Ana Sayfa Blog Sayfa 378

Ellerinize iyi bakın…

0

ELLERİNİZE İYİ BAKIN

 

Kuaförler olarak; bir heykeltıraş gibi, ressam gibi kendi ellerinizle sanatınızı icra ediyorsunuz. Saçlara şekil verirken, renklendirirken saçın neredeyse her teliyle ayrı ayrı ilgileniyorsunuz. Hal böyle olunca elleriniz sermayeleriniz haline geliyor. Biz de HAIRiST olarak sizlere elleriniz için bir kaç sağlık önerisi derledik.

El bakımı için en sağlıklısı bitkisel tarifler. Böylelikle ellerinizdeki kan dolaşımını dengelerken, en değerli sermayeniz olan ellerinizi kimyasal kremlerden uzak tutmuş oluyorsunuz. Evde hazırlaması oldukça pratik bir kaç tarif sayesinde kolaylıkla el sağlığınızı koruyabilirsiniz.

İlk tarifimiz ellerde hasar oluşmasını önleyen ve elleri hayata döndüren bir maske karışımı. Öncelikle; iki çorba kaşığı sütü üç tatlı kaşığı pirinç unu ile bir kap içinde karıştırın. Elde ettiğiniz karışımı önceden gliserin sürdüğünüz ellerinizin üzerine sürerek on dakika bekletin ve yıkayın. Otuz gün boyunca hafta da bir ve otuz günden sonra hafta da iki kere uygulamanız maskenin etkisinin uzun süreli olmasını sağlayacaktır.

Yıpranmış ellerinizi onarmak isterseniz de yapmanız gereken bu kadar basit; beş çorba kaşığı yulaf ununu, bir yumurta sarısını ve iki çorba kaşığı balı bir kasede karıştırın. Krem kıvamına geldikten sonra besleyici özellikteki karışımı günde iki kere sürerek ellerinizi onarabilirsiniz.

Kuru ve sertleşmiş elleriniz için her gün badem yağı sürebilirsiniz. Bir kaç damla ile badem yağını sistematik bir şekilde ellerinize uygularsanız, zamanla ellerinizin yumuşadığını ve eski kuruluğundan eser kalmadığını görebilirsiniz. Dilerseniz bir damla limonu da daha hızlı sonuç almak için badem yağıyla beraber ellerinize sürebilirsiniz.

Ellerinizin nem dengesini korumak istiyorsanız mutlaka susam yağı kullanmalısınız. E vitamini kapsülü ile beraber kullanacağınız susam yağı ile ellerinizden kaybolan nem geri dönecektir.

Boya kalıntıları gibi lekeleri ellerinizden çıkarmak için kullandığınız kimyasal maddeler ellerinizi tahriş eder. Ellerinizi bu tahrişten korumak için eldiven takmayı tercih etmeniz her zaman en sağlıklı yoldur.

El sağlığı mesleğinizi icra etmeniz açısından önde gelen kurallardan biri, el bakımınızı ihmal etmemek sizi her zaman bir adım öne taşıyacaktır.

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr’nin resmi mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

 

İlham veren tablolar: Venüs’ün Doğuşu

0

Venüs’ün Doğuşu

Dünyada en çok bilinen tablolardan biri ‘‘ Venüs’ün Doğuşudur’’. Yapıtta bir deniz kabuğunun içerisinden yükselen ve çıplak güzelliğiyle insanlığı büyüleyen Venüs’ün doğuşu tasvir edilmiştir.

Mitolojiye göre Kronus, babası Ursula’yı hadım edip, cinsel organını denize atar ve deniz döllenerek Venüs’ü doğurur.

Yapıtta Venüs doğduğu anda etrafındakileri büyüler. Botticelli diğer sanatçılardan farklı olarak Venüs’ü erotik bir şekilde tasvir etmiştir. Göğsünü ve cinsel organlarını tam olarak örtmeden çizilen Venüs’ün bu çıplaklığı, daha sonra bir çok sanatçı tarafından da taklit edilecektir.

Pagan etkisi taşıdığı gerekçesiyle sanatçının bir çok tablosu yakılmıştır ama bu tablosuna Pagan etkisi olmasına rağmen dokunulmamıştır.

Venüs’ün vücut yapısı ve şekli klasik gerçeklikten uzaktır. Bu sebeple özgün bir üsluba sahiptir.

