Ana Sayfa Blog Sayfa 401

Wella Professionals 135. senesini kutluyor

0

Kuaförlüğün kalbine dokunan yaratıcı enerji 

Wella Professionals 135 yaşında!

2015 senesi Wella Professionals için kuruluşunun 135. yıldönümü olması nedeniyle büyük bir kilometretaşı niteliği taşıyor. 1880 itibarıyla salonlar ve kuaförlerle olan işortaklığını sürdüren Wella Professionals eğitime verdiği önem ve sektöre kazandırdığı yenilikçi ürünleri ile kuaförlük sektörüne değer katmaya ve saç modasına yön vermeye devam ediyor. 

İşte inovasyon ile geçen 135 sene…

Kuaförüme Mektup

0

Ya sen değişmelisin, ya da ben kuaförümü değiştirmeliyim

Güzellik benim için sadece görselllik açısından önemli değil. Güzellik benim için kendime bakmak, çevreme, yakınlarıma, dostlarıma ışıltı saçmak ve kendimi iyi hissetmek anlamına geliyor. Saçlarım güzelliğimi tamamlayan ve doğanın bana sunduğu en önemli özelliğim. Saçlarım ise kuaförüme emanet.

Saçlarımın bakımı, ışıltısı ve görüntüsü kuaförümün ellerinde hayat buluyor. Bu nedenle kuaförüme çok güveniyorum ve saçlarımı ona emanet ediyorum.

Yaşam çok hızlı akıp gidiyor.Pek çok yenilik her an karşımıza çıkıyor. Arkadaşlarımdan kuaförleri hakkında yorumlar duyuyorum. Gittikleri kuaför salonlarını ve kuaförlerini anlatıyorlar. Her ne kadar yıllardır gittiğim

kuaförümü ve çalışanlarını çok sevsem de onların anlattıklarından sonra kuaförü mü artık değiştirsem mi diye kendi kendime soruyorum. Kalbim buna izin vermiyor ve üzüleceğimi düşünüyorum. Ancak aklımda pek çok soru var ve mantığım kuaförümü değiştirmem gerektiğini söylüyor. Neden mi?

Arkadaşlarım gittikleri kuaför salonunun son derece modern ve temiz olduğunu anlatıyorlar. Tüm havluların tek kullanımlık havlu türünden olduğunu ya da temizlenmiş ve poşetten çıkan havluların ve saç fırçalarının kullandığını anlatıyorlar.

İçerideki müziğin rahatlatıcı ve dinlendirici bir müzik olduğundan bahsediyorlar. Halbuki benim kuaförümde aslında hiç hoşuma gitmeyen bir müzik dinlemek zorunda kalıyorum.

Beni en çok etkileyen ise kuaförlerinin sık sık eğitimlere gitmesi oldu. Ben de kuaförümün kendisini yenilemesini, yeni saç tekniklerini öğrenmesini ve bana bunları önermesini isterim. Yenilikleri kim sevmez ki? Uzman bir kuaför olduğun için saçlarımı sana emanet ettiğimi fark etmemiş olabilirsin….

Sevgili Kuaförüm, her geldiğimde benimle ilgilenmen tabii ki hoşuma gidiyor. Ama hoşuma gidecek başka şeylerin farkında olmadığını düşünüyorum ve özel hayatımla ilgili sorular sorman hiç de hoşuma gitmiyor. Moda hakkında konuşmanı, son moda saç modellerinden bahsetmeni ve bu yeni saç modellerini göstermeni o kadar çok isterim ki…

Haa bu arada hoşuma gitmeyen bir şey daha var. Onu da söylemeden edemeyeceğim: Yanında çalışanlara bağırman ve küçümsemen hiç ama hiç hoşuma gitmiyor. Onlar da senin gibi küçük yaşlarda çalışmaya başladılar.

Eminim ki, sen küçükken senin de hoşuna gitmiyordu ustanın sana hor davranması.

Senin salonuna o zaman neden geldiğimi mi soruyorsun? Evet, haklısın bu soruyu sormakta. Sana güveniyorum, oturduğum yere çok yakın bir salonun var ve alışkanlıklar kolay kolay bırakılmıyor. Ama bu senin salonuna gelmeye devam edeceğim anlamına gelmiyor. Bak biraz ilerde yeni bir salon daha açıldı. Son derece temiz, fiyat listesi asılı ve kendimi iyi hissedeceğimi düşündüğüm başka bir yeni salon. Üstelik fiyatlarının da bütçeme uygun olduğunu duydum. Bana indirimli fiyat uyguladığın için senden vazgeçmeyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun. Bana daha iyi hizmet verecek bir kuaföre üstelik biraz daha fazlasını ödemeye dünden razıyım. Sanırım bunu hiç farketmedin.

Bunları neden mi yazdım?

Çünkü ya sen değişmelisin ya da ben daha iyi hissetmek için kuaförümü değiştirmek zorundayım.

Salonumda hangi renkleri kullanmalıyım?

0

Renklerin insan psikolojisi üzerindeki etkisinden yola çıkarak salonunuzun dekorasyonunda hangi renkleri kullanabileceğinizi araştırdık.

Marsala

Dünyaca ünlü renk uzmanı Pantone tarafından 2015’de yılın rengi seçilen marsala, popülerliğini dekorasyonda da hissettiriyor. Pembe, fuşya ve morun karışımı olan renk, hayal gücünün ve yaratıcılığın gelişmesine katkıda bulunuyor. Salonunuzda tasarladığınız saçların bir yansıması olarak bu sene duvarlarınızı marsala rengine boyatabilirsiniz.

Mavi

Mavi rengin rahatlatıcı bir etkisi vardır ve çalışma odaları için oldukça uygun bir renktir. Saolnunuzda dingin bir atmosfer yaratmak istiyorsanız mavi rengi tercih edebilirsiniz.

Yeşil

Yeşil renk; yenilenmeyi, başarıyı, canlanmayı, bolluk ve bereketi temsil eder. Pozitif özelliği ile öne çıkan yeşil rengini salonunuzda kullanabilirsiniz. Salonunuzun duvarlarında yeşil rengini kullanmak istemezseniz, büyük bitkileri dekorasyonunuzun bir parçası haline getirebilirsiniz.

