Geometric koleksiyonu, adı üstünde geometrik unsurları ön plana alan bir çalışma. Bauhaus sanatsal hareketinden ilham alan Imanol Oliver imzalı saç tasarımları, saç modelini oluştururken ve renkleri yerleştirirken geometrinin kurallarına uyarak şaşırtıcı açılar ve temiz, rafine hatlar sunuyor. Saç kesimleriyle elde edilen konturlar dramatik silüetler yaratıyor. Renklerin geometrik bir yolla saça işlendiği Geometric koleksiyonuyla, şekil ve tonların ilginç bir boyutunu keşfediyoruz.
Saç: Imanol Oliver @imanol___oliver Saç Instagramı: Oliver Stylism @oliverestilismo Saç Asistanı: @genesisbastidasperez_ @ fannyladel97, mariconesa @ mariconesa87 Fotoğraf: David Arnal Makyaj Sanatçısı: José Méndez Modeller: Dolores Martínez @emedemede Sara Muñoz @ sar.rvi Susana Martínez @susanamarlo Isabel Sáez @ isabel_saez66 (ajans @monroemodels)
Görsel sanatlardaki tecrübesini kuaförlükle buluşturan Rosie Briscoe, Instagram hesabıyla dikkatleri çekiyor. Sanat eğitiminin ardından kuaförlüğe yönelen Rosie, moda ve tekstil tutkusunu saç ve sanatla birleştirerek kariyere dönüştüren nadir isimlerden biri. Her iki alanın da birbirine ilham verdiğini söyleyen Briscoe, Hairdressers Journal’a verdiği röportajda kariyerine, sanat tutkusuna ilişkin pek çok şeyin yanı sıra mesleğe yeni başlayanlara yönelik tavsiyelerini de paylaştı.
Sanatsal eğitimden sonra saç sektörüne girmek isteyenlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Rosie Briscoe: Sanatsal bir geçmişe sahip olmanın sizi gerçekten yükseltebileceğini düşünüyorum. Sanat okuluna gitmek rengi ve formu çok iyi anlamamı sağladı. Ayrıca, insanların etrafında olmayı seven yaratıcı kişiler için harika bir alan olduğunu düşünüyorum. Herkese saç konusunda eğitim vermelerini ve yaratıcı olanların sektörün fotoğrafçılık tarafına girmelerini tavsiye ederim. Yarışmalar, başlamak için gerçekten harika bir yol.
Saçta şu anki rolünüz nedir?
Rosie Briscoe: Birkaç ay önce, salon koltuğunun arkasında olmayı bırakarak Matrix’in online eğitim ekibi için içerik oluşturmaya geçme kararı aldım.
Bugün bulunduğunuz yere nasıl geldiniz?
Rosie Briscoe: Girdiğim ilk saç yarışmalarından biri Matrix Destination Fame idi. O zamanlar markanın sanatçısı olmak istediğimi biliyordum. Yakın zamanda serbest çalışmaya başlamış olmam, zamanımı istediğim gibi kullanabileceğim anlamına geliyor, bu yüzden vaktimi müşteriler ile yaratıcı işler arasında bölüştürüyorum. Sadık müşterilere sahip olmak ve şu an yaptığım şeyi ücretlendirebilmem yıllarımı aldı. Her gün salonda olmak zorunda olmadığım bir noktaya geldim. Artık başka tür yaratıcı işler de yapmaya öncelik veriyorum.
En çok hangi uğraşı seviyorsunuz? Saç mı yoksa görsel sanat mı ?
Rosie Briscoe: Seçim yapamam; biri diğerine ilham veriyor. Benim için yeni bir alan olduğu için görsel sanatlar yapmayı seviyorum ama bu çalışmaların hepsi saç ve saç bakımından esinleniyor. Renk ve dokuyu seviyorum çünkü hepsi birbiriyle bağlantılı. Saç ve kumaş çok benzer özelliklere sahip.
Kariyerinizde karşılaştığınız en büyük zorluk nedir?
Rosie Briscoe: Bence karantina şu ana kadar başa çıkması en zor şeydi. Serbest çalışmaya yeni başlamıştım, bu yüzden ne yazık ki herhangi bir devlet yardımı alamadım. Bunun yerine, zamanımı saç ve sanatta beceri kazanmak için harcadım ve mekanlar açıldığında hazır olmaya odaklandım. Ancak, salonda çalışamamak, özellikle de sohbet edecek müşterilerimin olmaması çok zorlayıcıydı.
İmzanız haline gelen saç görünümü nedir?
Rosie Briscoe: Çok fazla balyaj yapıyorum, elle boyanmış teknikleri seviyorum!
En sevdiğiniz Instagram hesabı ne?
Rosie Briscoe: @alainawaller saç ve sanatı birleştirmek için harika. @drawingcabaretcuture moda hayatı çizimi ve muhteşem görsel sanatlar ve peruklar yapıyor.
Siz ve kariyeriniz için sırada ne var?
