Wella Eğitim Takım Lideri Sermil Yılmaz ile beraberdik!
hairistcomtr: Bize biraz profesyonel geçmişinizden söz edebilir misiniz? Kuaförlükle ilk ne zaman tanıştınız?
Sermil Yılmaz: Mesleğime ilk olarak Almanya’da başladım. Orada bir kuaförlük eğitimi ve kuaförlük belgemi aldım. İlk aldığım belge kalfalık belgesiydi. İki sene sonra ise ustalık belgemi aldım. Toplamda beş yıllık bir kuaförlük eğitimi almış oldum. Ustalık belgemi ve Eğitici belgemi aldıktan sonra Almanya’da iki sene zincir markalardan birinin salonunu işlettim. Bu süre içinde evlendim ve ardından Türkiye’ye yerleştim.
İlk geldiğimde çok bir şey yapmak istemedim çünkü öncelikle sektörü tanımak istedim ve bir yerden sonra sadece salonlarda olmak değil, aynı zamanda eğitimci tarafımı ortaya çıkarmak ve eğitimler vermek istedim. Fakat ilk defa Türkiye’ye geldiğim zaman sektör hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Öncelikle bir eğitmen olmak istediğim için Türkiye’de kuaförlüğün nasıl işlediğini öğrenmem gerekiyordu. Çünkü eğitmenlik sadece bilgi paylaşımı değildir, verdiğiniz bilgilerin salon hayatına uygun olması gerekiyor. 2000 yılına kadar Erdem Kıramer’de çalıştım. 2000 yılının sonlarında ise Wella için çalışmaya başladım. Şu anda 15 yıllık bir Wella geçmişim var.
hairistcomtr: Almanya’ya baktığınız zaman Türkiye ile farklı bir sektörel yapılanma içerisinde. İlk geldiğinizde nasıl etkiledi bu durum sizi?
Sermil Yılmaz: Çok zorladım açıkçası. O zamanlar sektörde hiç kadın yoktu ve hâlâ da çok fazla değil. Kadın olarak sektörde parmakla sayılacak kadar kişi vardı. İlk defa salonlarda çalışmaya başlayınca gördüm ki sadece erkekler var. Benim geldiğim yerde ise bu mesleği daha çok kadınlar icra ediyordu ve şaşırdım. Sonuç olarak tabi ki zorlandım çünkü her şey çok farklı. Verilen hizmetler çok farklıydı. Kesimler ve boyalar çok çok farklıydı.
hairistcomtr: Bu durumdan dolayı mı eğitmen olmayı tercih ettiniz?
Sermil Yılmaz: Tam olarak öyle değil. Ben salon hayatını da çok seviyorum fakat hep kendimi bir eğitmen olarak yetiştirdiğim için bir nevi de bu sektöre bir şeyler yatırmak istedim. Bir şeyler paylaşmak istedim. Salonda sadece ekiple değil daha farklı kişilerle de yenilikleri paylaşmak bana çok cazip geliyordu. Dedim ki: O zaman Wella’ya başlayacağım ve eğitmen olmak istiyorum. Wella zaten eğitim tarafınızı besliyor ama aynı zamanda sektörde de kalıyorsunuz çünkü sektörden uzaklaşmıyorsunuz, sektörün içerisinde büyüyorsunuz. Bu anlamda beni çok cezbetmişti. Zaten eğitmenlik benim severek yaptığım bir şey. Eğitim vermek, bir şeyi anlatabilmek, yeni bir şey paylaşmak, en çok sevdiğim işlerdir. Zaten bu mesleğin eğitim tarafını sevmiyorsanız bence bu işi yapamazsınız.
Sektörde şu an için bazı şeyler değişti. Türkiye’de başladığım zamanlar ile şimdiki zamanı kıyasladığımda çok daha eğitime önem verildiğini görüyorum. Aynı zamanda eğitimciler önem kazandı. Çünkü büyük firmalar hep eğitim konularını gündeme getirdi. Personel eğitimi, kesim eğitimi, renklendirme eğitimi gibi. Bizim bu sektöre çok büyük yatırımlar yaptığımıza inanıyorum. Bu yatırımlar durmayacak tabii ki.
hairistcomtr: Wella’nın eğitimlerle ilgili planladıklarından biraz konuşabilir miyiz?
Sermil Yılmaz: Wella her zaman biraz daha aile gibi. Biz kuaför ile çalıştığımız zaman bir iş ortaklığı kursak dahi bir iş gibi bakmıyoruz. Biz onu kendi partner’ımız gibi görüyoruz. Wella’nın belki en büyük tarafı bir aile gibi sıcak olması. Wella’nın geçmişine baktığınız zaman zaten hep kuaföre yatırım yapmış olduğunu görürsünüz. İlk krem boyasıyla, ilk kurutma başlığıyla, ilk perma makineleriyle hep yön veren bir marka olmuş. Onun içinde biz Wella’da çalışmaya başladığımızda ilk eğitim zamanlarında bize hep kuaförle beraber biz bir aileyiz mesajı verdiler ve kuaförün ne ihtiyacı var ise onun bilgisini paylaşacağımızın altını çizdiler. Kuaförlüğü beraber yukarı çıkaracağımızı anlattılar.