Siyah

Koyu ve gizemli bir renk olan siyah, gücü sembolize eder. Siyah renk,  dekorasyonunda genellikle depresif bir hal yarattığı için kullanılmaz. Ancak kullanacağınız küçük siyah objeler, mekanınıza sofistike bir hava katar.

Kırmızı

Kırmızı renk bulunduğu ortama anında enerji katar ve kişilere güven duygusu verir. Salonlarınızda güven ortamı yaratmanın çok büyük önem taşıdığını göz önünde bulundurursak, kırmızı objeler kullanmanızı tavsiye edebiliriz.  

Pembe

Feminen ve romantik bir renk olan pembe, masumluğu ve pozitif enerjiyi sembolize eder. Pembeyi salonlarınızda açık kahve tonlarıyla kullanabilirsiniz.

Sarı

Güneş ışığını hatırlatan sarı renk, enerji verir ve modumuzu yükseltir. Sinirli ve gergin biriyseniz, bulunduğunuz ortamlarda sarıyı kullanabilirsiniz.

Turuncu

Turuncu da kırmızı ve sarı gibi enerjik bir renktir. Pozitifliği, neşeli olma halini ve sosyalliği artırır. Müşterilerinizin ve ekip arkadaşlarınızın enerjisini yükseltmek için turuncu renginde objeler ya da tabloları salonlarınızda kullanabilirsiniz. 

Sorumluluk özel bir duygudur

0

Hepimiz sorumluyuz. Yaşadığımız topluma karşı sorumlulıklarımız bulunuyor.

İşte Lösam (Samsun Lösemili ve Kan Hastalıklı Çocuklar Derneği) için kuaför salonundan çıkan bir sosyal sorumluluk örneği olarak Samsun'dan Kuaför Meral.

Salonun girişinde özel bir alanda el işi çalışmaların sergilendiği masayı görünce merak edip soruyoruz.Meral hanım anlatıyor: " Türkiye'de çocuk kan hastalıklarına yönelik olarak hizmet veren üç hastaneden bir tanesi Samsun'da bulunuyor. Lösam aracılığı ile ihtiyaç sahibi çocukların ailelerine yardımcı olmaya çalışan bir derneğimiz bulunuyor. Ev kirası, yakıt-yiyecek desteği gibi yardımları bulunuyor. Bu amaçla dernek bünyesinde görevliyim ve üyeyim. Salonumu da bu amaçla gelir sağlamak amacıyla araç olarak kullanıyorum. Müşterilerim de bunu çok olumlu karşlıyor.

Yardım etmek doğamda var. Aynı zamanda kızım diyabet hastası ve bu hastaneyle bu nedenle bir  ilişkimiz de bulunuyor. Bu şekilde tanıma fırsatı buldum. Yeni yıl için yaptığımız bu el işi çalışmalardan elde edilen geliri derneğe bağışlıyoruz. Bu ürünler bir alışveriş merkezinde satışa sunularak satışı yapılacak. Ancak gelen müşterilerim ve ziyaretçiler şimdiden satın alıp katkı sağlıyor.

Yardım etmemin nedeni yok. Mutlu oluyorum. Yardım etmek güzel bir duygu. Hepimizin üzerine sorumluluklar düşüyor. Benim de sorumluluğum bu…"

Meral Kuaför'i duyarlılığı için tebrik ediyoruz. Darısı nice sosyal sorumluluk haberlerine…

(Sizin de sosyal sorumluk projelerinize yer vermekten mutluluk duyacağız. Lütfen bizimle paylaşın.

Haluk Feyzioğlu: Kuaförler psikolog değil ki…

0

Haluk Feyzioğlu

Sektörün önde gelen kuaförlerinin deneyimlerini genç nesil ile paylaşmalarına olanak sağlayan konuk bölümümüzde Hande Haluk Kuaför’den Haluk Feyzioğlu ile sohbet ettik.

Hairist Online: Kuaförlüğe nasıl başladınız?

Haluk Feyzioğlu: 1976 yılında Divan Otel’de mesleğe başladım. Muammer Yaprakgül ve Demir Çalışkan’ın yanında üç sene çalıştıktan sonra MM Bahçecik’te çırak olarak çalışmaya başladım. Metin Bahçecik kalfamdı. 1979’dan 1989’a kadar Metin Bey ile beraber çalıştık. Bugün salonlarımın her noktasında onların izlerini görebiliyorum ve iyi ki hayatıma girmişler diyorum.

Hairist Online: O zamanlar usta çırak ilişkisi nasıldı?

Haluk Feyzioğlu: Usta ve çırak arasında çok özel bir bağ vardı. Sadece mesleği değil, eğriyi, doğruyu, oturmayı, kalkmayı, tavrı, tarzı ve her şeyi ustalarımdan öğrendim. Eskiden aileler çocuklarını, “Eti senin kemiği benim.” diyerek, salonlara emanet ediyorlardı. Günümüzde değişen neslin davranış biçimleri ile birlikte bu kültür ve anlayış da değişti. Gençlere bir şeyler anlatmak için çok daha farklı açılardan yaklaşmak gerekiyor. Bugün genç nesil daha ne istediğini bilen bir profil sergiliyor. Biz soru sormayı bilemezdik. Soru sormak ayıptı. Bilgiyi almak zordu ama iyi ki o günleri yaşamışız ve bugünleri görebiliyoruz. Bugün gençlerin daha da ileriye gidebileceklerini ve bakış açılarının çok geniş olduğunu görüyorum.

Hairist Online: Geçmişten günümüze müşteri beklentileri ne yönde değişti?

Haluk Feyzioğlu: Mesleğe ilk başladığım zamanlarda Divan Oteli’nde gece 23:00’e kadar salondan çıkmazdık. Bülent Ersoy, Muazzez Abacı gibi solistlerin saçları taranırdı. O zamanlar gazino kültürü vardı. Geçmişe göre müşteri beklentileri de çok değişti. Eskiden sofistike saçlar tercih ediliyorken şimdi sade minimal pratik saçlar tercih ediliyor. 70’lerde topuz taranırken sanat yapılırdı şimdi ise dağınık topuzlar trend oldu. Bugünün şartları bunu kaldırıyor. Ustalarımızın yaptığı saçları bugün salonlarda taradığınızda çok klasik kalıyorsunuz. Müşteri kendisini çok yaşlı hissediyor. Topuz bambaşka bir ağırlık, bambaşka bir güzelliktir. Eskiden kadın topuzu abiye kıyafet ile kullanırdı. Bugün kadınlar kot pantolon ile kendine şıklık kazandırabilecek topuzlar kullanmaya başladılar.

