Siz bir kuaförden daha fazlasısınız
Bir kuaför olarak kendinizi birdenbire bambaşka bir rolde görüyor musunuz? Kesim, renklendirme ve şekillendirme konusunda uzmanlaşmaktan bahsetmiyoruz. Misafiriniz salondan içeri giriyor. Onu karşılarken resepsiyonist gibi hissettiğiniz oluyor mu? Ya da bir barista? Misafirinizin kahvesini kaç şekerli içtiğini aklınızda tutmanız gerek, günden güne ruh hali değişen müşterilerinize karşı empati kurmak için çaba harcamalısınız. O gün kendisini nasıl hissediyorsa ona göre servis vermelisiniz. Zaman zaman onların psikoloğu oluyorsunuz. Hepimiz biliyoruz ki kendini iyi hissetmeyen kadın kendisini kuaförde buluyor. Dinlemesini bilen bir kuaförseniz salonda misafirleriniz dostunuz oluyor. Kuaför ile misafiri arasındaki bağ, dostluk çok sağlam oluyor. Çünkü kadınlar saçları yapılınca kendilerini daha güzel, daha özel hissediyorlar. Depresyonda olan biri var karşınızda, doktorlar ilaç veriyor fakat bir kadının etrafında onu mutlu edecek farklı şeyler varsa, saçı ile barışıksa bu da ilaçların verdiği etkiyi verebiliyor.
Salonda yerlere saçlar dökülüyor, sürekli bir süpürme hali… Birden temizlik görevlisi kimliğinize bürünüyorsunuz.
Misafirlerinizin saç tipine göre ürün öneriyorsunuz, bıraktınız temizlik görevlisi şapkanızı satış yapan birine büründünüz.
Salonda bir misafirinizin saçını yaptınız, yaptığınız işi takipçilerinizin görmesini istiyorsunuz, potansiyel müşteri yakalamak istiyorsunuz. Sonra birden alıyorsunuz fotoğraf makinesini yaptığınız saçı çekmeye başlıyorsunuz. Sosyal medya uzmanı kimliğinizle başlıyorsunuz fotoğrafın altına içerik yazmaya. İşiniz zor mu? Evet ama belirtmek isteriz ki kutsal bir iş yapıyorsunuz. Çünkü kuaförlük dünyanın en güzel mesleği…
