Ana Sayfa Blog Sayfa 360

EsteticaForum İzmir

0

İzmir'deydik

Değişen müşteri profiliyle geliştirilmesi gereken hizmet ve iletişim anlayışını konu alan EsteticaForum; İzmir Kadın Kuaförleri, Manikürcüleri ve Güzellik Uzmanları Odası ev sahipliğinde L’Oréal Professionel ve Estetica Dergisi iş birliğiyle, Cumhuriyet Nevvar Salih İşgören Meslek Lisesi Konferans Salonu'nda düzenlendi. Estetica Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Erkan Güzel ile MM Bahçecik Yönetim Kurulu Başkanı Metin Bahçecik moderatörlüğünde gerçekleşen forumda; L’Oréal Profesyonel Ürünler Bölümü Genel Müdürü Emine Akad Gürpınar ve L’Oréal Professionnel Eğitim ve Organizasyon Müdürü Zeynep Atasoy ile Ankara Paris Kuaför’den Eda Kutlugün Koşar ve Mersin Üniversitesi Kuaförlük Programı öğretim üyesi Rıfat Aytar, sektörle bir araya geldi.

Estetica Forum'dan yansımalar:

Metin Bahçecik: Sektörümüzde konuşulacak çok şey var. Güzel tarafı ise artık sadece saç kesim ya da renklendirme değil başka şeylere de ihtiyacımız olduğudur. Dolayısıyla ‘‘Müşteriler bizi niye tercih etsin?’’ sorusu öne çıkıyor. Sektörde teknikler gelişiyor ve yenilikler var. Muhakkak ki bu teknikleri, ekibinizin motivasyonuyla beraber salonunuzla, dekorasyonunuzla, her şeyinizle öne çıkarıp müşterilerimizi elimizde tutmanız ve yeni müşterileri kazanıyor olmamız lazım. Müşteriler artık ‘Iphone müşterileri’. Bizler, ‘ne yapmalıyız ki onların dikkatini çekebilmeliyizi düşünmeliyiz’. Salonumuzla, dekorasyonumuzla, iletişimimizle onları yakalamalıyız. Gelecekte bizim onları yönlendiriyor olmamız gerekiyor. Yoksa onlar bizim çok önümüzde olacaklardır ki bunun mesleki anlamda pek olumlu olduğunu düşünmüyorum.

Rıfat Aytar: Kendi açımdan baktığımda öğrenciler için konuşacağım ki hepimizi ilgilendiriyor. Artık dünyayı küçücük bir haznenin içine aldılar. Kuaförlük eğitimi alan öğrencilerimiz çok çabuk sosyalleşebiliyorlar, görüşebiliyorlar. Bu sebeple onlara göre müfredatlarımızı, her şeyimizi düzeltmek zorundayız. Bizden ne bekliyorlar, bizim nasıl bir öğrenci modeli geliştirmemiz gerekiyor, biz bunların hepsini dikkate alıyoruz. Eğitim müfredatlarımız özellikle şimdiki gençlerin algısına göre düzenlenmeli. Nasıl ki salona bir müşteri geldiğinde öncelikle müşteri çok önemliyse, eğitimde de öğrenci çok önemlidir.

Eda Kutlugün Koşar: Bizim için önemli olan müşteriyi özel hissettirmektir. Seksen üç bin meslektaşınızdan daha farklı olmalısınız ki sizi tercih etsinler. Bunun için onun ne istediğini bilmenin dışında profiliniz kimdir, siz hangi profile hizmet ediyorsunuz, bu önemli. Kimlere hizmet ettiğinizi bildiğiniz zaman onların ne istediğini düşünürsünüz. Böylece işimizin sadece iyi fönden geçmediğini anlıyoruz. İyi bir iletişim en önemli etkenlerden bir tanesi. Teknolojinin geldiği noktada artık şunu görebiliriz; önceden hanımlar tercihleri kuaförlerine bırakırlardı, onların yeni şeyleri uygulamalarını isterdi. Şimdi artık kendileri sosyal medya aracılığıyla, kendilerine ne yakıştığını anlamış olarak geliyorlar.

Emine Akad Gürpınar: Bulunduğumuz sektör inovasyon sektörü. İnovasyon sadece teknolojiye mahsus değil. Kozmetik sektörü, güzellik sektörü tamamen inovasyonla canlı kalan bir sektör ve bu noktada da doğal olarak sektör lideri olan L’Oréal her daim bir adım önde gitme, öncü olma durumunda. Belirli tüketici sıkıntılarına, endişelerine, en iyi şekilde cevap verecek yenilikleri, teknolojileri düzenli olarak kadınların beğenisine sunuyoruz. Ancak ne kadar yeni teknoloji, yeni ürün sağlarsak sağlayalım, bunlar kuaförler tarafından doğru anlaşılıp, doğru anlatılmadığı sürece bizim yaptığımız iş yarım kalır. Kuaförlerin genellikle satış yapmakla ilgili büyük bir çekincesi var. Halbuki burada ürünleri doğru anlayıp, teşhisi doğru yapıp, müşterisine memnun kalacağı çözümleri sunduğu noktada büyük bir müşteri sadakati kazanmakla beraber, işine de önemli şekilde katkı sağlayacağı gerçeği de var. 

Zeynep Atasoy: Müşterilerin salon ziyaret oranı gittikçe düşüyor. Dolayısıyla salonlara müşteri geldiği zaman; müşterinin servis adedinin yükseltilmesi gerekiyor. Sadece fön değil yanına başka bir servis daha eklememiz gerekiyor. Farklı salonlarda çeşitli servisler var. Spalar var, bakım üniteleri var, bunların hepsi var ama baktığımız zaman bir kuaför salonunda bugün Türkiye ortalamasında 1,4 servis alıyor. Bizim yapmamız gereken bu servis oranının nasıl yükseltilebileceğini düşünmektir. Bunu yükseltmenin yollarından birisi de teklif etmek çünkü çoğunlukla teklif etmiyoruz. 

Erkan Güzel: Estetica Forum’u ilk defa bir meslek odası ev sahipliğinde gerçekleştirdik. Sektörün konuşması, tartışması, paylaşması, geliştirmesi gereken pek çok konusu var. Yayıncı olarak bu anlamda 12 yıldır yuvarlak masa toplantılarıyla aldığımız sorumluluğumuz EsteticaForum ile devam ediyor. 

