Uzun süredir kapalı olmalarının ardından ekonomik sıkıntılarla boğuşan pek çok işletme gibi kuaför, berber ve güzellik salonları da ekonomik krizle mücadele ediyordu. ”Kuaförler ne zaman açılacak, hangi koşullarda açılacak?” soruları akılları karıştırırken, nihayet beklenen haber 04.05.2020 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantısında geldi; ”Kuaför, Berber ve Güzellik Salonlarının 11 Mayıs’ta hizmet vermeye başlayabilecek.”
Kuaför berber ve güzellik salonlarında alınan tedbirleri yanında, çalışanların da alması gereken önlemler var.
Salonda aldığınız tedbirlerin yanı sıra gün içinde müşterilerinizin ve sizin mutlaka dikkat etmesi, uygulaması ve en önemlisi artık rutin hayatın bir parçası haline getirmesi oldukça önemli bir husus. Hayatınızın bir parçası haline gelmesi ve kanıksanması gereken hijyen kurallarını aşağıdaki maddelerde bulabilirsiniz.
1) Ellerinizi sık sık su ve sabun ile en az 20 saniye boyunca ovarak yıkayın. 2) Öksürme veya hapşırma sırasında ağız ve burunu tek kullanımlık mendille kapatın, mendil yoksa dirseğin iç kısmını kullanın. 3) Soğuk algınlığı belirtileri gösteren kişilerle aranıza en az 3-4 adım mesafe koyun 4) Kıyafetlerinizi 60-90°C’de normal deterjanla yıkayın. 5) Bulunduğunuz ortamları sık sık havalandırın. 6) Tokalaşma, sarılma gibi yakın temaslardan kaçının. 7) Ellerinizle gözlerinize, ağzınıza ve burnunuza dokunmayın. 8) Hiçbir kişisel eşyanızı ortak kullanmayın. 9) Bol sıvı tüketin, dengeli beslenin, uyku düzeninize dikkat edin. 10) Kapı kolları, armatürler, lavabolar, asansörler gibi sık kullanılan yüzeyleri sık sık dezenfekte edin.
Lütfen hem kendi sağlığınız, hem personelin sağlığı hem de toplum sağlığı için bu kurallara hassasiyetle uymaya özen gösterelim.
Kuaför/berber salonlarının açılmasına ilişkin karar bir taraftan sevindirirken, diğer taraftan da tedirginlik yok değil.
Uzun zamandır kapalı olan kuaför/berber salonlarının faaliyete geçeceği tarih 11 Mayıs olarak Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanır açıklanmaz, sektöre büyük bir sevinç dalgasının yayıldığını hepimizi biliyoruz.
Tabii ki belirli kurallara bağlı olarak açılması gereken işletmeler için detaylar bekleniyor ve pek çok işletme hazırlıklarına başladı bile.
Kararın ardından kuaförlerin cep telefonlarının susmadığını ve randevu taleplerinin yoğunluğunu hepimiz biliyoruz. Hem tekrar işe geri dönüş heyecanı hem de ekonomik tahribatın yarattığı etkiler nedeniyle olumlu olarak karşılanırken; pandeminin getireceği riskler de pek çok işletmeyi ve çalışanı düşündürüyor ve bu kararın erken alındığının altını çiziyorlar.
Alınan karara rağmen işletmesini bir süre daha açmamayı tercih eden kuaför/berberler de yok değil. Burada altı çizilen konu ise; önce sağlık mı yoksa ekonomi mi? Bu nedenle, bir taraftan açılış haberi sevindirirken diğer taraftan endişeler diz boyu…
Ne yapmalı?
Özel bir sağlık riski taşıyanların özellikle çok dikkatli olması gerekiyor. Geçen hafta yaptığımız canlı yayın konuğumuz Dr. Fatoş Karahasan’ın özellikle altını çizdiği kuaför salonlarının ‘klinik’ gibi hizmet vermesi gerekliliği önemli bir saptama.
Klinik derken?
Gerek kendinizin gerek ailenizin, iş arkadaşlarınızın ve salon misafirliğinin güvenliği ve risklere karşın tabii ki; Bilim Kurulu’nun bildireceği kurallar önem taşıyor. Bu önlemlere dikkatle uyulması, herhangi bir gevşeme olmaması büyük önem taşıyor. Bu anlamda işletmenizde gereken hazırlıklar yapıldı mı? Yapılan hazırlıklar konusunda içiniz rahat mı? Yapmış olmak için mi, yoksa gerçekten yeteli önlemler mi sorularına iç sesinizi dinleyerek cevap vermeniz önemli.
