UTOPIES 4045 koleksiyonu, tamamen hayal gücünden doğan büyüleyici bir dünyanın kapılarını aralıyor.
Barış, güzellik ve doğanın iç içe geçtiği bu ütopya; su altı dünyasını andıran fantezi bir rüyadan ilham alıyor. Koleksiyonun yaratıcısı, bu kez yarışma stresi ve beklentilerden uzak, içinden geldiği gibi çalışmayı ve en çok keyif aldığı tarz olan avant-garde alanda kendini ifade etmeyi tercih etti.
Koleksiyonun çıkış noktası net: “Gerçekten yapmayı sevdiğim saçları tasarlamak istedim.” Daha önce Avustralya ve eyalet düzeyindeki yarışmalara katılan sanatçı, bu kez sadece yaratıcılığına kulak vererek, Batı Avustralya’da baskıdan uzak bir çekim süreciyle en iyi performansını sergilediğini vurguluyor.
“UTOPIES 4045”, yalnızca saç kullanılarak yaratılmış bir avant-garde koleksiyon olmasıyla da dikkat çekiyor. Her bir görünüm, tamamen saçtan tasarlandı ve koleksiyonun en özgün yanlarından biri de bu teknik ustalık oldu. Güzelliğe, eklektizme ve hafif tuhaf ama bir o kadar da hipnotize edici detaylara duyulan sevgi, her kareye yansıyor.
Koleksiyonun genel estetiği; sihirli, doğaüstü ve görsel olarak etkileyici bir dünya yaratıyor. “UTOPIES 4045”, hem hayal gücünün hem de teknik becerinin sınırlarını zorlayan, saçın sanatla buluştuğu çarpıcı bir anlatım sunuyor.
Künye:
Avustralya Kuaförlük Sektörü Ödülleri 2025 Yılın Avant Garde Koleksiyon Ödülü
Saç kesimi ve renklendirmede pozitif ve negatif alan kavramını merkezine alan “POS NEG”, Elly Paynter’ın sanatsal vizyonunu güçlü bir şekilde ortaya koyuyor. Bu yaratıcı projede, varlık ve yokluk arasındaki gerilim ve uyumdan ilham alınarak saç, adeta yaşayan bir heykel gibi şekillendiriliyor.
Koleksiyonda kırmızı, turuncu ve mavi gibi dikkat çekici renkler; siyah, kahverengi ve sarı tonlarıyla dengelenerek, keskin hatlar ve bilinçli boşluklarla pozitif ve negatif alanları vurgulayan çarpıcı bir görünüm elde ediliyor. Renk bloklamaları, split tonlar ve belirgin şekillerle saçta gölge ve siluetler ön plana çıkarılırken, hem görünenin hem de görünmeyenin güzelliği kutlanıyor.
Renk Paleti ve Teknikler:
Renk ilhamı, pozitif ve negatif alan temasını yansıtan cesur tercihlerle şekillendi. Ana renkler olarak seçilen kırmızı, turuncu ve mavi; daha doğal siyah, kahverengi ve sarı tonlarıyla bütünleştirilerek güçlü kontrastlar oluşturdu. Renk yerleşimleri, doku ve hareketi öne çıkaracak şekilde kurgulandı. Feminenlik ve androjen unsurların bir araya geldiği tasarımlarda, renk blokları ve ayrık tonlarla şekil vurgusu güçlendirildi.
Makyaj:
Makyajda minimalist ama yüksek etkili bir yaklaşım benimsendi. Cilt doğal tutulurken, göz makyajında hareket, doku ve pozitif-negatif alan fikri bulanık ve dağınık uygulamalarla yansıtıldı. Dudaklar ya cesur ve belirgin ya da doğal tonlarda bırakılarak tezatlar ön plana çıkarıldı.
Stil ve Styling:
Stil seçimleri, saçlardaki hikâyeyi destekleyecek şekilde planlandı. Mavi, gri, gümüş, kırmızı, krem ve beyaz gibi tonların; metalik, tüylü, sert ve transparan gibi farklı dokularla bir araya getirildiği kıyafetlerle katmanlı, dinamik görünümler oluşturuldu.