Hairist Online: Sektörü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Haluk Feyzioğlu: Salon sahibi kuaförlerin bir araya gelip, paylaşması gereken pek çok nokta var. Sektörde eleman bulma sıkıntısı yaşanıyor. 3-5 personel çarkı döndürüyor. Dijital çağ ile birlikte gençler bilgiye kolay erişebilme imkânına sahip. Yeni saç stillerini, güzellik sektöründeki ilerlemeleri daha kolay takip edebiliyorlar. İş o kadar basitleşti ki, bu kadar basit olunca da herkesin yapabileceği bir iş haline geldi. Günümüzde permanın nasıl yapıldığını bilen çok kuaför yok. Perma eskiden sadece dalgalandırmak için değil, saçın hacim alması istenen noktaya göre yapılırdı. Brezilya düzleştiriciler gibi saçın doğasını bozduğumuz birçok teknoloji gelişti.

Hairist Online: Salonunuzda Meslek Okulları’ndan ya da Saç Tasarımı ve Güzellik Hizmetleri bölümünden öğrenciler çalıştırmayı tercih ediyorsunuz?

Haluk Feyzioğlu: Meslek Liseleri’nden mezun olanlarla çalışmak güzel. Onları yakalarsanız, kendinizi şanslı görüyorsunuz. Çünkü okulda aldıkları temel eğitimi salonda uyguluyorlar. Boyanın oksidan değerini veya saçın yapısını bilmeleri bize fayda sağlıyor.

Hairist Online: Salon içi eğitim konusunda ne düşünüyorsunuz?

Haluk Feyzioğlu: Salon içi eğitime çok önem veriyorum. Bir personelin eksik bir noktasını görüyorsam, hemen karşıma alıp konuşuyorum ve çözüm üretmek için ihtiyacı olan eğitime yönlendiriyorum.

Hairist Online: Müşterilerle iletişim?

Haluk Feyzioğlu: Müşteriye karşı mesafeli durmak ve saygılı olmak gerekiyor. Kuaförler müşterilerine arkadaşları gibi davranmamalı. Ben 1976 yılından beri bu işi yapıyorum. Cep telefonumda ne bir müşterimin cep numarası kaydını ne de salonuma gelen bir müşterim ile yakın temasa geçtiğimi görebilirsiniz. Hiçbir kadın manava ya da kasaba gittiği zaman yakınlık kurmuyor. Meslekte bu mesafeyi ve saygınlığı yitirdiğimizi görüyorum.

Hairist Online: Müşteriler salonda size sorunlarını anlatmaya başladığı zaman nasıl davranıyorsunuz?

Haluk Feyzioğlu: Biz genelde dinleyen taraf oluyoruz. Çünkü müşteri o an içini boşaltmak istiyor. Sizin söyleyeceğiniz bir şeyi farklı algılayıp yanlış yönlenebilir. Kuaförler psikolog değil ki… Bunlar bizim sorumluluğumuzu aşan şeyler. Müşteri bize özelini anlatıyorsa, dinleyip, konuyu orada kapatmamız gerekiyor.

Hairist Online: Dünyada takip ettiğiniz kuaförlük markaları arasında kim var?

Haluk Feyzioğlu: Dessange, Aldo Coppola, Toni&Guy, Vidal Sassoon… Türk kuaförleri bizim salonlarda kestiğimiz saçlardan çok daha farklı tarzları olan Toni&Guy gibi markaları daha çok takip ediyorlar. Ben İngiliz kadınının yüz hatlarının çok sert olduğunu düşünüyorum. Fransız kadınları daha çok Türk kadınına benziyor. Dessange Akademi’yi yakından takip ediyorum. Dünyayı takip eden Toni&Guy çizgisi Türk kadınına hitap etmeyebiliyor.

Hairist Online: Salon tasarımının müşterinin algısı konusunda nasıl bir etkisi var?

Haluk Feyzioğlu: Günümüzde müşterilerin beklentileri çok değişti. Müşteriler salonda kendilerini evindeymiş gibi hissetmek istiyor. Zorlu Center’da bulunan salonumuzda, bu beklentileri karşılayacak tasarımlara önem veriyoruz. Ulus’taki salonda alışılagelmiş bir kuaför salonu yapısı var ve salonun tasarımını, kuaförlerin rahat çalışabilmesini çok seviyorum. Zorlu Center’daki salonda daha farklı bir tasarım var, daha farklı bir sıcaklık var. Bir dahaki salonda iki konsepti birleştirerek bir salon tasarlayabiliriz.

Hairist Online: HAIRiST Etkinliği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Haluk Feyzioğlu: Güzel, keyifli. Gelecekte çok daha ileriye taşınabileceğini düşünüyorum. Kuaförlerin ufkunun açıldığını ve daha yaratıcı olduklarını görüyorum. Çok mutlu oluyorum.

Hairist Online: Koleksiyon oluşturmak kuaförlere marka değeri kazandırırken, hedeflediği müşteri kitlesine seslenebilme olanağı tanıyor. Siz koleksiyon çalışması yapmayı düşünüyor musunuz?

Haluk Feyzioğlu: Hande Haluk Salon olarak her zaman kafamızda koleksiyon çalışması oluşturmak var. Fakat bunun için nasıl bir konsept ile ilerlemek gerektiğinin temelini iyi kurmak gerekiyor. Her iki salonda çok yoğun olduğu için bunu biraz bekletiyoruz.

Hairist Online: Marka olmak için bu meslekte ne yapmak gerekiyor?

Haluk Feyzioğlu: Yaptığı işle anılıyor olmak önemli.

Hairist Online: Mardin’de bir sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirdiniz. Devamı olacak mı?