Bir sonraki EsteticaForum Bursa'da ve Periscope'ta… EsteticaForum'un tamamını okumak için Estetica Dergisi Kasım Aralık sayısını inceleyebilirsiniz…

  

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr’nin resmi 

mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

 

 

Elektromanyetik Uyumluluk Konferansı’ndan bilgiler…

0

EMC Konferansı’nda elektro manyetik kirlilik konuşuldu…

Uluslararası EMC (Elektromanyetik Uyumluluk) Türkiye 2015 Konferansı, Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Üniversitesi ev sahipliğinde Maslak kampüsünde gerçekleşti.

Prof. Dr. Levent Sevgi bizi manyetik alanlar hakkında bilgilendirdi. Sabahtan akşama kadar fön makineleri, düzleştiriciler, lazer cihazları ve benzeri cihazlara salonlarda sürekli maruz kalınmasının sonuçlarını ve aktif olarak kullanılan cihazların yaydığı manyetik dalgaların sağlığımıza bir tehdit oluşturup oluşturmayacağını merak ettik ve sorduk.

Estetica: Elektromanyetik alan nedir? Elektromanyetik uyumluluk nedir? Bu kavramları öncelikle kısaca açıklayabilir miyiz?

Prof. Dr. Levent SEVGİ: Gündelik yaşantımızda sık karşılaştığımız bilgisayarların radyo yayınlarını bozması, elektrik süpürgelerinin TV’lerde karlanmaya neden olması, cep telefonlarının araçların ABS fren sistemini kitlemesi benzeri olaylar elektromanyetik (EM) etkileşim ve girişim olaylarından sadece bir kaçıdır. İlgili disiplin EMC (Electromagnetic Compatibility= elektromanyetik uyumluluk) olarak anılır.

Estetica: Sizin de bildiğiniz gibi kuaförler sürekli elektronik cihazlarla iç içeler. Fön makinesi, maşa, bir kısım salonlarda lazer, salonların içerisinde LCD televizyonlar, bilgisayarlar ve wi-fi cihazları mevcut bu tarz cihazların oluşturduğu manyetik kirlilik hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Prof. Dr. Levent Sevgi: Manyetik alanlarla ilgili; ‘bana bir şey yapar mı?’ gibi bir çok düşünce var. O konularda bilim hâlâ tartışmalı; bir kısım aman dikkatli olalım, bir kısım ise aman bir şey çıkmaz diyor. Kesin sonuç yok ama bilimin kesin sonuç elde ettiği alanlar var. Özellikle radyasyon mesela nükleer radyasyon. 1950’lerde biliyorsunuz radyasyonu şişelerde satıyorlardı -tedavi olarak- şimdi ise öldürücü olduğunu biliyoruz, kesinlikle kanser yapıyor. Sigara kesinlikle kanser yapıyor bunun artık tartışmalı bir durumu yok. Bütün bu cihazlar cep telefonu olsun, kuaförlerdeki kullanılan cihazlar olsun bunların hepsi elektrik enerjisiyle çalışıyor. Özellikle fön makineleri süresi sınırlı da olsa yakın alanda manyetik alan oluşturuyor. Benzer şekilde cep telefonlarına baktığımız zaman; uzun süre konuşmayın. Şimdi güzel bir şey var artık mesajlaşma daha yaygın. Zararı tam kesinleşmemiş olsa da bilmediğimiz şeylere temkinli yaklaşmak daha uygun. İleride bunun zararlarını görebiliriz. O yüzden dikkatli olalım.

Estetica: Sayın Prof.Dr. Levent Sevgi’ye paylaştığı bilgiler için teşekkür ediyoruz. Elektromanyetik Kirlilik konusunda Ventoso Ürün Yöneticisi Tuba Deniz’den de fön makineleri hakkında bilgi aldık. Neler paylaşacaksınız? Neden “sıfır elektromanyetik kirlilik”?

Tuba Deniz: Konferansta da paylaşıldığı üzere cihaz-cihaz etkileşimi ve bunun etkileri üzerinde tartışılan ancak 1992 yılında düzenleme getirilmiş konular. Pek çok konuda dikkatli olmadığımız gibi elektromanyetik kirlilik konusuna da her ne kadar ülkemizde pek önem vermesek de özellikle uluslararası markalar bu konuya azami önemi gösteriyor ve göstermek zorunda. Ventoso olarak biz de bu konudaki standartları yakından takip eden ve uygulayan bir markayız. Bu konuda müşterilerimizi bilinçlendirme sorumluluğumuz da bulunmakta.

Estetica: Kullanıcı veya uygulama yapılan müşteri nezdinde yansımaları nelerdir?

Tuba Deniz: Öncelikle sonuçları tartışılıyor olmakla birlikte bizim açımızdan en önemli unsur çevreye ve oluşturulan standartlara karşı sorumluluklarımızdır. Çevre ve kuaför dostu ürün tanımlarımızı destekleyen “bu ürünün üretim aşamasında sıfır manyetik kirlilik oluşmuştur” ifademizi bunun için özel olarak bastırdığımız ve ürün kutularının içine koyduğumuz bir çalışmayla kuaför salonlarına taşıyoruz ki hem kuaför hem de kuaförleri ziyaret eden misafirlerini bilinçlendirelim. Bu şekilde bir bilinç oluşturarak ürün ve hizmet seçimlerinde daha dikkatli tercih yapmalarını ve ödedikleri her kuruşa karşılık bulmalarını hedefliyoruz.

Röportaj ve konferans ile ilgili bilgilerin tamamına Estetica Dergisi Kasım-Aralık sayısından ulaşabilirsiniz… 

3D saç üretildi!

0

3D saç üretimi

Hayatımıza üç boyutlu yazıcılar girdiğinden beri teknoloji farklı bir boyuta geçti. Bu teknolojinin daha neleri hayatımıza kazandıracağı meçhul olsa da faydalarını şimdiden hissetmekteyiz. Yakınlarda elde edilen farklı bir teknik ise bilim adamları tarafından üç boyutlu yazıcı ile üretilen saçlar. 3D yazıcılar ile bilim adamları; renk, boyut veya yoğunlukları istediği  şekilde ayarlayarak saçları üretebiliyorlar. Carnegie Mellon Üniversitesi’nde gerçekleşen araştırmalar sayesinde tutkal tabancası mantığında çalışan çok ince iplikler şeklinde plastik madde elde edildi. 3D yazıcılar mobil teknikler için tasarlanmamış olsa bir Carnegie Mella Üniversitesi İnsan-Bilgisayar Enstitüsü’nde doktorasını yapmış olan Gierad Laput ve ekibi; saçları kafa tası üzerindeki gibi yan yana ve sık bir şekilde biçimlendirecek donanımı geliştirerek saç üretebildiler. Elde edilen saçlar kesilebilir, şekillendirilebilir ve hatta taranabilir özelliktedir.

