İyi Profesyonel Ürünü' unvanını taşıyacak.

Estetica Dergisi'nden Özetler: Tüm Yönleri ile İşletmecilik

L’Oréal Professionnel’ın Yönetim Danışmanlığı Müdürü Nergiz Tayalı, Yönetim Danışmanı Filiz Altıok Gülnar,  Yönetim Danışmanı Emre Kaya ve Yönetim Danışmanı Ömer Kitka eğitimlerde, sektöre ve işletmeciliğe dair eşsiz bilgi paylaşımlarında bulundu. Ayrıca L’Oréal Business School dahilinde sektörün en saygın ve sevilen isimlerinden Hakan Köse katılımcılarla hayata ve mesleğe dair tecrübelerini kişisel ve mesleki gelişime katkı sağlayacak paralelde paylaştı. Eğitimin içeriğinden özetleri sizlerle paylaşıyoruz:

Etkinliğin birinci bölümü doğru salon işletmeciliği üzerine derinlikli bilgilerden oluşuyor. Genel başlıklar altında değerlendirirsek:

‘‘Güzellik işletmesinde yönetici olan işletmecilerin sahip olması gereken donanımlar ve özellikler’’ ‘‘Kuaför salonunun kârlılığını belirleme; servis satarak kârlılığı arttırma yolları, ekip verimliliğini değerlendirme ve performans değerlendirme tablosunu hayata geçirme’’ ‘‘Ciroyu arttırmak için bir başlangıç noktası ve hedef belirleme, ekibe deneyim ve donanımına göre hedef ve görev dağılımı yapma, sonrasında durum analizi’’ ‘‘Sosyal medya ve çeşitli mecralarda doğru reklam verme ve mecralarda reklam planlaması, cironun bütçesinden reklamlara ve eğitime pay ayırma’’

Bu başlıklar üzerine genişletilen içerikler, gerek gruplar halinde gerekse kişiler üzerinden soru cevap ve çeşitli çalışmalar ile pekiştirildi.

L’Oréal Business School eğitiminin ardından eğitime katılan bir kuaför; işletmesinin önceliklerini tespit etme, performans değerlendirme tablosuna göre salonunun sonuçlarını ve hedeflerini değerlendirme, gelir-gider analizi yapabilme, potansiyel belirleme, bir gelişim planı oluşturma gibi sistemli ve programlı çalışma şekillerine adapte olabilecek seviyede eğitim almış oluyor.

Eğitimin ikinci bölümünde ise sektörün saygın ve sevilen isimlerinden Hakan Köse; hayata dair, insana dair çok özel tecrübelerini katılımcılara aktardı. Kuaförün başta insan olarak kendisine saygı duyması gerektiğini ve kendisini sevmesi gerektiğini vurgulayan Köse, özellikle bir kuaförün kendisini çok iyi tanıması gerektiğini ve kendi özünü anladıktan sonra ancak ekibini ve müşterilerini anlayabileceğini açıkladı.

Nefes alma tekniklerinden, meditasyona çeşitli yollar ile başarma azmini tetikleyecek ve insanın kendisini sevmesi ile başlayacak olan başarı yolculuğunun püf noktalarını katılımcılarla paylaştı. İşletmenin sadece matematikten ibaret olmadığının altını çizen Köse, interakif olarak katılımcılarla iç içe bir sohbet niteliğinde geçen sunumuyla kuaförlere bambaşka bir deneyim yaşattı ve farklı bir bakış açısı kazandırdı.

Eğitim hakkında daha ayrıntılı bilgileri Estetica Dergisi Renk sayısında bulabilirsiniz.

Solmuş Sarışınlara Veda

Sadece sizler saçlarda sadık sarışın renkleri yaratabilirsiniz.

ODS² teknolojisine sahip INOA, beyazları %100’e kadar kapatma gücüne sahip ve INOA ile saçlara hapsolan renk boyadan boyaya uzun süre korunuyor. Üstelik INOA saçları yoğun olarak besliyor, nemlendiriyor ve saç derisine optimum konfor sağlıyor. INOA’nın ODS² teknolojisi sayesinde saçlar saç boyası uygulamadan önceki halinden daha yumuşak bir hal alıyor ve mükemmel parlaklık kazanıyor.