Rosie Briscoe: Saç ve sanat dünyasını bir araya getirmeye devam edeceğim. HJ ve Matrix ile yakın zamanda gerçekleştirilen bir canlı etkinlikte ısmarlama saç illüstrasyonları oluşturdum ve bundan daha fazlasını yapmayı çok isterim. Uzun vadede, kim bilir? Kariyerimi yeni yönlere taşımayı seviyorum, bu yüzden bunu yapmaya devam edip beni nereye götüreceğini göreceğim.
Güzelliğin, içten gelen bir sağlık ve denge belirtisi olduğuna inanan Kérastase, tüm saç derisi ve saç tipleri için mikrobiyomun gücünden yararlanan devrim niteliğinde bir saç derisi serumu olan Potentialiste’i sunuyor. Kerastase Specifique Potentialiste, dengeli bir saç derisinin saç sağlığı ve güzelliğindeki rolüne adanmış bir seri. Bu yenilikçi serum, içeriğindeki mikrobiyomlar ile saç ve saç derisine sürekli bakım ve koruma sağlıyor.
Saç derisi ile ilgili sorunları hedef almak üzere geliştirilmiş Kérastase Spécifique serisinin yeni üyesi Potentialiste; saç derisine fayda sağlayan evrensel bir formül sunuyor. Mikrobiyom bilimine dayanan Potentialiste, saç derisinin ve çeşitli işlevlerinin en iyi şekilde çalışmasını sağlayan trilyonlarca mikroorganizmayı destekliyor. Kérastase; saçın tam potansiyeline, sağlıklı ve dengeli saç derisi ile ulaşabileceğine dair inancı için çığır açan bir çözüm oluşturuyor.
Mikrobiyomu Keşfetmek…
Görünmez mikroorganizma kolonisi, saç derisinin ve saçın gelişebilmesi için sürekli bakım ve koruma sağlıyor. 20 yıllık gelişmiş araştırmalar; mikrobiyomun, dengeli bir saç derisi için gerekli olduğunu gösteriyor. Saç derisinin yüzeyinde doğal olarak bulunan canlı bakteri ve mantarların faydalı bir ekosistemi olan mikrobiyom, saç derisini sağlıklı tutan birçok hayati işlevi yerine getirmek için yaşam boyunca gelişiyor ve büyüyor. Mikrobiyom dengede olduğunda, saç derisi kendini koruyup iyileştirirken; zayıfladığında ise, dış saldırganlara aşırı maruz kalmaya ve rahatsızlığa neden olabiliyor. Saç derisi mikrobiyomunun; düzenleme, koruma ve onarma olmak üzere 3 anahtar rolü bulunuyor.
Saç Derisi Mikrobiyomunun Bakımı
Saç derisi sağlıklı olduğunda, saçlar daha güçlü ve daha güzel uzarken, onu zayıflatan ve cansız bir görünüme neden olan güçlere karşı direnç gösteriyor. Son araştırmalar, saç derisi mikrobiyomunun, saç sağlığında ve saçı destekleme yeteneğinde büyük bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Yaşam tarzı, stres, hava kirliliği, beslenme ve UV ışınları gibi iç ve dış koşullar, mikrobiyomu zayıf ve dengesiz bırakarak zararlı bir etki oluşturuyor. Zayıflamış saç derisinin sonucunda; kaşıntı, hassasiyet ve tahriş gibi rahatsızlıklar görülüyor; saç kökleri düzleşerek, yağlı hale geliyor, hava kirliliği ve UV ışınlarının etkilerine karşı çok az koruma sağlıyor ve saç; gücünü ve güzelliğini kaybediyor.
Çözüm; mikrobiyomu yenileyen ve koruyan, dengeli ve canlı saç derisi sağlayan, sağlıklı, parlak ve güzel bir saç görünümünü destekleyen bir saç bakımı rutini yeni Potentialiste!
Yeni Potentialiste
Saç derisinin mikrobiyomunu destekleyen bileşenlerle zenginleştirilmiş Potentialiste, saç derisi dengesini tehdit eden dış saldırganlara karşı koruma sağlayan bir kalkan oluşturuyor. Günlük olarak kullanılan bu gelişmiş serum, anında ferahlatma sağlayarak zaman içinde saç kökü sağlığını ve saç derisi dengesini destekliyor. Saç derisini koruyarak güçlü, sağlıklı ve güzel saçlar için ideal bir ortam yaratıyor. Saç derisinde anında rahatlık sağlayan serum yatıştırıcı ve ferahlatıcı bir his sağlarken düzenli kullanımda, 7 gün sonra, saç kökü sağlığını iyileştirerek nemlendiriyor. Bir şişe sonrasında ise, saç derisi canlanıyor ve saçın tüm potansiyeli açığa çıkıyor!
Yapılan testler sonucunda; kullanıcıların %78’i nemlenmiş, %80’i sağlıklı ve %78’i canlanmış bir saç derisi hissettiğini belirtti.