Makine şu an ki işleyiş hızıyla 20-25 dakikada 10 milimetre kare saç üretebiliyor fakat gelecekte daha hızlı bir teknoloji elde edileceği düşünülüyor. Ekibin bir sonraki hedefi; farklı manyetik özelliklere sahip, daha sofistike malzemeler kullanarak saç üretmek ve olanakları zorlamak.

Yeni yeni gelişen bu teknolojinin saç endüstrisinde farklılıklar yaratacağı ön görülüyor.

  

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr’nin resmi 

mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

 
 

18 yılın ardından…

0
 

18 yılın ardından…

Dr.Güneş Şenkal Şen ile 18 yılı değerlendirdik. Bu hoş değerlendirmeden bize iz bırakan üç cümle dikkat çekiciydi:

“Aslında bu sektöre çok uzak değildim. Dedem erkek berberiydi ve saç süpürmüşlüğüm, müşteri paltosu tutmuşluğum vardı.”

“Yaptığımız her işte, ürettiğimiz her ürün ve sunduğumuz her hizmette kalite ararız ve en önemlisi onurumuzu ve kendimize olan saygımızı her şeyin üstünde tutarız.”

Kuaförlük sektörü bence hala hak ettiği değerde değil. Düşünsenize bir kadına ancak, babası, kocası, sevgilisi, çocuğu, doktoru ve de kuaförü bu kadar yakın olabilir, yani kadının hayatında bu kadar önemli bir yere sahip.”

İşte akıp geçen yıllardan bu güne süzdüklerimiz…

Estetica: Güneş Hanım, Kısaca eğitim ve iş hayatınızdan bahseder misiniz?

Güneş Şenkal Şen: Boğaziçi Üniversitesinde Ekonomi üzerine master yaparken, 1988 yılında Emlak Bankası’nda çalışmaya başladım. 1993 yılında da Eczacıbaşı Topluluğu’na geçtim. 22 yıldan bu yana topluluğun farklı şirketlerinde görev aldım. Çalıştığım şirketler hep kozmetik ile ilgili şirketlerdi. 1997 yılında ise Girişim Pazarlama’da Schwarzkopf Profesyonel Ürünlerinin Pazarlama bölümünde çalışmaya başlayarak kuaförlük sektörüne adım attım. Aslında bu sektöre çok uzak değildim. Dedem erkek berberiydi ve saç süpürmüşlüğüm, müşteri paltosu tutmuşluğum vardı.

Bütçe planlama, finans, ticari pazarlama gibi farklı alanlarda çalışmak benim pazarlamayı bütünsel

 

olarak kavramama çok yardımcı oldu. O zamanki Pazarlama Müdürüm, sektörden çok iyi bildiğiniz bir isim olan, şimdiki Genel Müdürüm Viki Motro idi.

Zamanla Schwarzkopf ile olan ve 1953 yılında başlamış olan lisansörlük anlaşması evliliğe döndü ve 1999 yılında Eczacıbaşı-Schwarzkopf doğdu, aynı yıl benim de bir oğlum oldu. Bu yeni şirkette Coskun Bedük-Genel Müdür ve Cem Birsel-Pazarlama Müdürü olmak üzere Schwarzkopf Professional’ı Türk pazarında hak ettiği yere getirmek için çalıştık. Pazarlama Müdürlüğü bayrağını 2007 yılında Cem Birsel’den devradım ve bu güne kadar da ürünlerimizle ve hizmetlerimizle Eczacıbaşı-Schwarzkopf’u ve kuaförlük sektörünü hep daha yukarıya taşımaya çalıştım. Şimdi bayrağı yine içimizden bir isme, Şehla Heper’e devrederek emekli olmanın gurunu yaşıyorum. Ancak sektörle bağım kopmuyor, bir süre daha Eczacıbaşı-Schwarzkopf’a danışmanlık yapmaya devam edeceğim.

Estetica: 22 yıl gibi uzun bir süre Eczacıbaşı Topluluğu’nda çalıştınız. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Güneş Şenkal Şen: Geriye dönüp baktığımda, 27 yıllık iş hayatımın 22 yılının bu Toplulukta olmasını sağlayan en önemli faktörün “Değerlerimizin Uyuşması” olduğunu gördüm. Eczacıbaşı’nın çağdaş, kaliteli ve sağlıklı yaşamın öncüsü olması beni hep etkiledi. Bu değerlerden birkaç tanesini sıralarsam; Topluluğu’muzda insana saygı hep önde gelir ve bu benim için de çok önemlidir. Bizi etkileyen her konuda söz söyleme ve bilgi edinme hakkımız vardır. Yaptığımız her işte, ürettiğimiz her ürün ve sunduğumuz her hizmette kalite ararız ve en önemlisi onurumuzu ve kendimize olan saygımızı herşeyin üstünde tutarız.

Hem bu değerler hem de Schwarzkopf’un “Saça tutku ile bağlıyız” mottosunu özümsedim ve benim için ve uzun yıllar bu sektörde devam ettim.

  

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr’nin resmi 

mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

 

 

Çıraklıktan ortaklığa

0

Çıraklıktan ortaklığa

Hayatta öyle karşılaşmalar vardır ki… Biri sizin hayatınıza dokunur ve her şey değişir. Sevgi, saygı ve kucaklaşmayı merkezinde barındıran çok özel bir bağlılık…

Buluşma noktası: Erdem Kıramer. Çok yönlü bir ilişki ve bugün geldiği nokta itibarıyla çok özel bir ortaklık. Hem iş hem de gönül ortaklığı. Darısı tüm arzu ve niyet edenlerin başına… Niko Katakuzino nam-ı diğer imparator ve Hüseyin Özcan ile konuştuk.

Estetica: Niko Bey ne zaman başladınız?

