Yıllardır e-ticaret nedeniyle kayba uğramaktan şikayet eden ve mağdur olan kuaförlük sektörü artık e-ticarette!
Profesyonel saç kozmetik ürünleri, başlangıç noktası olan kuaför salonlarının dışına uzun zamandan bu yana çıkmış durumda.
Kuaförler tarafından kullanılan, salon müşterilerine önerilen ve en önemlisi birebir ürün deneyimi yaşatılan markalar sadece salonlardan değil; e-ticaretin gelişmesiyle beraber e-ticaret siteleri aracılığıyla tüketicilere uzun zamandan bu yana ulaşmaya başlamıştı.
E-ticaret aracılığıyla tüketicilere ulaşan ürünler için satıcıların sağladığı fiyat avantajı da bu ürünlerin e-ticaret üzerinden satın alınmasının cazibesini arttırırken; bu durum kuaför salonlarında ciro kaybına neden olurken zaman zaman salon müşterileri ile salon sahipleri arasında da fiyat farkları nedeniyle ihtilafa sebep olmuş, kuaför salonlarından ürün satışları geçmişe kıyasla yarıdan daha fazla azalmış durumda.
Bir taraftan paralel ithalat ile pazara giren ve e-ticaretle satılan ürünler, diğer taraftan kuaför salonlarından e-ticaret sitelerine satış için verilen ürünler zaman içerisinde ürünlerini her ne kadar ‘biz e-ticaret sitelerine satış yapmıyoruz, ürünlerimiz sadece kuaför salonlarında satılıyor’ söyleminin arkasına zaman zaman sığınılmış olsa da markaların e-ticaret sitelerine direkt olarak vermesiyle farklı bir şekil almaya başladı ve bugün profesyonel saç kozmetik ürünlerinin e-ticaret üzerinden satışı artık eskisi gibi yadırganmıyor ve zamanla da normal hale gelmeye başlamış durumda.
Özellikle pandemi döneminde e-ticaretin yükselişi, profesyonel saç kozmetik ürünlerinin satış hacminin büyümesine ve kuaförlerin de e-ticarete ilgisine neden oldu.
Geldiğimiz durum
Bugün baktığımızda e-ticarette ve e-ticaret pazar yerlerinde sadece geleneksel ve bir zaman önce şikayet edilen satıcılar değil; artık kuaförler de yeterince yer alıyor ve yer alanların sayısı da her geçen gün artıyor. Rekabet ise artık e-ticarette yer alan kuaförler arasında sürüyor.
e-ticaret kuaförler için kolay mı?
Evet.
Bu cevap ‘arada ne sipariş gelirse razıyım, salonda işlerim nasıl olsa yoğun değil’ diyenler için doğru bir cevap. Rekabetin inanılmaz boyutlarda olduğu, kar marjlarının geleneksel kar marjlarıyla karşılaştırıldığında yerlerde süründüğü bu satış kanalındaki karlılıktan memnun kalacaklar için evet. Ürünlerin sevk edilmesi sırasında ambalajına dikkat ederek müşteri memnuniyeti sağlayabileceğine inanlar için, stoklarını yönetebilecekler için yine evet.
Hayır.
Pazarda ben de rekabetçi bir şekilde yer almak, fark yaratmak, büyük oyuncu olmak istiyorum diyenler için durum biraz daha farklı. Doğru altyapı, finansman gücü, ürün çeşitliliği ve bu konuya odaklanmış ekibe sahip olmayanlar için cevap hayır.
Öncelikle e-ticaretin gerekliliklerini yerine getiren güvenli bir web altyapısı, bu alt yapıyı pazar yerleri ile bağlayacak entegrasyon, bu entegrasyonu yöneteceğiniz ERP sistemi ve tabii ki bu sistemlerden anlayan ve yöneten bir yönetici ilk zorunluluklardan bir tanesi.
Bunu depo yönetim sistemi takip ediyor. Stokların kontrolü, yanlış ya da eksik/fazla ürün sevkiyatının önüne geçilmesini sağlayacak depo yönetim sistemi, depo ve sevkiyat elemanı diğer önemli konu.
Doğru satın alma yönetimi, fark yaratacak pazarlama aktiviteleri ve tanıtım yatırımları işin diğer önemli bacakları. Ürünleri siteme ve pazar yerlerine koydum, haydi satış gelsin diye bekleyenler çok bekleyeceklerdir.
Böyle bir yapı için gereken yatırım maliyeti ile sabit giderleri karşılamak için ihtiyacınız yüksek cirolara ulaşmak. Nitekim e-ticaretin karlılık oranlarıyla maliyetlerinizi ve sabit giderlerinizi karşılamak ve üstüne kar edebilmek için yüksek cirolara ihtiyacınız olacaktır. Yüksek ciroları elde edebilmek için ise fark yaratan bir fikre ve yapıya ilave olarak doğru reklam yatırımları gerekecektir.
Web sitemi açtım, markalarla anlaştım, ürünleri pazar yerlerinde listeledim artık satış gelsin diye beklemek adeta hiçbir müşteri portföyü olmayan, sosyal medyada hesabı dahi bulunmayan bir kişinin kuaför salonu açıp haydi röfle için müşteri gelsin diye beklemesine benzemekte.
E-ticarette satışa yönelik yasal olmayan kısıtlamalar
Kimi markaların, ürünlerinin e-ticarette satışını engelleme yolunda çalışmalar yaptığını ve ürünlerini korumaya çalıştıklarını biliyoruz. Bu koruma çalışması kısmen haklı bir yaklaşım olarak görünse de rekabet kanunlarına aykırılığı nedeniyle markaların buna engel olmak için yapabilecekleri de son derece kısıtlı.
Bayilik iptali tehditleri veya korkutma amaçlı ihtarnameler ise bazı markaların e-ticaretten ürün satışına engel olma yolunda aldıkları nafile çabaları oluşturuyor. Nitekim Rekabet Kanunları’nın buna izin vermediğini ve şikayet söz konusu olduğu taktirde karşılaşacakları cezaların da farkındalar.
Diğer taraftan yurtdışında e-ticaret siteleri üzerinden satışı gerçekleşen ürünlerin satışına Türkiye özelinde kısıtlama getirme çabaları da bir diğer ikilemi ve yasal açığı oluşturuyor.
Gelecek?
Kuaför salonlarında doğan ve salon müşterileriyle gelişen markalar, yasaların izin verdiği ölçüde ürün ayrımına giderek kuaför salonlarında satılan ürünlerinin e-ticarette de aynı paralelde satışı için stratejiler üzerinde çalışıyorlar.
Mevcut sistemde ve yeni stratejilerle profesyonel saç kozmetik ürünleri e-ticaret’te fark yaratan ve güven veren alt yapılarla yer almaya devam edecek; fark yaratan ve güven veren alt yapılar e-ticaretten pay almayı başarabilecekler.
Nitekim sürekli büyüyen ve iştah kabartan bir ticaretten bahsediyoruz.