Bugün en steril ortamlar olan hastanelerde bile doktorlar, hemşireler arasında dahi kayıplar söz konusu iken alacağınız önlemlerden emin olmanız hayati öneme sahip.
Markanız ve kişsel imajınız!
Bir diğer önemli konu yine konuğumuzun altını çizdiği markanız ve yıllar boyunca yaratmış olduğunuz imajınız. Önlemler konusunda en düşük hassasiyetin getireceği risklerden en önemlisi işletmenizde her hangi bir vakanın yaşanması sonucu işletmenin karantinaya alınması ve bununun kulaktan kulağa yayılarak getireceği negatif etki!
9 Mayıs 2020 Cumartesi günü canlı yayın
Kuaförler Derneği Başkanı Mahmut Ebil instagram hesabımızda (@hairistcomtr) bizimle dernek olarak düşündükleri önlemleri paylaşacak. Ortak akılla ve Bilim Kurulu’nun bildireceği kararlarla bağlantılı olarak yorumlarını ve aldıkları tedbirleri Mahmut Ebil’den dinleyeceğiz. İlginizi çekecek ve bilgi alma imkanı bulacaksınız!
04.05.2020 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerçekleştirdiği basın toplantısında; Kuaför, Berber ve Güzellik Salonlarının 11 Mayıs’ta hizmet vermeye başlayabileceğini açıklamıştı.
Cumhurbaşkanı öncülüğünde toplanan Bakanlar Kurulu kararı sonrasında Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun da yönlendirmeleri doğrultusunda; Kuaför, Berber ve Güzellik Salonu vb. işletmeler 11 Mayıs’ta hizmet vermeye başlayacak.
Hangi koşullarda hizmet verilecek?
İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğünce 06/05/2020 tarih ve 8980865-153 sayı ile yayınlanan genelge çerçevesinde alınması gereken önlemler ve hizmet koşulları aşağıdaki kurallarla belirlendi.
11.05.2020 tarihi itibariyle berber, güzellik salonu/merkezi, kuaför vb. iş yerlerinin faaliyetlerine başlayabilmeleri/faaliyetlerini sürdürebilmeleri için Bilim Kurulu önerileri doğrultusunda ilgili Bakanlıklarca aşağıda kurallar belirlenmiştir.
1) Bu iş yerleri saat 09.00-21.00 saatleri arasında faaliyet yürütebilecektir.
2) Bu iş yerlerinde müşterilere randevu sistemiyle hizmet sunumu esas olacaktır.
3) Bu iş yerleri aynı anda yan yana iki koltukta müşteri kabul edemeyecek, muhakkak bir koltuk dolu bir koltuk boş olacak şekilde hizmet verebileceklerdir.
4) Randevularda kayma yada hizmette gecikme olabileceği hususu göz önüne alınarak işyeri içinde en fazla bir müşterinin beklemesine müsaade edilecektir.
5) Belirlenen kriterler dışında iş yeri içine müşteri kabul edilmeyecektir. Ancak hava şartlarına göre randevusuz gelen müşteriler iş yeri dışında ve sosyal mesafe kurallarına riayet etmek, maske takmak şartı ile bekleyebileceklerdir. Bu iş yerleri içine hizmet alan ve bekleyen olmak üzere içeri kabul edecekleri maksimum müşteri sayısını işyerinin giriş kısmına herkes tarafından görünebilecek şekilde asacaklardır.
6) İşyerinde çalışanlar muhakkak surette maske kullanacaktır. Müşteriler ise işlem süresince maske kullanacak ancak yapılacak işlemin özelliğine göre maskeyi çıkarabileceklerdir.
7) Müşteriye yönelik işleme başlamadan önce mutlaka müşterinin oturacağı, temas edebileceği tüm alanlar ile zeminin temizliği/dezenfeksiyonu malzemelerle yapılacak, her işlem sonrasında bu temizlik işleminin tekrarlanması sağlanacaktır.
8) Müşteriye yönelik işleme başlanmadan önce çalışanlar müşterinin görebileceği şekilde ellerini dezenfekte edecekler yada her müşteri için ayrı olmak üzere steril eldiven kullanacaklardır. Eldiven kullanılacak ise eldiven değişikliğinin yapıldığı müşteriye gösterilecektir.
9) Müşteriye hizmet sunulması esnasında kullanılan tüm malzemeler hizmet sunumuna başlamadan önce temizlik, dezenfeksiyon/sterilizasyon işlemi uygulanacaktır. Bu işlem her müşteri için tekrarlanacaktır.