 

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr’nin resmi mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

İlham veren tablolar: İki Frida

0

İki Frida

 

18 yaşında geçirdiği bir trafik kazasından sonra yattığı yerde resimler yapmaya başladı ve böylece bir ressam olarak tarihe geçti. 21. yüzyılın popüler kültür ikonu haline gelen ressamın tabloları kadar, özel hayatı da gündemdedir.

Sanatçının her tablosunda çektiği acılardan yansımalar vardır. Kadınların üzerindeki toplumsal baskıyı ve erkek egemenliğini resimleriyle ironize etmeyi tercih etti. İki Frida tablosu Frida Kahlo’nun en önemli eserleri arasındadır. İki Frida’dan biri Avrupi tarzda giyinmiş, biri ise Meksika tarzı bir kıyafetle oturmakta. Sağda oturan Frida’nın elindeki madalyonda eşinin resmi var ve o madalyonla sıkıntılı evlilik hayatına gönderme yapmaktadır.

İki Frida ve ikisi de el ele tutuşmuş, bu tablo da aynı zamanda entelektüel bir bunalım olan yalnızlaşmayı derin bir şekilde hissettiği düşünülebilir.

 

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr’nin resmi mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

Türkiye’de kadın kuaförler

0

Türkiye’de kadın kuaförler

Sektörün başarısı için kadın erkek çalışanlar arasındaki denge çok büyük önem taşıyor. Türk İstatistik Kurumu’nun verilerine göre sektörde kadın çalışanlarların oranı %35-40 arasında. Salonda kadınlar genellikle makyaj ya da güzellik bölümünde çalışıyorlar. Müşteriler bir kadının iyi saç kesebileceğine, renklendirme yapabileceğine inanmıyorlar. Fakat bu önyargılar yıkılabilir.

Dünyada ismini duyurmuş binlerce kadın kuaför var. Kimileri saçlarını özellikle kadınlara emanet etmek istiyorlar. İnce ruhları ve titizlikleri ile kadınlar bu mesleği çok iyi yapabiliyorken, her sektörde olduğu gibi kadın erkek eşitsizliği kuaförlük sektöründe de söz konusu. Zor şartlar altında saatlerce ayakta durup servis vermek konusunda fiziksel olarak kadınların yetersiz olduğu gibi bir algı var. Fakat güçlü taraflar göz ardı ediliyor. İlerleyen yıllarda Türkiye’de de çok farklı bir dağılım olmasını diliyoruz. 

Tepeden topuz modası

0

Tepeden topuz modası

2015-2016 sezonunda enseden toplanmış saçların yanısıra 1960’ların modası tepeden toplanmış stiller trendler arasında geliyor. Romantik, dağınık, aksesuarlar ile faklı bir hava yaratılmış topuzlar sezonda öne çıkıyor.

Dolce & Gabbana, Alexander McQueen, Prada, Balenciaga ve Marc Jacobs tasarımcıları sezonda trendi sahipleniyor ve kreasyonlarının ruhu ile özdeşleştiriyor. Sıcak günlerde salonda müşterilerinize eğlenceli, ilgi çekici şekillendirmeler ile retro görünümler önerebilirsiniz. 

 

 

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr’nin resmi mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

Eylül Ayı Finalistleri açıklandı

0

Yılın Kuaförü 2016

Eylül Ayı Finalistleri

 

Eylül ayı finalistlerini seçmek üzere Wella Professionals’dan; Wella Eğitim Takım Lideri Sermil Yılmaz, Wella Eğitim Uzmanı Selçuk Ergin ve Wella Teknik Eğitim Uzmanları; Barış Durmaz, Murat Hallaçoğlu, Berc Serkizyan bir araya geldi. Jüri üyelerimiz şekillendirme ve topuz kategorisinden toplam 124 saç tasarımını ve renklendirme ve kesim kategorisinden toplam 58 saç tasarımını değerlendirdi.

‘‘Sizden Gelenler’’ bölümümüze eklenen fotoğraflar için yapılan değerlendirmeler sonucunda; şekillendirme ve topuz kategorisinde, Mersin’den Sedat Mamur iki topuz tasarımıyla ve İzmit’ten Yaşar Olkan topuz tasarımı ile Eylül Ayı Finalisti seçilerek, Yılın Kuaförü 2016 Yarışması’nda finalist olmaya hak kazandı. Renk kesim kategorisinde ise Sakarya’dan Tuğba Ateş, İstanbul’dan Özgür Çakmakçı ve İstanbul’dan Gürdal Özer Renk- Kesim Kategorisi Eylül Ayı Finalisti seçilerek, Yılın Kuaförü 2016 yarışmasında finalist olmaya hak kazandılar.