Niko Katakuzino: 1961 senesinde okulu bıraktıktan sonra Büyükada’daki Splendid Oteli’indeki kuaförde çalışmaya başladım. O zamanlar bu mesleği daha çok gayrimüslimler yapıyordu. Kış aylarında çalıştığım Beyoğlu’nda Aristokri Kuaför Salonu’nda çok büyük bir ambiyans vardı. 14 manikürist, 12 kalfa, 4 ortak ile Aristokri Kuaför o zamanlar Türkiye’nin en büyük kuaförüydü.

Salonda muazzam bir disiplin vardı. Tekirdağ Orduevi’nde askerliğimi bitirdikten sonra Beyoğlu Aristokri Kuaför’de 1978 yılına kadar devam ettim. 1977’den beri Abdi İpekçi’de Erdem Kıramer ile beraber çalışıyorum.

Estetica: Hüseyin Özcan ile yollarınız nasıl kesişti?

Niko Katakuzino: Beyoğlu’nda Aristokri Kuaför Salonu’nda bir çırağa ihtiyaç vardı. Salonun yakınlarında oturan bir arkadaşıma sorduğumda oğlunun çalışabileceğini söyledi. 19 Nisan 1973’de Hüseyin Özcan ile yollarımız keşişti. İlk gördüğümde gözlerindeki ışıktan bu işi ne kadar yapmak istediğini anladım, çalışmaya başladıktan sonra da yeteneğini keşfettim. İlk şampuan uyguladığında müşteriye saçı nasıl yıkadığını sordum. Çok memnun kaldığını söyledi. Gösterdiğim her şeyi çok çabuk öğreniyordu. Terbiyeli, saygı, erdemli bir insan olma yetisi hangi işi yaparsanız yapın sizi tercih edilir yapıyor. Hüseyin Özcan’ın da çok iyi bir ailesi vardı. Babasının sözünden hiç çıkmazdı. Ailesi onun üzerine titriyordu. Çok iyi yetişmiş bir çocuktu. Sabah erkenden işe gelirdi. Öğle arası mutlaka eve gidip yemek yerdi. İşe başladığında ilkokuldaydı. Okul yarım gündü. Kışın Aristokri Kuaför Salonu’nda, yaz aylarında da Büyükada’daki Splendid Oteli’nde çalışırdık.

Estetica: Hüseyin Bey’e soralım. Çalışırken aynı zamanda eğitiminize devam ediyordunuz.

 

Hüseyin Özcan: 1970 yılında Erzincan Gelinpınar köyünde doğdum. Ailem İstanbul’a taşınmaya karar verdi, burada yaşamaya başladık. Niko Bey’in de söylediği gibi babamın isteği ile Aristokri Kuaför Salonu’nda çalışmaya başladım. Sabah dükkanı açıyordum, temizlik yapıyordum. Evet liseye kadar okula devam etmiştim. Niko Bey sene sonunda karnemi göstermemi isterdi. Kırık olunca kızardı. Ben de çok çalışıp taktir getirmeye başladım. Ancak kuaförlük mesleğini seçtim. Niko Bey bana mesleği çok sevdirmişti. Şimdi o zamanlar bu kararı verdiğim için çok mutluyum.

Estetica: Bay Niko’nun yanında başladığınız meslek hayaınız nasıl gelişti?

Hüseyin Özcan: 1976 yılında Bay Aristokri mesleği bırakmıştı. Aristokri’nin salonu işlemiyordu. Aristokri’nin salonundan ayrılan Nezih ve Cemalettin olarak Nişantaşı’nda salon açtılar. Cemalettin Kazan işinde çok iyiydi. Saç kesmeyi ondan öğrendiğimi söyleyebilirim. Çok değerli, mükemmel bir ustaydı. İki ortak anlaşamadığı için, işler pek iyi gitmiyordu. Oradan ayrılıp, Nişantaşı’nda başka bir salonda kalfa olarak çalışmaya başladım. Salonun müşteri portföyü bana uygun değildi. Orada ne uzayıp ne de kısalacaktım. Bir gün işten çıkıp nişanlım Ayşe ile Osmanbey’de yürürken yolda Niko Bey’i gördük. İşte o zaman hayat benim için yeniden başladı. Hayatımın yön değiştiği bir döneme girdim. Niko Bey, Erdem Kıramer’in salonunda çalışmamı teklif etti. Bulunduğum yerin uygun olmadığının altını çizerek…

O dönem Erdem Kıramer salonunda Hakan Köse, Kuaför Serap ve Aziz Kıyışkan gibi isimler çalışıyordu. Salonda saçları hep Erdem Kıramer keserdi. Erdem Bey, binanın temellerini yapmıştı, bize çatıyı döşemek kaldı. Niko Bey, bana Erdem Bey’in yanına gidip bir şeyler öğrenmemi söylerdi. Fakat o kadar sert bir üslubu vardı ki yanına gitmeye çekinirdim. Ekip 30 kişiydi, kendi kendime ben burada çok iyi olacağım dedim. Kesim konusunda kendime çok güveniyordum. 1986’da Etilerdeki salon açıldı. Hakan Köse ile birlikte Etiler’deydik. Nişantaşı’nda Serap ve Aziz çalışıyordu. Zaman içerisinde kendi alanımı oluşturmuş oldum. 1995 yılında herkesin bildiği meşhur Diba Salon açıldı. Salondan birçok kişi oraya gitti. Fakat ben gitmedim,kaldım. Yediğim ekmeğe hıyanet edemezdim.

Estetica: Hüseyin Bey, Niko Katakuzino mesleğe başlamanıza ön ayak olan ve elinizden tutan ustanız olarak sizin için ne ifade ediyor?

Hüseyin Özcan: Türkiye’de bugün bu işi çok iyi yapan en saygın isimlerden biri Niko Katakuzino’dir. Ben onu “imparator” olarak nitelendiriyorum. Hayatımın çizgisini değiştirdiği için onu babam yerine koyuyorum. Ondan alfabeyi öğrendim, önce hecelemeyi, heceleme döneminde sevgiyi, kucaklaşmayı, bağlılığı öğrendim. Şimdi beraber güzel cümleler kuruyoruz. Ailem benim için ne kadar önem taşıyorsa, Niko Bey’e de aynı hisleri besliyorum. Bugün bir yere geldiysem

 

bu onun eseridir. Ona karşı hep kendimi borçlu hissederim. Bu çok özel bir duygu. Bilgisini benimle paylaştı, yeteneğimi görüp beni teşvik etti. Eğer bu günlere geldiysek bu birbirimize gösterdiğimiz sabır, sevgi ve saygıdandır. Bugün salonun ortağıysam; bu hem benim çabam, hem de Niko Bey’in bana gösterdiği emek, sabır ve özveri sayesindedir.