10) Saç kesimi, yıkama, boyama vb. hizmetler esnasında kullanılan havlu, önlük gibi malzemeler tek kullanımlık malzemeler olacak, ya da her müşteri için ayrı malzeme olması (kişiye özel havlu, önlük vb.) sağlanacaktır. Hizmet alan müşteri için kullanılan malzemeler gerekli sterilizasyon sağlanmadan kesinlikle başka müşteride kullanılmayacaktır. İsterlerse kendi kişisel havlu, tarak vb. malzemelerini yanlarında getirebilecekleri hususu randevu aşamasında müşterilere bildirilecektir.
11) Berberlerde jilet/ustura ile sakal tıraşı yapılması hizmeti geçici süreliğine verilmeyecek, ancak sakal traşı makine ile kısaltılma şeklinde yapılabilecektir.
12) Bayan kuaförleri ve güzellik merkezlerinde, cilt bakımı, makyaj ve kalıcı makyaj hizmetleri geçici süreliğine verilmeyecek, bunların dışındaki faaliyetlere devam edilebilecektir.
13) Saç kesimi esnasında yüz ve baş bölgesinde kalan kesilmiş saçların ve kullanılan araç ve gerecin geçici süreliğine temizlenmesi için kullanılan ‘Ense Fırçası’nın kullanımı, (anılan malzemenin dezenfekte edilmesinde yaşanan sıkıntılar ve çok fazla yere/yüzeye temas etmesi nedeniyle) geçici süreliğine durdurulacaktır.
14) Bu işyerlerinde yiyecek ve içecek ikramında bulunulmasına geçici sürekliğine izin verilmeyecektir.
Ayrıca, 81 il valiliğine yapılan bildirimle; berber, güzellik salonu/merkezi, kuaför vb. iş yerlerinin yukarıda belirlenen kurallar çerçevesinde 11 Mayıs 2020 Pazartesi günü sabah 09.00 itibariyle faaliyetlerine başlaması için Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27’nci ve 72’nci maddesi uyarınca gerekli kararların alınması, ilgili genelge kapsamında faaliyetlerinin sınırlandırılması nedeniyle iş yerlerinin bulunduğu yerlerden başka illere giden berber, güzellik salonu/merkezi, kuaför vb. iş yeri sahipleri ve çalışanlarının şehir giriş/çıkış kısıtlaması bulunan 24 ilimize giriş/çıkış yapabilmesine (anılan iş yerlerinden biri ile illiyet bağını gösteren işyeri ruhsatı, SGK kayıt belgesi vb. belgelerden birinin ibraz edilmesi şartı ile) seyahat izin belgesi aranmaksızın izin verilmesi, alınan kararlara uymayan vatandaşlara/iş yerlerine Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282’nci maddesi gereğince idari para cezası verilmesi, aykırılığın durumuna göre Kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılması ve konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılması hususunda da duyurulması yapılmıştır.
İçişleri Bakanlığı sitesinde yayınlanan genelgeye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan müjdeli haber: Berber ve kuaförlerin açılış tarihlerini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları şöyle; “Bu geceden itibaren 31 ile giriş çıkış sınırlamasını 7 ilimiz için bitiriyoruz: Antalya, Mersin, Muğla, Aydın, Erzurum, Hatay, Malatya. Her hafta gelişmelere göre karar vereceğiz. Diğer 24 ilimizdeki giriş çıkış yasağı 14 gün boyunca uzatılmıştır.
Berber, kuaför ve güzellik salonu gibi işletmeler 11 Mayıs’ta faaliyete geçebilecektir. Sağlık Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığının belirlediği kurallara uyulması şartıyla alışveriş merkezleri 11 Mayıs’tan itibaren hizmet vermeye başlayacaktır.” dedi.
Şimdi kuaför ve berberlerin hangi koşullarda, hangi standartlarda hizmet vereceği merak konusu.
Konuyla ilgili yönergeler yayınlandıkça biz de sizlerle paylaşacağız.
EDİTÖRÜN NOTU: LÜTFEN KENDİNİZ, ÇALIŞANLARINIZ VE SALON MİSAFİRLERİNİZ İÇİN TEDBİRİ ELDEN BIRAKMAYIN! ÖNLEMLERİNİZİ MUTLAKA ALIN!
Geçtiğimiz yıllar ve önümüzdeki sezon trendleri boyunca ombre-balyaj uygulamarına duyulan ilgi hiç eksilmedi. Farklı renk kombinasyonları, yüz aydınlatmaları, Brezilya ombre-balyaj derken, biz işi ustalarından öğrenmiş, başarılı kuaför Onur Yener’e danışalım dedik. Onur Yener, uzun yıllar boyunca kendi çaba ve emeğiyle ombre uygulamarının anavatanı Brezilya’ya giderek, dünyaca ünlü yıldızlara servis veren kişilerden işin sırrını öğrenmiş ve öğrendiğini uygulamada da oldukça başarılı.
