L’Oréal Professionnel Ürünler Bölümü Genel Müdürü Emine Akad Gürpınar bayrağı Gülşah Camcı Yılmaz’a devretti. Emine Akad Gürpınar ile L’Oréal Professionnel Bölümü‘nde bıraktığı izleri, Gülşah Camcı Yılmaz ile ileriye dönük projeleri konuştuk.
Estetica: Emine Hanım yaklaşık 3 yılı aşkın bir süre profesyonel bölümün yöneticiliğini yaptınız. Bu 3.5 yılın değerlendirmesini yapar mısınız?
Emine Akad Gürpınar: L’Oréal çatısı altında dört divizyonumuz bulunmakta: Tüketici kanalından eczane kanalına kadar, lüks ve profesyonel ürünler ile birlikte dört divizyon. 20 yıllık L’Oréal geçmişimde, profesyonel ürünler bölümünde hiç çalışmamıştım. Keşfedince burada büyük bir cevherin yattığını gördüm. B2B ayağının ön planda olduğu, kuaförler ile gelişen bir bölüm. İşe kattığımız anlam olarak baktığımızda bence çok zengin. Çünkü bir meslek grubunun gelişmesine katkıda bulunmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bölümün duygusal olduğunu hep duyardım. Aslında insanlar duygusal; o yüzden tüm bölümlerde de bu duygusallık var. İnsana dokunduğumuz her işte duygusallık var elbette ki, ancak profesyonel bölümde kuaför ve müşteri ile olan direk temastan ötürü daha da yoğun yaşanan duygusallık olduğu doğru.
Estetica: Yeni görevinizden biraz bahseder misiniz?
Emine Akad Gürpınar: L’Oréal Lüks Ürünler Bölümü’nün Genel Müdürlüğünü üstlendim. L’Oréal Lüks geçmişten benim iyi bildiğim bir bölüm. Zira tüketici ürünlerinde 9 senelik bir çalışmadan sonra yine bir Paris dönüşü yine hiç planlarda olmayan bir şekilde Lüks divizyonda çalışmaya başlamıştım. Bunun sonrasında çeşitli görevlerden sonra Paris’te Lüks Divizyon bünyesinde Batı Avrupa Lancôme Marka Direktörlüğünü üstlenmiştim. Sonrasında da Profesyonel Ürünler Genel Müdürlüğünü üstlendim.. Şimdi yeniden lüks ürünler bölümüne geri dönüyorum.
Estetica: Sizinle beraber gelen değişimler oldu. Meslek Liseleri ile ilgili kuaförlük sektörünün istihdam ihtiyacını karşılayacak ve geleceğin donanımlı kuaförlerini geliştirmek için çok ciddi çalışmalar yaptık. Yurt dışındaki tecrübeleriniz, tüketici ürünleri ile ilgili geçmişiniz ışığında kuaförlük ile ilgili ne fırsatlar, ne tehditler görüyorsunuz?
Emine Akad Gürpınar: Bu çalışmaların devamı bu sektör için çok önemli, sektörün kendi çabasıyla da eğitim konusunun üzerine gitmesi son derece kilit bir nokta. Çok büyük fırsatlar var. Çünkü sonuçta kuaförün önüne oturan kadın kuaförün iki dudağı arasından çıkacak yönlendirme doğrultusunda kendi güzelliği ile ilgili bir takım adımlar atabilir. Bunu yapmaya hazır aslında ve bekliyor. Bizim orada gideceğimiz çok yol var. Doğru ve güvenli şekilde yönlendirme, ürünlere, tekniklere ve servise hakimiyetten geçiyor. Önce kuaför bu konularda kendini rahat hissedecek ki rahatlıkla konuşabilsin, yönlendirme yapabilsin. Onun için o güven ortamının sağlanması çok önemli. Bunun sonrasında da doğru tavsiyelerle, yönlendirmeler ile müşterinin ihtiyaçlarına en doğru şekilde cevap vermek, onun görmediği ihtiyaçlarının farkındalığını sağlamak ve en sonunda doğru programları sunmak için elinde çok büyük olanaklar var. Bunun ne kadarı kullanıyor bu soru işareti.
Direk olarak temas ediyorlar kadınlara. Arada bir engel olmadan; duygusal da bir ilişki var ve yapabileceklerinin bir sınırı yok. Son derece de değerli bir hizmet sunuyorlar. Çünkü Türkiye’de de kadınlar için en önemli güzellik unsuru saçları. Saç pazarı en büyük pazar. Burada kuaförün uzmanlık rolünü üstlenmesi ve doğru yönlendirmeler sunabilmesi çok önemli.
Estetica: Sektörün büyümesi ile ilgili rakamlardan bahseder misiniz? 3.5 senelik bir süre içerisinde L’Oréal Professionnel ‘de nelere ulaştınız?
Emine Akad Gürpınar: 3.5 senelik süreçte bölüm yüzde elli oranında büyüdü. Ekiplerimizin çok iyi yaptığı işlerin başında Kérastase’ın Doğu Avrupa bölgesinde birinciliğe yükselmesi; aynı zamanda Matrix markamızın çok önemli bir dönüşüm gerçekleştirmiş olması ve marka DNA’sını oturtup bunu çok güçlü bir şekilde sektöre vermesidir ki L’Oréal Professionnel portföyündeki yerini tam anlamıyla oynaması çok önemli bir başarıydı. L’Oréal Professionnel markamız çok zor bir pazarda liderliğini perçinledi. Ayrıca sektöre katkı anlamında, köklü geçmişi olan kuaförlerimizin de her zaman söylediği ‘ben başladığım andan itibaren L’Oréal Professionnel benim yanımdaydı. L’Oréal Professionnel ile ben büyüdüm geliştim’ dedikleri bir miras var. 3.5 yıllık zaman diliminde en çok eğitim ekiplerinin sayısında artış yaptık.
Estetica Dergisi ile beraber yaptığımız projelerin de çok değerli olduğuna inanıyorum. Meslek okulları, üniversitelerde yaptığımız oturumlar, L’Oréal Business Forum, yuvarlak masa toplantıları, Rüştü Uzel Kız Meslek Lisesi projesi ilk aklıma gelenler. Oynadığınız rol çok önemli sektörde. Onun için, bu kaliteli iş birliği için size teşekkür ediyorum. Çok keyifle geçirdiğim bu 3.5 senenin ardından, bu bölümü bırakırken görevi çok değerli bir arkadaşıma bıraktığım için çok mutluyum. Gülşah Hanım’a da bundan sonrasında başarılar diliyorum.
Estetica: Gülşah Hanım, Paris’ten geri dönüş yaptınız ve yurtdışına gitmeden önce Türkiye L’Oréal ‘de Profesyonel Ürünler ‘de Pazar Geliştirme Müdürüydünüz. Sizden dinleyebilir miyiz?
Gülşah Camcı Yılmaz: L’Oréal’e 2000 senesinde girdim. Bu 17 senelik L’Oréal kariyerimin yarısı parfümeri ve modern mağaza ve zincirlerin yönetildiği tüketici ürünleri yarısı da profesyonel ürünler bölümünde geçti. 2003’de Kérastase’a geldim. 2.5 sene Kérastase ‘ta çalıştıktan sonra tekrar tüketiciye geri döndüm.
2008’in sonlarında ise profesyonel ürünler bölümüne Matrix Pazarlama ve Eğitim Müdürü olarak geri döndüm. 2012’den 2014’ün başına kadar L’Oréal Pazar Geliştirme bölümünü yönettim, bu dönemde L’Oréal Professionnel Yönetim Danışmanlığı bölümü de bana bağlıydı. Kuaförleri ve tüketicilerimizi nasıl daha iyi anlarız, markalarımızla Türkiye pazarını büyütüp geliştirmek için neler yapabiliriz, profesyonel bölümün gücünü kuaförlerimizi geliştirmek için nasıl kullanırız buna odaklandık. Beyaz Kelebekler gibi farklı özel projeler yaptık. 2015’in başından bu zamana ise Doğu ve Orta Avrupa Selective markalarımızın marka direktörü olarak yurt dışında çalıştım.
Estetica: Projelerimiz ne, hedeflerimiz neler? Ne fırsatlar var önümüzde? Neler göreceğiz?
Gülşah Camcı Yılmaz: Çok önemli bir vizyonumuz var bizim L’Oréal Profesyonel Ürünler Bölümü olarak: Bütün ekip olarak biz kuaförün en iyi partneriyiz. Kuaförün en iyi partneri olduğunuzu hissettiğinizde ve bunu her hareketinizde gösterdiğinizde yapacağınız her şey yolunu buluyor. Bu işi biz sanki kendi işimiz gibi yönetseydik; eğer çalıştığımız her bir kuaför salonu kendi işletmemiz olsaydı o işi nasıl yönetirdik? Bizim en önemli çıkış noktamız bu.