Haluk Feyzioğlu: Salondan çıkıp, ülkemdeki insanları görmek istiyorum. Oradaki insanların gözlerindeki ışıltıyı görmek çok güzeldi. Bu projelerin devamını düşünüyoruz. Kuaförlerin biraz salondan çıkıp gözlem yapması gerekiyor.

Hairist Online: Paylaştığınız bilgiler için teşekkür ederiz.

Hande&Haluk Kuaför ‘ün Mardin’de gerçekleştiği sosyal sorumluluk kampanyası hakkında röportajı bu linkten okuyabilirsiniz:

Parlak bir gelecek…

0

Parlak bir gelecek…

Eczacıbaşı- Schwarzkopf Professional Genel Müdürü Viki Motro kuaförlüğün dünü, bugünü ve yarınını Kariyer Eğitim Kurumları’nda geleceğin kuaförleri ile paylaştı.  

Kuaförlük

Çağımızda kuförlüğünün efsane ismi Vidal Sassoon, gösterişli saçlardan sade saçlara geçiş yaparak sektörde devrim yarattı. Açılar ve düz kesim, kesim tekniklerinde geometri, yıkadıktan sonra şekil verilebilen saçlar dönemini başlattı.

Alexandre de Paris, Jacques Dessange, Franck Provost Paris, Toni&Guy, Jean Louis David, Dessange Paris dünyada zincirleri olan diğer büyük kuaförlük markaları arasında geliyor.

Regis, 13.000 salon ile 160 milyon kişiye servis veriyor. Cannes Film Festivali resmi kuaförü Frank Provost, 30 ülkede 2.500 civarı salon ile 20 bin çalışan, her gün ortalama 15.000 kişiye servis veriyor.

Dünyada kuaförlük sektöründe büyük zincirleri oluşturmak sadece teknik ve artistik beceri değil, aynı zamanda işletme başarısı. Salon başarısı için tüm çalışanların aynı hefede odaklı çalışması gerekiyor. Yurtdışında zincir salonlar segmentlere ayrılıyor ve her salonun farklı bir stratejisi oluyor. Bir salonda stajyerleri ve mezunları çalışıp hızlı hizmet verirken, diğer salon üst segmente seslenebiliyor.

Her şey iyi hedeflemek ile ilgili, hiçbir hizmet birbirinden daha iyi ya da daha kötü değil. Salonunuzun fiyatlandırma politikasında verdiğiniz hizmet neyse ederini koymak zorundasınız. İyi hizmet veriyorsanız, yüksek fiyat vermekten korkmamalısınız. Mutlaka onun bir müşterisi olur.

Amerika’da kuaförlük %20 civarında büyüyen bir sektör. Bu işe yatırım yapılmış. Eğitime yoğunluk verilerek, sektör gelişmiş. Bu durumda algı da yukarıda oluyor.   

Türkiye’de Ali Gür, Mehmet Tatlı, Erdem Kıramer, Paris Kuaför, Vassago Hair Designers, Bayram Bal, Makas ve Trio zincir kuaförler arasında geliyor.  24 salon ile Mehmet Tatlı, Türkiye’de en büyük zincire sahip.

Türkiye’de yetişmiş bir altyapımız yok. Kariyer Eğitim Kurumları’nda çok iyi bir eğitim veriliyor olması geleceğin kuaförlüğüne yön vermeye yönelik büyük bir önem taşıyor. Öğrenciler eğitimleri sırasında moda haftalarında ve televizyon çekimlerinde deneyim kazanma şansı buluyorlar. Mezunlar sektörde ilerledikçe gelişim çok hızlı olacaktır. Türk kuaförlüğünde usta çırak ilişkisiyle gelişen kuaförlerin belli bir eğitimden geçmeden bu kadar başarılı olması onların ne kadar vizyoner olduğunu gösteriyor. Bu vizyonu eğitim ile birleştirirsek, bambaşka bir yapılanma olacak. Schwarzkopf Professional olarak kuaförlüğün bir piramit sistemi olduğunu düşünüyoruz. Bir temel yoksa üst kademelerin hiçbir anlamı yok. Bir şeyi yanlış öğrendiyseniz düzeltmek çok zor. Bu yüzden Kariyer Eğitim Kurumları öğrencileri çok şanslı.

Viki Motro’nun sektörün nasıl pazarlama politikalarına ihtiyacı olduğu hakkında genel değerlendirmeleri ve Kariyer Eğitim Kurumları ile işbirliğinin detayları Estetica Dergisinde yer alacaktır.   

Mustafa Yanaz: Almanya’da Yılın Kuaförü

0

Mustafa Yanaz: Almanya’da Yılın Kuaförü

Stuttgart’da Toni & Guy Akademi’de altı sene çalıştıktan sonra Salon Cube’de Kreatif Direktör olarak kariyerine devam eden Mustafa Yanaz 2011 ve 2012 Almanya Kuaförleri Ödülleri’nde Avangard kategorinde ödül kazanmıştı. Geçtiğimiz sene ve  bu sene Almanya’da Yılın Kuaförü seçilen Mustafa Yanaz bizimle deneyimlerini paylaştı. 

     

2013’de ve 2014’te  Almanya’da Yılın Kuaförü seçildiniz. Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?

Almanya’da ve uluslararası kuaför endüstrisine yeteneklerimi gösterebildiğim ve Yılın Kuaförü seçildiğim için çok mutluyum. Almanya’da yaşayan bir Türk olarak ödülü aldığım için gurur duyuyorum.

Yarışmaya nasıl hazırlandınız? Süreci biraz anlatır mısınız?

Öncelikle hangi fotoğrafçı ve mankenlerle çalışmak istediğime karar verdim.  Koleksiyon hakkında ilham kaynaklarımı topladım. Hazırlık ve organizasyon başarılı bir koleksiyonun en önemli püf noktaları olduğu için, çekim ekibimi toplayıp koleksiyon hakkındaki fikirlerimi paylaşıyorum.

Koleksiyonu oluştururken, ekibimin fikirlerine çok önem veriyorum. Herkesin uzman olduğu bir alan olduğu için çekim gününde ekibin pozitif bir atmosferde çalışması için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Çünkü ancak motive olan bir ekip başarılı bir çekim sağlayabilir. Uygulamak istediğim modelleri çekimden önce bir çok kez çalışıyorum. Çekim gününde saç modellerini kusursuz bir şekilde uygulamaya önem veriyorum.

