İlişkilerin Dağılmasının En Yaygın Nedenleri

Yatak odası alışkanlıklarınız, tartışma şekliniz ve iletişim kurma sıklığınız, hatta günlük sohbetlerinizi yürütme şekliniz bile ilişkinizin uzun ömürlülüğüne ışık tutabilir. İşte, İlişkilerin dağılmasının en yaygın nedenleri…

Çiftlerin düşünmek isteyeceği son şey ayrılık olsa da, bazı ilişkilerde ayrılık kaçınılmazdır. Amerikan Psikoloji Derneği’nin son verilerine göre, evliliklerin yüzde 50’si boşanmayla sonuçlanıyor. Ama ilişkinizin devam edip etmeyeceğini nasıl anlarsınız? Yatak odası alışkanlıklarınız, tartışma şekliniz ve iletişim kurma sıklığınız, hatta günlük sohbetlerinizi yürütme şekliniz bile ilişkinizin uzun ömürlülüğüne ışık tutabilir. İşte, İlişkilerin dağılmasının en yaygın nedenleri:

Tartışmalar sırasında geri çekilmek

Psikoloji profesörü olan Keith Sanford, 2015 araştırmasında, tartışmalar sırasında sık sık geri çekildiklerini itiraf eden partnerlerin genel olarak ilişkide daha mutsuz ve kayıtsız olduklarını bildirdi.

Pek çok konuda hemfikir olmamak

İlişkilerin Dağılmasının En Yaygın Nedenleri

Evet, aşk birçok şeyin üstesinden gelebilir, ancak altından kalmayacağı şey pek çok konuda aynı görüşe sahip olmamaktır. Siz ve partnerinizin nerede yaşayacağınız, ne zaman çocuk sahibi olacağınız ya da nasıl para biriktirip harcayacağınız gibi temel kararlar konusunda net ve hemfikir olmanız gerekir, aksi takdirde ilişki yürümez.

Partnerinizden gerçekçi olmayan standartlar beklemek

Partneriniz muhtemelen elinden gelenin en iyisini yapıyordur, ancak herhangi bir insan gibi bazen hata da yapabilir. Destekleyici bir eş bu yanlışlıkları bir yetişkin gibi ele alırken, desteğini esirgeyen biri partnerinden yüzde 100 mükemmellik bekler, bu da her iki tara için hayal kırıklığına yol açar

Yalnız kalmaktan korkmak

İlişkilerin Dağılmasının En Yaygın Nedenleri

Yalnız kalmaktan korkmak ve böylelikle ne kadar sağlıksız olursa olsun herhangi bir ilişkiyi kabul etmeye istekli olmak, ilişkilerin yürümesini engelleyen diğer bir yaygın modeldir.

Pek çok insan çatışmalardan kaçınır ve ilişkisindeki sorunların sırf yalnız kalma korkusundan kaynaklandığını inkar eder. Ancak, bu strateji geri teper, çünkü tüm çatışmalar eninde sonunda çirkin yüzlerini ortaya çıkarır ve o zaman da çözüm için genellikle çok geç olur.

Duygularınızı iletmek için vücut diline başvurmak

Kız ya da arkadaşınızla bir tartışma sırasında gözlerinizi deviriyor musunuz? Bir ilişkinin başlangıcında, çiftler duyguları konusunda dürüst ve açık olma eğilimindedir. Ancak işler ilerledikçe, ilişkilerini, diğerlerinin vücut dillerini okuyabildiğini ve akıllarında ne olduğunu bildiğini varsayarak mahveder.

Bir zamanlar konuşarak aşılan engeller zaman ilerledikçe göz devirme, sessizlik ya da asabi bir enerji ile aşılamaz hale gelir. Samanla ilişkide rahatlar, tembelleşir, hatta bazen endişeleniriz ve birbirimizle düşünceli bir şekilde iletişim kurmayı bırakırız.

