Moda dünyasının heyecanla beklediği o an. ANDAM ödüllü tasarımcı Hakan Yıldırım, İstanbul Boğazı’nın büyüleyici silüeti eşliğinde; yalnızca modanın değil, duygunun, hafızanın ve anlatının da sahnelendiği yeni koleksiyonunu, Four Seasons Hotel Bosphorus ev sahipliğinde sundu.
Defilenin davetiyesinden itibaren hissedilen duygu yoğunluğu, tek bir cümlede özetlendi: “Kendimi var ederken bir şeyleri becerebildiysem, beceremediysem ya da, ‘Ne anladıysan o’… Hislerimi hisleriyle büyüten, hep yanımda olan tek kişiye. Sezen Aksu’ya ithafen…”
Koleksiyon; benzeri görülmemiş kesimler, özgün hacim oyunları, sanatın zanaate dönüştüğü el işçiliği ve bilinçli bir bilinmezlikle şekillenmiş. Formun estetiğiyle her şey, sanki ilk kez söylenmiş bir cümle gibi taze ve cesur. Kumaş, kesim ve ritim, defile boyunca yeni bir dilin harflerine dönüşüyor. Her bir dikiş, her bir kesim ve detay; sahnede yalnızca bir kıyafet değil, bir ifade biçimi olarak yerini alıyor. Yıldırım’ın yarattığı evrende her elbise bir hikâye, her katman bir duygunun taşıyıcısı. Her parça; bir duygunun, bir anının, bir şarkı sözünün bedensel karşılığı gibi. Tasarımlar yürümüyor, anlatıyor. Kimi zaman fısıldıyor, kimi zaman haykırıyor. Ama asla tanıdık değil—ne formda ne anlatıda…
Hikâyesini ve kolektif hikâyemizi anlatmaktan çekinmeyen tasarımcı, izleyiciyi duygusal bir koreografiye davet ediyor.
Gösteri, bedenin diliyle başlıyor. Açılışta yer alan solo performans, zarafetiyle olduğu kadar taşıdığı anlamla da izleyiciyi sessiz bir sarsıntıya uğratıyor. Anatomiye meydan okuyan hareketler, ritmin çağrısıyla bir isyana dönüşüyor; dünyamızın tam ortasında bir özgürlük çemberi çiziyor. Bu dans yalnızca bir koreografi değil; dünyaya karşı ince ama kararlı bir yanıt.
Uzun bir zaman sonra podyumlar, Ahu Yağtu’nun ikonik yürüyüşüne yeniden sahne oluyor. Defilenin açılışını yaparak modellerin yürüyüşüne önderlik eden Yağtu, bu özel defileyle podyumlara istisnai bir dönüş yapıyor.
Defilenin bir bölümünde duyulan organize adım sesleri, metalik ritimler ve uzaktan gelen toplu tekrarlar… Sahneye yansıyan bu ses düzeni, koleksiyonun kişisel anlatısını daha büyük, daha kolektif bir bağlama taşıdı—yoruma açık, güçlü bir not olarak yerini aldı. Yönetmen Köken Ergun’un Ben Askerim filminden alıntılanan bu askeri tören müziği, ritmik yapısıyla yürüyüşe disiplinli bir gerilim ve teatral bir yoğunluk kattı.
Ve koleksiyon tek bir cümlede nihayet buldu: “İzleyen ne anladıysa o.”
Koreografisi ve prodüksiyonu, show direktörü Uğurhan Akdeniz’in vizyonuyla şekillenen defilede; styling Mahizer Aytaş’a, saç tasarımları Ali Yılancı ve Serkan Aktürk’e, makyaj tasarımı ise Ece Birsen’e ait. Müzik tasarımı ise VEYasin imzası taşıyor.
AirTouch tekniği, özellikle saç renklendirme işlemlerinde kullanılan modern ve sofistike bir boyama yöntemidir.
Doğal geçişler ve yumuşak ombré etkisi yaratmak için tercih edilir. İşlem, saç tutamlarının uç kısımlarını bir fön makinesi yardımıyla hava üfleyerek ayırmak ve yalnızca kalın, ağır tutamları boyamak esasına dayanır.
AirTouch tekniği:
Saçtaki ince ve zayıf telli saçların fön makinesi ile üflenerek ayrılması,
Geriye kalan daha kalın saç tellerinin boyanması ile gerçekleştirilir.
