Ana Sayfa Blog Sayfa 332

Beyazın zerafetini salonunuzda hissedin

0

Beyazın zerafetini salonunuzda hissedin

Yıllardır sürekli yeniliklerin takipçisi olan Avustralya'da bulunan Marie Unali'nin salonu Salon Kiin, aynı zamanda geleneklerinden ve değerlerinden vazgeçmeyen bir salon. 

Salon Kiin dekorasyonda beyaz mobilyalar ve mermer zemini buluşturarak İskandinav estetiğini yakalamış…

Salonda yeşile yer veren bir dekorasyon çizgisi olan Salon Kiin aynı zamanda çevre dostu…

hairist.com.tr’nin resmi

 mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

GIORGIO ARMANI 2016-17 SONBAHAR/KIŞ KADIN KOLEKSİYONU

0

GIORGIO ARMANI 2016-17 SONBAHAR/KIŞ KADIN KOLEKSİYONU

Giorgio Armani 2016-17 Sonbahar/Kış Kadın Koleksiyonunda, vazgeçilmez klasikler; siyah ve kadifenin izini sürüyor. Pantolon, ceket, elbise gibi koleksiyonun her tasarımına hayat veren kadife, kadınlara sofistike ve ihtişamlı bir görünümün anahtarını sunuyor.

Koleksiyonda siyah, füme ve bej renkli pantolon-ceket takımlarına alternatif olarak, pötikareli takımlar sunuluyor. Kumaşlarda göze çarpan fırça darbeleri, renk sıçramaları ve stilize edilmiş çiçekler ile tasarımlar, bohem ve sanatsal bir hava kazanıyor. Özellikle şifon, uzun, uçuş uçuş elbiseler bohem tarzın en büyük temsilcisi olarak yaz aylarının yanı sıra bu kış, gardıroplara hareket getiriyor kadınlara elegan bir hava katıyor.

Son zamanlarda popülaritesi gittikçe artan bağcıklı spor ayakkabılar koleksiyonun vazgeçilmezleri arasında yer alırken, çanta ve ayakkabılarda da görülen fırça darbeleri ve renk sıçramaları en sade kombinlere bile hareket katıyor.

Koleksiyon genelinde Giorgio Armani, gerçekliğe hayalperest ve duygusal bir bakış açısıyla yaklaşarak klasik stili bir adım öteye taşıyor.

hairist.com.tr’nin 

 mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

İlham veren yeni nesil örgüler

0

İlham veren yeni nesil örgüler

Bu yaz iki yeni nesil örgüyle tanışıyoruz. Biri Kim Kardashian’ın piercing’li punk örgülerinden, diğeri Cara Delevingne ve Suki Waterhouse’un çift renkli ikiz örgüleri…

Kim Kardashian’ın kendi feminen stilinde yorumladığı örgüler, Christina Aguilera’nın lila saçlarında ise neredeyse piercing’i romantize edecek naiflikte karşımıza çıkarkan Pretty Little Liars yıldızı Shay Mitchell ise asi örgülerin hakkını veriyor. 

Gökkuşağı renkleri şimdi örgülerde hayat buluyor. İkiz, düz, Afrikan gibi farklı örgü stillerinde kendini gösteren renkli saçlar, yazın en eğlenceli güzellik trendine sahne oluyor. Khloe Kardashianve Imaam Hammam bu yeni güzellik trendiyle saçlarındaki ikinci rengi avantaja çevirirken, Cara Delevingne ve Suki Waterhouse festival stillerini tamamlamak için bu örgülere günü birlik başvuruyor. 

Sizde yeni nesil örgülerden ilham alarak müşterilerinize farklı model alternatifleri sunabilirsiniz…

hairist.com.tr’nin resmi

 mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

İz bırakanlar: Grace Kelly

0

İz bırakanlar: Grace Kelly

Yıllarca birçok tasarımcının ilham kaynağı olan ve zerafetiyle büyüleyen Grace Kelly, yumuşak bukleli, altın sarısı saçlarıyla hiçbir zaman unutulmayacak bir efsane!

