Yunus Yurga ile sektöre bakış
Yoktan var olmak büyük fedakârlıklar gerektirir. Yokuşlar ile karşılaşırsınız, önünüze taşlar çıkar ama siz yine de vazgeçmezsiniz. İstediğiniz noktaya gelmek için tutunacağınız üç şey vardır: Amaç, emek ve irade… Hedeflerine ulaşmak için çok yol kateden Yunus Yurga hairist.com.tr’ye hikayesini anlattı…
Kuaförlüğe nasıl başladınız?
Bir erkek berberinde tıraş olurken, bir kalfa askerde kadın kuaförlüğü yaptığını anlatıyordu. Mesleğimi o zaman seçmiştim. 1971 yılında Alsancak’ta Feza Ali Kuaför ‘de Ali Çelik’in yanında başladım. 6 ay sonra mesleği bırakıp, Kuşadası’na gittim. 1973 yılında Kuşadası’nda Club Med Tatil Köyü’ndeki salonda iki sezon çalıştıktan sonra İzmir’de Efes Oteli’nde mesleğime devam ettim. Club Med ve Efes Oteli’ndeki deneyimlerim bana çok şey kazandırdı, dünya görüşüm değişti, daha disipline oldum.
1974’de Kıbrıs savaşından sonra Fransa’ya gidip, 8 ay çalıştıktan sonra askerlik için Türkiye’ye geldim. 3-4 ay İzmir’de mesleğe devam ettim ve İstanbul’a geldim. Selamiçeşme’de bir salonda bir sene çalıştım. 1978 Çiftehavuzlar’da kendi salonumu açtım. 3 koltukla başladı. İşler büyüyünce daha büyük salonlara ihtiyaç oldu ve aynı bölgede 4 salon açıp, kapattım. 28 koltuk ile çalıştığım 5. salonu Caddebostan’da açtım. 1992’de Çengelköy’de, 2000’de Levent Kuleleri’nde, 2003 yılında Erenköy Divan Pastanesi’nin yanında bir salon açtım. Şu anda sadece Caddebostan’daki salonda devam ediyoruz.
Kuaförlüğün geçmişi ve geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’de kuaförlük birbirini öldürerek yükseliyor, birbirimize destek olmuyoruz. Salonların fiyatlandırılma politikalarında eşitsizlik söz konusu. Çok iyi yetiştirdiğimiz kuaförler Türkiye’de kalmadı. Genç nesil karamsarlığa düşerek yurtdışına gittiler. Eski kuşağın tecrübesi ve yeni neslin enerjisi bir araya gelirse ve kuaförler çok değerli bir iş yaptıklarının farkında olarak davranırlarsa mesleğin değerinin artacağını düşünüyorum.
Salonlarda taranan saçlarda nasıl değişiklikler oldu?
Günümüzde modada minimal akımlar başladığı için abiyeler kalmadı, abiye spor kıyafetler trend olmaya başladı. Dolayısıyla salonlarda pratik, sade topuzlar taranmaya başladı.
Versace’nin Versus, Vakko’nun Vakko Club, Beymen’in Beymen Club gibi genç kesime yönelik alt markalar çıkardığı gibi, salonlarda da beklentilere göre çeşitlilik artmaya başladı.
Sizin yurtdışında da deneyimiz oldu. Ülkelere göre kadınların beklentilerinde nasıl farklılıklar oluyor?
İklimler ve çizgiler saç modasını etkiliyor. Hintli kadınlar düz ayakkabı giyerler, saçlarını ensede kullanırlar. Meksika’da sıcak bir iklim olduğu için, kadınlar saçlarını tepede toplarlar. Rusya, soğuk olduğu için kadınlar saçlarını açık bırakırlar, Japonya’da geyşalar kültürel nedenlerden saçlarını tepeden toplarlar.
İyi bir kuaför olmanın kriterleri nelerdir?
Başarılı bir kuaförün kadının ilgilendiği her şeyi takip etmesi, dünya konjektörünün bütün konuları kapsaması; sezonun moda renklerinden, yeni çıkan otomobil modellerine kadar her şeye hakim olması gerekiyor. Müşteriyi çok iyi dinledikten sonra doğru tavsiyelerde bulunmalısınız. Zor kadın vardır ama zor saç yoktur. İyi dinlerseniz çözümü bulabilirsiniz. Problem varsa çözülmek içindir. Teşhisi doğru koymazsanız, tedavi mümkün olmaz. Kadının stilini bilmeniz, nasıl bir profil çizdiğini yaşam tarzından çıkarıp, onun kurallarına göre saç tasarlamanız gerekir. Bir uzman olarak müşteriyi bilinçlendirmek zorundasınız. Artı bir değer kazandırmak için ne yapmanız gerektiği hakkında kendinizi geliştirirseniz tercih edilebilirsiniz. Mimariden, doğaya kadar gördüğünüz her şeyden etkilenip, hayattan beslenmelisiniz. Cesaretli olup, karşınızdakini de cesaretlendirmelisiniz. Gençlere tavsiyem asla vazgeçmesinler. Plansız, programsız iş yapmasınlar, hızlı karar vermesinler. Denemekten korkmamalısınız.
Sizi başarıya ne götürdü?
Size üç anahtar söyleyebilirim. Amaç, emek ve irade… Amacınız varsa, iradeniz de olmak zorunda. Bunları gerçekleştirmek için de emek vermek zorundasınız. Birini atlarsanız çözümsüz bir hal alır. Bunlara sahip çıkan insanlar şans kelimesini kullanmazlar.
Müşteri memnuniyeti sağlamak için ne yapıyorsunuz?
Paris’te okuduğum bir yazıdan etkilenerek, salonda genç müşteri yakalamak için 16-21 yaş grubu için %20 indirim fırsatı sağlayan özel bir kart çıkarmıştım.
Müşteri memnuniyeti hakkında gittiğim eğitimlerde uzun bir süre müşterinin salonu ziyaret etmediği durumlarda arayıp neden gelmediğini sormak gerektiği anlatılmıştı. Fakat bunu hiç uygulamadım. Ben böyle bir şey yaparsam kendimi aşağılanmış hissederim. Müşteri bende istediğini bulamıyorsa gitmeli. Benim 35-40 senelik müşterilerim var. Bilgi ile donatılmış bir kuaförseniz, tercih edilirsiniz.
Çalışanınız salonunuzdan ayrılmak istediğinde nasıl tepki veriyorsunuz?
İnsana yapılan yatırım en doğru yatırımdır. Ama aynı zamanda en nankör yatırımdır. Bir insana gol atmayı öğretiyorsanız, gol yediğinizde şaşırmamalısınız. Siz onları o duruma getirdiğiniz zaman iyi bir futbolcu olduklarını düşünüyor ve size gol atıyor. Bunu göze alamayan kuaförler asla sanatçı olamaz. Gerçek sanatçılar bildiklerini en kısa zamanda öğretenlerdir. Bir taraftan da rakibiniz olmasından korkmamalısınız. Ama saygılı bir rekabet olması gerekiyor.
Bir kere daha dünyaya gelseniz yine kuaför olur musunuz?
Olmuş olduğum bir şeyi tekrar olmak istemem. Yaratıcıysam niye aynı şey üzerinde durayım ki… Heykeltıraş olmak ya da resim yapmak isterdim.
Yunus Yurga’ya bu zevkli sohbet için teşekkür ederiz.