Gençlere tavsiyeleriniz?

Hata yapmak asla kötü bir tecrübe değildir. Ancak hatalarımızdan yeni şeyler öğrenebiliriz. Denemekten korkmayalım ve yaratıcılığımızı engellemeyelim.

Nelerden ilham alıyorsunuz?

En büyük ilhamlarımı ekip olarak da çalıştığımız Paris, Londra ve New York’ta düzenlenen Fashion Week’lerden alıyorum. Moda, sanat ve mimariden ilham aldığım için kesimlerimde sert ve grafik şekiller görebilirsiniz. 

Ayın Kuaförleri Burada!

0

Alkışlarla Ayın Kuaförü Yarışması Birincileri…

Aralık 2014 Kesim Kategorisi Birincisi

Kuaför ORHAN ÇİNÜÇEN

Aralık 2014 Renklendirme Kategorisi Birincisi

Kuaför ERDAL ÇARDAK

Aralık 2014 Şekillendirme Kategorisi Birincisi

Kuaför EREN CEREN

ARALIK 2014 Topuz Kategorisi Birincisi

Kuaför MUHAMMET USTA

Kasım 2014

Kesim Kategorisi Birincisi: HATİKE SEDA ÖZER,

Balıkesir – Seda Estetik ve Güzellik Merkezi

Kasım 2014 Renklendirme Kategorisi Birincisi: ORHAN ÇİNÜÇEN,

Mersin – Kuaför Kenan ve Güzellik Salonu 

Kasım 2014 Şekillendirme Kategorisi Birincisi: CAN ÖZCAN,

Ankara – Paris Kuaför Can

Kasım 2014 Topuz Kategorisi Birincisi: CÜNEYT BAYRAMOĞLU,

Kırklareli – Diva Hairdesign

 

Ekim 2014

Kesim Kategorisi Birincisi: MUSTAFA KELOĞLU,

Ankara

Ekim 2014 Renklendirme Kategorisi Birincisi: TOLGAHAN DENİZ,

Söke-Aydın

Ekim 2014 Şekillendirme Kategorisi Birincisi: BURAK ÖZEN,

İstanbul-NİS KUAFÖR

Ekim 2014 Topuz Kategorisi Birincisi: ALİ SEVEN,

İstanbul-NİS KUAFÖR

Yarışma kuralları için tıklayın, inceleyin, katılın: 

 

Neler kazanıyorlar:

Yarışma birincileri

1-HAIRiST 2015 Etkinlik Giriş Bileti  2-Destekleyen Markaların Ürünleri

3-Kesim Kategorisi Birincisi: Kasho Makas (Ekim, Aralık, Şubat) Matsuzaki Makas (Kasım, Ocak, Mart)

4-Pivot Point Sculpture Eğitim Kitabı

 

Salon Sahipleri:

1-Ventoso Profesyonel Fön Makinesi  2-Destekleyen Markaların Ürünleri

3-hairist.com.tr Salon Bul bölümünde 1 ay ücretsiz sponsorlu salon arasında yer alma imkanı

hairist.com.tr’de Adnan Serter var.

0

Adnan Serter

“Genelde insanlar yaşamak için çalışırlar, ben çalışmak için yaşıyorum.”

Adnan Serter

Mesleki birikimini hünerli elleri ve usta makası ile saçlara aktaran usta kuaför ve aynı zamanda AKD (Artistik Kuaförler Derneği) Artistik Direktörü Adnan Serter ile bir araya geldik.     

HAIRiST ONLINE: Kuaförlüğe nasıl başladınız?

Adnan Serter: İlkokulu bitirdikten sonra 1967 yılında, babamın Bağdat Caddesi’ndeki salonu Gülgün Kuaför’de çırak olarak mesleğe başladım. Salonda çalışırken bir taraftan da Marmara Üniversitesi’ne bağlı Elektrik Yüksek Okulu’nda eğitimime devam ediyordum. Fakat 1986 yılında okulu bırakıp, profesyonel olarak Sheraton Otel’de kuaförlük yapmaya karar verdim. Askerde Ankara Kara Kuvvetleri’nde kuaförlük yaptım. MOS henüz kurulmadan önce Sedat Kamaz ve Orhan Bademli’nin yanında Orse Kuaför ‘de işe başladım. O dönemde setlerde, film, dizi ve  reklam çekimlerinde çalıştım. 1989 senesinde eski ortaklarım Sinan ve Nazmi Bey ile birlikte Bağdat Caddesi’nde Sun Kuaför Salonu’nu kurduk. 1998 yılına kadar süren ortaklıktan sonra Caddebostan’da, daha sonra da Bursa’da salon açtım. Bursa’daki salonumu kapatmak üzereydim ki, Salih Pehlivan bana ortaklık teklif etti ve Bursa’da Stüdyo Kuaför’ü açtık. 1999 yılından beri Stüdyo Kuaför Salonları olarak hizmet veriyoruz.  Şu an Mecidiyeköy Astoria, Bursa Zafer Plaza, Selamiçeşme, Ağaoğlu Eltes, Ağaoğlu My Country, Ağaoğlu My Town olmak üzere 6 şubemiz bulunuyor.     

HAIRiST ONLINE: Salih Pehlivan ile nasıl tanıştınız ve nasıl çalışmaya karar verdiniz?

Adnan Serter: Salih Bey’in ve babamın çalıştığı salon birbirine çok yakındı. Türkiye’de o zamanlar sürekli elektrikler kesilirdi ve Salih Bey de müşterilerini babamın salonuna getirirdi. Ben Sheraton Otel’de çalışırken 1986 yılında babam Salih Bey’in bir gösteri yapacağından bahsetmişti. Gittim ve kendisini izledim. 1989 senesinde ilk salonumu açtığım zaman tebrik etmek için geldi. Böylece zaman içince birlikte şovlara katılarak, AKD’de yer alarak samimiyetimiz ilerledi ve ortak olduk. Birlikte çok güzel işlere imza attık. Senelerce film, dizi, reklam setlerinde çalışmanın getirdiği deneyim ile yaptığımız işler, bugün önümüze bir başarı hikayesi olarak çıkıyor.   