Pek çok filmde rol alan Kelly "The Country Girl" filmi ile En iyi Kadın Oyuncu Oscarı'nı elde etmiştir. Kelly daha sonra Monako Prensi III. Rainier ile evlenerek Monaco Prensesi unvanını almıştır.

Kelly 14 Eylül 1982 tarihinde geçirdiği talihsiz bir trafik kazası sonucu 52 yaşında ölmüştür. 

 

hairist.com.tr’nin resmi

 mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

 

Bilmek yetmez, sürekli öğrenmek gerekir

0

Bilmek yetmez, sürekli öğrenmek gerekir

İşimizde verimli olmak istiyorsak, hayata tutunmak istiyorsak kendimizi sürekli yenilemek zorundayız. Meraklı olmak, yeni bilgiler edinmek, yeni yetkinlikler kazanıp bunları hayatımıza sokmak zorundayız. Aksi takdirde sadece bildiklerimizin geçersiz kaldığını değil, aynı zamanda da  değişen hayatın bizden kopup uzaklaşmasını seyretmek gibi bir üzüntüyü yaşamakla karşı karşıya kalabiliriz.

Sürekli öğrenmeye ve kendini geliştirmeye en çok da kuaförlerin ihtiyaç duyması gerekir. Çünkü güzellik ve moda sektörü her an kendini yenilemekte ve gelişmektedir. Bu gelişmelere ayak uydurmak için sosyal medyayı ve interneti iyi bir şekilde kullanmanın yanında, yerli ve yabancı dergi ve yayınları düzenli olarak takip etmemiz gerekmektedir. Bu şekilde bilgilerimizi sürekli güncellemiş olacak ve müşterilerimize daha iyi bir hizmet sunabileceksiniz.

Değişimi kucaklayıp insanın kendisini buna uydurması, sadece orta yaşa gelmiş olanlar için değil, herkes için bir zorunluluk. Bugünün gençleri kendilerini orta yaşlılara göre daha şanslı görseler de onları bekleyen değişim de hız kesmeyecek; çünkü yeni dünya düzeni henüz tam anlamıyla yerli yerine oturmadı. Değişimin hız kesmesine daha çok zaman var, dolayısıyla bundan otuz sene sonra, bugünün gençleri de dünyanın “fazla” hızlı değiştiğinden yakınacak. Onlar da yeni bilgiler, yeni yetkinlikler edinmek zorunda kalacak. Kendilerini yenilemek onlara “zorunlu” olacak. Hepimiz sürekli yeni bir şeyler öğrenmeyi “yaşam biçimine” dönüştürmek mecburiyetindeyiz.  Yeni dünyada başarının yolu çok şey “bilmek” değil “hayat boyu öğrenmeyi bir zevk haline getirmekten” geçiyor.

Öğrenmenin bir zevk ve iş yapma biçimi hatta yaşam tarzına dönüştüğü ortamlarda insanlar, tıpkı bitkilerin uygun toprak ve iklimde yeşermesi gibi hayata sarılır; gelişir ve büyürler. Öğrenmenin desteklendiği ortamlarda insanlar hayat boyu canlı ve enerjik kalırlar.

Değişen dünyaya ayak uydurmak için sürekli öğrenmek, kendimizi yeniden yaratmak zorundayız.

Kaynak: www.temelaksoy.com

hairist.com.tr’nin resmi

 mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

18. yüzyıl Fransa’sından esinlenen bir salon

0

18. yüzyıl Fransa'sından esinlenen bir salon

Londra'da bulunan Taylor Taylor adlı kuaför salonunun görkemli ve şık dekorasyonu 18. yüzyıl Fransa'sından izler taşıyor…

Büyük pencereleri, altın ve pirinç oymalı ahşap mobilyaları ile sizi adeta tarihin derinliklerine götürüyor.