İşte finalistler;

Renk-Kesim

Şekillendirme ve Topuz

Eğer siz de yıldızınızın parlamasını istiyorsanız; Sizden Gelenler bölümümüze, Ekim Ayı Finalisti seçilmek için tasarımlarınızı yüklemeye başlayın. Ayın Finalisti olma ayrıcalığından sizler de faydalanın. 

 

 

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr’nin resmi mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

Bunları biliyor muydunuz?

0

Bunları biliyor muydunuz?

Kuaförlüğün tarihi yazının bulunmasından önceye, 4000 yılına dayanıyor. Mısır ve Asya’da başlayarak, insanlığın Orta Asya’dan göçü gibi doğudan batıya göç ediyor. Saçların hep simgesel anlamları oldu. Rahibeler saçlarını kısa kestirdiler, budistler saçlarını kazıttılar. 18. yy’da Amerika’da kadınlar evlendikten sonra saçlarını topladılar, hiç açık bırakmadılar.

Antik Yunan’da kadınlar kocaları öldüğü zaman saçlarını kesip, mezarların içine gömdüler. Avrupa’da soylu ailelerden gelen insanlar büyük, gösterişli topuzlar yaptırdılar. Orta sınıf daha kullanılabilir saçlar, işçi sınıfı ise kısa saç tercih ettiler.  Bir dönem berberler sünnet de yaptılar, diş de çektiler. Osmanlı’da 18. yy’da meşruriyet ile birlikte peçeler açıldı ve kuaförlük sektörü gelişmeye başladı. 18. yy’da hakimler, avukatlar peruka kullandılar. Şimdi ise peruklar saç ekleme sanatında kullanılıyor.  Çok eski zamanlarda santral operatörü gibi meslekler, günümüzde yok oldu. Fakat kuaförlük asla kaybolmayacak bir meslek.     

Mesleğe olan tutkusuyla: İlda Doğancıoğlu

0

‘‘Ben başaracağım ve kuaför olarak mesleğimi devam ettireceğim’’

Kadınların daha az olduğu sektörde hedeflerine ulaşmada yılmadan çalışan tutku dolu bir kuaför: İlda Doğancıoğlu konuğumuz oldu.  

hairistcomtr: Sizi tanıyabilir miyiz? Kuaförlüğe nasıl başladınız?

İlda Doğancıoğlu: Almanya’da büyüdüm ama kendimi bildim bileli anaokulunda bile hayalim buydu aslında. Başka hiç bir şey olmak istemedim, olmak da istemem zaten. Hep güzel sanatlara karşı, sanata karşı, güzelliğe karşı büyük bir ilgim vardı. Almanya’da lise yıllarında okurken bizim oturduğumuz bölgede çok ünlü bir kuaför vardı. Şöyle söyleyebilirim ki şuan da Türkiye’de bile öyle bir yer yok. Benim içinse orada çalışabilmek her zaman hayalimdi. Oranın yeni kadro açacağını duyunca liseyi yarıda bıraktım. On altı yaşındaydım ve  yüz on kişi arasından altı tane yeni seçilecek personel kadrosuna ben de seçildim. Almanlar’ın prosedürleri farklı yürüyor ben de okulumu daha bitirmediğim almak istememişlerdi. Ön görüşme yapıldı. Özgeçmişin, okulların… ve sonunda alındım.

Orası her bir çalışanın Hollywood yıldızı gibi göründüğü, çok büyük markalarla çalışan, üç katlı bir yerdi. Çok geniş bir karşılama komitesi vardı. Kamerasından, telefon kulübesine kadar donanımlı ayrıca salonun içerisinden asansör geçiyordu. Bütün mobilyalar antik, kendi büromuz, yemekhanemiz. Söylediğim zaman dilimi 1985’lerdeydi. Salonda solaryumundan tutun kozmetik kabinlerine kadar her şeye sahip olan bir iş yeriydi. Çok ünlü bir salondu. Müşterileri Roma’dan bile gelirlerdi. Unisex bir kuafördü. Ne yapıp edip oraya girdim. En ünlü markalarla o zaman tanıştım. Ailem Türkiye’ye dönüş yapmasına rağmen ben eğitimimi tamamlamak için orada kaldım. Hayatımın en güzel yılları orada geçti. Bu büyük aşk orada başladı aslında. O günden sonrada her zaman büyük bir tutkuyla işimi sürdürmeye çalıştım.

hairistcomtr: Kuaförlüğe bakışınız hakkında bilgi verir misiniz?