HAIRiST ONLINE: Film setlerinde çalıştığınız dönem nasıldı?

Adnan Serter: 1980’li yıllarda filmlerde vaklı topuzlar taranıyordu.  Setlerde yaşadığım deneyim bana çok güzel bir tat verdi. O zamanlar çok fazla reklam filmi çekiliyordu. Kamera gözünden saçı görmeyi öğendik. Şimdi salonlarda o yılların bize kazandırdığı  tecrübelerin ışığında işler yapıyoruz.

HAIRiST ONLINE: Çalışanlarınızın eğitimi konusunda onları nasıl yönlendiriyorsunuz?

Adnan Serter: Adnan Serter ve Salih Pehlivan olarak Türkiye’de ve yurtdışında çok fazla eğitim veriyoruz. Kendi ekibimiz de bu eğitimlerden yararlanıyor. Salon içi eğitimlere çok önem veriyoruz. Akademimizde vizyonu olan kuaförlere yönelik ileri düzey kesim, renklendirme ve topuz eğitimleri veriyoruz. 2015 yılında kendi bünyemizde olmayan kuaförler de eğitimlere katılacaklar. Bizimle çalışan genç arkadaşlarımız mutlaka okula gitmek durumundalar. Kuaförlük okulundan mezun olmayan elemanları işe almıyoruz. Personelimiz firmaların gerçekleştirdikleri etkinliklere ve bizim kendi bütçemizle karşıladığımız şovlara, görsel ziyafetlere katılıyorlar. HAIRiST gibi etkinliklerde bulunmalarını sağlayarak gelişimlerine destek oluyoruz.

HAIRiST ONLINE: İnsan kaynağınızı nasıl sağlıyorsunuz? 

Adnan Serter: Sosyal medya insan kaynağı sıkıntısına çözüm üretmek açısından faydalı oluyor. Çok fazla eğitim verdiğimiz için çok fazla takipçimiz var. Bizimle çalışmak isteyen gençler sosyal medya üzerinden işe başvuruyorlar. Biz de uygun olanları seçmeye çalışıyoruz. AKD bünyesinde Meslek Okulları’na ve üniversitelere yönelik bir takım eğitimler veriyoruz. Bir ışık gördüğümüz öğrenciye salonlarımızda staj olanağı sağlıyoruz. Fakat yine de kalifiye eleman bulmakta zorluk yaşıyoruz.

HAIRiST ONLINE: Salonunuzda çalışanlara yatırım yapıyorsunuz. Aralarından ayrılmak isteyenlere nasıl tepki veriyorsunuz? 

Adnan Serter: Emek verip, yetiştirdiğiniz biri salondan ayrılmak istediğinde insan yıkılıyor. Benim yetiştirdiğim biri bana ortak olmuştu. 2001 krizinde, ona en çok ihtiyacım olduğu zamanda işi bırakıp, Amerika’ya yerleşmişti. Bunu yaşadıktan sonra belli bir süre hiç kimseye bir şey öğretmedim. Ama bu çare değil. Sonuçta tek başımıza değil, zincir salonlar ile çalışıyoruz. Belli standartları oturtmak için ekibi eğitmiş olmanız çok önemli. Bilgilerimi o dönemde paylaşmayarak hata yaptığımı çok geç fark ettim. Şimdi salon çalışanlarına çok emek harcıyorum.

HAIRiST ONLINE: Akademi nasıl işliyor?

Adnan Serter: Akademi’de İleri Düzey Eğitim veriyoruz. İran, Tunus, Azerbaycan ve Avrupa ülkelerinden özellikle Almanya ve Hollanda’dan çok fazla öğrenci var. Katılımcılar 4 günlük kursa tabi tutuluyorlar. İki gün kesim ve renklendirme, iki gün de topuz ve vak eğitimi görüyorlar. 2-3 gün de salonda çalışmalarımızı izliyorlar. 15 kişilik katılımcı gruplarını tercih ediyoruz.

Cansız kafalar bizim eğitim vermeye başladığımız zamanlarda Türkiye’ye gelmemişti. Uzun saçlı müşteri kitlesi çoğunlukta olan bir ülke olduğumuz için mankenler saçlarını kestirmek istemiyorlardı. Bu yüzden topuz eğitmeni oldum. Fakat son zamanlarda kesim ve renklendirmeye yoğunluk veriyorum.

HAIRiST ONLINE: AKD’de Artistik Direktör olarak çalışıyorsunuz. Faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

Adnan Serter: AKD’ye 90’lı yılların başında üye olmuştum. 1994-1995 yıllarında Salih Pehlivan başkanlığında yönetimde AKD’de çalışmıştım. O zamanlarda Patrick Cameron ile birlikte Türkiye turnesi yapmıştık. Artistik yönüm bu şekilde gelişmeye başladı. Şu an Hakan Köse başkanlığında yönetimde bulunuyorum. Bu dönemde bana Artistik Direktörlük ünvanı verildi.

AKD olarak, Hollanda’nın Türkiye ile yaptığı ticari anlaşmanın 400’üncü yılında Amsterdam’da düzenlenen etkinlikte, Fashion Week kapsamında saç taradık. Artistik klüp bünyesinde makyaj, kesim, renklendirme, topuz, kişisel gelişim, işletmecilik ile ilgili eğitimler planladık. Okul, sektör projesini yürütüyoruz.

Kermeslerde çalışıyoruz. 22 Kasım 2014 tarihinde Balkan Festivali bünyesinde Yunanistan’a gittik. Bu sayede Yunanistan ile ilişkilerimizi geliştirmek için AKD sektörün adeta elçisi olacak.

Salonlarda kar marjları çok düştü, vergi oranları çok yüksek, kuaförlükte %18 KDV var. Bunların düzenlenmesine yönelik çalışmalarımız sürüyor. Bütün bunlar dışında Koruncuk Vakfı gibi sosyal sorumluluk projelerinde yer aldık. Kanser vakfı ile cilt kanseri teşhisi ile ilgili bir bilinçlendirme projesi üstlendik. Cilt kanserini hastanın doktoru, eşi ve kuaförü fark edebiliyor. Kuaförün trikoloji konusunda bilinçlenmesi gerekiyor. Bu proje Türk kuaförlüğüne saç sağlığına bakışı değiştirmek adına ciddi bir farkındalık yaratacaktır.