Fotoğraf ve Arka Plan:
Çekimlerde arka plan olarak soluk mavi tercih edildi. Bu ton, saç renklerini ve kesimlerini öne çıkararak hem ticari hem de editoryal bir his yarattı. Tam ve yarım vücut ile profil çekimleri kullanılarak ışık ve kontrastlarla oynamaya alan tanındı. Hafifçe soluklaştırılmış ya da bulanıklaştırılmış görseller, seriye nostaljik ve retro bir hava kattı.
“POS NEG”, saçın bir güzellik öğesi olmanın ötesine geçerek, görsel bir anlatımın ana karakterine dönüştüğü güçlü ve sanatsal bir koleksiyon sunuyor.
Avangart saç tasarımı dünyasında parlayan bir yıldız varsa, o da kuşkusuz Efi Davies.
Yaratıcılığı ve teknik dehasıyla sektöre yön veren Efi, 2025 Britanya Kuaförlük Ödülleri’nde Yılın Avangart Kuaförü unvanını kazanırken, aynı zamanda Uluslararası Kuaförlük Ödülleri’nde de Uluslararası Avangart Kuaför olarak taçlandırıldı.
“Avangart saç tasarımına dair her şeyi seviyorum,” diyor Efi. “Çekim sürecini kurgulamaktan saçla çalışmaya, ardından sahnede veya kamera önünde tasarımın hayat bulmasına kadar… Bu süreçte yaşanan tüm iniş çıkışlar, değişimler… Hepsi sürecin bir parçası ve bence bu işi büyüleyici yapan da bu!”
Avangart Koleksiyon Hazırlarken Nelere Dikkat Etmeli?
Britanya Kuaförlük Ödülleri’nin 2025 yılı için başvuruları başlamışken, Efi Davies’ten avangart bir koleksiyon yaratmak isteyenlere altın değerinde ipuçları geldi:
1. Bütünlük Şart
“İlham kaynaklarınız ve teknikleriniz farklı olabilir ama önemli olan koleksiyonun bir bütünlük taşımasıdır. Modeller, sanki aynı evrenden çıkmış gibi görünmeli. Görsel bir uyum yakalamalısınız.”
2. Hikâye Anlatan Görseller
“Fotoğrafçılık, makyaj, kostüm, ışık, renk paleti… Tüm detaylar bir hikâye anlatmalı. Gözünüzü dağıtan hiçbir şey olmamalı. Her unsur koleksiyonun ruhuna hizmet etmeli.”
3. Sınırları Zorlayın
“Avangart saç; yaratıcı olmak, sıradanın ötesine geçmek demektir. Tasarımınız ister mimari, ister doğadan ilham alan bir form taşısın, bir anlatı barındırmalı.”
4. Denemekten Korkmayın
“Kırık dalgalar, örgüler, simetrik veya asimetrik yapılar… Avangart demek; hacimle, şekille, teknikle oynamak demektir. Ne kadar çok denerseniz, o kadar güçlü sonuçlar elde edersiniz.”
5. Büyük Olmak Yeterli Değil
“Avangart, yalnızca dikkat çekici olmakla sınırlı değildir. Her detayda mükemmeliyet olmalı. Temiz uygulamalar, pürüzsüz geçişler, kusursuz bir son dokunuş… Güzellik, detaylarda gizlidir.”
2025 sezonu için yeni bir koleksiyon hazırlamayı düşünüyorsanız, Efi Davies’in bu rehberi sizin için ilham verici bir başlangıç olabilir.
Unutmayın, avangart sadece saçla değil; duygu, teknik ve sanatı birleştiren bir vizyonla mümkündür.
Giorgio Armani Privé 2025-26 Sonbahar/Kış defilesinin makyaj görünümü, baştan çıkarıcı ve zamansız bir ihtişamdan ilham alıyor.