Dünyanın En Etkili 10. Fransızı Seçilen Camille Rowe-Pourcheresse

Gerçek bir modacı, bu alandaki zevkleri ile ünlü ve Vanity tarafından dünyanın en etkili 10. Fransızı seçilen Camille ROWE-POURCHERESSE’da modanın kalbiyle ile bağlantılı olan bir marka için mükemmel bir seçim. Romain Gavras tarafından yönetilen ve Vincent Cassel ile beraber ilk filminde oynayan Camille, Jean-Baptiste Mondino’dan Mario Testino’ya kadar birçok ünlü fotoğrafçıya poz verdi, dergilerde boy gösterdi ve birçok şarkının klibinde oynadı (The Strokes, The Black Keys, MGMT, The Weeknd). Instagram ve Facebook’ta binlerce hayranı tarafından takip edilen Camille, 2016 yılında ünlü Fransız yazar, eleştirmen ve film yönetmeni Frédéric Beigbeder’in yeni filminde de boy gösterecek.

Camille ROWE-POURCHERESSE, birçok sarışın kadınının ihtiyaçlarına ve isteklerine cevap veren, INOA’nın başarı hikâyesinde yeni bir adım olan amonyaksız boya INOA BLOND RESIST’in marka yüzü oldu.

Yeni High Resist Teknolojisi

Inoa Blond Resist’ı diğer boyalardan ayıran en önemli özellik içerisinde High Resist teknolojisinin bulunmasıdır. Klasik formülasyon 2 kısımdan oluşur. Boyanın baz kısmı beyazları kapatrken, bağlayıcı kısmı yansımayı sağlar. Yeni High Resist teknolojisiyle birlikte, High Resist bazı klasik baz ve bağlayıcı arasında birleştirici köprü görevini görür. High Resist bazı sayesinde saç rengi saça daha iyi tutunur ve dış etkenlere karşı uzun süre dayanır. High Resist molekülü, büyüklüğü ve üç boyutlu yapısıyla birlikte daha büyük renklendiriciler yaratır. Saçın kalbine işleyen saç boyası, şampuanlama sırasında diğer boyalarla karşılaştırıldığında saçtan daha az kopar ve büyük moleküller sayesinde de dış etkenlere daha çok dayanıklıdır.

Sarışın Renkler İçin Vazgeçilmez Olan Soğuk Yansımaları Kazandıracak 5 Renk

Sarışın renklerin en vazgeçilmezi olan 7.11, 8.21, 9.12 renkleri yeni High Resist teknolojisiyle yenilenerek kalıcılığı artıyor. Son trendlere uyum sağlayan 8.22 ve 9.22 renkleri de doğrudan High Resist teknolojisi ile lanse ediliyor. Bu 5 renkle birlikte solan sarılara veda edip; canlı, doğal ve akmayan sarılara merhaba deyin.

İşgücüne yatırım!

Rüştü Uzel Mesleki Lisesi Kuaförlük Programı yenileniyor.

Artistik Kuaförler Derneği’nin İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile imzaladığı protokol çerçevesinde sektörün geleceğine yönelik atılan adımlar büyüyerek devam ediyor.

Kuaförlük sektörünün en önemli ve acil ihtiyaçlarından biri olan nitelikli işgücünün karşılanması amacıyla yapılan çalışmalardan en önemlisi diyebileceğimiz modern derslik konusunda ilk adım atıldı.

Projesi Altıpatlar Mimarlık tarafından çizilen, demirbaşları Filiz Çelik tarafından karşılanan Rüştü Uzel Mesleki Teknik ve Anadolu Lisesi Kuaförlük programı atölyesi L’Oreal Professionnel tarafından baştan aşağıya yenileniyor.

Estetica Dergisi'nden özetler: İsminde güzellik var

Wella Professionals için isminde güzellikler barındıran bir şehir olan Gaziantep’te geniş katılımlı bir buluşma.

Wella Professionals tarafından Ankara ve Antalya’dan sonra Gaziantep’te İlkbahar-Yaz Koleksiyonları tanıtımları ile Magma ve EIMI ürünlerinin kullanımına ilişkin düzenlenen seminere ilgi yüksekti.

Adıyaman, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Malatya’dan seçkin salonların katılımlarının olduğu etkinlikte Vassago grubundan Metin Kaya, EIMI ürünleri ile iki farklı saçta uygulama gerçekleştirerek kendi salonlarındaki yaklaşımlardan örnekler sundu.

Wella Professionals teknik ekibinin Magma ile renk uygulamalarını canlı modeller üzerinde paylaştığı seminere Yıldırım Özdemir konuk kuaför olarak katıldı.

Haberin tamamını Estetica Dergisi Renk sayısında bulabilirsiniz.

