Okulları tanıyalım – 6

Ankara/ Gölbaşı Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi

Pratik Kız Sanat Okulu olarak 1970 yılından beri  Dr. Şerafettin Tombuloğlu Lisesi Müdürlüğüne ait tarihi ek binada (şimdiki öğretmen evi pansiyonunda) eğitim ve öğretimini sürdürmekte iken, 1993-1994 eğitim ve öğretim yılında Kız Teknik Öğretimi Genel Müdürlüğünün 09.08.1993 tarih ve" 3255 sayılı kararı ile aynı bahçe içerisinde "çok programlı lise" için yapılan şu anki Anadolu Lisesine dönüştürülen yeni binanın işlik olarak yapılmış bulunan binada iki derslik olarak eğitim ve öğretime başlanmıştır.

Kurumun amacına uygun hizmet edebilmesi için büyük olan atelyeler , binanın mimari özelliğine dokunmamak kaydı ile gerekli değişiklikler, okulun kendi imkanları ve bakanlığımızın ödenek katkıları ile Kız Tekniköğretim Genel Müdürlüğünün 27.08.1993 gün ve 3552 sayılı onayları ile uygun görülmüş olup ihtiyaca cevap verecek şekilde bölmeler yapılmıştır.

Binanın içerisinde bakanlık onayı ve ödenek katkıları ile çeşitli bölüm ve ilaveler ve atölyeler  yapılarak bugünkü duruma getirilmiştir, Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğünün 2000-2001 eğitim öğretim yılı başlarında erkek öğrenci alınmasına onay vermesi ve erkek öğrenci alımı nedeni ile okul isminin "Meslek Lisesi"ne dönüşümü sağlanmıştır. Eğitim ve öğretime 2000-2001 öğretim yılından 2006-2007 öğretim yılına kadar Meslek Lisesi olarak devam etmiştir.

2006-2007 öğretim yılından itibaren okul "Anadolu Kız Teknik Anadolu Kız Meslek ve Meslek Lisesi" ne dönüştürülmüştür. 2007-2008 eğitim öğretim yılından itibaren Şafak Mahallesi Karanfil Caddesi No: 38 adresindeki Osman Tan Gölbaşı İlçe Emniyet Müdürlüğü yanındaki yeni binasında hizmet vermeye devam etmektedir.

Okul, öğrencilerin 4 yıl süren lise eğitimlerinin ardından Güzellik  ve Saç bakım Hizmetleri, Gıda Teknolojisi, Giyim Üretim Teknolojisi, Bilişim Teknolojileri, Halkla İlişkiler ve Organizasyon, Grafik ve Fotoğraf ve Çocuk Gelişimi ve Eğitimi alanlarında uzmanlaşarak meslek sahibi olabildikleri bir okuldur.

Güzellik ve Saç Hizmetleri alanının amacı sektörün ihtiyacı olan nitelikli ara elemanları yetiştirmek ve üniversitelerde alanla ilgili bölümlere alt yapı hazırlamaktır. Güzellik ve Saç Hizmetleri bölümü mezunu öğrenciler, kadın ve erkek kuaför salonlarında, güzellik merkezlerinde, televizyon ve sinema stüdyolarında, tiyatro salonlarında çalışabilecek yetkinliği kazanıyorlar.

Çalışanlar nasıl motive olur?

Bir işyerinde insanları motive etmek, onların gönülden çalışmasını sağlamak için ne yapmak gerekir? İşverenler ne yaparlarsa, nasıl davranırlarsa, çalışanlar kendilerini işlerine adarlar?

Çalışanlarını motive etmeyi başaran bir işletme, bütün alanlarda başarının kapılarını açar. Çalışanların gönülden bağlı olarak çalıştıkları işletmelerde, müşteri sadakati de  verimlilik de kârlılık da artar. Çalışanların motive olduğu iş ortamları, bir bakışta fark edilecek kadar huzurludur. Çoğu yönetici, parasal ve yasal haklarını verdiği takdirde, çalışanları memnun edeceğini ve onları işletmeye bağlı kılacağını düşünür. Hatta, işverenler arasında, bir insan çalıştırıp o insana para ödemenin, ona iyilik yapmak olduğunu düşünenler bile vardır. Çoğu patron, çalışanlarının, ücretlerini tam zamanında ödediği,  sigortalarını yatırdığı, onlara yasal haklarını verdiği için övünür.

