Çalışanlar nasıl motive olur?
Bir işyerinde insanları motive etmek, onların gönülden çalışmasını sağlamak için ne yapmak gerekir? İşverenler ne yaparlarsa, nasıl davranırlarsa, çalışanlar kendilerini işlerine adarlar?
Çalışanlarını motive etmeyi başaran bir işletme, bütün alanlarda başarının kapılarını açar. Çalışanların gönülden bağlı olarak çalıştıkları işletmelerde, müşteri sadakati de verimlilik de kârlılık da artar. Çalışanların motive olduğu iş ortamları, bir bakışta fark edilecek kadar huzurludur. Çoğu yönetici, parasal ve yasal haklarını verdiği takdirde, çalışanları memnun edeceğini ve onları işletmeye bağlı kılacağını düşünür. Hatta, işverenler arasında, bir insan çalıştırıp o insana para ödemenin, ona iyilik yapmak olduğunu düşünenler bile vardır. Çoğu patron, çalışanlarının, ücretlerini tam zamanında ödediği, sigortalarını yatırdığı, onlara yasal haklarını verdiği için övünür.
Oysa bu, sağlıksız bir düşüncedir. Bir işverenin bir insanı çalıştırması, bir alışveriştir: Çalışan, zamanını, bilgisini, deneyimini ve emeğini verir; işveren ise bunun karşılığı olan maddi ve yasal hakları verir. Bir çalışanla bir işveren arasındaki alışverişi, iyilik yapmak gibi bir mantığın içine oturtmak, sağlıksız ilişkiler doğurur, iş huzurunu bozar. Bir çalışanın kanunların belirlediği sürede çalışması, düzgün bir çalışma ortamına sahip olması, ücretini zamanında alması… “olmazsa olmaz” unsurlardır. Bunlar bir işyerinin sağlaması gereken asgari koşullardır. Nasıl bir hastanenin hijyen koşullarını yerine getirmesi şartsa bunlar da bir iş ortamının “hijyen” koşullarıdır.
Hangi sektörde faaliyet gösterirse göstersin, her kademedeki çalışan bu asgari koşulları daha işin başında hak eder. İşletmeler bu koşulları sağladıkları zaman olağanüstü bir şey yapmış olmazlar; zaten yapmaları gerekeni yapmış olurlar. Bir işyeri çalışanlara, yapmaya mecbur olduklarını yaptığı zaman, onların memnuniyetini ve sadakatini elde edemez. Nasıl ki bir hastaneyi hijyenik olduğu için tebrik etmiyorsak bir işvereni de çalışanlarının yasal haklarını verdiği için kutlamayız.
Maalesef Türkiye’de bu konu yeterince iyi anlaşılmış değildir. İşletme yönetimleri hala, asgari koşulları yerine getirdikleri takdirde, çalışanları motive edebileceklerini zannediyorlar. Bu nedenle Türkiye’deki işletmelerde, çalışanları motive etme konusunda, yanlış teşhis ve yanlış tedavi, çok yaygındır.
Çalışan memnuniyeti konusunda yaşanan bu hayal kırıklığı, Türkiye’de pek çok işletmenin yaşadığı tipik bir hayal kırıklığıdır.
Gerçek şu ki, çalışanların memnuniyetsizliklerini gidermek, onları memnun etmez. Kulağa çelişkili gibi gelen bu ifadeyi, daha 1960’ların sonunda, Frederick Herzberg, Harvard Business dergisinde yazdığı makalede söylemişti. Memnuniyetsizliğin tersi memnuniyet değildir. Bir insanın memnuniyetsizliğini ortadan kaldırmak, onu memnun etmeye yetmez.
Bir işletmedeki memnuniyetsizliklerin nedenleri şunlardır:
1. Gereksiz işletme kuralları,
2. Aşırı denetim,
3. Çalışma arkadaşları ve yöneticilerle ilişkilerdeki aksaklıklar,
4. Uygun olmayan çalışma koşulları,
5. Düşük ücret,
6. Çalışanın hak ettiği unvanı elde edememesi,
7. Çalışanın kendisini, iş güvencesi bakımından tedirgin hissetmesi.
Bir işletme, bu alanlarda iyileştirmeler yaparsa, çalışanların memnuniyetsizliklerini gidermiş olur. Sadece çalışma hayatında değil, hayatın her alanında bu durum geçerlidir. Zaten yapılması gereken, “olmazsa olmaz” diye tanımladığımız özellikleri yerine getirmek, bir insanı da, bir işletmeyi de itibarlı kılmaz. Biz insanlardan da, kurumlardan da daha fazlasını bekleriz.
Çalışanları memnun etmek, onları motive etmek, onların gönüllerini kazanmak için bir işletmenin önce “olmazsa olmaz” koşulları eksiksiz yerine getirmesi, sonra da bir insanı motive edecek konuların kendisine yoğunlaşması gerekir.
Bir işletmenin çalışanları motive etmesi için yapması gerekenler şunlardır:
1.İnsanlar yaptıkları işte anlam bulmak isterler. İnsanlar, sadece para kazanmak için çalışmazlar. Yaptıkları işin, insanlara yararlı olmasını, onların hayatlarına katkıda bulunmasını isterler. Kurumların ve işletmelerin, çalışanlara bu duyguları yaşatması gerekir.
2.Çalışanlar sorumluluk almak isterler: Her çalışan, kendisine söyleneni yapmak kadar, büyük resmi görüp inisiyatif kullanmak ister. Kendi sorumluluk alanında bağımsız karar aldığı sürece, çalıştığı yere bağlanır. Bunun için işletmelerin çalışanlara, kendi kararlarını alacakları, özgürlük alanları bırakması gerekir. Sadece emir ve talimatları yerine getirerek çalışmaktan kimse motive olmaz.
3.İnsanlar ilerlemek isterler: Yaptıkları işi başardıkları ölçüde, daha fazla sorumluluk almak, daha fazla katkı yapmak isterler. Bunun için de etki alanlarının artacağı, başkalarını yönetecekleri konuma yükselmek isterler.
4.İnsanlar başarma duygusunu yaşamak isterler: İnsanlar işletmenin başarısında kendi katkılarının olduğunu bilmek isterler. Başarılara ortak olmak, bu duyguyu yaşamak isterler. İşletmelerin, çalışanların kendilerini başarıda pay sahibi olduklarını hissedecekleri çalışma ortamları kurmaları gerekir. Herkesin bilgiye ulaştığı, kararlara çok sayıda insanın katıldığı, birlikte soluk alıp veren bir ortam yaratmaları gerekir.
Siz de kuaför salonunuzda çalışanlarınıza insiyatif vererek, onların gelişmesini sağlayarak motive etmelisiniz. Unutmayalım mutlu bir ortamda çalışan insanlar her daim daha verimli olurlar.
hairist.com.tr’nin resmi
mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!
İndirmek için tıklayın:
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228
https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975