İlda Doğancıoğlu: Türkiye’ye döndükten sonra iyi bir isimle başlamak istedim. Yeşilköy’de Veysel Öz ile birlikte çalışmaya başladım. Ondan evvel de bir süre Kariyer Eğitim Kurumları’nda part time eğitmenlik yaptım.

Ben aslında kuaför olarak bu işe başladım ama kuaför olarak bu işi sürdürmüyorum. Sadece kuaför olarak değil. Ben bu işe bir yaşam tarzı olarak bakıyorum. Bu benim yaşam tarzım. Bir kadın bu salona girdiği andan itibaren ‘‘ben onun için ne yapabilirim?’’ diye düşünüyorum ve ona baktığım zaman sadece bir saçla bırakamıyorum mümkün değil. Yüzünde o kadar dokunulması gereken yer varken ben sadece ona güzel bir saç tasarlayıp gönderemiyordum. Aldığım eğitimler doğrultusunda da; imaj danışmanlığı, insan yönetimi, insan ilişkileri ve benzeri derken tabi ki alt yapımızı güçlendirerek kuaförlüğe daha farklı yaklaşmaya başladım.

Son iki yıldır daha çok ifade danışmalığı ve butik çalışıyorum. Salonda gün içerisinde elli kişiye birden hizmet veremem. Ben müşterimle yaşar gibi çalışıyorum. Onun her şeyi ile ilgileniyorum. Tabi ki benim oturmuş bir müşterim var aylık dip boyasına gelir ama daha çok beni bulan, bana gelen insanlarla bir bütün olarak ilgilenirim. İfadeye dair her ne varsa bunun içine kaş tasarımı giriyor, bunun içine dudakları inceyse tamamlamak için kontür giriyor, eyelinerından saç yapısına kadar.

Bazen bir müşterimin benim yedi saatimi aldığı oluyor. Saç için geliyor ama her şeyiyle ilgileniyoruz. Hatta bazen gardolabına kadar ilgilenmem gerekiyor. Benim çalışma tarzım bu şekilde ve kızımı da o doğrultuda yetiştiriyorum. Enteresan bir şey oluyor zaman içerisinde ki  güven ve sevgiyle birlikte ilişki kuruyoruz. Öyle bir zaman geliyor ki evlendikten sonra da gelinlerimiz hâlâ en ufak bir şey için saçımı ne yapabilirim gibi ya da şuan da Bodrum’dayım ama lütfen kuaförümle konuşur musun? gibi sorularla arayabiliyor ve böyle bir güven ilişkisi kuruluyor.

Zor mu? Zor gerçekten çünkü eskiden sadece müşterimin saçından sorumluydum. Şimdi ise şöyle söyleyebilirim; gecenin devamında bile resimlerden, yorumlardan her şeyinden ben sorumluyum. Bunların yanında güvenilir olmak ve hep aynı kalabilmek hakikaten çok keyifli.

hairistcomtr: Bir kadın olarak Türkiye’de kuaför olmakla ilgili ne söyleyebilirsiniz. Avantajları, dezavantajları nelerdir? Belki şuan için değil ama mesleğe ilk başladığınızda ne gibi sorunlarla karşılaştınız.

İlda Doğancıoğlu: Ben hayatımda her dezavantajı, avantaja dönüştürebilen bir kişiyim ve ben hiçbir dezavantaj görmüyorum. Benim için avantajlarla dolu bir meslek çünkü ben bir kadınım. Bir kadının ne istediğini, -empati kurduğun sürece- bir kadın çok iyi biliyor ama şöyle söyliyim Türkiye’ye ilk geldiğimde bunun sıkıntılarını yaşadım. Fakat kendi kendime ‘‘ben başaracağım ve kuaför olarak mesleğimi devam ettireceğim’’ dedim.