Saç Derisi Başarısının Formülü
Bifidus prebiyotik ve probiyotik fraksiyonları ile gelişmiş bir C Vitamini türevi içeren benzersiz bir pro-mikrobiyom kompleksine sahip Potentialiste; dış saldırganları etkisiz hale getirirken, saç derisi mikrobiyomunu koruyor ve destekliyor. Formülünde yer alan prebiyotikler sayesinde Potentialiste; mikrobiyomu besliyor, onu günlük dış stres faktörlerine karşı koruyor ve koruyucu bir bariyer olarak en uygun durumuna getiriyor. Potentialiste, C vitamini içeriğiyle ise serbest oksijen radikallerini nötralize ediyor ve sebumun doğal lipidlerinin oksidasyonuna meydan okuyor. Yalnızca doğal kaynaklı benzersiz bir C vitamini türevi içeren Potentialiste formülü, saç derisinin yüzeyinde koruyucu bir etki göstererek, onu oksidasyondan koruyor.
Sonuç; tazelenmiş, dengeli bir saç derisi, güçlü, canlı ve güzel bir saç için sağlam bir temel!
Saçın Ötesi…
Saç bakımının geleceğine öncülük etmeye devam eden Kérastase,olumlu değişimi teşvik ederek daha çeşitli, kapsayıcı ve sorumlu bir gelecek inşa etmeye çalışıyor. Kérastase, Potentialiste’in geri dönüştürülebilir cam şişesi ve ürün kutusu ile sürdürülebilir ambalajlı ürünler üretmeyi taahhüt ediyor. Ürün kutusu için kullanılan kartonun tamamının FSC® sertifikalı** olması da, malzemeyi oluşturmak için kullanılan ahşabın topluluklara, vahşi hayata ve çevreye fayda sağlayacak şekilde elde edildiği anlamına geliyor.
**FSC Nedir?
Forest Stewardship Council®, dünya ormanlarının; sosyal açıdan faydalı, çevresel ve ekonomik açıdan uygun yönetimini teşvik eden uluslararası bir sivil toplum kuruluşudur. FSC® gelecek nesiller için ormanların korunmasına yardımcı olur.
Kérastase ürünlerini Kérastase danışman salonlarında inceleyebilir ve satın alabilirsiniz.
Schwarzkopf Professional şimdi hem salonda hem de evde kişiselleştirilebilir baş derisi bakımı için Fibre Clinix’e yeni bir seri ekledi: Scalp Clinix… Yeni seri, baş derisinin mikrobiyomunu yeniden dengelemeye yardımcı olarak mükemmel görünen sağlıklı saçlar yaratıyor.
Sağlıklı saçlar, sağlıklı bir baş derisiyle başlar. Baş derisinin sağlıklı bir durumda olması, saç tellerinin uzaması için de iyi bir temel oluşturuyor. Baş derisi dengesini kaybettiğinde aşırı sebum üretimi, kepek ve hatta saç dökülmesi gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla baş derisi bakımına yönelik artan farkındalık ile birlikte, baş derisi bakımı ve bunun için kullanılan ürünler de kalıcı bir trend haline geliyor.
Schwarzkopf Professional, şimdi bu trende cevap olarak Scalp Clinix‘i geliştirdi. Markanın kişiselleştirilmiş saç bakım serisi olan Fibre Clinix’e dahil olan bu yeni seri, kuaförlerin birer saç ve baş derisi bakımı uzmanı olmasını sağlıyor. Scalp Clinix hem saça hem de baş derisine bütünsel olarak bakım yapan, kişiselleştirilmiş bir salon servisi ve evde bakım rejimi sunuyor.
Schwarzkopf Professional Scalp Clinix Serisi:
Yeni Scalp Clinix rejimi, Schwarzkopf Professional‘ın, baş derisi ve saçlar için sunduğu, en gelişmiş ve kişiselleştirilebilir saç bakımı olma özelliğini taşıyor. Mikrobiyom Aktif Teknolojisi ile formüle edilen seri, sağlıklı bir baş derisi ile güzel ve sağlıklı görünen saçlar yaratıyor. Seri, spesifik baş derisi sorunlarını hedeflemek ve bu problemlere çözüm sunmak için cilt bakımından ilham alan içeriklerle birleştirilen ürünlerden oluşuyor. Kuaförünüz, şimdi baş derinizi ve saçınızı analiz ettikten sonra, teşhisine uygun şekilde uygun kürleri uygulayarak baş derinize sağlık kazandırabiliyor.
Scalp Clinix Arındırıcı Peeling: Biotic Technology içeren ürün, baş derisini ölü hücrelerden arındırarak yıkama aşamasına hazırlıyor. Serinlik ve tazelik hissi sunuyor.
Fibre Clinix Tribond Şampuan: Triple Bonding ve C21 Technology içeren ürün, saçı ve baş derisini temizleyerek bakıma hazırlıyor.
Scalp Clinix Biyotik Baz: Ürün, baş derisinin mikrobiyomunu yeniden dengeleyerek daha sağlıklı bir baş derisi sunuyor. Üç özel Scalp Clinix Booster ile tamamen kişiselleştiriliyor, yatıştırma ve nemlendirme sağlıyor:
Yatıştırıcı Booster – kuru ve hassas baş derisi için
Yağ Kontrol Booster – yağlı baş derisi için
Kepek Kontrol Booster –kepekli baş derisi için
Schwarzkopf ProfessionalScalp Clinix Serisi, bir sonraki kuaför ziyaretinize kadar evinizde uygulayabileceğiniz en uygun baş derisi bakım rutinini de sunuyor. Kuaförünüzün önerileri doğrultusunda kullanabileceğiniz ürünler, evde de baş derisi sağlığını koruyabilmenize yardımcı oluyor.