Bu sayede renk geçişleri çok daha doğal, yumuşak ve gölgeli görünür.
Klasik balyajdan farkı, tutamların elle değil hava ile ayrılmasıdır.
AirTouch İçin Gerekli Malzemeler
Fön makinesi – Hava üfleyerek ince saçları ayırmak için kullanılır.
Folyo veya streç film – Boyanan tutamları ayırmak için.
Anıtkabir’e Kuaförler Derneği Yönetim Kurulu ve dernek üyelerinin gerçekleştirdiği anlamlı ziyaretten kareler.
Kuaförler Derneği Başkanı Emrah Kemendi Anıtkabir Ziyaret Defteri’ne şöyle yazdı:
‘Bugün, kuaförler derneği olarak huzurunuzdayız. Cumhuriyetimize, bağımsızlığımıza ve aydınlık yarınlara olan inancımızla, gösterdiğiniz yolda ilerlemeye devam ediyoruz. İlke ve inkılaplarınız, bizlere her zaman rehber olmaya devam edecek.
Sizden aldığımız ilhamla, ülkemizin gelişmesi, çağdaşlaşması ve muasır medeniyetler seviyesine ulaşması için durmaksızın çalışacağımıza söz veriyoruz. Emanetiniz olan Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmak için kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz.
Sizi saygı, minnet ve özlemle anıyoruz. Ruhunuz şad olsun.’
New York’taki Metropolitan Museum of Art, 5 Mayıs 2025’te moda dünyasının en prestijli etkinliklerinden biri olan Met Gala’ya ev sahipliği yaptı.
Bu yılın teması, “Superfine: Tailoring Black Style” olarak belirlenmişti ve etkinlik, Siyah dandyizm geleneğini ve Siyah tasarımcıların tarihsel katkılarını onurlandırdı. Gecenin eş başkanları Pharrell Williams, A$AP Rocky, Colman Domingo ve Lewis Hamilton olurken, LeBron James onursal başkan olarak yer aldı.
Kırmızı Halıda Öne Çıkan İsimler ve Saç Stilleri
Kim Kardashian
Kim Kardashian, Chrome Hearts imzalı siyah deri bir takım elbise giydi ve uzun saçlarını yumuşak bukleler halinde açık bıraktı. Saç stilini, ünlü kuaför Chris Appleton hazırladı. Appleton, saçın parlak ve pürüzsüz görünmesi için Color Wow’un Dream Coat Supernatural Spray ürününü kullandı ve Shark Beauty’nin FlexFusion cihazıyla saçları şekillendirdi .
Zendaya, Louis Vuitton imzalı beyaz bir takım elbise ile kırmızı halıda boy gösterdi. Stil danışmanı Law Roach, bu görünümün Bianca Jagger’ın 1971’deki ikonik düğün kıyafetinden ilham aldığını belirtti. Saç stilinde ise dramatik bir yaklaşım sergileyerek temaya uygun bir görünüm elde etti.
Nicole Kidman
Nicole Kidman, uzun sarı saçlarını geride bırakarak, Adir Abergel tarafından tasarlanan iki tonlu (blonde ve kahverengi) kısa bir saç kesimiyle dikkat çekti. Bu “bixie” kesim, Dandyizm temasına uygun olarak bireyselliği ve zarafeti yansıtıyordu .
Gigi Hadid, altın rengi, payetli Miu Miu elbisesiyle ve retro Victory Roll tarzı saç modeliyle göz kamaştırdı. Saç stilini Gabriella Karefa-Johnson hazırladı ve bu görünüm, Amerikalı tasarımcı Zelda Wynn Valdes’ten ilham aldı .
Charli XCX
Charli XCX, Ann Demeulemeester tasarımı şeffaf etekli takımıyla ve Matt Benns tarafından hazırlanan gotik ilhamlı saç modeliyle dikkat çekti. Saç stili, doğal bukleler ve asimetrik detaylarla romantik ve punk unsurlarını birleştirdi.
Lupita Nyong’o, saç stilisti Vernon François ile birlikte, Siyah dandyizm temasını yansıtan detaylı bir saç modeliyle geceye katıldı. François, bu görünümün Siyah kimliğinin zarafetini yeniden çerçevelemeyi amaçladığını belirtti .
Saçlarıyla Öne Çıkan Diğer İsimler
Tyla: Ünlü kuaför Yusef Williams tarafından hazırlanan kıvırcık sarı pixie kesimiyle Eski Hollywood cazibesini yansıttı .