Salon altın renklerdeki döşemeleriyle saç yıkama odası, çay salonu ve okuma köşesinden oluşuyor ve salonu süslü barok dönemine ait tablolar süslüyor… 

Yeni bir dekorasyon arayışına giren kuaför salonlarının ilham alacağı bir dekorasyon örneği…

Unutmayın salon dekorasyonunuz sizin de tarzınızı yansıtır…

hairist.com.tr’nin resmi

 mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

 

Dengeli bir hayat yaşamak mümkün mü?

0

Dengeli bir hayat yaşamak mümkün mü?

Son günlerde ailenize yeterli ve kaliteli zaman ayırdınız mı? Son dönemde arkadaşlarınızla birlikte güzel zaman geçirebildiniz mi? Yeterince uyuyup, iyi besleniyor musunuz? Spor yapabiliyor musunuz? Son zamanlarda hiç tanımadığınız insanların iyiliği için herhangi bir şey yaptınız mı? Eğer bütün bu sorulara “evet” cevabı veriyorsanız, gerçekten hayatını dengelemeyi başaran az sayıda insandan birisiniz demektir.

Cep telefonları hayatımıza girmeden önce, Cuma günü işten çıkan bir çalışana ulaşmak isteyenler, ona en erken Pazartesi sabahı ulaşabilirlerdi. O yıllarda çalışanlar, “eve iş getirmedikleri” taktirde, iş eve gelmezdi. Kıdemli büyükler gençlere, işten çıktıktan sonra, “fişi çekmelerini”, kafalarını boşaltmalarını tavsiye ederlerdi. O zamanlar iş ve özel hayat birbirlerine değmeyen iki dünyaydı. Terazinin iki kefesini dengelemek gibi, herkes bu iki dünyayı dengelemekten bahsederdi. Bugün artık birbirinden ayrı iki dünya kalmadı. Hepimiz işle özel hayatın iç içe geçtiği tek bir hayat yaşıyoruz. Kiminin hayatında çok iş var, kimininkinde daha az. Ama hayatında en az iş olan insanın bile özel hayatıyla iş hayatı birbirine karışmış durumda. Herkesin kendine göre bir “karışımı” var: bazıların karışımı koyu, bazılarınınki açık. Akıllı telefonların ve tabletlerin, cebimizde, çantamızda, başucumuzda olduğu bir dünyada, hayatın dengesini kurmak, eskiye kıyasla çok zor.

İş hayatı özel hayat dengesini kurmak için işbirlikleri yapmak gerekir. Türkiye’de çocuk sahibi olan genç anne babalar, anneanne ve babaanneler başta olmak üzere aile büyüklerinden ve akrabalardan destek alırlar. Yakın akrabalardan ya da parayla tutulan yardımcılardan alınan destekler, çalışan insanların dengeli bir hayat yaşamalarını kolaylaştırır. İşbirliği yapmasını bilmek, dengeli bir hayat yaşamayı kolaylaştırır.

Ama diğer taraftan bazı işler, insanın özel hayatını neredeyse yok edecek kadar talepkar olabilir. Kuaförlük te bu mesleklerden biridir. Yoğun ve yorucu çalışma saatlerinden dolayı kuaförler çoğunlukla kendilerine, arkadaşlarına ve ailelerine zaman ayıramamaktan yakınırlar. Nigel Marsh’ın dediği gibi, bazı işleri yaparken, iş-özel hayat dengesini kurmak mümkün değildir maalesef. Bazı işler, insanın bütün hayatını kaplar; başka bir şeye zaman kalmaz.