“Saç kesiminin sanat olduğunu müşteriden önce kuaförün anlaması lazım. Siz kendi değerinizi bilmezseniz, kimse sizin değerinizi bilmez.”

HAIRiST ONLINE: Kuaförlüğün geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Adnan Serter: Dünyada renklendirme, kesim, topuz uzmanları ayrılıyor. Türkiye’de bu yapının yerleşeceğinden emin değilim. Kısa vadede büyük salonlar bu sisteme geçebilir. Üst segmente seslenen A plus salonlarda kesim çok önemlidir. Ama C ve D segmentine indiğiniz zaman kesim en maliyetsiz işlem olarak algılanıyor. Ülkemizde çoğu salon 3 TL karşılığında saç kesiyor, günde 10 saç kestiği taktirde 30 TL kazanıyor. Boya işlemini de 50 TL’ye yapıyor. Böylece daha çok ciro yapmış oluyor. Türkiye’deki bilincin değişmesi gerek. Saç kesiminin sanat olduğunu müşteriden önce kuaförün anlaması lazım. Siz kendi değerinizi bilmezseniz, kimse sizin değerinizi bilmez. Ben kuaförün müşteriyi seçtiğini düşünüyorum, müşterinin kuaförü değil! Müşteriye nasıl davranırsanız onu kazanırsınız ya da kaybedersiniz. Nerede salon açarsanız, ona göre müşteri gelir. Ben Astoria’dan önce Etiler’de bir salon açtım. Fakat yürütemedim. Bunun nedeni o bölgedeki kuaförlerden daha az sanatkar olduğum anlamına gelmiyor. O bölgedeki müşterinin davranış şekillerini iyi anlayamadığımdan kaynaklanıyor. Yaşayamadığınız kaliteyi yaşatamazsınız. Ben Etiler’de Ulus’ta yaşayan müşterinin yaşam stilini bilmediğim için onlara sunumda da hata yaptım. Her kitlenin farklı bir algısı ve yönlenmesi var. Bizim salonumuzda kesim 200 TL, dip boya 120 TL. Müşteri bu algıya geldiği zaman kuaförler belki o zaman stilist ve colorist olarak ayrılabilirler. Türkiye’de erkek saçı kesmek daha ucuz, yurtdışında neredeyse aynı. Aslında erkek saçı kesmek daha zordur. Ben kadın saçını 5-10 dakikada kesiyorum. Ama erkek saçı için 15-20 dakika uğraşıyorum. Erkek kuaförlerin de eğitime önem vermesi ve fiyatlandırma politikasını değiştirmesi gerekiyor. Kadın kuaförler kaş alıyor, manikür, pedikür, ağda, makyaj, cilt bakımı yapıyor, saç kesiyor ve renklendirme ve topuz yapıyor. Şu an ülkemizde trend bu bence. Geleceğin kuaförlüğünde Türkiye’yi A plus segmente seslenen salonların içerisinde kurmak istediği yapı beklemiyor.

Sektöre çeşitli şekillerde sürekli yeni insan pompalanıyor. Evde çalışmayan, kocasından ayrılmış kadınlar bu kurslara katılıyorlar. 6 aydan sonra aldıkları sertifika ile salon açabiliyorlar. Bu eğitim yeterli değil.  Avrupa’da çok geniş bir müfredat ile 3-4 yıl okuduktan sonra mesleğe başlıyorlar. Bana göre bu işte salonun yerini süpürmeyen eleman bir yere gelemez. Halk eğitimler ile verilen kursların mesleğe zarar verdiğini düşünüyorum. Kuaförlük sektörüne çok fazla insan pompalamaya çalışıyorlar. Bu sürecin aşılması gerektiğini düşünüyorum. Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri bölümünün Aydın Üniversitesi gibi bir vakıf üniversitesinde yer alması benim için çok önemli. Çünkü kuaför olmak için insanlar artık para ödüyorlar. Ben 18 yaşıma kadar 7 sene hiç para almadan çalıştım. Günümüzde sistem bu şekilde ilerlemiyor. Kuaför olmak isteyen öğrenciler Aydın Üniversitesi’nde yıllık 8 bin TL ödüyorlar. Bu da işin ne kadar kaliteli yapılmaya çalışıldığını gösteriyor. Eskiden kuaföre kız bile vermezlerdi. Çünkü değersiz bir meslek olarak görülürdü. Şimdi ise kuaförlük değer kazandı.   

HAIRiST ONLINE:  HAIRiST etkinliği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Adnan Serter: HAIRiST Türkiye’nin kuaförlere yönelik tek kaliteli etkinlik. Geçmiş zamanlarda jüri üyesi olarak yer alma imkanım da oldu. İlerleyen senelerde daha da büyüyeceğine inanıyorum, Orta Doğu’nun ve Avrupa’nın bütün ülkelerini içine alacak bir etkinlik haline gelecek. Bunun için ben kendi adıma çok ümitliyim ve elimden geleni yapmaya da hazırım. Bu Türk bayrağını taşımak gibi bir şey. HAIRiST etkinliği bir yıldız gibi parlayacağını, İngiltere’deki Alternative Hair Show gibi olacağını düşünüyorum.