Bugün bir elle dokunabildiğimiz bir salonumuz var ve artık ayrıca dijitalde de bir salonumuz var. Dijital bir reklam aracı değil yeni gerçeklik; bakış açınızı böyle değiştirdiğinizde dijital transformasyonu gerçekleştirmek için bir çok yol çıkıyor karşınıza. Bu büyük değişimi salonlarımıza taşımak bizim en önemli hedefimiz. Bugün Instagram veya Facebook’da bir hesabınızın olması hiçbir şey ifade etmiyor. Orada fotoğraf bilgi post etmek de hiçbir işe yaramıyor. Biz oradan salonlarımıza nasıl tüketici çekebiliriz, yeni tüketiciyi bulmanın ya da yaptığımız servisleri onlara anlatmanın en iyi yolu dijital. İnanılmaz bir fırsat yatıyor burada. Bu alanda başarılı olan dostlarımız var. Bu işi çok iyi yapanlar var ama hala azınlıktalar. Öte yandan bu dünyada plansızca, sadece fırsat peşinde yer alanlarımız var. Bu muhteşem yeni dünyayı birlikte anlayıp, yeni salonlarımız olarak birlikte yürüteceğiz.
İşin bir de değer yaratma boyutu var. Tüketici odaklı olduğunuzda, onları dinlediğinizde işiniz çok netleşiyor. Bugün kadınlar diyor ki ‘’ben artık çok daha farklı bir renklendirme sonucu istiyorum’’. Selfie kültürü bambaşka bir güzellik anlayışı getirdi. Mesela L’Oréal olarak “Saç rengi yeni makyajım” diye bir hareket başlattık. Saç rengini değiştirerek kadın yepyeni bir güzelliğe ulaşıyor ve bunu sık sık yaparak, farklılaşmak istiyor. Fakat her kuaför bu anlamda yetkin değil, trendler sürekli değişiyor teknikler de bu değişimi takip ettiğinde başarılı oluyoruz. Tüketici trendlerini yakından takip ederek, onlara en iyi servisi nasıl vereceğimizi kuaförlerimizle birlikte yaratmak ve tüm kuaför ekiplerimizi bu anlamda eğitmek bizim en önemli hedeflerimizden biri daha.
Her şeyden önce şirketler, kuaför salonları, L’Oréal, bizimle birlikte çalışan tüm profesyonel güzellik salonları hepimiz insanız. Biz ne istiyoruz, neden çalışıyoruz, nasıl bir iş yerinde çalışmak istiyoruz, yöneticiler ekiplerimizin işletmelerini kendi işyerleri gibi benimseyip içlerindeki gücü yaratıcılığı sonuna kadar paylaştıkları ortamları nasıl yaratacağız. Biz L’Oréal olarak tüm dünyada ‘’Simplicity/Sadeleşme’’ değişim projesini başlattık. Bu projeyi bizimle çalışan ortaklarımızla da paylaşacağız. Sadece teknik ve servis eğitimleri değil, işletmelerimizi büyüten, L’Oréal olarak en mutlu en verimli işletmeleri nasıl yaratacağız? Bu da üzerinde çalıştığımız konular arasında.
Değer yaratmak derken, kuaför dostlarımızın kendi değerlerinin farkına varması da çok önemli. Kadın ve erkeklerin en değerli, özel parçalarını emanet ettikleri bu güzelliğini keşfetme, kendini bulma mekanlarımız salonlarımız, bu dönüşümün yaratıcıları kuaförlerimiz müthiş bir hızla dönüşen dünyada nereye konumlanacak? Bunu birlikte bulacağız. Profesyonellik gittikçe daha çok değer kazanıyor. Çünkü insanlar artık kişiselleştirilmiş sonuçlar istiyor. Hiç kimse tek bir renk sonucu istemiyor. Bunu da konforlu ve güvenebileceği bir yerde yapmak istiyor. Bunu da bu işi en iyi yapan profesyoneller, L’Oréal kuaförleri yapabilir. Biz de onların yanı başında olacağız.
Estetica: Yapılacak pek çok şeyin ve atılacak pek çok adımın olduğu çok net. Samimi paylaşımlarınız için teşekkür ediyor ve yeni görevlerinizde başarılar diliyoruz.
Detaylar Estetica Dergisi Yaz Sayısı’nda.