Her insan, kendine yaptığı başarı tanımına göre, şu ya da bu şekilde bir “denge” kurar. Bazıları Pazar günü birkaç saat ailesiyle birlikte olmaktan tatmin olurken, bazıları için dengeli bir hayat, iş sonrası her akşam evde eşi ve çocuklarıyla uzun saatler kaliteli zaman geçirmektir. Bazıları, işlerini bahane ederek evden uzaklaşmayı tercih ederken, bazıları evlerinde zaman geçirmekten mutlu olurlar. İş hayatı-özel hayat dengesi, mutlak bir kavram değildir; herkesin kendine göre bir denge anlayışı vardır.

Ama nasıl tanımlarsa tanımlasın, insanın dengeli bir hayat yaşaması için emekli olmayı beklemesi yazık olur. İnsan eğer bir denge kuracaksa, bu dengeyi ununu eleyip, eleğini astıktan sonra değil, henüz vakit varken kurması gerekir. İnsanın emekli olduğunda, çocuklar evden gittikten sonra, hiç arkadaşı kalmamışken, hiç hobisi olmamışken, kendine zaman ayırmaya başlamasının da hiç bir anlamı yoktur.

Dengeli bir hayat yaşamak, insanın sadece sevdiklerine, hobilerine ve tatile zaman ayırması değildir. Dengeli bir hayat yaşamak bundan daha geniş bir kavramdır. Dengeli bir hayat demek, iş, aile, hobiler, çevre ve toplumla anlamlı ilişkiler kurmayı başarmak demektir. Denge, insanın düşünsel, duygusal, sosyal ve manevi alanlarda bir uyum elde edebilmesidir. Kendine yeteri kadar boş zaman ayıran ama maalesef bendensel, ruhsal ve sosyal olarak hiç dengede olmayan insanlar vardır. Dengede olabilmek için, insanın bütün bu alanlarda tatminkar ilişkiler kurması gerekir.

Herkes dengeli bir hayat yaşamak gerektiğini söylese de, dengeli bir hayat yaşamak gerçekten çok zor. Bir alanda uzmanlaşmak ama aynı zamanda farklı alanlarda bilgi sahibi olmak, kendini geliştirmek, eş ve çocuklarla kaliteli zaman geçirmek, iyi uyumak, iyi beslenmek, spor yapmak, dinlenmek, tek başına kalacak zaman bulabilmek, hobilerle uğraşmak, arkadaşlara ve akrabalara zaman ayırmak, mümkünse toplum için faydalı işler yapmak… Bunların hepsini hakkıyla yapmak hiç de kolay değil. .

Bugün kiminle konuşursanız konuşun, şu ya da bu şekilde bu listedekilerden birkaçını hakkıyla yapamadığından yakınır. Hayat o kadar hızlı ve o kadar çok boyutlu ki, bütün bunların hepsine yetişmek için gerçekten yüksek düzeyde bir farkındalık, ne istediğini bilmek, seçici olmak ve zamanı etkin kullanma konusunda kararlı olmak gerekir.

Böyle bir hayat dengesi yakalamak elbette çok zordur ama hepimizin hedefi böyle bir dengeye ulaşmak olmalıdır.

Hayat ancak bunu başardığımızda yaşamaya değer olur.

Kaynak: www.temelaksoy.com

hairist.com.tr’nin resmi

 mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

 

 

Mutluluğun avantajı

0

Mutluluğun avantajı

Çoğu insan mutlu olmak için hayatta başarılması gereken  önemli bazı konular olduğuna inanır. Meslek sahibi olmak, para kazanmak, aşkı bulmak, iyi ve uzun bir evlilik sürdürmek gibi önemli konularda başarılı olmanın mutluluk getireceğine inanır. Oysa bunların hiç biri doğru değildir. Maalesef hepimiz, mutluluğun kazanılması gereken bir ödül olduğu düşüncesiyle büyütüldük. Parayı, başarıyı, aşkı bulan insan mutlu olur zannettik. Mutluluğun insanın kendi elinde olan bir tercih değil, başarı sonrası kazanılan bir ödül  olduğunu belledik.

