Kuaför ve Berber Meslek Odası seçimleri yaklaşıyor.

İstanbul Kuaförler Odası için adaylardan Salih Pehlivan ile konuştuk.

Aday olmaya neden karar verdiniz?

Bizden sonra gelecek nesil için kuaförlüğü daha kaliteli ve saygın bir hale getirmek gerekiyor. Sektör her geçen gün daha kötüye gidiyor. Bu kötü gidişi durdurmayı hedefliyorum. Kararlı bir şekilde 4 yıl görev yapmayı vicdani bir borç bildim.

Türkiye’nin geneline baktığınız zaman her şehrimizde kuaförlük mesleğinin daha saygın yapan insanlar var bu ülkede, ama çok az sayıda. Bu yüzden tabana doğru inmemiz gerekiyor. Biz eğer bu noktadaysak piramidin altındaki kuaförler için bir takım yasal değişimler gerçekleştirmemiz gerekiyor ki herkes yukarı doğru çıksın. İnsanlar kuaförlüğün bir sanat olduğunu çok küçük rakamlarla yapılamayacağını gerçekten bunun değerinin neyse bir oda olarak taban fiyatlarının belirlenmesine acilen ihtiyaç var. Aksi takdirde mesleğimiz çok değersizleştiriliyor.

4-5 yıldır Türkiye genelinde birçok kuaförün fiyatlara zam yapamadığını biliyorum. Bu ülkede her şeye zam geliyor. Nasıl olur da bir kuaförün önceki yıl fiyat tarifesi daha iyileşeceği yere daha kötüye gider. Kuaförün giderleri artıyor sorunları büyüyor ama tarifesine zam yapamıyor. Haksız rekabet var. Kuaför ayakta durabilmek için kazancından vazgeçiyor. Tek başına çalışmaya başlıyor. Eşiyle beraber çalışmaya başlıyor. Eleman çalıştıramıyor. 5 TL’ye kesim, 15 liraya boya gibi fiyatlarla nasıl çalışanların maaşını ödeyeceğim, nasıl vergimi, KDV’mi ödeyeceğim diyorlar.

İşletmelerin başarısının sebebi başındaki yöneticisidir. Başarısızlığın sebebi de odur. Dolayısıyla meslek odamızın başında olan kişi maalesef her şeyin sorumlusu. Yönetim Kurulu olarak bizleri ayda bir odamıza davet etti ama gerçekten hiç kurumsal olmayan toplantılar yaptık. Çok kısır konuların konuşulduğu bir ortamda bulunduğum için çok üzgünüm. Bu yönetim anlayışının değişmesi gerekiyor.

Şu an mevcut oda yönetiminde ne gibi eksiklikler var?

Başkanımız yıllardır odayı yönetmeye çalıştı ama yönetemedi. Geçtiğimiz dönemde birkaç yıl Artistik Kuaförler Derneği’nin başkanlığını da yaptı. O zamanlar bir okulumuz vardı. Öğrenci yetiştiriyorduk. Kendi başkanlık dönemimde, üyelerin hiçbir katkısı olmadan tamamen yaptığım projeler ile bağış ile bir mülk aldım. Ortaklar caddesinde kurduğumuz akademiyi Oktay Erkal sattı. O kişinin başarısı zaten beklenemez. Seçmenlere şu mesajı vermek istiyorum. Mesleğinde başarılı olmamış insanları seçmesinler. Siz oda başkanı ve yöneticileriniz olarak sektörün eksik olan yasa değişikliklerini yapabilmek için sosyal olarak örgütleneceksiniz. Meslek odasının asli görevi üyelerin mesleki gelişimini sağlamak. Fakat meslek odası bu konuda yeterli değil.

Siz neler planlıyorsunuz? Hedefleriniz nelerdir? 

