Sektörde yarım asır: Baykan Savaş

Kategori

Sektörde yarım asır: Baykan Savaş

Kimileri iz bırakır…

Hayatının merkezine koyduğu mesleğinden bahsederken içi içine sığmayan, enerjik, pozitif duruşuyla yaptığı işin en iyisini yapmak isteyen, Artistik Kuaförler Derneği’nin kurucularından Baykan Savaş ile kuaförlüğün dününü, bugününü, sektöre bakışını konuştuk.      

Kuaförlüğe nasıl başladınız?

1960’da İstiklal Caddesi’nde Sandre Kuaför’de çalışmaya başladım. Hasan Coşkun benim ustamdı. Daha sonra Galatasaray Lisesi yakınlarında Nadir Yılmaz’ın yanına geçtim. Her salondan yeni bir şeyler öğrenebilmek için çok fazla salon değiştirdim. İstiklal Caddesi’nde dört sene kaldıktan sonra Nişantaşı’nda Konak Kuaför’ de çalıştım. 1964 yılında 4. Levent’te çalıştığım salondan ayrılıp iki kuaför arkadaşımla birlikte  kuaför salonu açtık. Onlardan ayrılıp, Yeşilyurt’ta açtığım 8 koltuklu salonda kalfalarımın yaşı benden büyüktü. 2 sene salonu işlettim, bölgede çok geniş bir müşteri kitlesi yakalamıştım. Askere giderken salonu Sevim ve Kemal Kuaför’e devrettim. Diyarbakır’da askerliğimi yapıp,  geldikten sonra 1.5 ay Ataköy’de Mehmet Saka’nın yanında çalıştım. 2 ay sonra Yeşilyurt’ta açtığım kuaför salonunda bir süre kaldım ve 1966 senesinde Yeşilköy’deki salona geçtim. 

1970 yıllarında…

Kaç salonunuz var? Salonlarınızda kaç kişi çalışıyor?

Bursa, Avrupa Konutları Tem, Bahçeşehir, Halkalı, Yeşilköy ve Batışehir’de 6 salonumuz var. Yeşilköy’de 22 kişiyiz. Tüm salonlarda 80’in üzerinde çalışanımız var.

Çalışanların eğitimi konusunda nasıl yönlendiriyorsunuz?

En büyük eğitimi salonlarda alıyorlar. Bir eleman salonda çalışmaya başladıktan sonra işi iyi yapıp yapamayacağını hemen anlıyorum. Potansiyeli olanları, yeteneklerine göre çalıştığımız firmaların sağladığı eğitimlere ve yurtdışında eğitimlere yönlendiriyoruz.

Çalışanlarınızın motivasyonunu nasıl sağlıyorsunuz?

Bizim salonlarımızda sirkülasyon yoktur. Çırak gelen yetişir ve burada kalır. Çalışanların mutlu bir yaşam sürdürmeleri için maddi ve manevi beklentilerini karşıladığımız için salondaki performansları ve salona bağlılıkları artıyor. Maddi sıkıntı yaşayan bir çalışanın kafasında başka şeyler olduğu için üretemez ve verimliliği düşer. Aynı çatı altında aynı işi yapıyorsak, çalışanlar ile yaşam standartlarımız arasında uçurum olmaması gerekiyor. Benim kalfalarımın kendilerine ait evleri, arabaları, yazlıkları var ve ben bundan gurur duyuyorum.

Kuaförlük yarışmalarında kazandığınız birçok ödül var… Katıldığınız etkinliklerden bahseder misiniz?

Yunanistan’da Selanik’te organizasyonlara Bulgaristan’da Balkan Festivali’ne katıldım. Eskişehir, İstanbul, Ankara ve İzmir’de turnuva şeklinde gerçekleşen Türkiye Şampiyonası’nda Fantezi, Yüksek Fantezi ve Günün Modası kategorilerinde üç ayrı birincilik aldım. 1977 yılında Paris Palas de Sayo’da yapılan International Mondiel Coiffeur Yarışması’nda ikinci olduk. Katılmadan önce Türk bayrağı olmadığı için her gidişimizde üzüldüğümüz yarışmada Madalya Argen (Gümüş Madalya) aldık.

Salonumuz dünya kuaförlerinin yakından takip ettiği merkezi Paris ’te bulunan 2.000 üyeli Houte Coiffeur French (H.C.F.) üyesi olmuştur. H.C.F. dünyada o senenin trendini yaratır. Kardeşim Gürkan Savaş, H.C.F. ’nin Türkiye Artistik Ekip direktörlüğünü yapmıştır.

Artistik Kuaförler Derneği’nin kuruluş sürecini anlatır mısınız?

Derneğin kuruluş amacı sektörümüzün sorunlarını konuşarak, bir çatı altında çözüm önerileri üretmekti. Erdem Kıramer, Cemile Çapkın, Muzaffer Çapkın, Niyazi Kasabalı, Oktay Erkal, Yusuf Yurdacan ile birlikte derneği yokluk içerisinde kurduk. Küçük, köhne bir yerdi. Dernek için Galatasaray’da bir daire satın aldım. Başkanlık görevim bittikten sonra Erdem Kıramer’e devrettim. Belli dönemlerde başkanlar değişti. Dernek Galatasaray’dan Şişli’de Cevahir’in karşısına taşındı. Daha sonra dernek üyelerinin katkılarıyla Etiler’deki yer alındı.

Dernek Başkanlığı görevinizde faaliyetleriniz ne oldu?

Yurtdışından dünyanın en prestijli kuaförlerini getirdim. Çok güzel işler yaptık.

Anthony Mascolo’yu, İtalya’dan Cenova grubunu, Dünya Kuaförler Konfederasyonu Ivan Benjamin’i İstanbul’da şov gerçekleştirmeleri için misafir ettim.