Harvard Üniversitesi’nden Shawn Achor,’a göre, hayatta başarılı olmak için önce iyimser ve mutlu bir zihin yapısına sahip olmak gerekiyor. Genel kural olarak mutlu olanlar başarılı oluyor. Bize öğretilen “çalış, başar, mutlu ol” formülünün ise geçerli olmadığını, tersine mutluluk konusunda bir yanılgı yarattığını söylüyor. Achor’un bulgularına göre hayatta elde ettiğimiz başarıların yüzde 75’i,  “zihinsel durumumuza” göre, yani iyimserlik seviyemiz ve stresi nasıl yönettiğimize göre belirlenir. Olumlu bir zihinsel yapısı olan insanlar, mutlu ve başarılı olurlar. Beyin olumu duygu ve düşüncelerle dolu olduğunda, dopamin üretir. Dopamin ise insanın zekasını ve yaratıcılığı yükseltir. Dopamin salgılayan beyin daha hızlı kavrayıp daha iyi öğrenir. Olumlu zihin yapısı ve mutlu bir ruh hali, beynin performansını artırır ve insanı başarılı kılar. Achor buna “mutluluk avantajı” adını veriyor.

Achor’un yaptığı araştırmalara göre insanların mutluluklarını artırmaları kendi ellerinde. Çok basit olumlu bazı alışkanlıklar edinerek herkes daha mutlu olabilir. Bir insan eğer her gün, şükran duyduğu üç şeyi bir yere yazarsa,  çevresindeki birine olumlu bir mesaj verirse, kısa da olsa meditasyon ve biraz egzersiz yaparsa mutluluk seviyesini önemli ölçüde artırabilir.

Olumlu bir zihin yapısına sahip insanlar hayatın her alanında daha yüksek performans gösterirler. Herhangi bir konuya olumlu bakmak, daha işin başından insanı başarıya yaklaştırır. Mutlu insanlar hayatlarının her alanında daha başarılı olurlar. Başarısızlığa uğradıklarında bile yaşadıklarından ders çıkarıp, yeniden yola koyulurlar.

Olumsuz duygular ise beyinde tehditleri algılayan amigdalayı harekete geçirir ve sorunlara çözüm getirmekten sorumlu olan prefrontal bölgeden enerji çalar. Stres, insan beyninin performansını düşürür, beynin çalışmasına engel olur.

Öfke, nefret, endişe, korku gibi olumsuz duyguları beslemek yerine onları zihnimizden atmak için çaba göstermeliyiz. Bardağın boş tarafını görüp, bir işin neden olmayacağına yoğunlaşmak; zorlukları, engelleri, tehlikeleri, olumsuzlukları öne çıkarmak kimseye  bir yarar sağlamaz. Bunun tam tersi bardağın yarısı boş bile olsa, boşlukları nasıl dolduracağına, engelleri nasıl aşacağına  odaklananlar, önünde sonunda bir yol bulur ve başarırlar.

Mutluluk başarıyı getirir.

Peki siz bu avantajdan ne kadar yararlanıyorsunuz?

kaynak: www.temelaksoy.com

hairist.com.tr’nin resmi

 mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

İz bırakanlar: Amy Winehouse

0

İz bırakanlar: Amy Winehouse

Kendine has saç ve kıyafet stiliyle birçok modacının ilham kaynağı olan Amy Winehouse, tarzıyla ve yaptığı müzik ile büyük bir hayran kitlesi oluşturdu. Genç yaşına rağmen profesyonel müzik kariyerinin basamaklarını oldukça hızla çıkan Winehouse, 2011 yılında aramızdan ayrıldı.

Winehouse'un 'Beehive' olarak bilinen saç stili, uzun saçın kovan biçiminde toplanmasıyla ortaya çıkıyor. Bu saç modeli ilk olarak Audrey Hepburn, ardından da Amy Winehouse ile popüler oldu.

hairist.com.tr’nin resmi

 mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

 

Güçlü olmak mı cana yakın olmak mı?