Bize kendinizden bahseder misiniz?
23 yaşında mesleğe başladım, 13 yıldır da kendi işletmemi idare ediyorum. Bu mesleği gerçekten çok severek yapıyorum ve Florya’da kendi salonum var.
Kendinize has omre-balyaj teknikleriyle ön plana çıkıyorsunuz ve gerçekten de başarılısınız. Bize bu tekniğin hikayesini anlatabilir misiniz?
Sosyal medya ve özellikle de Instagram, Türkiye’de yaygınlaşmaya başladıktan sonra; dünya trendlerini takip eden insanlar, o trendlere arzu duymaya başladı ve bu şekilde bir talep ortaya çıktı. Daha önceleri kuaförler olarak bizler, talebi karşılamaya çalışırken; aslında o saçın öyle olmadığı, photoshop ile müdahale edildiği, fotoğraflarda rötuş olduğu gibi söylemlerle, kendilerini bir sonraki servise gelmeleri için ikna etmeye çalışıyorduk. Fakat ben bunun öyle olmadığını gördüm.
Birgün bir müşterimizin salona gelip ‘’ ombre- balyaj diye birşey var, estetik renklendirmeler var.’’ demesi üzerine sıkı bir araştırmaya girdim. Araştırmalarım sonucunda sosyal medyanın da gücüyle, dünyadaki en ünlü koloristlere ulaşma imkanım oldu. Onları bir süre takip ettikten sonra eğitimlerine nasıl katılırım, nasıl bu eğitimleri onlardan birebir alırım ve kendi ülkemde, kendi salonumda uygularım diye daha derin bir araştırmaya girdim. Ve bir yılın sonunda bu kişilere ulaşma şansım oldu.
”Bu eğitimleri aldıktan sonra ”Igor Khonin’den eğitim aldım ve bunu hiçbir markanın desteği olmadan, tamamen kendi imkanlarımla yaptım.” kendi salonumda her şeyi unuttum.”
Bu dünyaca ünlü koloristlere ulaştığım ilk zamanlarda, müşterilerim onlarla yazışmam için bana yardımcı oldu. Ama sonra baktım ki; zamansız sorulan sorulara da cevap ermem gerekiyor… Hemen İngilizce kursuna giderek, İngilizce öğrendim. Öğrendikten sonra da ilk lokasyonum Rusya oldu. Çünkü, Igor Khonin gibi Türkiye’ye de gelmiş isimler oradaydı ve en yakın lokasyon orasıydı. Ben de oraya giderek Igor Khonin’den eğitim aldım ve bunu hiçbir markanın desteği olmadan, tamamen kendi imkanlarımla yaptım.
Fakat Igor Khonin’den aldığım eğitimler de beni kesmedi. Kendisi tek bir teknik üzerinden sarışınlığı elde eden bir koloristti ve ben bu tekniği nereden öğrendiğini merak ediyordum. Araştırmalarım sonucunda, Igor Khonin’in Brezilya’daki artistlerden eğitim aldığını ve oradan beslendiğini öğrendim. Bunun üzerine O’nun eğitim almış olduğu yerlerle iletişime geçerek, Brezilya’daki en iyi beş artistin yer aldığı Mega Curso’da eğitim alma kararı aldım. Oradaki eğitime katıldıktan sonra, Romeo Felipe’nin sosyal medya gücünün çok baskın olduğunu gördüğüm için onunla da konaklama- eğitim amaçlı anlaştım ve salonunda 3-4 gün boyunca Felipe’nin çalışmalarını izledim. Kendisine sormam gereken sorular oldu ve bunlar için bir tercüman tuttum. Orada bulunup her şeyi gözlemleme şansı bana çok fazla şey kattı.
”Bu eğitimleri aldıktan sonra da kendi salonumda her şeyi unuttum.”
Romeo Felipe, genelde trend eğitimleri verir ama temeli ve sistemi çok sağlam olan bir artist. Ve ben de bu güçlü temeller üzerine kurulmuş salona, işe yeni başlamış ve işi hiç bilmeyen biri gibi gittim.
Başından sonuna kadar olan tüm teknikleri, boya sürüşlerini ve ayrımları benimle paylaştı. Ve bu paylaşımlar, benim Brezilya sarışığınlığını elde etmemi sağlayacak temelin oldukça sağlam oturmasını sağladı. Bu konuda çok şanslıydım.
