Schwarzkopf Renk Elçisi Arjan Beevers İstanbul’daydı!

Sofistike tarzıyla bilinen, iki kez “Hollanda Yılın Kuaförü’ unvanının ve çok sayıda ödülün sahibi olan Schwarzkopf Global Renk Elçisi Arjan Beevers, Türkiye’deki kuaförlere özel bir workshop serisi için İstanbul’daydı.

25 yıllık tecrübesiyle kendi imzası olan yaratıcı bir stil yaratmayı başaran, Hollanda’nın önde gelen kuaför salonu Avanti Kappers’in sahibi Arjan Beevers, Schwarzkopf ASK Eğitim platformuna zengin bilgi birimi ve deneyimini katmanın yanı sıra ESSENTIAL LOOKS® koleksiyonlarındaki yeni trendlerde de yaratıcı ve yenilikçi stilini konuşturuyor.

Arjan Beevers’la gerçekleştirdiğimiz özel röportajda, Türk kuaförleriyle ilgili izlenimlerinden Essential Looks çalışmalarına, kuaförlük ödüllerinin avantajlarından koleksiyon çalışmanın önemine, kuaförlükle ilgili merak edilen pek çok detayı konuştuk.

İstanbul’a ilk kez mi geliyorsunuz?

Arjan Beevers: İstanbul’a ilk gelişim. Sarayı gördüm, limana yürüdüm. Çok güzel bir şehir.

Peki ya Türk kuaförleri? Türk kuaförleriyle ilk buluşmanız, onlarla bir atölye yapıyorsunuz. İzlenimleriniz nedir?

Arjan Beevers: Türk kuaförlerini beğendim; fönleri, balyajları çok iyi. İlk iki gün yaptığım workshop çok deneyimli kuaförlerleydi. Bugünkü grup, biraz daha genç, öğrenmeye gerçekten açık ve hevesli. Gerçekten hassas çalışıyorlar, iyi iş çıkarıyorlar.

Buradayken salon işini nasıl yönetiyorsunuz?

Arjan Beevers: Çok iyi bir çalışan kadrosuna ve çok iyi bir yöneticiye sahip olduğum için çok şanslıyım. Bir haftadır salondan uzaktayım ama her şeyin yolunda gittiğini biliyorum. Kadromda 8-10 yıldır benimle çalışan 8 kişi var. Onlara güveniyorum, ben salonda olmasam bile işler her zamanki gibi devam ediyor.

Peki ya randevularınız?

Arjan Beevers: Bu biraz zor oluyor, şimdi çok daha fazla süre uzaktayım. Bu yüzden düzenli müşterilerimden ajandama göre rezervasyon yapmalarını rica ediyorum, planlarını biraz değiştiriyorlar. Bazı müşterilerim de, salondaki bir iş arkadaşımla devam ediyor. Salondan uzun süre uzak kalırsam, pek fazla yeni müşteri yapamam. Denge her zaman zor bir şeydir. Salonunuz, eğitimleriniz, seyahatleriniz var ama aynı zamanda özel hayatınız da var. Evliyim, iki çocuğum var ve dengeyi bulmak zorundayım ki bu her zaman kolay değil.

Şimdi Essential Global Masters var. Bir çok atölye çalışması oluyor ve hepsi bu dönemde. Yazın hiçbir şey olmuyor ve Eylül’de her şey yeniden başlıyor. Yani, belli dönemler çok yoğun.

Schwarzkopf ile ne kadar süredir birliktesiniz?

