‘’ Her şey akıl dışı ‘’ dediğinizi duyar gibiyiz. Gelecek kaygısı, korku, endişe, yerine getirilmesi gereken sorumluluklar, kapanan dükkanlar, süresi öngörülemeyen bir çevreden izolasyon hali ve haliyle de kaçınılmaz kaygı bozukluğu…
Peki, bu günlerde ruh sağlığımızı nasıl koruyacağız? Endişelerimizi, aklımızdan geçen sonsuz ihtimalli soruları nasıl kontrol edeceğiz?
Pozitif olarak!
İlk okuyunca kulağa boş konuşma gibi geliyor kabul… Sanki, bu biraz afiyeti yerinde olanların safsatası gibi dursa da; araştırmalar, zihni pozitif düşünceye zorlamanın gerçekten de etkili olduğunu ortaya koyuyor.
Yaşanılan can sıkıcı deneyimler, farkında olsanız da olmasınız da karar verme sürecinizi etkiliyor. Beyniniz zor deneyimlerden, acılardan dersler çıkarıyor ve bunu kaydediyor. Çünkü, bir sonraki olumsuz deneyime kendini hazırlıyor ve doğal olarak sizi korumak için elinden geleni yapmaya çalışıyor.
Negatif düşüncelerinizle yüzleşin..
Gidişat ne olursa olsun, olumsuzluklar üzerine çok fazla odaklanırsanız, kaygı sizin yerinize hayatınızı kontrol etmeye başlar ve kararlarınızı etkiler. Bu sebeple ilk adım olarak içinizdeki olumsuz düşüncelerle yüzleşin. Kaygı halini hissettiğiniz ilk anda düşüncelerinizin akmasına izin verin. Yapmanız gereken tek şey; düşüncelerinizi yavaşlatmak….
Kafanızdaki soruları dinleyin, onlara cevap verin ve sakince diğer soruya odaklanın. Birden fazla şeyi aynı anda düşünmemeye çalışın.
Unutmayın; bu zamana kadar bütün zorlukların üstesinden geldiniz, başarılar elde ettiniz, kazanımlar sağladınız. Bu zaten bir kere yaptınız ve yapmaya devam edebilirsiniz. Mesleğiniz ve yeteneğiniz baki. Sağlığınız iyi olduğu sürece en kötü durum senaryosundan bile sağ salim çıkabilecek, sizi koruyan bir beyniniz var.
Kaygıların mesai saati…
Evet, kaygılarımızla yüzleşeceğiz dedik. Ama bunu her gün, her saat yapmayacağız. Kaygıların da bir mesaisi olmalı. Ne zaman kaygılanmak istediğinize siz karar verin. Nerede özgürce kaygılanırsınız? Tüm bunları gerçekten düşünün. Çünkü insan bazen kaygılanmaktan bile kaygı duyabilir. Ailenizin, sevdiklerinizin sizi endişeli görmesi, sizi korkutabilir. Bunları da dert etmeyeceğiniz alanlar bulun kendinize.
Artık sırada kaygılarınıza zaman sınırı koymak var; başlangıcı belli olan ancak bitiş zamanı planlanmayan durumlar kolaylıkla çığırından çıkabilir ve siz kaygılarınızı kontrol altına almaya çalışırken rahatlıkla tüm gününüzü aynı karanlık dehlizlerde geçirmeye başlayabilirsiniz. Bu nedenle 15-30 dakikayı geçmeyen kaygı seansları yeterli olacaktır.
Bir sonraki mesaiye kadar negatif düşüncelere mola verin.
Kaygı mesaimizi tamamladık. Şimdi önünüzde uzunca bir mola zamanı var. Çünkü kontrollü kaygı sisteminde molalar, mesai süresinden fazladır. Artık çözüm odaklı, pozitif düşüncelere doğru yol alma zamanı.
Kendinize cevabı olumlu olan sorular sorun ‘’ Her şey yoluna girdiğinde ne yapmayı planlıyorum?’’ Şu an birçok insan evlerinde kapalı bir şekilde gelecek iyi bir haber bekliyor. Dışarı çıkamıyor ve bunalıyor. Şimdi şöyle düşünmeye çalışın; her şey yoluna girdiğinde, önlemler kalktığında haliyle müşterilerinizin ilk işi kendini sokağa atmak, yenilenmek ve bir süredir gerçekleştiremediği rutin bakımlarını yaptırmak olacak. Kim bilir; iş yoğunluğu sebebiyle bir süredir sizi ziyaret edemeyen o hanımefendi de soluğu siz de alabilir. Yani her şey yoluna girdiğinde işleriniz patlayabilir!
Düşüncelerinizi kontrol altına alın ve onu pozitif noktalara yöneltin. Bunu kasti olarak ve yoğunlukla sizi mutlu eden şeyler hakkında düşünerek ve bu düşünceleri merkezileştirerek yapmaya başlayabilirsiniz. Negatif şeylerin potansiyelinizi sınırlamasına ve sizi peşinden sürüklemesine izin vermeyin.
Kontrol edemediğinizi düşündüğünüzde, yavaşlayın. Yavaş ve derin nefes alarak zihninizi olumsuz düşüncelerden arındırın.. Yalnızca akciğerlerinizi hava ile doldurmaya odaklanın. Nefes aldığınızı düşünün. Şimdi olumlu bir şekilde yeniden başlayabilirsiniz.
Zihninizi eğitin…
Uzun yıllar boyunca yalnızca olumsuzluklara odaklanmış bir bilinçaltıyla bile pozitif yönleri algılamak için beyni eğitmek mümkün. Beyin, umut veren güvenli düşünceleri tanır ve merkezileştirebilir.
Düşünme kalıplarının ne olduğu fark edin. Beyniniz sürekli olumsuz sonuçlara mı odaklanıyor? Kuşkucu bir düşünce akışına mı kapıldınız? Bu zamana kadar başardığınız şeyleri düşünün, kendinizi motive edin. Sizi mutlu eden şeyleri düşünün. Bu bazen sevdiğiniz bir film, sevdiğiniz insan, sevdiğiniz bir meyve bile olabilir.
Olumsuz düşünceleriniz tam tersine dönse, kendinizi nerede bulursunuz?
İyilik yapmak sizi de iyileştirir!
İyi niyet göstermek, başkalarını iyileştirmeye çalışmak ya da iyi davranmak sizin de mutluluğunuzu artırır. Başkalarını gülümsetecek küçük şeyler bize mutluluk getirebilir. Olumsuz olayların içinde iyiliğe yönelmek, sizi ve etrafınızı olumsuz düşünceler sarmalından korur. Örneğin; salgın hakkında tedirgin olan sevdiklerinize, meslektaşlarınıza olumlu gelişmelerden bahsedin. Tüm olumsuz argümanlara karşı, olumlu bir yaklaşım sergileyin. Onları telkin edin ve rahatlatın. Bu size de iyi gelecektir.
Son olarak kendinize daima şu soruları sorun:
· Şu an neye şükrediyorum?
· Şu an beni mutlu edecek veya keyiflendirecek ne yapabilirim?
· Şu an nasıl sevgi veya minnet gösterebilirim?
· Şu an birisini rahatlatacak veya mutlu edecek ne yapabilirim?
”Zor zamanlar bizi aşağı çekiyor olabilir, ama sonsuza kadar sürmeyecekler.”
Joel Osteen
Güzel bir yazı tebrikler
HARİKA AĞZINIZA , EMEĞİNİZE SAĞLIK GÜZEL ÖNERİLER.