Shag saç kesimi, çeşitli uzunluklarda katmanlara ayrılmış bir saç modelidir.
Shag saç kesimi kuaför Paul McGregor tarafından yaratılmıştır. Katlar genellikle üsttedir ve yanlar tüylüdür. Katlar saçı tepe çevresinde dolgunlaştırır ve saç kenarlarda saçaklara doğru incelir.
Bu unisex stil, 1970’lerin başında Joan Jett, David Bowie, Mick Jagger, Rod Stewart, David Cassidy, Jane Fonda, Stevie Nicks ve Florence Henderson gibi çeşitli ünlüler tarafından kullanıldıktan sonra popüler hale gelmiştir.
1990’larda Jennifer Aniston “The Rachel” saç modelini popülerleştirdi
ve Meg Ryan 2000’lerin başında bir shag tercih etti. Saç kesimi 2020’lerin başında yeniden popülerlik kazanmıştır.
2020’lerde, kurt kesimi (wolf cut) adı verilen bir shag varyasyonu popüler hale geldi. Bu varyasyon, önden daha kısa olması ve genellikle kakül içermesiyle farklılaşıyor. Kurt kesimi Camila Cabello ve Miley Cyrus gibi ünlüler tarafından kullanıldı.
Shag saç kesimleri, genellikle tepeden başlayıp yüzü çerçeveleyen farklı katmanlarla karakterize edilir. Katmanlar saça hacim ve hareket katarak şık ve zahmetsiz bir görünüm kazandırır.Shag saç kesimleri çok yönlüdür ve farklı saç tiplerine ve yüz şekillerine uyacak şekilde uyarlanabilir, bu da onları taze ve modaya uygun bir saç modeli arayanlar için popüler bir seçim haline getirir.
Shag Saç Kesimi Adımları:
Hazırlık
Kuru, temiz saçla başlayın ve makas, tarak ve toka gibi gerekli aletlere sahip olduğunuzdan emin olun.
Bölümlere ayırma
Saçı bölümlere ayırın. Yaygın bir teknik, bölümü 90 dereceye kadar düz tutarak oksipital kemiğin altından başlar.
Kesme
Saçı istediğiniz uzunlukta kesin; shag saç kesimlerinin genellikle katmanlar ve dokuya sahip olduğunu unutmayın. Bunu nokta kesme veya ara makas tekniklerini kullanarak başarabilirsiniz.
Şekillendirme
Kestikten sonra, istediğiniz görünümü elde etmek için tüylü saç kesiminizi çeşitli şekillerde şekillendirin. Dağınık bir görünüm için dokulandırıcı sprey kullanabilir ve daha fazla hacim için kaküllerinizi fönle kurutabilirsiniz. Tercihinize bağlı olarak dalgalar veya bukleler gibi farklı stilleri deneyin.
Bakım
Shag saç kesimini düzenli düzeltmelerle koruyun. Daha kısa shag saç kesimlerinin her dört ila altı haftada bir kesilmesi gerekebilir, daha uzun olanlar ise rötuş için altı ila sekiz hafta bekleyebilir.
Kuaför ve sanat yönetmeni Rut Navarro, yeni koleksiyonu “BCRST”yi tanıtıyor ve yapay zeka aracılığıyla yaptığı teklifle kariyerinde bir adım daha ileri gidiyor.
Yapay zekanın ürettiği bu fotoğraflar, şaşırtıcı ve büyüleyici olup, benzersiz kompozisyonları ve avangard tarzlarıyla hayal gücünün sınırlarını zorluyor.
Evet, gelecek bugündür. Yaşadığımız her an. Gelecek, bizden her zaman bir adım önde olan soyut bir yapıdır ama o ana ulaştığımızda şimdiki zaman olur. Dolayısıyla yaşadığımız her günün, daha önce hayal edebildiğimiz geleceğin bir parçası olduğunu söyleyebiliriz.
BCRST’ye dönen Rut Navarro bize şunları söylüyor: “Her zamanki gibi, koleksiyonlarımın çoğu dünya çapında yaptığım seyahatlerden ilham alıyor. Bu kez BCRST, pandemiden hemen sonraki yaz ziyaret etme şansı bulduğum Romanya saraylarından ilham alıyor.
Tutkularımdan biri de korku ve fantastik romanlar ve o saraylara dalmak bana sanki bir prenses masalındaymışım gibi hissettirdi ama karanlık dokunuşlarla, daha gotik bir şeylerle.
Soluk tenli, yoğun vurgulu gözlü ve geçmiş bir dönemi, zenginlik ve stil çağını anımsatan elbiselerle modeller sunma fikri işte burada aklıma geldi. Saçlarda ise avangard ve daha ticari tarzlar arasında gidip gelen, titizlikle tasarlanmış ve oluşturulmuş saç stilleriyle bu savurganlığı ve yaşam tarzını yansıtmak istedim.”
Bir tutam saç. İngilizcesi A.P.O.H (a piece of hair) fütüristik bir Japon tasarımcının tasarımlarından alıyor adını.
A.P.O.H, saç konsepti ve saç renginin sınırlarını zorlayan büyük beyinlerin bir işbirliğidir. Madrid’de tasarlanan, sektörün 2 büyük ismi @xpresioncreativos ve @antoinettebeenders tarafından yaratılan güzel bir moda, fotoğraf ve saç karışımı
@allenruizstyle @luisgonzalezhaircolor ve @cassandratorres tarafından desteklenmiştir.