Sydney Sweeney: Glen Oropeza tarafından hazırlanan parlak “kiss curls” saç modeliyle vintage bir görünüm sergiledi .
2025 Met Gala, temasıyla Siyah moda tarihine saygı duruşunda bulunurken, katılımcıların yaratıcı ve temaya uygun saç stilleriyle de moda dünyasında iz bıraktı. Etkinlik, sadece bir gece değil, kültürel bir anlatının moda üzerinden yeniden yazımı oldu.
Met Gala 2025, Messika’nın yüksek mücevher tasarımlarıyla kırmızı halıda unutulmaz bir geceye dönüştü.
Met Gala kırmızı halısının en parlak ve ışıltılı görünümlerinden bazıları, ödüllü cilt, vücut ve saç bakım markası Augustinus Bader ve onun imza niteliğindeki The Method yüz bakım ritüeli ile hazırlandı
Berlin’de düzenlenen Schwarzkopf Hair Festival, kuaförlük mesleğinin sanatsal ve kültürel yönlerini vurgulayan bir etkinlik olarak öne çıktı.
Bu festival, sadece bir etkinlik olmanın ötesinde, kuaförlük mesleğinin gücünü ve sanatını kutlayan bir hareket olarak değerlendirildi.
Festival boyunca, farklı milletlerden, kültürlerden ve etnik kökenlerden gelen 55 saç sanatçısı ve konuşmacı, sahne önünde ve arkasında büyük bir saç gösterisi sundular. Katılımcılar, salonlardaki günlük yaşamda karşılaşılan ortak konuları tartıştılar ve kuaförlük mesleğinin toplumdaki, kültürel hareketlerdeki ve bireylerin zihnindeki güçlü rolünü vurguladılar.
Henkel Consumer Brands Hair Professional Türkiye Genel Müdürü Viki Motro'nun davetiyle yer aldığımız etkinliği Henkel Consumer Brands Hair Professional Türkiye Pazarlama ve Eğitim Müdürü Müge Meydan ve Schwarzkopf professional Global Elçi Kuaförü Emre Ayaksız ile birlikte izleme imkanı bulduk
Schwarzkopf’un yeni sloganı “FOR EVERY YOU”, her bireyin benzersizliğini kutluyor ve kuaförlük mesleğinin her gün görünür kıldığı bireyselliği güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu slogan, Schwarzkopf’un ikonik siluetiyle birleşerek markanın geleneksel imajını modern bir şekilde yeniden tanımlıyor.
Festivalde, ürünlerden ziyade bireyler olarak kuaförlerin ve kuaförlerin salonlardaki, hayattaki ve her müşterinin kalbindeki rolüydü. Shaping Futures, göçmen geçmişine sahip bireyler için eğitim alternatifleri ve fırsatlar, sanal gerçeklik destekli eğitimler, yapay zeka ile yönlendirilen danışmanlıklar, sürdürülebilirlik projeleri ve saç analizleri gibi birçok konu ele alındı. Katılımcılar, çeşitli istasyonlarda etkileşimli ve eğitici deneyimler yaşayarak kendilerini geliştirme fırsatı buldular.
Ayrıca, Schwarzkopf Professional, “FOR EVERY YOU” kampanyası kapsamında, kuaförlerin bireysel hikayelerini ve yeteneklerini paylaşabilecekleri bir platform sunarak, onların yaratıcılıklarını ve mesleki gelişimlerini desteklemeyi hedefliyor. Bu kampanya, kuaförlerin benzersiz yolculuklarını kutlayarak, onların sanatsal ifadelerini ve kişisel gelişimlerini teşvik ediyor.
Berlin’de düzenlenen bu festival, kuaförlük mesleğinin sanatsal yönlerini ön plana çıkararak, katılımcılara ilham verici bir deneyim sundu. Schwarzkopf’un bu girişimi, kuaförlerin bireysel hikayelerini ve yeteneklerini kutlayarak, mesleğin geleceğine dair umut verici bir vizyon sunmuş oldu.
Neredeydi? Kimler Vardı?
Ünlülerin kuaförü ve Schwarzkopf Elçisi Chris Appleton’ın etkinliğin finalinde yer aldığı Hair by Schwarzkopf Festivali, yaratıcılığı, yeteneği ve ilişkileri kutlayan sürükleyici bir etkinlikti. Etkinlik, Berlin’deki Motorwerk isimli mekânda gerçekleşti.