Bizim toplumumuzda çok daha fazla bayan yetişmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir kere bizim bakış açımız çok farklı, bir erkeğin kapris olarak değerlendirdiği bir şeyi biz çok iyi anlayabiliyoruz. Önemli olan beklentiyi karşılamak değil ki önemli olan o beklentinin üstüne çıkmak ancak o şekilde biz akıllarda kalabiliyoruz, tekrar tercih edilebiliyoruz. Biz burada bir bakıma ticaret yapıyoruz ama asla bunu müşterilerimize hissettirmiyoruz. Bu mesela beni çok rencide eder müşteri olarak gittiğim bir yerde para konuşulmamalı. Bana gelen müşteri zaten onun bilincinde asla o konuyu fazla dile getirmeye çalışmıyorum. Onun üzerinden güvenini sarsacak ticaret yapıldığını hissettirecek bir durum olmamasına özen gösteriyorum. Fark etmeden aslında müşteriyle aramızda bir dostluk oluşuyor. İşini iyi yaparsan zaten gerisi gelir.

hairistcomtr: Anne-kız olarak çalışıyorsunuz. Anne ve kızın aynı salonda çalışması nasıl bir duygu, profesyonel hayatınıza nasıl yansıyor. Artıları eksileri nelerdir?

İlda Doğancıoğlu: Anne kız olarak çalışmanın çok avantajı olduğu gibi tabi dezavantajları da var. En büyük avantajı aramızda farklı bir dil var. Ben ne yaratması gerektiğini ona çok rahat anlatabiliyorum. Çocuğum olduğu içinde çok iyi yönetebiliyorum. Hangi alanlarda daha güçlü olduğunu hangi alanlarda daha zayıf olduğunu bildiğim için onun güçlü alanlarına göre hitap etmeye çalışıyorum.

Ben iş hayatımda pek taviz vermeyen bir kişiyim. Bu çocuklarım içinde geçerli. En az hatayı da kendi çocuğumdan kabul edebiliyorum. Mükemmel olmalarını istiyorum. Tabi ki onların uzun bir geçmişi yok biraz daha toleranslı davranmak gerekiyor ama bir bakıma onun içinde aslında iyi oluyor. Çünkü zor işlerle başlamanın faydasın ilerde görecektir diye düşünüyorum.

Ariana Doğancıoğlu: İş hayatında anne ile beraber çalışmanın zor yanları da var. Evde beraber olmak gibi olmuyor. Hem annen hem patronun, hem saygı duymak zorundasın hem kurallarına uymak zorundasın bir yanda da canın olduğu için arada ki o dengeyi kurmak gerekiyor ama onun deneyimleri sayesinde iyi yerlere gelmeye başladım diye düşünüyorum. Onunla birlikte olmak keyif veriyor, arkamda olduğunu bilmek güç veriyor. Onun yanında kendimi daha iyi ve huzurlu hissediyorum. Annem saç alanında faaliyet veriyor, ben ise makyaj alanında faaliyet veriyorum. Güzel bir ekip olduk yani birbirimize destek oluyoruz, birbirimizi tamamlıyoruz ben öyle düşünüyorum.

İlda Doğancıoğlu: Biz birbirimizin gözünün içine baktığımız zaman ne anlatmak istediğimizi biliyoruz. Ne yapması gerektiğini o biliyor. Tabi ki bu birden olmadı. O meslek hayatına girdiği anda aslında kendini zor bir yerde buldu. Arianna’nın iki yıllık bir iş geçmişi var. Aslında farklı bir sektörden geliyor, Turizm Otelcilik okudu. Fakat ben onu bildim bileli ya da o kendini bildi bileli bu konuda inanılmaz yeteneği var. Aslında salonumuza makyöz olarak başlamadı, halkla ilişkiler olarak girdi. Daha sonra onun inanılmaz bir yeteneği olduğunu gördüm. O bebeklikten beri ellerinde rujlarla uyuyan bir çocuktu zaten. Her zaman bu konuda üstün bir kabiliyeti oldu. Doğru söylemek gerekirse ben onun kadar kabiliyetli değilim benim öğrenmem için bir şeyin üstünden geçmem ve eğitim almam gerekir o ise bir kere baktığı zaman yapıyor. Bu konu da geniş bir vizyona sahip. Arianna, makyaja başladığı zaman biz o dönem televizyon programlarında değişimler yapıyorduk ve o bu sebeple en zoru ile başladı. En zoruyla başladığından beklentiler çok yüksekti dolayısıyla diğer müşteri servisleri onun için çok kolay olmaya başladı.

hairistcomtr: AKD’ye üyesiniz, dernek hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce faydaları neler?

