Türkiye’nin İlk Saç Bilimi (Trikoloji) Uzmanları

2009 yılında İstanbul’da hizmet vermeye başlayan Türkiye’nin ilk trikolojik danışmanlık ve uygulama merkezi Akademi Saç Terapi’nin kurucuları Evrim Bayraktar ve Burcu Çayözü, saç bilimi trikoloji ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

Trikoloji nedir? Trikologun görevi nedir? Türkiye’de kaç trikolog var?

Evrim Bayraktar: Triko aslında saç demek, trikoloji de saç bilimi olarak tanımlanıyor. Doğuş yeri İngiltere ama Amerika, Avrupa ve Avustralya’da bu işle ilgili hem medikal birimler var hem de kapsamında danışmanlığın da bulunduğu, saç bilimi uzmanı gibi tanımlarla lisans aldığınız kuruluşlar var. 

Biz Trikoloji eğitimini İngiltere’de aldık. Vaka tecrübeleriyle, medikal altyapısıyla, dermatologların, cerrahların, kuaförlerin, saç uzmanlarının bilgi birikimlerini paylaştıkları iki yıllık bir eğitim altyapısı sonrasında iki yıl da vaka paylaşımı yaptık. Bu işi Türkiye’de yapmak istediğinizde, bazı etik kuralları, lisans kapsamındaki belli prensipleri yerine getirmeniz gerekiyor.

Trikoloji
Evrim Bayraktar

Trikolog olmak için ne gerekiyor?

Evrim Bayraktar: Öncelikle dört yıllık bir üniversite mezunu ve İngilizceye hakim olmanız gerekiyor. Kuaförlük altyapısından da gelebilirsiniz. Ben ekonomi mezunuyum, Amerika’da master yaptım. Amerika’da saçla ilgili bir kozmetik firmasında staj yaptım. İngiliz bir yatırım firması Türkiye’ye gelip saç bakım merkezleri kurmak üzere yatırım yaptığında firmayla yollarımız kesişti ve bu işin eğitimini almak için Uzakdoğu’ya gittim. Biz firmaya buradaki ekibi kuracak kişiler olarak katıldık. Özel ürünlerle kepekten kaşınmaya, dökülmeden aşırı yağlanmaya, hasar görmüş saçlara kadar çok geniş bir yelpazede sorunlu saçların bakımı, danışmanlığı, yapılandırılmasını sağlayan özel bir klinik hizmet. Medikal bir çözüm değil. Eğer saç sorununa yol açan fiziksel ya da psikolojik bir rahatsızlık varsa, danışmanlarımız kişiyi medikal doktorlara yönlendiriyor. 

Kuaför ve Trikolog arasındaki fark nedir?

Evrim Bayraktar: Kuaförlük aslıda saç şekillendirme tekniğine, bu alanda yetkinliğe sahip kişidir. Ama dilerse bu işi bilimsel bir temele taşıyabilir. Saç bilimi okuyabilir ki dünyada örnekleri var. Ağırlıklı olarak İngiltere’de kuaförlerin bir kısmı saçı daha iyi tanımak ve müşteriye daha iyi bir hizmet sunmak adına bu tür eğitimleri alıyor. Eğitim, çok güçlü bir medikal altyapıya sahip. Organik kimya, anatomi, beslenme, vücut sistemleri, makro-mikro besinler konusunda eğitimler alıyorsunuz. Sorunun kaynağı vücut sistemindeki bir fonksiyon bozukluğu (örneğin; tiroit, diyabet, bağırsak sorunları ya da hormonal sorunlar vb.) olabilir; o zaman kişiye kan ya da hormon testi öneriyoruz ya da beslenme konusunda destek alması gerektiğini söylüyoruz veya tüketmemesi gereken besinler konusunda uyarıyoruz. Biz, kişiye aslında süreci nasıl yöneteceği konusunda danışmanlık yapıyoruz. 

Burcu Çayözü: Kuaför ve Trikolog arasındaki farkı şöyle de açıklayabiliriz. Kuaför saç deriden çıktıktan sonraki kısmıyla ilgileniyor, yani saçın kesilmesi ve boyanmasından ve saça şekil verilmesinden sorumlu. Ama trikolog saçı bir organ olarak ele alır, çünkü saç aslında deri altında da bir gözenek içerisine büyüyor ve o sistem tüm vücut sisteminden etkileniyor. Vücut oraya ne taşırsa saç onu alıyor. Trikoloji saçın deri altındaki kısmı ve vücut bütünlüğüyle olan ilişkisiyle ilgileniyor. Trikolog, saç dökülmesi, saç yapısının zayıflaması, saç uçlarındaki yıpranmalara kadar saçla ilgili bütünsel bir yaklaşım sunuyor. 

Trikoloji
Burcu Çayözü

Trikolog ile dermatolog arasındaki fark nedir? 

Evrim Bayraktar: Burada temel sorun saçın hayati bir organ olarak sayılmaması. Mantar, sedef, egzama gibi çok daha hayati saç derisi hastalıkları var. Hastalık boyutu aşamasında hekim desteği alınıyor ama konu bir saç sorunu olduğu zaman saçın bu kadar yatırım alan bir duruma gelmesi son yirmi yılda gerçekleşti. Bu konuda kendini geliştirmiş bir dermatolog müdahale edebilir, ürün verebilir ama bu alana giren genel bilgi birikimi farklı. İşte burası saç bilimi: Trikoloji.  Dermatologlar tabii ki trikoloji bilgisine sahipler ama trikologlar dermatologların çok üzerinde durmadığı saç problemleri üzerine uzmanlaşmış kişilerdir Hastalık boyutundaki deri altı sorunlar ve çözümü tabii ki dermatologların alanına giriyor Bir kansızlık, demir eksikliği ya da hormonal destek gereken noktada hekimin müdahalesi gerekiyor. Ancak, saçın tepki vermesi her zaman vücudun değişimiyle gerçekleşmiyor. Bazen saça topikal olarak hızlıca hareket getirilmesi gerekiyor. Doğru ürün ve bakımlar saçın metabolizmasını hızlandırabiliyor.

Trikolojik ürünler nedir?

Evrim Bayraktar: Geçirgenliği yüksek etken maddelerle formüle edilmiş olan foliküle kolayca nüfuz edebilen, hücreyi etkinliğe sevk eden ürünlerdir. Baş bölgesinde kan dolaşımının arttırılması gerekiyorsa, deri incelmişse folikülün derinliği olmaz, yağ dokusu azalmıştır. Biz folikül derinliğini buradaki hücre bölünmesini aktif hale getirdiğimiz zaman sağlayabiliriz. Bu da kan dolaşımını cilt üzerinde arttıran etken maddeleri içeren ürünlerle mümkün. Ya da genetik saç kaybınız var. Oradaki hormonsal reseptörlerin duyarlılığı yüksek, bu duyarlılığı aktif eden enzimleri bloke etmeniz gerekiyor. 5-Alfa Reduktas enzimi. Trikolojik losyonlarda bu enzimi bloke eden içerikler mevcut. Medikal alternatifler de olabilir ama bunlardaki genel sıkıntı çok güçlü baskılaması ve sürekli kullanmanız gerekmesi, sizi ürüne bağımlı kılması. Vücut fonksiyonelliğiyle paralel gitmediği sürece ürüne bağımlısınız. Trikolojik losyonlar ise deri sağlığından başlıyor. Cildin geçirgenliğini arttırmak için önce derinin sağlığını optimize ediyor. Ciltte bir egzama ya da yağlanmaya bağlı yağ blokajları varsa bunları ortadan kaldırmamız lazım ki folikül en verimli şekilde büyüyebilsin. 

Kuaförlerde satılan ürünler ile trikolojik ürünler arasındaki en büyük fark nedir?

Burcu Çayözü: Trikolojik ürünlerin en büyük farkı, öncesinde bizim yaptığımız trikolojik danışmanlık. Çok farklı ve çeşitli pek çok ürünümüz var. Tek bir ürün herkeste işe yaramaz. Biz yaptığımız analizle kişinin her şeyini değerlendiriyoruz.. Kan değerlerini istiyoruz, hormonsal bir değer düşüklüğü görürsek endokronoloğa yönlendiriyoruz, kişinin hikayesini dinliyoruz; beslenmesi, stres seviyesi, kullandığı ilaçlara kadar. Kişiyi mutlaka doğru noktaya yönlendiriyoruz. Özellikle kadınlarda saç kaybı görüyorsak, mutlaka bir kan testi yaptırmasını öneriyoruz. Kan testi sonucunda vücutta bir eksik varsa, dünyanın en iyi ürününü de kullansa saç bir noktaya kadar gelebilir, daha fazla ilerleyemez. 

Trikolojik ürünler geçirgenliği çok yüksek, çok özel etken maddelere sahip, hedef odaklı çalışan ürünler. 12 ürünümüz var ve her biri ayrı bir şeyi düzeltiyor. Tek bir ürünü saçkıranda da, yoğun dökülme sorununda da, genetik dökülme probleminde de kullanmaya kalktığınızda o ürün bir noktada eksik kalır. Burada önemli olan kişiyi doğru ürünle eşleştirmek.

Ayrıca ürünlerimizin en önemli özelliği, bırakıldığında örneğin; saçın tekrardan dökülmemesi. Medikal ürünlerin çoğunda problem budur. İlaçları kullandığınız sürece çok iyidir ama bıraktığınız anda saç tekrardan dökülebilir. Ayrıca yan etki yaratabilir. Mesela saçınıza sprey sıkarsınız, çenenizde tüylenme olur. Kadınlar için ciddi bir sıkıntıdır bu. Saç spreyi kalp ritminizi arttıracaktır. Taşikardi problemi olan bir kadının kesinlikle uzak durması gerekir. Bütün bu bilgilere hakim olup kişiye doğru ürünleri tavsiye derken, kaçınması gereken ürünler konusunda da danışmanlık sunuyoruz. 

Evrim Bayraktar: Kuaför müşterisini tanıyordur, çoğu zaman müşterinin saçını ve ürünü tanıdığı için yaptığı eşleşme pozitif sonuç veriyor. Konu ürünün çok iyi olması değil, her ürünün her saçta aynı etkiyi vermemesi. 

Trikoloji merkezine kimler, hangi ihtiyaçları karşılamak üzere geliyorlar? En sık rastladığınız sorunlar nedir?

Burcu Çayözü: Aslında kişiyi bize yönlendiren hekimler ve kuaförler de var. Biz, kadın, erkek, çocuk olmak üzere herkese ve her yaştan kişiye hitap ediyoruz. En çok rastladığımız sorunlar hormonal problemlere bağlı, genetik dediğimiz saç dökülmeleri, yoğun ve geçici dökülmeler (doğru müdahale edilmediğinde kronikleşme riski taşır) ve yağlanma, kaşıntı, kepek, egzama gibi saç derisi problemleri. 

Yıllar önce tanınmış bir aktör saç problemiyle ilgili olarak bizden danışmanlık almıştı, sonra milyonluk anlaşma yaparak bir saç ürününün marka yüzü oldu. Sadece saç sorunu olanlar değil, saçla ilgili görsel bir iş yapanlar da geliyor. 40 yaşından sonra hormonal değişimlere bağlı olarak saç kalitesinde azalma olur. Uzun yıllar kamera karşısında olmayı hedefleyen biri bize gelip saçının kalitesini arttırmaya yönelik bir hizmet alabiliyor. Saçı sürekli fönden dolayı yıpranmış bir dizi oyuncusu bize geliyor, saçı toparlıyoruz. Saç bakım hizmetini terapik işlemlerle, profesyonel bir şekilde sunuyoruz. 

Önerilenler

Benzer İçerikler