Renklerin Dili

Aslında renkler bizlerle sürekli olarak bir iletişim halindedirler. İçerisinde bulunduğumuz ortamdan giydiğimiz kıyafete, izlediğimiz reklam filmlerinden kullandığımız arabaya; kısacası akla gelebilecek her alanda renklerin etkisi altındayız. Renklerin tüketici alışkanlıklarına etkisi bile bu noktada büyük önem taşıyor.

Örneğin, insanlar ferah ve rahat hissettiği bir ortamda daha fazla vakit geçirmek istiyorlar. Kuaför salonlarındaki dekorasyonun renk seçimi, kadınların salon ziyaretlerinin süresini arttırabiliyor. Renklerin algıda yarattığı etkilerle ilgili olarak yaptığımız çalışmada ufak tüyoları sizlerle paylaşıyoruz:

Beyaz: İyilik, saflık ve temizlik… İnsana güven duygusu aşılayan bir renktir. Saflık ve temizliği temsil eden gelinlikler gibi özel kıyafetlerde tercih edilmesinin yanı sıra hastane ve doktor üniformalarında da güven uyandırması açısından tercih edilir. Beyaz bir ortamda çok fazla kullanıldığında boğucu olabilirken, kullanımına bağlı olarak ferahlık ve rahatlık hissi de uyandırabilir.

Siyah: En gizemli renktir. Hatta o kadar gizemli bir renktir ki kendi içerisinde bile zıtlıklar barındırır. Bir yandan ölümü, kötülüğü temsil ederken diğer yandan gücü, zarafeti ve şıklığı temsil eder ve derinlik hissi uyandırır.

Kırmızı: Aşkı, tutkuyu ve duyguları temsil eder. Kırmızı enerjiktir ve renkler içerisinde algıda seçiciliği tetikleyen en çarpıcı renklerden biridir. Fakat bulunduğunuz ortamda çok yoğun kullanırsanız sinirli bir yapıya bürünmenize neden olabilir. Bu tip çok canlı renkler az ve öz olmalı, detaylarda kullanılmalıdır.

Sarı: Bu renk, tonlamaları ile ilgili olarak çok farklı anlamlar üstlenebilir: Koyu sarı; hastalığı, çürümeyi, kıskançlığı çağrıştırırken açık sarı; zekayı, tazeliği ve sevinci çağrıştırır. Özellikle indirim veya kampanyaların açık sarı ile yazılması insanlarda ucuz ve kaliteli algısı yaratır.

Yeşil: Doğanın sembolüdür. Huzurdur, barıştır, ferahlıktır. Ayrıca güvende hissetme duygusu ile açıkça bir bağı vardır. İnsanlar yeşil içerisinde mutlu, huzurlu ve güvende hisseder. Koyu yeşiller ise finansal öğeler ile insanın bağlantı kurmasını neden olur. Örneğin para, banka ve benzeri.

Mavi: Rengin ilk çağrıştırdığı doğal olarak deniz ve gökyüzüdür. Genellikle bu renk insanlarda; sağlık, huzur, dürüstlük gibi hisler uyandırır ve güven veren bir derinliğe sahiptir. Dingin insanların rengi genel olarak mavidir.

Mor: Mavinin dinginliği ve kırmızının enerjisi birleşimi gibidir. Gücü, asaleti, hırsı temsil eder. Açık mor; romantik ve nostaljik duyguları çağrıştırırken, koyu mor; daha kasvetli duygulara seslenir. Morun boğucu ve yorucu etkisinde kalmamak için yine ufak tefek ayrıntılarda mor kullanmak doğru tercih olacaktır.

Turuncu: Sarı ve kırmızının birleşimlerinden oluşan bu renk; enerjiyi, mutluluğu, yaratıcılığı temsil eder. Turuncu çarpıcı bir renk olmasının yanı sıra insanlara her zaman olumlu mesajlar verir ve mutluluk yayar.

Sizin renginiz hangisi?

Lüks Tüketim Analizleri

Bağımsız denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetlerinde bir dünya lideri olan EY’nin Lüks Tüketim ve Kozmetik Sektörü Finansalları Raporu’na göre, Lüks sektörünün geçtiğimiz yıllara kıyasla değerlendirmelerini sizlerle paylaşıyoruz.

EY’nin bu yıl 5.’sini açıkladığı Lüks Tüketim ve Kozmetik Sektörü Finansalları Raporu’na göre küresel kişisel lüks tüketim piyasasının değeri 2014 yılında yüzde 3 artış göstererek 224 milyar euro oldu. Küresel kozmetik piyasası ise yüzde 3,6’lık bir büyüme ile 181 milyar euroya ulaştı.