Bu eğitimleri aldıktan sonra da kendi salonumda her şeyi unuttum. Yani geçmişte öğrenmiş olduğum her şeyi unuttum. Ve orada öğrendiğim her şeyi; hiçbir şekilde sırasını şaşırmadan, atlamadan uyguladım. Tabii bunu yapabilmek için söylenenleri kaydettim, resimlerini çektim, gelir gelmez hepsini bir araya topladım. Çünkü unutmamam gerekiyordu, sırasını şaşırdığımda teknik ve trend başka bir yöne kayacaktı. Bunu bildiğim için formülü harfiyen uyguladım.
Neden bu aldığınız eğitimlerde marka desteği istemediniz?
Çünkü; marka destekleri genelde tatil odaklı oluyor ve görsel şov odaklı eğitimler düzenliyordu. Bu beni pek tatmin etmiyordu. Her zaman söylediğim şey ‘’ Temeli olmayanın, trendi olmaz.’’ Ve bunu birçok markayla da paylaştım ve birçok kuaförün de aslında sevmiş olduğu tatil konseptlerini reddererek, kendi imkanlarımla bu artistlere ulaşmayı tercih ettim.
Türkiye ve yurt dışındaki teknikler arasındaki farklılıklar neler?
Aslında bizde olmayan hiçbir şey yok. Sadece yerleri değiştirilmiş… Yani 1-2-3 ise 3 ile 2 karışmış, biri başa geçmiş diğeri sona geçmiş… Onların hepsini yerine koyduğumda aslında çok farklı olmadığını gördüm.
Biz zaten çok ilgili müşterilere sahibiz, en iyi ürünlere sahibiz, en iyi salonlara sahibiz. Yani Türk kuaförünün aslında sadece tekniği zayıf. Sonuç odaklı kuaförlük anlayışımız var, yani müşteri; kimin saçını isterse, onu verebiliyoruz. Ama ikinci seferde aynı saçı veremiyoruz. Doğrudan sonuç odaklıyız. Birçok yerde birçok ülkede aslında bu tamamen teknik odaklı. Teknik odaklı olan bir insan, aynı saçı 100 kişiye de yapabilir ya da yıllarca aynı saçı yapabilme şansı bulur. Farklarımız buydu ve ben de bunları hayata geçirdim.
Şimdi ben size gözlemlemiş olduğum bir servisten kısaca bahsetmek istiyorum; kapıdan müşterileriniz giriyor, girer girmez bir konsültasyon sürecinden geçiyorlar. Bu süreçte sarı saç isteyen, omre-balyaj isteyen müşterilere test uygulanıyor ve bu test yapılmadan hiçbir ombre-balyaj işlemi yapılamıyor. Bu nedenle test sonucunda çıkan açılma derecesine uygun saç renkleri belirleniyor ve istenilen saç rengi buna uygun ya da uygun değilse, müşteriyle paylaşılıyor ona göre bir hizmet veriliyor. Bizde ise her talebe olur mantığıyla bakılıyor ve saç gün sonunda yıpranmış bir hale geliyor. Bu nedenle bu test çok önemli. Diyoruz ki; müşterinin zamanı yok, o yok, bu yok… Bir sürü bahanemiz oluyor.
Oysa ki müşteriyi randevusundan yarım saat önce salona davet ediyoruz, asistanlarımız ya da ekip arkadaşlarımız hemen bir tutamına test uyguluyor, sonrasında da kendisiyle hangi saç tonunu istediğini ve olup, olamayacakları paylaştıktan sonra, müşteri kendi onayını verdikten sonra herkes mutlu olmuş oluyor. Çünkü müşteri istediği saçın nasıl çıkacağını biliyor, kuaför ne yapacağını biliyor ve iki taraflı bir memnuniyet sağlanmış oluyor. Hiç kimse birbirini kandırmamış oluyor ve müşteriyi bir sonraki servise daha güvenli hazırlamış oluyoruz. Bu en iyi yapılan şeyler arasında.
Bir de bu esnada tabii ki ürün çok iyi bilinmeli, teknik çok iyi bilinmeli. Sonrasında şekillendirmeydi, fotoğraf çekimiydi her şeyin çok iyi kullanılması gerekiyor. Bugün elimizdeki bütün materyalleri, sırasını bilmediğimiz için, bir kere yanlış kullanım sonucunda onu kötü sandığımız için ürünleri kullanmıyoruz. Bunlara bir örnek ise amonyaksız boyalar. Onları çok fazla hayatımıza geçiremedik ama bu yıldan sonra amonyaksız boya kullanımı çok artacak. Bunun sebebi de doğru ürünü doğru yere kullanmaya başlamamız. Yapılamayacak hiçbir şey yok, her şey yapılabilir, her şey elimizin altında var. Ama en önemlisi temel diyorum…
Brezilya ombre balyaj nedir?