Motorwerk Berlin: 1921 yılında inşa edilen, zamanında elektrik motorlarının üretildiği tarihi tuğla bina, klasik endüstriyel tarzı ile küresel kuaför topluluğu için canlı ve ilham verici bir merkeze dönüştürüldü.
Schwarzkopf’un yeni sloganı “For Every You” (Her Sen İçin) ile desteklenen festival, markanın müşterilerini yenilikçi ve anlamlı bir şekilde destekleme ve bağ kurma konusundaki kararlılığını vurguladı; aynı zamanda sektörü inovasyon ve topluluk odaklı bir yaklaşımla ileriye taşıdı.
#HairbySchwarzkopfPro sahnesinde yer alan uluslararası sanatçı ve konuşmacılar arasında Tracey Cunningham, Jacob Schwartz, Nick Irwin ve efsanevi İngiliz fotoğrafçı Rankin gibi isimler vardı. Festivalde 25’ten fazla ülkeden 55’in üzerinde sanatçı sahne aldı ve etkinliğe 45 ülkeden 600’den fazla kişi katıldı.
Etkinlikte Henkel Tüketici Markaları Saç Bölümünden Sorumlu Kurumsal Başkan Yardımcısı Matthieu Chauvet şöyle konuştu:
“For Every You” ile bireyselliği ve kuaförlük sanatını kutluyor, dünya çapındaki profesyonelleri kendilerini ifade etmeleri ve mesleklerinde ustalaşmaları için güçlendiriyoruz. Hair by Schwarzkopf Festivali’nde bu küresel topluluğun bir araya gelmesine tanık olmak gerçekten ilham vericiydi. Olağanüstü yeteneklere sahip insanlar, yaratıcılıklarını ve tutkularını sergileyerek ‘For Every You’ sloganını hayata geçirdi. Saçın kimliği şekillendirme ve yaratıcılığı ifade etmedeki gücünü bir kez daha gözler önüne serdik. Bu sadece bir etkinlik değil aynı zamanda bir harekettir.”
Festival boyunca 4 ayrı sahnede toplamda 60’tan fazla interaktif etkinlik yer aldı. Konular arasında saçın kültür, moda, kişisel hikâyeler, sosyal medya, iş dünyası ve sağlıklı yaşamla olan bağlantıları ele alındı. Etkinlikler arasında canlı şovlar, katılımcı paneller, söyleşiler, atölye çalışmaları, Look&Learn eğitimleri ve sanal gerçeklik deneyimleri vardı.
Deneyim alanları:
Hair by SchwarzkopfPro Galerisi: Saç sanatının ve stilistlerin yeteneklerinin kutlandığı etkileyici bir görsel sunuma sahip sergi alanı.
Siluet Stüdyosu: Katılımcılar kendi siluetlerini fotoğraflatarak topluluğun bir parçası oldu.
Renk ve Bakım Alanı: Schwarzkopf’un ileri teknoloji ürünleri ile yapılan çarpıcı deney ve gösteriler.
Sürdürülebilirlik ve Shaping Futures Alanı: Sektörün yenilikçi ve sorumlu geleceği vurgulandı.
Dijital Eğitim Alanı: Yapay zekâ eğitmeni ve VR deneyimleri ile kuaförlük eğitimine yeni bir boyut kazandırıldı.
Öne çıkan anlar:
Chris Appleton: Hollywood’un ikonik saç stillerinin arkasındaki isim, sahnede kariyerine dair etkileyici bir yolculuk sundu. Kişisel hikâyeleri, saçın dönüştürücü gücü ve kariyerindeki dönüm noktalarını katılımcılarla paylaştı.
Hair by SchwarzkopfPro Defilesi: Günümüz saç kültürü, bireysellik ve sanatsal ifadenin kutlandığı dinamik bir gösteri. Lesley Jennison, Brendnetta Ashley, Patricia Nikole ve Shy+Flo gibi öncü isimler sahnede kendi yaratıcı tekniklerini sergiledi.
Javier Romero’nun Aztek Gösterisi: Ünlü Meksikalı stilist, kültürel temalı şovu ile izleyicileri coşturdu.
Rüya Gösterim: Pablo Kuemin ve Lesley Jennison öncülüğünde gerçekleşen bu defilede, cesur peruklar, canlı renkler ve enerjik bir sahne sunumu ile moda ve saç sanatı iç içe geçti.