Oysa bu, sağlıksız bir düşüncedir. Bir işverenin bir insanı çalıştırması, bir alışveriştir: Çalışan, zamanını, bilgisini, deneyimini ve emeğini verir; işveren ise bunun karşılığı olan maddi ve yasal hakları verir. Bir çalışanla bir işveren arasındaki alışverişi, iyilik yapmak gibi bir mantığın içine oturtmak,  sağlıksız ilişkiler doğurur, iş huzurunu bozar. Bir çalışanın kanunların belirlediği sürede çalışması, düzgün bir çalışma ortamına sahip olması, ücretini zamanında alması… “olmazsa olmaz” unsurlardır. Bunlar bir işyerinin sağlaması gereken asgari koşullardır. Nasıl bir hastanenin  hijyen koşullarını yerine getirmesi şartsa bunlar da bir iş ortamının “hijyen” koşullarıdır.

Hangi sektörde faaliyet gösterirse göstersin, her kademedeki çalışan bu asgari koşulları  daha işin başında hak eder. İşletmeler bu koşulları sağladıkları zaman olağanüstü bir şey yapmış olmazlar; zaten yapmaları gerekeni yapmış olurlar. Bir işyeri çalışanlara, yapmaya mecbur olduklarını yaptığı zaman, onların memnuniyetini ve sadakatini elde edemez. Nasıl ki bir hastaneyi hijyenik olduğu için tebrik etmiyorsak bir işvereni de çalışanlarının yasal haklarını verdiği için kutlamayız.

Maalesef Türkiye’de bu konu yeterince iyi anlaşılmış değildir. İşletme yönetimleri hala, asgari koşulları yerine getirdikleri takdirde, çalışanları motive edebileceklerini zannediyorlar. Bu nedenle Türkiye’deki işletmelerde, çalışanları motive etme konusunda, yanlış teşhis ve yanlış tedavi, çok yaygındır.

Çalışan memnuniyeti konusunda yaşanan bu hayal kırıklığı, Türkiye’de pek çok işletmenin yaşadığı tipik bir hayal kırıklığıdır.

Gerçek şu ki, çalışanların memnuniyetsizliklerini gidermek, onları memnun etmez. Kulağa çelişkili gibi gelen bu ifadeyi, daha 1960’ların sonunda, Frederick Herzberg, Harvard Business dergisinde yazdığı makalede söylemişti. Memnuniyetsizliğin tersi memnuniyet değildir. Bir insanın memnuniyetsizliğini ortadan kaldırmak, onu memnun etmeye yetmez.

Bir işletmedeki memnuniyetsizliklerin nedenleri şunlardır:

1. Gereksiz işletme kuralları,

2. Aşırı denetim,

3. Çalışma arkadaşları ve yöneticilerle ilişkilerdeki aksaklıklar,

4. Uygun olmayan çalışma koşulları,

5. Düşük ücret,

6. Çalışanın hak ettiği unvanı elde edememesi,

7. Çalışanın kendisini, iş güvencesi bakımından tedirgin hissetmesi.

Bir işletme, bu alanlarda iyileştirmeler yaparsa, çalışanların memnuniyetsizliklerini gidermiş olur. Sadece çalışma hayatında değil, hayatın her alanında bu durum geçerlidir. Zaten yapılması gereken, “olmazsa olmaz” diye tanımladığımız özellikleri yerine getirmek, bir insanı da, bir işletmeyi de itibarlı kılmaz. Biz insanlardan da, kurumlardan da daha fazlasını bekleriz.

Çalışanları memnun etmek,  onları motive etmek, onların gönüllerini kazanmak için bir işletmenin önce “olmazsa olmaz” koşulları eksiksiz  yerine getirmesi, sonra da bir insanı motive edecek konuların kendisine yoğunlaşması gerekir.

Bir işletmenin çalışanları motive etmesi için yapması gerekenler şunlardır:

1.İnsanlar yaptıkları işte anlam bulmak isterler. İnsanlar, sadece para kazanmak için çalışmazlar. Yaptıkları işin, insanlara yararlı olmasını, onların  hayatlarına katkıda bulunmasını isterler. Kurumların ve işletmelerin, çalışanlara bu duyguları yaşatması gerekir.

2.Çalışanlar sorumluluk almak isterler: Her çalışan, kendisine söyleneni yapmak kadar, büyük resmi görüp inisiyatif kullanmak ister. Kendi sorumluluk alanında bağımsız karar aldığı sürece, çalıştığı yere bağlanır. Bunun için işletmelerin çalışanlara, kendi kararlarını alacakları, özgürlük alanları bırakması gerekir.  Sadece emir ve talimatları yerine getirerek çalışmaktan kimse motive olmaz.