Aslında Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz. Türkiye’de match’in röfle olduğu, röflenin balyaj olduğu, balyajın da ombre olduğu bir geçmişimiz var. Brezilya ombre-balyaj bu yıllara uyarlanmış, modernize edilmiş, yeniden tasarlanmış hali aslında.
Çok büyük fark yok ama temeller farklı. Daha çok kontur dediğimiz, güçlü yüz çerçevesi odaklı çalışılan bir balyaj. Zaten bugün koloristlerin ünlü olmalarının nedeni, kontura ağırlık vermeleri. Birçok trendde de gördüğümüz gibi konturlar güçlü olduktan sonra, saç kişiselleştirilmiş olarak geri dönüyor ve bu da birbirinden farklı düşüşler ve birbirinden farklı saçlar ortaya çıkarıyor. Bu da hem müşterileri hem de bizi çok mutlu ediyor. Yani yurt dışı ve Türkiye’de yapılan işler arasında çok az fark var ama temel çok önemli.
Sizce Türkiye’de uluslararası standartlarda kuaförler var mı?
Bizden öncekiler durumu çok iyi idare ettiler ve gençler de çok başarılı. Ama şöyle başarılı; Türkiye’de uluaslararası kuaförler anlamında saygın ve workshoplar veren, artık dünyaca trend olmuş, daha çok ombre-balyaj alanında başarılı kişiler var. Ama çok büyük kitlelere hitap eden, çok büyük bir kolorist veya artist bence henüz yok. Ve inşallah yeni yetişen arkadaşlardan bunlar çıkar ve Türkiye’yi çok iyi temsil ederler.
Herkes bunu yapabilir. Yurt dışındaki artistlerin yaptıkları, bizim yaptıklarımızdan farklı değil. Onların teknikleri var ve ürünleri kullanılması gerektiği gibi kullanıyorlar. Tabii ki yaptığımız saçlara kendimizden bir şeyler katmalıyız ama bunu teknik anlamda değil, yaratıcılık anlamında yapmamız gerektiğini unutuyoruz.
Aslında formül sadece yaratıcılığı gelişmek…
Aynen öyle. Yaratıcılık alanında biz güçlüyüz ama teknik anlamda zayıf olduğumuzu düşünüyorum.
Verdiğiniz eğitimlerden biraz bahseder misiniz?
Eğitim vermek en büyük hayalımdi. Türkiye’deki dünyaca ünlü artistler gibi bir artistin çıkmasını çok istiyorum ve bunlardan birinin de ben olmasını şöyle istiyorum; içlerinde yaşadığım için bunun çok zor olduğunu, gözde büyütülecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Sadece anlamak, anladığını anlatmak ve sonucu mükemmel bir şekilde tekniğe ve sisteme bağlı kalarak başarının çıktığını gördüğüm için bunun çok kolay olduğunu düşünyorum. Ama bu eğitimler öncesinde bana bunu sormuş olsaydınız size şunu derdim; nasıl olacak bu derdim, korkardım, bir yaptığımı ikinciye yapamayacağım endişesini taşırdım. Ama şimdi böyle bir şeyin mümkün değil.
Gündemimizde bir coronavirus var biliyorsunuz. Biz de salonların konuyla ilgili alması gereken önemler hakkında yakın zamanda bir makale yayınladık. Siz ne gibi önlemler aldınız, salonlara neler önerirsiniz?
Evet, ne yazık ki gündemimizde böyle bir sorun var. Ama neyse ki Türkiye’de henüz böyle bir şeye rastlanmadı ve inşallah da rastlanmaz. Salonlarda ise hijyen zaten oldukça önemli bir konu ve biz de olması gerekenden fazlasını yapıyor ve her anlamda fazlasıyla titiz davranıyoruz. Yıkama yerleri olsun, laboratuvar olsun, tuvaletler, lavobalar, koltuklar, araç gerekler olsun hijyene son derece önem veriyoruz ve bu zaten her zaman olması gereken bir şey. Ve biz de diğer insanlar da böyle olaylar karşısında daha fazla bilgileniyoruz ve daha fazla önlem alıyoruz. Zaten artık eskisi gibi kötü salonlar da yok… Salonlar artık daha modern, daha rahat temizlenebilir hem de daha rahat ışık ve havayla temas eden ortamlar olduğu için biz de bu doğrultuda doktorların ve konuyla ilgili bilirkişilerin uyarılarını takip ederek, alınması gereken önemleri yerine getiriyoruz. Çünkü bu son derece hassas ve önemli bir durum. Ama ben umuyorum ki ülkemizde böyle bir salgın olmayacak, Sağlık Bakanlığı da bu konuda oldukça duyarlı.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Türk kuaförü olarak bizlerin, şunlara dikkat etmesi gerekiyor; kadınların başının üstünde yer alıyoruz ve bu bizim tüm prestijimiz, Türk kuaförünün prestiji ve geldiğimiz noktanın göstergesi. Bu nedenle meslektaşlarıma önerim; teknik anlamda bilgilerini paylaşmaları ki; paylaştıkça yanlışların doğruya döndüğü bir dünyada yaşıyoruz. Bütün bilgi ve birikimlerini ekipleriyle, meslektaşlarıyla paylaşsınlar. Bu sektör, bu şekilde çok daha iyi bir yerlere gelecek. Eskiden böyle paylaşımlar yapılmazdı ama şimdi herkes ufak ufak egosuz bir şekilde kendi ekibiyle ve meslektaşıyla bu paylaşımları yapabiliyor, sorular sorabiliyor, cevaplar alabiliyor. Bu çok önemli, çünkü sektör bu şekilde gelişiyor ve bu şekilde gelişmeye devam edecek. Herkese bir şeyler öğretebilmenin, paylaşabilmenin üzerine gitmeliyiz.Türk kuaförünün vizyonu, bugün Avrupalı kuaförün vizyonunundan aşağı kalır olduğunu düşünmüyorum ve eksiklerimizi gidererek mesleki anlamda onlardan daha ön planda olabileceğimize inanıyorum. Bu nedenle paylaşım her zaman çok önemli.