“Giorgio Armani Privé 2025-26 Sonbahar/Kış defilesinin makyaj görünümü, baştan çıkarıcı ve zamansız bir ihtişamdan ilham alıyor. Makyaj zarif, zahmetsiz ve klasik Hollywood güzelliğini anımsatıyor.” diyor Armani Global Makyaj Artisti Hiromi Ueda.
Siyah tek düze olmaktan çok uzak ve içinde sayısız olasılık barındırıyor. Giorgio Armani için siyah her zaman bir çekim noktası oldu; çünkü sentezin ve grafik saflığın her silüeti zamansız bir ikona dönüştürmesini temsil ediyor.
Adım adım makyaj görünümü :
YÜZ
Makyaj öncesinde cildi nemlendirmek için CREMA NERA SUPREME REVIVING LIGHT CREAM uygulanıyor. Yanak hatları, cilt tonundan yaklaşık beş ton daha koyu bir LUMINOUS SILK CONCEALER ile kontürlenerek belirginleştiriliyor. Kontürün üzerine ise doğal ve ışıltılı bir bitiş sağlamak için LUMINOUS SILK FOUNDATION uygulanıyor.
GÖZ
Çarpıcı bir çift eyeliner görünümü, SMOOTH SILK EYE PENCIL #4 ile kirpik çizgisine ve göz çukuruna uygulanarak oluşturuluyor. Eyeliner, EYE TINT #99M ile yumuşatılarak dağıtılıyor, ardından EYE TINT #12S göz kapağına ve kaş kemiğine tampon hareketlerle uygulanarak vurgulanıyor. Gözlerin dış köşelerine yoğunlaşarak VERTIGO LIFT MASCARA ile belirgin bir etki sağlanıyor.
DUDAK
Görünümü tamamlamak için, açık tenlerde LIP POWER #214, koyu tenlerde ise #504 numara dudaklara nazikçe uygulanarak dağıtılıyor.
AIPP Ödül Töreni, IFEMA Madrid’deki prestijli Salón Look fuarında
“ AIPP Ödülleri profesyonel kuaförlük sektöründe büyük bir prestije ve güçlü bir varlığa sahip olmaya devam ediyor ve bu yılki katılım, dünyanın dört bir yanından gelen etkileyici sayıda koleksiyonla bunu bir kez daha kanıtlıyor. Bu olağanüstü tepki, zanaatımızı tanımlayan yaratıcılığı, enerjiyi ve tutkuyu yansıtıyor . Katılımların sayısı ve kalitesi göz önüne alındığında, finalist olarak seçilmek bile büyük bir başarı, ” diyor AIPP Başkanı Mike Vincent . Ve ekliyor: “ Ayrıca heyecan verici bir haberi paylaşmaktan gurur duyuyoruz: Bu yıl, ilk kez, AIPP Ödül Töreni, IFEMA Madrid’deki prestijli Salón Look fuarı sırasında Madrid’de (İspanya) gerçekleşecek . Tören, 19 Ekim Pazar günü, Salón Look’un ana sahnesinde -Pasarela Saç Görünümü- düzenlenecek ve hepinizle birlikte küresel kuaförlüğün en iyilerini kutlamak için sabırsızlanıyoruz! ”