3.İnsanlar ilerlemek isterler: Yaptıkları işi başardıkları ölçüde, daha fazla sorumluluk almak, daha fazla katkı yapmak isterler. Bunun için de etki alanlarının artacağı, başkalarını yönetecekleri konuma yükselmek isterler.

4.İnsanlar başarma duygusunu yaşamak isterler: İnsanlar işletmenin başarısında kendi katkılarının olduğunu bilmek isterler. Başarılara ortak olmak, bu duyguyu yaşamak isterler. İşletmelerin, çalışanların kendilerini  başarıda pay sahibi olduklarını hissedecekleri çalışma ortamları kurmaları gerekir.  Herkesin bilgiye ulaştığı, kararlara çok sayıda insanın katıldığı,  birlikte soluk alıp veren bir ortam yaratmaları gerekir.

Siz de kuaför salonunuzda çalışanlarınıza insiyatif vererek, onların gelişmesini sağlayarak motive etmelisiniz. Unutmayalım mutlu bir ortamda çalışan insanlar her daim daha verimli olurlar.

Kuaförlerin meslek hastalıkları

Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir. İşle ilgili hastalıklar, ortaya çıkış nedeni karmaşık olan, oluşmasında ve gelişmesinde çalışma ortamı ve çalışma şeklinin diğer sebepler arasında önemli faktör olduğu hastalıklardır.

İşle ilgili psiko-sosyal faktörler ve kalp krizi ilişkisinin araştırıldığı bir çalışmada konu ile ilgili bir sistematik derleme yapılmış ve bu kapsamda toplamda 33 çalışma incelenmiştir. Çalışma sonucunda sosyal yardımın yokluğu ve iş yükü, uzun çalışma saatleri, adaletsizlik, iş güvensizliği gibi faktörlerin erkekler üzerinde psiko-sosyal baskı oluşturduğu ve kalp krizine olan eğilimi artırdığı tespit edilmiştir. Ancak yapılan çalışmada aynı psiko-sosyal faktörlerinin kadın çalışanların sağlığını etkileyen bir risk faktörü olduğu kanıtlanamamıştır. Yukarıda verilen örnekten de anlaşılacağı üzere, kalp krizi için tek risk faktörü “iş” olmamakla birlikte, kalp krizi riski “işe bağlı stres” sebebiyle artış göstermiştir.

Sık görülen meslek hastalıkları arasında: Mesleki kan hastalıkları, mesleki kanserler, mesleki dolaşım sistemi hastalıklarıi mesleki sindirim sistemi hastalıkları, mesleki psikolojik hastalıklar, kas-iskelet sistemi hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, üriner sistemi hastalıkları, üreme sistemi hastalıkları, mesleki solunum sistemi hastalıkları, mesleki işitme kayıpları ve mesleki cilt hastalıkları bulunuyor. Meslek hastalığına neden olan etkenler arasında kimyasal, fiziksel, biyolojik etkenler ve tozlar bulunuyor.

Kuaförler, kullandıkları kimyasal maddeler, fırçalar; manikür-pedikür ve ağda uzmanları ise kullandıkları aletler konusunda uluslararası standartlara uymadıklarında pek çok sağlık sorunuyla karşı karşıya kalabiliyor.

Yapılan araştırmalara göre, iş aktiviteleri sırasında fiziksel ve psiko­sosyal risklere bağlı olarak gelişen ağrı, hareket kısıtlanması ve sakatlanmalarla seyredebilen kas iskelet hastalıkları çalışanların yaygın sağlık sorunudur. İşe bağlı olarak geliştiklerinde mesleki kas iskelet hastalıkları (MKİH) olarak kabul edilen bu hastalıkların oluşumlarında iş yerinde tekrarlamalı, zorlamalı hareketler, vücudun kötü pozisyonlarda kullanımı ve ergonomik yetersizlikler önemli rol oynar. Kuaförlerde de uzun süreli aynı pozisyonda kalmaya ve yoğun çalışma şartlarına bağlı olarak çeşitli postür ve kas iskelet sistemi problemleri ve yorgunluk gözlenmektedir. Kas iskelet sistemi problerinin yanı sıra çalışma ortamı ve koşullarına bağlı çeşitli solunum problemleri de gözlenebilmektedir. Toplumlarda astım ve diğer solunum hastalıkları ve semtomların prevalansı çevresel faktörlere göre farklılık göstermektedir, bu çevresel faktörlerin en önemlisi de mesleki maruziyettir. 