Bu koleksiyon, üst düzey güzelliği, punk hassasiyetinin özünden gelen serin ilgisizlikle mükemmel bir şekilde birleşiyor. Sokak modasının lüks ve gündelik olarak hot couture üzerinde yükselişi ile bu koleksiyona çekici bir cazibe ve farklı bir rock yıldızı havası verildi.
Her görünümde yüksek bir zenginlik var. Her kontrast doku zarif bir şekilde vurgulanıyor. Tek renkli palet, ruh halini ve gizemi oluşturuyor. Her model, partiyi başlatmaya veya sahneye çıkmaya hazır, grafik koyu çizgili gözlere ve sade çıplak dudaklara sahip güçlü ve çağdaş bir yüzü barındırıyor.
Saç: Craig Smith Fotoğraf: Andrew O’Toole Makyaj: Kylie O’Toole Moda: Mel Nixon InstagramSalon: @fruitionstyleambition
hairistcomtr Instagram adresimizde bugün saat 14:30’da önemli bir konuğumuz var: Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve yazar Dr.Fatoş Karahasan.
Kuaförlük sektörü işletmelerine, tezgahlarına heyecanla geri dönüşü bekliyor; nasıl bir sistem ve hazırlıkla dönmesi gerektiğini tartışıyor…
Oysa ki müşterilerinin, salon misafirlerinin nasıl geri döneceklerine dair bir sektörün bir fikri veya bilgisi yok. Dr. Fatoş Karahasan bize geri döndüğümüzde müşterilerin beklentilerini derin araştırma sonuçlarına dayanarak ve kendi bilgisini de katarak anlatıyor olacak.
Bugünkü canlı yayına katılan kuaförleri bir sürprizbekliyor!
Saat:14:30’da başlayacak olan Canlı Yayın sırasında soruyu dikkatle dinleyerek ve doğru cevabını bu yazının altınaki yorum alanına yazan kuaförler arasından doğru cevabı bilenler içinden online çekilişle belirlenecek 3 kişiye Dr.Fatoş Karahan bir kitabını ve biz de içinde siperlik ve fön fırçası bulunan Ventoso Hijyen setini hediye edeceğiz.
Tek kural cevap verenlerin kuaför olmalar ve doğru cevabı yazdıktan sonra doğru iletişim bilgilerini girmeleri ve KVKK hakındaki metni okuyarak kabul etmeleri…
Tüm dünyada pandeminin yayılmasını önlemek için sürdürülen karantina, kuaförlük sektörünü zorlamaya devam ediyor. Bu süreçte kazanç sağlayamayan salonlar, ekonomik kaybı telafi etmek için kendi çözümlerini üretiyor.
Çeşitli ülkelerde bazı salonlar, müşterilerinin saç renklerinin istikrarını sağlayabilmeleri için müşterilerine sistemlerinde kayıtlı olan renk tonlarında hazırlanan karışımları içeren özel boya kitleri gönderiyor.
Boya karışımı, boya kasesi, fırça, eldiven ve folyodan oluşan evde renklendirme kitlerini müşterilerine ücretsiz kargoyla ulaştıran kuaförler, bu kitleri 100 ila 120 dolar arasında değişen fiyatlarla sunuyor. Evde renklendirme kitinin içerisinde uygulamanın nasıl yapılması gerektiğine ilişkin bir de not yer alıyor.