Yatıştırma: Ürün, baş derisinin koruyucu bariyerini güçlendirmeye yardımcı oluyor. Allantoin, Bisabolol ve Panthenol içeren kür ile kuru, hassas baş derisini yatıştırıyor, sakinleştiriyor ve nemlendiriyor.
Yağ Kontrol: Yağlı baş derisini derinlemesine temizleyen ürün, gözeneklerin açılmasına ve fazla sebumun giderilmesine yardımcı oluyor. Kür, hafif bir masajla birleştiğinde baş derisine serinletici bir etki ile tazelenmiş bir his veriyor.
Kepek Kontrol:Octopirox içeren kür, kepeği nazikçe ve etkili bir şekilde yok ederek önlüyor, kaşıntılı ve tahriş olmuş baş derisini yatıştırıyor.
Saç Dökülmesi Karşıtı:Şampuan ve serum içeren rejim, masaj ile uygulandığında, baş derisinin mikro dolaşımını destekliyor ve saç köklerini güçlendiriyor, 6 haftalık kullanımda patolojik olmayan saç dökülmesini azaltıyor*.
*Saç dökülmesi karşıtı şampuan & serum birlikte kullanıldığında
Biyotik Teknoloji:
Scalp Clinix rejimindeki her formül, Biotic Technology içeriyor. Bu teknoloji, Schwarzkopf Professional‘ın daha iyi bir baş derisi için, baş derisindeki mikrobiyomu desteklemeye yardımcı olan en gelişmiş teknolojisi olarak öne çıkıyor. Adını prebiyotik içeriklerinden alan Biotic Technology, baş derisi üzerindeki iyi ve kötü organizma oranını dengelemek için mikrobiyom aktif, Edelweiss özü ve Japon fermente bileşenlerini içeriyor. Baş derisini doğal durumuna geri getiriyor, nemlendirilmiş ve dengeli bir hisle yatıştırıyor ve sakinleştiriyor.
Estetica Dergisi – Hairist projesi olarak gerçekleştirdiğimiz “Güzelliğin Peşinde” belgesel serisinde Kuaför Cihan Çakar, kuaförlüğe adım atma ve mesleki gelişim hikayesini, deneyimlerini bizlerle paylaştı.
İşte Cihan Çakar röportajından alıntılar:
1985 doğumluyum. Kuaförlük mesleğine ilkokul üçüncü sınıftayken babamın baskısıyla başladım. Çoğu kuaförün altyapısı lüks bir hayattan gelmiyor. Kuaförlük, maddi durumun daha iyi olması için seçilmiş mesleklerden biridir. Günlük bir bahşiş ve harçlık olayı var, dolayısıyla babamın zoruyla mesleğe adım attım. İlk çalıştığım yer küçük, elli metrekarelik bir salondu. Sadece fön servisi ve dip boyası yapılıyordu. Ustamın kendi ekmek teknesini yürütecek kadardı, ona yetiyordu ama benim hayallerim biraz daha yüksekti. Görüyordum ama bir türlü transfer olamıyordum. Ustam yaşlı bir adamdı ama öğretmeyi, konuşmayı yol göstermeyi severdi. “Sen yarın öbür gün daha iyi işler yap, bir yerlere gel,” diye bilgilerini paylaşırdı, fakat tabii küçüktük, kapasitemiz yoktu, anlamazdım ama şu günlerde onun söylediklerinin değerini daha iyi anlıyorum. “Saça sadece elinle dokunma, kalbinle ve ruhunla da dokun,” derdi. Ben de kendi kendime derdim ki, “Ya saç bu, nasıl ruhumla dokunacağım?” Bunun ne demek olduğunu 35 yaşımda anladım. Hatta şöyle bir laf vardır: Elinle dokunursan iş yapmış olursun, ruhunla dokunursan sanat yaparsın, kalbinle yaparsan iz bırakmış olursun. Ustam da hep; “Ne olur bu sektörde iz bırakanlardan ol, sadece işini yapanlardan olma,” derdi.
Ben Kadıköy’de büyüdüm. Mahallemizdeki çocukların bazısı sanayide çalışır, bazısı da bulaşıkçılık yapardı. Sanayide çalışan işten geldiğinde yüzü gözü boya içinde olurdu, bulaşıkçılık yapanların da ellerinin çatlamış olduğunu görürdüm. Ben ise kuaförde çalışıyordum ve o zaman bu mesleğin ne kadar temiz bir iş olduğunu da gördüm. Saygınlığı olan bir iş olduğunu gördüm. Diğer işleri küçümsemek adına söylemiyorum tabii.
İki sene boyunca öğle yemeklerimiz yarım ekmek arası salam-kaşar ve koladan ibaretti. Evden yemek getirmemiz yasaktı. İki sene aynı menüyü yedik.