Onun için her zaman söyleriz: İyi ve başarılı bir kuaför mutlaka bir Wella ürünü kullanır. Bu sloganı ile başlamıştık. Çok sevdiğim bir slogan çünkü Wella gerçekten kuaför sektörüne çok büyük ilham vermiştir. İlk eğitim akademisi Wella ile başlamış. Çünkü Wella kuaför için yarattığı ürünü sunduktan sonra kuaförü eğiterek müşterisini memnun etmesini sağlamıştır. Biz de kuaförü eğiterek onun müşterilerini daha memnun etmesi ve daha yukarı taşıması için çalıştık. Bunun için Wella eğitime çok önem veriyor. Eğitim bölümümüzün her zaman bir önceliği vardır. Onun için her yeni ürünün ardından ürünü eğitim ile destekliyoruz. Yani sadece ürünü sunmak deği, bu ürünü nasıl kullanır, bu ürün nasıl ona fayda getirir, neden kullanması gerekli, bununla destekliyoruz aynı zamanda.
hairistcomtr: Türkiye’de kuaförlük sektörünün geldiği noktaya bakıldığında neler düşünüyorsunuz?
Sermil Yılmaz: Eskiden sektöre bu kadar çok destek verilmiyordu. Şimdi ise durum böyle değil ve ben gelecek nesilden de çok umutluyum. Çok iyi ve eğitimli bir nesil geliyor. Bu yeni nesile de çok doğru doneler vermek lazım. Çünkü bu sektörü yukarıya çıkaracak olan kişiler onlar. Her dönemin bir noktası vardı ve bu yeni bir dönem. Yeni dönem ise çok çabuk tüketiyor her şeyi. Bu sebeple daha fazla yeni bilgi vermeniz gerekli. Bilgi çok çabuk akıyor ve tüketiliyor. Sizin ise piyasaya çok çabuk bilgi vermeniz gerekli, yön vermeniz gerekli. Türkiye’ye baktığınız zaman kuaförlük sektörü inanılmaz bir devrim yaşadı ve daha da yukarı gidecektir. Genç nesilin daha da yukarı taşıyacağını ümit ediyoruz.
hairistcomtr: Wella Eğitim Takım Lideri olarak sektöre nasıl yenilikler sunuyorsunuz?
Sermil Yılmaz: Bilgileri kişisel olarak değil, Wella’nın verdiği doneler ile ilerleyerek veriyorum. Wella her zaman yenilikçi bir markadır ve yeniliklerle devam ediyor. Çıkarttığımız ürünlere bakılırsa bu dört beş sene içerisinde hep son teknoloji yeni ürünler görürsünüz. Her zaman eski devri kapatıp yeni bir çağ başlatıyoruz aslında. Bütün Avrupa’da yeni bilgi ne varsa biz sektöre getiriyoruz. Dünya ile aynı standartta ilerliyoruz. Türkiye’de bu olmasın demiyoruz. Yani biz bütün yeni bilgileri alıp Türk sektörüne uygun bir şekilde piyasaya sürüyoruz. Biz bir ekibiz ve ben ekip ruhuna çok inanıyorum. Ekip olarak ilerlemek lazım çünkü sizin bakış açınızı ekibin de taşıması gerekli. Üretim ile beraber o ekibe liderlik yapmayı tercih ediyorum. Durağan pozisyonları tercih etmiyorum. Yeni nesilde koçluk olarak tabir ediliyor ve ben bu kelimeyi çok seviyorum. Ekibinize koçluk yaparak beraber ilerleyebilirsiniz ve ekip ruhunu aslında bu taşır. Tek bir insan artık bir şeylere yön veremez. Ekip olmanın zamanı ve sizinle aynı bakış açısına sahip iyi bir ekibinizin olması gerekli.
hairistcomtr: İşin bir teknik bir de sanatsal tarafı var. Bu konu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Sermil Yılmaz: İşletme konusunda aslında Türkiye’de salonlar çok tecrübeli. Her salonun kendisine göre bir dinamiği var. Siz orada salon dinamiklerini çok değiştirmeden biraz oynayabiliyorsunuz, yön verebiliyorsunuz. Bunu tabii ki yapıyoruz ve önümüzdeki sene de devam edeceğiz. İlham vermek istiyoruz doğru yöne doğru, Avrupa ne yapıyor, biz ne yapıyoruz; bu taraflara yönlendireceğiz. Fakat ben şöyle düşünüyorum: Her işletmecinin kendisine göre bir oyun kuralı var. Bu kuralların içinde ona yardımcı olabilecek neler geliştirilebilir, onu göstereceğiz. Aslında burada yine konu koçluğa geldi. O ister alır ister almaz ama ona doğru tarafını göstermeniz lazım.
hairistcomtr: Kuaför tek bir konuda uzmanlaşmalı mıdır? Yoksa farklı farklı her servisi verebilmeli midir? Bir eğitimci olarak ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Sermil Yılmaz: Buna birazda salonun kendisi karar vermeli diye düşünüyorum. Her salonun bir colorist’e sahip olması gerekmiyor veya branşlara bölünmesi şart değil. Buna salon kendisi karar vermeli. Zaten şu anda da salonlara bakıldığı zaman salonlar büyümekten çok küçülmeye gidiyor. Butik çalışıyor, özel çalışıyor. Müşteriye özel hissettirerek çalışıyor. Çünkü gelen müşteri iyi bir para veriyor ve kendisini iyi hissetmek istiyor ve alternatif çok. Bu sebeple her salonun ağırlık verdiği ve çok iyi olduğu bir dinamiği olması lazım. Mesela birisi ağırlıklı boyadır, birisi ağırlıklı kesimdir, birisi ağırlıklı şekillendirmedir. Bu dinamiği çok iyi bilmek lazım: ‘‘Salonda benim ağırlığım ne?’’ Ayrıca diğer alanlarla da bir denge kurmak lazım. Her salonun bir anayasası olmalı. Salonunuzun bir felsefesi, bir dinamiği yoksa artık sektörde var olmak çok zor. ‘‘Bir felsefemiz var.’’ diyebiliyorsanız çok iyi. Aksi takdirde her gelen yeni bir dinamik getirir ve işleyiş bozulur. Mutlaka bir salon dinamiği oluşturmalı. Salon kendi felsefesini bulmalı.
hairistcomtr: Kuaförlük okulları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Sermil Yılmaz: Açıkçası okullarda yapılması gereken çok fazla iş var ve ben öğrencilerden çok öğretmenleri eğitmek taraftarıyım. Öğrenciye yeni bir şey öğretebilirsiniz ama oradaki öğretmen bunu desteklemiyorsa bu çok zor. Onun için öğretmenleri yukarı taşımak lazım çünkü öğretmen öğrenci için bir örnektir. Öğretmen meslekte ne kadar iyi örnek olursa öğrenci o kadar bu mesleği sever.
hairistcomtr: Yeni yetişen kuaförlerin kuaförlük okulundan mezun olup kuaför olması hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu değişim markalara nasıl yansıyacaktır?
Sermil Yılmaz: Yeni nesil biraz daha özgür geliyor. Eğitimli bir nesil ve aslında çok zor bir nesil geliyor. Bu nesil her şeyi bildiğini zannediyor ve bu çok tehlikeli olabiliyor. Ona farklı bir şekilde yön vermeniz gerekir. Önceden bilgi almak için kitap okumanız, araştırmanız gerekirdi ama şimdi öyle değil her bilgiye anında ulaşabiliyor. Yani bilgiyi çabuk alıyor ve çabuk tüketiyor. Onun içinde yeni nesil tehlikeli değil. Sadece bu gurupla nasıl çalışıldığı öğrenilmeli. Çünkü sistem değişti. Biz orta kuşağız. Bizden önceki dönem var ve bizden sonra internet nesli dediğimiz bir nesil var. Bu sebeple bu nesili çok doğru kullanmak lazım. Doğru kullanıldığı zaman, doğru bilgi donanımı verildiği zaman sektörde çok iyi bir yere gidecektir. Onun için dikkatli olmak lazım ve yeni jenerasyonu olduğu gibi kabul etmemiz lazım. Değiştirmeye çalışırsanız olmuyor çünkü o yeni çağ. Eğitimci olarak biz kendimizi bu çağa göre yenilemeliyiz ki yeni çağa bir şeyler verelim.
hairistcomtr: Sosyal medya ve sektör ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sermil Yılmaz: Sosyal medya çok tehlikeli olabilir fakat doğru kullanıldığı zaman inanılmaz güzel işler de çıkabiliyor ortaya. Sosyal medya artık hayatımızda ve uyum sağlamalıyız. Sosyal medya her şeyi ayağınıza getiriyor ve bilinçli nesil ile nasıl çalışacağınızı bilmeniz gerekir. Çünkü eğer ayak uyduramazsanız o nesil sizi hemen tüketir ve yok eder. Bu nesile kuaför kendini bilinçlendirerek ulaşabilir. Örneğin modayı çok iyi takip etmeliler. Donanımlı olmalılar. Öğrendiği şeyi harmanlayarak: Ben bunu müşterime nasıl uyarlayabilirim? diye düşünmeli. Seviye hep yükseliyor yükseldikçe de zorlaşıyor çünkü önemli olan orada kalabilmektir. Bunun içinde bütün ekip ile bu ruhu taşımak lazımdır.
Sermil Yılmaz'a zaman ayırarak paylaştığı bilgiler için teşekkür ediyor, başarılar diliyoruz…
Bilginin daha ulaşılabilir olduğu günümüz teknolojisinde kuaförlüğün dijital ortamdaki haber kaynağı hairist.com.tr’nin resmi
mobil uygulaması Android ve IOS işletim sistemli akıllı telefonlarda!
İndirmek için tıklayın:
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mobiroller.mobi9450942228
https://itunes.apple.com/tr/app/hairist/id982145975