İlda Doğancıoğlu: Artistik Kuaförler Derneği’nin çok büyük faydaları olduğunu düşünüyorum. Birlik ve beraberlik açısından özellikle inanılmaz. Gündemi takip etmemiz açısından çok faydalı, ortak noktalarımızı orada paylaşabiliyoruz. En büyük faydalarından biri de hepimiz aynı yerde oturduğumuzu, ortak sorunları paylaştığımızı görüyoruz ve bunların çok güzel bir şekilde birbirimizle konuşarak, dile getirerek çözümler üretebiliyoruz.

hairistcomtr: Hairist’te çok güzel bir şov gerçekleştirdiniz. Birazda onun hakkında konuşalım. Duygularınız, hazırlık aşamalarınız nasıldı?

İlda Doğancıoğlu: Çok güzel bir deneyimdi. Ben aslında hazır değildim şöyle ki salonu yeni açmıştık bir kaç aylıktı. Dolayısıyla elemanlarım tam oturmamıştı. Salonum tam oturmamıştı ama böyle bir teklif gelince hayır diyemedim.

Aslında ben şova çok meraklı olan bir kadınım yani kendimi her zaman orada düşünmüşümdür. Sadece şov değil ben her zaman diyorum ki ben sanatçı olmalıyım. Bu açıdan büyük bir rahatlığım var. Zaten işimi iyi yapabiliyorsam ve keyif alıyorsam ve izlenilmekten de çok büyük keyif duyuyorsam güzel oluyor. Hairist benim için çok önemliydi. Benim için gerçekten farklı bir dönemdi. Çünkü o saatten sonra ben şunu fark ettim ki bir çok meslektaşımın kadın kuaförlere bakış açısı çok değişti. Daha çok yetiştirilmek üzere kadınlar arandığını gördüm. Biz üç kadındık bu arada 3 Salon 3 Kadın 3 Tasarım adında gerçekleştirdik. Bir şeyleri ispat ettik sanki. Kadınlarında bu alanda gerçekten profesyonel anlamda iyi şeyler çıkartabildiğini, duruşumuzu, modern, vizyon sahibi olduğumuzu gösterdik. Çok şey kattı bence Estetica ve Erkan Güzel’in bizimle beraber olması çok büyük bir ayrıcalık yani bize çok şey kattı. Bu konuda ona müteşekkiriz aslında.

hairistcomtr: Sektörel anlamda sosyal medya ve kuaförlük ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

İlda Doğancıoğlu: Büyük bir avantaj olduğunu düşünüyorum artık her şey reklam. Bizim de günlük olarak yaptığımız işlerden; gelinleri özellikle, makyajlarımızı, değişimlerimizi çok paylaşıyorum -öncesi sonrası şeklinde- ve gerçekten de ciddi bir takipçi elde ettik. Facebook gibi İnstagram gibi sosyal alanlardan çok faydalanıyoruz. İnsanlar o sayfalarda gördüklerini birbirlerine tavsiye ediyorlar, paylaşıyorlar. Sonra fark ediyorsunuz ki yaptığınız iş size bir iş daha getirmiş. Eskiden kapı müşterileri daha çoktu şimdi ise insanlar daha seçici oldu daha bilinçli gitmek istiyorlar. Iskalamak istemiyorlar, ‘‘gittiğim zaman net bilmeliyim ne çıkacağını’’ mantığı ile yaklaşıyorlar. Dolayısıyla da işlerini gördükleri kişileri tercih ediyorlar. Benim müşterilerim çoğunlukla yüksek beklentileri olan kişiler çünkü ben öyleyim başkasına da hitap edemiyorum zaten. Dolayısıyla kapı müşterisinden ziyade insanlar işlerini gördüğü kişilerin müşterisi olmak istiyorlar. Bu anlamda da ‘‘iyi ki var sosyal medya’’ diye düşünüyorum.

hairistcomtr: Genç meslektaşlarınıza öneriniz var mı?