“Yaprak şeklinde takılar” tasarladım çünkü hâlâ o zarif geleneksel havayı isteyen, biraz daha rock’n roll, alternatif gelin için bir şeyler yaratmak istedim.
Her zaman gördüğümüz ve kullandığımız kurutulmuş çiçek saç tokaları denizinde farklı bir seçenek sunun.
Gümüş işleme tekniklerimi kullanarak incileri ve boncukları birleştirerek benzersiz, orijinal ve göz alıcı parçalar için metal çiçekler yaptım.
Saç: Anne Veck Fotoğrafçı: Joel O’Neil Mkayjay:Scarlette Sedano Dirty French Girl Bijuteri için Stilist/Mücevher Tasarımcısı: Chloe Mellen
‘Sombras’, Carlos Valiente’nin 2022 Figaro Ödülleri’nde Yılın İspanyol Kuaförü ödülünü kazandığı saç modası trendleri koleksiyonudur.
Geçtiğimiz Ekim ayında kuaför Carlos Valiente, Figaro Ödülleri’nin on üçüncüsünde prestijli İspanyol Kuaförü unvanını iki kez kazanan tarihteki ilk profesyonel oldu.
İspanyol Kuaförlük Ödülleri törenindeki podyumda Valensiyalı stilist, saçtaki ışık ve gölge oyununun inanılmaz nüansları, rüya gibi tonları ve kesinlikle muhteşem bir saçın şekil ve dokusundaki ayrıntıları ortaya çıkardığı muhteşem bir çalışma olan ‘Sombras’ koleksiyonunu sundu.
Böylelikle Yılın İspanyol Kuaförü Figaro’da kraliçe kategorisini kazanan Salones CV’nin kurucusu ve yöneticisi, dünya kuaför ikonu Angelo Seminara’nın kendisine verdiği ödülü aldı. Bu, Ödül tarihinde ilk kez bir kuaförün, Carlos’un 2018’de zaten başardığı, İspanyol kuaförlüğündeki en değerli ödül olan bu ödülü kazanma başarısını tekrarlamasıydı.
Valiente, ileri görüşlü yaklaşımıyla İspanyol saç endüstrisini kasıp kavurdu. Markasını yeni zirvelere taşıyarak, yetenekli genç kuaförlerden oluşan sıra dışı bir sanat ekibini bir araya getirdi. Yenilikçi yaratımları ve sınırsız yetenekleri dünyayı büyüledi ve Valiente’nin güzellik dünyasında öncü olarak mirasını sağlamlaştırdı.
Kuaför: Carlos Valiente Şekillendirme: Virginia Plaza Makyaj: Sanat Ekibi Salonları CV Fotoğraf: Esteban Roca
San Kuaför Levent salonunun önündeki uçağın yanında pek çok kişinin konuştuğu uçak kampanyasının detaylarını dinledik.
Uçak konusunda geçmeden öncelikle San Kuaför hakkında özet bilgi alabilir miyiz?
Yusuf Yalmancı: San Kuaför olarak şu an 41 salon sayısına sahibiz. Beş yeni salon tadilatta ve görüşmeleri devam ediyor. Gerek yurtdışı gerek yurtiçi yaklaşık 700 çalışanımız var. 65 iş ortağımızla büyümeye, istihdam sağlamaya, Türkiye’de bu iş de yapılıyormuş dedirtmeye devam etmeye çalışıyoruz.
Yurtdışı derken nereleri kastettiniz?
Yusuf Yalmancı: Kanada, Almanya, İngiltere ve Kanada şu an tadilatta. Almanya’da Eylül’de salonumuzu tutmuş olacağız. İngiltere’ye de Eylül’de gideceğiz ve Londra’da bir iş ortağımız ile yapacağız. Almanya’da Berlin Kudam’da, Kanada’da Toronto’da. Yıl sonuna kadar toplam 52 salon hedefiyle ilerliyoruz.
Kaç tanesi iş ortağı, kaç tanesi franchise ?
Yusuf Yalmancı: Hepsi franchise. Biz gelirlerine ve diğer gelişim süreçlerine ortağız. Yani salonun sahibi var. Bütün bordrosu ona ait, çalışanı her şeyi ona ait sadece tabelada San Kuaför yazıyor. Dolayısıyla franchise sistemiyle birlikte büyüme gerçekleştiriliyor.
Yurtdışından gelen talepler nasıl peki?
Yusuf Yalmancı: Yurtdışından gelen talepler güzel. Fakat yapılan ticarette mutlaka bir bedel ödenmesi gerektiğini düşünüyoruz ki iş kolay gibi gözükmesin. Kolay gibi gözükürse sahip çıkılmıyor ve bu da bir süre sonra üzüyor. Emin adımlarla ilerlemek istediğimizden herkesle iş yapamıyoruz.
Yusuf Yalmancı
San Kuaför tabelası taşımak isteyenler için kısaca kriterler neler?
Yusuf Yalmancı: Kendi yatırımcılarımız da var fakat yatırımcılarımızla yapma taraftarı değiliz. Yatırımcılara en az 5 yıllık deneyimi olan ya da daha önceden işletme deneyimi olan biriyle gelirlerse kolaylık sağlıyoruz. Kuaförlerin yatırımcılarla hissedar olmalarını sağlayan bir sistem üzerinde çalışıyoruz çünkü yatırımcılar yatırdıkları paraya bakıyor. Biz de o yatırdıkları parayı nasıl garanti altına alabiliriz ve yaptıkları yatırımdan en keyifli nasıl para kazanabilecekleri hale getirebiliriz onun için uğraşıyoruz.