İlişkinizi başkalarınınkiyle kıyaslamak

Kendi ilişkinizde kötü giden şeyler olduğunda, başkalarınınki de gözünüze o denli iyi görünür ama kıyaslama, sadece size sadece daha kötü hissettirmekten ve ilişkinizi sabote etmekten başka bir işe yaramaz.

Kıyas, sevinç hırsızıdır. Başkasınınkine imrenmek yerine kendi ilişkinize odaklanın. Hiçbir ilişki Instagram’da göründüğü kadar kusursuz değildir.

Ödün vermeyi reddetmek

Uzlaşmak sadece eşinizin arada bir hangi tv programını ya da filmi izleyeceğinizi seçmesine izin vermekle ilgili değildir. Sağlıklı, kararlı bir ilişkide ödün vermek, birbirinizi tam anlamıyla olduğunuz gibi kabul etmek için bilinçli bir seçim yapmaktır.

Partnerinizi küçümsemek

Partneri küçümsemek, araştırmalara göre dört temel boşanma nedeninden biri arasında yer alıyor. Partnerinizi küçük görmek bir ilişki için ölüm öpücüğüdür.. 

Öfkenizi birbirinizden çıkarmak

2014 tarihli bir araştırmada araştırmacılar, en çok sevdiğiniz kişilerin aynı zamanda öfkenizi çıkarmanızın en muhtemel insanlar olduğunu belirledi,. Bunun nedeni ise onlarla herkesten daha fazla etkileşime girmeniz. Saldırganlık bireylere ve ilişkilere zarar verir. Sevdiğiniz insanları ne kadar çok incitirseniz, onları uzaklaştırma riskiniz o kadar artar.

Geçmişe tutunmak

Geçmişinizle meşgulken şimdiye odaklanmak zordur. Mevcut ilişkinizin sürmesini istiyorsanız, geçmişi geçmişte bırakın ve sizi geride tutan şeyleri bırakın.

Güven sorunları

İlişkilerin Dağılmasının En Yaygın Nedenleri

Biriyle karşılıklı güven inşa etmek kolay değildir (özellikle geçmişte ihanete uğradıysanız), ancak hayatınızın geri kalanını birlikte geçirmeyi düşündüğünüz kişiye güvenmelisiniz. Güvensizlik temelinde bir ortaklık kurarsanız, hem fiziksel hem de duygusal yakınlıktan yoksun kalırsınız. Ayrıca, sonunda partnerinizin bıkıp sizden uzaklaşmasını neredeyse garanti etmiş olursunuz.

Partnerlerden birinin alkolü sevip diğerinin sevmemesi

Hayatınızda alkol önemli bir sosyalleşme ya da rahatlama aracı ise partnerinizin de içkiden hoşlandığından emin olmalısınız. Buffalo Üniversitesi’nden 2013 yılında yapılan bir araştırma, farklı alkol alışkanlıklarına sahip evli çiftlerin yaklaşık yüzde 50’sinin 10 yılı bulmadan boşandıklarını ortaya koydu. Öte yandan, benzer içme alışkanlıklarına sahip olan partnerler sadece yüzde 30 civarında bir boşanma oranına sahip..

İlişkinizin sırlarla dolu olması

Sırlar, özellikle uzun süreli bir ilişkide toksiktir. “‘Sana karşı açık ve dürüst olsaydım bununla başa çıkamazdın, bu yüzden yalan söylemek zorunda kaldım’ gibi şeyler duymak olağandır. Ancak, partnerinizin yüzünüze karşı yalan söylediğini ve ardından sizi kendi olumsuz davranışlarından sorumlu tuttuğunu fark ederseniz, işler daha da kızışmadan sorunu doğrudan ele almanın zamanı gelmiş demektir.

Daima Haklı Çıkmaya Çalışmak

Her çift kavga eder, ancak sağlıklı olanlar, her iki tarafın da özür dilemesiyle sona erer. Kırılma noktasına ulaşan bir ilişkide ise partnerlerden birinin herhangi suçu kabul etmeyi reddettiğini, kendisini tamamen kurban olarak resmettiğini fark edebilirsiniz. 

