Tasarım kavramına çözüm üreten kimliğiyle, yeni yaşam biçimlerini ve tüketici eğilimlerini takip eden tavrıyla farklılaşan Özlem Süer ile konuştuk.

Dünya Renk ve Konsept Birliği Intercolor’da Türkiye’yi temsil eden iki tasarımcıdan biri olan ünlü tasarımcı Özlem Süer bizimle.

Estetica: Bize kendinizden biraz bahseder misiniz?

Özlem Süer: 1989 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümü’nde lisans eğitimi gördüm, 1991-2000 yılları arasında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümünde Yüksek Lisans ve Doktora programlarını tamamladım. 1997 yılından bu yana iki yıl sonrasının renk ve trendlerinin belirlendiği Dünya Renk ve Konsept Birliği INTERCOLOR’da Türkiye’yi temsil eden iki tasarımcıdan biriyim. Tasarım serüvenim yaklaşık 30 yıldır sürüyor ve ben her gün gerek kendi çalışmalarımla, gerek öğrencilerimle ilk günkü heyecanı yeniden yaşıyorum.

Estetica: Düsseldorf, Tokyo, Londra, Milano, Moskova, Paris ve Berlin gibi dünyanın moda merkezlerinde yaptığınız performans ve gösterilerle, sanata yakın duruşunuzla, dünyada da anılan bir tasarım markası oldunuz. Kendi markanızı yaratmaya nasıl karar verdiniz?

Özlem Süer: Her zaman moda sektörünün içindeydim, akademik kariyerime de devam ederken sektör için üniversiteyle birlikte birçok proje gerçekleştirdim. Yurt içindeki ve yurtdışındaki performanslarım oldukça beğeni topladıktan sonra, sipariş vermek isteyen birçok kişiyle benimle iletişime geçti. Dolayısıyla sonunda bir şirket kurmaya karar verdik.

Estetica: Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?

Özlem Süer: Tasarımlarım dünya moda otoritelerince Avant-Garde , Neo-Romantik, Deneysel, Kavramsal ve disiplinler arası olarak tanımlanıyor…

Estetica: Tasarımlarınızda en çok hangi tarz çalışıyorsunuz?

Özlem Süer: Özlem Süer’le özdeşleşen pudra ve ekru tonları ve çağrıştırdığı romantik, bohem ve avant-garde hava ile tanımlanabilir. İpekler ve danteller vazgeçemeyeceklerimizden… Naif detaylar, uçuşan tüller, red carpet koleksiyonlarımızın imzalarından olmuştur yıllarca…

Estetica: Deneyim tasarımı kavramı moda dünyasına yeni bir boyut kazandırdı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özlem Süer: Dijitalin hayatımızdaki önlenemez yükselişi, modanın eklektik yapısı sektörü interdisipliner kılıyor. Özellikle moda performanslarında enstelasyon, performans, video-art gibi disiplinler kendini gösteriyor. Markalar artık bir defileden çok sanat performansı gerçekleştiriyorlar. Bunun yansıması olarak da alıcı ve izleyiciler somut bir nesneden çok yaşadıkları soyut deneyime çok önem vermeye başladılar. Özlem Süer House’u da bir deneyim merkezi haline getirmeyi amaçladık. Bu noktada dünya markalarıyla yaptığımız işbirlikleri ile deneyim tasarımını ön planda tutup, konuklarımıza sanat, tasarım, moda üst başlığında seçkin tecrübeler yaşatmaya çalışıyoruz.

Estetica: Defilelerde kuaförler ile çalışırken süreci anlatabilir misiniz?

Özlem Süer: Koleksiyonlarımızın görsel sunumlarının en önemli ögelerinden biri şüphesiz saç tasarımı oluyor. Bu süreçte de en değerli marka dostlarımızdan biri müthiş değerli Sabit Akkaya ve ekibi. Moda performanslarımızın “mood” una göre belirlenen saç tasarımlarında yaratıcılığı ve özgünlüğü her zaman ön planda tutarak keyifli ve deneysel çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda sürekli gerçekleştirdiğimiz fotoğraf çekimlerinde de aynı şekilde ilerliyoruz. Belirlenen konseptin ön çalışmaları yapılıyor. Provalar gerçekleşiyor ve her kıyafete göre öznelleşen saç tasarımları uygulanıyor. Eklemeler, renklendirmeler, şekil değişiklikleri uygulanıyor ve ortaya birer “artwork” niteliğinde kareler ve performanslar çıkıyor.

Estetica: Gelecekteki projelerinizden ipuçları alabilir miyiz?

Özlem Süer: 30 yıllık moda ve tasarım serüvenimizde, her sezon farklı öykülerden esinlenerek yarattığımız eşsiz koleksiyonların yanı sıra, farklı disiplinleri kavramsal bakış açısı ile sentezlediğimiz sanat enstalasyonları ile de dünya genelinde solo veya karma performanslar gerçekleştireceğiz.

Röportajı Estetica Dergisi Sonbahar Sayısı’nda bulabilirsiniz.