Estetica: Niko Bey, siz Hüseyin Özcan’ı nasıl tanımlarsınız?

Niko Katakuzino: Hüseyin çok yeteneklidir. Bu sektörde sadece yeteneği için tutunmadı. Aynı zamanda çok dürüst, saygılı, efendidir. Erdem Kıramer’in açtığı yolda hep birlikte çok önemli işlere imza attık.

Estetica: Aristokri Kuaför’de yanınızda çırak olarak başlayan Hüseyin Özcan şimdi salona ortak… Bir araya geldiğinizde ne hissediyorsunuz?

Niko Katakuzino: Oğlum gibi sevdiğim Hüseyin Özcan şimdi çok büyük bir sanatkar oldu. Bu yüzden ona saygı duyuyorum. Sadece benim ona değil, Hüseyin Özcan’ın da bana çok emekleri oldu. Hüseyin Özcan çok saygılı bir kişiliktir. Salona geldiğim zaman beni kapıda karşılardı. İnsanlık hali olarak kimi zaman kızdığımda hiç cevap vermezdi. O hep işini yapardı.

Estetica: Hüseyin Özcan’ı ayrı bir yere koymanızın nedeni neydi?

Niko Katakuzino: Bizim dönemimiz çok farklıydı. Hüseyin Özcan hep salonun menfaatini düşünürdü. Salonda boya kullanırken gerekenden fazla kullanmamak için özen gösterirdi. Nereden kar sağlasam diye bakardı. Saçını ona yaptıran bir müşteri mutlaka bir daha gelirdi. Salona çok müşteri kazandırmıştır. Allah hep ona daha çok versin diye dua ettim.

Estetica: Sizin Hüseyin Özcan’ın sevmediğiniz tarafları var mı?

Niko Katakuzino: Hüseyin Özcan’ın sevmediğim hiçbir tarafı yok. Ben hata arayan bir insan değilim. Olumsuz bir şey söylemem.

Estetica: Hüseyin Bey sizin Niko Bey için söyleyeceğiniz neler var?

Niko Katakuzino: Bu soruya ben cevap vermek istiyorum. Hüseyin Bey

 

söylemez. Sinirlendiğimde bağırırım, salonun menfaati için babamı bile takmam. Sevdiğim insanı çok severim. Ama çok disiplinli olduğum için sert görünebiliyorum.

Estetica: Bir gün salona ortak olacağınızı hayal ediyor muydunuz?

Hüseyin Özcan: İstekliydim, çalışkandım ama hayal edemezdim. Bunlar sadece çalışmanın, istekli olmanın değil; aynı zamanda sadakatin verdiği meyveler.

Yazının başında “sevgi, saygı ve kucaklaşmayı merkezinde barındıran çok özel bir bağlılık. Buluşma noktası: Erdem Kıramer. Çok yönlü bir ilişki ve bugün geldiği nokta itibarıyla çok özel bir ortaklık. Hem iş hem de gönül ortaklığı” demiştik. Niko Katakuzino ve Hüseyin Özcan’a tüm samimiyetleri ile aralarındaki bağı, kurdukları iş ve gönül ortaklığını, Erdem Kıramer’e olan sevgi ve saygılarını ve bu sayfalara sığdırmaya çalıştığımız uzun yıllarını bizimle paylaştıkları için teşekkür ederiz. Genç nesillere, mevcut ilişkilere, geleceğe ışık tutması dileğiyle.

Estetica Dergisi Ağustos Eylül sayısından alıntıdır. Yazıya ulaşmak için Estetica Dergisi Ağustos Eylül sayısına göz atabilirsiniz…

  

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr’nin resmi mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

 

Ankara’da gönüllü olmak…

0

Ankara’da gönüllü olmak…

Ankara Profesyonel Kuaförler Derneği ile bir aradayız. Geçmişten bugüne, gönülden gönüle bir mesleki sorumluluk örneği.

Gönüllü olmak özel bir duygu. Farklı bir yapıyla yürütmek istedikleri Ankara Profesyonel Kuaförler Derneği ne zaman kuruldu? Neden kuruldu? Nasıl kuruldu? Yönetim Kurulu Üyeleri’nin yanı sıra kurucu üyelerden Cemal Mısdılıoğlu ve Şevki Cideli’nin de yer aldığı özel bir buluşmayla derneği ve gönüllülük çalışmalarını konuştuk. Sektöre, kuaförlük mesleğine katkı sağlamak, daha yukarı taşımak ve yapılanın üstüne bir taş daha eklemek üzere örnek olmasını dileyerek…

Şevki Cideli: Dernekleşme sürecinde bizim gönüllü olarak başlattığımız bu hareket etkisini sürdürüyordu. Sonuçta yapacağımız her olayda resmiyet gerektiren bir zorluk ile karşılaşıyorduk. Sponsorlarımız resmi kimliğimizi soruşturuyordu. Halbuki biz gönüllü dayanışma gösteren bir gruptuk. Bunlar kolay aşılamıyordu. Gösteri yapmanız kolay değildir. Organizasyon dışında maddi bir külfeti vardır. Bunun çıkmaz bir yol olduğu ve resmileştirilmesi gerektiği noktasına gelindi. Resmiyet kazanmak çok önemliydi. Kuşkularımız yok değildi. Resmi bir kimliğinin olması da hoş bir şey. Yıllardır bu çalışmaları sürdürüyorduk, nereye gideceğini bilmiyorduk. Böyle bir karar aldıktan sonra tüzük hazırlandı. O tüzüğün doğrultusunda 30 gün içerisinde dernekleşme için adımları attık.

Cemal Mısdılıoğlu: 90’lı yıllardan sonra ben de bu platforma katıldım. Platformda 1 yıl kadar bir üyelik gibi çalışmalarım oldu. Bu üyelik çalışmalarından sonra resmi olmadan yine platform adında her ay toplantılarımız devam ediyordu. 1995 senesinde platformdaki arkadaşlar ile birlikte yönetim oluşturduk. Yönetim kurulu ve üyelerimizin desteği ile beraber çok güzel işlere imza attık. Sadece Ankara içinde değil, İstanbul’da, İzmir’de, Samsun’da çalışmalar yapıldı. İstanbul Artistik Kuaförler Derneği ve İzmir Artistik Kuaförler Derneği ile işbirliği içindeydik. İzmir organize etti, İstanbul ve Ankara destek verdi. Ankara organize etti. İstanbul ve İzmir birbirimize üçlü ayak olarak güzel organizasyonlarımız oldu.