Diyelim ki ben yatırımcıyım. Benim paramın olması yetmiyor ve en az 5 yıllık bir deneyimi olan kuaförü de ortak dahil etmem gerekiyor. Doğru mu?
Yusuf Yalmancı: Kesinlikle. Ya da biz kendimiz öneriyoruz. Böyle yetiştirdiğimiz ekip arkadaşlarımız var ve yatırımcıyla iş birliği yapmasını sağlıyoruz. Gerek borçlandırarak gerek tüm sorumluluğu vererek en az %30 hisse sahibi yaparak salonlarını açmalarına izin veriyoruz.
Örneğin Adana’da kendi adımla bir kuaför salonum var. Adana’nın başka bir muhitinde San Kuaför açmak istiyorum yapabilir miyim?
Yusuf Yalmancı: Yapabilirsiniz. Örnekleri var. Mesela ortağımızın Tuzla’da bir salonu var. Gebze’de bizimle iş birliği yaparak San Kuaför salonu açtı. Kayseri’de ortağımız farklı yerlerdeki salonlarını iki üç sene sonra San Kuaför yapma kararı aldı
Başta dekorasyon olmak üzere eğer değişim şartlarımıza tamam derlerse önlerini açıyoruz.
Mevcut 41 salonla alakalı elimizde belli bir rakam var mı? Ayda kaç ziyaretçi ortalaması var?
Yusuf Yalmancı: Müşteri sayımızın aylık 800-1200 arası sayılara ulaştığını görebiliyoruz. Her sene analiz yapıyoruz. Büyüyor muyuz küçülüyor muyuz, karda mıyız zararda mıyız? Tüm işletmelerimizi koruma altına alıyoruz, bu verileri tutuyoruz ki sonraki gelen franciseımıza müşteri adetlerimizi yaptığımız ciroları, işlem maliyetimizi açık yüreklilikle anlatabilelim.
Salonlarda 1800 TL müşteri ciro ortalamamız var. Bazı salonlarda 3000 bazı salonlarda 1500 gibi rakamlar geliyor. Biz bunu 1800 TL ortalama olarak kararlaştırdık. Bu 2023 yılının başında 1200 iken şu an 1800TL ye çıktı. Hedefimiz 1500 TL idi fakat hedefimizin üstüne çıkmasının nedeninin yaptığımız pazarlama faaliyetinden kaynaklandığını düşünüyoruz. Bunun da büyümemizin en büyük etkeni olarak görüyoruz.
Kaba taslak baktığımızda 41 salonla yılda 600.000 civarında misafir ağırlıyor San Kuaför. Peki bunda pazarlamanın etkisi, franchiseların buna yönelik bakış açıları hakkında neler söyleyeceksiniz?
Yusuf Yalmancı: Çalışanlar müşteri sıkıntılarının çok olmadığını görüyorlar. Zaten birbirlerini arayıp analiz edebiliyorlar ya da araştırabiliyorlar. Sitemizden, haberlerimizden ya da yaptığımız pazarlama faaliyetlerinden çok rahatlıkla yapacakları yatırımın onlara geri dönüşünü analiz edebiliyorlar. Bu da biz işletmelerimizden, salonlarımızdan kazandığımız ya da bize dönüşü olan bedelleri tamamen reklam ve pazarlamaya ayırdığımız için markamızın hem Türkiye’de hem de dünyada duyulmasını sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz.
Ama tabi sadece pazarlama yetmiyor. İçerde de doğru hizmetin verilmesi gerekiyor.
Yusuf Yalmancı: Ben de birçok meslektaşım gibi ilkokul mezunuyum. Kişisel gelişime çok önem veriyorum. Bu sene Topkapı Üniversitesi ile kişisel gelişim, diksiyon, satış pazarlama, sosyal medya, mesleki İngilizce gibi çok değerli eğitimler verdik tüm ekibimize. Bizim salonlarımızda çalışan ya da bizimle iş birliği yapan kişilerin eğitim, reklam, pazarlama alanında hiçbir sıkıntı yaşamasını istemiyorum bu yüzden açıldığımız günden beri hiçbir kapanan salon yok.
Aslında çalışanları hem mali olarak koruyoruz hem eğitim hem de gelişim olarak. Bu bizim kendimizi daha kolay ifade etmemizi ve daha iyi iş birliği yapmamızı sağlıyor.
Yusuf Yalmancı
Sektörün kronikleşmiş eleman bulma konusunda bu anlamda San Kuaför markasını ön plana çıkarmanın birtakım avantajları var mı ya da San Kuaför bu sorunu yaşıyor mu?
Yusuf Yalmancı: San Kuaför olmanın belki de sektörde bu noktada olmamızın birtakım avantajlarını yaşıyoruz ekip bulma konusunda. Fakat sektörde tabii ki değişen dünya ile ekonomik sıkıntılar da oluşuyor. Bazıları daha fazla para verecek yerlere gidebiliyor. Bizde asgari ücret alarak çalışırken başka bir yerde 2 kat asgari ücret alarak çalışabiliyor. San Kuaför’de yetişmiş başarılı ve hiçbir şeye ihtiyacımız yok, hatta gelir bize iş öğretir diyenler bile var ben San Kuaför’de çalıştım deyince her yerde kolaylıkla iş bulabiliyor.