EY’nin bu yıl 5.’sini açıkladığı rapor; lüks tüketim ve kozmetik şirketlerinin kârlılığı ile ilgili önemli veriler içeriyor. Rapora göre faaliyet kârları satışlardaki yavaşlamadan net bir şekilde olumsuz etkilendi. Borsada işlem gören sektör şirketlerinin ortalama kârı 2013’e oranla %1 gerileme gösterdi. Öte yandan sektör genelinde 2017 itibariyle %4 ile %6 arasında bir yıllık büyüme kaydedileceği öngörülüyor.

Küresel kozmetik sektöründe uzun vadede pozitif bir seyir beklediklerini dile getiren EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Kıdemli Müdürü Deniz Turhan;  “Orta segment müşterilerinin yüksek kaliteli ve inovatif ürünlere olan talebi kozmetikte istikrarlı büyümeye öncülük edecek.” değerlendirmesini yaptı.

Küresel lüks tüketim sektörünün Türkiye’de 2014 ve 2015 yıllarında sabit bir büyüme yakaladığını vurgulayan Turhan, “Yeni lüks AVM ve mağaza açılışları ve lüks otel zincirlerinin pazara girişi İstanbul’u bir lüks tüketim merkezi haline getiriyor. Bu durum özellikle Orta Doğu’dan ekonomik gücü yüksek turistleri ülkemize çekiyor. Orta sınıfın genişlemesi, lüks AVM ve otel açılışları sayesinde 2016-2020 yılları arasında da Türkiye lüks tüketim pazarının büyüme trendini sürdüreceğini öngörüyoruz” diye konuştu.

Lüks tüketim ve kozmetik sektörüne yönelik küresel talebin turistik tüketimin desteğiyle halen yukarı yönlü bir trend izlediğinin belirtildiği raporda, para birimlerindeki dalgalanmalar ve yerel regülasyonların talebi olumsuz etkiliği değerlendirmesi yapılıyor. Doların güçlü seyrini korumasının etkisiyle ABD’lilerin lüks tüketim ürünlerine yönelik talebi 2015’te %6 yükseliş gösterirken, turistik tüketimin de dahil edildiği tabloda talep ülke genelinde %2 artış gösterdi. Euro’nun Avrupa Merkez Bankası parasal genişlemesi ile zayıf seyrettiği 2015’te, Avrupa’da lüks tüketim ürünlerine yönelik talep %1 yükseliş kaydetti. Turistik tüketimin dahil edildiği tabloda bölge genelinde talep artışı ise %4 olarak gerçekleşti. Raporda, euro’daki değer kaybının sektörü tüm bölgeler genelinde dengesiz bir fiyat yapısına sürüklediği ifade ediliyor. Euro ve dolar kurlarındaki yukarı yönlü hareketin 2015 yılında lüks tüketim sektöründe birim fiyatların artmasına neden olduğunu dile getiren Turhan, “Türkiye’deki lüks ürünlerin büyük çoğunluğunun ithal olması nedeniyle fiyatlar kur dalgalanmalarına bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Kur dalgalanmalarının yarattığı fiyat artışına rağmen, garantiler ve satış sonrası hizmetler nedeniyle yerel tüketicilerin de lüks ürünlerin büyük çoğunluğu Türkiye’den almayı tercih ettiği görülüyor” dedi.

Güncel sektör trendlerinin yer aldığı EY raporunda online lüks tüketim piyasasının son 11 yılda 20 kat büyüme gösterdiği ve 2014’te total satışların %5’ini oluşturduğu belirtiliyor. 2013’te bu oran %4,5 seviyesindeydi. Perakendecilerin online satışlarda halen en iyi performans gösteren oyuncular olduğunun vurgulandığı raporda, bireysel markaların online satıştaki yükselişine dikkat çekiliyor.

Lüks tüketimin hızını kesmeyeceği öngörülen ülkemizde kuaför salonlarının stratejilerini bu paralelde yapmaları, bu pazardan pay almaları açısından önem taşıyor. Nitekim tüketici lüks ürün ve hizmetleri tercih ediyor…

Estetica Dergisi'nden özetler: Büyülü Gelin Topuzları

İstanbul Schwarzkopf Akademi’de gerçekleşen ‘Büyülü Gelin Topuzları’ eğitimi, başlayan düğün sezonu için kuaförlere ilham verdi. Topuz eğitmeni Cem Ardıç  gerçekleştirilen Büyülü Gelin Topuzları eğitiminde, üç canlı manken üzerinde farklı farklı topuzlar tasarlayarak gelin saçı ve gelinlik trendlerini paylaştı. Ayrıca cansız mankenler üzerinde de gösterdiği örnek şekillendirme ve topuzlarla ortalama yirmi topuzu ve bu topuzların tekniklerini katılımcılara sundu.