İlda Doğancıoğlu: İşe bir kere saygı duymak gerekiyor. Saygıyla bakmak gerekiyor. Her anlamda çokta profesyonelce davranmak gerekiyor. Eğitim bizim için çok önemli ve genç nesiller, vizyon sahibi gençlerimiz bu işe lay lay lom yaklaşmamalı. Bir deneyeyim olmadı bırakayım gibi değil. Arkasında durmalılar, savaşmalılar, ben bu noktaya gelene kadar çok uğraştım. Her şeyden evvel ailemle başladı bir kere; onlar döndü ben kaldım derken Türkiye’ye geldim, bir bayan olarak kabul edilemedim ama şuan öyle değil. Şuan yetiştirilmek üzere o kadar insana ihtiyaç var ki bu alanda ve tutkuyla bağlanmalıdırlar diye düşünüyorum. Gerekli önemi vermeliler diye düşünüyorum. Bu konuda ve bununla ilgili biz kuaförler sadece çalışmamalıyız. Seyahat etmeliyiz, gözlemlemeliyiz, vizyon edinebilmek için çok şey izlemeliyiz ve çalıştığımız saatin en azından çeyreği kadar, yılda eğitim almalıyız. Bu bizim için, yeni yetişenler için çok önemli. İnanılmaz bir meslek ve buradan yola çıkarak neler neler yapılabilir. Sadece kuaförlük diye bakmamalı çok geniş yelpazesi olan bir meslek diye altını çizmek istiyorum.

hairistcomtr: Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

İlda Doğancıoğlu: Bir konuya da değinmek istiyorum benim için çok önemli; kişi kuaförlük mesleğine adım atmışsa mesela; yurt dışında birisi boyacıdır, kesimcidir. Kuaför mesleği bence eskiden olduğu gibi her şey olmalı. Tabi ki bunun ne amaçla yapıldığını işletmeci olarak anlıyorum da ama buradan, ayrılan bir arkadaşımız sudan çıkmış balığa dönmemeli bence. Ben sadece boya biliyorum, ben sadece kesim biliyorum dememeli. Bu beni bu sektörde çok rahatsız ediyor. Ben aslında kuaförlükten geliyorum ama şuan da total look danışmanlığı yapıyorum. Bununla beraber ben asla kaş almayan bir insandım ama şuanda bu bir sektördür ve bu güzelliği tamamlayan bir sektör olduğu için bu benim işimi kapsıyor. Dolayısıyla ben sana baktığım zaman sendeki eksik veya avantajlı ne tarafın varsa ortaya çıkarabilmek adına mesleğimde her şeyi kullanabilmeliyim diye düşünüyorum. Ben boyaya da müdahale edebilmeliyim, topuza da neyin nerede olduğuna da ve ben burada yetişen tüm arkadaşlarımı o şekilde yetiştiriyorum.

hairistcomtr: Paylaştığınız bilgiler için teşekkür eder, başarılar dileriz.

 

 

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr ’nin resmi mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

Finalistler ne diyor: Burak Özen

0

Finalistler ne diyor: Burak Özen

Nis Kuaför/ İstanbul

2014 Eylül ayında Şekillendirme kategorisinde kazanan ve 2015 Mayıs ve 2015 Ağustos’da finalistler arasında gelen Burak Özen ile konuştuk.

Ödül kazandığım için salona gelen müşteriler oluyor ve gözleri kapalı saçlarını emanet ediyorlar. Randevularda ciddi bir artış oldu.

Ben modellerimi seçerken cesaretli olmalarından dolayı genç jenerasyonu seçiyorum. Modelim marijinal renklendirme ve saç kesimi istiyordu.Geometrik ve asimetrik kesim uyguladım. Yeşil, mavi ve mor tonlar kullandım.  

Geçmiş yıllarda Yılın Kuaförü Yarışması’na katılmak için 11 ay bekliyorduk. Fakat değişen formatı ile yarışmaya 11 ay boyunca istediğimiz kadar katılabiliyoruz. Dijital ortamda yarışabiliyor olmak özgürlüğümüzü de artırıyor.

 

 

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr ’nin resmi mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

Siz Terapist misiniz?

0

Kérastase ile siz de bir terapist olun!

Yeni Kerastase Resistance Terapiste ile artık onarılamayacak saç yok. Kuaförlüğün ışıltılı markası Kérastase yeni sunduğu Thrapiste serisi ile yine gündemde. Therapiste söylemini destekleyen videoları ise birbirinden çekici. İşte sizin için ilk terapist videosu: