Ana Sayfa Blog Sayfa 195

15. Uluslararası Kozmetik, Güzellik ve Kuaför Fuarı ‘Beuaty Eurasia’

0
BeautyEurasia 2019 Ticaret Bakanlığı’nın desteği ile düzenleniyor

15. Uluslararası Kozmetik, Güzellik ve Kuaför Fuarı- Beuaty Eurasia 20-22 Haziran 2019’da İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek…

BeautyEurasia Fuarı 35 ülkeden 360 Katılımcıyı Ağırlamaya Hazırlanıyor !

  • Türkiye’nin lider sektörlerinde lider fuarlar düzenleyen ITE Turkey bünyesinde yer alan Platform Uluslararası Fuarcılık tarafından organize edilen ve Avrasya Bölgesi’nin en büyük kozmetik fuarı olan 15. Uluslararası Kozmetik, Güzellik ve Kuaför Fuarı – BeautyEurasia; 20-22 Haziran 2019 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek.
  • BeautyEurasia bu yıl düzenlenecek VIP Yurt Dışı Alım Heyeti programı ile Rusya, Bulgaristan, Suudi Arabistan, Sırbistan, Hollanda, Kolombiya, Gana, Polonya, Moldova, Katar, Kazakistan, Hindistan, Ukrayna, Ekvador, Azerbaycan gibi ülkelerden önemli alıcıları ağırlayacak. 
  • Sektörünün uluslararası buluşma noktası olan BeautyEurasia, bu yıl ilk defa Ticaret Bakanlığı desteğini aldı. Bakanlık, fuar katılımcılarının tanıtım faaliyeti harcamalarına yüzde 50 oranında destek sağlayacak.

ITE Turkey bünyesinde yer alan Platform Uluslararası Fuarcılık tarafından organize edilen ve Avrasya Bölgesi’nin en büyük kozmetik fuarı olan 15. Uluslararası Kozmetik, Güzellik ve Kuaför Fuarı BeautyEurasia bu yıl 20-22 Haziran 2019 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde ziyaretçiler ile buluşacak.

Avrasya pazarına açılan en önemli kapılardan biri olan fuar, yerli yabancı sektör profesyonellerine yeni iş ve iş birliği fırsatları sunuyor. Fuar bu çerçevede bu yıl da düzenlenecek VIP Yurt Dışı Alım Heyeti programı ile Rusya, Bulgaristan, Suudi Arabistan, Sırbistan, Hollanda, Kolombiya, Gana, Polonya, Moldova, Katar, Kazakistan, Hindistan, Ukrayna, Ekvador, Azerbaycan gibi ülkelerden önemli alıcıları ağırlayacak. Bu yıl ilk defa ITE Connect Eşleştirme Programı (Matchmaking Sistemi) ile tüm katılımcılar, ziyaretçiler ve hosted buyer’lar ücretsiz olarak akıllı telefon ve internet uygulaması üzerinden hızlı ve etkili bir şekilde networking yaparak, doğru müşteri ve tedarikçilerle bağlantı kurarak ağlarını genişletme fırsatı yakalayacaklar. Ayrıca Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle Yurtdışı Alım Heyeti programı bu yıl da uygulanmaya devam edecek…

Uluslararası özelliği bulunan çeşitli sektörlerdeki nitelikli yurt içi fuarlara destek veren Ticaret Bakanlığı, bu yıl ilk defa güzellik ve kozmetik sektörünü desteği kapsamına aldı. Beauty Eurasia da bu yüzde 50 destekten yararlanacak olan ilk ve tek kozmetik ve güzellik fuarı oldu.

2019 yılında, 35 ülkeden 360 firmayı 11.000’nin üzerinde profesyonel ziyaretçiyle buluşturacak BeautyEurasia, Avrasya pazarına açılan en önemli kapılardan biri olarak katılımcılarına Türkiye ve Avrasya Bölgesi pazarlarına yönelik büyük ihracat potansiyeli vadediyor. Özellikle bu bölge ülkelerini kapsayan pazar hedeflerine sahip üretici ve ihracatçı firmaların fuarda yer alması, yeni ticari iş birlikleri için önem taşıyor. Bunun yanı sıra fuar, tüm dünyanın hedef pazarları arasında yer alan Afrika, Orta Doğu, Orta Asya ve Uzak Doğu ülkelerinden gelen çok sayıda kozmetik zinciri, toptancı ve perakendeciye de ev sahipliği yapacak. Ayrıca dünyanın dört bir yanından üretici ve tedarikçilerin ürün, hizmet ve teknolojilerini ziyaretçilere sunduğu BeautyEurasia 2019 yılında üç gün boyunca katılımcı ve profesyonel ziyaretçilerine eksiksiz bir fuar deneyimi yaşatacak.

Sektöre yön verecek etkinlikler BeautyEurasia’da

Sektöre yön veren kurum ve kuruluşların iş birliğinde düzenlenen etkinlik programıyla sektör profesyonelleri ve influencerlar; trendler, teknolojik gelişmeler, yasal mevzuatlar ve ihracatı artırmak gibi konu başlıklarını ele alarak yabancı yatırımcılar, yerel üreticiler, satın almacılar ve karar vericiler için yol haritası oluşturacaklar.

Konferans oturumlarının yanı sıra katılımcı firmaların yeni ürün ve teknoloji sunumları ile sıradışı saç şovları ziyaretçilerin ilgi odağı olacak.

BeuatyEurasia’nın 2019 yılı hedefleri hakkında bilgiler paylaşan Fuar Direktörü Filiz Mehmedova: ‘ITE Turkey olarak Türkiye ve Avrasya Bölgesi’ndeki engin tecrübe ve uzmanlığımızı, grubumuzun mevcut güçlü küresel ağı ile birleştirerek sektörün gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu yıl Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle BeautyEurasia sektörde yer alan farklı paydaşları bir araya getiriyor ve yüzlerce katılımcı ve ziyaretçinin endüstride yer alan gelişmelerden haberdar olmasını sağlıyoruz. 20-22 Haziran 2019 tarihlerinde gerçekleştireceğimiz fuar ile geçtiğimiz yıl 10 bini geçkin ağırladığımız ziyaretçi sayısını arttırarak sektöre daha fazla katkı sunmayı hedefliyoruz. Ayrıca 2 senedir başarıyla yürüttüğümüz VIP Alım Heyeti Programı’na bu yılda yer vereceğiz.’

‘VIP Yurt Dışı Alım Heyeti’ programı ile uluslararası alandan çok sayıda profesyonel alıcıya imkân tanıdıklarını vurgulayan Mehmedova, ‘Profesyonel ziyaretçiler; üreticiler, tedarikçiler ve çok sayıda uluslararası üst düzey alıcı ile bir araya gelerek yeni tedarik sağlama, iş geliştirme ve ortaklık kurma imkânı buluyorlar’dedi.  

Sektörün önemli markaları BeautyEurasia’da yerini alacak…

BeautyEurasia fuarına katılan firmalardan biri olan MG International Fragrance Company Genel Müdür Yardımcısı Bülent KoncaHer yıl sektörümüz ile ilgili yaklaşık 15 fuar ve sempozyumda yer alıyoruz. Hem sektörümüz hem sektörümüzün paydaşlarına ve son kullanıcılara farklı iletişim kanalları ile ulaşarak, markamız ve faaliyet alanımız hakkında güncel bilgiler sunuyoruz ve koku ile ilgili farkındalığı arttırıyoruz. İstanbul’da gerçekleştirilen BeautyEurasia fuarı da kendi ülkemizde gerçekleştirilen önemli bir fuar olduğu için tüm ziyaretçilerimizi ev sahibi olarak karşılamamıza ve birçok esans tedariki gerçekleştirdiğimiz firmayla üç günlük efektif bir süreç içerisinde bir araya gelmemize olanak sağlıyor’ diye konuştu.

ITE Turkey Hakkında

ITE Turkey, 20 ülkede 32 ofisi, 1.000’i aşkın deneyimli personeliyle dünya çapında yılda 150’den fazla fuar ve konferans düzenleyen, uluslararası fuarcılık şirketi ITE Group’un Türkiye ofisidir. Türkiye’nin lider sektörlerinde lider fuarlar düzenleyen ITE Turkey, YEM Fuarcılık, EUF – E Uluslararası Fuar Tanıtım Hizmetleri ve Platform Uluslararası Fuarcılık şirketlerinden oluşmaktadır.

Yapı, turizm, kozmetik, gıda, raylı sistemler ve lojistik sektörlerinde Türkiye’nin lider fuarlarını düzenleyen ITE Turkey gücünü, Türkiye ve bölgedeki deneyiminin yanı sıra grup şirketleri arasında yer aldığı ITE Group’un küresel ağından alıyor. ITE Turkey, fuarcılık sektöründeki güçlü küresel ağını içinde yer aldığı her bir sektöre aktararak, düzenlediği fuarlarda yeni iş, iş birliği ve satın alma fırsatları yaratıyor, bu sektörlerin gelişmesine katkıda bulunuyor.
www.ite-turkey.com

Platform Uluslararası Fuarcılık ve ITE Turkey Hakkında

Uluslararası Kozmetik, Güzellik ve Kuaför Fuarı – BeautyEurasia, 2013 yılından itibaren ITE Turkey bünyesinde yer alan Platform Uluslararası Fuarcılık tarafından düzenlemektedir. Avrasya Bölgesi’ndeki en büyük kozmetik fuarı olan BeautyEurasia, her geçen yıl artan katılımcı ve ziyaretçi sayısıyla bölge sektörünün büyümesine doğrudan katkı sağlamaktadır.  

Detaylı bilgi için: Bersay İletişim Danışmanlığı
Ayben Cumalı / +90 554 844 68 05 / [email protected]
Erdi Gürel     / +90 535 508 23 65 / [email protected]

Ankara’da Sarışınlık Sanatı ve Makyaj Önerileri ile Dolu Dolu bir Artistik Renklendirme Eğitimi!

1
Artistik Renklendirme Master Class

Kuaförlerimizin yoğun ilgiyle takip ettikleri L’Oréal Professionnel Artistik Renklendirme Master Class Eğitimi 18 Haziran 2019’da Ankara Limak Otel’ de gerçekleşecek.

L’Oréal Professionnel 2019 Elçi Kuaförü Cem Gümüş, Rusya, Belarus ve Güney Amerika’dan sonra artistik renklendirme eğitimini Türkiye’deki meslektaşlarına vermeye devam ediyor.

Tam gün sürecek bu artistik renklendirme eğitiminde Cem Gümüş; renklendirme tekniklerini, Fransız baleyajının inceliklerini ve kişiye özel renklendirme tekniklerini Türk meslektaşları ile uygulamalı olarak paylaşacak.

Türkiye’nin önde gelen saç ve makyaj artistlerinden Alp Kavasoğlu bütünsel görünümü sağlamak için makyaj önerileri, genel görünüm tavsiyeleri ve sosyal medyada etkileşimi artırmaya yönelik ipuçlarını katılımcılarla paylaşacak.

Kişiye özel artistik renklendirme trendleri, artistik renklendirme ile çok boyutlu ve doğal bir görünüm yaratma teknikleri, Fransız baleyajının incelikleri, artistik renklendirmeye uygun makyaj teknikleri, trendlere uygun bütünsel görünüm, sosyal medya, makyaj ve sarışınlık sanatına dair her şey bu eğitimde sizleri bekliyor !

Daha önce gerçekleşen Artistik Renklendirme eğitimlerini incelemek veya 18 Haziran’da gerçekleşecek eğitimi takip etmek için @lorealakademi hesabını takip edebilirsiniz.

Katılım ile ilgili 0533 958 79 63 numaralı telefondan bilgi alabilirsiniz.

 

Güney Afrika’dan avangart tasarımlar

0
Güney Afrika avangart tasarımlar

Güney Afrika’nın turistik yerlerinden Gauteng bölgesinde bulunan Intercoiffure’ün yeni koleksiyonu ‘Next Level’

Koleksiyonun her bir tasarımı Intercoiffure’ün farklı saç tasarımcıları tarafından oluşturuldu. Anita Baatjies, Eugene Venter, Kenny Orchison, Shawn Odendaal, ve Stoffel Van Wyk’in oluşturduğu avangart saç modellerini inceleyebilirsiniz.

Güney Afrika'dan avangart tasarımlar Güney Afrika'dan avangart tasarımlar Güney Afrika'dan avangart tasarımlar Güney Afrika'dan avangart tasarımlar Güney Afrika'dan avangart tasarımlar Güney Afrika'dan avangart tasarımlar Güney Afrika'dan avangart tasarımlar

Saç: Anita Baatjies, Eugene Venter, Kenny Orchison, Shawn Odendaal,Stoffel
Van Wyk
Fotoğraf: Coert Wiechers
Makyaj: Ryno Mulder
Styling: Chloe Smitt

Korku İmparatoru Kim?

0
Korku imparatoru kim?

Yıldırma (Mobbing)

İngilizce “yıldırma” (Mobbing) kavramı, “mob” kökünden gelmektedir. “Mob” sözcüğü, İngilizce’de yasal olmayan biçimde şiddet uygulayan kalabalık veya “çete” anlamındadır. Bir eylem biçimi olarak mobbing sözcüğü ise, psikolojik şiddet, kuşatma, topluca saldırma, rahatsız etme veya sıkıntı verme anlamına gelmektedir.

Tarihçe..

Yıldırma kavramı, ilk kez 1984’de İsveç’de “İş Hayatında Güvenlik ve Sağlık” konulu bir raporun kapsamında Heinz Leymann tarafından ortaya atılmış, 1993’te İsveç’te çıkarılan ‘İşyerinde Kişilerin Mağdur Edilmesi’ adlı kanunla da ilk kez yasal bir nitelik kazanmıştır.

Türkçe’de işyerinde uygulanan “zorbalık, duygusal taciz ya da yıldırma” sözcükleriyle adlandırılan “mobbing”, özellikle hiyerarşik yapılanmış gruplarda ve kontrolün zayıf olduğu örgütlerde, gücü elinde bulunduran kişinin ya da grubun, diğerlerine ruhsal yollar kullanılarak, uzun süreli sistemli baskı uygulaması, duygusal saldırı ve yıpratma yaratması olarak tanımlanmaktadır. Haksız yere suçlama, dedikodu yoluyla saygınlığını zedeleme, küçük düşürme ve doğrudan veya dolaylı şiddet uygulayarak, bir kişiyi işi bırakmaya zorlama amaçlı kötü niyetli bir girişimler olarak tanımlanmaktadır. “Yıldırma” son yıllarda sosyoloji ve hukuk başta olmak üzere bir çok disiplinin üzerine çalıştığı bir konu haline gelmiştir

Dünyada giderek artan bir ilgiyle araştırılan yıldırma kavramı ülkemizde henüz yeterince tanınan bir olgu değildir.

“Yıldırma” nın nedenleri

“Yıldırma”yı salt bireysel bir sorun yada işyerinde kişilere odaklı ya da sınırlı bir sorun olarak ele almak doğru değildir. 1970’lerden sonra yaşanan ekonomik değişimin, işyerlerindeki çalışma ortamının niteliğinde yarattığı değişikliklerin, özellikle kapitalist kar anlayışının ve rekabetin, post-fordist olarak tanımlanan esnek üretim biçimlerinin yarattığı güvencesiz istihdam biçiminin ve kapitalist rekabetin geliştirdiği, perçinlediği bir durum olarak görmek gereklidir. Bu ekonomik ve politik zeminde yaşanan krizler, yarattığı işsizlik, aşırı çalışma, çalışanlar üzerinde yıldırma davranışlarının ve baskının artmasına zemin hazırlamaktadır. Çalışmalar yüksek işsizlik oranlarının ve çalışanların değersiz görülmesinin “yıldırma”nın artmasına neden olduğunu göstermektedir. Özetle son yirmi yıla damgasını vuran ve başta sağlık olmak üzere tüm sektörlerde yaşama geçirilen neo-liberal politikaların doğal bir sonucu olarak “yıldırma” ortaya çıkmakta ve artmaktadır.

“Yıldırma”nın en fazla, aşırı iş yükünden kaynaklanan doyumsuzluk, çalışma ortamının demokratik olmayan niteliği, var olan liderlik biçimi, özellikle çoğul roller ile ortaya çıkan rol belirsizliği ve rol çatışması ile bağlantılı olduğuna dikkat çekilmiştir. Bu anlamda kapitalist kültürün egemen kıldığı toplumsal değerlerin “yıldırma”yı tetiklediğini ve giderek artan oranda fiziksel ve duygusal tahribat yarattığını öne sürmek abartı sayılmaz. Böyle bakıldığında “yıldırma”nın sınıfsal bir karakteri olduğu, ırksal, sınıfsal ve cinsiyete dayalı eşitsizlikleri içeren bir süreç olduğu görülmelidir.

Dünya Sağlık Örgütü de “yıldırma”nın ortaya çıkmasını kolaylaştıran iş ortamlarının özelliklerini tanımlamıştır. Özellikle rol tanımlarının iyi yapılmadığı, işbirliği ve dayanışmanın kurulamadığı ortamların yatkınlık yarattığı ifade edilmektedir. Özellikle ortaya çıkan sorun ve çatışmaların uygun problem çözme beceriyle çözülmemesi, aksine gizlenmesi bunu artıran etkenler olarak görülmektedir. Bu yapı neo-liberal politikaların biçimlediği iş ortamının bir ürünü olarak görülmelidir.

Yaygınlığı

Bu alandaki sınırlı veriler hem AB’de hem de Avrupa’da “yıldırma”nın sıra dışı bir durum olmadığını göstermiştir. ABD’de yaklaşık 6 çalışandan birinin (%16.8) işyerinde yıldırma mağduru olduğu, bu sayının %11 olduğu aktarılmaktadır. ABD’de kamu çalışanlarını kapsayan bir araştırmada, kadın çalışanların % 42’sinin, erkek çalışanların ise % 15’inin son iki yılda işyerinde duygusal tacize ve zorbalığa maruz kaldığı, İsveç’te ise intiharların % 15’inin “yıldırma” kaynaklı olduğu belirtilmektedir..

Bazı meslek gruplarında “yıldırma” daha sık görülmektedir. Tayvan’da sağlık çalışanlarında yapılan bir çalışmada “yıldırma” yaygınlığı son bir yıl için %50.9 bulunmuş, sözel ve fiziksel şiddetten daha yüksek oranda görüldüğü belirtilmiştir. Bosna’da yine sağlık çalışanlarında yapılan bir çalışmada bireylerin %76 oranında “yıldırma” davranışlarına maruz kaldıkları bildirilirken, %26’sında bunun ısrarlı ve yineleyici olduğu saptanmıştır. Ayrıca bu durumun ruhsal bozukluk gelişimi ile ilişkili olduğu da belirtilmiştir. Yine ülkemizde hemşirelerde yapılan bir çalışmada son bir yıl içinde “yıldırma” davranışına maruz kalma oranı %86.5 olduğu belirtilmiştir.

Korku İmparatoru Kim? Kimler yıldırma yapar?

Bu kişilerin antipatik özellikler taşıdığı, aşırı denetleyici, korkak ve sinirli, daima güçlü olma isteği içinde olan, kötü niyetli ve hileli eylemlere başvurmaktan çekinmeyen kişiler olduğu belirtilmektedir. Aşırı özsever bir kişiliğe sahip oldukları, toplumsal ilişkileri zayıf, korktuğu kişileri denetim altında tutmak için güç kullanan, kendini diğer insanlardan sürekli üstün gören bir tutum ve davranış sergiledikleri belirtilmektedir. Tehdit altında iken yalnızca kendilerini düşündükleri, kendi kurallarını işyerinin kurallar haline getirmeye çalıştıkları, bunun için baskı ve şiddet uygulayabildikleri, bu amaçla sürekli bir disiplin kurmaya çalıştıkları, korku yaratarak egemenlik kurdukları aktarılmaktadır. Aynı zamanda ön yargılı, duygusal tepkiler sergileyen, bireyin sahip olduğu etnik dinsel vs. özelliklerini yıldırma için gerekçe sayan bir tutum sergiledikleri ifade edilmektedir.

Kimler maruz kalır?

Yapılan araştırmalar mağdur olanların da sıklıkla zeki, yetenekli, yaratıcı özellikler gösteren, farklı görüşlere alternatif yaklaşımlar geliştirebilen, başarılı ve başarıyı amaçlayan, dürüst, güvenilir, işyerinde politik davranmayan, destekleyici iletişim tarzını kullanan kişiler olduğunu göstermektedir. İşlerini benimseyerek yapan, Meslek etiği ilke ve kurallarına uyan kişilerdir.

Sıklıkla çalışanların yöneticilerden daha fazla yıldırmaya maruz kaldıkları görülmektedir. Yaşlı olanlar gençlere göre daha fazla yıldırma kurbanı olmaktadırlar.

Neler yapılabilir?

Sıklıkla “yıldırma” kurbanlarına, yeni bir iş araması, yardım alması, kendini yalıtmaması, özgüvenini geliştirmesi, olasılıkları hatırlaması, yaraları sarmaya çalışması, yasal işlem yapması önerilmektedir.

“Yıldırma”nın ruhsal bütünlüğe yönelik bir saldırı olduğu düşünülürse buna uygun başa çıkma beceriler geliştirmenin büyük önem taşıdığını vurgulamamız gerekir. Sorunu arkadaşlarla paylaşmaktan profesyonel yardım aramaya varan bir yelpazede yardım almak gerekebilir. Bu çabalar sorunun kalıcılaşmasını önleme yanında bireyin başa çıkmasını, örselenmeden kurtulmasını sağlayabilir …

“Yıldırma” mağduruna işyerinde taciz uygulayan kişiye itiraz etmek, işyerinde zorbaca davranışlara, tacize uğradığını tanıklarla saptamak, verilen talimatları yazılı olarak belgelemek, maruz kalınan tacizi belgeli olarak yetkililere ya da üst yöneticilere iletmek, gereğinde arkadaşlarla paylaşmak ve profesyonel yardım almak önerilen durumlardır.

Öncelikle işyerinde yaşanan olayın adını koymak ve bununla yüzleşmek önerilmektedir.

  1. Çalışma ortamının düzenlenmesi, ast üstü ilişkisinin bir ezen ezilen ilişkisine dönüştürülmemesi, ekip çalışmasının ana çalışma yaklaşımı olmasını sağlanması gereklidir.
  2. Demokratik ve dayanışmayı temel alan bir iş bölümü yapılmalıdır. Roller belirginleşmeli, sınırlar belirginleştirilmeli ve role uygun kişiler yetkilendirilmelidir.
  3. Bireylerin rahatlamasını, kendini yargılanmadan özgürce ifade etmesini sağlayan, duygusal ifadeye izin veren bir ortam yaratılmalıdır.
  4. Aşırı çalışmaya son verilmelidir.
  5. Güvenli, zarar verici uyaranlardan arınmış, sağlıklı bir fiziksel ortam yaratılmalıdır.
  6. Çalışanların özlük hakları sağlanmalıdır.
  7. “Yıldırma”yı önleyici etik kurallar geliştirilmelidir.
  8. Çalışanların iletişim becerileri geliştirilmelidir. Problem çözme becerileri kazandırılmalıdır.
  9. İşyeri sağlık birimleri aracılığıyla koruyucu ruh sağlığı uygulamaları (bilgilendirme, eğitimi, danışma) yapılmalıdır
  10. “Yıldırma” ile ilgili hukuksal girişimler engellenmemeli, adaletin tecelli edilmesi sağlanmalıdır.

Kaynak: http://www.psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/15/yildirma-mobbing

Kromatik Renkler

0
kromatik renkler

Ivan Rodriguez’in yeni koleksiyonu ‘Chromatic Universe’ renklere olan aşkı yansıtıyor.

Rodriguez koleksiyonunu şu sözlerle ifade ediyor: “Renksiz bir evren hayal edemiyorum. Benim için, renk tartışmasız görsel iletişim inşasında gerekli olan en önemli kaynaklardan biridir. Görsel duyu heyecan verici ve üretici bir unsurdur.Bir kuaför ve renklendirme uzmanı olarak, her saç stiline, benzersiz bir şeye ve imza stiline neden olan, ayırt edici özellikleri kapsayan bir kimlik atama arzusunu her zaman hissediyorum.”

Debbie G’nin son koleksiyonu Gravity

0
gravity debbie g

Debbie G’nin son koleksiyonu Gravity derinlik ve gücü araştırıyor.

Tasarımlar dokudaki varyasyonların bir karışımı ile hem kaprisli hem de belirgin bir görünümlere sahip. Debbie, kişiye özgün görünümler yarattığını ve tasarımların katmanlı renklendirme teknikleriyle büyük iltifatlar aldığını belirtiyor. Fotoğraflardaki gücün anahtarı, modellerin masumiyeti ve güçlerinin kombinasyonundan oluşuyor. Böylece her bir görünümde de bir derinlik yaratılmış oluyor.

Debbie G'nin son koleksiyonu Gravity Debbie G'nin son koleksiyonu Gravity Debbie G'nin son koleksiyonu Gravity Debbie G'nin son koleksiyonu Gravity Debbie G'nin son koleksiyonu Gravity Debbie G'nin son koleksiyonu Gravity

Saç: Debbie G
Renklendirme: Billi Currie Team
Fotoğraf: Kayt Webster-Brown
Makyaj: Faye Marie
Görsel: FPA

Stil ölümsüzdür

0
Stil ölümsüzdür

Şık görünümler

Anthony Cole ve Galini Hristov’nın liderliğinde Wella Professionals ve Sebastian Professional ürünleri ile tasarlanan koleksiyonda modern ve şık görünümler dikkat çekiyor. Stil ölümsüzdür mottosundan yola çıkılarak oluşturulan koleksiyonda gökkuşağından ilham alan saç modelleri öne çıkıyor.

Saç: Kamree Markley, Angie Hinojosa, Anthony Cole & Galini Hristov

Fotoğraf: David Arnal

Makyaj: Elizabeth Chervinko

Beyaz isyan

0

Zıt vurgular

Belli bir yaştaki kadınlar, iç güçlerini ve kararlı kişiliklerini ifade eden Mark Mountney’in ‘Rebellion’ koleksiyonunda beyazı tercih ediyorlar. Koleksiyon, karakter ve cazibeye zıt vurgular ekliyor.

Beyaz isyan Beyaz isyan Beyaz isyan Beyaz isyan Beyaz isyan Beyaz isyan Beyaz isyan Beyaz isyan

Saç: Mark Mountney at Zoology, Wanstead, London
Makyaj: Lauren Mathis
Styling: Clare Frith
Fotoğraf: Eddie MacDonald

Ayın aydınlatılmış yüzü

0
ayın aydınlatışmış yüzü

Ayın aydınlatılmış yüzünde bir yerde…

İllüzyonlar ve hayaller mesafeyi şekillendiriyor gibi görünüyor. Eric Maurice aydan ve  evrenimizin yer çekimi kuvvetinden aldığı ilhamla hem grafik hem de büyüleyici saç kesimleri ve cesur tonlarla yarattığı ‘Mare Nectaris’ koleksiyonunu sunuyor.

Ayın aydınlatılmış yüzüAyın aydınlatılmış yüzü Ayın aydınlatılmış yüzü Ayın aydınlatılmış yüzü Ayın aydınlatılmış yüzü Ayın aydınlatılmış yüzü Ayın aydınlatılmış yüzü Ayın aydınlatılmış yüzü

Saç: Eric Maurice
Sanat direktörü: Mydentity France
Makyaj: Orlando Martin
Fotoğraf: Latil Pascal
Styling: Ludovic Winterstan Paris
Styling Asistanı: Lucas Dupont
Saç takımı: Eric Maurice – Elisa Belmonte – Romain Maurice – Irene Aguilera – Vishal Baharani – Fermín Díaz

 

Odalara bir ışık…

2
Odalara bir ışık…

Meslek odaları uzun zamandır destekten yoksundu.

Tahsil edilemeyen üye aidatları, geçmişten kalan borç yükleri ve geçmişin hesapsız harcamalarıyla boğuşan meslek odaları için alternatif kaynaklar bulmak her zaman değerli olmuştur.

Kaynakları arttırmanın yollarından bir tanesi meslek odası bünyesinde düzenlen sınavlar ve verilen sertifikalar olurken bir diğeri de farklı markaların destekleri olabiliyor.

Hatırlarım… İstanbul Kuaförler Odası’nda Silkty diye bir marka vardı. Destek olurdu, yarışmalar düzenlerdi. Sonra bir ara İtalya’dan Vitamitys markası destek oldu. Odanın içinde ürünler bile sergilendi. Sonrası malum… Devamı gelmedi. Saman alevi gibiydi.

Geçenlerde İstanbul Kuaförler Odası’nın açılışına davetliydim. Güzel bir açılıştı. İlgi alaka, katılım sayısı ve katılımcı profili, ikramlar derken konumuzla ilgili olarak sponsor logoları dikkatimi çekti: Wella İstanbul Kuaförler Odası’na sponsor olmuştu.

Sevindirici haber buydu. Wella gibi global bir markanın bir meslek odasını desteklemesi neredeyse ilklerden biri olması nedeniyle dikkat ve ilgi çekiciydi. Global markaların stratejik olarak hareket ettikleri ve uzun vadeli planlar yaptıkları göz önünde bulundurulduğunda bu sponsorluğun kısa süreli bir heves olmayacağı ve içinin boş olmayacağı aşikar.

Çünkü Türkiye’nin en büyük kuaförlük meslek odasıyla başlayan bu çalışma aslında çok daha büyük anlamlar taşıyor ve ışık veriyor ki şöyle sıralayabiliriz:

Ben global bir marka olarak yerelde de etkin olurum.

Yaptığım işler sürdürülebilir işlerdir.

Başladığımı yarım bırakmam.

Meslek örgütlerine önem verir ve desteklerim. Üyelerinin ve üyelerin bağlı olduğu örgütün gelişimine katkı sağlarım.

Tabii ki katkının boyutu hakkında tam bilgi sahibi olmasak da böyle bir sponsorluğun azımsanamayacak bir boyutu olmayacağını hepimiz biliyoruz.

Odalara bir ışık…

Umarım büyüyerek ve Türkiye’deki diğer odalara da yansıyarak devam edecektir ki Türkiye’de Berberler ve Kuaförler Federasyonuna bağlı 122 oda içerisinde İstanbul dışında Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Gaziantep, İzmir, Kocaeli ve Samsun’da da üyeleri sadece kadın kuaförleri olan başkaca 8 tane daha meslek örgütü yer alıyor.

Gönül ister ki başta web sitesi sürekli saldırıya uğrayan Berberler ve Kuaförler Federasyonu olmak üzere tüm odalara yansıyan bir destek olsun ve İstanbul Kuaförler Odası ile başlayan bu anlamlı sponsorluk diğer odalara da devam ediyor olsun.

Her ne kadar sponsorlukların çapı zaman zaman büyütülüyor olsa da geçenlerde bir konuşmadan duyduğum kadarıyla yıllık 100.000 USD tutarlı bu sponsorluk girişimi diğer odalara da yayılır ve Wella’nın yaptığı bu anlamlı destek diğer odalara da yayılarak artar.

Kuaförlük dünyanın en güzel mesleği sloganıyla sektöre yapılacak bu tür direkt desteklerden ve örnek işbirliğinden dolayı hem Wella ailesini hem de İstanbul Kuaförler Odası’nı kutluyoruz.

Erkan Güzel Estetica Dergisi Genel Yayın Yönetmeni