Andrew Smith 🇬🇧 Anne Veck 🇬🇧 Beata Bourillon 🇫🇷 Darrel Starkey 🇬🇧 David Barron 🇺🇸 Diana Carson 🇬🇧 Elise Antoine 🇫🇷 Flapping Wings 🇪🇸 Haute Coiffure Française 🇫🇷 James Abu-Ulba 🇨🇦 Juanvi Camarasa 🇪🇸 Landry Agres 🇪🇸 Mark van Westerop 🇳🇱 Olivia Barnes @ Mark Leeson 🇬🇧 Rafael Bueno 🇪🇸 Rush Sanat Ekibi 🇬🇧 Sabine Fontaine 🇫🇷 Sanrizz Sanat Ekibi 🇬🇧 Sara Cester @ Toni&Guy 🇬🇧 Teresa Weller 🇬🇧
EN İYİ AVANGART FİNALİSTLERİ
Benjamin c Bradley @ Trevor Sorbie 🇬🇧 Benjamin Martin 🇦🇺 Chrystofer Benson 🇺🇸 Danny Pato 🇳🇿 Danny van Tuijl 🇦🇹 Dee Parker Attwood 🇦🇺 Efi Davies @ Toni&Guy 🇬🇧 Jan Rigó @ Toni&Guy 🇨🇿 Jean-Baptiste Santens @ Haute Coiffure Française 🇫🇷 Jeff Fung 🇭🇰 Kasper Thomas 🇩🇰 Manuel Mon 🇪🇸 Manuel Mon 🇪🇸 Pierre Ginsburg @ Haute Coiffure Française 🇫🇷 Rafael Bueno 🇪🇸 Raoul van Delden 🇳🇱 Richi Grisillo 🇦🇺 Safy Burton 🇬🇧 Sylvie Brooks @ Dorata Hair 🇬🇧 Teresa Romero 🇺🇸
EN İYİ RENK FİNALİSTLERİ
Angelo Seminara 🇬🇧 Anne Veck 🇬🇧 Chrystofer Benson 🇺🇸 Constance Laporte 🇫🇷 Dani Blakeley 🇦🇺 Experimento No Name 🇪🇸 Fabrizio Del Buono 🇮🇹 Jeff Fung 🇭🇰 Jérémie Locher 🇨🇭 Joanne Nienhuis 🇳🇱 Jorge X @ Quantum Hair 🇪🇸 Kasper Thomas 🇩🇰 Kristie Kesic 🇦🇺 Louise Graham 🇦🇺 Manon Kersten 🇳🇱 Mark Leeson 🇬🇧 Stefano Bugada 🇮🇹 Steven Smart 🇬🇧 Tiziana Di Marcelli @ Trevor Sorbie 🇬🇧 Tonje Beate Dahlen 🇳🇴
EN İYİ ERKEK FİNALİSTLERİ
Alexander Kiryliuk 🇪🇸 Bernat Sayol @ Carlos Valiente 🇪🇸 Cédric Valentin 🇫🇷 Christian Ríos 🇪🇸 Daniel Gallego 🇪🇸 Dexter Johnson @ Toni&Guy 🇬🇧 Emma Simmons 🇬🇧 Fabienne van der Heijden 🇳🇱 Fran Aranda 🇪🇸 Ivonne Martens 🇳🇱 Javier Ventoso 🇪🇸 Jos van Asten @ Avanti Kappers 🇳🇱 Juliette Den Ouden 🇳🇱 Laura Scott @ Mark Leeson 🇬🇧 Olga García 🇪🇸 Robert Stary & Marek Metelka 🇨🇿 Safa Jlass @ Toni&Guy 🇫🇷 Salvador Oliver 🇪🇸 Sergio Molina 🇪🇸 Ton Terburg @ BonTon Kappers 🇳🇱
EN İYİ DİJİTAL FİNALİSTLER
Amparo Fernández 🇪🇸 Antonella Garreffa 🇮🇹 Antonio Calvo 🇪🇸 Antonio Calvo 🇪🇸 Beata Bourillon 🇫🇷 Beata Bourillon 🇫🇷 Charlie Price 🇺🇸 Christoph Simmons 🇬🇧 David Baehr 🇫🇷 Emma Simmons 🇬🇧 Emma Simmons 🇬🇧 Joel Ibáñez Maturana 🇪🇸 Jorge X @ Quantum Hair 🇪🇸 José Antonio Rodríguez 🇪🇸 José Antonio Rodríguez 🇪🇸 Masashi Nitta 🇯🇵 Montse Morella 🇪🇸 Safy Burton 🇬🇧 Thomas-Armin Mathes 🇩🇪 Thomas-Armin Mathes 🇩🇪
EN İYİ GENÇ YETENEK FİNALİSTLERİ
