Candice McKay, dünya çapında yaratıcılığı ve uzmanlığıyla tanınan başarılı bir kuaför. Kimi zaman ultra dişi kimi zaman da maskulen hatlarla dikkat çeken saç kesimleri, tüm dünya kuaförlerine ilham vermeye devam ediyor. Güney Afrika’da doğan ve şu anda Avrupa’da yaşayan Candice, Davines International Artist ve Wyatt Academy’nin Kreatif Direktörü olarak liderliği üstleniyor.
Candice’in uluslararası eğitim dünyasına yolculuğu, 2010 yılında prestijli Davines World Style yarışmasında galip gelmesiyle başladı. O zamandan beri, ticari koleksiyonlarını sergilemek için 43’ten fazla ülkeyi gezerek olağanüstü bir maceraya atılan McKay, AIPP ve 2022’de En İyi Ticari Koleksiyon kategorisinde IHA Ödülleri dahil olmak üzere çok sayıda ödülün sahibi. Hairist olarak Candice’le saç koleksiyonu oluşturma sürecini ve kuaförlüğün saç yapmaktan öteye geçen yeni rolünü konuştuk. İşte Candice McKay ile özel söyleşimiz:
Hairist: Saç koleksiyonu oluşturmadan önceki süreciniz nasıldır?
Candice McKay: Bir saç koleksiyonu oluştururken sürecim, dünyada olup bitenleri keskin bir şekilde gözlemlemekle başlıyor. Düşüncelerini, duygularını ve bakış açılarını anlamak için mümkün olduğunca çok insanla iletişim kuruyorum. Bu, trendlerin nasıl geliştiğine dair çok kıymetli içgörüler kazanmamı sağlıyor. Trendlerin sadece markalar tarafından yaratılmadığına, daha çok içinde yaşadığımız çevreden etkilenen kültürel değişimlerle ortaya çıktığına inanıyorum.
Gözlemlerime ve bu kültürel değişimlere ilişkin anlayışıma dayanarak, insanların bu çevresel değişimlere nasıl tepki vereceğini tahmin ediyorum. Bu, trend analizimin ve trend tahminlerimin temelini oluşturuyor. Sektörün gittiği yönü ve insanların tercihlerinin nasıl değişebileceğini tahmin etmek çok önemlidir.
Bununla birlikte, saçın görünümüne karar vermek yaratıcı sürecimdeki son adımdır. Yeni trendlerimin her biri için iyi tanımlanmış karakterlerle kapsamlı bir hikaye geliştirerek buna sistematik yaklaşıyorum. Derinlemesine araştırma ve analizlere yatırım yaparak, saçlar koleksiyonun genel konseptine ve anlatımına uygun olarak doğal bir şekilde yerine oturuyor.
Hairist: Son yıllarda sınırsız renk seçeneğiyle saçın başka bir sanata, kuaförlerin de yavaş yavaş birer sanatçıya dönüştüğü konusunda bize katılıyor musunuz?
Candice McKay: Son yıllarda kuaförlerin gerçek sanatçılar olarak ortaya çıktığına hiç şüphesiz tüm kalbimle katılıyorum. Bana göre saç, fikirleri ifade etmek, duyguları uyandırmak ve güzelliği sergilemek için bir araçtır. Tıpkı diğer sanat biçimleri gibi, kültürün özünü yansıtır ve somutlaştırır.
Saç, onu oluşturan toplumun değerlerini, inançlarını ve uygulamalarını yansıtan güçlü bir ayna görevi görür. Sosyal yapıları, ekonomik koşulları, siyasi ideolojileri ve bireylerin kolektif zihniyetini yansıtan zamanın ruhunu güzel bir şekilde özetler.
Belirli bir toplumda moda olarak kabul edilen saç modelleri, ekonomik koşullar, teknolojik gelişmeler ve kültürel kimlik gibi faktörlerden etkilenirken, cinsiyet rolleri, beden imajı ve cinselliğe yönelik tutumları bile aktarabiliyor.
Ayrıca saç sadece kültürü yansıtmakla kalmıyor, onu aktif olarak şekillendiriyor da. İnsanların seçtiği saç stilleri, başkalarıyla olan etkileşimlerini ve kendi sunumlarını önemli ölçüde etkileyebilir. Su yüzden saç bireylerin kişisel kimlik ve kültürel öz-farkındalık duygusu geliştirmelerini sağlayan bir kendini ifade etme aracı haline geliyor.
Hairist: Sizce bir kuaförün sanatçı şapkasını da takabilmesini mümkün kılan şey nedir?
Candice McKay: Saçın sanat olup olmadığını belirlemek kişisel bakış açılarına ve zevklere dayandığından özneldir. Bazıları deneysel ve avangart saç stillerini sanatsal ifadeler olarak görebilirken, bazıları hiç böyle düşünmeyebilir. Ancak bence bir kuaför kültürel farkındalıkla yaratıcılığını saça kanalize ederse şüphesiz sanat olur. Kuaför zanaatına tutkuyla, özgünlükle ve benzersiz bir şey yaratma niyetiyle yaklaştığı sürece, şüphesiz sanatçıdır.
Hairist: Siz kendinizi bir sanatçı olarak nitelendiriyor musunuz?
Candice McKay: Yeri gelmişken, evet kendimi her zaman bir sanatçı olarak görüyorum. Yaratıcılığım, dünyayla olan ilişkim ve kültürel gelişime yönelik ilgim bana sürekli yoldaş oluyor Kültürümüzü şekillendiren küresel trendlere, dünya olaylarına, siyasete, ekonomiye ve insan psikolojisinin inceliklerine uyum sağlamaya devam ediyorum. Bu bilgiyi sentezleyerek, insanların bu değişikliklere nasıl tepki vereceğini ve bunlardan nasıl etkileneceğini tahmin edebiliyorum ve sonuç olarak benim yaratıcı sürecime ilham veriyor.
Mevcut kültürel iklimle uyumlu bir saç koleksiyonu yaratmak, kültürel zekanın derin bir şekilde anlaşılmasını gerektirir. Yeniliklere kulak tıkamadan bilgiyi taze tutarak, toplumsal değişimlerin duygusal ve davranışsal yansımalarını tahmin edebilir ve bunları sanatsal ifadelerime çevirebilirim.
Hairist: Saç sanatsal bir ifade olarak nasıl bir güç barındırıyor?
Candice McKay: Sanat, yalnızca bir eğlence veya dekoratif obje olmanın çok ötesindedir; kendini keşfetmek için güçlü bir katalizör ve sesimizi duyurabileceğimiz, hatta kimi zaman sesimizi yükseltebileceğimiz bir araç haline gelir. Sanat aracılığıyla duygularımızın, özlemlerimizin ve hayallerimizin derinliklerine ineriz. Sanatsal kreasyonlarımızı dünyayla paylaşarak değişime ilham verme ve sanatımızı deneyimleyenler üzerinde silinmez bir etki bırakma gücüne sahibiz. Kişisel yolculuğumda, olumlu eylemlere ilham vermek ve farkındalık yaratmak amacıyla geçmiş koleksiyonlarımı iklim değişikliği hakkındaki görüşlerimi aktarmak için kullandım.
Özünde, saçın bir sanat formuna dönüştüğü ve kuaförlerin gerçek sanatçılar haline geldiği inkar edilemez.