Türkiye’ye gelecek isimler de Berlin’deydi.
Etkinliğin önemli isimlerinden ve kısa bir süre sonra Antalya’da Sachwarzkopf Professional Türkiye davetlisi olarak yer alacak olan Lisa Farral ve Reto Camichel ile de sohbet etme imkanı bulduk.
Encarna Moreno’nun Gelin Zarafeti Koleksiyonu, zarafet ve doğallıktan ilham alıyor. Her gelinin kendine özgü güzelliğini ön plana çıkaracak şekilde tasarlanmış saç modelleriyle dikkat çekiyor.
İşte bu koleksiyonda yer alan görünümlerin her biri:
Hacimli Dalgalı Saçlar
Romantik ve sofistike bir saç modeli. Saça hareket ve hacim katar. Yumuşak ve belirgin dalgalar, doğal bir görünümle birlikte ışıltılı bir etki yaratır. Saçlarını serbest bırakmak isteyen, ama aynı zamanda ışıltı arayan gelinler için ideal.
Kıvırcık Yarı Toplu Saçlar
Rahat ama zarif bir görünüm isteyen gelinler için mükemmel bir seçenek. Bukleler doku ve hacim katacak şekilde şekillendirilir. Saçın bir kısmı yüzü çerçeveleyecek şekilde toplanırken, geri kalanı doğal bir şekilde serbest bırakılır.
Yüksek Topuz
Yüz hatlarını vurgulayan ve vücut hatlarını zarif gösteren sofistike ve şık bir seçenek. Klasik bir görünüm arayan, ancak buna modern bir dokunuş katmak isteyen gelinler için uygundur. Gösterişli küpeler ya da derin dekoltelerle harika bir uyum sağlar.
Dalgalı Düşük Topuz
Yüz çevresindeki zarif dalgalarla birleşen rafine ve zamansız bir saç modeli. Düşük topuzun şıklığı ve düzgün bitişiyle, uzun süre kalıcı ve kusursuz bir görünüm arayan gelinler için idealdir.
Hacimli Kıvırcık Topuz
Saçın doğal dokusunu ön plana çıkaran bu model, hareketli ve hacimli bir topuzla taze ve bohem bir stil sunar. Hem doğal, hem de düğün şıklığını korumak isteyen gelinler için birebir.
Bu stillerin her biri, Gelin Zarafeti koleksiyonunun özünü yansıtır: feminenlik, doğallık ve zarafet, her gelini büyük gününde parlatmak için bir araya geliyor.
Chimera isimli koleksiyonunda Anne Veck, insan ve makinenin birleşimini yansıtıyor.
İnsan ve makinenin birleşiminden doğan büyüleyici bir Chimera: doğal ve yapay unsurları harmanlayarak yaratılan benzersiz, sıra dışı bir moda konsepti. Saçlar için yapıştırıcı, metal halkalar, tüplerden dikilen bir elbise gibi endüstriyel malzemeler kullanılmış, ancak çekimler doğal bir bahçe ortamında yapılarak tezat vurgulanmış.
Bu proje, “biyomekanik moda” akımını anımsatıyor—tıpkı Iris van Herpen veya Hussein Chalayan gibi tasarımcıların işlerinde olduğu gibi. Yapay malzemelerin doğal bir ortamda sergilenmesi, izleyiciye “geleceğin doğası”nı sorgulatıyor.
Chimera (ayrıca Khimaira veya Chimaera olarak da yazılır) Yunan mitolojisinde bir canavardı.Yılan kuyruklu, keçi ve aslan başlı, ateş püskürten bir yaratıktı. Bu canavar, kanatlı at Pegasus’a binerek savaşa giren kahraman Bellerophon tarafından öldürülmeden önce Likya’da çılgınca saldırıyordu.
John Galliano’nun ikonik tarzından ilham alan Billi Currie Collective Ekibi, her saç sanatçısının dokuları ve hareketi öne çıkaran kendi vizyonunu yarattığı bir dizi çarpıcı saç tasarımı ortaya koydu.
Chris: “Renk İçinde Renk” Hikayesi
İlham: Ton geçişleri ve dokular.
Teknik: Özel tasarım bir saç filesi ve önceden renklendirilmiş saç tutamları kullanarak “baloncuklar” ve hareketli kabartılar yarattı.
Debbie G: “Japonizm”
Tarza Etki: Hem güçlü hem de feminen.