Brian Sanchis @ Carlos Valiente 🇪🇸 Florian Zizkovsky 🇦🇹 Fran Torralba @ Pelsynera 🇪🇸 Giovanni Bottone 🇮🇹 Jak Hall 🇬🇧 Jonas Bakke 🇳🇴 Jørgen Bech 🇳🇴 Kim van Mil @ BonTon Kappers 🇳🇱 Léa Detournay 🇫🇷 Louise Graham 🇦🇺 Matteo de Vita @ Toni&Guy 🇬🇧 Rebecca Jacques 🇬🇧 Safa Jlass @ Toni&Guy 🇫🇷 Sara Piera @ Carlos Valiente 🇪🇸 Sonu Herrera 🇧🇪 Wendy Zhu, Marco Xu & Ivy Yang 🇹🇼
EN İYİ VİDEO FİNALİSTLERİ
Adam Ciaccia 🇦🇺 Alexander Kiryliuk 🇪🇸 Anakin Chan 🇺🇸 Annie Ankervik 🇸🇪 Babicz Academy 🇵🇱 Carlos Valiente 🇪🇸 Carol Bruguera 🇪🇸 Cos Sakkas @ Toni&Guy 🇬🇧 David Barron 🇺🇸 Javier Ventoso 🇪🇸 Jorge X @ Quantum Hair 🇪🇸 Matt Swinney 🇺🇸 Oxa x The Mentor 🇱🇹 Robert Stary & Marek Metelka 🇨🇿 Shogo Ideguchi 🇯🇵 Team Photon 🇺🇸 Toni&Guy Sanat Ekibi 🇬🇧 Viktoriia Vradii 🇺🇦 Vita Saç Tasarımı 🇹🇼 Vivienne Mackinder 🇺🇸
Tekno-güzellik lideri L’Oréal, ABD ve Birleşik Krallık merkezli profesyonel saç bakım markası Color Wow’ı satın almak üzere bir anlaşmaya imza attı.
L’Oréal, yenilikçi yaklaşımı ve hızlı büyümesiyle dikkat çeken profesyonel saç bakım markası Color Wow’ı satın almak üzere anlaşma imzaladığını duyurdu. Bu anlaşma ile L’Oréal, profesyonel ürünler portföyünü güçlendirirken Color Wow’un başarılı geçmişi ve küresel ölçekteki büyüme potansiyeli de öne çıkıyor.
Gail Federici tarafından 2013 yılında kurulan ABD ve Birleşik Krallık merkezli Color Wow, kuaförler, medya ve tüketiciler arasında sadık ve güçlü bir takipçi kitlesine sahip. ABD saç bakım pazarında prestijli bir marka olarak hızla büyümeye devam eden Color Wow, kabarma kontrolü, saç kalınlaştırma ve hacim verme gibi zorlu saç problemlerine yönelik yenilikçi çözümler sunuyor. Geniş ürün yelpazesi ile salonlarda, seçili dağıtım noktalarında ve e-ticaret platformlarında satışa sunulan Color Wow’ın öne çıkan ürünleri arasında ‘XL Bombshell Volumizer’ ve ‘Dream Coat’ bulunuyor. 130’dan fazla güzellik ödülüne sahip olan markanın büyümesinde etkileşimi yüksek dijital topluluğu yer alıyor.
L’Oréal Profesyonel Ürünler Divizyonu Başkanı Omar Hajeri konu hakkında “Color Wow’ı L’Oréal ailesine katmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Etkisi kanıtlanmış, ulaşılabilir fiyatlı bir premium saç bakım markası olarak bu satın alma, saç bakımı ve şekillendirme kategorilerindeki varlığımızı güçlendirecek. Güçlü potansiyeline inanıyoruz ve hedefimiz Color Wow’ı küresel ölçekte güçlü bir marka haline getirmek” ifadelerini kullandı.