Kuaförler gün boyu işle ilgili hastalıklara ve havayolu semptomlarına neden olan çeşitli alerjik ve irritatif maddelere maruz kalırlar. Bu durum da solunum problemlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Kuaför ve berberlerin, en çok yakalandığı hastalıklar içerisinde kanser yer alıyor. Bu durumdan kaçınmak için ise birçok kimyasal maddenin kullanıldığı salonların uygun havalandırma sistemine sahip olması gerekiyor. Çalışma alanı ve şartlarına bağlı vücut sistemlerinde etkilenmelerle birlikte bireylerde psiko sosyal olarak da etkilenmeler görülebilmektedir. Bunlardan biri de tükenmişlik sendromudur. Tükenmişlik sendromu, günümüzde pek çok alanda görülmektedir. Kuaförlerde de uzun süreli çalışma ve sürekli hizmet verdiği kişilerde memnuniyet oluşturma beklentisi nedeni ile tükenmişlik sendromu olabileceği düşünülmüştür. Ancak literatürde bu konuda yapılan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmada kuaförlerde çalışma koşullarının oluşturduğu kas iskelet sistemi problemleri, solunum problemleri, kanser, yorgunluk ve tükenmişlik sendromunu sorgulamak ve insidansını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır.

Kaynak: https://www.csgb.gov.tr/media/2070/meslekhastaliklari.pdf

               https://www.hairist.com.tr/meslek_hastaliklari_ve_korunmanin_yollari-111–.html

               Kuaförlerde Meslekle İlgili Kas­İskelet Sistemi ve Solunum Problemleri ve Tükenmişlik Sendromunun Belirlenmesi

               Fizyoterapist Yusuf Demir Bitirme Tezi-Dokuz Eylül Üniversitesi, Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Yüksekokulu İletişim: Dokuz Eylül Üniversitesi                  Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu, İZMİR

Davines Akademi açıldı

Bir süredir hazırlıkları devam eden Davines Akademi Etiler Nisbetiye Caddesi'nde açıldı. Heyecanla bugünü bekleyen Davines ekibi, Davines'in çevreye duyarlı ve sürdürülebilirlik politikasına yakışan, doğal bir dekorayona sahip Akademisi'ne kavuştu.

Bizde oldukça samimi ve keyifli bir atmosferde geçen o açılıştaydık. Davines Sorumlusu Ariane Boulogne, Davines Türkiye Marka Temsilcisi Murat Abacılar ve Davines Türkiye Kreatif Direktörü Ceyhun Çallılar'ın Davines Akademi'nin açılışındaydılar.

Ayrıntılar Estetica Dergisi Eylül sayısında.

Okulları tanıyalım – 5

Etlik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi

Okul Etlik Pratik Kız Sanat Okulu 25.09.1967 tarihinde Etlik Atadan Caddesi üzerindeki özel idareye ait binasında eğitim ve öğretime başlamıştır. Ayrıca 1968  – 1969 Öğretim yılında Anaokulu açılmıştır. Okul 11.11.1981 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı'na ait olan bugünkü yeni binasında eğitim ve öğretimi sürdürmeye başlamıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı Kız Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü 09.08.1983 tarih ve 4268 (genel) Yatırımlar Şube Müdürlüğü 766- 15037 sayılı yazıları gereğince okulumuzda Kız Sanat Ortaokulu açılmıştır. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğünün 18.07.1984 tarihli onay ve 22.08.1984 tarih ve 11013 sayılı yazıları ile 1984 – 1985 Öğretim Yılında Kız Meslek Lisesi açılmıştır. 1995 yılında Kız Sanat Ortaokulu kapanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğünün 28.07.1998 tarih ve 2176 sayılı emri ile 24.07.1998 tarih ve 2133 sayılı makam onayı ile Etlik Kız Meslek Lisesi bünyesinde Anadolu Kız Meslek Lisesi açılması uygun görülmüştür. 2008-2009 eğitim-öğretim yılından itibaren okulumuz ikili eğitime geçmiş olup  ‘Etlik Kız Teknik ve Meslek Lisesi’ adını almıştır. 2011-2012 eğitim-öğretim yılından itibaren de Mesleki Açık Öğretim Lisesi kapsamında eğitim de verilmektedir.