Adnan Serter

“Eğer bir hedef olmazsa ilerleme de olmaz. İlerlemek için de bir şeyleri görmek gerekiyor. “

HAIRiST ONLINE: Ayın Kuaförü yarışması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Adnan Serter: Eğer bir hedef olmazsa ilerleme de olmaz. İlerlemek için de bir şeyleri görmek gerekiyor. Neler yapıldığını anlamak, yapılan bir işin üzerine bir şeyler tasarlamaya gayret etmek gerekiyor diye düşünüyorum. Birinciler daha büyük platformlarda kendilerini gösterme şansı bulacaklar. Bu da insanları sahneye hazırlamak için önemli bir adım. Türkiye’de bir eğitmen kirliliği söz konusu. Bunun yerine kuaförler sosyal medyayı iyi kuaför olduklarını göstermek  amacıyla kullanıyor. Bu yarışmada kazanmak önemli değil. Kim katılırsa katılsın, hepsi kazanmıştır. Çünkü hepsi yarışmaya hazırlanırken yeni bir şeyler öğrenmiştir. Ödül kazanmak önemli değil. Benim için önemli olan bilgi olarak kazanımdır. Maddi kazancın benim için hiçbir zaman değeri yoktur. Yeter ki insanlar bir şey öğrensinler. Ben de gençliğimde yarışmalara katıldım. 21 yaşında Cannes’da kesim kategorisinde dünya 6. oldum. 22 yaşında da Türk Milli Takımı’nda Topuz ekibine gittim. Yarışmalara hazırlanırken de çok şey öğrendim. Öğrenmenin sonu yok. Eğer kafanızı devekuşu gibi gömerseniz, hiçbir şey öğrenemezsiniz. Kuaförlük yarışması saça şekil verme, renk verme, biçim verme yarışmasıdır. Maket yapma yarışması değildir. HAIRiST Ayın Kuaförü Yarışması  ile birlikte yarışma anlayışı da değişti. Salonda taranılan, kesilen saçlarla yarışmak çok büyük önem taşıyor.

“Ben farklı ülkelerde kuaförlük sistemlerinin, kesim ve renklendirme tekniklerinin ülkemize taşınmasını doğru bulmuyorum.”

HAIRiST ONLINE: Genç kuaförlere ne öneriyorsunuz?

Adnan Serter:Kuaförlük bir sanattır ve çok çalışma gerektirir. Hiçbir şey zor değildir, imkansız zaman alır. Dünyanın bir ucunda birisi bir şey başarmışsa, mutlaka ben de yapmak isterim. Şu an kuaförlük sektörü hem dünyada, hem de Türkiye’de çok büyük bir kaos içinde. Biz Türk kadınına hizmet ediyoruz. Günümüzde Türk kuaförleri Vidal Sassoon ve Toni&Guy gibi markaların eğitimlerine katılıyorlar. Bir dönem bizim ustalarımız eğitim için Fransa’ya giderlerdi. Dolayısıyla salonlarda Türk kadınına dişilik kazandırılırdı. Çünkü Fransa’da kadınlar feminen olma özellikleri ile öne çıkıyorlar. 2000’li yıllardan sonra Türkiye’de kuaförlük yüzünü İngiltere’ye döndü, Sassoon modası trend oldu. Dolayısıyla kadınlar daha  maskülen saçları tercih etmeye başladılar. Fakat Türk kadınlarının vücut ve kemik yapıları, ten rengi bellidir. Bu yüzden ben farklı ülkelerde kuaförlük sistemlerinin, kesim ve renklendirme tekniklerinin ülkemize taşınmasını doğru bulmuyorum. Örneğin şimdi dünyada grafik bob modelleri trend. Ben de bu tarz saçlar kesmeyi çok seviyorum. Fakat fizikte maddenin doğasına aykırı diye bir deyiş vardır. Önemli olan müşteriye yakışması. Her maddeden her şey yapılmayacağı gibi, her saçtan da her model olmaz. Bir kilo kıymadan bonfile yapamazsınız ama o kıymadan dünya güzeli yemekler yaparsınız. Kuaför ne istediğini bilmeli. Bunu İran ve Arap ülkelerinde kuaförleri tanıyınca anladım. Çok klasik stiller uygulasalar da inanılmaz işler yapıyorlar. İranlı kadınlar bize geldiği zaman biz onların beklentilerine cevap veremiyoruz.

HAIRiST ONLINE: Sizin için bir cümle ile kuaförlük nedir?

Adnan Serter: Dünyaya 10 kere dünyaya gelsem 9’unda kuaför, birinde animatör olurdum. Mesleğimi o kadar çok seviyorum. Yaptığımız bir organizasyonda animatör de oldum diyebilirim. Aynanın arka yüzü adında bir program, işletme ve kuaför ilişkilerini anlatan skeçli bir sunum hazırladık. Bunun devamı da gelecek. Genelde insanlar yaşamak için çalışırlar, ben çalışmak için yaşıyorum. Kuaförlük beni ben yapıyor. Yıllarca işime erken geldim, erken çıktım. Akşam 18.00 gibi işimden çıkmak isterim. İş yaşam dengesini önemsiyorum. Yaşam kalitesi para ile satın alınabilen bir şey değil. Hayatımı düzgün bir şekilde programlıyorum. Hafta sonu aileme vakit ayırıyorum. Benim için denge mutluluğun temellerini oluşturuyor. Sabah 6.00’da kalkıp spor yapıyorum ki aileme zaman ayırabileyim. İş benim için çok önemli, fakat dinlenmeye zaman ayıramazsak, üretmeye halimiz kalmayacağını düşünüyorum. 

HAIRiST ONLINE: Samimi sohbetiniz için teşekkür eder, başarılar dileriz.

Eğitim dosyası: Yusuf Koçyiğit

0

Pivot Point Türkiye Genel Müdürü Yusuf Koçyiğit kuaförlük sektöründe eğitim hakkında ne düşünüyor? 

Eğitim sadece kuaförlük sektöründe değil, her sektörde gelişimin anahtarıdır. Mesleğimizde yaratıcılığı daha çok ortaya çıkarmak için eğitime daha fazla önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Günümüzde Türk kuaförlüğü dünya kuaförlük sektörüyle yarışacak durumda fakat eğitime yeteri kadar önem vermiyoruz. Sektörün öncü eğitim firmaları olarak, özellikle yeni yetişecek genç jenerasyona eğitimin sonunun olmadığını ve mesleğimizin eğitimden beslendiğini aktarmamız gerekiyor. İyi bir eğitmen olmanın en önemli kriteri uluslararası standartlarda bir sistemin takipçisi olmak. Belirli bir kaynağı olmayan o kadar çok sistem ortaya çıktı ki, bu sektöre inanılmaz derece zarar veriyor. Yusuf Koçyiğit’in kuaförlük sektöründe eğitim hakkında görüşlerini Estetica Dergisi Ekim Kasım sayısında bulabilirsiniz.