Color Wow’un Kurucusu ve CEO’su Gail Federici ise “L’Oréal’e katılmak, Color Wow ekibi için olağanüstü bir fırsat. Dünyanın 1 numaralı güzellik şirketinin bir parçası olmak, markamızın başarısını sürdürmesi ve inovasyonumuzu daha da ileri taşıması açısından müthiş bir zemin hazırlayacak” dedi.
L’Oréal’in Türkiye’deki ilk Türk ve kadın Ülke Müdürü olarak 2021 yılından bu yana görev yapan Sinem Sandıkçı Gökçen Avrupa Orta Ölçekli Ülkeler Tüketici Ürünleri Genel Müdürü olarak atandı.
Gökçen, 1 Eylül itibariyle 25 Avrupa ülkesinin bağlı olduğu bölgede L’Oréal’in en büyük bölümü olan tüketici ürünleri bölümünü yönetecek.
Son dört yıldır L’Oréal Türkiye’yi başarıyla yöneten Gökçen’in yeni görevi 25 Avrupa ülkesinin bağlı olduğu bölgeyi kapsayacak. Gökçen, sorumlu olduğu bölgede şirketin en büyük bölümünü yönetecek.
Kendisini tutkulu bir güzellik profesyoneli olarak tanımlayan Gökçen’in iş hayatındaki ilk ve tek şirketi olan L’Oréal Türkiye’deki 25 yıllık kariyer yolculuğu önemli deneyimler ve başarılara sahne oldu.
2000 yılında adım attığı L’Oréal’in çeşitli iş birimlerinde ve farklı kademelerde üstlendiği pazarlama, marka geliştirme, satış, kurumsal iletişim, dijital direktörlük, iş birimi genel müdürlükleri gibi roller üstlenen Sinem Sandıkçı Gökçen, 2021 yılında L’Oréal’in Türkiye’deki ilk Türk ve kadın Ülke Müdürü olarak atanmıştı.
Son dört yıldır L’Oréal Türkiye’ye “Önce insan, sonra iş, her zaman anlam” mottosu ile liderlik eden Gökçen, yeni nesil bir Tekno-Güzellik şirketi olma yolunda sürdürülebilirlik, dijitalleşme, çeşitlilik & kapsayıcılık, anlamlı markalar gibi şirketin stratejik önceliklerine yön veriyordu. Gökçen, sektör dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarındaki sorumluluklarına ek olarak yeni nesillere ilham ve rol model olabilmek için, toplumsal cinsiyet eşitliği savunucusu olmayı çok önemsiyordu.
Türk yeteneklerin yükselmesine katkı sağladı
Gökçen’in liderliğinde, L’Oréal Türkiye yaptığı stratejik atılımlarla cirosunu ve pazar payını çok önemli ölçüde artırarak liderliğini pekiştirirken, büyüme, inovasyon ve yetenekleri sağlayan bir ülke olarak Türkiye’nin grup içindeki konumunu güçlendirdi.
Gökçen ayrıca, şirketin kalplerdeki payını artırmak için tüm paydaşları ile ilişkilerini ve kurumsal itibarını önceliklendirdi, sosyal sorumluluk projelerine verdiği önemle de değerli katkılar sağladı.
L’Oréal Grup’tan Sinem Sandıkçı Gökçen’in ataması ile ilgili şu açıklama yapıldı: “Onun ilham verici liderlik tarzı güçlü kişisel değerlerine dayanıyor ve amaç odaklı liderliği, iş azmini ve insan gelişimini harmanlayan bir felsefeden besleniyor. Güven, pozitif ilerleme ve inovasyon kültürünü teşvik ediyor. Ekiplerinin refahını ve gelişimini adanmışlıkla sahiplenen Sinem, çok sayıda Türk yeteneğin Grup içinde yükselmesinde de önemli katkılara sahip. Olağanüstü başarıları ve güçlü mirası için Sinem’i yürekten kutluyor ve kendisine çok teşekkür ediyoruz.”
Sanat, duyguların estetik bir dille ifadesiyse; kuaförlük de sanatı temsil eden alanlardan biri olabilir mi?