Okul, öğrencilerin 4 yıl süren lise eğitimlerinin ardından Güzellik  ve Saç bakım Hizmetleri , Giyim Üretim Teknolojisi, Bilgi Teknolojileri, Yiyecek- İçecek, El Sanatları Teknolojisi ve Çocuk Gelişimi ve Eğitimi alanlarında uzmanlaşarak meslek sahibi olabildikleri bir okuldur.

Güzellik ve Saç Hizmetleri alanının amacı sektörün ihtiyacı olan nitelikli ara elemanları yetiştirmek ve üniversitelerde alanla ilgili bölümlere alt yapı hazırlamaktır. Güzellik ve Saç Hizmetleri bölümü mezunu öğrenciler, kadın ve erkek kuaför salonlarında, güzellik merkezlerinde, televizyon ve sinema stüdyolarında, tiyatro salonlarında çalışabilecek yetkinliği kazanıyorlar.

Doğallığın hakim olduğu bir salon: Es Kuaför

Salona girdiğimiz anda bizi karşılayan ahşap raflardaki doğal çiçeklerden akvaryuma, duvarlardaki beyaz döşeme taşlardan kullanılan ürünlere kadar doğallıktan yana bir konsept benimseyen ancak müşterilere yaşattığı lüksten de ödün vermeyen Es Kuaför’ün sahibi Erdal Şark ile salon dekorasyonuna dair sohbet ettik.

hairistcomtr: Kaç yıllık bir salondayız?

Erdal Şark: Burası Es Kuaför olarak 2 yıllık bir salon ama ben 25 yıldır bu mesleği yapıyorum. Aslında 50 metrekare bir salonum vardı, butik bir salondu. Ancak o salon yetmeyince daha büyük bir salona taşınma kararı aldık. Çünkü herkes salonu büyütmemi istiyordu ve bende dekorasyonla başlamak istedim. 2 sene içerisinde 3 salon değiştirdik ve alt caddedeki salonumuzu kapatarak buraya taşındık.

hairistcomtr: Dekorasyon fikri nasıl oluştu?

Erdal Şark: Her zaman hem büyük hem de müşterilerimin tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek, kendilerini özel hissettirecek bir salon hayal ediyordum. Katıldığım eğitimlerde ve özel gecelerde mekanların dekorasyonunu incelerdim. Salonuma doğallığın, yeşilin ve ahşabın hakim olmasını istiyordum. Daha sonra kafamdaki dekorasyon fikrini mimarım Aylin Özyetiş ile paylaştım ve bir konsept oluşturduk.  Misafirlerimin daha iyi bir hizmet alabilmesi ve onlara her şeyi eksiksiz sunabilmek adına her detayını düşündük.

hairistcomtr: Dekorasyon süreci nasıldı? Konsept kimin fikriydi?

Erdal Şark: Konsepti benim fikrimdi. Mimarım Aylin Özyetiş ile görüşüp fikir alışverişi yaptık. Mimarımın çok büyük etkisi ve emeği var. Bir kadının almak istediği bütün hizmetleri sunmak istedik. Sadece saç ve tırnak bakımı değil, solaryumdan spaya her şey salonumuzda mevcut. Vip müşterilerimi ağırladığım özel bir bölüm var. Ayrıca misafirlerimizin dinlenip bir şeyler içebileceği içinde akvaryumun da olduğu bir botanik bahçe oluşturduk. Salonda ağırlıklı olarak taş ve ahşap malzemeler kullanıldı. Standlar ve raflar gerçek çam ağacından yapıldı. Bu raflarda gerçek çiçekler var. Duvarlar beyaz taşla döşendi. Naturel bir salon olması için çaba sarfettik. Salonumuz ultra lüks bir salon. Ayrı bir dinlenme alanı oluşturduk. Tezgah aralarını ve uzunluklarını tek tek hesapladık. Lavabolara çok özen gösterdik. Dekore ederken her ayrıntıyı düşündük. Her metrekaresinde farklı şeyler çalışmak istedik.

hairistcomtr: Dekorasyon ne kadar sürdü?

Erdal Şark: 1 ay 10 gün sürdü. O süreçte yan tarafta hizmet vermeye devam ediyorduk. Heyecan ve merakla tadilatın bitmesini bekliyorduk. Tadilat ve dekorasyon uzun sürdü ancak beklediğimize değdi. Yeni salonumuzda 20 günde, 350 kişiye hizmet verdik. Buradaki konforu, lüksü ve hizmeti gören insanlar salonumuza daha sık gelmeye başladılar.

hairistcomtr: Dekorasyona müşterilerinizin tepkisi nasıl?