Kuaförlerle, hem zaman kazandıran teknikleri hem de bu senenin trendlerini paylaşan Cem Ardıç, Schwarzkopf Akademi’de kuaförleri pratik topuzlara yönlendirerek profesyonelliklerine farklı bir perspektif kattı. Gün sonunda yeni modeller ve trendler üzerine bilgi sahibi olan kuaförler, ayrıca edindikleri pratik saç tasarımları ile gelin saçları hakkında yeni birikimlerle salonlarına döndüler.

Yazının tamamına Estetica Dergisi Renk sayısından ulaşabilirsiniz.

Renklendirmede Brushlight

Brushlight servisi; saçın zemin rengine göre saçı birkaç ton açarak, saça kökten uca renk geçişleriyle doğal bir yansıma veriyor. Bu servis için özel olarak üretilen fırça sayesinde serviste bir standart oluşturuluyor ve her defasında müşterilerin aynı sonuca ulaşması bu teknik yardımı ile sağlanıyor. Brushlight’ın mucidi Ahmet Çoban ile Brushlight’ın gelişimi ve uygulaması hakkında konuştuk:

Estetica: Brushlight servisi nasıl doğdu?

Ahmet Çoban: Bizim renklendirme mantığımızda her zaman natürel renkler oldu. Natürel renk geçişlerini uygulamayı en çok sevdiğim kitle; saçına ilk defa renklendirme yapmak isteyen tecrübesiz, kendini çok anlatamayan müşteri kitlesiydi. Çünkü onların genelde hep pişmanlıkları olur. Örneğin; yaptırmak istediği işlemin adını bilmeden ‘‘röfle’’ der, kuaför ona röfle yapar ve kadın mutsuz olur. Çünkü aslında anlatmak istediği şey röfle değil ve yanlış anlattığı için yanlış sonuçlarla karşılaşıyor. Ben özellikle bununla alakalı sürece müdahale etmek istedim. Natürel saçlara, tekrar gerektirmeyen, uygulamadan sonra en az altı ay bir sene dayanıklı olan işlemler geliştirmek için baya çaba sarf ettim. Brushlight buradan doğdu.

Estetica: Brushlight’ın şu anki evreye gelene kadar geçirdiği süreçler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Ahmet Çoban: Wella’nın 85 yılında ürettiği bir setin içerisinde, Brushlight işlemi için kullandığımız fırçanın benzeri formda bir fırça vardı. Sektörde zaman zaman yer almış, zaman zaman yok olmuş bir fırçaydı. Bu evde kullanılmak üzere üretilen üründen ilham alıp, bunu profesyonel kullanım materyali haline getirdim. İnsanlar dünyada olmayan bir şeyi yaptığın zaman icat sayıyor ama esinlenmeyi icat olarak görmüyor. Brushlight bir esinlenmedir. Ben önyargıya yer vermemek için özellikle bu ayrıntıya girdim. Profesyonel anlamda kullanılmayan bu fırçayı yeniden yorumladım. Defalarca teknik çizimlerini ve üç boyutlu demosunu yaptırdım. Yeni bir şey üretmek istediğinde; üretim için öncelikle bir kalıp parası ödenir ve sonrasında en az sekiz bin tane üretilir. Brushlight için bir kalıp parası verip, üretime soktum. Elde edilen fırça en az on kullanımlık bir fırça oldu. Şu an bu fırçanın satışını biz yapıyoruz ve dünyanın farklı yerlerine zaman zaman gönderdiğimiz oluyor. Başlangıçta birçok meslektaşım tarafından gereksiz olarak algılandı ama ben Brushlight adı altında bir servis geliştirdim ve bu servis bir teknik alt yapıya sahip. Ayrıca servisin finansal bir getirisi var ve bunun ötesinde garantili bir mutluluk süreci var.

Benim salonumda Brushlight adı altında bir servis var ve Brushlight servisi diğer servislerden farklı olarak; teknik alt yapısı herkesin uygulayabileceği seviyede, basit ve uygulamada kullanmış olduğumuz malzeme minimum maliyette bir malzeme. Eskiden yüksek işçiliği olan servisler değerliydi. Burada işçilik basit, malzeme az ama sonucu çok değerli ve bu da bizim işimizin değerli olduğunu vurgulayan bir nokta aslında.

Yazının tamamını okumak için Estetica Dergisi Renk sayısına göz atabilirsiniz.