Öncelikle meslek odasının asli görevlerini yapacağım. Projelerim var ama önceliğim üyelerimin mesleki gelişimini sağlamak. Bunun için de benden daha doğru bir insan yok. Çünkü eğitmen bir aday yok. İnsanların bilgisini, becerisini artırmak gerekiyor ki işleri daha iyiye gitsin, daha iyi yapabilsinler. Biz zanaatkârız. Oda iki tane şube açıyor ve en fazla 15 – 20 kişiyi çağırıp bilgi aktarmaya çalışıyor. Gelin bana para verin özel eğitim alın diyor. Ben bütün belediyelerden söz aldım. Sultangazi Belediyesi, 2000 kişiyi ağırlayabileceği salonunu eğitimler için bize açacak. Her semtte belediyelerimizle anlaşma yapıp üyelerimle bir araya geleceğim. Onların mesleki gelişimini sağlayacağım. Meslektaşlarımla toplantılar yapacağım. Onların fikirlerini meclise taşıyacağım.

Tüketiciyi bilinçlendirmek için kimsenin bir projesi yok. Çünkü böyle bir vizyonları yok. Tüketicinin neden 3 TL’ye fön çektirmemesi gerektiğini bilmesi lazım. Maliyeti düşük boyaların kanser yapabileceğini bilmeleri gerekiyor. Medya ile odamız çok önemli projeler yapabilir.

İstanbul Kadın Kuaförleri Manikürcüleri Esnaf ve Sanatkarlar Odasını üyelerine hizmet eden bir oda haline getireceğim. Türkiye’deki diğer odalara da örnek olacağım.

Ruhsatsız çalışan kuaförlere siz nasıl çözüm bulacaksınız?

Türkiye’de kaçak salonlar açılıyor. Meslek odalarının örgütlenmesi gerekiyor. Türkiye’deki kuaförlerin çoğunluğunun böyle bir talebi olduğunda nasıl böyle bir yasa çıkmaz. Kuaförlerin salon açmak için doğru bölgeyi seçmeleri federasyonun işi. 

Sultangazi Belediyesi ile bir toplantı yaptım. Belediye Başkanımız bizi dinledi. Ona en büyük sorunlardan bir tanesinin ruhsatsız salonlar olduğunu söylediğimizde derhal yetkiliyi çağırdı. Zabıta Müdürü’ne talimat vererek, hepsi denetlenecek bir tane ruhsatsız salon kalmayacak dedi.

Eleman sorununa nasıl çözüm bulacaksınız?

Eleman sorunu önemli bir sorun. Artistik Kuaförler Derneği’nde çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Okullarımızla işbirliği yapıyoruz, öğrencilere mesleği sevdirmeye çalışıyoruz. Meslek Yüksek Okulu öğrencileri kuaförlük mesleğini seçmek istemiyor. Kalifiye eleman problemi var. Manikür konusunda ciddi sıkıntı var. Doğru yerlerde manikürcü yetiştirebiliriz ve bu problemi kesinlikle çok kolay çözebiliriz. Kuaförlüğü saygın hale getirirsek öğrenciler de bu mesleği yapmak isteyecek. Kuaförler çok fazla çalışıyorlar bunu düzenlemek gerekiyor. Yasa gereği 8 saatten fazla çalışmamamız gerekiyor. Kuaförler iş yaşam dengesini kurmakta zorlanıyor. Bayramda, cumartesi pazar günleri çalışmak istemiyorlar.

AKD bu konu üzerinde çalışıyor. Çok önemli yol aldık. Odamız hiçbir zaman destek vermedi. Berberler Odası destek veriyor, İstanbul Kadın Kuaförleri Manikürcüleri Esnaf ve Sanatkarlar Odası vizyonu olmadığı için orada olmuyor. Oda olarak biz bu projenin arkasındayız üstümüze ne düşerse yapacağız diyemiyor. Maalesef bu desteği bile vermedi. Yapamazsınız olmaz gibi cümleler kurdu maalesef.

Odanın gelir gider bütçesi hakkında neler söyleyeceksiniz?

