Bir ‘Kadın’ Kuaför

Kategori

Bir 'Kadın' Kuaför

hairistcomtr: Mesleğe ilk adımınızı nasıl attınız? Sizi başarıya ulaştıran dönüm noktalarınız nelerdi?

Gülizar Boyacı: Kuaförlüğe ilk adımımı liseyi bitirdikten sonra attım. Üniversiteyi kazanamadım ve bir dönem Konya’ya gittim. Orada çalıştığım yerin alt katında bir kuaför vardı. Ben de öğle arasında onların yanına giderdim ve onlarla zaman içinde arkadaş olmuştum. Bazen de onlara fön tutuyordum ve yardım ediyordum. Fakat o zamanlar hiç aklımda kuaför olma fikri yoktu. Sadece orada olmak hoşuma gidiyordu. Güzel vakit geçiriyordum, eğlenceli bir ortamdı. Sonrasında üniversiteyi kazanamayanlara meslek edindirme projesi ortaya çıktı. Bu proje dahilinde okullar ve kurslar açtılar. Çok da kaliteliydi. Kursların ve okulların programlarında Kuaförlük Bölümünü gördüm ve katılmaya karar verdim. Çalıştığım sürece uğradığım kuaförden esinlendim muhtemelen. ‘‘Ben kuaför olmak istiyorum.’’ dedim.  Ailemdeki birçok kişi bu meslekle benim aramda ilgi kuramadı fakat ben çok istedim. Bir senelik bir kuaförlük eğitimiydi. Giresun’daydı bu kurs. Bir kuaför salonu düşünün her şeyin olduğu, dersler için böyle bir salon yapmışlardı. Hocalarımız vardı ve eğitim veriyorlardı. Ayrıca eğitimden 6 ay kadar süre sonra halktan insanlara ücretsiz olarak ders aldığımız salonda servisler vermeye başladık ve bu aslında bizim için çok büyük bir artıydı. Bizim daha hızlı bir şekilde yol almamızı sağladı. Eğer ben bu işi yapıcaksam iyi yapmalıyım, iyi öğrenmeliyim düşüncesindeydim her zaman. Bu sebeple hocamızın kendi salonunda haftasonu da dahil olmak üzere okuldan çıktıktan sonra çalışıyordum. Çünkü ‘‘Ben bu işi yapacağım.’’ dedikten sonra bu işin bütün detaylarını öğrenmek istedim. Bir yıl sonunda okulum bitti ve daha öğrenecek ne kadar çok şeyim olduğunu fark ettim. Giresun’da bu işi en iyi yapan salona gittim ve çalışmaya başladım. İşi orada öğrenmeye devam etmek istedim. Hiçbir maddi talebim de olmadı çünkü öğrenmek istiyordum ve iki yıl hiç maaş almadan çalıştım. Sonrasında bir miktar maaşım oldu. Ben okuldan sonra ilk salona başladığımda bir takım şeyleri artık öğrendiğimi düşünürken oraya başladığımda hiçbir şey olmadığımı gördüm. Bu beni daha çok kamçıladı. Yanında çalıştığım kuaförde çok başarılı biriydi. O benim idolümdü ve ona hayrandım. Bundan yirmi altı sene önce bile her sene yurtdışına giderdi ve oradan yeni ne varsa bizim salonumuza taşırdı. Ben de hep onun gibi olmak isterdim. İnsanın önünde iyi örneklerin olması ve işini sevmesi onun yolunu açıyor. İyi örnekleri de buluyor ve onlara yöneliyor. Kararlı olmak çok önemli. Ben hiç çalışmaktan yılmadım ve hep iyisini yapmak istedim. Bu süreç sonunda evlenerek İstanbul’a taşındım ve çocuğum oldu. Bir süre kadar mesleğe uzak kaldım fakat eve gelen misafirlerimin, arkadaşlarımın saçlarını yapmaya devam ettim. Uzak kalmak istemiyordum çünkü yıllarca verdiğim bir emeğim vardı kuaförlüğe ve hiçbir zaman bu emeğin boşa gitmesini istemedim. Bu süreç sonunda işime devam etmek için ilk önce bir sene kadar Bağdat Caddesi’nde bir salonda çalıştım. Ardından Altunizade’de bir salonda iki yıl kadar çalıştım. Sonrasında ise çok tesadüfi bir şekilde devredilen bir salona rastladım ve çok sıkıntılı bir süreçteydim. Bu sebeple Erenköy’deki küçük üç koltuklu olan eski bir salonu devraldım. O salona ilk girdiğimde o eski halini hiç görmedim bile. Oraya girip ilk oturduğum zaman orası benim hayalimde bambaşka bir salona dönüştü. Yeniden o salonu boyadım, imkânım olmadığı için ikinci el malzemeler aldım, güzel bir şekilde dizayn ettim ve salonun önceki halini bilen arkadaşlarım salonu bu kadar değiştirmiş olmama inanamadılar. Aslında bütün hayatım boyunca ben bir şeyin daha iyi olabileceğini görebiliyordum. O gördüğüm şeyin üzerine gidiyorum her zaman. Aslında başarının temel noktalarından biri bu bence hem görmek hem de pes etmemek. Salona dönecek olursak; bütün kuaförler kendi salonuna sahip olmak ister fakat sahip olmanın zorluklarını işin içerisine girdikten sonra fark eder. Kendi yeriniz olduktan sonra daha büyük bir gayretle çalışmaya başlıyorsunuz. Bunu yaptıktan sonra benim kendimi eğitmem lazımdı. ‘‘İstanbul’da çok başarılı kuaförler var, bu işi iyi yapan insanlarla bir arada olmam lazım.’’ dedim ve firmalar sayesinde sektör buluşmalarına katıldım. Seyahatlere, eğitimlere, organizasyonlara katılmaya başladım ve bu beni çok zenginleştirdi, vizyonumu açtı. Şovlara, eğitimlere gidince insan, hep aklındam ‘‘Ne kadar güzel ben de yapabilir miyim?’’ düşüncesi geçiyor. Birgün Kuaförler Odası’ndan bir dergi geldi elime. Fuarda bir yarışmadan söz ediyordu ve katılmak istedim. Sonra ‘‘Ne kaybederim ki?’’ diye düşündüm. Ben de o sahneye çıkıp o heyecanı yaşamak istiyordum. Katılmaya karar verdim. Bir taraftan da çok heyecanlıydım. 2005’te gerçekleşti yarışma. Hazırlandım, dergileri karıştırdım, kendime bir model belirledim. O dönemde o heyecanıma müşterilerimde ortak oldu. Yarışma günü fuara gittiğimde kuliste herkes bir hazırlık aşamasındaydı. Yarışmadaki tek kadın kuaför bendim ve mankenin biri bana ‘‘Sana hiç şans vermiyorum, kadınlar bu işi yapamaz.’’ dedi. Ben de ona ‘‘Önemli olan yarışmak ve ben bu sahneye yarışmak için çıkıyorum.’’ dedim. Sonrasında sahneye çıktım, anormal heyecanlıydım. Bir an durdum ve salonda saç kestiğimi hayal ettim. Sahneden inince ne yaptığımı bile bilmiyordum, çok heyecanlıydım. Akşam sonuçlar açıklandığında yarışmada ikinci olduğumu öğrendim. Gerçekten orada yaşadığım heyecanı bir daha hayatımda yaşamadım. Sonraki yıllar başka yarışmalara, şovlara katıldım. Yurtdışına gitmeye başladım ve bu yarışma benim için bir dönüm noktası oldu. Hatta o yarışmaya karar vermek bir dönüm noktasıydı. Kısacası önümü açtı. Bu meslekte girişken olmak, araştırmacı olmak, öğrenmekten vazgeçmemek çok önemli ve bir de başarılı olan insanları dinlemek çok önemli. Bugüne geldiğimizde ise 16 yıldır ben kendi salonumu işletiyorum ve ben salonuma gelmediğim gün kendimi mutsuz hissediyorum.

hairistcomtr: Salonunuzda %100 randevulu sisteme nasıl geçtiğinizden bahsedebilir miyiz?

Gülizar Boyacı: Yedi yıldır randevulu çalışıyoruz ve hep çok yoğun salonumuz. Bir defa müşteri profilimiz bu sisteme geçince değişti. Bizim işimiz çok değerli ve ben bu işe değer verdiğim için müşterime onu yansıtıyorum. Ülkemizde mesleğimiz hak ettiği değeri bulmuyor. Kuaför herkese hizmet ediyor ve herkesin en özel alanına dokunuyor, herkesin en iyi hissetmek istediği alana dokunuyor. Bunu bile bile insanların bu mesleği küçümsüyor olmasını kabul edemiyorum. Edemediğim için de yaptığım işin değerini müşterime gösteriyorum. Ben hiçbir zaman fiyatlarımdan korkmadım, hiçbir zaman büyük indirimler yapmadım ve bu işin hak ettiği değeri bulması içinde seçici olmak gerektiğine karar verdim. Bu sebeple daha kaliteli servis verebilmek için randevulu sistem ile çalışmaya başladım. Daha iyi servis verebilmenin tek yolu o müşteri geldiğinde ona özel bir vakit ayırabilmektir. Aksi takdirde herkese yeterli vakit ayrılmıyor. Randevulu sisteme geçiş tabii ki kolay olmuyor. Öncelikle bütün müşterilerime bu sisteme geçeceğimizin duyurusunu yaptık. Gelen herkese randevusu olup olmadığını sorduk. Randevusu olmayanları da aldık o dönemde ama bundan sonrası için randevu almasını istedik ve kartımızı verdik. Salonun her yerine bunu yazdık ve bu iki yıl kadar bir süre sonunda müşterilerim alıştı ve artık insanın zamanı az. Benim randevum olmadığı zaman kendi özel işlerimi hallediyorum, müşterim geldiğinde şu anda yok denilmiyor. Kendisini randevuya göre ayarlıyor. Eğer benden servis almak istiyorsa ona göre geliyor. Tabii ki bunun olması için de iyi kalitede servis vermeniz lazım. İyi kalitede servis verebiliyorsanız, müşteri sizden randevu alıyor ve geliyor.

hairistcomtr: Erenköy’de kuaför olmak?

Gülizar Boyacı: Ben ilk başladığımda ve bahsettiğim gibi üç koltuklu bir salon aldığımda hiç Erenköy’ü tanımıyordum. Geldiğimde kapalı müşterilerin yoğunlukta olduğu bir bölge olduğunu söylediler. Dolayısıyla insanlar burada bir kadın kuaför olduğunu gördü ve kulaktan kulağa yayıldı. Erenköy’de muhafazakar bir kitleye hitap etmeye başladık. Bu bizim özel tercihimiz değildi ama süreç bu şekilde gelişti. Talepler bu yönde olunca  verdiğimiz servislerle ve sadece kadın ekip ile muhafazakar kesmin üst segmentine bu salonda hitap etmeye başladık. Erenköy bu anlamda benim için doğru bir lokasyondu. Kadın olmamın getirdiği bir şanstı ve bu sebeple Erenköy’ü seviyorum. Benim için işimi kolaylaştırdı böyle bir kitleye hitap edebilmek. Beni daha seçilir ve bilinir kıldı. Her yerde olduğu gibi burada da çok salon var fakat biz artık bir yere geldik. Erenköy denilince Gülizar Kuaför akla geliyor. Müşterimiz kaliteli ve bilen müşteri, tecrübesi var. Zaten artık sadece muhit müşterisi de değil. İşimizin kalitesini bilen her kadın bu salona geliyor.

hairistcomtr: Peki Türkiye’de kadın olarak kuaför olmak?

Gülizar Boyacı: İşin en zor kısmı denebilir. Meslekte bir erkek egemenliği var ve kadınlar için genelde işin manikür ve makyaj kısmında olur inancı oturmuş Türkiye’de. Ben heralde bu algıyı yıkan birkaç kişiden biriyim. Zor çünkü hem müşteri bir kadının saç yapmasına alışkın değil hem de kuaförler buna alışkın değil. Birçok organizasyona katıldığım süreçlerde ‘‘Sen mi yapıyorsun?’’ sorusu ile çok fazla karşılaştım. Hatta dönem dönem meslektaşlarım tarafından küçümsendiğim, ciddiye alınmadığım zamanlar oldu ama şimdi bunların hepsi aşıldı. Kadın olarak bu işte başarılı olmak eskiden daha zordu. Son yıllarda kadınların bu meslekte sayısı artmaya başladı. Kadınların kendilerini geliştirmesi en zor nokta. Eğitimlere, organizasyonlara, şovlara katılma noktasında aile baskısı görebiliyordu. Bu tarz alanları insanlar bilmiyordu çünkü ve bir kadın olarak oralara gitmek daha zordu. Bana bu konularda destek oldular ve benim hep bakış açım: Bu eğitimlere mesleğim için katılmak ve kendimi geliştirmek zorundayım. Aslında ben bu baskılara karşı dik durdum ve bu bizim toplumumuzdan gelen bir şeydi.