Bu soru artık sadece tartışma konusu değil; dünyanın dört bir yanındaki sanat galerilerinde, podyumlarda ve moda dergilerinde saç tasarımları birer sanat eseri olarak sergileniyor.
Saç: Yaşayan Bir Tuval
Sanatçılar tuvali, heykeltıraşlar mermeri kullanır. Kuaförler ise saçla çalışır. Fark şu ki, onların tuvali yaşayan, nefes alan bir insandır. Bu, her eserin benzersiz ve geçici olması anlamına gelir.
“Saç kesimi bir heykeldir” diyen efsanevi kuaför Vidal Sassoon, 1960’larda yaptığı mimari kesimlerle bu yaklaşımı moda dünyasına kazandırdı. Sassoon’un takipçileri bugün hâlâ onun tekniklerini “sanat tarihi” gibi çalışıyor.
Saçla Sanat Yapan Ustalar
Charlie Le Mindu, saçtan yaptığı kıyafetlerle Lady Gaga gibi sanatçılarla çalıştı. Onun işleri Paris’te moda gösterilerinden sanat galerilerine uzandı.
Junya Nakashima, Japon estetiğini modern saç mimarisiyle buluşturuyor. Asimetrik, katmanlı, ritmik saçlar onun imzası.
Türkiye’de birçok kuaför, konsept çekimlerde, sahne tasarımlarında ya da defilelerde saçla görsel hikâyeler anlatıyor.
Bir Meslekten Sanata Geçiş
Kuaförlük elbette teknik bir uzmanlık gerektiriyor: kesim, boya, stil… Ancak bu beceriler, yaratıcılık ve anlatım ile birleştiğinde ortaya sanat çıkıyor.
Performans sanatında saçın ritüel olarak kesilmesi, enstalasyonlarda insan saçının kullanılması ya da bir karakterin tüm kimliğinin saç stiliyle anlatılması, saçın artık sadece “güzellik”le sınırlı olmadığını gösteriyor.
Sanatçıyım Diyebilmek İçin…
Bir kuaförün sanatçı olarak anılabilmesi için:
Özgün bir ifade arayışı içinde olması,
Estetik bilinçle biçim yaratması,
Duygu ya da fikir aktarması gerekir.
Sanat tarihçisi Roland Barthes, saçın hem doğaya hem kültüre ait olduğunu söyler. Saçı biçimlendiren, aslında toplumun imajını da biçimlendirir.
Kuaförler Sanatçı Olabilir mi?
Evet. Çünkü sanat, sadece galeride değil, hayatın içinde de yaşar. Bir kuaför, saçla düşünce, duygu ve hikâye anlatabiliyorsa — o bir sanatçıdır.
📸 Yukarıdaki kolaj, saç tasarımının yaratıcı yönünü yansıtan üç çalışmayı içeriyor: Renkli örgüler, kavramsal kesimler ve heykelsi formlar…
İlham vermeye, düşündürmeye ve sınırları sorgulamaya devam eden bu alan, belki de geleceğin en canlı sanat biçimlerinden biri.
Kıvırcık maşasına adını veren, 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarının modasını tanımlayan “Marcel Dalgası” ya da basitçe “Marcelling” olarak bilinen stilin mucidi…
Meslektaşları ve sayısız müşterisi tarafından “Le Roi” (Kral) lakabıyla anılan Fransız kuaför Marcel Grateau, 19. yüzyılın sonlarına doğru adını duyurmuş ve adını taşıyan kıvırcık maşasını icat ederek ün kazanmıştır. 1882 yılında, henüz 30 yaşındayken Fransa’da kuaförlük alanında hızla yükselen Marcel, kısa sürede Avrupa genelinde de piyasayı ele geçirmiş ve devrim niteliğindeki icadını patentlemiştir. Gerçekten de, onun ünlü maşası onlarca yıl boyunca, yalnızca küçük değişikliklerle kullanılmaya devam etmiş ve bu da fikrinin ne kadar başarılı olduğunu göstermiştir.