Sektörün gün geçtikçe artan eleman, ekip sorununu çözmek adına kendi akademimiz var.
Bu akademimiz de ekipleri yetiştirmeye çalışıyoruz. Ne kadar yetiştirirsek yetiştirelim gün geçtikçe eleman sorunu artacak diye düşünüyoruz çünkü
yeni gelişen dünyada kripto paralar, borsa gibi çok güzel sistematik şekillerde para kazanma şansları var. Yanımda çalışan çocuklar oyun oynayıp, telefondan oyun oynayarak kazandıkları puanları paraya çevirdiklerini ve ekstra gelir elde ettiklerini biliyorum.
Salondan salona fiyatlarınız değişiyor mu ?
Yusuf Yalmancı: Evet, değişiyor. İstanbul’da tüm salonlarımız aynı. İzmit’teki farklı, Kayseri’deki farklı, Yozgat’taki Van’daki farklı. 18 noktada salonumuz var. Oradaki kuaförlerin ortalama ya da oradaki tüketicilerin ortalama alışkanlık yani alışveriş alışkanlıklarına göre değişiyor.
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi ile yaptığımız bazı araştırmalar var. Kişilerin ne kadar fatura ödediği, yine sepet ortalaması, kredi kartı harcamaları gibi birçok noktayı araştırdığımız. Biz gidip de bir şehirde kafamıza göre şu fiyat yapalım, geliyorlarsa gelsinler gelmiyorsa gelmesinler gibi böyle bir şey değil. Oradaki alışveriş sepet ortalamasına bakarak bu rakamları koyuyoruz yoksa biz San Kuaförüz çok büyük bir markayız hadi gel yapalım öyle bir şey yok.
Peki bir kampanya yaptığımızda bunu bütün San Kuaför salonlarında geçerli kılabiliyor musunuz?
Yusuf Yalmancı: Hayır. Salona özel. Çok özenle ölçüp tarttığımız bir kampanya süreci yönetmeye çalışıyoruz ve bu en fazla bir hafta sürdürelebiliyor.
Tüketici güveni çok önemli. Çünkü müşteri kolay kazanılmıyor fakat çok kolay kaybediliyor.
Şimdi uçuşa geçelim. Bir kuaför salonunun uçak kampanyası yapıyor olması başlı başına bir haber. Global markalar, dondurma markaları vb büyük markaların farklı çaplarda araba kampanyaları oluyor. Uçak veren var mıydı bilmiyorum. Bir kuaför salonunda böyle bir şeyi vermek dikkat çekici ama sizin zaten uçaktan önce de bir araba kampanyanız vardı değil mi?
Yusuf Yalmancı: Evet 2018’de bir BMW 1.18 hediye etmiştik. 6 ay sürmüştü kampanyamız ve o kampanyamız bize yaklaşık 5 salon ekstra açmamızı sağlamıştı ve cirolarını %300 arttırmamıza neden olmuştu.
2021’in ortalarında yeni bir kampanya yapalım dedik. Ev mi versek Amerika’dan daire mi versek? Küçükken hayalim uçmaktı. Rüyalarımda hep uçtuğumu falan görürdüm.
Bir gün arabayla hız yaparken bir takipçim uçak mı kullanıyorsun diye bir mesaj atmıştı. Ben de onun ekran görüntüsünü alıp paylaştım. Uçağımız yok ki uçalım şeklinde bir serzenişte bulunmuştum. Uçuş okulu bulunan bir diğer takipçim Bahar hanım ben sizi uçururum dedi ve gittiğimde uçağın fiyatını öğrendim.
Kilometrede ne kadar yaktığını, bakım maliyetlerini, kiralama faaliyetlerini her şeyi öğrendim ve günün sonunda ev mi verelim, araba mı verelim, motorlu taşıt mı verelim, telefon mu verelim diye düşünürken uçak verelim dedim. Çünkü sektörümüz için çok güzel bir şey olacaktı ve kuaförlere bakış açısını değiştirecekti. Maliyetleri çok düşük. Şu an bu uçak fiyatıyla bir tane BMW 1.18 alamıyorsunuz.
Uçağı kazanan kişi aylık ortalama 5.000 euro’ya kiraya verebiliyor Ve bir depo benzinle buradan Bodrum’a gidebiliyorsunuz ve 1.000 TL gibi komik bir rakama gidiyor 4 kişilik uçak. Bu uçak ikinci el, yaklaşık 7-8 yaşlarında ve daha 900 saat uçuş ömrü olan ve kazanan kişi bunu kazandığında alıcısı hazır, kiralamak isterseniz kiralamak isteyen hazır ve eğitim almak isterse ve kendim kullanacağım derse eğitimi alacağı kişi bile hazır.
Tüm salonlarımızda bu konuyu konuştuk. Yaklaşık bir buçuk senenin sonunda, Milli Piyango izin süreçlerini tamamlayarak uçak kampanyamızı faaliyete geçirdik.
Adı üzerinde bir uçak. Peki yorumlar, tepkiler nasıl?
Yusuf Yalmancı: Kimse inanmıyor uçağa. İnanmadıkları için TV haberlerine çıktık. Hala uçak bileti mi helikopter turu mu uçakta bir tur mu atacağız gibi sorular geliyor.