0

Güçlü olmak mı cana yakın olmak mı ?

Bir insanın ilk kez karşılaştığı insanlara bile güven duygusu vermesinin altındaki neden nedir? Neden bazı insanlar, hiç tanımadıkları bir çevreye girdiklerinde bile herkesin dikkatini çekerler? Bu insanların kendilerine has, “özgül ağırlıkları” nereden kaynaklanır?

Biz, ilk kez gördüğümüz insanlar hakkında karar verirken, onların ne kadar güçlü olduklarına ve bu gücü nasıl kullanacaklarına (niyetlerine); ikinci olarak da bu insanların cana yakın olup olmadıklarına bakarız. Bu iki boyut, bizim insanlar hakkındaki yargımızı belirler.

Bir konuda kabiliyeti, becerisi olan insanlar bizi etkiler. Bir insanın bilgi ve deneyim sonucu elde etmiş olduğu beceri, bizde saygı uyandırır. İşinin ehli olan bir doktora, konusunu çok iyi bilen bir avukata, çok yüksek performans gösteren bir sanatçıya veya sporcuya saygı duyarız.İnsanın gücü ve niyetinin yanı sıra, o insanın ne kadar cana yakın, içten bir insan olduğu da önemlidir.  Bir insan karşısındakini ne kadar anlıyor (empati), ona ne kadar içten davranıyorsa, o insan o kadar sıcak bir insan olarak değerlendirilir. Kuaför salonumuza gelen müşterimizi samimi ve içten bir şekilde karşılamamız onda olumlu etkiler bırakacaktır.

Peki, bir insanın güçlü olması mı yoksa cana yakın olması mı daha etkili ve ikna edicidir? İnsanlar güçlü insanların mı yoksa cana yakın insanların mı peşinden giderler?

Harvard Üniversitesi sosyal psikologlarındaAmy CuddyMatthew Kohut ve John Neffinger, bir insan ne kadar yetkili, becerili ve güçlü olursa olsun, bu özelliklerinin insanları ikna etmeye yetmeyeceğini söylerler. İnsanlar, liderlerin hem güçlü hem de sıcak bir kişiliğe sahip olmalarını beklerler. Hem güçlü hem de sıcak olmak, insanlar üzerinde sihirli bir etki yaratır. Kendini olduğundan farklı göstermeye çalışmadan, kendini varlığıyla ortaya koyan bir insan kabalaşmadan, güvenle düşüncelerini ve itirazlarını ortaya koyar; eleştirileri cevaplar, hata yaparsa telafi eder. Liderler, insanları varlıklarıyla ve kendilerini ifade etme biçimleriyle ikna edip, harekete geçirirler. Salon yönetiminde de bu durum böyledir. Çalışma arkadaşlarımızla ilişkilerimizde sıcak ve samimi olmak bizi insan ilişkilerinde bir adım öne taşıyacaktır. İnsanın bütün benliğiyle kendini ortaya koyması, hem kolay hem de zordur. Kolaydır; çünkü en basit şey aslında insanın kendisi olması, açık yürekli, dürüst, iyi niyetli ilişkiler kurmasıdır. Sözünü dinletmek,  etkili olmak ve liderlik etmek isteyen herkesin,  “içtenlik-yetkinlik” dengesini oluşturması ve bunu doğru bir şekilde yansıtması gerekir. Eğer etkili olmak, insanlarla olumlu işbirlikleri kurmak ve birlikte değerli sonuçlar almak istiyorsak, işin esasının “olmak” ve “olduğun gibi görünmek” olduğunu bilmeliyiz.

İşinin ehli, sıcak ve içten insanların başaramayacağı hiç bir iş yoktur.

Konusunda yetkinliği olan, sahici bir insan, en etkili insandır.

 

hairist.com.tr’nin resmi

 mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228