O dönemlerde de saç şekillendirmek için maşalar bulunmaktaydı, ancak bunlar seçici müşterilerin beklentilerini karşılamaktan uzaktı. Marcel’e ilham ise ailesinden geldi: annesinin doğal, dalgalı saçları çok güzeldi ve Marcel de onun saçlarındaki o güzel dalgaları taklit edecek maşalar icat etmeye karar verdi. Böylece, sıradan maşaları nasıl değiştirebileceğini ve istenilen bukleye göre farklı kalınlıklarda nasıl tasarlayabileceğini düşündü ve “Voila!” – şöhret yolundaki ilk adım atılmış oldu.
“Marcel Dalgası”, Fransa’da Belle Époque (Güzel Dönem) olarak bilinen dönemde, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başı arasında ortaya çıktı ve tam elli yıl boyunca moda dünyasına damga vurdu! Marcel, Paris’in kenar mahallelerinde küçük bir odada çalışmaya başladı ama zamanla büyük bir başarıya ulaştı.
‘Marcel Dalgası’nın güzelliği Paris’te hızla yayılmaya başladı ve yüzlerce müşteri bu modeli yaptırmak için sıraya girdi. Başlangıçta Marcel bu tekniğini sır gibi sakladı, sadece kendisi nasıl yaptığını biliyordu ve işlemleri kapalı bir odada gerçekleştiriyordu. 1882 ile 1897 yılları arasında, tam 15 yıl boyunca, Marcel saçlara yaptığı her bir dalga için 500 frank alırken, meslektaşları yalnızca 10-20 frank kazanabiliyordu! 1 milyon franklık bir servet biriktirdikten sonra, Marcel zenginliğini ilan edip emekli oldu, Normandiya’da bir şato satın aldı ve sonunda tekniğini meslektaşlarıyla paylaştı.
İnsanlık tarihinin büyük buluşları gibi, Marcel maşaları da büyük başarı elde etti çünkü kuaförlerin kusursuz bir dalga yaratmasına olanak sağlıyor ve son derece “parlak şekilde basit” bir yapıya sahipti: gaz ocağında ısıtılan Marcel maşalarında, içi boş olan konkav (içe kıvrık) kısım altta, dolu olan konveks (dışa kıvrık) taraf ise üstteydi; bu da dalga oluşturmayı oldukça kolaylaştırıyordu.
Marcel Grateau, adını taşıyan bu maşaya ek olarak, kendi saç şekillendirme parıltılı suyunun da patentini aldı ve birçok başka buluşa da imza atarak hem ününü hem de servetini sağlamlaştırdı. Marcel’in müşterileri arasında aristokrat kadınlar da vardı: Sagan Prensesi, Fürstenberg Prensesi, Castellane Kontesi, dönemin ünlü aktrislerinden Rejane ve Otero, ve dönemin meşhur ‘kurtizanları’ Liane de Pougy, Irma de Bury ve Emilienne d’Alençon gibi isimler…
Marcel, kuaförlük dünyasında hem çok sevilen hem de kıskanılan bir figürdü. Paris’ten uzaklaşıp Normandiya’ya yerleşmesine rağmen, meslektaşları onu hâlâ “dönemin en parlak kuaför sanatçısı” olarak tanımlıyor, kendisinden “Dalga Meleği” olarak söz ediyorlardı. 1922 yılında, 70. doğum gününde, Marcel Paris’e dönerek efsanevi Luna Park’ta büyük bir onur töreni ile karşılandı. O sırada ‘Marcel Dalgası’ hâlâ popülerliğini koruyor ve 40 yılı aşkın süredir modaya yön veriyordu…
Bugün, Barselona’daki Raffel Pages Kuaförlük Tarihi Müzesi, ünlü Marcel maşasının orijinal bir modelini, dönem fotoğraflarını ve bu “Kuaförlük Kralı”nın 19. ve 20. yüzyıl arasında bıraktığı izlere dair zengin bibliyografik materyalleri bünyesinde barındırmaktadır.