Ayrılmak, bir ilişkiyi sonlandırmak, özellikle de partnerinize yıllarca emek verdiyseniz, asla kolay değildir. İlişki yaşamaya başladığımızda çoğu zaman derinlerde bir yerde sorunları teşhis etsek bile, çoğu zaman aşk ya da ilişkide başarısız olma korkusu, bizi bu olumsuzlukları görmezden gelmeye iter. Hiç kimse ayrılık yaşamak istemez; ayrılık acı vericidir, etkileri uzun sürer ve bu süreç yalnızlık duygusunu çok yoğun hissetmemize neden olabilir. Öte yandan aşağıda sıralanan davranış modellerinin görüldüğü bir ilişkinin devam etmesi, çok daha üzücü sonuçlar doğurur. Hiç kimse saygı ve sevgi görmediği ya da kendisini mutlu etmeyen ilişkileri hak etmez. İşte, ayrılma zamanının geldiğine dair önemli işaretler:
İhtiyaçlarınız Karşılanmıyorsa
Duygusal ihtiyaçlarınız asla karşılanmıyorsa, örneğin evlenmek istediğinizi belirttiğiniz halde partneriniz evliliğe net bir karşı duruş sergiliyorsa, çocuk sahibi olmak isteminize karşın partneriniz kesin bir dille çocuk istemediğini ifade ettiyse ilişkiyi devam ettirmek size sadece zarar verir. İnsanlar kolay kolay değişmez, bir gün değişeceği ve ihtiyaçlarınızı karşılayabileceği inancıyla bir ilişkiye tutunmayın; neticede üzülen siz olursunuz.
İhtiyaçlarınızı Başka İnsanlarla Karşılamaya Çalışıyorsanız
Partnerinizle açık bir iletişim kuramıyor ve onunla konuşup çözmeniz gereken sorunları sürekli olarak bir arkadaşınızla paylaşıyorsanız, cinsel ihtiyaçlarınızı partnerinizden çok diğer insanlarla karşılama eğilimindeyseniz, kısacası anlaşılmak, duyulmak ve tatmin olmak için yanıtları ilişki dışında arıyorsanız, bu bir şeylerin olması gerektiği gibi gitmediğini ve temelde bir yanlış olduğuna işarettir.
Sosyalleştiğinizde Partneriniz Size Asla Katılmıyorsa
Sevgiliniz ya da eşiniz, ortak davet edildiğiniz veya dahil olduğunuz her şeye katılmak zorunda değildir, ancak sizin için önem taşıyan buluşmalara katılmak için çaba sarf etmelidir. İlgi alanlarınıza dahil olmaları için onlara daima yalvarmak zorunda kalıyorsanız, bir şeyler yanlış demektir.
Sizi Hiçbir Şeye Dahil Etmiyorsa
Birkaç aydır birlikte olmanıza rağmen partnerinizin hayatı hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğinizi hissediyorsanız bir şeyler yanlıştır. Partneriniz sizi arkadaşlarıyla takılmaya ve kendi dünyasına katılmaya davet etmiyorsa, bunun altında ciddi bir sorun yatıyor olabilir.
Parterinize Karşı Dürüst Olmaktan Korkuyorsanız
Birlikte olduğunuz kişinin yanında tamamen kendiniz olabilmek, isteklerinizi ve fikirlerinizi açıkça beyan etmek ve bir şeyi anlamadığınızda sorabilmek için kendinizi o ilişkide rahat hissetmeniz şarttır. Partnerinizle düşünceleriniz ya da isteklerinizle ilgili tartışma düşüncesi sizi korkutuyorsa, tehlike çanları çalıyor demektir. Saklanarak ve susarak sağlıklı ve sizi mutlu eden bir ilişki yaşayabilmeniz mümkün değildir.
Güven Duymuyorsanız
Güven bir ilişkinin belkemiğidir. Partnerinize güvenemeyeceğinizi ya da onların size güvenmediğini düşünüyorsanız, ilişki asla yürümeyecektir. Sürekli sizi bir şeyler hakkında sorguya çekiyor ve sizden hesap soruyorsa, onun size dürüst olmadığına dair şüpheleriniz bir türlü yatışmıyorsa, neden birlikte olduğunuzu ciddi ciddi düşünmelisiniz. Elbette bir ilişkinin başında ufak tefek kıskançlıklar olması normaldir. Fakat ilişki yeni değilse ve hala güven problemi yaşıyorsanız, ileride ruh ve fiziksel sağlığınızı ciddi biçimde etkileyebilecek durumları, ayrılık kararıyla engelleyebilirsiniz.