MESSYEFFORTLESS, Ivan Rodriguez’in 2020’nin başındaki yeni koleksiyonu. Yeni bir on yıl başlıyor ve bu koleksiyonun teması önümüzdeki yıllarda hüküm sürecek yeni ikonik görünüm… Messy Effortless, doku, sadelik ve hareket dolu bir saç koleksiyonu. Her bir görünümün ana özelliği haline gelen stilize saçlar için mükemmel bir doğal renk teknikleri, saç kesimleri ve farklı yaklaşımlardan oluşmuş. Saça özgürlük veren; rahat ve şık, güncel ve zarif, ama her şeyden önce kadını temsil eden bir koleksiyon.
Keşke bu zor günlerde; bu konu ayrıştırıcı bir konuya dönüşmeseydi…
Keşke dünyada da kutlanan 30 Nisan Kuaförler Günü’nü görmüş; fark etmiş olsalardı.
Keşke yarışmalardan elde edilen gelirler; gün hangi gün olursa olsun, Kuaförler Günü veya bayramı için harcanmış olsaydı ve kazanan o çocukların ödülleri de verilmiş olsaydı…
Keşke”taraflı haber yapıyorsunuz, bize yer vermiyorsunuz!” diye sitem ettiklerinde; yayınlanmış çalışmaları gönderince teşekkür etmiş olsalardı.
Keşke bir apartman katında küçücük bir daireye sıkışmış (koskoca) federasyon; temsil ettiği aileye yakışır bir yere sahip olmuş olsaydı…
Keşke bir ”yayın kuruluşu” olarak bahsettiği yayının; kendilerinin temsil ettiği mesleğe; başkanı olduğu federasyon dahi kurulmadan yıllar önce tam 74 yıldır hizmet veren Estetica Dergisi olduğunu söyleyebilselerdi. Benim adım gerekli değil.
Keşke”bazı dernekler öncülüğünde” ifadesi yerine; kendi meslektaşlarından oluşan derneğin adını kullanabilselerdi. Hikayelerine, mesleklerinin saygınlığı için hiçbir menfaat gözetmeden, herhangi bir ücret dahi almadan gösterdikleri çabaları görmüş olsalardı…
Keşke itiş kakış yazılmış yazılarla ve Facebook’a (Tam 1682 takipçi-sıfır eksik değil-doğru rakam) sıkışmış bir mecra yerine; iletişim kurabilecekleri bir siteleri olsaydı…
Keşke basın bülteni başlığıyla yazılmış yazılar; basına ulaşabilmiş ve değer görmüş olsaydı…
Keşke bir telefon kadar uzak olan meslektaşlarına ; dünyada kutlanan özel bir günü ‘’neden bana sormadan, beni saymadan kutluyorsunuz?’’ sorusunu sorabiliyor olsalardı…
Keşke oda başkanlarına; ”destek vermeyeceksiniz!” mesajları gönderilmemiş olsaydı…
Keşke o başkanlar da; korkmadan, cesurca nedenini sorgulamış olsaydı…
Keşke geçen yıl zar zor ikna olup, canlı yayınla da paylaştığımız odalardan bazıları; cesurca sözlerinin arkasında durmuş olsaydı…
Keşke Gaziantep HairFest’te ayağa kalkarak; ‘kuaförlük dünyanın en güzel mesleği’ sözünü içtenlikle haykıran meslektaşlarınıza ve mesleğinize verilen saygıya rağmen ayağa kalkmayıp oturanlar federasyon başkanı ve oda başkanları olmasaydı…(sakın ayağa kalkma meselesini siyasileştirmeye kalkan olmasın!)
Keşke dünyanın en büyük kuaför ve berber teşkilatı olan OMC-Dünya Kuaförler Birliği’ne Türkiye’nin üyeliğini; federasyon gerçekleştirmiş olsaydı.(Şimdi desteklemiyoruz diyip engel olmak isteyen olur mu? Hiç sanmıyorum..)
Keşkeler daha fazla uzamasın…
Evet, kuaförlerin/berberlerin Covid-19 sonrası işe başlayacakları gün tüm sektörün bayramı olsun. Hep birlikte kutlayalım ve kutlayacağız da. Arada tek bir fark var; biri ‘bayram’ diğer özel bir gün. Dünyada ise 30 Nisan Kuaförler Günü olarak kutlanmaya devam edecek. İster yer yüzündeki 5 kıtayı kabul edersiniz ister 6.kıta peşinde gidersiniz. ‘Güneş balçıkla sıvanmaz!’
Son cümle öncesi: “Belki” okurlar…
“Eğerle meğer evlenmişler, keşke isimli bir çocukları olmuş.”