Arjan Beevers: Sanırım, neredeyse 12 yıl oldu. Salonumu 23 yaşında satın aldım. 19 yaşında orada çalışmaya başladım ve 23 yaşındayken  salonu eski sahibinden devraldım. Başka bir markayla çalışılıyordu ve çok sarışın boyardık. Neredeyse müşterilerimin çoğu… Her şey sarışındı. O zaman çalıştığımız markanın renklerinin yeterince güçlü olmadığını düşünüyordum, renkler çok sıcaktı. Bu yüzden başka bir marka arayışına girdim. Birçok markaya baktım. Hepsi de gelip salonda bir gösteri yaptılar. Schwarzkopf’tan da teknik kişi geldi. Onu Hollanda’da düzenledikleri kuaför ödüllerinden tanıyordum. Bir gösteri yaptı ve tüm markalar  içinde en iyisiydi. Dört model vardı ve hepsi sonuçlara hayran kaldı. Benim için kolay bir işti ama o günden bu yana kararım değişmedi. Sonra bir gün bana  Schwarzkopf için eğitim işi yapmak ister miyim diye sordular ve böyle başladım.

Yeni bir şey göstermiş olmalısın. Teknik olarak çok mu iyiydin?

Arjan Beevers: Ben iyi bir kuaförüm. İyi bir renklendirmeciyim, ama en iyisi değilim, saç renklendirmede benden daha iyi kuaförler var ama farklı şeyler biliyorum. Yani, sahip olduğum tüm disiplinlere ek olarak dijital ve sosyal medyadaki hünerimle, eğitimlerde kuaförlerle paylaşabileceğim birçok şey var. Bir süperstar gibi davranmıyorum. Ben normal bir adamım. En iyi olduğumu düşünmüyorum. Seminerlerimize gelen insanlar, öğrenmek için bir zaman ayırıyor. Ben gençken seminerlere gittiğimde eğitmen bana “Pek iyi değilsin” dediğinde… Eh, bundan hoşlanmazdım, kimse hoşlanmaz. İnsanlar öğrenmek, iyi vakit geçirmek ve kendilerini iyi hissetmek için seminerlere katılıyorlar. Ben gerçekten cana yakın, sakin ve uyumlu olduğuma inanıyorum. Ustalık dersleri verdiğimde insanların bundan keyif aldığını düşünüyorum. İnsanlar benim iyi bir adam olduğumu düşünüyor ve beni bir yere, bir şeye, sonra bir başkasına davet ediyor. Ve bir seferinde de benden global elçi olmamı istediler. Ancak, diğer global elçi kuaförler, solonda çalışmıyor. Harika bir kuaför olan Taylor Johnston gibi. Fotoğraf çekimleri yapıyor, ünlülerle çalışıyor. Aynı zamanda harika bir kuaför olan Nick Irwen de salonda çalışmıyor. Lesley Jennison ayda birkaç gün birkaç müşterisi olan bir salonda çalışıyor, ama orası onun salonu değil. O yüzden salon sahibi ve salonda bizzat çalışan bir kuaförle çalışmak onlar için iyi bir fikir bence. Geçmişte Essential Looks yaptıkları zaman, diyelim ki saçı ayıracaklar. Tam 1 saati sadece buna  ayırırlardı. Ya da saçı kesmek için. Salonda bu olmaz. Saçı ayırmak 5 dakika ise, boyama için üç saatiniz yoktur. 45 dakikanız vardır. Ticari olmalı. Bu bence benim güçlü noktam, çünkü bir salonum var. Ayrıca salonda neyin ticari olup neyin olmadığını ya da neyin işe yarayıp yaramadığını da biliyorum. Yani ekipte bu dengeye sahibiz. Bir editoryal kuaför olarak çekimler için saç yapıyorsunuz ama benim de ticari çalıştığım salon müşterilerim var. Bizi harika bir takım yapan da bu.

Ne zamandır Schwarzkopf’un global ekibindesiniz?

Arjan Beevers: İki-üç yıl.

Instagram hesabınızdan salon çalışmalarınızı değil de, çoğunlukla editoryal görsellerinizi paylaştığınızı biliyorum. Neden salon çalışmalarını paylaşmıyorsunuz?