Empati eksikliği

Sağlıklı ve mutlu bir ilişki, her iki tarafın da nasıl hissettiği etrafında dönmelidir. Çatışma zamanlarında kendi ihtiyaçlarımıza odaklanır, karşımızdakinin ihtiyaçlarını da göz önünde tutmaya çalışırız. Dengesiz ilişkilerdepartnerler, diğer kişinin nasıl hissettiğine çok az önem verir ya da hiç umursamadan, kendilerini kavga ederken bulurlar.

İlişkide saygı yoksunluğu

İlişkide saygı eksikliği olduğunda çiftler birbirini asla anlamaz. Biri diğerinin yaşam seçimlerine bariz bir saygısızlık gösterdiğinde, partnerlerinden hiçbiri duyguları bir yana dursun günün nasıl geçtiğini bile konuşmak istemez. 

Büyük travmatik olaylar

Bir ebeveynin ölümü veya ani bir işten ayrılma gibi büyük ve beklenmedik bir olay, ilişkinin temelini sarsabilir. Bu tür bir kayıpta hayatta nasıl ilerlediğimiz, ne yöne gittiğimiz konusunda ortak bir vizyona sahip olmak güçleşir, bu da uzlaşılmaz farklılıklara yol açar. 

Bencil olmak

İlişkiler tamamen vermek ve almakla ilgili. Verdiğinizden daha fazlasını alırsanız denge bozulur. Bu durumda partneriniz dengeyi muhtemelen başka yerlerde ve insanlarda arayacaktır. 

Cinsel uyumsuzluk

İlişkilerin Dağılmasının En Yaygın Nedenleri

Bazen ilişkiler yatak odasındaki sorunlar nedeniyle parçalanır. Psikologlar cinsel sorunlar ve libido kaybının başarısız ilişkilerde sıkça belirtilen sorunlar olduğunu belirtiyor.

Minnettarlığı ifade etmemek

Sevgiliniz sizin için güzel bir yemek yaptığında ya da evinizdeki halledilmesi gereken bir soruna  çözüm bulduğunda minnettarlığınızı ifade etmeyi unutmayın . Aksi takdirde, partneriniz çabalarının fark edilmediğini ya da sizin zamanınızın onunkinden daha değerli olduğunu düşündüğünüzü hissedecektir. Minnettarlık ifade edilmediğinde, duygusal ve bazen de fiziksel sağlık tehlikeye girer.

Partnerinizi değiştirmeye çalışmak

Bir ilişkinin en önemli erdemlerinden biri partneri değiştirmeye çalışmadan olduğu gibi sevmektir. Partnerinin biraz daha şık, zayıf, zengin, girişken ya da atletik olmasını dileyen insanlar, eşlerinin gerçek olmayan bir versiyonunu sevdiklerini ve eşleştikleri gerçek kişiyi sevmediklerini göremezler. 

Affetmemek ya da unutmamak

Öfkeye kapılmak, sevgiyi yok etmenin en hızlı yoludur. Kızgınlık, ilişkinizin bağlarını yiyip bitiren pas gibidir. Kızgınlığınıza ve öfkenize neden olan temel sorunları çözmezseniz, ilişkiniz kaçınılmaz olarak geri dönüşü olmayan bir şekilde yıpranacaktır.

Dinlememek

Bir ilişkide herkes kendi sesinin duyulmasını ister. Partneriniz onları görmezden geldiğinizi, söylediklerine kulak vermediğinizi düşündüğü takdirde, fikirlerinin ve duygularının sizin için önemli olmadığını, dolayısıyla ilişkiye ve ona değer vermediğinizi hissedecektir.

Çok erken evlenmek

Araştırmalar, lise veya üniversiteden hemen sonra evlenen çiftlerin, 20’li yaşların sonları ve 30’lu yaşların başında evlenen çiftlere kıyasla daha büyük bir boşanma riski altında olduğunu ortaya koyuyor..

Önerilenler

Benzer İçerikler