Mustafa Çapraz: Ben 20 senedir bu işi yapıyorum. Bu derneğe katılmamdaki sebep bazı şeylerden fedakarlık etmek. Fedakarlık edip bu mesleği daha ileriye nasıl taşıyabiliriz, fikir alışverişi yapmak için katıldım. 7-8 aydır Davut Başkan ile beraberim. Meslek hayatımda daha farklı bir şekilde fedakarlık yaparak dernek için neler yapabiliriz çabasındayım. Bu derneğin organizasyonlarını sürekli takip ediyordum ve içinde bulunmak hep istemiştim.

Zafer Durmaz: Ben 21 yıldır mesleğin içindeyim. 1997 yılında Cemal Mısdılıoğlu Şura salonunda çok büyük bir organizasyon düzenlemişti. Dernekle ilk o zaman tanışmıştım. O zamanlar çok fazla eğitim düzenlenmiyordu. Çalıştığımız firmalar ile bu kadar yaygın eğitimler olmadığı için o şov da benim çok ilgimi çekmişti. O zaman bir maaşımı harcadığımı hatırlıyorum. Derneğin aktivitesiyle ilk o zaman tanışmıştım, çok ilgimi çekmişti. Çok meraklıydım gelişime. Çok geniş kapsamlı bir organizasyondu. Önce tanıştım. Aradan yıllar geçti, Cemal Bey’in yanında işe başladım. Davut Başkanımız gibi. Cemal Bey o zamanlarda Başkanlık yapıyordu. Derneğin içinde olduğum için aktivitelere gidiyorduk. Sohbetler, toplantılar düzenleniyordu. 15 kişi toplanıyor saç tasarlıyorduk. Kendimi derneğin içinde biraz daha yakın hissettim. 2009 yılında kendi salonumu açtığımda da üye oldum. Üyelikten sonra yine derneğin faaliyetlerine devam ettim.

Akın Akpolat: Mesleğe 1980 yılında başladım. 24 senedir salon işletiyorum. Uzun dönemden bu yana dernek ile birlikteyim. İki dönemdir de başkan yardımcılığı görevini üstleniyorum. Benim derneğe girme sebebim Cemal Bey’dir. Şimdi yönetimdeki görevimiz meslekle ilgili paylaşımların yapılması. Kuaförlere sadece esnaf değil, sanatkar ve usta olarak bakılması gerekiyor. Bununla ilgili kayıplarımız var gibi görünüyor. Kişisel gelişim ve kendimize güvenimizin artması bence her şeye değer.

Ali Özpolat: Derneğe 2005 yılında iştirak ettim. Derneğe geldiğimizde odadan göremediğimiz mesleki bilgileri paylaşma imkanı bulduk. Cemal başkanımız o dönem aktif olarak çok güzel şeyler yapıyordu. Bizim de ilgimizi çekiyordu. Nasıl girebiliriz düşüncesiyle ilk önce misafir, sonra üye oldum. Bizler mesleği ustalarımızdan görerek ve uygulayarak öğrendik. Donanıma sahip olmadık. Bu bizim için büyük bir sıkıntı oldu. Geldiğimiz noktada gör ve uygula değil de bilgiye ve tekniğe dayalı bazda uğraşıyoruz. Dernekte genel sekreterlik görevi yapıyorum. Daha önce Cemal Başkanımız ile yönetim kurulunda bulundum. Şimdi daha aktif genç beyinler olarak neler öne sürebilirize bakıyoruz.

Aydın Ulu: 27 senedir bu mesleği yapıyorum. 15 senedir de kendi salonum var. Daha önce de konuştuğumuz gibi kuaförlerin en büyük sorunu kendi salonundan çıkamamaları, mesailerinin uzun olması. Hep bir çalışma içerisindeydim, sadece kendi personelime bir şeyler vermek amacımdı. 15 sene böyle geçti. Bir patlama noktası olduğunu farkettim. Derneğimizin bir organizasyonu vardı. Davet edildim ve üye oldum. Üyelikten sonra arkadaşlarımın tavsiyesiyle yeni yönetimde yer aldım ve çok mutluyum. Yönetime girmek bana inanılmaz mutluluk verdi. Çünkü derneğe katacaklarım vardı.

Davut Özüduru: Cemal Bey’in yanında çalıştığım dönemlerde bu derneğin ne kadar değerli olduğunu, daha doğrusu bu mesleğin ne kadar değerli olduğunu gördüm. Benim hayallerim ve ideallerim vardı. 2004 yılında yanından ayrılıp, kendi yerimi açtıktan sonra 2008 yılında da derneğe üye oldum. 2009 yılında da yönetime girdim. Benim ana hedefim ve hayallerim var. Birçok kişinin hayali vardır ama benim daha farklı. Mesleki başarı değil. Sektörel başarıyı hedefliyorum.

Ankara Profesyonel Kuaförler Derneği ile yaptığımız söyleşinin tamamına Estetica Dergisi Ağustos-Eylül 2015 sayımızdan ulaşabilirsiniz…

  

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr’nin resmi mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

Wella TrendVision 2015 sona erdi!

0

39 ülke ve 69 yarışmacı

Kuaförlüğe ilham veren en önemli yarışmalardan bir tanesi olan Wella TrendVision, Berlin'de görkemli bir törenle ödülleri sahiplerine sundu. Tüm dünyada kuaförlerin sevgiyle kucak açtığı bir isim olan Patrick Cameron'un sunuculuğunu yaptığı törende en büyük alkışı tüm ülkelerin bayraklarının sahnede yer aldığı bayrak geçiti aldı.

Uluslararası jüri üyelerinin görev aldığı yarışma 2016 yılında Barcelona'da gerçekleşecek. Türkiye'den de katılımın olacağı yarışma için şimdiden hazırlığınıza başlayın!