Ustam “Bağdat Caddesi’nde bir salon varmış. Gidip orada çalışabilirsin,” diye yolumu açtı. Studio Kuaför, Salih Pehlivan… 1998 yılı… 17 yaşında görüşmeye gittiğimde, salona girince ambiyansı, büyüklüğünü, personelin kalabalıklığını, belli bir lüksün olduğunu gördüm ve kapıdan korkarak girdim. Görüşmeyi yaptım. Salih Pehlivan’la göz göze geldik. “Bu çocuk yarın gelsin, başlasın,” dedi.Yeniden çıraklıktan başladım, yer süpürüyordum, pas pas atıyordum. Çok erken saatlerde salonda oluyordum ve bir an önce işimi bitirip manikürist arkadaşların saçını yapıp kendimi göstermek istiyordum ama bunu engelleyen kalfalarımız vardı. Baktılar iyi saçlar yapıyorum, yaptığım işler güzel, bunun önüne geçmek için işimi uzatırlardım. Pas pas yaptığım yere gelir, basarlar ve “Burayı yine sil” diyodu. Şu an o kalfa arkadaşla yakınen görüşüyoruz ve ona “Sen bana her bir metrekareye ayrı ayrı paspas attırıyordun ve ben de diyordum ki ben bu paspası bitirip senden daha iyi bir kuaför olacağım. Benden on yaş büyük ve o da şimdi çok iyi yerlerde, başarısından çok memnun oluyorum, o da aynı şekilde benim başarımdan…”
4 bin liralık salon bakarken 30 bin liralık salona doğru ittirilmeye başladım ve ortağımla Nişantaşı’nda bugünkü salonumumuza gittik, baktık, hayal kurduk, yapabilir miyiz diye… O dönemde de sosyal medyayla birlikte çok ciddi güçlenmeye başlayan kuaförler vardı. Eskiden bu işin vitrini fönken, onun yerini sosyal medyadaki fotoğraflar aldı. Ne ortağımda para var, ne bende. “The Most markasıyla ortak olmak istiyorum,” dediğimde ortağım, “Hiç bulaşma, vermezler,” dedi. O dönemde de The Most markası çok popüler. Emrah Demirci ve Özden Kürtür… Ulaşmak mümkün değil. Emrah Demirci’nin telefonunu buldum bir yerlerden. Bir gün oturdum, telefon numarasına gittim, aramak istiyorum ama çekiniyorum. Derken telefonumdan bir ses geldi. “Alo” dedi biri.Emrah Bey’i aramışım. Konuştuk. Dükkanın kirası 35 bin liraydı, konuşup 16 bin liraya düşürdük. Tam o arada da Azeri bir işadamı dükkanı güzellik merkezi yapmak istiyor ve 35 bin liradan bir yıllık kirayı peşin ödemeyi teklif ediyor. Ben de duyuyorum bu konuşmayı dışarıda. Dedim, “Allahım, bu da mı gol değil!” Derken, mal sahibi dükkanı bize verdi ve orada bize kapıların açıldığını hissettim.
Schwarzkopf Professional, 2021’i Inscape Collection adlı Essential Looks koleksiyonu ile 3 trend sunarak kapatıyor.
Marka elçileri tarafından üretilen Schwarzkopf Professional koleksiyonu, üç renk evreni aracılığıyla şu üç trendi ortaya sürüyor: Novel Comfort, Quintessential, E-phoria.
Marka elçisi Lesley Jennison tarafından tasarlanan bu yeni karışımlar, otantik ve sofistike görünümler için sakinliği, kırılganlığı ve özgüveni vurguluyor.
Novel Comfort, canlı altın tonları ve sıcak kahveleri bir araya getiren organik ve dünyevi bir renk paletidir. Koleksiyonun bu ilk renk evreni, basit zevkleri ve insanın kendi bedeninde hissettiği mutlu konforu ifade etmek için doğadan ilham alan rahatlatıcı tonlardan oluşuyor.
Schwarzkopf Professional – Inscape Collection
Novel Comfort
Inscape Collection – Novel Comfort
Quintessential trendinin sunduğu modern görünümler, karşımıza Schwarzkopf Professional’ın soğuk bir kül grisine dayanan, pozitiflik ve sevinç arzumuzu gösteren bir dizi güzel çiçek tonuyla çıkıyor.
Arjan Bevers ve Josie Vilay ile işbirliği içinde tasarlanan bu yeni renk karışımları, klasik-modern görünümler yaratmak için hem zamansız hem de avangart bir romantizmi savunuyor.
Schwarzkopf Professional – Inscape Collection
Quintessential
Inscape Collection – Quintessential
E-phoria trendi ise Schwarzkopf Professional için güçlü bir dayanak olan kuaförlük tutkusuna atıfta bulunuyor.
X-pression tarafından oluşturulan bu cesur yeni gölgeler, vizyoner görünümler oluşturmaya yardımcı olurken bu trend, teknoloji dünyasında kendini ifade etmeyi kutlamak için abartılı ve neşeli bir renk yelpazesi sunuyor.
Derin morlardan canlı bakırlara ve kızıllara kadar değişen bu canlı tonlar neşeyi çağırırken ruh halimizi yükseltmeyi amaçlıyor.
Schwarzkopf Professional – Inscape Collection
Euphoria
Inscape Collection –E-phoria
Quintessential trendinin sunduğu modern görünümler, karşımıza Schwarzkopf Professional’ın soğuk bir kül grisine dayanan, pozitiflik ve sevinç arzumuzu gösteren bir dizi güzel çiçek tonuyla çıkıyor.
X-pression tarafından oluşturulan bu cesur yeni gölgeler, vizyoner görünümler oluşturmaya yardımcı olurken bu trend, teknoloji dünyasında kendini ifade etmeyi kutlamak için abartılı ve neşeli bir renk yelpazesi sunuyor.
Derin morlardan canlı bakırlara ve kızıllara kadar değişen bu canlı tonlar neşeyi çağırırken ruh halimizi yükseltmeyi amaçlıyor.
Marka elçileri tarafından üretilen Schwarzkopf Professional koleksiyonu, üç renk evreni aracılığıyla şu üç trendi ortaya sürüyor: Novel Comfort, Quintessential, E-phoria.
Marka elçisi Lesley Jennison tarafından tasarlanan bu yeni karışımlar, otantik ve sofistike görünümler için sakinliği, kırılganlığı ve özgüveni vurguluyor.
Deniz sonrasında elde ettiğiniz muhteşem plaj dalgalarına kış aylarında da sahip olmak istemez misiniz? Haftanın ürünü Alterna Caviar Deniz Tuzu Spreyi ile tanışın!
Mineral bakımından zengin deniz tuzu ile aşılanmış hafif saç buharı olan havyar özlü Alterna Caviar Deniz Tuzu Spreyi, saçlara ekstra doku ve hacim katarken aynı zamanda saçı yumuşatıyor. Nemli veya kuru saça diplerden uca püskürtün. Daha fazla hacim için saçlarınızı difüzör kulanarak kurutun. Esnek tutuşlu bu saç spreyi, düz, dalgalı, kıvırcık, kıvrımlı ve sıkıca sarılmış saçlar için mükemmel bir ürün.
Tüketiciler için ürün keşif ve inceleme platformu Influenster.com’da ürünle ilgili yorumlardan bazıları:
Carla F.
Bu şimdiye kadar kullandığım en iyi deniz tuzu spreyi! Bir hevesle denedim ve çok mutluyum! Saçlarım ıslakken yatağa girersem, saçlarımda çok dağınık dalgalar oluyor. Sonra bu spreyi kullanıyorum ve dalgalar kendine geliyor.
Meressa D.
Bu ürüne bayılıyorum, saçlarım çok düz, bu yüzden her tür dokuya ihtiyacım var! Saçlarımı çok yumuşak yapıyor. Pahalı olmasaydı daha fazlasını alırdım.
Alterna Caviar Deniz Tuzu Spreyi’nin İçeriğinde Neler Var?
Havyar Özü: Zengin Omega-3 yağ asitleri kaynağı; saça nem, elastikiyet ve parlaklık kazandırır
Seasilk: Deniz aktiflerinin nemlendirici botanik karışımı saça nemlendirme ve beslenme sağlar.
Age-Control-Complex®: Alterna’nın yaşlanma önleyici cilt bakımı bilimine dayanan tescilli kompleks, besleyicilik için havyar özünü, hasarı önlemek ve mikro dolaşımı teşvik etmek için için antioksidanları birleştiriyor.
Flex Strength Comple: Bu tescilli kompleks, güçlü saç şekillendirme teknikleri ve sıcak aletlerin hasarından korumak için saça hem güç hem de esneklik kazandıran güçlendirici proteinler ve besleyici özlerin sinerjik bir karışımından oluşur. İnci Proteinleri saç telini güçlendirir, dayanıklığını artırır. Pantenol, Keratin ve Biotin her bir saç telini güçlendirir ve şekillendirme işlemi sırasında kırılmayı önlemek için esnekliği artırır.
Enzymetherapy: Hayati besin maddelerinin emilimini artırır ve daha güçlü saçlar için keratin üretimini destekler.
Alterna Hakkında
Alterna, cilt bakımı biliminden ilham alan yüksek performanslı saç bakım ürünleri üretir. Şampuan, saç kremi ve saç şekillendirme koleksiyonları, çevreyi korumak için sürdürülebilir şekilde hasat edilen havyar, deniz ipeği, bambu ve kendi yağı gibi eko sertifikalı bileşenlerle formüle edilmiştir. Alterna ürünleri glüten, sülfat, paraben ve sentetik renk içermez ve hayvanlar üzerinde asla test edilmemiştir.
Schwarzkopf İngiltere Elçisi ve Rainbow Room International Sanat Direktörü Dylan Brittain, 2022 kış saç rengi trendlerine ilişkin fikirlerini paylaştı.
Olağanüstü bir Eklentiyle Çikolata Tonları
Kış güneşinin altında dahi ışıl ışıl parlayan yoğun, çikolata kahveleri her zaman kış aylarının vazgeçilmez trendleri arasında başı çekiyor. Brittain; “Bununla birlikte, 2021 kışına saça boyut, derinlik ve hareket katmanın yanı sıra ek bir parlaklık kazandırmak için çikolata tonlarındaki baza ince altın rengi vurguların ve balyajın eklendiği bir trendin hakim olduğunu göreceğiz’ diyor.
Yaz sezonunun gözdesi olan fuşya pembesi ve sarının cesur tonlarına veda ederken, daha koyu patlıcan moru ve lacivert tonlarına merhaba diyeceğiz. Dylan Brittain “Bunlar, sarışınların yanı sıra esmerlerde de harika görünüyor. Saçın tamamına uygulanabileceği gibi ara patlamalar şeklinde de tercih edilebilir.
2021 kışında, çok soğuk pembe tonlarının geride kaldığını, bunun yerine daha açık, daha incelikli tonların popüler hale geldiğini fark edeceğiz. Brittain’e göre, daha önce gözde olan pembe altın tonlarından ilham alan bu tonlar saça parlaklık veriyor. Özellikle de sarışınların kış sezonunda deneyebilecekleri, sarı saçları ile kusursuz bir şekilde karışarak eğlenceli bir görünüme sahip olmalarını sağlayacak mükemmel bir seçenek.
Sonbaharda altın, bal ve kayısı sarısı tonları gibi ten renginize ışıltı katan daha sıcak sarı tonlar. popülerken kışın bunun yerini kül rengi sarılar, soğuk gümüş sarılar ve neredeyse yanardöner görünen, turunculaşma ya da kızıllaşmadan arındırıldığında en iyi görünüme sahip olan inci sarısı gibi soğuk saç renklerinin geri döndüğünü görüyoruz.
Kamera karşısında iyi görünmek eskiden sadece göz önündeki sanatçıların gündemindeyken, sosyal medyanın hayatımızda önemli bir rol oynamasıyla beraber, bugün pek çoğumuzu ilgilendiren bir konu haline geldi. Sadece fotoğraf çekerken değil, katılacağınız bir davette ya da etkinlikte iyi görünmek için de kullanabileceğiniz belli başlı makyaj hileleri var.
Elbette, iyi fotoğraf vermenin en iyi yolu makyajınızdır. Bunun için mutlaka profesyonel bir makyaj sanatçısına başvurmak zorunda değilsiniz. Günlük güzellik rutininizde uygulayabileceğiniz birkaç küçük hile ve değişiklikle, fotoğraflarda muhteşem görünmenizi sağlayabilirsiniz.
İşte, kendi makyajınızı yaparken kullanabileceğiniz makyaj hileleri:
Makyaja Hazırlık Fotoğraf çekimi yapmak ya da önemli bir davete katılmak için makyajınıza başlamadan önce cildinizin kusursuz görünmesini sağlamanız şart. Bunun için de cildi tahriş etmeyen sıvı bir peeling ürünü ya da arındırıcı, temizleyici bir maske (Önerimiz: Aveda Botanical Kinetics Arındırıcı ve Işıltı Veren Yüz Maskesi) uygulayıp nemlendirici kreminizi (Önerimiz: Nuxe Bio Organic Işıltı Veren Yoğun Nemlendirici Krem) cildinize güzelce yedirin. Kullandığınız nemlendirici miktarı konusunda cömert olun. Böylece cildiniz tazelenecek ve makyajınız pürüzsüz görünecek. Eğer cildiniz çok yağlı ise nemlendirici seçeneğini pas geçebilir ya da yağlı ciltlere özel bir nemlendirici uygulayabilirsiniz. (Önerimiz: Aveda Botanical Kinetics Yağlı Ciltler için Nemlendirici Yüz Kremi)
Makyaj Bazı
Makyajınızın kusursuz görünmesi için cildinize mutlaka baz oluşturacak bir primer uygulamalısınız. Önerimiz: Nars Pro-Prime Oil-Free Pore Refining Primer. Flaşlı çekimlerde hoş durmadıkları ve fotoğraflarda yüzünüzde maske varmış gibi bir görünüm yaratabileceği için güneş koruyucu bir krem kullanmaktan kaçının.
Fondoten Cilt tipiniz ve tonunuza uygun olarak seçtiğiniz fondöteni uygulayıp hafif bir pudra ile sabitleyin. Mat bir görünümü tercih ediyorsanız yarı saydam bitişli, biraz daha fazla ışıltı arıyorsanız parlak bitişli bir ürün seçin.
makyaj hileleri
Konturlama Fotoğraf çekimlerinde, bronzlaştırıcı veya şekillendirici pudra ile yüzünüzde yapacağınız hafif gölgelendirmeyle, özellikle gece ve karanlıkta çok daha iyi görünürsünüz. Kontur yaparken derinlik kattığı için mat bir ürün kullanmanız önemli. Büyük açılı bir kontur fırçası kullanarak bronzlaştırıcının bir kısmını elmacık kemiklerinizin altına, şakaklarınıza ve çene çizgisinin altına sürün. Önerimiz: M.A.C Sculpting Powder.
makyaj hileleri
Parlıklık Şekillendirmeyi bitirdikten sonra elmacık kemiklerinin üstüne ve üst dudağınızı ikiye ayıran çizgiye parlatıcı bir krem uygulayın.
Dumanlı Gözler Genelde tercih edilen siyah smoky (dumanlı) göz makyajı ürünlerini kullanmak yerine, daha az sert bir görünüm veren kahverengi, gri, lacivert veya patlıcan gibi nispeten yumuşak tonları tercih edin. Göz kapaklarınıza üst kirpik çizgisi boyunca bir far bazı sürün. Kuruduktan sonra, benzer tonda bir göz farı bulup far bazının üzerine, ardından düz bir fırça kullanarak alt kirpik çizgisine sürün. Bu, bazı sabitleyerek daha dumanlı bir görünüm yaratmanıza yardımcı olacak. Gelelim fara… Biraz daha büyük bir fırça kullanarak farı yukarı doğru hareketle göz kapağına ve kırışıklığa doğru karıştırın. Maskara uygulayın ve birkaç kat hacim ve dolgunluk veren bir ürün tercih edin. Önerimiz: Kirpi Vegan Volume Maskara.
makyaj hileleri
Allık Cildiniz için son dokunuşu yanaklarınızı renklendirerek yapın. Kızarıklıkların olmaması ve cildinizin sağlıklı bir ışıltıyla parlaması için allığı sadece elmacık kemiklerinizin üzerine uygulayın. En doğal görünüm için cilt renginize uygun en doğal tonu kullandığınızdan emin olun. L’Oréal True Match Blush allık, doğal görünen pek çok ton seçeneğine sahip.
Estetica Dergisi – Hairist projesi olarak gerçekleştirdiğimiz “Güzelliğin Peşinde” belgesel serisinde Kuaför Cevdet Şengül, kuaförlüğe adım atma ve mesleki gelişim hikayesini, deneyimlerini, kişisel gelişim yolculuğunu ve kuaförlüğe ilişkin fikirlerini bizlerle paylaştı.
İşte Cevdet Şengül röportajından birkaç alıntı:
35 yıllık kuaförüm. 48 yaşındayım. Yaklaşık 13 yaşında bu işe başladım. Önce bir mahalle berberinde başladım. Mahalledeki berber kapanmıştı ve o yıllarda Anadolu’dan Pendik’e göç etmiştik. Babamla iş ararken bir kuaför salonunun camında Fransızca kuaför yazdığını gördük. Kuaför salonu olduğunu anlamadık ama ‘çırak aranıyor’ yazısını görünce içeri girdik, sonra oranın bayan kuaförü olduğunu öğrendik. Sivas’tan İstanbul’a geldiğimizde yaz tatilinde hemen işe girdim. İşe girince okulla hiç ilgilenmedim, çok da bilinçli değildim. Dolayısıyla okulu tamamen unuttum. Hiç beklemediğim bir hayatla tanıştım. Orada bir buçuk yıl çalıştıktan sonra Can Kuaför’e (Fuat Can) geçtim.
“88 Aralık’ta Oktay Kaymakoğlu’nun yanında başladım. Tüm ustalarıma saygı duyuyorum, hepsinin emeği vardır ama asıl ustam olarak Oktay Bey’i görüyorum, onun emeği çok fazladır.”
“Bunca zaman içinde şunu öğrendim ki yeniliğe açık değilseniz bir yere gelmeniz mümkün olmuyor. Örneğin, “Ben Anadolu’dan geldim, aksanımı da değiştirmem” gibi bir düşüncem olsaydı, ilerleyemezdim. Çünkü bu şekilde gelişmeye kapalı olduğunuzda mesleki olarak da kendinizi gelişime kapatmış oluyorsunuz.”
“Hala salonda çalışırken kendimde Oktay Bey’i görüyorum. Gözleme, takip etme, salonda her yerde kulağımın olması, yani müşterin ve çalışanların her söylediğini duymam, Oktay Bey’den gelen, benimsediğim özelliklerdir. Personelim de bunu bilir ve müşteriyle olan ilişkisine, konuşmasına, esprilerine dikkat eder. Müşterilerle aramızda daima bir mesafe, bir çizgi vardır ve o çizgiyi geçmemeye dikkat ederiz. Bu meslek bize bayanlarla iletişim kurmayı, onlarla paylaşmayı, saygı duymayı ve saygı görmeyi öğretti. Oktay Bey’in nasihatleri ve zaman içinde okuduğum kişisel gelişim kitapları ile kendimi geliştirdim. Oktay Bey’in de kitap tavsiyeleri olurdu. Anadolu’dan geldiğimde aksanlı konuşuyordum. Çok kitap okudum ve kendimi geliştirdim.”
un camında Fransızca kuaför coiffeure yazdığını gördük. Kuaför olduğunu anlamadık ama çırak aranıyor yazısını görünce içeri girdik, sonra oranın bayan kuaförü olduğunu öğrendik.