İstanbul Kuaförler Odası’nın hiçbir şekilde mali sorunu olamaz. AKD’yi 1992- 1994 yılları arasında yönettim. 63 tane üyesi vardı. Hiç bir gelirimiz yoktu. Bir organizasyon düzenledim. Geliri ile bağış yaptık. Numune Hastanesi’ne bir diyaliz makinesi hediye ettim. Gazeteler Türk kuaförlerinden örnek davranış diye başlık attılar. Bunu 7 kişilik yönetim kurulu ile yaptık. Yönetim kurulu üyelerimizin bu kısımda bir bağışı vardı. Aynı dönemde bir firma ile anlaşma yaptım. Türkiye turnesini yaptım. Firmaların eğitimlerini, seminerlerini yaptım ve bütün geliri derneğe bağışladım. Hiç paramız yoktu derneğin kasasına 63 bin TL para ile teslim ettim. AKD çok güzel yönetiliyor. AKD Moda Günleri yapıyor. Mesleki gelişim için makyaj seminerleri düzenliyor. Ücretsiz eğitimler aldırıyor. Bütün bunları odamızın yapması gerekiyor. Odamıza bakıyoruz 7000 üyemiz olduğunu varsayarsak odamızın bir sorunu olamaz. Üye aidatı ile meslek odasının memurlarının maaşlarını ödemesi için gereğinden fazla bütçesi var.

Ne kadar borcu olursa olsun hiç önemli bir sorun değildir. Orada proje yapabilecek birileri olduğunda çok kısa bir sürede bunları kapatabilir. Ben biliyorum ki odamızın çok ciddi bir şekilde üyelerinden aidat alacağı vardır. Bu paraları tahsil etmek zorundasınız. Üye aidatlarının tekrar üyeye dönmesi gerekiyor. Orası ticari bir kurum değil. Onların araç gereçleri daha uygun halde alabilecek projeler üretmesi gerekiyor.

Bir salon açılırken meslek odasının en uygun şekilde o salona ihtiyacı olan araç gerece sahip olması için yardımcı olması gerekiyor. Bu da odanın yasal görevi. Meslek odamızın ne kadar borcu olursa olsun bana göre hiç önemli değildir. Ticari olarak konuya bakmıyorum.

Yasal değişimlerle kuaförlerin haksız rekabet kaçak salonlar, diplomasız kuaförler, hafta sonu tatili, eleman bulamamak fiyat tarifeleri, standart olmayışı türban sorunu gibi sorunları var bunları meslek odasının bunları çözmesi gerekiyor.

Odanın size geri dönüşlerine sektör için faydalı işler yapıldığında aidatı da ödemekten hiç kaçınmazsınız. Biz AKD üyesiyiz. 365 TL aidat ödüyoruz. Ama hiçbir şekilde bu bizi rahatsız etmiyor. Çünkü zaman zaman keyifli projeler yapıyorlar ki biz de orada bulunmaktan keyif alıyoruz. Dolayısıyla odamız da doğru projelere imza atarsa, üyelerinin de sorunlarını durdurursa aidat ödeme zorluğu da olmayacak. Üyelerin odanın hiçbir şey yapmaması karşısında bu parayı vermek istememelerini anlıyorum. Odanın mali sorunu olamaz. İstanbul çok ciddi bir üyeye sahip bir oda. Doğru bir yönetim ile müthiş projeler yapabilir. Üye sayısı belli, odayı yanlış yönetirseniz insanların maaşlarını ödeyemezsiniz.

Sizin ilave etmek istediğiniz başka bir şey var mı?

Bütün kuaförlere sesleniyorum. Oyumuza sahip çıkmamız gerekiyor. Meslek odamızın yönetimini seçerken de o benim ustam, onun hatırı büyük gibi söylemler bir Türk kuaförüne hiç yakışmıyor. Bir kuaförün mesleğinin geleceği için oy kullanması gerekiyor. Meslek odasını doğru bir şekilde yönlendirecek, biçimlendirecek kişiye oy vermesi gerekiyor. O vizyona destek olun, aynı zamanda da hesap sorun. Hesap sormayı öğrenmemiz gerekiyor.