Çocuk Olursa Düzelir Diye Düşünüyorsanız
Gerçek şu ki, ilişkiniz yürümüyor, sorunlar günden güne daha da büyüyorsa, duygusal ihtiyaçlarınız karşılanmıyorsa, ilişkiye dahil olan bir çocuk mevcut sorunları ortadan kaldırmadığı gibi, ipleri koparmayı daha da güçleştirir. İlişkinin daha iyi olması için aktif bir çaba görmüyorsanız, ilişkinizi çocuk kurtaramaz.
İstismar Ediliyorsanız
Fiziksel ya da duygusal istismar hiçbir şekilde kabul edilemez ve hoşgörülmemelidir. İstismarının sözlü, fiziksel ya da psikolojik olması fark etmez. Üstelik, fiziksel istismarın sadece sosyo-kültürel ve eğitim düzeyi düşük çevrelerde görülmediğini de çok iyi biliyoruz. Düzenli istismara uğrayan kişiler içten içe bunu hak ettiklerini düşünürler. Daha iyisini hak ediyorsunuz! Partneriniz size sözlü olarak saldırıyor, size çirkin isimler takıyor, kendinizi kötü ve değersiz hissettiriyor ve sizi korkutuyorsa o ilişkiden güvenli bir şekilde en kısa sürede çıkın. Gerekirse polisi aramaktan ve uzaklaştırma emri çıkarttırmaktan çekinmeyin.
“İlişkiye Çok Emek Verdim” Diyerek Vazgeçmeyi Reddediyorsanız
Ayrılma düşüncesi sık sık aklınızdan geçiyor ama “Bu ilişkiye çok emek verdim” diyerek bırakıp gitmeyi göze alamıyor musunuz? “O kadar zaman harcadım, ayrılırsak başka birini bulamayabilirim” mi diyorsunuz? Sosyal baskılardan dolayı yanlış kişiye razı olmayın. Mutlu ve yalnız olmak biriyle birlikte olup mutsuz olmaktan çok daha iyidir.
İlişkinizi Hiç Kimse Onaylamıyorsa
İlişkiyi iki kişi yar, dolayısıyla da karar verirken başkalarının ne düşündüğü çok önemli olmamalıdır. Bir istisna dışında: Eğer arkadaşlarınız ve aile üyelerinizden hiçbiri partnerinizi onaylamıyorsa, onların görüşleri dinlemeye değer olabilir. Bir veya iki kişinin düşüncesi bir insan hakkında adil karar vermek için yeterli değildir, ancak hiç kimse ilişkinizi desteklemiyorsa bunun ardında meşru bir neden olma ihtimali yüksektir.
Aynı Değerleri Paylaşmıyorsanız
Evlilik, çocuklar, sosyal ilişkiler, hayattaki duruşunuz, nasıl para harcamak istediğiniz gibi konularda ikiniz de hemfikir misiniz? Bu noktalarda temel anlaşmazlıklar olması, ileride daha büyük sorunların çıkabileceğine dair önemli bir göstergedir.
Düzenli Olarak Saygısızlığa Maruz Kalıyorsanız
Partnerinizin söyledikleri ve tavırlarının size iyi hissettirip hissettirmediği önemli bir kriterdir. Örneğin; sizi gerçekten rahatsız eden bir şeye üzüldüğünüzde sizinle dalga mı geçiyor ya da endişelerinizi dile getirdiğinizde gözlerini mi deviriyor? Bütün bu davranış modelleri size saygı duyulmadığınızı hissettirir. Ve bu ilişkinin sağlığı açısından iyi bir işaret değildir. Ayrılık, kendinizi yeniden bulmanız için iyi bir başlangıç olabilir.
Hayatınızdaki Diğer İnsanlarla İletişiminiz Kesildiyse
Partneriniz hayatınızdaki en önemli kişi olabilir, ancak hayatınızdaki tek kişi olmamalıdır. Bir düşünün: En son ne zaman arkadaşlarınızla takıldınız? AilenİZle en son ne zaman bir araya geldiniz? Hayatınızdaki herkesten koptuğunuzu ve yavaş yavaş uzaklaştığınızı hissediyorsanız, manipülatif ve kontrolcü bir kişilikle birlikte olma ihtimaliniz yüksektir. Bu durumda arkanıza bile bakmayın.
Artık Mutlu Değilseniz
Kulağa biraz tuhaf gelebilir. “Mutlu değilsem, bunun zaten farkındayımdır ve tabii ki ilişkimi sonlandırırım” diye düşünebilirsiniz. Ancak ayrılık her zaman kişinin varsaydığı kadar kolay değildir. Neden mutsuz olduğunuz konusunda bahaneler uyduruyor, gerçekleri inkar ediyor ya da gerçeklerle yüzleşmeyi reddediyor olabilirsiniz.