Cilt bakımı, yaşlanma korkumuzun bir sonucu olarak en çok bütçe ayırdığımız kozmetik harcamalarının başında geliyor. Ancak, cildimiz için faydalı ürünler kullanma konusunda gösterdiğimiz hassasiyeti, cildimizi olumsuz etkileyen dış faktörlerden koruma konusunda da gösteriyor muyuz?
Cildinizin hızlı yaşlanması, genetik etkiler ve genel sağlığınızın yanı sıra içsel faktörlere ve aşırı güneşe maruz kalmak, sigara içmek, hatta içeçekleri sık sık pipetle içmek gibi dış faktörlere bağlıdır.
Cildinizin sağlığı ve dayanıklılığı gerçek yaşınızdan onlarca yıl daha genç olabilir. Önemli olan, cildin yaşlanma sürecini hızlandırabilecek sinsi faktörlerden kaçınmak veya bunları azaltmaktır.
İşte, cildinizin normalden daha hızlı yaşlanmasına neden olabilecek 6 faktör:
1. Kötü Beslenme: Çok fazla işlenmiş veya şekerli yiyecek tüketmek, kan şekeri ve insülinde dramatik ani artışlara neden olabilir ve bu da hücresel düzeyde kronik, düşük dereceli inflamasyonu tetikleyebilir. Bu gizli iltihap, glikasyon adı verilen bir süreçle cilt yaşlanmasını hızlandırabilir.
Ne yapmalı?
Hızlı bir şekilde kan şekerine dönüşen basit karbonhidratları azaltın ve bunun yerine çok sayıda tam tahıl, sebze ve meyve tercih edin. Özellikle meyveler, turunçgiller, kivi, ananas, kırmızı ve yeşil biber, brokoli gibi antioksidan açısından zengin gıdaların tüketimini artırın. Aynı şey, C ve E vitaminleri, resveratrol, yeşil çay ve üzüm çekirdeği gibi antioksidan içerikli cilt bakım ürünleri kullanmak için de geçerli.
2. Her Zaman Yüzün Aynı Tarafında Uyumak: İyi görünmek için uykunun çok önemli olduğunu biliyorsunuz. Siz uyurken, vücudunuz cilt de dahil olmak üzere vücuttaki pek çok farklı doku için onarım sürecini başlatır. Dolayısıyla, uykunuzu yeterli düzeyde almadığınızda, cildiniz ihtiyacı olan onarımı ve yenilenmeyi yapamaz. Uzmanlar, sürekli olarak yüzünüzün aynı tarafında uyumanın, yüzünüzü daha hızlı yaşlandıracağı konusunda uyarıyor. Bu durum cilt dolaşımını engelleyerek, kırışıklıkları kalıcı kılıyor ve cildi mekanik olarak kırıştırıyor.
Ne Yapmalı?
Uyku için bolca zaman ayırın. En az sekiz saatlik uykunuzu aldığınızdan emin olun. Sırt üstü ya da en azından yan dönerek (sürekli tek tarafta kalmadan) uyumayı alışkanlık haline getirin.
3. Depresyonda Olmak: İnsanlar depresyondayken, belirli yüz kaslarını gerebilir, yüzünü ekşitebilir ya da kaşlarını çatabilirler; tüm bu olumsuz yüz ifadeleri ince çizgiler ve kırışıklıklar şeklinde cilde kazınabilir. Ayrıca depresyon, kolajeni zayıflatan ve büyüme hormonu sentezinde azalmaya neden olan yüksek kortizol (stres hormonu) seviyeleriyle ilişkilidir, bu da cildin geceleri kendini onarma yeteneğini engeller. Dahası, insanlar depresyondayken, genellikle olması gerektiği düzeyde yemek yemez, uyumaz, egzersiz yapmaz veya ciltlerine bakmazlar.
Ne yapmalı?
Düzenli egzersiz yapın, psikoterapiye gidin, bir antidepresan veya başka bir tedaviden fayda sağlayıp sağlamayacağınız konusunda doktorunuzla konuşarak ruh halinizi iyileştirmek için adımlar atın. İlginç bir şekilde, Botoks gibi bir tedavi ile kırışıklıkları azaltmak, depresyon belirtilerini iyileştirebilir. Journal of Cosmetic Dermatology’de Mart 2009’da yapılan bir çalışmada, araştırmacılar, majör depresyonla mücadele eden insanların kaşlarını çattıkları alana Botoks uygulandığında, yüz kaslarının felce uğramasının negatif ruh hali sinyallerinin beyne iletilmesini engellediği sonucuna ulaştılar. The Journal of Clinical Psychiatry’nin Ağustos 2014 sayısında yapılan bir araştırma, alınlarına Botoks enjeksiyonu yapılan majör depresif bozukluğuna sahip hastaların, 12 hafta sonra depresif semptomlarında yüzde 42’lik bir azalma yaşadıklarını ortaya koydu.
4. Sürekli Olarak Kilo Alıp Vermek: Mütedamiyen kilo alıp vermek cildinizin sürekli esnemesine ve büzülmesine neden olabilir, bu da özellikle yaşlandıkça cildin elastikiyetini olumsuz etkiler Bu genişleme-kasılma döngüsü vücudunuzda çatlaklara ve selülite yol açmanın yanı sıra yüzünüzdeki cildin sarkmasına ve olması gerekenden daha yaşlı görünmesine neden olabilir.
Ne yapmalı?
Kilonuzu normal aralıkta tutmak için adımlar atın Düzenli egzersiz aynı zamanda cilt tonunu iyileştirmeye yardımcı olurken retinol ve peptid gibi bileşenler içeren ürünler kullanmak çatlakların görünümünü azaltmaya, cildinizin sıkılığını ve elastikiyetini artırmaya yardımcı olabilir.
5. Bazı İlaçların Kullanımı: Astım, artrit veya diğer bazı durumlar için kullanılan oral kortikosteroidlerin ağızdan alımı ya da topikal olarak cilde uygulanması, kollajen ve elastini azaltabilir, cildin incelmesine ve kan damarlarının daha kolay yırtılmasına neden olarak kılcal damarların kırılmasına yol açabilir. Yüksek tansiyon ve nöbet önleyici ilaçlar cildinizi güneş hasarına karşı ekstra hassas hale getirebilir (erken kırışıklıklar ve pigmentasyon değişiklikleri dahil).
Ne yapılmalı?
Bu ilaçları bırakmak gibi bir seçeneğiniz olmadığından, güneş ışığında dikkatli davranmak çok önemli. Bu, gün ortasında güneşe maruz kalmaktan kaçınmak, güneşten koruyucu giysiler giymek ve her gün SPF 30 veya daha yüksek geniş spektrumlu bir güneş kremi kullanıp bunu düzenli olarak uygulamak anlamına geliyor. Geceleri bir retinoid krem kullanmak kolajen üretimini tetikleyebilir ve bu da cildin incelmesine ve diğer istenmeyen değişikliklere neden olabilir.
6. Sık Uçak Yolculuğu Yapmak: Güneşin ultraviyole veya UV ışınlarının yüksek rakımlarda daha yoğun olduğunu biliyor muydunuz? Bu yüzden dağlarda cildiniz daha kolay yanabilir. Uçtuğunuz zaman, uçağın kuru havası ve UV ışınları uçağın pencerelerine nüfuz ettiği için güneşin verdiği hasar sayesinde cildiniz iki kat daha fazla dehidrasyona maruz kalıyor.
Ne yapmalı?
Uçakta SPF’li bir nemlendirici kullanın. Alkol ve tuzlu yiyeceklerden kaçının ve uçuş sırasında bol miktarda su için, Pencerenin yanında oturuyorsanız, gölgeliği aşağı çekin.