Estetica Dergisi – Hairist projesi olarak gerçekleştirdiğimiz “Güzelliğin Peşinde” belgesel serisinde Kuaför Elif Boztepe Çetin, kuaförlüğe adım atma ve mesleki gelişim hikayesini, deneyimlerini, kuaförlüğe ilişkin fikirlerini bizlerle paylaştı.
İşte, Elif Boztepe Çetin röportajından alıntılar:
“Annem kuafördü. Meslek hayatına girmeden önce salona hiç girmiyordum. Psikoloji okumaya kararlıydım ve üniversiteye hazırlanıyordum. Babamın vefatından sonra Kariyer Akademisi’nde Estetisyenlik okumaya karar verdim. Orada okurken hayatın Körfez’den ve annemin salonundan ibaret olmadığını anladım ve kuaförlüğe başlamaya karar verdim. Ondan sonra da kimse beni bu yoldan döndüremedi. İyi ki kuaför olmuşum, dünyaya bir daha gelsem yine kuaför olurdum. Psikoloji okuyamadım, şu anda yaklaşık dört yıldır koçluk eğitimi alıyorum. Kişisel gelişim eğitimleri veriyorum. Salonumda ekibime psikolojik destek ve koçluk yapıyorum. Hem kendim için hem personelim için dışarıdan da bir koçluk eğitimi alıyorum. Kuaförlük mesleği, insan ilişkileri açısından bence çok zor bir meslek. Ama bu eğitimlerle bu güçlüğün üstesinden gelmeyi başarıyoruz.”
“Kuaförlüğün en güzel tarafı, müşterinin ‘Beni yine çok mutlu gönderiyorsun,’ demesi. ‘Saçımı, makyajımı değil, benim ruhumu iyi ederek gönderdin,’ ya da ‘Bugün enerjim çok düşüktü, mutlu olmaya geldim,’ diyor. Saçta da makyajda da diğer servislerimizde de harikalar yaratıyoruz ama asıl harika olanı ruhlarda yaratıyoruz. Mutluluk bulaşıcı bir şeydir, biz de mutluluk bulaştırıyoruz diye düşünüyorum.”
“Sadece kesim ve renklendirme değil, moda, danışmanlık, stilistlik yapmamız tercih nedeni olmamızı sağlıyor. Özellikle imaj danışmanlığı… Bize artık saçımı, makyajımı nasıl yapayımdan öte, “kıyafetimi ya da organizasyon alınını nasıl seçeyim?” tarzında sorular geliyor. Bu konuda da Schwarzkopf’un desteği çok fazla.”
“Kuaförlüğün altın bilezik olmasının sırrı öncelikle hem kişisel hem de ekip olarak kendinizi geliştirmekten ve iyi iş ortaklarından geçiyor. Ekip mutlu olduğunda müşteri de mutlu oluyor. O yüzden müşteriyi mutlu etmenin özünün eğitimden geçtiğine inanıyorum.”
“Kuaförlüğün en güzel tarafı, müşterinin “beni yine çok mutlu gönderiyorsun,” demesi. Saçımı, makyajımı değil, benim ruhumu iyi ederek gönderdin,” ya da “Bugün enerjim çok düşüktü, mutlu olmaya geldim,” diyor. Saçta da makyajda da diğer servislerimizde de harikalar yaratıyoruz ama asıl harika olanı ruhlarda yaratıyoruz. Mutluluk bulaşıcı bir şeydir, biz de mutluluk bulaştırıyoruz diye düşünüyorum.”
“Sadece kesim ve renklendirme değil, moda, danışmanlık, stilistlik yapmamız tercih nedeni olmamızı sağlıyor. Özellikle imaj danışmanlığı. Bize artık saçımı, makyajımı nasıl yapayımdan öte, “kıyafetimi ya da organizasyon alınını nasıl seçeyim?” tarzında sorular geliyor. Bu konuda da Schwarzkopf’un desteği çok fazla.”