Peki nedir koşullar? Bu uçağın çekiliş kampanyasına katılmak için ne yapmak gerekiyor?
Yusuf Yalmancı: Herhangi bir San Kuaför&Beauty – San Kuaför Men salonuna geliyorsunuz. Yani San Kuaför yazan istediğiniz salona gelip 777,00 TL’lik bir işlem yaptırmanız gerekiyor. 777,00 TL herkesin kolay ulaşabileceği, kolaylıkla lüks hizmet satın alabilecekleri bir tutar. Markamızın zaten ulaşılabilir lüks diye bir mottosu var. Dolayısıyla 777,00 TL herkes verebilir.
Çekiliş kartının üstünde kapalı bir şifreniz var orayı kazıyorsunuz San Kuaför.com‘da kişisel bilgilerinizi girdikten sonra biletin üstündeki kodu da girip o kodu çekiliş anına kadar saklıyorsunuz.
Yanında yine bir arkadaşınıza hediye etmek ya da bir sonraki alışverişinizde kullanmak için ilave 200 TL’lik hediye çeki veriyoruz.
Çekilişe katılabilmek için alışveriş yapmış olması ve buna ilişkin elinde bir fiş-fatura olması gerekiyor. Bu yasal zorunluluk. Fişi-Faturası yoksa uçağı kazansa dahi alamaz. Milli Piyango fatura zorunluluğu tutuyor. Kazanan kişinin elinde hem o kuponun üzerindeki numaranın hem de işlemi yaptığının belgesi olması gerekiyor.
Sonuç ne zaman açıklanacak?
Yusuf Yalmancı: Kampanya 19 Kasım’da kampanya bitiyor. 25 Kasım’da Levent salonumuzun bahçesinde Milli Piyango ve Noter eşliğinde seçilen kişiler açıklanacak.
Kampanyanın ticari verileri hakkında bilgi verir misiniz? Ne faydası var?
Yusuf Yalmancı: Şimdi bir kere sektöre katkısını zaten çok anlatmaya gerek. Bu çapta bir hediyeyi bir kuaför salonun veriyor olmasının sektöre getirdiği ilgi söz konusu.
Bu uçak kampanyasının tahminimizce ülke şartlarındaki ekonomik buhranı da göz önünde bulundurarak ortalama %30 -%40 hem markamız hem de iş ortaklarımıza katkısı olmasını bekliyoruz.
Aynı zamanda bize ekstra 20 franchise satma şansı versin ki hem markamız büyüsün hem salonlarımız kazansın hem biz kazanalım hem sektör kazansın. Aslında bir çok şeyi barındırıyor
Türkiye’de şu an en çok salon sayısına sahip tek markayız, en çok çalışan sayısına sahip yine tek markayız. Kendi NFT sini çıkaran, uçak hediye eden tek markayız. Hep ilkleri yapmaya çalışan markayım. O yüzden Allah yar ve yardımcımız olsun
Bu pazarlama deneyimi çerçevesinde meslektaşlarınıza ne önerirsiniz? Belki uçak hediye edemezler ama onlar da kendi işlerini kendi şartlarında geliştirmek için ne tür şeyler yapabilirler?
Yusuf Yalmancı: Müşterilerin, tüketicilerin ne istediğini çok iyi anlamaları ve çok iyi analiz etmeleri gerekiyor yani bunun için illa okumuş olmaları gerekmiyor. Çünkü müşteri ve tüketici tarafından hem o güveni sağlamak, müşteriyi anlamak, müşterinin ne istediğini bilmek, yine personelin ne istediğini anlamak ve buna göre hareket etmek hem kendi kişisel markalarının büyümesini hem daha fazla para kazanmalarının anahtarı.
41 tane franchise salonu olan bir marka değil de Acıbadem’de orta halli tek bir salonunuz olsaydı bugünkü bakış açısıyla o orta halli bir salona yeni müşteri çekmek için ne yapardınız ?
Yusuf Yalmancı: Kazancımın %60’ını yani kalan ana paranın %60’ını reklam ve pazarlamaya yatırırdım. Hiçbir zaman reklamdan kesmedik. Şu an ben orta halli sıradan bir salon olsam daha fazla müşteriye ulaşmak için Google’dan Instagram’dan Pinterest’ten YouTube’dan Tik Tok’tan birçok mecradan müşterilerime gel gel diyecek pazarlama faaliyetleri yapardım.
Gündemi takip etmeleri, akımları yakalamaları ve müşterilerin istedikleri şeylere cevap vermelerini sağlamak gerekiyor.
Kasım 2023’te uçak sahibini bulacak. Sırada ne var uçaktan sonra?
Yusuf Yalmancı: Beylikdüzü’nden bir daire fiyatına Miami’den bir daire vereceğiz. Biraz uçuk gibi görünüyor. Yurt dışından vermek hatta yurt dışından o daireyi kazandığında vatandaşlık alabileceği belki çocuklarını bile orada okunabileceği hayatını garanti altına alabileceği ya da dolarla kira alabileceği bir organizasyon yapmak.
Bir sonraki sefer uçağın çok daha üstüne çıkmam gerektiğini çok iyi biliyorum.
Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
Yusuf Yalmancı: Vehbi Koç’un çok güzel bir lafı vardır: Kötü eleman çok daha büyük problemler açıyor ve çok daha büyük kaydetmenizi sağlıyor. O yüzden personele daha fazla maaş verip elinde tutmaktansa personeli geliştirip elinde tutmayı çok daha faydalı buluyorum.
