Güzelliğin Peşinde… Mustafa Batur

Estetica Dergisi – Hairist projesi olarak Hush markası ile gerçekleştirdiğimiz “Güzelliğin Peşinde” belgesel serisinin yeni konuğu San Kuaför’ün başarısının ardında imzası olan bir isim: Mustafa Batur. Batur ile Siirt’ten İstanbul’a uzanan mesleki yolculuğundan sosyal medyada 1.1 milyon takipçiye ulaşan başarı hikayesine, San Kuaför’ün sosyal medyayı kullanış şeklinden kuaförlüğün zor taraflarına pek çok şeyi konuştuk.

“Bu işe 10 yaşında başladım. Kuaförlük  bana göre çok başka bir sanat. 20 yıl önce bu işe başladığımda da aynı şekilde düşünüyordum. Bir saçın arkasına geçtiğimde o saçı nasıl değiştirebileceğimi, saçın nasıl bir hal alacağını öngörebiliyorum ve bunu çok mutlu ediyor.”

“Sosyal medyanın iyi kullanılması, daha doğrusu vitrinimizin iyi olması ve bunu iyi pazarlamak bizi daima on adım öne çıkartır. Benim Instagram’da 1.1 milyon takipçim var Sosyal medya çok önemli. İşinizi iyi yapmak ve bunu pazarlayabilmek çok mühim. Ülkemizde çok iyi saçlar yapan kuaförler var ama yaptığı saçları göstermiyor, bir katalog oluşturmuyor. Kendisine bir vitrin yaratmıyor yani. Dolayısıyla hep aynı yerde kalıyor. Ben bu duruma üzülüyorum mesela.”

“Siirt’te Kırık Tarak diye bir kuaför vardı. Taner Bey, O benim ağabeyimin arkadaşıydı. Onun yanında biki sene çalıştıktan sonra, Yaşar Bey’in salonuna geçtim. Erkek kuaförü. Orada da belli bir süre çalıştıktan sonra askere gittim. Askerden sonra İstanbul’a gelmeye karar verdim. O zaman da MOS’ta çalışan bir arkadaşım vardı: Selami Ersoy. Sağolsun o da yönlendirdi ve Acıbadem’deki MOS’u Şeref Bey’lerle birlikte açtık. Bir süre çalıştıktan sonra dayanamadım. Memlekete dönüp kendi kuaför salonumu açtım, işlettim. Yıl 2021. Sonra Selamiler, “ Ya senin ne işin var orada, buraya gelmen lazım diye ısrar ettiler. Yusuf, Recep ve Selami ile birlikte MOS’ta beraber çalışıyorduk . Üçü de oradaydı. Onların yanına gidince salondan ayrılamadım, beni yedi gün salonda çalıştırdılar. Bir yere de gidemedim. Buradaki salonun eğlencesi, havası tabii çok daha farklı. Siğirt’e dönünce salonumu devrettim, 2015 Kasım’da İstanbul’a geri geldim. Sabah 7’de salonu açıp gece 12’de kapatıyordum. Düşünün, benim Siğirt’te kendi salonum vardı, para kazanabiliyordum ve o parayı harcayacak bir yer yoktu. O yüzden İstanbul’a gelip kendimi deşarj edip dönüyordum.  İstanbul’daki şartlar çok farklıydı tabii. Gelince birtakım zorluklar yaşadım, çoğu kez kirayı bile ödeyemedim. Sabah 7-gece 12 arasında salonda çalışıyordum, sonra eve gelip gece bir, ikiye kadar sosyal medya için fotoğraf ve video düzenliyordum.”

Mustafa Batur

San Kuaför, biz satın aldığımızda iki şubeye sahipti. Acıbadem ve Ataşehir. Ben Acıbadem salonundaydım. Ben iyi saçlar yaptıkça Yusuf hem hem ben kendi Instagram, Facebook sayfalarımızda paylaşıyorduk.

İstediğin kadar tecrübeli ve iyi bir kuaför ol, o saçın sana ne tepki vereceğini bilmiyorsun. Evet, tahmin ediyorsun ama yüzde yüz emin olamazsın.. Saçın bize bazen çok agresif tepkiler verdiğini görebiliyoruz. Tabii ön görüşmede müşterilerimize de bunların olabileceğini izah etmemize ragmen, kopmalar ve kırılmalar oluşunca o saçı bir şekilde toparlamaya ve düzenlemeye çalışıyorsun.. O an diğer misafirlerin de gözü sende. Müthiş bir stres yaşıyorsun ve orada ne yapacağını şaşırıyorsun.

“En zor anda Sakinliği Korumak”… Benim felsefem bu. “Tamam, sakin olun, panik yapmayın, buradan çok güzel ayrılacaksınız,” diyorum. O an onu ikna ediyorsunuz, çünkü tedirgin değilsiniz. Öyle bir durumda karşı taraf da tedirginliğinden kurtulup size güveniyor. Sakinlik önemli. Nabzınız daha yavaş atmaya başlar ve daha sağlıklı düşünüp daha doğru kararlar alabilirsiniz. Tabii ki de işin zor tarafları var ama bunlarla mücadele etmeyi bilmek gerekiyor.”

Yeni nesil kuaförlük, bizim eski gelenekteki gibi işlemiyor. Bazı işlemleri yapamıyorlar. Biz fön çekmeyi de, saç kesmeyi de perma ya da topuz ve kaynak  yapmayı da çok iyi bilirdik, iyi öğrendik. Şimdiki çocuklar bir ombre, bir boya yaptıktan sonra “Ben kalfayım, ben kuaförüm,” diye geçiniyor. Mesela, bir kısa saç müşterisi geliyor. “E ben kısa saç kesemem,” diyor. O zaman niye yapıyorsun ki bu işi?

“Bizim işimizi bir şova dönüştürmeyi seviyoruz. Ben saç keserken bunu yapıyorum. Koltuğu biraz geri çekiyorum ve herkesin beni izlediğini görüyorum. İşimi bitirdikten sonra en az üç, dört kişinin benden saç kesimi istediğini görüyorum. Bunu kullanıyorum.”

Mustafa Batur belgeselininin tamamını aşağıda izleyebilirsiniz:

Mustafa Batur belgeseli. Mustafa Batur /San Kuaför

Önerilenler

Benzer İçerikler