Detaylar: Dairesel saç aksesuarları mavi sprey ile boyandı, gerçeküstü bir etki için stratejik yerleştirme yapıldı. Model hareket ettikçe farklı siluetler oluştu.
Mimi: “1920’ler Paris’inden Margela”
Stil: Asimetrik ve abartılı.
Teknik: Rustik saçlar, elle şekillendirilip sprey ile katmanlı ve dağınık bir görünüm kazandırıldı.
Marzena: “Su”
Konsept: Galliano’nun “düşmüş meleklerinden” esinlenen, moda ile sanatın kesiştiği bir yolculuk.
Malzeme: Reçine/yapıştırıcıdan yapılan baş aksesuarı, “sıvı cam” illüzyonu yarattı.
Felsefe: Sınırları zorlamak – hem sanat hem moda.
Özet:
Bu koleksiyon, saç tasarımını bir sanat formuna dönüştürerek Galliano’nun yaratıcı evrenine saygı duruşunda bulunuyor. Dokular, deneysel malzemeler ve hareket odaklı detaylarla moda ile sanatın sınırlarını belirsizleştiriyor.
Künye:
Saç: BC Collective Team: Debbie G, Marzena Cielen, Mimi Kobayashi, Chris Donohue.
İngiltere’de kuaförler ve berberler tarafından yapılan “SOS” (Save Our Salons) sloganlı gösteriler, sektörün karşılaştığı ekonomik zorluklara dikkat çekmek amacıyla düzenleniyor.
Bu protestoların temel nedeni, artan işletme maliyetleri, enerji faturaları, vergi yükü ve personel sıkıntısı gibi sorunlar nedeniyle birçok kuaför ve berber dükkanının kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalması.
Protestoların Ana Nedenleri:
Enerji Maliyetlerindeki Aşırı Artış:
Son dönemde İngiltere’de enerji fiyatlarının yükselmesi, özellikle elektrik ve doğalgaz giderlerini katlanılmaz hale getirdi. Kuaförler, saç kurutma makineleri, ısıtıcılar ve aydınlatma gibi yüksek enerji tüketen ekipmanlar kullandığı için faturalar çok daha yüksek geliyor.
Kira ve İşletme Giderlerinin Artması:
Özellikle büyük şehirlerde kiraların yükselmesi ve genel enflasyon nedeniyle malzemelerin (şampuan, boya, jöle vb.) fiyatlarının artması işletmelerin kâr marjını düşürdü.
Vergi Yükü ve Destek Eksikliği:
Hükümetin KOBİ’lere yönelik yeterli desteği sağlamadığını düşünen esnaf, özellikle KDV oranlarının yüksekliğinden şikayetçi. Pandemi dönemindeki desteklerin çekilmesi de ekstra baskı oluşturdu.
Personel Bulma Zorluğu ve Brexit Etkisi:
Brexit sonrası Avrupa’dan gelen nitelikli işçi akışının azalması, kuaförlerde çalışacak kalifiye personel bulmayı zorlaştırdı. Ayrıca, asgari ücret artışları da küçük işletmeler için ek maliyet anlamına geliyor.
Müşteri Harcamalarının Azalması:
Yaşam maliyetlerindeki artış nedeniyle insanlar kuaför ve berber gibi “lüks” sayılabilecek hizmetlere daha az bütçe ayırıyor. Bu da sektörde ciro kaybına yol açıyor.
Protestocuların Talepleri:
Enerji faturalarına acilen indirim veya destek paketi uygulanması,
KDV oranlarının düşürülmesi (özellikle güzellik sektöründe %20’den daha aşağı çekilmesi),
Kira ve işletme maliyetlerini hafifletecek devlet teşvikleri sağlanması,
Mesleki eğitim ve istihdam desteği verilerek personel açığının kapatılması.
Sektörün Durumu:
İngiltere’de yaklaşık 40.000’den fazla kuaför ve berber dükkanı bulunuyor ve birçoğu aile işletmesi şeklinde faaliyet gösteriyor.
National Hair & Beauty Federation (NHBF) gibi kuruluşlar, hükümete sektörün ayakta kalabilmesi için acil önlem çağrısı yapıyor.
Sonuç:
“SOS Save Our Salons” hareketi, İngiltere’deki kuaför ve berberlerin yaşadığı ekonomik krize karşı bir yardım çığlığı niteliğinde. Sektör temsilcileri, önlem alınmazsa birçok işletmenin kapanabileceği uyarısında bulunuyor.