Piyasada çok iyi, benden çok iyi kuaförler var ama nerede olduklarını kimse bilmiyor.
O yüzden kendinizi tüketiciye çok iyi anlatan içerikler hazırlamalı, müşteriye güven veren kampanyalar yapmalı ve mutlaka isteklerine tam anlamıyla cevap vermeli ki bu, günün sonunda kazanca dönüşsün. Bunu sürekli yapıp deneyimlediğim için meslektaşlarıma önerebilirim. Bunu yapacak bir becerisi veya altyapısı da yoksa, San Kuaför çatısı altına girip bunlardan faydalanabilir
Editörün Notu: İletişim Fakültelerinde sık sık tekrarlanan”Bir köpek adamı ısırırsa haber olmaz ama bir adamın köpeği ısırması haberdir” sözü aslında bu haberin özünü yansıtıyor.
Bir kuaför markasının bu çapta bir kampanyaya imza atması sadece ülkemizde değil dünyada da karşılaşılmış, alışageldik bir durum değil. San Kuaför’ü tebrik eder başarılar dileriz.
Tüketici ve tasarım trendleri konusunda küresel otorite olan WGSN ve rengin geleceği konusunda küresel otorite olan Coloro, 2025 Yılının Renginin Gelecek Akşam Karanlığı olduğunu duyurdu. Kardeş şirket ayrıca 2025 için beş Ana Rengi de açıkladı.
2025 Yılın Rengi Future Dusk (Coloro 129-35-18), mavi ile mor arasında yer alan koyu, karamsar ve ilgi çekici bir renk tonudur. Bir gizem ve kaçış duygusu taşıyor ve ister karanlıktan aydınlığa, ister alacakaranlıktan şafağa geçiş olsun, geçiş temalarını besliyor ve onu muazzam bir değişim dönemi için mükemmel kılıyor.
Gerçeküstü ve uhrevi nitelikleri, ikinci uzay çağının etkisiyle örtüşüyor ve Future Dusk’a göksel bir çekicilik kazandırıyor.
Bilim ve teknoloji uzay ekonomisini hızlandırdıkça ticari fırsatlar da ön plana çıkıyor. Uzay turizminden asteroit madenciliğinin yükselişine kadar dünyanın ilk trilyonerini çıkarması planlanan endüstri hızla gelişiyor.
Yapay yaratıcılık, yapay zeka sanat yaratıcıları gibi teknoloji odaklı yaratıcı araçların geniş çapta kullanılabilir hale gelmesiyle, gerçeklik ile fantezi arasındaki çizginin giderek bulanıklaşmasıyla birlikte, kapsayıcı bir itici güç haline gelecektir. Future Dusk, meta evren, fantezi ve hayal gücünün yönlendirdiği sürükleyici ve dönüştürücü renklerle uyum sağlıyor.
2025 Yılının Rengi Future Dusk, klasik stiller ve yatırım parçaları için önemli bir renk olacak: yönlü tasarımlara zenginlik katmak, cinsiyeti kapsayan bir mor veya lacivert bir alternatif olarak. Gölge, güzellik ve tüketici teknolojisinde göksel bir cazibe yaratan dönüştürücü ve metalik kaplamalarla yükseltilebilir veya onu metaevrene taşımak için 3D görsellere uygulanabilir.
Coloro Yaratıcı İçerik Başkanı Caroline Guilbert şunları söylüyor: “Coloro, birkaç sezondur markaların uzun süreli çekiciliğe sahip paletlere yöneldiğini görüyor; 2025 Yılın Rengi Future Dusk, bu sezonlar arası yaklaşımı destekleyen ilham verici bir renk. Sıcak ve derin görünüyor, bu da onu karamsar, gizemli ve zamansız hissettiriyor.”
WGSN Renk Başkanı Urangoo Samba şunları ekliyor: “Güven hissi veren renkler 2025’in anahtarı olacak ve büyüleyici koyu renklerin ivme kazandığını göreceğiz. Yakın gelecekte gerçeklik ile fantezi arasındaki çizgiler her zamankinden daha bulanık hale gelecek – 2025 Yılın Rengi Future Dusk, bu yöne uygun, sürükleyici ve dönüştürücü bir renk.”
Gelecek Alacakaranlık Rengi: 129-35-18
WGSN x Coloro Hakkında – Yılın Rengi tahminlerini sunan ortaklık, WGSN’nin trend tahmini uzmanlığını, renk doğruluğunu sağlamak için fiziksel ve dijital çözümler sunan küresel bir renk sistemi olan Coloro ile birleştiriyor. Her sezon, WGSN uzmanları şirketin tahminleri için tonları doğrudan Coloro’nun 3.500’den fazla çağdaş renkten oluşan kapsamlı kütüphanesinden seçiyor. Temel alt katmanlarda ulaşılabilirliğini anlamak için Coloro’nun fizibilite verileri kullanılarak durum kontrolleri gerçekleştirilir. Ulaşılabilirliği önceden tahmin etmek, üretim sürecinde israfın en aza indirilmesini sağlar.
Caroline Guilbert şunları ekliyor: “Bu güvenilir mavi, güven ve istikrar duygusunu güçlendirmek için gerekli olacak, ancak bir mor olarak aynı zamanda yeni geleceklerin yaratılmasına dinamik olarak güç verecek yaratıcı bir nitelik de taşıyor.”
SS25 Renk Paletindeki Ek Renkler
Kredi: WGSN x Coloro
Aşkın Pembe Transcendent Pink, geleneksel bir pembeden daha çok yükseltilmiş bir nötr hissi veren, ona temel ve dengeleyici bir çekicilik veren, zar zor var olan bir renk tonudur. Bu tozlu renk, metaveri şirketi Pax.world ve mimari stüdyoları Grimshaw, Farshid Moussavi, HWKN ve WHY tarafından antik İpek Yolu boyunca yol kenarındaki hanlardan ilham alınarak oluşturulan dijital alanlar gibi sanal dünyalarda ve yumuşak yapay zekada zaten görülüyor. Bu haliyle, sürükleyici çevrimiçi alanların fantastik çekiciliğiyle ve bu alanların sınırların ötesine geçme yeteneğiyle bağlantılıdır. Transcendent Pink’in temelinde bir istikrar duygusu da yer alıyor; Tüketicilerin temel orta tonlara ve nötrlere daha fazla ilgi duyacağı bir polikriz döneminde özellikle anlamlı hissedilecek rahatlatıcı ve sarmalayıcı kalitesi. Cinsiyetlere yayılabilen çok yönlü bir renk olarak,
Aquatic Awe Aquatic Awe, doğanın garip ve muhteşem yönlerini kutlayan dönüştürücü bir turkuazdır, ancak aynı zamanda dijital temalarla bağlantı kuran sentetik bir kaliteye de sahiptir. Bu ikilik, fanteziyle gerçeklik arasında köprü kurarak biyolojik olarak ışıldayan deniz yaşamını, kırılgan okyanus ekosistemlerini ve sürükleyici sanal alanları akla getiriyor. Bu renk, ister fiziksel ister sanal uygulamalarla elde edilsin, gelişen sağlıklı yaşam yaklaşımlarıyla uyumludur. Aynı zamanda, biyo-üretim ve laboratuarda yetiştirilen malzemelerin, doğal malzemelerin kullanımına göre kaynak açısından daha verimli bir alternatif olarak kullanıldığı biyo-sentetik akışlara artan ilgiden de etkilenmektedir.
Sunset Coral Sunset Coral, neşe arayışına hitap eden, enerji verici ve iyi hissettiren bir renktir. Doygunluk seviyesi aynı zamanda ona sürükleyici bir nitelik kazandırıyor; bu da bir kişisel bakım biçimi olarak yavaşlamanın ve üretkenlik takıntımızın panzehiri olarak geleneksel olarak küçümsenen aylaklığı benimsemenin erdemlerinden yararlanıyor.
Bu yoğun gün batımı gölgesi, hayatın zevklerine öncelik vermek için sıfırlamayı teşvik eder ve zorlu zamanlarda kaçışın artan öneminin yanı sıra, zevk anlarının bir amaç duygusuyla kaynaştığı bilinçli hedonizmin artan etkisine de değinir.
Ray Flower Ray Flower, sıcak ve davetkar bir kaliteye sahip parlak bir sarıdır. ClimaFibre projesi, tekstil için selülozdan boyalar için pigmentlere kadar her şeyi sağlayan, malzeme üretimi için tek bir kaynak olarak ayçiçeklerinin kullanılmasını öneren İngiltere merkezli çok disiplinli tasarımcı Jess Redgrave’in çalışması gibi biyoçeşitliliği koruyan yenileyici uygulamalardan ilham alıyor. Bu renk, çevrenin tasarım ve üretimde ortak müşteri olarak ele alındığı ve doğanın iş dünyasında bir yönetim kurulu üyesi olarak ele alındığı sürdürülebilirliğe yönelik daha radikal düşünceli yaklaşımlara artan odaklanmayla uyumlu, doğası gereği iyimser ve sağlıklı bir kaliteye sahiptir. Parlaklığı 2025 yılında gerçekleşecek ay tutulmalarıyla da bağlantı kurarak bu sarı tonu Dünya’dan uzaya kadar doğanın her noktasına bağlıyor.
Erkeklere özel bir marka ve geniş ürün portföyüyle Türkiye’de İKO Kozmetik tarafından seçkin salonlara ulaşan Morgan’s Pomade hikayesini şirketin CEO’su William Pearson bizimle paylaştı.
Estetica: Morgans Pomade’daki pozisyonunuzla ilgili olarak sizi tanımak isteriz.
William Pearson: Ben şirketin CEO’suyum ve Morgan’s’ın son birkaç yıldır yaşadığı istikrarlı büyümeyi sürdürmek ve Morgan’s ürünlerini dünyanın dört bir yanındaki yeni ve heyecan verici pazarlara tanıtmaya devam etmek benim görevim.
Bunu öncelikle ürün inovasyonuna güçlü bir vurgu yaparak, müşterilerimizi ve distribütörlerimizi dikkatle dinleyerek ve bu bilgiyi markanın gelecekteki yönünü şekillendirmek için kullanarak yapıyoruz. Ürün geliştirme ve gelecekteki ürün serilerinin oluşturulması ve tasarımı üzerinde çalışan güçlü bir ekibimiz var. Şirketi bu kadar uzun süre ayakta tutan yüksek kalite ve lüks standartlarını korumamızı sağlarken, yeni kararları denetlemekten sorumluyum.
Estetica: Şirketinizin ve markanızın hikayesi ve kilit başarı noktaları nelerdir?
William Pearson: Morgan’s’ın 150 yılı kapsayan çok uzun bir geçmişi var, bu nedenle okuyucularınız hikayenin tamamı için web sitemizi kontrol etmek isteyebilir. Kısa versiyonu, İngiltere’deki en eski bağımsız saç, sakal, tıraş, spa ve cilt bakım ürünleri üreticilerinden biri olduğumuzdur.
Her şey, şirkete adını veren ürün olan orijinal ‘Morgan’s Pomade’in 1873 yılında Londra’da geliştirilmesiyle başladı.
Saçı aynı anda şekillendiren ve kademeli olarak koyulaştıran yenilikçi bir üründü ve West End’in şık berberleri arasında hızla popüler oldu. Kısa süre içinde tüm dünyaya yayılmaya başladı. 1920’lerde Hollywood’daki etkili stilistlerle Amerika’ya girme şansını yakaladık ve nihayetinde 1950’ler ve 1960’larda Afrika ve Asya alt kıtasında büyük bir varlık gösterdik. Son zamanlarda, sakal ve bıyık serimizin geliştirilmesi ve berber camiasıyla olan güçlü bağlarımız, sakalın yeniden moda olduğu küresel bir trendle aynı zamana denk geldiği için yine şanslıydık ve bu da Morgan’s’ın son yıllarda birkaç uluslararası pazara daha girmesine yardımcı oldu.
Estetica:150’nci yıldönümünüzü kutluyorsunuz, bu çok heyecan verici olmalı. Ne hissediyorsunuz?
William Pearson: Bu heyecan verici dönüm noktasının bir parçası olmaktan büyük onur duyuyorum. Bu, şirketin başarısına katkıda bulunan geçmiş ve şimdiki nesillerin sıkı çalışmasının ve özverisinin açık bir kanıtıdır. Bu aynı zamanda şirketimizin yıllar boyunca müşterilerimize yüksek kaliteli ürün ve hizmetler sunma konusundaki kararlılığının da bir hatırlatıcısıdır. Aynı zamanda, yenilenebilir teknolojilere ve geri dönüştürülebilir malzemelere verdiğimiz önemin arttığı önümüzdeki 150 yıla ve yeni bölgelere girip yeni müşteriler ve kültürlerle kucaklaşırken önümüze çıkacak pek çok fırsata da umutla bakıyoruz. 150 yıllık deneyimimiz ve uzmanlığımız bizi önümüzdeki yıllarda da büyümeye ve başarılı olmaya devam etmemiz için iyi bir konuma getiriyor ve Britanya yazı geldiğinde bu durumu layıkıyla kutlamak için bir ya da iki parti vereceğimiz kesin!
Estetica: Türkiye pazarına ilişkin yorumlarınız nelerdir? Markanızla ilgili pazardaki izlenimleriniz ve başarılarınız nelerdir?
William Pearson: Türkiye kozmetik pazarı son birkaç yılda kayda değer bir büyüme yaşadı ve yakın gelecekte de büyümeye devam etmesi bekleniyor. Türkiye, birçok uluslararası ve yerli markanın pazar payı için yarıştığı oldukça rekabetçi bir pazara sahip, ancak markamızı burada yerleştirmek ve Türk tüketicilere yeni bir seçenek sunmak için dağıtım ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz.
Sektörümüzde kozmetik şirketlerinin tüketici tercihlerini ve kültürel nüansları derinlemesine anlaması gerekiyor ve Türk tüketicilerin doğal ve organik ürünlerin yanı sıra belirli cilt ve saç tiplerine hitap eden ürünlere giderek daha fazla ilgi gösterdiği açık.
Ayrıca, sosyal medya Türk tüketicilerin satın alma kararlarında önemli bir rol oynuyor, bu nedenle bu platformlardaki varlığımızı ve hedef kitlemizle etkileşimimizi artırmaya çalışacağız. Dinamik ve rekabetçi bir sektöre ve önemli bir büyüme potansiyeline sahip güzel bir ülke, bu yüzden başlamak için sabırsızlanıyoruz.
Morgan’s Pomade Ürünleri hakkında detaylı bilgiler için:
11 FAUBOURG SAINT HONORÉ. TAMAMEN YENiDEN KEŞFEDiLMiŞ SiMGESEL BiR ADRES. BiR GÜZELLİK MOLASI İÇİN.
Güzellik dünyasında uzun zamandır beklenen bir YENİDEN AÇILIŞ.
1952 yılında Carita kardeşler tarafından kurulan bu mekan, başkent Paris’in en çok rağbet gören sosyal buluşmasıydı. Birkaç on yıl sonra, şu anda L’Oréal grubuna ait olan bu sembolik adres tamamen yenilendi: Cazibe ve çağdaş saflığı birleştiren, birkaç kata yayılmış 1.800 m2’den fazla özel bir konak.
Beyaz ve siyah mermer, pembe oniks ve krom metal ile ısıtılıyor. Açık alanlar ve özel süitler arasında gidip gelen mekan, sizi iyi hissetmeye davet ediyor ve orada geçirdiğiniz zamanı şiirselleştiriyor.
John Nollet’den daha az ünlü ve karizmatik olmayan sanat yönetmeni, bu aydınlık ortamı yaratma görevini üstlenmiştir.