Erdal Şark: Gelen müşterilerim çok güzel tepkiler veriyorlar. Salonu nasıl dekore ettiğimi soruyorlar. Konsepti çok beğeniyorlar. Her müşterim salonumdan memnun kalarak ayrılıyor. Sadece Acıbadem’den değil, Anadolu yakasının başka semtlerinden ve Avrupa yakasından da birçok müşterimiz salonumuza geliyor. Onlara her imkanı sunduğumuz için kendilerini evlerindeymiş gibi hissediyorlar ve bize teşekkür edip çıkıyorlar.

hairistcomtr: Peki sizin salonda en sevdiğiniz köşe neresi?

Erdal Şark: Salonumun her yerini seviyorum ama en sevdiğim yer bahçemin önünde bulunan özel bölümdeki apliklerin olduğu, demir profillerle böldüğüm yer. Çünkü oradaki ahşap standlarda gerçek bambular ve kaktüsler kullandık. Salonun her yeri özel ama orada müşterim daha da özel hissetmesini istedim.

hairistcomtr: İleride salon dekorasyonuna katmak istediğiniz başka şeyler var mı?

Erdal Şark: Dekorasyon konusunda daha da ileriye giderek doğallığın ve yeşilin salonumun her yerine hakim olmasını istiyorum. Tamamen su ve yeşilliğin hakim olduğu bir salon olsun istiyorum. Zaten ahşap ağırlıklı aksesuarlar kullandık ve bunun artmasını istiyorum.

hairistcomtr: Yenilik ve yenilenmek güzeldir sloganıyla Erdal Şark’a teşekkür ederiz.

Daha fazla görsel için haber galerimizi ziyaret ediniz.

Salon International için geri sayım başladı

43 yıldır süren görkemli etkinlik Salon International canlı ve uygulamalı eğitimleri, kuaförün ihtiyacı olan bütün ürünleri, çeşitli saç şovlarını ve farklı deneyimleri kuaförlere tek bir fuar alanında sunacak. 3 gün sürecek olan etkinlik 15-16-17 Ekim'de Londra Excel'de gerçekleşecek.

Etkinlik, Schwarzkopf Professional sponsorluğunda A-list üyeleri, FAME, Proje X ve ClubStar ekibi üyelerinin şovlarıyla renklenecek. Ayrıca Darren Ambrose, Errol Douglas, Mark Hayes, Gary Hooker ve Michael Young, Akın Konizi, Mark Leeson, Angelo Seminara ve Jamie Stevens'da etkinlikte yerlerini alacaklar. 2015 yılında 60 ülkeden 38.462 ziyaretçiyi ağırlayan etkinlik bu yılda binlerce ziyaretçisini bekliyor.

Erkek berberlerin sahne şovlarının yer alacağı etkinlikte ayrıca salonlarla ve saç sağlığı ilgili olarak seminerler de olacak. 

Topuzun genç ustası: Damla Arı

Kendisi gibi kuaför olan annesinin yanında, 12 yaşında kuaförlük hayatına başlayan Damla Arı ile 25 yıllık kuaförlük ve topuz ustalığı serüvenine dair bir röportaj gerçekleştirdik.

hairistcomtr: Kuaförlüğe nasıl ve ne zaman başladınız?

Damla Arı: Ustam annem olduğu için çocukluğum kuaför salonunda geçti. Meraklıydım ama kuaför olmak istemiyordum çünkü zorluklarını görüyordum. Annem çok yoğun çalışan bir kadındı. Akşam eve geç gelir, sabah erkenden işe gider, veli toplantılarına bile gelemezdi. Ben hep sınıf birincisiydim ve kesinlikle kuaför olmayacağım derdim. Daha çok iş kadını olmak istiyordum. Çocukluğumdan beri kuaförlüğe dair her şeyi de öğrenmiştim. Yer süpürürdüm, fön tutardım ve makyaja çok meraklıydım. Çok başarılı insanlardan ve Kariyer Eğitim Kurumları’ndan makyaj eğitimleri aldım ve 10 yıl aralıksız makyaj yaptım.

hairistcomtr: Peki topuz serüveniniz nasıl başladı?