İşte kazananlar:

RENKLENDİRME KATEGORİSİ

PLATİNYUM: Craig Clark (İNGİLTERE)

ALTIN: Patcharee Apirom (TAYLAND)

GÜMÜŞ: Guiping Zhang (ÇİN HALK CUMHURİYETİ)

BRONZ: James Fang (TAYWAN)

HALKIN SEÇİMİ: Alina Iulia Calin (ROMANYA)

 

GENÇ YETENEK KATEGORİSİ

PLATİNYUM: Anastasia Krupovich (LİTVANYA)

ALTIN: Mikaela Edwards (YENİ ZELLANDA)

GÜMÜŞ: Zoe Huang (TAYVAN)

BRONZ: Sonya Ratto (FİNLANDİYA)

HALKIN SEÇİMİ: Calogero Castellana (İTALYA)

Bu yıl internet üzerinden canlı yayınla geniş kitlelere ulaştırılan yarışmada online olarak da katılıp oy kullanma imkanı olmuştu. Etkinlik ve yarışmaya ilişkin detaylara Estetica Dergisi'nin Aralık-Ocak sayısında ulaşabileceksiniz.

Aşağıdaki Haber Galerisi bölümünde ise tüm finalistleri görme imkanınız bulunuyor.

 

Wella TrendVision 2015!

0

Wella TrendVision 2015

Wella TrendVision 2015 gerçekleşiyor…

Berlin'de gerçekleşen etkinliğe ait hashtag'ler: #insidewella #wellahair #trendvision #wellalife

Wella TrendVision 2015 etkinliği boyunca yaptığımız ve yapmakta olduğumuz paylaşımlara sosyal medya sayfalarımızdan ulaşabilirsiniz. Görsellerden örneklere ulaşmak için haber galerisini ziyaret edebilirsiniz…

 

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr’nin resmi 

mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

 

Pratik salon ekipmanları

0

Küçük fikirlerle büyük rahatlık

Yurt dışındaki salonlarda daha yaygın olarak kullanılan ve Türkiye’deki kuaför salonlarında da yaygınlaşacak olan bazı ürünlerden derlemeler yaptık. Günümüzde gelişen teknoloji ile beraber küçük ayrıntılarla, salonlarda kullanabileceğiniz pek çok ekipman ve araç gerek var. İşinize dair küçük yardımlarda bulunabilecek bu ürünlerden bazılarını derledik. Hem sizin, hem müşterilerinizin hem de geleceğe temiz bir dünya bırakmanın yararına kullanabileceğiniz ekipmanlar:

Elektrikli folyo kesici: 21. yüzyılda hala kendi folyolarınız hazırlamakla vakit kaybediyor olmak istemezsiniz. Uzunluğunu, boyutunu ve miktarını ayarladığınız makine sizin için hepsini istediğiniz boyutlarda çıkartarak önünüze sunuyor. Zamandan, paradan ve enerjiden tasarruf edin.

Otomatik elektrikli süpürge: Siz saçları kesmeye başladığınızda o saçları temizler. Sessiz kullanımı ve rahatlığı ile nereyi temiz tutacağını bilen bu makine her kuaförün bulundurması gereken türden bir cihaz.

Ufak bir tekerlek teknolojisi: Salon ekipmanlarının tekerleklerine yapışan saçları temizlemek de büyük bir dert. Avusturalya’da özellikle salon ekipmanları için tasarlanmış saç tutmayan, kaymayan ve zemin çizmeyen tekerlek teknolojisi sayesinde salonlarınızda küçük fikirlerle rahatlığı bulacaksınız.

Sıcak havlu dolabı: İşte müşterilerinizin minnettar kalması için bir sebep. Ekstra efor sarf etmeden sizin için havluları ısıtıp hazır halde bekletebilen ürünler, özellikle lüks hizmet sunduğunuz müşterileriniz için hem steril hem de konforlu bir deneyim sağlayacak.

Otomatik renk karıştırıcı: Kıvamına ve süresine göre ayarladığınız renk karıştırıcılar sizin için boyayı homojen bir biçimde dağıtarak boya karıştırma zahmetinden kurtaracak. Taşınabilir ve kolay temizlenebilir olan ürünler kuaförlere farklı bir hizmet deneyimi sunuyor.

Gerçek rengi gösteren led aydınlatma: Özellikle renklendirme aşamasında salon ışığının önemini hepimiz biliyoruz. Hem elektirik tasarrufu sağlayan hem de doğru ışığı vererek rengi ortaya çıkaran bu cihaz salonların vazgeçilmezi olacak. Salonunuzun gün ışığı ile aydınlanmış gibi renkleri gösteren bu halinden müşterileriniz de çok memnun olacaktır.

  

Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr’nin resmi 

mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975

 

Sektörün kucakladığı: Murat Bilen

0

KYANA markasının Türkiye, Kuzey Irak ve Kuzey Kıbrıs distribütörü Murat Bilen ile sektöre bakışını, ürünlerinin faydasını, şirketinin pazarlama stratejisini konuştuk….  

Sektörün yakından tanıdığı birisiniz. Sektörde geçmişiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Sektörde yaklaşık 19 yıllık bir geçmişim var. 15 yıl Eczacıbaşı-Schwarzkopf’ta çalıştım. Sektörde ilişkiler çok güçlü. Ticari bağlar da bu şekilde ilerliyor. Bu yüzden Eczacıbaşı-Schwarzkopf’dan ayrıldıktan sonra yine kozmetik sektöründe ilerlemek istedim.    

Son 3 senedir de KYANA markasının Türkiye, Kuzey Irak ve Kuzey Kıbrıs distribütörlüğünü yapıyorum. Distribütörlük altyapıları oluşturarak büyümeye çalışıyoruz. İstanbul’da yaklaşık her ay 400 450 salona fatura kesiyoruz; 100 üst segment salon ile iş ortaklığı yapıyoruz. Ankara, Bursa ve İzmir ile distribütörlük görüşmelerimiz sürüyor.

Kuaförlüğün dünü, bugünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Salonlar eğitim anlamında fark yaratıyor. 5 sene öncesine kadar salonlarda sadece salon sahipleri eğitim alıyorlardı. Günümüzde salon çalışanları, resepsiyon görevlileri eğitim alıyorlar. Salonlar profesyonel bir şekilde kurumsallaşmak için yatırım yapıyorlar.