hairistcomtr: Kuaför olmak isteyen öğrencilere ya da genç kuaförlere bir mesajınız var mı?

Gülizar Boyacı: Hangi işi yaparlarsa yapsınlar, kadınların mutlaka kendilerini geliştirmesi gerekiyor. Bu işi yaparken bu işi, A’dan Z’ye öğrenebilecekleri her şeyi takip etmeliler. Kendilerine bunu hak görsünler. Bunu yaptıklarında başarı onlara gelecektir. Önlerini kapatacak engelleri kaldırmaları gerekiyor ve bu meslek çok değerli bir meslek bunu her zaman bilmeleri gerekiyor. Önce insanların kendilerine değer vermesi ve kendilerini sevmesi gerekiyor. O zaman etrafına da mutluluk yayıyor, herkese pozitif bir alan yaratıyor. Bizim mesleğimiz çok değerli çünkü bizim önümüze her türlü insan oturuyor. Her türlü mesleğe hitap ediyoruz ve o insanlardan her şeyi öğreniyoruz, bu bizi bilgi zengini yapıyor. Yeter ki neyi almak istediğini bil. Bu müşterilerin gözünde seni de önemli kılıyor. Meslekte zaten saygınlığın artması gerekiyor, işin özü bu ve bunun içinde kişinin kendini her anlamda geliştirmesi gerekiyor. Beni başarılı kılan etkenlerden biri de bu aslında çünkü ben gelişmeye önem veriyorum. İhtiyacım olduğunu hissettiğim için öğreniyorum ve bunu da paylaşıyorum.

Bizim işimiz kadınlarla  olduğu için kadınlığın her evresini yaşıyoruz. Kadının ruhunu biliyoruz. Örneğin: Bir kız çocuğu annesinin yanında ilk defa kuaföre gelmeye başladığı zaman, ilk defa bir kuaföre saçını kestirdiği an… Benim için ilk defa saçını kestiren çocuk çok önemli. Ben buna çok önem veriyorum ve salonumda sadece çocuk saçlarını ben kesiyorum çünkü onun bu konu ile ilgili, kuaför korusu ile ilgili olan noktasını ancak orada korkutmadan başarabilirsem hayatı boyunca bu noktadan mutlu olabileceğine inanıyorum. Dolayısıyla hepsini ben kesiyorum ve onların o ruhlarını görüyorum. Kendilerini iş bittikten sonra aynada seyretmelerini görüyorum. Kadın olmak orada başlıyor. Sonra onun ilk okula gidişini, ilk gösterisine çıkarkenki halini, lisesi, üniversitesini gözlemliyorsunuz… Bir kadının heyecanlarını, isteklerini, nasıl değiştiğini, nasıl evrimleştiğini görüyorum; nişanı, evliliği, doğum yaptıktan sonraki hali, çocukları büyüdüğü zamanki hali, çocukları evlenirkenki hali, yaşlandığı hali… Sonuç olarak kadını 7’sinden 70’ine her halini görüyoruz ve bir kadın kuaför olarak da bu beni çok doyuran bir şey. Çok özellikli bir şey bu yüzden bu işi çok seviyorum. Ben yanımda çalışan arkadaşlarıma da bunu hissettirmeye çalışıyorum. Çünkü bizim mesleğimizde biz anne baba gibiyiz ve bir aileyiz. Kendi yanımdaki insanlara da başarılı olmaları konusunda örnek olabilmek istiyorum her zaman.

hairist.com.tr mobil uygulaması  Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!  

İndirmek için tıklayın:   

 

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228

 

 

Önerilenler

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Benzer İçerikler