Damla Arı: Annem salonda olmadığı zaman müşterilere topuz hizmeti vermeye başladım. İnanılmaz zevk aldım ve bir süre sonra topuz konusunda profesyonelleştim. 20 yaşında hem topuz hem makyaj yapan biriydim ama hamileyken makyaj malzemeleri rahatsız etti. Daha çok topuza yöneldim ve bu beni çok daha mutlu etti.

Hep çok kurallı bir kuaför oldum ve 7’den sonra randevusuz asla müşteri almadım. Gelinlerim her zaman öncelikli oldu. Hem eve geç kalmayan, tatil günleri evde olan iyi bir anne oldum hem de iyi bir kuaför oldum. 2 tane oğlum var ve onlarla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Annemin yükünü de hafiflettim. Onunda benimle birlikte düzenli saatleri oldu ve 25 yıl böyle geçti. Her gün mutlu bir şekilde işime geliyorum çünkü gelinlerin en mutlu günlerine tanık oluyorum.

Ben annemin saçlarını taradığı gelinlerin kızlarının saçlarını tarıyorum. Hatta torunları bile geliyor.  Annem 55 yıllık bir kuaför ve burada bize koçluk yapıyor. Haftada bir kaç gün geliyor. Benim başarılarımla gurur duyuyor. Annem sayesinde basamakları koşarak çıktım. Çok iyi bir ustadan, çok güzel şeyler öğrendim. Bugün burada olmamın en büyük sebebi annemdir. Benim ustam annemdir. Topuzu ondan öğrendim.

hairistcomtr: Salon konseptinizden bahseder misiniz?

Damla Arı: Konseptim gelin saçları üzerine. Gece saçları da diyebiliriz. Çok doğal scalar da, çok ağır gece saçları da taradığım oluyor. Burası topuzlarıyla ünlü bir salon. Özellikle göçmen müşterisi çok olan salonlarda devasa topuzlar yapılır. Ben bu durumu zaman içinde değiştirdim. Bana artık her tarzdan insanlar geliyor. Her tarzda müşteriye hizmet vermek kariyerim açısından da oldukça önemli. Salondan mutsuz ayrılan gelin olmuyor.

Gelinimiz salonumuza geldiğinde düğün gününe bırakmadan saç modeline ve makyajına karar veririz. Öncelikle düğünün nerede olacağını sorarım. Düğüne geldiklerinde mutlaka gelinliklerini getirmelerini istiyorum. Duvaklarını, aksesuarlarını ve çiçeklerini görmek istiyorum. Zıt görünmelerini istemediğim için mutlaka damadın boyunu ve yaşını sorarım. Artık makyaj yapmıyorum ama makyöz arkadaşımıza destek oluyorum. Gelinlerin salonumdan tam anlamıyla güzel çıkmalarını istiyorum. Ayrıca mümkün olduğunca aynı gün fotoğraf çekimi yapmamalarını istiyorum. Fotoğraf çekimini düğün günü yaptıklarında saçlarında bozulmalar olabiliyor. Ayrıca fotoğraf çekimi başka bir gün olduğunda dış çekimler için daha özgür saçlar tarayabiliyoruz. Ben onlar için bir düğün paketi hazırlıyorum ve fotoğraf çekiminin düğünden önce olmasını rica ediyorum.

hairistcomtr: Aynı zamanda Kariyer Eğitim Kurumları’nda eğitimlerinizde oldu. Nasıl başladınız?

Damla Arı: Kariyer Eğitim Kurumları’nda topuz konusunda eğitim veriyorum.  Daha önce Estetica dergisiyle Kariyer Eğitim Kurumları’nın sponsor olduğu, yaptığımız bir topuz DVD’miz vardı. Çok keyifli bir işti. Ayrıca ben geçmişte Kariyer Eğitim Kurumları öğrencilik yapmıştım. Orada estetisyenlik ve güzellik uzmanlığı konularında eğitim aldım. Gidilebilecek tüm eğitimlere gidip, alınabilecek bütün sertifikaları aldım ki hala da topuz semineri veren arkadaşların topuzlarını izlemeye giderim. Çünkü ufacık bir dokunuş ve nüans farkının bile işime katkısı olduğunu düşünüyorum.

Kariyer Eğitim Kurumları’nda öğrencilerime topuzla ilgili minik detayları ve işlerini kolaylaştırabilecek püf noktalarını anlatıyorum. Gelinleri mutlu etmenin birçok yolu var. Vücut kusurlarını küçük dokunuşlarla kapatabiliriz. Kulağı büyük bir geline isterse kulağını yapıştırmayı teklif ederim. Bu çok bilinen bir şey değildir. Örneğin, gelin yüksek topuzlu bir model seçmiştir ama damadın boyu kısadır. Boy farkının olmaması için başka modeller öneririm. Buna benzer önemli detayları ve tecrübelerimi öğrencilerimle paylaşırım.

hairistcomtr: Hairist 2014’teki şovunuza dair neler söyleyeceksiniz?

Damla Arı: Hairist etkinliğinde yaptığım şov hayatımın en heyecanlı ve en güzel deneyimiydi. Bence Hairist etkinliği bir kuaförün kariyerindeki katılabileceği en önemli organizasyon. 6 ay önceden haber verildiği için çok rahat hazırlandım. Öncelikle modeller için seçmiş olduğum gelinliklerim çok farklıydı çünkü çok başarılı insanlarla çalıştım. Gelinlikler sadece o gün için tasarlandı. Önce gelinlikleri hazırlattım daha sonra ben onlara göre saç tasarlamaya başladım. Helenistik bir tarz oluşturmak istedim. Tasarımcı bir arkadaşımdan Helenistik döneme ait altın kaplamalı taçlar yapmasını istedim. Büyük organizasyonlarda nasıl saçlar taranıyor onlara baktım. O gün bizi seyreden 1350 kişi vardı. En ön sırada Türkiye’nin en başarılı kuaförleri ve duayenler vardı, en önemlisi de annem de oradaydı. Onların karşısında saç taramak benim için çok heyecan vericiydi. Hayatım boyunca bir daha o kadar güzel bir iş yapabilir miyim bilmiyorum. O etkinlikten sonra ufkum daha çok genişledi ve çok güzel geri dönüşler oldu.

hairistcomtr: İleride kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?

Damla Arı: Kariyer olarak sevdiğim ve mutlu olduğum bir yerdeyim ama gelecekte sadece gelinler ve nedimeleriyle ilgilendiğim butik bir yer açmayı düşünüyorum. Çoğu gelinim de benden tarz önerisi istiyor.  Çok iyi saç aksesuarları yapan ve çok rahat gelin ayakkabıları tasarlayan arkadaşlarım var, onlara yönlendiriyorum. Fotoğrafçı da öneriyorum. Gelin koçluğu konusunda profesyonelleşmek istiyorum. Gelin ve damadın fotoğraf çekimlerinden, mini cilt bakımı ve masajına kadar her aşamada hizmet verecek bir yer açmak istiyorum. Gelinlerimle kahvaltı ederken rahatça sohbet edebilmek istiyorum. Bu yolda emin adımlarla ilerlediğimi düşünüyorum. Ben genel yapım itibariyle her şeyi mükemmel severim. Bu nedenle bütün gelinlerimle ayrı ayrı ilgileniyorum. Bir günde yarım saat arayla, 10 gelinin saçını tarıyorum. Eğer rahatsız değilsem, tüm saçları ben tarıyorum. Ayrıca Bayrampaşa handikabını aşabilmek için Bahçeşehir’de de bir salon açmıştık ama benim için çok yorucu oldu ve kariyerime hiçbir şey katmadı. Zaten insanlar nerede olursak olalım topuz için bize geliyorlar.

hairistcomtr: Genç kuaförlere önerileriniz nelerdir?

Damla Arı: Yeni nesil genç meslektaşlarıma önerim; güncel trendleri takip edip kendi stillerine uyarlamaları, hedeflerini belirlemeleri ve o yönde ilerlemeleri, öğrenmeye açık, deneyerek tecrübe kazanan, özgün kuaförler olma yolunda gayret göstermeleridir.

hairistcomtr: Sevgili Damla Arı’ya samimi sohbeti için teşekkür ediyoruz. Ayrıca mesleğine ve mesleğini paylaşmaya yönelik tutkusunu tebrik ediyor, örnek bir kuaför olarak başarılarının devamını diliyoruz…

Şık ve sofistike bir salon

Avustralya'da bulunan La Biosthetique adlı kuaför salonu estetik, şık ve sofistike dekorasyonuyla öne çıkıyor.

Konforun ve lüksün ön planda tutulduğu salonda deri koltuklar, fantazi aynalar ve mermer zemin dekorasyonun şıklığını tamamlıyor.

La Biosthetique salonu aynı zamanda geri dönüşüme önem veriyor ve hayvanlar üzerinde test yapan markaları salonunda kullanmıyor.