Günümüzde salon işletmeciliği önem kazanmaya başladı. Geçmişte kredi kartı çok fazla kullanılmıyordu, enflasyonun fazla olduğu dönemlerde her hafta ürünlere zam geldiği için tüketici, firma ve salon sahibi vergisiz kazançtan ciddi para kazanıyordu. Bu anlamda en çok zararı büyük salonlar görüyor. Günümüzde kuaför salonları, vergisini veriyor, sigortasız personel çalıştırmıyor, danışmanlık alıyor, muhasebecilerle, avukatlarla çalışıyor.  Salon sahipleri salonlarda çaldıkları müziğe kadar dikkat etmek durumundalar. Maliyetin getirmiş olduğu sıkıntıları günümüz ile karşılaştırdığımız zaman salonlarda personel sayısını azaltmaya kadar gidildi.  Salonların almış oldukları her 100 birimin %95’i maliyet anlamında vergilendiriliyor. Stopajsız kiralık yer tutulamıyor. Zam yapılmıyor. Haksız rekabet var.  Sektörün büyüklerinin bir araya gelip fiyat anlamında belirli çerçeveleri çizmesi gerektiğini düşünüyorum. Salon sahiplerinin bir araya gelerek prensip anlaşması yapmaları gerekiyor.

Gelecekte sektörün neleri beklediğini öngörüyorsunuz?

İlerleyen yıllarda kuaför salonlarının branşlaşacağını; renklendirme, kesim, manikür pedikür için farklı salonlar olacağını düşünüyorum. Butik ve konsept salonlar çoğalacak. Yurtdışında salonlarda şirket evlilikleri oluyor. Türkiye’de de A, B segment salonlar bir araya gelip, bir avukat ya da mali müşavir ile işbirliği altında iş yapabilirler.

Bilenler Kozmetik olarak kuaförlüğe sağladığınız fayda nedir?  Markayı nasıl konumluyorsunuz?

Distribütörlüğünü yapacağım markaya karar verirken dünyada birçok kozmetik firmasıyla görüştüm. Kanser kuaförlerde meslek hastalığı boyutuna geldi.  Kuaförler soludukları amonyak, kimyasal toz açıcılardan dolayı sağlıklarını tehlikeye atıyorlar. Bu nedenle bitkisel içerikli, organik bazlı, içeriğinde amonyak, paraben, ağır materyal, civa, kurşun içermeyen boyalarımız, papatya, badem, ısırgan içeren bakım ürünlerimiz tüketicilerin sağlığına yarar sağlıyor ve sektörde çok ilgi görüyor. Müşterilerden olumlu geri dönüşler olduğu için sadakatimiz artıyor. Potansiyel müşterilere bu tecrübeleri anlatarak büyüyoruz. Yeni salonlar ile anlaşmamız kolay oluyor. Günümüzde bilinçli tüketiciler kullandıkları ürünlerin içeriğini araştırıyorlar. Bu anlamda rekabetin farklı boyutlara taşınacağını düşünüyorum.

Ürün yelpazeniz hakkında bilgi verir misiniz?

Herboria MAX, Studio Expressions, KYANA Men, Life Box Hair Series, Salon Professional, Evo Zen Styling Series markaları altında renklendirme, bakım ve şekillendirme ürünlerimiz bulunuyor.  Kuaför salonunu ziyaret eden bir kadının saçının boyanmasından, şampuanına, saç botoxundan, boyasının silicisine kadar geniş bir ürün gamımız mevcut. En çok sattığımız ürün pigment önleyici oksidan. KYANA’nın ARGE departmanı  sürekli tüketici ihtiyaçlarını analiz ediyor ve bulgulara göre ürün geliştiriyor.

Kuaförler sizi neden tercih etmeli?

Diğer markalar ile karşılaştırıldığında bizim boyamız saça bakım yapıyor ve müşteri memnuniyeti sağlayan sonuçlar yaratıyor. Tüketici memnun olduğunda kuaförler de memnun kalıyor. Boyanın ekonomik ve kaliteli olması markayı tercih edilir kılıyor.  

Ürünleri salonlara 48 saat içerisinde anlaşmış olduğumuz kargo firmasıyla teslim ediyoruz. Kuaförler ürünleri kullandıktan sonra farkı anlıyorlar. Ürünlerimizin arkasında duruyoruz ve salonlara koşulsuz ürün değiştirme ve iade taaddüt ediyoruz.

Tüketiciler salon sahiplerini arayıp markamızı soruyorlar. Hamile kadınlar boyalarımızı doktor kontrolünde kullanıyorlar. Türkiye’nin her yerinden bizi arıyorlar. Saçını daha önce ürünlerimiz ile boyatan müşterilerimiz yazlıktayken bizden boya istiyorlar. Reçetesi ile Bodrum, Kaş, Antalya’ya ürün gönderiyoruz. Bu sayede müşteri sadakati artıyor. KYANA, Herboria markaları salonlarda bilinirlik kazanan markalar haline geldi. Önümüzdeki günlerde farklı pazarlama faaliyetleri de olacak. 

İlerleyen zamanlarda neler olacak?

Her sene İlkbahar Yaz, Sonbahar Kış trend koleksiyonları tasarlanacak. Bununla ilgili altyapı kuruldu. Tüketicilerin son trendleri takip etmelerini sağlayacak ve kuaförün ticari anlamda gelir sağlamasına olanak tanıyacak katalogları İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da bulunan büyük salonlarımızda davetiye eşliğinde paylaşacağım. Trend kataloglarımız çıkınca rekabetçi bir ortam oluşacak.

HAIRiST etkinliği hakkında ne düşünüyorsunuz?

İki yıldır KYANA olarak HAIRiST etkinliğine katılımımız oldu. KYANA’nın sahibi HAIRiST etkinliğinin Türkiye’de sektöre yönelik dünya çapında gerçekleşen etkinlikler arasında fark yarattığını söyledi. HAIRiST her geçen sene yenilikçi konseptler ile izleyicileri büyülüyor.

hairist.com.tr hakkında ne düşünüyorsunuz?

Akıllı telefon ve i-pad’den takip ediyorum. Sektör hakkında gelişmeleri öğrenebiliyoruz. Gerçekleşen eğitimler, etkinlikler, son trendler hakkında bilgi edinebiliyoruz. Kuaförlük sektörüne fayda sağladığını düşünüyorum.  

Estetica Dergisi?

Estetica Dergisi kuaförler için bir kılavuz niteliği taşıyor. Sektöre dair aradıkları her şey dergide yer alıyor. Kuaförlere vizyon kattığını düşünüyorum.

Murat Bilen’ e teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz.