Ana Sayfa Blog Sayfa 404

Kuaför sayısı artıyor

0

Türkiye Esnaf Sanatkarlar Konfederasyonu verilerine göre Ekim ayında esnaf odalarına 603 kuaför-berber kaydı yapılırken 377 tanesi de kapandı. Kısaca sadece Ekim ayında 226 kadın-erkek kuaförü esnaf olarak sektöre giriş yaptı. 

31.10.2014 tarihi itibarıyle ise Kuaför-Berberlik üçüncü büyük meslek grubu oldu. İşte ilk altıya giren meslek grupları ve sayıları:

1-Bakkallık, Bayilik, Büfecilik: 168.209

2-Minibüsçülük: 111.694

3-Kadın ve Erkek Kuaförlüğü: 83.555

4-Nakliyecilik ve Nakliyat Komisyonculuğu:82.813

5-Kahvecilik, Kıraathanecilik ve İnternet Kafe İşletmeciliği: 77.219

6 Taksicilik: 75.595

Kaynak: TESK

Esnaf odalarına kayıtlı Kadın ve Erkek Kuaförlüğü sayısına ilave olarak Ticaret Odalarına kayıtlı kadın ve erkek kuaförleri ile kayıtsızlar da düşünüldüğünde yaklaşık 95.000 işletme sektörde hizmet veriyor. Bunun yaklaşık otuz bininin (30.000) kadın kuaförlerinden oluştuğu tahmin ediliyor.

Konuğumuz İzmir’den: Osman Çapa

0

Osman Çapa

“Hayat öğretirse pahalı, tecrübe öğretirse indirimli tarife eder”

Osman Çapa

İdeallerini gerçekleştirmek uğruna mesleğini hayatının merkezine koyan bir kuaförlük markası: İzmir'den, Osman Çapa’dan hikayesini dinledik.    

Nasıl başladınız?

1965 yılında İzmir Alsancak’ta kuaförlük mesleğine, 1973 yılında İzmir Alsancak Gül Sokak'ta ortak olarak işletme hayatıma başladım. 1979 yılında ortaklıktan ayrılıp kendi işletmemi kurdum. 1988-1990 ve 1993-1996 İzmir Kuaförler Odası Başkanlığı ve 1993-1997 yıllarında da Türkiye Berberler ve Kuaförler Federasyonu Başkan Vekilliği ve Yöneticisi, İzmir Ticaret Odası Kuaför ve Güzellik Salonları 25.Meslek Komitesi Meclis Üyesi olarak görev yaptım. Şu an Alsancak’ta ve Hatay’da iki, Balçova’da Agora AVM’nin içerisinde ve Çeşme’de olmak üzere 6 şubeli bir işletmenin sahibiyim. 

Mesleğin geçmişi ve şimdiki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Meslek son yıllarda daha farklı bir boyuta gidiyor. Türkiye’de kuaförler daha sık kendilerini geliştirmeye yönelik yurtdışında seminerlere katılmaya başladılar. Dünya çapında kuaförlere yönelik düzenlenen yarışmalar çok büyük önem kazandı. Eskiden Vizajizm-Genel Görünüm gibi  eğitimlere önem verilmiyordu. Müşterinin günlük yaşantısı, sosyal konumu, yüz şekli, ten rengi, takısı ve kıyafeti değerlendirilerek saç tasarımı yapılmıyordu. Ayrıca salon yöneticileri marka kimliklerini yansıtmak üzere salon tasarımlarını oluşturarak iç mimari konusunda danışmanlık almaya başladılar.  Günümüzde sektör için çok büyük yatırım yapılıyor. Müşteriye hak ettiğinin ötesinde kaliteli servis sunuluyor. Daha önce küçük ölçekli iki koltuklu salonlar vardı. Ama bugün büyük ölçekli salonlar oluşmaya başladı. Çünkü kuaförler artık markalaşmak istiyorlar. Bunlar sektörü ileri taşıyan unsurlar.

Türkiye’de 100.000’in üzerinde kuaför salonu ve berber mevcut. Bunların arasında çok sayıda eğitimsiz kuaför de var. Çok düşük fiyatlara servis veren salonlar mesleğin prestijine zarar veriyor. Meslek Odaları’nın gelirlerinin bir kısmını, firmaların ise satışlarının en azından %1’lik bölümünü eğitim alması gereken kuaför kitlesine ayırması gerektiğini düşünüyorum.

Ekibinizi hangi eğitimlere yönlendireceğinize nasıl karar veriyorsunuz?

Personelin güçlü ve zayıf yönlerini belirledikten sonra hangi eğitimlere katılmaları gerektiğine karar veriyoruz. Salon yöneticilerini  özellikle işletme eğitimlerine gönderiyoruz. Teknik eğitimlere yönlendirdiğimiz kuaförlerin öğrendiklerini ekibe aktarmalarını sağlıyoruz. Ben işletme sahibi olarak ekibime çok önem veriyorum. Çünkü biz ekip ile varız. Onlar da beni temsil ettikleri için 50 yıllık deneyimimi onlarla paylaşıyorum ve gelişimlerini takip ediyorum.

Çalışanlarınıza eğitim sağlayarak yatırım yapıyorsunuz. Peki salonlarınızdan ayrılmak isteyen personelinize yaklaşımınız nasıl oluyor?

Ben prensip olarak salondan ayrılmak isteyenlere öncelikle bunun kaynağını soruyorum. Bazen iyileştirilmesi gereken durumlar vardır. Personel salonda daha farklı bir konumda yer almak isteyebilir ya da maddi açıdan tatminsizlik yaşayabilir. Sorunlara çözüm bulmak için yapıcı olmaya çalışırım. Ayrılmak isteyen personelin beklentilerine cevap verecek gücüm varsa, elimden geleni yaparım. Ama salondan ayrılmayı kafasına koyan bir personeli salonda tutmak gibi bir gayretim olmaz. Bu aşamada ben ona ancak başarılar dileyebilirim.

Personelinizin motivasyonunu sağlamak için ne yapıyorsunuz?

İşveren olarak bizim görevimiz personelin yaratıcılığını ortaya çıkarmak için uygun ortam hazırlamaktır. Bu yüzden aldığı maaş, primler ve sağladığımız sosyal güvence onları tatmin etmelidir. Kaliteli işler çıkaran herkesin önünü açarım. Birlikte çalıştığım insanlarla empati kurmaya çalışıyorum. Salonlarımızda güven ortamı yakaladıkları için bizimle çok uzun senelerdir çalışan insanlar var. Eğer çalışanlar salona zaman ve emek yatırımı yapmasına rağmen bunun karşılığını alamıyorlarsa doğal olarak motivasyonları da düşüyor.

Yeni nesil her şey hemen olsun istiyor. Siz gençlere iş hayatında nasıl davranmalarını önerirsiniz?

Sürekli salon değiştiren biri sektörde güvenilirliğini ve prestijini kaybediyor. Bu yüzden işveren ve personelin karşılıklı özveri gösterip, orta yolu bulması gerekiyor. Yeni yetişen gençlere sabırlı olmalarını tavsiye ediyorum. Hayatta bir yerlere gelmek, istediklerini alabilmek özveri gerektiriyor. Her şey için bir süreç geçmesi lazım. Yaptıkları işin nitelik ve niceliklerini çok iyi bilmeleri gerekiyor. Bunun için de öğrenme metotlarını bilmeleri, işini çok sevmeleri, içerisinde bulundukları konumdan şikayet etmek yerine, olduğu gibi kabullenip, mutlu olmayı bilmeleri, mutsuz oldukları noktalar için çözüm geliştirmeleri gerekiyor. Çok sevdiğim bir söz vardır: “Hayat öğretirse pahalı, tecrübe öğretirse indirimli tarif eder.” Sabırsız olanlara hayat öğretecek. Sonradan ustam, büyüğüm haklıymış diyerek, hatalarını anlayacak. Ben gençlerin tecrübeleri dinleyerek hayatlarına yön vermesi gerektiğinin doğru olduğunu düşünüyorum.

Usta çırak ilişkisi eskiden nasıldı? Günümüzde nasıl ilerliyor?

Günümüzde ustalar çok paylaşımcı, daha önce böyle değildi. Şu anda gençleri yetiştirmeye yönelik daha çok eğilim var. Eskiden bilgi ustanın elindeydi. Şimdi yeniliğe açık genç kuaförler, internetten bilgiye pratik bir şekilde erişebiliyorlar.

İşinizi geliştirmek için neler yaptınız?

Kendimi hiçbir zaman yeterli görmedim. Çok eğitim aldım. Dünya markalarını takip ediyorum. İleri gitmek isteyenler yöntemini buluyor. Sürekli gelişimim için daha ne yapabilirim diye düşünüyorum. Hayaliniz varsa onun şartlarını mutlaka yerine getirirsiniz ve gerçekleştirmek adına her şeyi yapabilirsiniz. Bu da sizin aklınızı zorlar ve sizi harekete geçirir.

Kuaförlük markalarından idolünüz var mı?

Yurtdışında gittiğim fuarlarda, markaların platform aktörlerini takip ediyorum ve öğrendiklerimi işime yansıtıyorum. Siz takip ederseniz, takip edilir oluyorsunuz. Jacques Dessange, TONI&GUY, Vidal Sassoon dünyaya açılmış kuaförlük markaları arasında geliyor. Onların hayat hikayelerini araştırıyorum. Onlar yaptıysa ben de yapabilirim diye düşünüyorum. Ama hiçbirini idol olarak almıyorum. Onların izlediği stratejiyi analiz ederek, yaşamıma uyarlamaya çalışıyorum. Ben İzmir dışına çıkmadım ama donanımlı bir ekip ile kuaförlere sistemli olarak 2-3 sene eğitim sağlayabileceğim ve birçok şehirde yer alacak bir akademi kurmak istiyorum. Hayallerim beni hayata bağlıyor.

Osman Çapa’ya gençlere yol gösterecek ve ilham olacak deneyimlerini paylaştığı için teşekkür ederiz. 

Kéragenç ile Antalya

0

Kuaförlüğün ışıltılı markası Kérastase, Kéragenç için Antalya'daydı. 170 kuaförün bir araya gelerek networklerini güçlendirdikleri ve mesleki anlamda geliştikleri Kéragenç etkinliğinin 19.’su gerçekleşti. 2014-2015 için tasarlanan, günlük yaşamda ve davetlerde kolaylıkla kullanılabilecek olan 6 yeni stil, Kérastase Elçi Kuaförlerin desteği ile sahnede uygulandı. 

Kérastase İş Geliştirme ve Eğitim Müdürü Ayşen Ensel’in etkinlik hakkında paylaştığı detayları Estetica Dergisi Ekim Kasım sayısında bulabilirsiniz.

Anthony Mascolo’ya Onur Ödülü

0

Anthony Mascolo’ya Onur Ödülü

TIGI Uluslararası Kreatif Takımı’nın 2015 Akademi koleksiyonunu sunduğu dünyanın en prestijli kuaförlük etkinliği 2014 Intercoiffure Amerika ve Kanada’da global kuaförlük sektöründe ikonik konumu ve duruşuyla Anthony Mascolo Onur Ödülü’nün sahibi oldu. 

Ayın Kuaförü Yarışması Ekim Ayı Birincileri

0

HAIRiST ONLINE Ayın Kuaförü Yarışması

Ekim Ayı Birincileri Burada!

Türk kuaförlüğünün gelişimi vizyonu ile genç jenerasyonun kendilerini ifade edebilmelerine olanak sağlayan HAIRiST ONLINE Ayın Kuaförü Yarışması Ekim ayı jüri toplantısı 27.10.2014 tarihinde İstanbul’un prestijli mekanlarından Boğaziçi Borsa Restorant'da gerçekleşti.

Ali Gür, Hakan Kutlugün, Metin Bahçecik, Osman Çapa gibi sektörün tanınan isimleri, Kariyer Eğitim Kurumları Genel Koordinatörü Serkan Selamet ve Estetica Dergisi Genel Yayın Koordinatörü Erkan Güzel ile L'Oréal Profesyonel Ürünler Bölüm Direktörü Emine Akad, 01.10.2014- 19.10.2014 tarihleri arasında HAIRiST ONLINE’ın Sizden Gelenler bölümüne yarışma için eklenen 226 fotoğraf üzerinden değerlendirme yaptılar.

İşte heyecanla beklenen sonuçlar:

Ekim 2014 Kesim Kategorisi Birincisi

MUSTAFA KELOĞLU

Ekim 2014 Renklendirme Kategorisi Birincisi

TOLGAHAN DENİZ

Ekim 2014 Şekillendirme Kategorisi Birincisi

BURAK ÖZEN

Ekim 2014 Topuz Kategorisi Birincisi

ALİ SEVEN

Tüm katılımcıları, kazananları ve jüri üyelerini tebrik ediyoruz.

Bir sonraki yarışma 1Kasım 2014'te… Hazırlanın…

Yarışma kuralları için linki tıklayın, inceleyin, katılın: 

http://www.hairist.com.tr/turkiye%E2%80%99nin_ilk_dijital_kuaforluk_yarismasi__hairist_online_%E2%80%98da-1402–.html

Neler kazandılar:

Yarışma birincileri

1-HAIRiST 2015 Etkinlik Giriş Bileti

2-Destekleyen Markaların Ürünleri

3-Kesim Kategorisi Birincisi: Kasho Makas

 

Salon Sahipleri:

1-Ventoso Profesyonel Fön Makinesi

2-Destekleyen Markaların Ürünleri

Mehmet Tatlı Trump Tower

0

Mehmet Tatlı Trump Tower

Salonların iç mimarisi müşterilere duygusal fayda sağlıyor. Saç yıkama ve masaj işlemlerinin gerçekleştiği koltuklarda kendi salonunun koltuğunda oturuyormuş hissi müşterileri salonlara bağlıyor. Salon araçları ile öne çıkan prestijli marka Alpeda salonlara değer kazandırıyor.

Salonun büyülü atmosferi

Mehmet Tatlı Trump Tower şubesinde tercih ettiği kırmızı modern koltuklar, siyah ve elegan makyaj koltukları ile fark yaratıyor.      

Sebahattin Karabulut ile Trio’nun hikayesi

0

Sebahattin Karabulut

Trio Salonları’nın hikayesini Sebahattin Karabulut ile konuştuk.

HAIRiST ONLINE: Kuaförlüğe nasıl başladınız?

Sebahattin Karabulut: İlkokulu bitirdikten sonra babam kuaförlük mesleğine başlamam için beni teşvik etti. 1980 yılından beri bu işi yapıyorum. Şişli’de 13 sene Akın Kuaför’de çalıştım. 1993 yılında Özcan Çolak ve Mehmet Yöney ile birlikte Şişli’de açtığımız Trio salonunu 3-4 sene işlettikten sonra, 1997’de Ulus’a taşıdık. 2005 yılında diğer ortaklarla ayrıldık. Şu anda İstinye Park Hillside City Club, Acıbadem Akasya AVM, Ulus ve Ortaköy’de dört şubemiz var.

HAIRiST ONLINE: Trio bünyesinde kaç kişi çalışıyor? İnsan kaynağını nereden sağlıyorsunuz?    

Sebahattin Karabulut: Toplam 110 kişi çalışıyor. Son yıllarda sektörde personel bulma sıkıntısı yaşıyoruz. Eskiden ilkokuldan sonra kuaförlerde çırak olarak çalışmaya başlayanlara küçük yaşlarda işi öğretiyorduk. Belli bir dönem sonra müşterilere servis verebiliyorlardı. Fakat şimdi sistem değişiyor. Meslek Liseleri ve Yüksekokulları’nın Saç Bakımı ve Güzellik Bölümü’nden mezun olduktan sonra bizimle çalışmaya başlayan personellerimizi kendi sistemimizle yetiştiriyoruz.

HAIRiST ONLINE: Meslek Liseleri ve Yüksekokullar hakkında ne  düşünüyorsunuz?

Sebahattin Karabulut: Saça dokunmadan, deneyip yanılmadan bu meslek öğrenilmiyor. Bu yüzden Meslek Liseleri ve Yüksekokullar’dan mezun öğrencilerin mutlaka kuaför salonlarında staj yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki mezunların müşteri ile konuşmaları, duruşları ve yaklaşımları daha farklı oluyor. Ama pratik kazanmak için de geç kalmamış olmaları gerekiyor.

HAIRiST ONLINE: Usta çırak ilişkisinin bitmesi, kuaförlük sektöründe yeni bir çağın başlaması nasıl etkiler oluşturacak?

Sebahattin Karabulut: Mesleğin gelecekte daha çok değer kazanacağını düşünüyorum. Eskiden çıraklar salonda getir götür işleri yaparlardı. Ama şimdi temizlik, çay ve kahve servisi için personel çalıştırmaya başladık.    

HAIRiST ONLINE: Dört şubede 110 kişi yönetiyorsunuz. Genç jenerasyonun davranış modelleri, hayata bakış açıları farklı oluyor. Her şeye çabuk ulaşmak istiyorlar. Aradaki dengeyi yakalarken zorluk yaşıyor musunuz?

Sebahattin Karabulut: Her şubede salon müdürleri var. Önemli sorunları bana aktarıyorlar. Salonlarda yaşanan en büyük sorun, personellerin kendilerini her konuda yeterli görerek, her işi yapmak istememelerinden kaynaklanıyor. Biz de bu tip sorunları uygun bir dille konuşarak, çözmeye çalışıyoruz. İyi bir müşteri kesimine hitap ediyoruz. Müşterilere servis vermeleri için her çalışanı hemen sunamıyoruz.

HAIRiST ONLINE: Çalışanların motivasyonunu sağlamak için neler yapıyorsunuz?

Sebahattin Karabulut: Bazı toplantılarımızı dışarda yapıyoruz. Yılda bir kere ekip olarak bir organizasyon düzenliyoruz.

HAIRiST ONLINE: Toplantılarınızı ne sıklıkta yapıyorsunuz?

Sebahattin Karabulut: Ayda bir toplantılarımız oluyor. Olağanüstü zamanlarda daha sık da yapıyoruz.

HAIRiST ONLINE: Çalışanlarınızı hangi eğitimlere gönderiyorsunuz?

Sebahattin Karabulut: Her personelin farklı eğitimlere ihtiyacı oluyor. Elemanlarımızı yetenekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda, doğru eğitimlere yönlendirmek için salon müdürleri gözlem yapıyor ve raporları bana aktarıyorlar. İletişim becerilerinde eksiklik gördüğümüz kişileri etkili konuşma gibi eğitimlere yönlendiriyoruz.  Kesim ya da renklendirme konusunda yetenekli olduğunu gözlemlediğimiz çalışanlarımızın kendilerini geliştirmeleri için eğitim alarak uzmanlaşmalarını sağlıyoruz.

Firmaların verdiği eğitimlerin yanı sıra Trio salonlarına özel yurtdışından eğitmenler geliyor, biz de çalışanlarımıza yurtdışında eğitim alabilmeleri için fırsat sağlıyoruz.

HAIRiST ONLINE: Peki eğitimlere göndererek yatırım yaptığınız çalışanlarınız salondan ayrılmak istediği zaman nasıl tepki gösteriyorsunuz?

Sebahattin Karabulut: Bazı salonlar iş sözleşmelerine, personelin salondan ayrılması durumunda, onlara ayırdığı eğitim harcamalarının geri ödenmesi şartının olduğu bir madde ekliyor. Ben bunu yapmıyorum. Elemanın salondan ayrılmak istemesini olağan buluyorum. Birlikte çalıştığım ve benim yetiştirdiğim arkadaşlarımdan 7 kişi şu an  salona ortak oldular.

HAIRiST ONLINE: Sektörün geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sebahattin Karabulut: Gittikçe her şey zorlaşıyor. Daha önce çok geniş bir ekiple çalışıyorduk. Bir kişi çalışırken, başka bir personel yardım edebiliyordu. İleride herkesin kendi alanında uzman olacağını ve 15-20 sene sonra randevu sistemine geçeceğimizi düşünüyorum. Kuaför salona geldiği zaman kaç kişiye hizmet edeceğini bilerek gününü planlayacak. Ayrıca sektör için çıkan yeni yasalar iyi denetlenirse, haksız rekabet zaman içerisinde bitecek. Bu da işin kalitesini artıracak.

HAIRiST ONLINE: Bu işe başlarken üç kişiydiniz. Bu noktaya geleceğinizi hayal ediyor muydunuz?

Sebahattin Karabulut: Bizim hedefimiz daha büyüktü. O ekip ile birlikte hala çalışıyor olsaydık, sadece Türkiye’de değil diğer ülkelerde de Trio olabilirdi. Benim için bulunduğum nokta sürpriz değil. Benim amacım şu an mevcut olan dört salonu nasıl daha iyi bir konuma getireceğimiz üzerine çalışmak. Yurtdışı için teklifler geliyor. Ama bulunduğum noktayı yeterli buluyorum.

HAIRiST ONLINE: Salon işletmesi için nasıl eğitimler aldınız?

Sebahattin Karabulut: Bu konuda bize en büyük desteği L’Oréal Professionel veriyor. Aldığımız eğitimleri işimize yansıtıyoruz.

HAIRiST ONLINE: Sadece ürün satışı değil kadınların ihtiyaçlarını karşılayacak mücevher satışlarının yapıldığı, bar servisinin olduğu çok amaçlı salon yapıları konusunda ne düşünüyorsunuz?

Sebahattin Karabulut: Ben bu sistemi çok sağlıklı bulmuyorum. Çünkü kadınların kuaför salonundan mücevher almayı tercih etmeyeceklerini düşünüyorum. Herkesin kendi işini yapmasından yanayım. Nasıl ki kesim ve renklendirme uzmanının kendi alanlarında profesyonel olarak çalışması gerekiyorsa, salonlarda da sadece kuaförlük hizmeti verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

HAIRiST ONLINE: Sizin en çok sevdiğiniz işlem nedir?

Sebahattin Karabulut: Saç kesimi ve topuz yapmayı çok severim. Yarattıklarımı görmek beni çok mutlu ediyor. Şu an randevu sistemi ile çalışıyorum. Daha çok salon işletmesiyle ilgileniyorum. Her gün başka bir salonda bulunuyorum.

HAIRiST ONLINE: Estetica Dergisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sebahattin Karabulut: Sektördeki yenilikleri Estetica Dergisi ile takip ediyoruz. Çok memnunuz.

HAIRiST ONLINE: Peki ya HAIRiST ?

Sebahattin Karabulut: HAIRiST her sene yenilikler katarak sektörü bir araya getiriyor. HAIRiST 2015 etkinliğini sabırsızlıkla bekliyoruz.  

Sebahattin Karabulut’a paylaştığı bilgiler için çok teşekkür ediyoruz.

Bitmeyen Meslek Aşkı ve Mehmet Çuhacı

0

Mehmet Çuhacı

“Ruhumu her gün bu işle yeniliyorum. 65 yaşındayım, ama 35 sene daha bu işi yapabilirim diye düşünüyorum. Çok keyifli bir iş yapıyoruz.” 

Mehmet Çuhacı

Uzun yıllar İstanbul ve Amerika’da kuaförlük yaptıktan sonra Bodrum Yalıkavak Marina’da Palmera Yat Limanı’nın karşısında açtığı Mehmet Çuhacı Hair’da mesleğe devam eden üstat Mehmet Çuhacı, hikayesini, sektördeki deneyimlerini, tavsiyelerini HAIRiST ONLINE’da anlattı.

HAIRiST ONLINE: Kuaförlüğe nasıl başladınız?

Mehmet Çuhacı: 12 yaşında Yeniköy’de garsonluk yapıyordum. Orada bir müşteri bana neden okumuyorsun dedi ve ne yapmak istediğimi sordu. Bayan kuaförlüğü yapmak istiyorum deyince, beni alıp sürekli gittiği Beyoğlu’nda bulunan Necati Pelit’in salonuna götürdü. Orada çalışmaya başladım. Necati Bey çok disiplinli birisiydi. İşe başladığım zaman babam benimle 6 ay konuşmadı. Salona Okmeydanı’ndan yürüyerek giderdim ve 7:30-00:00 saatleri arasında çalışırdık.

Salonda çalışmaya başladıktan 1.5 sene sonra kendi müşterim oldu. 15 yaşındayken müşteri kabul etmeye başladım. 17 yaşımda kalfa olarak hizmet vermeye başladım. 20 yaşında askere gittim. Beyoğlu’nda müşteri kalitesi düşmüştü. Hedefim Nişantaşı’ydı. Nişantaşı’nda Şükrü Kaya’ya gittim. Kurtuluş’ta bir salonda 4-5 ay çalıştıktan sonra Nişantaşı’nda Nazar Kuaför ‘de kalfa olarak çalışmaya başladım ve 2 ay sonra salonda en çok hizmet veren kuaför oldum.

HAIRiST ONLINE: Başarınızın sebebi neydi?

Mehmet Çuhacı: İşimi çok sevmem. Kusursuz iş yapmaya çalışmam. İlk boya ve röfle yaptığım günü hatırlıyorum. Bir gün salona 18 yaşında bir kız gelmişti. Sevgilisinden ayrılmış, saçında bir değişim istiyor. Dore sarısı vardı. 30 volüm ile röfle attım. Paris’e gittiğinde kuaförler merak edip sormuşlar. Kulaktan kulağa inanılmaz bir müşteri profili yakaladım. Salondan toplam karın %10’unu prim olarak istedim. Fakat vermediler. Daha sonra kendi salonumu açtım. 6 koltuk, kırık bir ayna ile  çalışıyordum. 10 seneye yakın sabah yedi akşam on arası bu şekilde çalıştım.

HAIRiST ONLINE: Hedefiniz neydi?

Mehmet Çuhacı: Kuaförlüğe başladığım sıralarda en büyük hedefim en kısa zamanda işi öğrenmek, çok hizmet vermek ve insanları mutlu etmekti. 52 senedir bu işi yapıyorum ve hala aynı heyecanı yaşıyorum. Çünkü yaptığım işi aşkla yapıyorum. İnsanları mutlu ettiğiniz anda verdiği haz bambaşka bir duygu. Her zaman işimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Yaptığım saçı nasıl daha uzun canlı tutarım diye düşünerek, her zaman kullanacağım ürünler hakkında araştırma yaptım.

HAIRiST ONLINE: Şimdiye kadar deneyimlediğiniz ürünlerden en çok hangisinden memnun kaldınız?

Mehmet Çuhacı: Bunu söylemek çok zor. Çünkü sektör yeniliğe çok açık bir sektör. Hiç vazgeçemem dediğiniz ürünü bile ertesi gün bırakabilirsiniz. L’Oréal Professionnel firmasını çok beğeniyorum. Sunduğu ürünlerle, verdiği eğitimlerle sektöre büyük katkıları olmuştur. Hiçbir ürün kötü değil, ama mesleğine gereken önemi vermeyen kötü kullanıcılar var. Teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde yıpranmış saç görmek beni üzüyor.

HAIRiST ONLINE: Nişantaşı’nda açtığınız salondan sonra Etiler ve Tarabya ve Yeniköy’deki açtığınız salonlardan sonra her şeyi bırakıp Amerika’da salon açtınız. Bu süreçten bahseder misiniz?

Mehmet Çuhacı: Nişantaşı’nda çalışırken, üst düzey müşterilerin evlenip, Etiler’e taşındığını gözlemledim ve ikinci salonun yeri için Etiler’i hedefledim. Nişantaşı’ndan Etiler’e giden kuaför olarak öncüyüm diyebilirim. Benden sonra Erdem Kıramer ve Metin Bahçecik de Etiler’de salon açtılar. Etiler kuaförlüğün merkezi olacak dedim ve oldu. Çamlık Sokak’a gittim. 73 yılında Nişantaşı’nda, 83 yılında da şu anda Hakan Köse’nin bulunduğu yerde Etiler’de salon açtım. 45 kişilik bir ekibim vardı. Türkiye’nin her yerinden müşteriler geliyordu. 1 sene tabelam yoktu. Herkes salonu Mehmet Kuaför olarak biliyordu. Salon bilinirliği tavsiye ile arttığı için, salona kendi ismimi vermek bana doğru geldi.

Salonun alt katında İtalyan restoranı açmıştık. Restoran’daki 1 gecelik kazancımız, salondaki 1 aylık kazancımıza hemen hemen eşdeğerdi. Restoran işletmeciliği beni mesleğimden uzaklaştırdı. Bu yüzden kar getirmesine rağmen orayı açtığıma pişman oldum. Benim hedefim o binayı tepeden tırnağa kuaför salonu yapmaktı. O hedefimden vazgeçtiğim için pişmanlık duydum.

Kuaföre değer veren kesim, Tarabya tarafına gidiyordu. Metin Bahçecik’e, Kırıktarak Ali’ye de Tarabya’nın iyi bir nokta olduğunu söyledim. Fakat onlar bu bölgede salon açmak istemediler. İstanbul çok hızlı büyüyordu. Trafik oluşmaya başlamıştı ve orada oturan kesimin gücünün farkında değildiler. Tarabya’da ikinci salonu açtım ve çok tuttu. İnsanlar Mehmet Çuhacı’nın nerede salon açtığını takip etmeye başladılar.

Etiler’de yanımda çalışan Kenan Koçak, Hüseyin Özcan ayrılarak Tarabya’da kendi salonlarını açtılar. Hüseyin, Boğaziçi Pastanesi’nin yakınlarında bir salon açtı. Onlardan Kenan ve kardeşleri ayrılıp, sonra yine benim yanıma geldiler. Tarabya’da Ali Mevlüt Abdullah’tan salonu alıp Kenan’a devrettim. Dekorasyonunu yaptım. Onları ortak ettim. Ama güçlü bir usta çırak ilişkisi olmadığı için bir anda biz koptuk. Ben aslında paylaşmayı seven bir insanım. Dükkanı onlara bıraktım. Etiler ve Tarabya’dan sonra Yeniköy’de salon açtım.  Orası yanlış bir seçimdi.  Salonun konsepti apayrıydı. Hedef doğruydu fakat yer yanlıştı. Üst katını güzellik salonu, orta katını kuaför, alt katını ise kafe yapmıştık. Bu çok büyük bir hataydı. Çünkü ne yaparsam tutuyor mantığıyla yanlış hareket etmiştim.

Çocuklarım Amerika’ya okuyordu. Ben de her şeyi kapatıp,  Amerika’ya gitmeye karar verdim. Orada bir salon aldım. Çok saygı duyduğum bir dostum, müşterim yanıma geldi, maddiyattan mı gidiyorsun? İstersen sana destek olabilirim dedi. Bunu duyunca gözlerim doldu.  Ama ben asla müşterimle böyle bir ilişkiye girmedim. Amerika’ya gittim. Bir arkadaşımın salonu vardı. 3 günde 80 dolar iş yapıyordu. Salonu 20 bin dolara aldım ve 2. ayın sonunda ciroyu 20 bin dolara çıkardım.

HAIRiST ONLINE: Amerika’da yaşadığınız salon deneyimlerini anlatabilir misiniz?

Mehmet Çuhacı: Bir müşterim koltuğa oturdu. Servise başladım ve bitirince kalkıp öptü beni. Çok şaşırdım. Saçı olmayan bir insan saçtan nasıl bu kadar iyi anlar diye düşünüp, hayret etmiş. Bu çok önemli bir şey. Çünkü Amerikalıların mantığı çok farklı. Bir kuaförün saçsız olacağını düşünemiyorlar.

Bir de Washington DC’de arkadaşımın yanında 2 ay kalmıştım. Bir müşteriyi servise aldım. Onlar 20 dolara fön yapıyordu, ben 90 dolara yapıyordum. Haftada üç defa gelmeye başladı. Senatörlere burada çok iyi bir kuaför var diye mektup yazmış. Barbara Bush’u da salona getirecekti.  Sakın dedim, ben yardım ediyorum kaçak çalışıyorum. Bazı müşterilerim 6 saat uçarak Dallas’tan geliyordu. Bu para ile ölçülecek bir şey değil.

HAIRiST ONLINE: Ne kadar kaldınız Amerika’da?

Mehmet Çuhacı: 2.5 yıl kaldım. Çocuklarım okullarını bitirdi. Geri dönmeye karar verdik. Döndükten sonra Tarabya’da bir salon açtım. Benim için para kazanmak hiçbir zaman önemli olmadı, bir insan yaptığı işte ruhunu tatmin etmiyorsa, o iş geçici oluyor. Nişantaşı’nda tekrar salon açmayı düşündüm. Ama Nişantaşı’na gittiğimde eski havası yoktu. Bodrum Marina’da salon açtım. Merkezde olmayı özellikle istemedim. Salonun özel bir yerde olması lazımdı. Şu anda bulunduğum yeri aldım ve burada inanılmaz mutluyum. Burada hayatı öncelikle kendim için yaşıyorum. Spor yapıyorum, ruhumu dinlendiriyorum.

HAIRiST ONLINE: Dostluklara önem veren bir isimsiniz.

Mehmet Çuhacı: Ben sektörümde bütün meslektaşlarımı severim. Osman Özer, Muammer Yaprakgül ve Metin Bahçecik ile birlikte bir yemek düzenlemiştik. Metin o yemekte kişiliğiyle, duruşuyla büyük bir hayranlık uyandırdı. O zamandan sonra Metin Bahçecik’le bizim dostluğumuz başladı. Haftada en az 5 kere telefonla konuşuyoruz. 25 yıllık bir dostluğumuz var. İkimiz de birbirimizden hiçbir şey saklamayız.

HAIRiST ONLINE: Dostluğunuzu dört sözcükle tanımlar mısınız?

Mehmet Çuhacı: Samimiyet, dürüstlük, paylaşım, netlik.

HAIRiST ONLINE: Dünden bugüne kuaförlük sektöründe ne değişti? 

Mehmet Çuhacı: Kayıplarımız da var, kazançlarımız da.  Kuaförlüğe ilk başladığım zamanlarda 12.00-13.00 arası müşteri almazlardı. Personel yemeğe çıkardı. Onu kaybettik. İnsan bedenini dinlendirmediği taktirde mesleğinde başarılı olamaz. Ustalarımız çırak yetiştirmek için ciddi anlamda çaba harcarlardı. Birine fazla yetiştirirsen ya bırakıp gider ya da fazla para ister derlerdi. Öğrenmek çok zordu. Bugün öğretmek istiyoruz, fakat öğrenmeye kapalılar. Yeni yetişen nesilde kayıp görüyorum ve çok üzülüyorum. Kuaförlük sektöründe eskiye göre ürün bazlı bir gelişim oldu. Hatalı işlem yapıldığını görmek beni çok üzüyor. Asla kabul edemiyorum.

HAIRiST ONLINE: Müşterinin kuaföre bakış açısı nasıl?

Mehmet Çuhacı: Müşteri geldiği zaman duruşunuzla ona yön gösterebilir imajı verebilirsiniz. Kuaför müşteriyi çok iyi dinlemeli ve fikir vermelidir. Nasıl ki birini gördüğünüz zaman bilgili olduğunu anlarsınız, sektörde de durum böyle. Müşteri kuaförün işini iyi yaptığını hissettiğinde asla sizinle tartışmıyor.

HAIRiST ONLINE: Kuaför olmak isteyenlere ne öneriyorsunuz?

Mehmet Çuhacı: Çocuklarımın kuaför olmasını istememiştim. Amerika’da okudular. Ama şimdi baktığımda, keşke kuaför olmaları konusunda yönlendirseydim diyorum. İşimiz o kadar değerli ki… Tabi bunu yıllar geçtikçe anlıyorsunuz. Çok güçlü bir iş. Belki çok para kazanamayabilirsiniz, ama vizyonunuz genişletir. Ben her bir müşteriyi eğitim hocası olarak görürüm. Müşterilerden besleniyoruz. Kuaför olmak isteyenlere, disiplinli olmalarını, işlerine saygılı olmalarını, günlük kazancı değil, gelecek yatırımını düşünmelerini öneriyorum. İşlerini yaparken en iyisini yapmaya odaklanmalılar. Bu meslek gerçekten çok değerli. Kazanç sonradan geliyor.

HAIRiST ONLINE: AKD için neler söyleyeceksiniz?

Mehmet Çuhacı: Artistik Kuaförler Derneği’nde başkanlık yaptım. Benim için onur verici bir görevdi. Dostlar edindim. Bu meslek asla terkedilecek bir meslek değil. Belli bir yere gelen insanların zaman ayırması gerektiğini düşünüyorum.  Başkanlık yaptığım sırada iyi bir yönetim kurulu oluşması gerektiğini öne sürmüştük. Hakan Köse, Yıldırım Özdemir, Yusuf Koçyiğit , Hüseyin Sivrikaya ve Bora Kırıktarak‘tan oluşan bir yönetim kurulu kurduk. Sektöre hizmet etmek çok güzel bir şey. Boşlukları görebiliyorsunuz. Meslektaşlarım derneğe yeterli vakti ayırmıyorlar. Kuaför okullarında torna hocasının kuaförlük dersi verdiğini gördüm. Bu beni çok üzdü.

HAIRiST ONLINE: HAIRiST?

Mehmet Çuhacı: HAIRiST, beni çok heyecanlandırıyor. Daha çok büyüyeceğine inanıyorum. Her katıldığımda büyük bir heyecan yaşadım. Uluslararası bir noktaya geleceğinden eminim. Pek yakında Orta Doğu, Balkanlar’dan katılımcılar geleceğini düşünüyorum.

HAIRiST ONLINE: Sizce başarının anahtarları nelerdir?

Mehmet Çuhacı: Başarı kolay olmuyor. Müşterilerinizi çok iyi tanıyacaksınız. Vücut dilinizi çok iyi kullanacaksınız. İşimi çok seviyor olmam beni her zaman farklı bir yerde tutmuştur.

Mehmet Çuhacı’ya vizyonuyla mesleğe kattığı değer ve paylaştığı bilgiler için çok teşekkür ederiz.

Hayatta değerli olan nedir?

0

Sektörün Anlamlı Projesi

Ventoso Profesyonel Fön Makinesi markasının Kimsesiz Çocukları Koruma Vakfı (Koruncuk) ile yaptığı işbirliği çerçevesinde gerçekleştirilen projede ülkemizin tanınmış kuaförlük markaları yer alarak örnek bir sosyal sorumluluk projesine imza atıldı. 

"Hayatta değerli olan nedir?" sorusuna verilen cevapla yaşadığımız topluma karşı sorumluluklarımız konusunda farkındalık yaratmayı hedeflediklerini söyleyen Ventoso Ürün Yöneticisi Hakan Yalçın projenin dikat çektiğini ve amacına ulaştığını söyledi.

Koruncuklara yardım etmeye hazır olan farklı kuaförlük markalarıyla da projeyi sürdürmeye hazır olduklarını belirten Yalçın, projenin Ventoso markasının farklılığının sektöre yansıtmada önem taşıdığını belirtti.

 

 

   

 

 

 

Ventoso hakkında daha detaylı bilgiye www.ventoso.com.tr ; Koruncuk hakkında ise www.koruncuk.org web sitelerinden ulaşabilirsiniz.

HAIRiST 2014’ten Özel Görüntüler

0

7 Nisan 2014 tarihinde TUTKU temasıyla gerçekleşen HAIRiST Etkinliğinin fotoğrafları HAIRiSt Gazetesi'nin yayınlanmasının ardından paylaşıma açıldı.

Siz de kendinizi bulacaksınız.

5-6 Nisan 2015 tarhilerinde gerçekleşecek olan HAIRiST 2015'te görüşmek üzere.