Arjan Beevers: Öyle değil. Ticari çalışmalarıma ait görseller salon hesabımdan paylaşılıyor. Çünkü beni takip eden bir sürü kuaför var, bu yüzden kendi hesabımda çok fazla kuaför işi ile ticari olmak istemiyorum. Çok fazla fotoğraf çekimi yapıyorum ve yapmayı en sevdiğim, dolayısıyla da en çok gösterdiğim iş bu.

Gelelim, Essential Looks trendlerine? Siz de çalışmanın bir parçasıydınız.

Arjan Beevers: Evet, iki podyum ve bir salon görünümü yaptım. Kapaktaki mavi saçlı adam…. Sarı ve yeşil görünümleri Taylor Johnston ile birlikte yaptım. Gerçekten renkli görünümler. Diyelim ki sarı, yeşil veya mavi çalışıyorsunuz. Bunlar aşırı renklerdir ama bunları saçta güzel bir şekilde uyguladığınız takdirde herkeste güzel görüneceğini göstermek istedim. Burada herkes saçını yeşil veya mavi renk boyasın demiyorum. Teknikler her türlü renkle çalışıyor. Yani yeşil ve sarıyı, arkada gri, kahverengi, altın sarısı veya Vanilya sarısı ile düşünürseniz, gerçekten ticari görünecektir.

Koleksiyon yaparken en önemli şey nedir?

Arjan Beevers: Dünya büyük, her ülke kendi tarzına sahip. Ama biz herkes için bir koleksiyon oluşturmaya çalışıyoruz. Tüm ırkları, saç tiplerini ve cinsiyetleri kapsamaya çalışıyoruz. Saç koleksiyonu yaptığımız zaman “siz de böyle yapmalısınız” demiyoruz. “Bu bizim ilhamımız ama siz bunu kendinize göre yorumlayabilirsiniz” diyoruz. Sizin yorumunuz saçı birkaç cm daha uzun tutmak ya da sapsarı bir renk yerine Vanilya sarısı kullanmak olabilir.

Bir sürü ödülünüz var. Kuaförlere verilen ödülün motivasyonu nedir?

Arjan Beevers: Ben biraz rekabetçiyim ve genç yaşta başladığım salon da zaten ödüllere katılıyordu. Ayrıca benden Hollanda kuaför ödüllerine katılmamı istediler. Bu bende büyük bir etki yarattı. “Wow, istediğim şey işte bu”, dedim. Çünkü ödül törenlerinde tüm büyük kuaförler oradadır ve işleri beyaz perdede gösterilir. Ödülünüzü almak için sahneye çıktığınızda herkesin gözü sizin üzerinizdedir. İstediğimin bu olduğunu düşündüm. Bunun için çalışmaya başladım ve ödülü kazanmam neredeyse 10 yılımı aldı. 2012, Hollanda’da En İyi Erkek Kuaförü Ödülünü, ardından 2014’te “En İyi  Ticari Erkek Saçı” ödülünü kazandım. 2015 yılında ise Yılın Kuaförü oldum. O günden bu yana salonumda pek çok ödül kazandık. 25 yıllık tecrübemle şunu söyleyebilirim: her yıl bir koleksiyona sahip olmanız gerek. Sadece kuaförlük ödülleri kazanmak değil, dünyaya ne yaptığınızı, nasıl çalıştığınızı göstermek için koleksiyon çalışmak çok önemli.

Ödülün faydası nedir?

Arjan Beevers: Her şeyden önce, örneğin workshop’lar veriyorsanız ve bir ödülünüz yoksa, adını kimsenin bilmediği bir kuaförseniz, neden insanlar o workshop’a gitmek istesin ki. Ama ödülleriniz varsa ve herkes çalışmalarınızı tanıyorsa, o zaman herkes o workshop’a gelir.

Peki ya müşteriler açısından ödülün nasıl bir avantajı var?

Arjan Beevers: Seyahat eden, Hollanda’yı ziyaret eden müşterilerim var. “Hollanda’nın en iyi kuaförünü Google’da arattım, karşıma sen çıktın, o yüzden buraya geldim” diyorlar.

Önerilenler

Benzer İçerikler