Sizce bir kuaför dernekte neden görev almalıdır?

Girişimci olan kuaförler mesleğinde başarılı oluyorlar. Bir kuaför için mesleğe değer kazandırarak, bir üst seviyeye taşımak için çaba göstermek çok büyük önem taşıyor.

HAIRiST etkinliğine nasıl hazırlandınız? O süreci anlatır mısınız?

HAIRiST, Türkiye’de yapılmış en özel kuaförlük etkinliği olma özelliği ile benim için büyük önem taşıyor. Şimdiye kadar hiçbir kuruluş, hiçbir firma, ben de dahil olmak üzere hiçbir şahıs HAIRiST gibi bir organizasyon yapamadı.

Bu tip organizasyonları düzenleyenler profesyoneller olmalı. HAIRiST, kuaförlük sektörüne yönelik Türkiye’nin, Balkanlar’ın hatta Avrupa’nın en iyi organizasyonlarından biri.  

Sizin HAIRiST etkinliği kapsamında gerçekleştirdiğiniz şova hazırlık sürecinizi anlatabilir misiniz?

Etkinlikten 6 ay önce salondaki işleri bırakıp, sabaha kadar gerçekleştireceğimiz şov için çalışmaya başlamıştık. Rüyalarımda bile sahnede yapacaklarımız vardı. Gündemde kalmak için bu tip yarışmalara katılmak gerekiyor. Sahnede gerçekleştirdiğimiz şovda başarılı olduğumuza inanıyorum.  

Estetica Dergisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’de kuaförlük sektörüne yönelik yayınlanan en kapsamlı ve sürekliliği olan bir dergi. Mesleğe değer kattığını düşünüyorum.

Sektörde uzun yıllardır mesleğini icra etmiş bir kuaför olarak kuaförlüğün geçmişi ile bugünü karşılaştırır mısınız?

Türkiye’ye kuaförlüğü Beyaz Ruslar getirmiştir. Eskiden Rumlar ve Ermeniler bu işi yapıyorlardı. Teknoloji gelişti, ürün gamları genişledi. Santil, forsit, sanfil, mayer, egeh, galya, telmes sıcak permanant makineleri vardı. Daha sonra soğuk perma çıktı. Yeniliklerin yanında mesleğe zarar veren de birçok faktör var. Geçmişte mesleğim ile gurur duyuyor, göğsümü gere gere ben kuaförüm diyordum. Şu an maalesef salonların fiyatlandırma politikasında haksız rekabet olduğu için mesleğin çıtası düştü. Niteliksiz kuaförler, salon açarak çok düşük fiyatlarla işlem yapıyor, saç kesiyorlar. Günümüzde her sokakta kalifiye olmayan kuaförler mesleğe zarar veriyorlar. Bu tip sorunları derneklerin düzeltmesini istiyorlar, fakat bu şahıslar kendilerini düzeltmezlerse, hiçbir şey yapamayız.

Müşterilerin davranış biçimlerinde değişiklik oldu mu? Sizce günümüzde müşteriler daha bilinçli mi?

Saçlarına zarar verecek, içeriğini araştırmayan boyalar kullanan kuaförleri tercih eden müşteri kitlesinin bilinçli olduğunu düşünüyorum.  

Kuaförlüğün geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Vergimizi ödemezsek, çalışanlarımızın sigortasını sağlamazsak, kendimizi toparlamazsak geleceğimiz çok parlak görünmüyor.

Gençlere tavsiyeleriniz nedir?

İşlerini sevsinler, değer versinler, çok çalışsınlar, işini bırakıp su bile içmeye gitmesinler, hep işlerinin başında dursunlar. Sabah salona erken gelip, akşam saat 19.30’da salonu kapatmalılar. Kendilerine alan bırakıp, iş yaşam dengesini kurmaları gerekiyor. 

Müşteri sadakatini nasıl sağlıyorsunuz sorusunu cevabı…

Bu soru karşısında Baykan Savaş, 3-4 nesilin saçlarını yaptığını, müşteri sürekliliğinin nasıl sağladığının anlatılacak bir şey olmadığını söyledi ve beni salonda bir müşterisi ile tanıştırdı. Kendisi 90 yaşındaydı. İçinden ne çabuk geçti günler diye geçirdiği gözlerinin anlamlı bakışlarından çıkarılıyordu. Yavaşça bana yönelip, Baykan benim elimde büyüdü, benim, kızlarımın, torunlarımın ve onların çocuklarının saçlarını senelerdir o yaptı dedi. Aralarındaki bağ o kadar güçlüydü ki… Birbirlerine olan saygılı ve güleryüzlü yaklaşımları, dostunun, arkadaşının, müşterisinin güzelliğini saçlarında yaptığı değişiklikler ile ortaya çıkarmasının yarattığı minnettarlığı görmek, müşteri sadaketini nasıl sağladığının cevabını çok net veriyordu…   

Sektörün mesleğine tutkuyla bağlı özel ismi Baykan Savaş’a paylaştığı bilgiler için teşekkür ediyoruz.

Hazırlayan: Zeynep Taner 

Önerilenler

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Benzer İçerikler

1 Yorum

  1. Baykan beyi 50 senedir tanıyorum.Eski Bakirkoy’luyum.Selcuk kuafore gidiyordum. Orada tanıdım.Ilk saçımı kestiğinde kendimi taniyamadim. Elleri saça dokunuşu insani özelliklerin tümüne sahip kibar zarif bir beyefendidir.Size özelliklerini anlatmak zor.Baykan beyi tanıyan herkes mesleki donanımını çok iyi bilir.Herkes sayar ve sever.Kendisine sevgilerimi selamlarımı iletiyorum.Saglikli bir ömür diliyorum.